ERGENLİK DÖNEMİ GELİŞİM ÖZELLİKLERİ ve ERGEN PSİKOLOJİSİ
ERGENLİK DÖNEMİNDE FİZİKSEL GELİŞİM Hazırlayan: Kemal AÇIKEL
ERGENLİK DÖNEMİ
Ergenlik ; Buluğ çağı Genç kızlık Delikanlılık Gençlik çağı olarak da bilinmektedir.
ERGENLİK NEDİR? Ergenlik (puberty), Hızlı büyüme ve gelişmenin olduğu, Kız-erkek cinsel özelliklerinin belirlendiği ilk gençlik dönemini kapsar (Yörükoğlu, 1990).
ERGENLİK BÜYÜMEKTİR, ERGENLİK DEĞİŞMEKTİR ERGENLİK yaşamın ilk iki yılı dışında, büyüme ve olgunlaşmayla ilgili en yoğun değişimlerin yaşandığı bir gelişme dönemidir.
Ergenlik Dönemi Nasıl Başlar? Endokrin bezlerinin damarlara hormon salgılamasıyla birlikte ergenlik dönemi biyolojik olarak başlar, Kandaki hormonlar erinlik süreci olarak bilinen bedensel ve cinsel değişimleri başlatır (Gander ve Gardiner, 1998).
ERGENLİK DÖNEMİ, FİZYOLOJİK DEĞİŞİKLİKLERİN ORTAYA ÇIKTIĞI ERİNLİK DÖNEMİ İLE BAŞLAR.
Erinlik dönemi: Ergenliğe bir temel hazırlayan, İnsanın cinsiyet yeteneklerini kazandığı, Bir yönden çocukluk, diğer yönden ergenlikle çakışan, Kısa ve çabuk bir değişme dönemidir (Hurlock, 1995).
ERİNLİK NE ZAMAN BAŞLAR? Kızlarda ortalama 11-12 yaşlarında başlayan ve altı ay kadar süren bu dönem, erkeklerde 13 yaşlarında başlar ve iki yıl sürer (Yavuzer, 2005).
Erinlik Döneminde Meydana Gelen Fiziksel Değişimler: Bedensel büyüme hızında artış, Cinsel organların büyüyüp gelişmesi (Birincil cinsiyet özelliklerinin kazanılması) Göğüslerin büyümesi Ses tonunun değişmesi Cinsel bölgelerde ve koltuk altlarında tüylenme, Vücut ve yüz organlarının değişmesi (Bühler, Spigel ve Thomas, 1987).
ERGENLİK DÖNEMİ
ERGENLİK, ÖNCELİKLE BİR FİZYOLOJİK DEĞİŞİM DÖNEMİDİR. BU DEĞİŞİM; DUYGUSAL, SOSYAL VE ZİHİNSEL OLGUNLUĞA ELVERİŞLİ BİR TEMEL HAZIRLAR..
ERGENLİK YAŞI? Çocukluktan yetişkinliğe geçiş dönemi olan ergenlik 12-21 yaşlarını kapsar (Yavuzer, 2005). UNESCO, ergenlik dönemini 15-25 yaş dilimleri arasında göstermektedir. Dünya sağlık örgütü 10-19 yaşları arasında geçen süreyi ergenlik dönemi olarak kabul etmektedir.
Türkiye’de ergenlik yaşı: Tüba (Türkiye Bilimler Akademisi) da yapılan bir araştırmaya göre, Türkiye’de ergenlik yaşı kızlarda 12,7 ile 21,6; erkeklerde 13,7 ile 23,1’dir (Çuhadaroğlu ve ark., 2004).
ERGENLİK DÖNEMİNDE FİZİKSEL GELİŞME
ERGENLİK DÖNEMİNDE FİZİKSEL GELİŞİMİN İKİ BOYUTU BULUNMAKTADIR: 1. CİNSEL GELİŞİM 2. BEDENSEL GELİŞİM
1. CİNSEL GELİŞİM: HORMONLAR Hormonlar, ergenlik döneminde bedensel ve cinsel gelişmeyi başlatırlar (Özbay ve Öztürk, 1992). Beynin hipotalamus bölgesinden gelen uyarılarla hipofiz bezi hormonlar salgılamaya başlar (Yörükoğlu, 1990). Hipofiz bezinden gelen uyarılar doğrultusunda cinsiyet bezleri ve adrenal bez korteksi aktif hale gelir (Eichorn, 1995).
Cinsiyet Hormonları: Östrojen ve progesteron Kadın cinsiyet hormonları Testesteron Erkek cinsiyet hormonu
Ergenin Fiziksel Değişiminde Hormonların Rolü: Östrojen hormonu kızlarda göğüslerin büyümesi, tüylenme ve kilo artışını etkiler. Progesteron hormonu yumurtalıklarda hücre yenilenmesini sağlar. Testeron hormonu erkeklerde tüylenme, ses değişimi, cinsel organlar ve iskelet gelişimini etkiler (Rice, 1990).
2. BEDENSEL GELİŞİM: Boy gelişimi Boy uzaması, özellikle 11-16 yaşlarında hızlanır. Daha sonra yavaşlayarak 18-20 yaşlarına kadar sürer (Yörükoğlu, 1990).
Büyüme: Bedende büyüme tüm organlarda değişik hızla gerçekleşir. Önce eller ve ayaklar büyür. Yüzde önce burun ve çene büyür. Kalçalar omuzlardan önce büyür. Kızlar da kalçalar, erkeklerde omuzlar genişler.
