DOĞU AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
CUMHURİYETİN GETİRDİKLERİ
Advertisements

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI
C)CUMHURİYET'İN BEKÇİLERİNE...
AB HUKUKU DOÇ. DR. MUSTAFA ÇEKER.
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı
TÜRK ANAYASALARININ “ÖZGÜRLÜKLER” YÖNÜNDEN MUKAYESESİ
SINIF:5-d OKUL: İHLAS İ.Ö.O
Erkan AĞRİKLİ Tarih Öğretmeni
T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük İNKILAPLARIN TEMEL KAYNAĞI
ATATÜRK İLKELERİ ÖZGÜR GÜVERCİN 8.Sınıf İNKILAP TARİHİ.
İLKE VE İNKILAPLARIN EŞLEŞTİRİLMESİ
Tarihte hiçbir zaman mutlak gerçek yoktur...
DOĞU AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ
T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük CUMHURİYET’İN İLANI
ATATÜRK İLKELERİ 1-Cumhuriyetçilik 2-Milliyetçilik 3-Halkçılık
1924 ANAYASASI.
CUMHURİYET DÖNEMİ DEVLET TEŞKİLATINDA GELİŞMELER
Serkancatarih O bir ödemiş fatihi.
HUKUKUN DALLARI Doç. Dr. Mustafa ÇEKER.
Hukukun Temel Kavramları
ÇAĞDAŞ UYGARLIĞA DOĞRU
6 ÜNİTE YAŞAYAN DEMOKRASİ KURULTAYDAN MECLİSE KONULAR
DEMOKRASİ YOLUNDA TÜRKİYE
CUMHURİYET DÖNEMİNDE HUKUK
CUMHURİYET DÖNEMİNDE HUKUK Eskişehir Salih Zeki Anadolu Lisesi
T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük CUMHURİYETÇİLİK
EGEMENLİK ANLAYIŞI. EGEMENLİK ANLAYIŞI Millî Egemenliğin en kısa tanımı şudur; “Egemenliğin tek meşru kaynağı ve sahibi Millettir.” Millet iradesi,
Anayasa Devletin yönetim biçimini gösterir.
DEMOKRASİNİN SERÜVENİ
T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük 1945 SONRASI İNSAN HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİ
ANAYASA REFERANDUMU’NA NE DİYORUZ ? Ulusal Sivil Toplum Kuruluşları Birliği *İstanbul Barosu Başkanlığı’nın çalışmasından yararlanılarak hazırlanmıştır.
Türkiye Siyasi Tarihi.
SALTANATIN KALDIRILMASI
ATATÜRK İLKELERİ ve İNKILAPLAR
DÜNYA ÜZERİNDE VAR OLAN YÖNETİM BİÇİMLERİ.
ANAYASA HUKUKUNA GİRİŞ
TÜRK KADININA SAĞLANAN HAKLAR
SİYASİ PARTİ NE DEMEKTİR?
MEŞRUTİYET DÖNEMİNDE OSMANLI DEVLET TEŞKİLATI
Avrupa Birliği Ekonomisi Tezsiz Yüksek Lisans Programı
SOSYAL BİLGİLER 5. SINIF DERS KİTABI 7
SİYASİ HUKUKİ EĞİTİM ve KÜLTÜR TOPLUMSAL EKONOMİ
Mustafa ÖZÜNLÜ Kamu Yönetimi Bilim Uzmanı Mart 2015 Ürgüp/NEVŞEHİR
MEŞRUTİYET DÖNEMİ Meşrutiyetin ilan edilmesinde;
Kaynak: Kemal Gözler, Türk Anayasa Hukuku Dersleri mutlaka okunacak
ÇAĞDAŞ TÜRKİYE YOLUNDA ADIMLAR.
ATATÜRK İLKELERİ VE İNKİLAP TARİHİ HUKUK ALANINDA YAPILAN DEVRİMLER
TOKİ TURGUT ÖZAL İMAM HATİP ORTAOKULU
ATATÜRK İLKELERİ.
ATATÜRK’ÜN İLKELERİ.
Temel HUKUK DERS NOTLARI SON HAFTA
DEMOKRASİ NEDİR?. Gücünü halktan alan, yönetimde halk iradesinin etkin olduğu eşitlik, adalet, özgürlük, insan hakları prensibine dayanan anlayışa demokrasi.
YASALAR VE ÖZEL EĞİTİM.
KURULTAYDAN MECLİSE “Egemenlik” kavramı
demokrasinin temel ilkeleri
ATATÜRK İLKELERİ.
ANAYASA REFERANDUMU’NA NE DİYORUZ
MEVZUATLA İLGİLİ KAVRAMLAR
Anayasa normlar hiyerarşisinin en üstünde yer alan ve yasama, yürütme ve yargı organlarını bağlayan temel hukuk kurallarını içerir. ANAYASA.
Atatürk ‘ÜN İlke İnkIlaplarI
HUKUKUN KAYNAKLARI Hukukun kaynakları, asıl kaynaklar ve yardımcı kaynaklar olarak ikiye ayrılır. Asıl kaynaklar: Yazılı ve yazısız kaynaklar Yardımcı.
ATATÜRK İLKELERİ
Demokrasinin Temel İlkeleri Hazırlayanlar:M.Kerem GÜNGÖR Deniz ÇAPAR Kaan CANLI.
HUKUKUN DALLARI Doç. Dr. Mustafa ÇEKER.
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
1982 TARİHLİ TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI’NDA İNSAN HAKLARI VE DEMOKRASİ Prof. Dr. Yasemin KARAMAN KEPENEKCİ Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi.
1 ATATÜRK’ÜN İLKELERİ 2 1. Cumhuriyetçilik Cumhuriyet bir devlet biçimidir. Geniş manası ile halkın kendi kendisini yönelmesidir. Cumhuriyet, devlet.
MADDE 1- Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.
HUKUK BAŞLANGICI 12.
Sunum transkripti:

