BİR BABANIN ENGELLİ OĞLUNA MEKTUBU Feramuz SÖZÜPEK/ Turhal
Canım Oğlum Turanım,1982 yılının 30 haziran Çarşamba günü, öğleden sonra dünyaya geldin.Dünyaya geldiğinde baygın ve yorgun haldeydin.Annende yorgun düşmüştü ki kendinden geçmişti.Ertesi gün sabaha kadar kendine gelmeden uyumuştu.Ebe hanımın uğraşlarıyla seni kendine getirdiler ama her gün akşamdan sabaha kadar ağlıyordun.Sabahları uyumaya başlardın.Bir hafta sonra, sabahleyin uyuduğunda biz de uyumuştuk.Bir anda annen sıçrayarak uyandı ki sen beşikte ağzında köpükler yığılı halde sanki boğulmuştun.Kucağımıza aldığımızda kafanı o tarafa bu tarafa sanki cansızmışsın gibi bırakıyordun.Seni alıp hemen doktora götürdüm.Tabi bu arada taksi çağıralım, gidelim deyinceye kadar yarım saat geçmiştir.
Doktor gördüğünde “Ah canım,havale geçiriyor” dedi Doktor gördüğünde “Ah canım,havale geçiriyor” dedi.O zaman bizde havalenin ne olduğunu bilmiyoruz!...Çevremizde hiç böyle bir şeyle karşılaşmamışız…. “Bir şey olur mu?” diye sorunca, “İlerde belki özür bırakabilir” dedi.Ama yine de böyle bir şeyi konduramadık.Sevgili oğlum, doktor, senin oksijen çadırında kalmanı söyledi. Ama yaşananları bize yazıp vermedi.Seni fakülteye götürmemizi istedi.Bende hemen seni apar topar alıp götürdüm.Orada topuktan kan alarak tahlil yaptılar.Hiç bir şeyinin olmadığını sölediler.Ondan sonra, tekrar bir hafta arayla ikinci,üçüncü kez havale geçirdin.İkinci ve üçüncü havalende annen hemen seni ayılttı. Tekrar doktora gidip durumu anlattık.Doktor bize “Siz evhamlısınız!” dedi. “Öyle bir şey yok,merak etmeyin” diyerek bizi gönderdiler.
Biz yaşadıklarımızı ne kadar anlatsak da yavrum, o anı görmeleri gerektiğini sölediler.İlk doktora götürdüğümüzde, doktor o an gördüklerini yazarak bize verseydi fakültede ki doktorlar da ne olduğunu anlayacaklardı.Biz ne kadar anlatsak da anlayamadılar.Neyse oğlum, canım, başka doktorlara götürdük ama ne çare!.. Yapılacak bir şey olmadığını söylediler.
Canım oğlum bir yaşına kadar bütün hareketlerin normaldi Canım oğlum bir yaşına kadar bütün hareketlerin normaldi.Yürümeye, konuşmaya tam bir yaşında başladın.Fakat cümle kurmakta zorlandın.Canım oğlum, çok tatlı, sevimliydin ve herkes tarafından çok seviliyordun. Yavrucuğum, sen iki buçuk yaşındayken kardeşin Ahu doğdu.O kadar çok seviyordun ki anlatamam.Önceleri kardeşin senin durumunu anlamıyordu.Büyüdükçe durumunu anlamaya çalışıyor, annene ve bana senin neden böyle olduğunu soruyordu.Anladığında o da çok üzülmüştü.
Turan’ım nihayet okul yaşın geldi Turan’ım nihayet okul yaşın geldi.Seni, görev yaptığım okula götürüp birinci sınıfa bırakıyordum.Fakat oradaki çocuklar gibi hemen öğrenemediğin için üzüldüğünü anladım.Annende tekrar doktora götürmek istedi.Ankara Hacettepe Üniversitesi’nde Psikiyatri Bölümü Baş Hekimi, rahmetli Atalay Yörükoğlu’ na götürdük. Doktor bize senin EĞİTİLEBİLİR DÜZEYDE olduğunu söyledi.
Ne yazık ki eğitim alacağın yaşta Turhal’da eğitim uygulama okulları yoktu.Daha sonra ilkokulların birisinde alt sınıf açıldı.Bu konuda eğitim alan bir sınıf öğretmeni görevlendirdiler. Oraya kayıt yaptırıp eğitim almanı sağladık.Daha sonra Tokat’ a eğitim uygulama okulunun açıldığını duyduk.2000 yılında kayıt yaptırdım.Beş yıl orada eğitim aldın.2005 yılından bu yana Turhal Eğitim Uygulama ve Özel Eğitim Okullarında eğitim almaya devam etmektesin.Bu zamana kadar emeği geçen, sana okuma-yazma öğreten, eğitim veren öğretmenlerine teşekkürler…
Oğlum, canım, geçmişte ki olayları anlatırken tekrar tekrar o anları yaşıyor, hüzünleniyoruz.Ama yine de mutluyuz. Sen bizsiz, biz de sensiz olamayız.Seni çok ama çok seviyoruz.
Turan’ım canım oğlum, senin haline binlerce şükürler olsun Turan’ım canım oğlum, senin haline binlerce şükürler olsun.Sen yine de okumayı, yazmayı, yemeyi, içmeyi, gezmeyi biliyor, iyiyi-kötüyü ayırt edebiliyor, çevremizdeki arkadaş ve akrabalarımızı tanıyor, onlara nasıl davranacağını biliyorsun.Allah bizim gibi çocukları olan arkadaşlara sabır versin.Çocuklarımızı da kötülüklerden korusun.
Canım oğlum nice nice mutlu ve sağlıklı yıllar dileğiyle…Baban… Feramuz SÖZÜPEK/ Turhal