BÜYÜMEDE CİNSİYET FAKTÖRÜ: Erkekler ve kızlar için büyüme farklı zamanlarda başlamaktadır. Ortalama olarak kızlar büyümeye erkeklerden 2 yıl önce başlarlar ve büyüme sürecini erklerden daha önce tamamlarlar.
Kilo artışı Boyun uzamasıyla birlikte ağırlık da artar. Yaklaşık 14 yaşlarına kadar kızlar erkeklerden daha fazla kilo alırlar. Daha sonra erkekler kızları geçer (Gander ve Gardiner, 1998).
İskelet ve kas gelişimi: Ergenlik döneminde vücuttaki kemiklerin hacmi büyür. Bu dönemde kemiklerin gelişimi sağlıklı beslenmeye bağlıdır. Ergenlik dönemindeki ağırlık artışı vücuttaki kemiklerin hacimlerinin büyümesiyle ilişkilidir.
Beden şekli ve oranları: Çocukluk döneminde erkek ve kızların bedenlerinde şekil açısından çok az fark varken, ergenlik döneminde bu farklılıkların giderek arttığı görülür. Ergenlik döneminde erkeklerin bacakları düz, kalçaları dar, omuzları geniştir. Kızların bacakları eğimli, kalçaları geniş, omuzları dardır (Yavuzer, 2000).
ERGENLİK DÖNEMİNDE FİZİKSEL GELİŞİME BAĞLI OLARAK ORTAYA ÇIKAN SORUNLAR
Büyümeye bağlı sorunlar: Ergenlik dönemi öncesinde uzamaya başlayan kol ve bacaklar ergenin vücudunda bir orantısızlık yaratır. Erinlik döneminde vücudunda meydana gelen büyümeye uyum sağlamaya çalışan ergenin davranışlarında sakarlıklar görülür. Çünkü büyümesini sürdüren ergenin davranışları kendi kontrolünden çıkmıştır (Siyez, 2008).
Kilo ile ilişkili sorunlar: Kilo kaybı (aneroksiya nevroza) Dış görünüşleriyle aşırı ilgili olan ergenler, şişmanlamaktan kaygılandıkları için yemeyi red etme veya aldıkları herhangi bir besini kusma eğilimine girişebilmektedir. Aşırı şişmanlık (obezite) Ergenlerin en sevdikleri yiyeceklerin yüksek kalorili yiyecekler olması onların aşırı kilo alma riskini arttırmaktadır (Gander ve Gardiner, 1998).
Bedensel görünüşe bağlı sorunlar Kısa ya da çok uzun boylu olmak; Çok şişman ya da çok zayıf olmak ergenin grup içindeki statüsünü ve arkadaş ilişkilerini etkileyen önemli bir faktör olabilir.
Hormonlarla ilişkili sorunlar Aşırı terleme, Deride yağlanma, Vücut ve yüzde sivilcelenme görülür. Bu da ergenin bedeninden memnuniyetsizlik duymasına yol açar (Rice, 1990).
Erken olgunlaşmaya bağlı sorunlar: Fiziksel gelişimi akranlardan önce gerçekleşen erkeklerin çevrelerince bağımsız davranışlar sergilemeleri desteklenir. Kızlar için ise erken olgunlaşma dezavantaja dönüşmektedir. Çünkü erken olgunlaşan kız çocuklarından yaşlarından daha olgun davranışlar ve sorumluluklar beklenir (Gander ve Gardiner, 1998).
Geç olgunlaşmaya bağlı sorunlar: Geç olgunlaşma ise hem kız hem de erkek çocuklarında üzüntüye yol açmaktadır. Geç gelişen ergenler kendilerini zayıf ve yetersiz olarak algılarlar. Olumsuz benlik algısı geliştirirler (Gander ve Gardiner, 1998).
Fiziksel değişiklikler önemlidir!! Fiziksel değişiklikler ergenlik döneminde ortaya çıkan psikolojik ve sosyal değişikliğin başlatıcısı ve düzenleyicisi olduğu için önemlidir (Dinçel, 2006).
Ergenlik Döneminde Temizlik Ter ve yağ bezlerinin hızlı çalışması sebebiyle ergenler sık sık duş almaya ihtiyaç duyarlar. Tüylenme, vücutta meydana gelen kötü kokular ve vücut temizliğine özen göstermeleri önemlidir. Ergenlerin kendilerine özel temizlik malzemeleri olmalıdır.
Bir Hatırlatma Ergenlik dönemi boyunca meydana gelen fiziksel değişiklikler ergenin bedenine uyum sağlamasını zorlaştırabilmekte, psikolojik açıdan gerginlik ve huzursuzluk yaratabilmektedir. Bu dönemde yetişkinlerin ve ebeveynlerin tutumları ergenin gelişimi için oldukça önemlidir.
ERGENLİK DÖNEMİNDE BİLİŞSEL GELİŞİM
HAZIRLAYAN: BİRCAN ERGÜN BAŞAK
GİRİŞ Ergenlik dönemi yaşamsal gelişim periyodu içerisinde ayrıksı bir dönem değildir. Kendine özgü bazı karakteristik özellikleri olmakla birlikte, ergenlik çocukluk ve yetişkinlik ile bağlantılı olan bir dönemdir (Santrock, 1998). Bir başka ifade ile ergenlik dönemi bireyin fiziksel, bilişsel ve sosyal yönden yetişkinliğe hazırlandığı bir dönemdir (Sigelman ve Shaffer, 1991).