DOĞU AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILAP TARİHİ TURGAY BÜLENT GÖKTÜRK http//www.emu.edu.tr/tbgokturk 3.2

DOĞU AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ ANAYASAL SİSTEMİN KURULMASI VE GELİŞİMİ

DOĞU AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ Anayasa Kavramı İnsanlar arasındaki özel veya toplumsal ilişkileri düzenleyen kurallara "hukuk" denir. Bu kuralara uyulmaması durumunda gerekenin yapılmasını buyuran esaslar da “hukuk kuralı”dır. Hukuk kuralının temelini "yasa" veya bugünkü resmi adıyla "Kanun" oluşturur. Kanun, ulusal iradeyi temsil eden, parlamentonun koyduğu kurallardır. Modern devletlerde yasaları yapma yetkisi halka aittir, denilebilir. Ama halk bu yetkisini doğrudan doğruya değil, seçtiği temsilcileri aracılığı ile kullanır.

DOĞU AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ Anayasa Kavramı Yasaları "yürütme organı" uygular. Bu uygulama sırasında yasalara dayanarak kendisi de hukuk kuralları koyar. Bu kurallara "kararname" denir. Yasaların açıkta bıraktığı veya ayrıntılı olarak hükme bağlamadığı bazı konuları hükümet, kararname yoluyla çıkarttığı "tüzüklerle" uygular. Daha da ayrıntılara ilişkin düzenlemeler gene yasalardan aldıkları yetkilerle devlet makamlarınca çıkartılan "yönetmeliklerle" sağlanır.

DOĞU AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ Anayasa Kavramı Yasa, kararname, tüzük ve yönetmelik hükümlerini uygulamakla görevli makamlar her özel durum için ayrı ayrı "talimat veya yönerge" denilen bir kezlik kararlar çıkartırlar. Hukuk kuralları arasında bir hiyerarşi (alt-üst) ilişkisi vardır. Yönergeler, yönetmeliklere, yönetmelikler tüzüklere, tüzükler kararnamelere, tüzük ve kararnameler de yasalara aykırı hiçbir hüküm taşıyamazlar.

DOĞU AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ Anayasa Kavramı Devleti kuran, en üst bir hukuk kuralı vardır. Devlet bütün işlevlerini bu üst kurala göre ayarlamak zorundadır. İşte bu kurala "Anayasa" denilir. Anayasayı devlet gücüne sahip olan veya olanlar yapar. Bir devlet yeni kuruluyorsa, ulusun her kesiminden temsilcilerin toplandığı bir "kurucu meclis" oluşturulur. Bu meclis, anayasayı hazırlar ve kabul eder veya hazırladığı anayasayı halkın oyuna sunar. Böylece kabul edilen anayasa, artık o devletin dayandığı en üst hukuk kuralı olmuştur.

DOĞU AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ Anayasa Kavramı Anayasa'yı yapan güçler kendilerine çeşitli düşünsel temelleri örnek veya model olarak alabilirler. Bizim anayasa olarak anladığımız üst hukuk kuralı ulusun kurucu ve yapıcı gücüne dayanan, bu nedenle egemenliği de ulusa ait sayan bir temel kuraldır. Ama bu temel kuralın dayandığı ve ulusun da uyması gereken ana ilke, "insan'ın yüceliği, onurudur; insanın özgür ve güvenlik içinde yaşamasını sağlamaktır." Böyle anayasalar istenen refah ve gelişmeyi sağlarlar. Bu tür anayasalara genel olarak "demokratik anayasalar" denir.

DOĞU AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ HÜKÜMET SİSTEMLERİ İster diktatörlük, ister monarşi, ister demokratik olsun, bütün devletlerin gücü üç ana bölümden oluşur. Yasama, yürütme ve yargı güçleri. Her üç güç de parlamento içinde birleşir. Böylece "güçler birliği" sistemi doğar. Parlamento hem yasaları yapar, onları hem uygular; hem de anlaşmazlıkları çözer. Bu nedenle söz konusu sisteme “Meclis Hükümet Sistemi" denilir. Birinci Dönem TBMM, bu sistemin en aşırı biçimde uygulandığı bir parlamento idi.

DOĞU AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ HÜKÜMET SİSTEMLERİ Bir kurulun her üç gücü birden kullanması sakıncalıdır. Bu nedenle sözünü ettiğimiz sistem, ancak büyük bunalım zamanlarında, ani ve çabuk karar alıp uygulamak zorunluluğundan doğmuştur. Bu sistemin sakıncalarını göz önüne alan bazı hukukçular her üç gücün ayrı birer organa verilmesini ve seçimlerinin de gene halk tarafından yapılması önermişlerdir. Bu düşünceyle "güçler ayrımı" denilen sistem ortaya çıkmıştır. Kuramın Anayasaya uygulanması "Başkanlık Hükümet Sistemi”ni ortaya çıkarmıştır.

DOĞU AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ HÜKÜMET SİSTEMLERİ Bu sistemde yasama organı olan parlamentoyu ve hükümet denilen yürütme gücünün başı olan devlet başkanını halk ayrı ayrı seçer. Böylece başkan, doğrudan doğruya halktan yetki aldığı için hükümetini kurar. Ona parlamento karışamaz. Buna karşılık parlamento da yasaları dilediği gibi yapar. Yargı gücünde ise halk "jüri" yoluyla adaletin dağıtılmasına doğrudan doğruya katılır.

DOĞU AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ HÜKÜMET SİSTEMLERİ Yargıçların da bir bölümü halk tarafından seçilebilir. Bu sistemde hükümet başbakana bağlı olduğu için adına "başkanlık hükümet sistemi" denilir. Bunun en güzel örneği Amerika Birleşik Devletleri'ndedir. Başkanlık hükümet sisteminin de sakıncaları vardır. Her ikisi de halk tarafından seçilen yasama ve yürütme organlarına eşit yetkiler verilirse işler kilitlenebilir.

DOĞU AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ HÜKÜMET SİSTEMLERİ Yasama ve yürütme organlarından biri diğerinden biraz daha fazla yetkili kılınırsa o zaman sistemin özüne uygun davranılmaz. Bu nedenle bu sistemde halk ve siyasetçiler çok büyük bir olgunluk göstermek zorundadırlar. Her iki sistemin de aşırı yanları olduğunu düşünenler başka bir model ortaya çıkardılar. Bu model "parlamenter sistem“dir. Bu yöntem yasama ve yürütme güçleri arasında bir denge kurulmasına dayanıyordu. Yargı ise bağımsız kalıyordu.