Biliş, Zihinde meydana gelen aktiviteleri, Bilme ya da bilgi edinme süreçlerini, Düşünce, anlama ve anlam yükleme yetilerinin gelişimini ifade etmektedir (Sigelman ve Shaffer, 1991).
BİLİŞSEL GELİŞİMİN DOĞASI Zekanın doğum öncesinden ergenlik dönemine kadar hızla geliştiği,15-16 yaşlarında doruğa ulaştığı, 16 - 20 yaşlar arasında ise zeka gelişim hızının yavaşlayarak ilerlemesini sürdürdüğü belirtilmektedir (Köroğlu, 1990).
ERGENLİK DÖNEMİNDE BİLİŞSEL GELİŞİM SÜRECİ İLK ERGENLİK KIZLAR: 11 - 14 YAŞ ERKEKLER: 13 – 15 YAŞ ORTA ERGENLİK KIZLAR: 14 - 16 YAŞ ERKEKLER: 15 – 17 YAŞ İLERİ ERGENLİK KIZLAR: 16 - 21 Y AŞ ERKEKLER: 17 - 21 YAŞ ● SOMUT DÜŞÜNCE HAKİMDİR. ● SOYUT DÜŞÜNCE GELİŞİMİ BAŞLAR. ● SÖZEL DİLDE GELİŞİM GÖRÜLÜR. ● İLERİ DÜZEYDE SOYUT VE KARMAŞIK OLAYLARI ANLAYABİLME YETENEĞİ GELİŞMİŞTİR.
Somut Düşünce Biçiminin Özellikleri: Olayları tek yönden görmek, Farklı bakış açılarına kapalı olmak, Dünyayı “siyah” ya da “beyaz” olarak algılamak, Esneklikten, çok boyutlu ve eleştirel düşünceden uzak olmak somut düşünce yapısının özelliklerindendir (Köroğlu, 1990).
Soyut Düşünce Biçiminin Özellikleri: Akıl yürütebilme becerisine sahip olmak, Bir sorunun farklı boyutlarını görebilmek, Geleceğe ilişkin çıkarımlar yapabilmek soyut düşünce yapısının özelliklerindendir (Köroğlu, 1990).
İLK ERGENLİK DÖNEMİNE ÖZGÜ BİLİŞSEL GELİŞİM ÖZELLİKLERİ ( Kızlar: 11-14 yaş ) ( Erkekler: 13-15 yaş ) Henüz problem çözme becerileri gelişmemiştir. Somut düşüncenin ağırlıklı olduğu bu evrede ergende ben merkezci düşünce (herkesin ilgisinin kendisi üzerinde olduğuna inanma) hakimdir (Santrock, 1998).
İLK ERGENLİK DÖNEMİNE ÖZGÜ BİLİŞSEL GELİŞİM ÖZELLİKLERİ ( Kızlar: 11-14 yaş ) ( Erkekler: 13-15 yaş ) Somut düşünce biçimine bağlı olarak ergenler dürtüsel davranışlar sergilerler. Bir başka ifade ile davranışlarının sonuçlarını göremeden hareket ederler. Geleceğe dair planlar yapmazlar. Gelecekle ilgili sınırlı düşüncelere sahiptirler (Santrock, 1998).
ORTA ERGENLİK DÖNEMİNE ÖZGÜ BİLİŞSEL GELİŞİM ÖZELLİKLERİ ( Kızlar: 14 – 16) ( Erkekler: 15 – 17) Neden-sonuç ilişkileri kurma ve soyut düşünebilme başlar. Geleceğe yönelik çıkarımlarda bulunurlar (Gander ve Gandier, 1998).
ORTA ERGENLİK DÖNEMİNE ÖZGÜ BİLİŞSEL GELİŞİM ÖZELLİKLERİ ( Kızlar: 14 – 16) ( Erkekler: 15 – 17) Toplumsal ve entelektüel konulara merakları artar. Deneyerek öğrenmeye yönelirler. Olanlar ile olması gerekenler arasındaki farka odaklanan ergenler idealisttirler (Gander ve Gandier, 1998).
ORTA ERGENLİK DÖNEMİNE ÖZGÜ BİLİŞSEL GELİŞİM ÖZELLİKLERİ ( Kızlar: 14 – 16) ( Erkekler: 15 – 17) Her şeyi bildiklerini düşünürler. Her şeye güçlerinin yeteceğine inanırlar. Zaman zaman somut düşünceye gerilemeler görülebilir (Santrock, 1998).
İLERİ ERGENLİK DÖNEMİNE ÖZGÜ BİLİŞSEL GELİŞİM ÖZELLİKLERİ ( Kızlar: 16 – 21) ( Erkekler: 17 – 21) Soyut düşünce becerisi gelişmiş düzeydedir. Problem çözme becerisi gelişmiştir. Karşılarına çıkan sorunlarla uygun yollarla başa çıkacak stratejiler geliştirirler (Sigelman ve Shaffer, 1991).
İLERİ ERGENLİK DÖNEMİNE ÖZGÜ BİLİŞSEL GELİŞİM ÖZELLİKLERİ ( Kızlar: 16 – 21) ( Erkekler: 17 – 21) Ergende yetişkin düşünce biçimi gelişmiştir. Geleceğe yönelik gerçekçi ve somut amaçlara sahiptirler (Köroğlu, 1990).