DOĞU AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ HÜKÜMET SİSTEMLERİ Bu sistemde esas parlamentodur. Yürütme gücü de parlamentonun içinden çıkar. Ancak parlamentonun içinden çıkıp onun görevini alan hükümet, artık çalışmalarında serbesttir. Fakat bu serbestlik "denetimsizlik" anlamına gelmez. Parlamento kendi içinden çıkan hükümeti dilediği zaman denetleyebilir. Eğer hükümet parlamentonun güvenini yitirmiş ise güvensizlik oyu ile düşürülebilir.

DOĞU AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ HÜKÜMET SİSTEMLERİ "Parlamentolu sistem" ile "Parlamenter sistemi" birbirine karıştırmamak gerekmektedir. "Parlamentolu sistem" bütün demokrasilerin ortak adıdır. Bu bakımdan hem meclis hükümeti, hem de başbakanlık hükümeti sistemleri parlamentoludur, yani "parlamentolu sistem"lerdir. Buna karşılık "parlamenter sistem" parlamentolu sistem içinde bir hükümet rejiminin adıdır. Yasama ile yürütme arasındaki dengeyi belirtir.

DOĞU AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ TÜRKİYE'DE ANAYASAL GELİŞMENİN İLK AŞAMALARI Osmanlı Devleti'nin de temelinde egemen olan ve anayasal nitelikte kurallar vardı. Tanzimat dönemi, 1876 yılında ilk yazılı anayasanın ilanı ile sonuçlandı. Bu anayasa ile güç doğrudan doğruya padişah gösterilmişti. Bu anayasa, bazı değişiklikler geçirerek 1 Kasım 1922 tarihine kadar yaşamıştır.

DOĞU AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ TÜRKİYE'DE ANAYASAL GELİŞMENİN İLK AŞAMALARI 23 Nisan 1920 tarihinde ulus egemenliğine dayanan yeni Türk Devleti kuruldu. TBMM, 20 Ocak 1921'de ilk anayasasını yaptı. Bu anayasa eksik bir anayasaydı. Bu anayasa yurttaşların temel haklarını ve özgürlüklerini, yargı işlerini ve benzeri pek çok önemli konuyu düzenlememişti. Sadece egemenliğin ulusa ait olduğu, TBMM'nin yapısı ve etkisi ile yerel yönetimler hükme bağlanmıştı.

DOĞU AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ TÜRKİYE'DE ANAYASAL GELİŞMENİN İLK AŞAMALARI 1921 Anayasası hem ulusu, hem de saltanatı benimsemişti. Bu önemli bir çelişkiydi. Ama bir geçiş dönemi olduğundan bu çelişkiden bir süre kaçınılmamıştı. 1 Kasım 1922'de saltanat kaldırılınca, artık "Padişah iradesinin bir eseri olan Osmanlı Anayasası” da varlığını yitirdi. Eksik bir anayasa olan 1921 Anayasası kalmıştı. Bu anayayasa da yetersizdi.

DOĞU AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ TÜRKİYE'DE ANAYASAL GELİŞMENİN İLK AŞAMALARI Bir anayasa, devletin temel organlarını, bunların meşruiyet dayanaklarını, güçler arasındaki ilişkileri, yurttaşların temel haklarını ve özgürlüklerini, genel olarak yönetim ilkelerini içermelidir. Bu öğeler devletin kurucu öğeleridir. Bu öğelere dayanarak işleyen kurumlar bütünüyle "anayasal sistemi" oluşturur. 1921 Anayasası'nda bu öğeler yok denecek kadar azdı. Cumhuriyetin ilanıyla boşluklar doldurulamadı. Halifeliğin kaldırılmasıyla da sistem iyice altüst oldu. Artık yeni bir anayasa yapılması gerekliydi.

DOĞU AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ 1924 ANAYASASI 1924 Anayasası 36 yıl yürürlükte kalmıştır. Bu bakımdan yüz yılı aşan anayasa tarihimizin en uzun ömürlü metnidir. 1924 Anayasası'nın bir başka önemi de 1920'de kurulan rejimi sağlamlaştırmış olmasıdır. Çok partli siyasal yaşama bu anayasa ile geçilmiştir.

DOĞU AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ 1924 ANAYASASI'NIN HAZIRLANIŞI TBMM'nin Kurucu Meclis adıyla anılması, tartışmalara yol açmıştı. Osmanlı Devleti'ni sona erdireceği düşüncesinde bulunan çevrelerde rahatsızlık yaratmıştı. Bu yüzden "Olağanüstü Yetkilere Sahip Bir Meclis" sıfatı TBMM'de kabul edilmişti. Birinci TBMM, 1923 yılı Nisan ayında dağılmış ve İkinci Dönem Meclis 11 Ağustos 1923'te çalışmalarına başlamıştı. Meclis, yeni bir anayasa yapılmasına karar verilince çalışmalarına başladı.

DOĞU AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ 1924 ANAYASASI'NIN HAZIRLANIŞI İkinci Dönem Meclis, kurucu güç olduğunu kabul ederken, yeni anayasanın kabulü için tam üye sayısının üçte iki oyuna ihtiyaç bulunduğunu belirtmiştir. Bu kararı almakla Meclis, hazırlanan anayasa taslağının tam üye sayısının üçte ikiden azının oyunu alırsa, yasalaşamayacağını kabul ediyordu. Bu karar Meclis'in kendi iradesini sınırlaması demektir. Anayasayı hazırlarken komisyon "güçler birliği" esasını benimsemiştir. Cumhuriyet döneminin ilk anayasası 20 Nisan 1924'te oybirliğiyle kabul edildi.

DOĞU AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ 1924 ANAYASASI'NIN GENEL YAPISI Anayasa'nın Dayandığı Temel İlkeler: Bu Anayasada Cumhuriyet ve güçlerbirliği esasları baş ilkelerdir. Devletin Kuruluş Esasları Genel İlke: Egemenliğin kayıtsız şartsız Türk Ulusuna ait bulunduğunu ve onun bu hakkını kullanacak tek makamın TBMM olduğudur. Meclisin üstünlüğü ilkesi mutlaktır.

DOĞU AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ YASAMA GÜCÜ Güçler birliğinin doğal sonucu olarak yasaları yapmak ve onları yorumlama yetkisi Meclis'e aittir. TBMM Anayasaya aykırı yasa koyabilir. Ama anayasaya aykırı yasaları inceleyip bu aykırılığı sağlayarak onları geçersiz kılacak bir mekanizma yoktur. Meclisin kendisi bir yasasını Anayasaya aykırı görür ve bir süre sonra onu kaldırabilir.

DOĞU AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ YASAMA GÜCÜ Cumhurbaşkanı ise bir yasayı ancak bir kez "yeniden görüşülmek üzere" Meclis'e geri gönderebilir. Meclis yasama gücünü aşan benzeri başka yetkilerle de donatılmıştı. Savaş ilanı, barış ve diğer uluslararası antlaşmaların yapılması gibi.

DOĞU AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ YÜRÜTME GÜCÜ Yürütme gücü de sistem gereği TBMM'ye aittir. 1921 Anayasası'na göre Cumhuriyet rejimi gereği seçilen Cumhurbaşkanı, milletvekilleri arasında birini Başbakan atayacaktı. O da gene milletvekilleri arasından bakanları seçip Cumhurbaşkanına sunacaktı. Cumhurbaşkanı bu listeyi TBMM'ye gönderecekti. Böylece hükümet kurulmuş oluyordu.

DOĞU AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ YÜRÜTME GÜCÜ Bu sistem 1924 Anayasası'nda daha da geliştirilmiştir. Buna göre hükümetin meclis'in güvenini alması gerekiyordu. Meclis'in üstünlüğü kesin olduğundan, güçler birliği ilkesinin gereği, Meclis'e hükümeti her zaman denetleme ve düşürme hakkı verilmiştir. Soru, gensoru ve Meclis soruşturmasının hiçbir sınırı yoktur. Meclis, her zaman hükümetin üstündedir. Meclis ile hükümet arasında denge kurulmamıştır. Meclisin hükümete her dilediğini yapma hakkı varır.

DOĞU AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ YARGI GÜCÜ Kesin güçler birliği ilkesine göre, yargı gücü de Meclis'te toplanır. Anayasa'nın 8. maddesine göre ise "Yargı hakkı, millet adına usul ve kanuna göre bağımsız mahkemeler tarafından kullanılır." demekle birlikte, 4. maddesinde de “Türk Ulusunun egemenlik hakkını temsil etmeye sadece TBMM yetkilidir” ifadesi vardır. Ayrıca yargıç güvencesi de yoktur. Anayasa, TBMM’ne doğrudan doğruya yargı yetkisi kullanma hakkı da vermiştir.