ERGENLİK DÖNEMİNDE BİLİŞSEL GELİŞİMİN ERGEN ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ Ergenlik dönemine özgü bilişsel değişiklerin ergeni beş boyutta etkilediği belirtilmektedir (Steinbeck, 2005): 1) Bir problem ya da durumla ilgili var olan bütün olasılıkları düşünürler. Örneğin bir yerde yangın çıkmışsa ergen o yangının çıkmasının olası bütün sebeplerini dile düşünür.
ERGENLİK DÖNEMİNDE BİLİŞSEL GELİŞİMİN ERGEN ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ 2) Parçaları birleştirerek bütünü bulma becerileri gelişmiştir. Bağlantılar kurma ve neden-sonuç ilişkileri kurma becerileri gelişmiştir. 3) Olayları hayali bir biçimde zihinlerinde canlandırarak analiz ederler. Bu özellik onların kendilerine ilişkin farkındalık kazanmalarına katkı sağlar.
ERGENLİK DÖNEMİNDE BİLİŞSEL GELİŞİMİN ERGEN ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ Olayları hayali canlandırma yolu ile analiz etme becerisi ergenlerde hayali seyircileri olduğu düşüncesi yaratır. Başka bir deyişle başkalarının kendi davranış ve dış görünüşleriyle ilgilendiklerini düşünürler. Ona göre davranışlarını düzenlerler. Ergenler hayali seyircilerinden hareketle kişisel efsaneler oluştururlar. Bir başka ifade ile kendi duygu, düşünce ve deneyimlerinin eşsiz olduğuna inanırlar.
ERGENLİK DÖNEMİNDE BİLİŞSEL GELİŞİMİN ERGEN ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ 4) Ergenlerin çok boyutlu düşünme becerilerinde artış görülür. Bu onların bir taraftan karmaşık ve soyut konuları anlama yeteneklerinin arttığını diğer taraftan da espri anlayışlarının geliştiğini belirtmektedir. 5) Olaylara esnek ve göreceli bir bakış açısıyla yaklaşırlar. Bu nedenle olayları sorgulama ve her konuda tartışma eğilimindedirler
BİLİŞSEL GELİŞİMDE ERGENLİK DÖNEMİNİN ÖNEMİ Ergenlik dönemi yetişkinliğe geçiş evresidir. Ergenlikteki yaşantılar bireyin yetişkinlikte sahip olduğu düşünce yapısını biçimlendirir. Ergenlik dönemdeki yaşantıların sınırlılığı ya da zenginliği bireyin yetişkinlik yıllarındaki akıl yürütme, problem çözme, eleştirel düşünebilme gibi becerilerini etkilemektedir (Santrock, 1998).
ERGENLİK DÖNEMİNDE BİLİŞSEL GELİŞİMİN ERGENİN DAVRANIŞLARI ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ Var olan durumun asıl olması gereken biçimi üzerinde yoğun düşünceler üretirler. Bu nedenle de mantıklı bulmadıkları şeylere karşı asi tavırlar sergilerler. Soyut düşünce becerileri geliştiği için empati kurmaya başlarlar. Başkalarının duygu ve düşüncelerini algılarlar (Sigelman ve Shaffer, 1991).
ERGENLİK DÖNEMİNDE BİLİŞSEL GELİŞİMİN ERGENİN DAVRANIŞLARI ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ Başkalarının gözünde nasıl göründüklerini düşünerek ona uygun tepkiler geliştirmeye yönelirler. Bedensel ve bilişsel gelişimin tamamlandığı ileri ergenlik döneminde ergen artık dünyaya ilişkin yeni bakış açıları oluşturmuştur (Santrock, 1998).
ERGENLİK DÖNEMİNDE BİLİŞSEL GELİŞİMİN ERGENİN DAVRANIŞLARI ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ Kendisini artık kendisine ait olan yeni değerler ve felsefi görüşler ile ifade eder. Bilişsel gelişimin tamamlanması ile ergen sosyal ilişkilerindeki tutumlarını da değiştirir.
ERGENLİK DÖNEMİNDE BİLİŞSEL GELİŞİMİN ERGENİN DAVRANIŞLARI ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ Olayları farklı bakış açılarıyla değerlendirebildikleri için her şeyi sorgular ve eleştirirler. Özellikle de 15 yaşındaki genç ergenin en büyük arzusu hem kendisini anlayabilmek hem de başkaları tarafından anlaşılabilmektir (Gessel ve ark, 1956).
ERGENLİK DÖNEMİNDE BİLİŞSEL GELİŞİMİN ERGENİN DAVRANIŞLARI ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ Ergenler, entelektüel bir genişleme içindedir ve akademik yaşantının önemini fark ederler. Soyut düşüncenin gelişimi ile birlikte ergenin ahlaki gelişimi de gerçekleşmektedir. Bu nedenle ergenin inançlar ve kurallar ile ilgili düşünceleri de değişir (Sigelman ve Shaffer, 1991).
ERGENLİK DÖNEMİNDE BİLİŞSEL GELİŞİMİN ERGENİN DAVRANIŞLARI ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ Ergen nasıl konuşması, nasıl oturup kalkması ve hatta nasıl gülümsemesi gerektiği gibi konularla meşguldur. Bilişsel gelişimde yaşanan tüm bu değişiklikler aslında ergenin kimlik oluşturma çabasının birer ürünüdür (Santrock, 1998).