DOĞU AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ TEMEL HAK VE ÖZGÜRLÜKLER Her vatandaşın "özgür doğup yaşadığı" belirtilmiş, sonra da belli başlı bütün siyasal özgürlükler yurttaşa tanınmıştır. Bu özgürlüklerin sınırlandırılabileceği, ama böyle bir kısıtlamanın ancak "kanunla" yapılabileceği belirtilmiştir. 1924 Anayasası, o dönemde pek bilinmeyen ekonomik ve sosyal haklara hemen hemen hiç yer vermemiştir. Bunu o dönem için doğal kabul etmek gerekir.

DOĞU AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ TBMM Kuruculuk Niteliğinin Sona Ermesi Anayasa'nın önemli yanlarından biri de TBMM'nin artık "Olağanüstü Yetkilere Sahip Bir Meclis" olmaktan çıkmasıdır. Meclis, 1924 Anayasası ile kendini bağlamıştır. 1924 Anayasası normal bir kanun gibi değiştirilemez. Bu bakımdan "sert" anayasalardan sayılır. Değişikliklerin kabulü için tam üye sayısının üçte ikisinin oyu gereklidir. Böylece 1924 Anayasası, TBMM mevcut olduğu sürece kaldırılamazdı. Artık TBMM, kurucu güç olma niteliğini bitiriyor ve normal bir parlamento durumunu alıyordu.

DOĞU AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ 1924 ANAYASASI'NIN DEVRİMCİLİĞE AÇIK YAPISAL ÖZELLİKLERİ Türk Devriminin temel ögelerinden başta geleni; “Ulus egemenliğine dayanan bir Cumhuriyet’tir.” 1924 Anayasası da bunu güvence altına almıştır. ”Ulus” egemenliği ile Osmanlı’nın çok uluslu yapısı, yerini “Türkiye” Cumhuriyetine bırakmıştır. Bu Cumhuriyetin sahibi Türklerdir. Ancak, “Türklük” etnik değil, hukuksal bir kavramdır. 88.md.ye göre “Türkiye’de din ve ırk ayırt edilmeksizin vatandaşlık bakımından herkese Türk denir.”

DOĞU AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ 1924 ANAYASASI'NIN DEVRİMCİLİĞE AÇIK YAPISAL ÖZELLİKLERİ Anayasa'da devrimci düşünceye aykırı hükümler bulunmadığı için devleti kuran temel hukuk kuralının niteliğine, devrimin bütün özelikleri yansıdı. Bu yansımalar, Anayasa'da yapılan değişikliklerle kendini gösterdi. Anayasa'nın Türk devrimine yön verici en önemli ve ilk değişikliği 10 Nisan 1928 tarihinde yapılmıştır. Bu değişiklikle laiklik ilkesi Anayasa'ya yerleşmiştir. Kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilmemişti. Bu Türk Devriminin bir çelişkisi sayılmalıydı.

DOĞU AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ 1924 ANAYASASI'NIN DEVRİMCİLİĞE AÇIK YAPISAL ÖZELLİKLERİ 5 Aralık 1934 tarihli değişiklik ile kadınlara milletvekili seçme ve seçilme hakları tam olarak tanınarak bu eksiklik giderilmiştir. Bu değişiklik Anayasa'ya gerçek anlamıyla devrimci yapısını verdi. 5 Şubat 1937 tarihinde 2. maddeye Türk Devriminin niteliklerinin konulması, Anayasa'ya 1937 yılına kadar getirilen yeniliklerin tam bir özeti sayılmalıdır. “Türkiye Cumhuriyeti cumhuriyetçi, milliyetçi, halkçı, devletçi, laik ve inkılapçıdır.” Bu ifadeler, bu Anayasayı, Türk Devriminin bir aynası yapmıştır.

DOĞU AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ Çok Partili Siyasal Yaşam ve 1924 Anayasası 1924 Anayasası, çok partili, çoğulcu bir demokratik yapının kurulmasına engel değildi. Düşünce, söz, basın özgürlükleri tanınmıştı. Siyasal katılma sağlanmıştı. Siyasal parti kurma hakkı vardı. 1924 Anayasası'nda Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası kurulmuştur. 1930 yılında ise Serbest Cumhuriyet Fırkası kurulmuştur. 14 Mayıs 1950'de de Demokrat Parti iktidara gelmiştir.