ERGENLİK DÖNEMİNDE BİLİŞSEL GELİŞİMİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER Aile ve çevre önemlidir. Ergenin etkileşimde bulunduğu kişilerin ergen ile olan ilişkileri ve ergenin karşılaştığı uyarıcılar onun bilişsel gelişimini etkilemektedir. Ergenlik döneminde bilişsel gelişimin sonucu olarak ergenin öğrenme merakı ve başkalarıyla iletişim kurma yeteneği artar. Bu nedenle ergene ilgi duyduğu alanlara yönelme fırsatı verilerek gelişimi desteklenmelidir (Yavuzer, 2005).
Anne babalara öneriler: Ergenin davranışlarına rehberlik edecek olan değerlerini kazanması ve bu değerleri biçimlendirmesi konusunda yardıma gereksinimi vardır. Ergenin bu gereksinimi karşılayan ve ergenin yaşamında etkili olan kurum ailedir. Bu nedenle aile üyelerinin birbirlerine ve ergene karşı davranışları ergenin bilişsel gelişimi üzerinde etkilidir (Yavuzer, 2005).
ERGENLİK DÖNEMİNDE PSİKOSOSYAL GELİŞİM
ERGENLİK DÖNEMİ
ERGENLİK DÖNEMİNDE PSİKOSOSYAL GELİŞİM Psikososyal gelişim ergenin davranışlarında meydana gelen bir dizi sosyal değişikliktir. Psikososyal değişiklikler fiziksel ve bilişsel değişiklikler ile aynı zamanda ve bir eşgüdüm halinde ortaya çıkmaktadır. Sosyal gelişimin büyük bir bölümü ahlak gelişimi ve kimlik gelişimi ile ilişkilidir (Newton, 1995).
Ergenlerin psikososyal gelişim görevleri (Santrock, 1998): Kimlik kazanımı Bağımsız davranabilme Hem cinslerle ve karşı cinsle olgun ilişkiler kurabilme Karşı cinsle romantik ilişkiler geliştirebilme
KİMLİK İlk çocukluk deneyimlerinin gelişimsel sonucu, Uyum sağlama başarılarının bir özeti, Kişiliğin yapısal bir düzenlenişi olarak görülebilir (Yavuzer, 2005).
Kimlik kazanımı Kimlik gelişimi ergenlik döneminin bir özelliğidir. Bu süreç içinde ergenler aileleri, akran kümesi ve toplumda egemen değerleri içselleştirme uğraşları verir. Varolan ve alınan her değer sentez, entegrasyon ve özümseme süreçlerinden geçirilerek yeni bir yapıda bütünleştirilmeye çalışılır. Bu özellikler geçmişten kopmadan yeni özelliklerin kazanılmasını sağlar (Yavuzer, 2005).
Kimlik kazanımı Kimlik kazanımı sürecinde ergen çocukluk özdeşimlerini yeniden araştırır, irdeler ve böylece onları değiştirme, işine yaramayanları bırakma olanağını bulmuş olur (Yavuzer, 2005).
Ergenin temel sorusu BEN KİMİM? KİME BENZEMELİYİM?
Kimlik karmaşası Fiziksel değişim Mesleki ve sosyal seçenekler Ebeveyn ve akran grubunun beklentilerinin bir araya gelmesiyle oluşur. Kimlik bunalımı, Kişisel bir yön arayışı sürecidir. Ergenin benlik bütünlüğünü oluşturma ve uyum çabalarını içerir (Santrock, 1998).
Erikson’a göre kimlik gelişiminin aşamaları: 1. aşama: çocuksu rollerden uzaklaşma ve ben kimim sorusuna tatmin edici yanıtlar arama aşamasıdır. 2. aşama: deneme yanılma aşamasıdır. Ergen kendini keşfetmek için deneme girişimlerinde bulunduğu aktivitelerde başarısızlık yaşarsa aşağılık duygusu geliştirebilir. Bu da dağılmasına yol açar (Yavuzer, 2005).
Marcia’nın dört kimlik düzeyi: Marcia (1966)’ya göre, karmaşa ergenin anlamlı seçenekler arasında seçim yapmaya çalıştığı süreçtir. Bu dönemde ergenin davranışlarına yön veren anlamlı seçimler yapmasıyla bağlanım gerçekleştirmiş olur.
Marcia (1966)’nın dört kimlik düzeyi 1) Kimlik kazama: Kimlik kazanımını gerçekleştirmiş olan genç bir mücadele evresinden geçtiğinin farkındadır. Pek çok alanda araştırır ve bir bakış açısı geliştirerek arayışını anlamlı bir sona bağlar. 2) Moratoryum: Bu evrede kalan genç, pek çok kişisel soruya yanıt arar. Arayışlarını, çözüm getiremediği bir çok soruyla boğuşarak sürdürür.
Marcia (1966)’nın dört kimlik düzeyi 3) Mevcut kimliği benimseme: Bu özellikteki ergenler herhangi bir arayış içinde değillerdir. Başkalarının özellikle de anne ve babalarının görüşlerini benimserler. 4) Kimlik dağılması: kimlik dağılması yaşayan genç kendine özgü bir bakış açısı geliştirememiştir. Hiç böyle bir ihtiyaç içinde de değildir.
Özetle; Kimliğini kazanan genç mesleki ve politik kararlara sahiptir. Moratoryum aşamasındaki gençler ise mesleki ve politik düşüncelerinde seçenekler arasında kararsızlık yaşarlar. Mevcut kimliği benimseyen ergenler ebeveynlerinin politik görüşleri ile mesleki tercihlerine uygun davranırlar. Dağılmış kimlikteki ergenlerin ise meslek seçimi ya da dünya görüşü yoktur.