DOĞU AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ Çok Partili Siyasal Yaşam ve 1924 Anayasası Fakat 1924 Anayasasının çok partili demokratik yaşam için elverişli olmayan koşulları da vardı. Demokrasiye inançlı olamayanlar bu açık kapıları kullanabilirlerdi. “Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirisi”, ve “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi” Her iki bildiriyi kabul eden Türkiye Cumhuriyeti, Anayasası'nda bu hakların güvence altına alınması için gerekli önlemleri içeren değişiklikleri yapmamıştı.

DOĞU AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ Çok Partili Siyasal Yaşam ve 1924 Anayasası Siyasal iktidar seçim yitirmemek için özgürlükleri kısıtlamaya ve en vahimi yargı güvencesini ortadan kaldırmaya çalıştı. Bütün bu olanlar sonunda bir askeri darbeye yolaçtı. Kurulan "Milli Birlik Komitesi" 1924 Anayasası'nın TBMM'ye ilişkin hükümlerini kaldırdı ve ulus adına egemenliği geçici olarak kullanıldığını ilan etti.

DOĞU AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ 1961 ANAYASASI'NIN HAZIRLANMASI Sivil iktidarın yetersiz olmasından dolayı Silahlı Kuvvetler olaya müdahale etmek durumunda kalmışdır. "Ulus adına" hareket ettiğini söyleyen Milli Birlik Komitesi "kurucu güç" durumundadır. Bu yeni kurucu güç, aslında bir an önce ulus egemenliğini tekrar kurmak istiyordu. Bu amaçla, yeni anayasayı hazırlamak üzere Türk tarihinde ilk kez bir "Kurucu Meclis" oluşturuldu. Anayasa tarihimizde ilk kez bir kurucu meclis yoluyla anayasa hazırlanmış ve daha da önemlisi bu taslak halkoyuna sunularak meşrulaştırılmıştır. Böylece bir askeri darbe sonucu kabul edilen anayasa olma ithamı artık söz konusu değildi.

DOĞU AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ 1961 ANAYASASI'NIN YAPISI 1961 Anayasası'nda ulus egemenliğini artık sadece TBMM kullanmamaktadır. Parlamentonun kesin üstünlüğü sona ermiştir. Türkiye Cumhuriyeti'nin "İnsan haklarına dayalı" demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olduğu da özellikle vurgulanmıştır. Yasama Gücü TBMM'ye aittir. Yeni TBMM iki kanattan oluşmaktadır. Millet Meclisi ve Cumhuriyet Senatosu Yürütme Gücü TBMM'nin içinden çıkar. Başbakan dışında, bakanlıklara TBMM üyesi olmayan kişilerin getirilmesi de mümkündür.

DOĞU AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ 1961 ANAYASASI'NIN YAPISI Anayasa tarihinde ilk kez Cumhurbaşkanına Millet Meclisi'ni dağıtma yetkisi verilmişti. Ancak Cumhurbaşkanı bu yetkisini hükümetin kurulamaması gibi çok olağanüstü durumlarda kullanabilirdi. Böyle bir durum oluşmadığı için Cumhurbaşkanı Millet Meclisi'ni hiç dağıtmamıştır. Böylece 1961 Anayasası ile Parlamenter sisteme doğru bir gidiş vardır.

DOĞU AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ 1961 ANAYASASI'NIN YAPISI Yargı gücü her bakımdan bağımsız bir duruma getirilmiştir. Yargıçların atamaları, denetimleri, gene yargıçlardan oluşan bir kurula bırakılmaktadır. Anayasa Mahkemesi kurulmuştur. Böylece TBMM'nin Anayasaya aykırı yasalar yapmasını engellemiştir. İlk kez tam anlamıyla sendikalaşma olanağı verilmiş, işçiye grev ve toplu sözleşme hakları tanınmıştır.