Bağımsızlık Ergen bir yandan ailenin desteğine gereksinim duyarken bir yandan da özerk olmak ister. Psikososyal gelişimle ilişkili ilk önemli farklılık ergenin ailesinden uzaklaşarak akran gruplarına yaklaşmasıdır. Ergenin akran gruplarına yaklaşmasıyla ortaya çıkan yeni ilişkiler yeni bir sosyal yaşamın başladığının ipuçlarını verir.
Bağımsızlık Ergen daha çok akranlarıyla sosyal etkinlikler geliştirmeye başlar ve evde daha az vakit geçirir (Sigelman ve Shaffer, 1991). Akranlarıyla vakit geçirmenin ergen için önemli hale gelmesiyle birlikte ergenin ailesinden uzaklaşır (Newton, 1995). Kendisini aileden ve toplumdan uzaklaşan ve yalnız kalmak isteyen ergen tek sosyal etkileşim kaynağı olan akranlarına yaklaşır (Santrock, 1998).
Ergenlerde aileden uzaklaşma ve yalnızlık: Aileden ve toplumdan uzaklaşma ve yalnız kalma ergenlerin gelişimi için sağlıklı bir uyum evresidir.
Aileden uzaklaşma: Ergenlerin aileden uzaklaşmaları biyolojik değişikliklerin etkisiyle şekil alan benlik kavramının gelişimi ile başlar. Ergenler değişen bedenlerini kabul etme ve bu değişiklikler üzerine düşünecekleri mekanlar ararlar. Bu yüzden aileden uzaklaşma eğilimi sergilerler (Santrock, 1998).
Yalnızlık: Yalnızlık ise ergene yeni rolleri deneyimleme, makyaj yapma, saçlarını şekillendirme, müzik dinleme ya da ilgi alanlarına yönelik aktiviteler yapma gibi olanaklar sağlar. Akranları onun için önemlidir. Yalnız kaldığında onlardan aldığı geribildirimlere odaklanır (Santrock, 1998).
Değerler: Ergenler aile ve toplumdan uzaklaşma sürecinde ergenler otorite figürlerinin kurallarını, değerlerini ve inançlarını sorgularlar. Bu ergenlerin varoluşsal çabaları için sağlıklı bir basamak; ebeveynler için ise zorlayıcı bir basamaktır (Gander ve Gardiner, 1998).
Akranlarla yakın ilişkiler Ergenin kendisini aile ve toplumdan izole etmeye başladığı 13 yaş dolaylarında hem aynı cinsteki hem de karşı cinsteki akranlarla ilişkiler gelişir. Çok yakın dostlukların geliştiği bu dönemde ergenlerin çok özel sosyal beceriler geliştirdikleri görülür (Santrock, 1994).
Yakın İlişkiler Aileye karşı akranlar: Ben merkezcilik en üst düzeydedir. Aynı cinsteki akranlarla ilişkiler çok önem kazanmıştır. Çünkü ergen için aynı cinsteki akranların her biri onu seyreden birer seyircidir (Yavuzer, 2005).
Aynı cinsiyetteki akranlar Ergen aynı cinsteki akranlara beğenilmek için çabalar ve onlardan gelen geribildirimlere son derece önem verir. Ergen aynı cinsiyetteki akranlarıyla olan etkileşiminde modadan kendisini hiç ilgilendirmeyen konulara kadar çok geniş bir yelpazede pek çok alanda fikir edinir (Newton, 1995).
Aynı cinsiyetteki akranlar Aynı cinsiyetteki akran grubunun ergen için bilgi edinme kaynağı haline gelmiştir. Aynı cinsten akranlarla yakın ilişkiler ergenlerin özgüven duygusu ve sağlıklı uyum geliştirmeleri açısından önemlidir. Özellikle de ergenliğin ilk yıllarında toplumdan uzaklaşmaya başlayan ergenler için özel ve önemli dostluklar kurma eğilimi artmaktadır (Santrock, 1994).
Romantik ilişkiler (Cinsellik) Kara sevda ya da aşık olma:Ergenlerin romantik ilişkilerinin başlangıçta kısa süreli ve yüzeysel olduğu görülmektedir. Statü: Gruplaşma ya da popülarite amaçlı romantik ilişkiler geliştirmeye başlarlar. Özel değer verme: anlamlı bağlanma, tutkuyla sevme ve kaybetme kaygısı duyma evresidir. Bağlanma: bağlanma ve uzun süreli romantik ilişkiler gelişir (Gander ve Gandier, 1998).
Topluma geri dönüş evresi Ergenlerin derin romantik ilişkiler geliştirmeleriyle birlikte daha önceleri uzaklaşıp soyutlandıkları aile ve toplumsal ilişkilerine geri döndükleri görülür. Ergenlerin artık kendi grupları oluşmuştur ve bu grupla birlikte sosyal aktiviteler organize ederler.
Ergenlikten yetişkinliğe; Ergenler yetişkinliğe ulaştıklarında akran grubunun etkisi azalmıştır. Kendisi için çok özel bir anlamı olan ve romantik bir ilişki yaşadığı ya da yaşamayı arzuladığı karşı cinsteki kişiyi unutmuştur.
Ergenlikten yetişkinliğe Bazı özel dostları hala kendisi için birinci derecede öneme sahiptir. Ergenlerde meydana bu gelişim ergenin bağımsızlığını kazanma eğilimini arttırır ve güvenli bir yetişkin kimliği geliştirmesini sağlar (Newton, 1995).