DOĞU AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ 1961 ANAYASASI'NIN YAPISI Üniversiteler başta olmak üzere bazı kuruluşlar özerkleştirilmiştir. En önemlisi, Türkiye Cumhuri- yeti'nin temelini, Atatürk Devrimi'nin oluşturduğu vurgulanmıştır. 12 Mart 1971'de üstü örtülü bir askeri müdahale sonucu bazı maddeler değiştirildi. 12 Eylül 1980 müdahalesi ile 1961 Anayasası'nın uygulanması büyük ölçüde donduruldu. Yeni bir anayasa yapıldı. Böylece 1982 Anayasası'na gelindi.

DOĞU AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ 1982 ANAYASASI’NIN HAZIRLANIŞI 12 Eylül 1980'de Türk Silahlı Kuvvetleri devletin yönetimine 27 Mayıs 1960'ta olduğu gibi el koyup, siyasal etkinliği durdurmuştu. "Milli Güvenlik Konseyi" ulus adına yönetim hakkını kullanıyordu. Bir anayasa hazırlanmasına karar verildi ve kurucu meclis oluşturuldu. Bu meclis iki kanatlıydı. Danışma Meclisi ve Milli Güvenlik Konseyi Temsilciler Meclisi; Temsilciler Meclisinin, Türkiye'deki bütün siyasal ve toplumsal kuruluşların kendi seçtikleri üyelerinden oluşan demokratik sayılabilecek bir yapısı vardı.

DOĞU AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ 1982 ANAYASASI’NIN HAZIRLANIŞI Danışma Meclisi ise Milli Güvenlik Kurulu'nu atadığı kişilerden oluşuyordu. Danışma Meclisi'nce hazırlanan Anayasa taslağı, Milli Güvenlik Konseyi'nden de geçti. Tıpkı 1961 Anayasası'nda olduğu gibi halk oylamasına gidildi. 7 Kasım 1982 tarihli halk oylamasına %90'ın üzerinde bir katılım oldu ve katılanların çoğunun kabul oyu vermesiyle Anayasa kesinleşti ve yürürlüğe girdi. Bugünkü anayasamız, 1876'dan beri kabul edilen beşinci anayasamız olmaktadır.

DOĞU AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ 1982 ANAYASASI'NIN TEMEL YAPISI Esas olarak 1961 metni alınmıştır. 1982 Anayasası, Cumhuriyet anayasalarının hepsindeki temel ilkeyi benimsemiştir. Ulusun kayıtsız şartsız egemenliğine dayanan, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletinin kurulması ana amaçtır. Bu devletin temellerinde Atatürk ilkeleri yatmaktadır.

DOĞU AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ 1982 ANAYASASI'NIN TEMEL YAPISI Yasama Gücü TBMM'nce kullanılır. Tek meclis geleneğine dönülmüş, Cumhuriyet Senatosu kaldırılmıştır. TBMM yasama yetkisini kullanırken Anayasa'ya aykırı davranışlar içine giremez. Yürütme Gücü Meclis'in içinden çıkar. Bu bakımdan 1961 Anayasası'nın kurduğu sistem korunmuştur. 1982 Anayasası, tam bir parlamenter sistem içerir. Yargı Gücü'nde yargı bağımsızlığı ve yargıç güvencesi sağlanmıştır. Anayasa Mahkemesi varlığını sürdümektedir.

DOĞU AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ 1982 ANAYASASI'NIN TEMEL YAPISI Temel Haklar ve Özgürlükler konusunda oldukça kısıtlayıcı bir anlayış egemendir. Özgürlüklerin sınırlandırılmasının mümkün olduğu ve bunun ancak "yasa" ile yapılabileceği, yasanın "demokratik yaşamın gerçeklerine aykırı olamayacağı" belirtiliyor. Fakat yasanın getireceği güvence son derece yetersiz kalmaktadır.

DOĞU AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ 1982 ANAYASASI'NIN TEMEL YAPISI Devletin temeli laikliğe dayanmaktadır. Ama din özgürlüğünü düzenleyen 24. maddede yer alan din derslerinin ilk ve ortaokullarda zorunlu tutulması hükmünü bugüne kadar laiklik ilkesi ile bağdaştırabilecek bir hukuksal gerekçe bulunabilmiş değildir.

DOĞU AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILAP TARİHİ TURGAY BÜLENT GÖKTÜRK 3.2 http//www.emu.edu.tr/tbgokturk