Anne babalara öneriler: Bu evrede ergenleri kontrol altında tutmaya çalışan ebeveynler ergenlerin asi tepkileriyle karşılaşır ve katı tutumlar izleyerek sorunu çözmeye çalışır. Bu nedenle ergen sevildiği duygusunu hissedemez. Aileler ergenin kararlarını oluşturmasına yardım etmelidir. Örneğin çocuklarına alternatifler sunarak içinden ergenin kendi tercihini yapmasını sağlayabilirler.
Anne babalara öneriler: Ergenlerle iletişim çok önemlidir. En azından ayda bir kere aile toplantıları yapmak, anne-kız gecesi, anne-oğul gecesi gibi saatler planlamak iletişimi güçlendirebilir. Aileler ergenlerin hoşlandıkları bazı aktivitelere onlarla katılarak da ilişkilerini kuvvetlendirebilir. Örneğin birlikte kek yapmak, maça gitmek gibi.
ANNE BABALARA ÖNERİLER
HAZIRLAYAN: BİRCAN ERGÜN BAŞAK
GİRİŞ Ergenlik bireyin aile, arkadaş grubu ve daha genel anlamda toplum içindeki konumunu belirlemeye çalıştığı bir evredir. Bu evrede ergenler bir dizi değişikliğe uyum sağlamaya çalışır. Ergen, ailesinden bağımsızlaşarak yetişkinlik yıllarındaki iş, okul ve kişiler arası ilişkileri ile ilgili kendi kararlarını verme ve bağımsız seçimlerini yapabilme mücadelesi içindedir (Santrock, 1998).
Hiç kuşkusuz ergenlik zor bir süreçtir. Bu süreçte ergen ; çeşitli fiziksel değişiklikler, akran etkisi, sosyal trendlerin ergende yarattığı baskılar, aile üyeleri, öğretmenler ve diğer yetişkinlerin artan beklentileriyle kuşatılmış haldedir.
Bunların yanında ergen, Akranların, Ebeveynlerin ve Medyanın karmaşık mesajları ile karşı karşıyadır. Aynı zamanda da aitlik ihtiyacını gidermekle meşgüldür. Üzerinde toplumsal ve akademik bir baskı hisseder.
Pek çok ergen için Aile içi çatışmalar Kalabalık sınıflar Akraba ve komşulardan soyutlanma Alkol ve madde bağımlılığına yönelme ciddi sorunlar doğurmaktadır.
Ergenler aile, okul, sosyal ilişkiler ve madde kullanımına yönelme gibi sorunlarıyla başa çıkamadıklarında Okulu bırakma, Evden kaçma, Şiddet ve suç olaylarına karışma Madde bağımlısı olma gibi sonuçlar ortaya çıkmaktadır.
Ergenler risk almaya çok eğilimlidirler Ergenler risk almaya çok eğilimlidirler. Çünkü aile merkezli bir dünyadan koparak içinde kendi kimliğini bulacakları toplumsal hayata karışmak üzeredirler. Bu yüzden ebeveynlerini başka ebeveynlerle kıyaslarlar, ebeveynlerinin onaylamadığı kişilerle arkadaşlık ederler, ailenin ya da toplumun koyduğu kuralları ihlal etmeye yönelirler.
Bu davranışlarıyla ergenler aslında kendi sınırlarını denemektedirler. Ebeveynlerinin gözetimi olmadan yaşayabileceklerine inanırlar. Kendi güçlerini ispatlamaya çalışırlar. Tüm bunlar çocuklarının güvenliğinin tehlikeye girmesinden endişelenen ergen ebeveynlerini kaygılandırmaktadır.
Anne Babalara Öneriler Ergenlik dönemi hakkında bilgi edinin. Kendi ergenliğinizi hatırlayın. Değişen duygularınızı, otoriteye karşı öfkenizi, kaygılarınızı ve umutlarınızı. Çocuklarınıza daha iyi destek olabilmek için bir uzmandan yardım alın. Konuşmaktan çok dinleyin. Çocuğunuz bu yaşına kadar zaten uzun yıllar boyunca hep dinleyici konumundaydı. Artık duygularını ve düşüncelerini konuşmaya ihtiyaç duymaktadır.
Çocuğunuzu dinlerken bir taraftan da onun değişen kimliği ışığında ailenizin kurallarını, geleneklerini ve inançlarını yeniden yapılandırın. Çocuğunuzun hayatın hem neşeli ve hem de zor tarafları olduğunu öğrenmesine yardım edin. Her zaman mutlu ya da her zaman karamsar olunamayacağını anlamasını sağlayın. Cezalandırmak ve eleştirmek yerine olumlu davranışlarını pekiştirmeyi deneyin.
Çocuğunuz sizin sevginize ihtiyaç duyar Çocuğunuz sizin sevginize ihtiyaç duyar. Onunla gurur duyduğunuzu görmek ister. Anlaşılmak ister ve iletişim kurabilmek ister. Çocuğunuza sorumluluklar ile insan haklarının birbiri ile ilişkili olduğunu öğretin. Çocuğunuza evle ilgili sorumluluklar alma şansı verin ve evle ilgili kararlara katılımını sağlayın. Çocuğunuzun bağımsızlığını kazanmasına ön ayak olun.
Çocuğunuzu toplumsal hayata davet edin Çocuğunuzu toplumsal hayata davet edin. Unutmayın ki her ergen toplumsal hayattaki yerini bulmaya çalışır. Çocuğunuzun ilgilendiği alanlara ve faaliyetlere katılımını destekleyerek ona toplumsal rollerini bulmasında yardımcı olabilirsiniz. Çocuğunuzla toplumsal sorunları tartışın. Sosyal sorumluluklar almasını destekleyin. Çocuğunuzla nitelikli zaman geçirmeye önem verin.
Ergenlik döneminde çocuğunuz vaktinin çoğunu ev dışında ve arkadaşlarıyla geçirecektir. Ama yemek saatleri ya da T.V izlemeye geldiği saatleri çocuğunuzla ilişki kurmak için değerlendirin. Çocuğunuzun sosyal ve duygusal gelişiminde onunla olan ilişkinizin çok önemli olduğunu unutmayın.
Çocuğunuzun ilgilendiği aktivitelere birlikte katılın Çocuğunuzun ilgilendiği aktivitelere birlikte katılın. Bu hem onu desteklediğinizi gösterir hem de onun hayatına ilişkin bilgi edinmenizi sağlar. Çevrenizdeki diğer yetişkinlerin de sizin ergenlik çağındaki çocuğunuzla vakit geçirmesini isteyin. Bu diğer yetişkinlerin de çocuğunuza rehberlik, ilgi ve dikkat göstermesine yol açacaktır.
Ergen kendisini yetişkinlerin yerine koyarak onları anlayabilecek durumdadır (Yavuzer, 2005). Bu nedenle ergenlik çağındaki çocuğunuzla uyuşmadığınız konularda onu kandırmaya ya da gerçek dışı bahanelerle geçiştirmeye çalıştığınızda size karşı güven duygusunu kaybeder. Onun bu dönemdeki gelişimine katkıda bulunabilmek için ergenlik çağındaki çocuğunuzla sınırlarınızı ve koşullarınızı gerçekçi gerekçeleriyle birlikte konuşmak faydalı olacaktır.
Ergenin ahlak anlayışının değişmesiyle birlikte daha hoşgörülü ve esnek olduğu görülür. Daha idealist düşüncelere sahip olan ergen ilişkilerinde paylaşımcıdır. Bu da ergenin aradığı ilgi ve desteği ev içinde bulamadığında kolaylıkla kendisine zarar verecek ortamlara girmesine yol açabilmektedir. Bu nedenle onunla iletişiminizde ona değer verdiğinizi gösterin.
Ergenlik çocukluk yaşantılarının bir uzantısıdır Ergenlik çocukluk yaşantılarının bir uzantısıdır. Bu nedenle çocukluk döneminde özellikle 3-4 yaşlarında ailelerin çocuklarının cinsellikle ilişkili sorularını çocukların ihtiyaç duyduğu oranda cevaplaması gerekmektedir. Çocuklar cinsiyet rolleri ve cinsel konularla ilgili şemalarını bu yıllarda oluştururlar.
Anne-baba, çocuğunun yaşına uygun olarak göstermesi gereken değişiklikleri gösterip göstermediğini incelemelidir. Ancak bu konudaki ilgisini belli etmek, sık sık soru sormak doğru değildir. Kız çocuğun annesi tarafından erkek çocuğun da babası tarafından daha cinsel gelişme belirtileri başlamadan bu devreye hazırlamaları şarttır (Yörükoğlu, 1998).
Aileler yaşamın ilk yıllarından itibaren çocuklarına kendilerine rahatlıkla açılabilecekleri bir ortam hazırlamalıdır. Ergenlik dönemindeki çocukların ilgi ve etkinliklerinin aileleri tarafından izlenmelidir. Ancak ergene desteklendiği hissettirilmelidir. Düşünülenin aksine ergenler ebeveynlerinin kendileriyle ilgilenmelerine çok fazla gereksinim duyarlar.
Ergenlerin bağımsızlığını kazanma girişimleri desteklenmelidir. Aile içindeki etkileşim örüntüsü, ergende ortaya çıkan değişikliklere göre uyarlanmalıdır. Ergenler sevgiye ihtiyaç duyarlar. Ancak içinde bulundukları dönemin kendilerinde yol açtığı değişikliklere uyum sağlamaya çalışırken biraz hassas olurlar.
Ergenlik döneminde gencin özel alan gereksinimi karşılanmalı ve onun bu ihtiyacına saygı duyulduğu hissettirilmelidir. Eğer olanak varsa kendi odası olmalıdır. Ergenin mektuplarını ya da günlüklerini okuma gibi güven sarsıcı hareketlerden kaçınılmalıdır. Ergenleri kaba oldukları için azarlamak yerine onların ne anlatmaya çalıştıkları dinlenmelidir.
Ergenin davranışlarına rehberlik edecek olan değerlerini kazanması ve bu değerleri biçimlendirmesi konusunda yardıma gereksinimi vardır. Ergenin bu gereksinimi karşılayan ve ergenin yaşamında etkili olan kurum ailedir. Bu nedenle aile üyelerinin birbirlerine ve ergene karşı davranışları ergenin bilişsel gelişimi üzerinde etkilidir.
Sizin de duygularınız var Sizin de duygularınız var. Siz de bazen kızgın, üzgün, kafa karışıklığı içinde olabilirsiniz. İyi bir ebeveyn olmak mükemmel olmanızı gerektirmez. Çocuğunuza haksızlık ettiğinizde özür dileyerek ona model olmanız yeterlidir.
TEŞEKKÜRLER Kemal AÇIKEL odemiskemal@hotmail.com