TEMEL ALIŞKANLIKLARIN KAZANDIRILMASI Bu şablon fotoğraf albümü için bir başlangıç dosyası olarak kullanılabilir.
TEMEL ALIŞKANLIKLARIN KAZANDIRILMASI Çocuğun doğumundan başlayıp okul süresine kadar ebeveynlerin çocuklarına kazandırmak istedikleri; hem onların hem de çocukların hayatını kolaylaştıracak temel alışkanlıklar genel hatlarıyla aşağıdaki gibidir Beslenme alışkanlıkları(öğün atlamama, sofra düzeni vb) Uyku düzeni Tuvalet alışkanlıkları Öz bakım becerileri(dişini fırçalamak, tırnaklarını kesmek vb) Ders çalışma alışkanlıkları Bireysel sorumluluklar (yatağını ve odasını toplama, okul çantasını hazırlama vb.)
TEMEL ALIŞKANLIKLARIN KAZANDIRILMASI Çocuğun sağlıklı bir birey olarak yetişebilmesi için bu alışkanlıkların ailesi tarafından sağlıklı bir biçimde kazandırılması çok önemlidir, çünkü çocuklukta doğru ya da yanlış olarak kazanılan bu alışkanlıkların izlerini, kişi hayatı boyunca üzerinde taşıyacaktır.
Beslenme Alışkanlığı Bugün, sadece yetersiz beslenmeden değil, yanlış beslenmeden de kaynaklanan birçok sağlık sorunları yaşayan insanlar vardır. Zayıflıktan daha çok, aşırı kilo nedeniyle beden sağlığından şikayet eden ve ruhsal bunalıma giren insanların sayısı az değildir. Bunların kökenine bakıldığında, kişi bunun bilincinde olmasa da çoğunlukla küçükken kazanılan yanlış beslenme alışkanlıkları yatmaktadır. Onun için bu alışkanlığı çocuğa doğru olarak kazandırabilmek, onun hem beden hem de ruh sağlığı bakımından gerçekten önemlidir. Yemek yeme davranışı her şeyden önce açlık ve iştahla ilişkilidir. Onun için önce bu konuya kısaca değinelim.
Açlık ve İştah Açlık, fizyolojik bir uyarımdır; bedenin gelişimi ve enerji ihtiyacının karşılanmasında ortaya çıkar. Midede kısa aralıklı kasılmaların oluşturduğu bir gerilim vardır. Çoğu kez buna halsizlik ve huzurluk da eklenir. Buna karşılık, iştah psikolojik bir uyarımdır. Kişide yemek yemeye yönelik bir istek ve haz veren bir duygu vardır. Normalde, açlık iştahı doğurur. Kişi acıkınca bir şeyler yemek ister. Fakat iştah, kişi bazen aç olmadan da ortaya çıkabilir. İnsan çok sevdiği ve lezzetli olan yiyeceklere karşı aç olmadığı halde iştahlı olabilir. Fakat tersine, kişi bazen aç olsa da iştahsız olabilmektedir. Bunda hastalığın dışında, psikolojik ortam ve duygular önemlidir. Örneğin, çok sevinçli, kaygılı, heyecanlı, öfkeli ya da hüzünlü olan bir kişi aç olsa da yemek yemeyi istemez. Duygular iştahı, dolayısıyla açlığı bastırır.
Açlık ve İştah Ayrıca, bir de aşırı iştahlı olanlar vardır. Bu kişiler sürekli bir şeyler yemek isterler ve yemekten büyük zevk duyarlar. Elbette ki, bu tür alışkanlıklar sağlıklı değildir. Dediğimiz gibi, aşırı kilo ve şişmanlık hayli sorun olmaktadır. Aşırı kilosu olduğu halde sürekli bir şeyler yiyen kişilerin kökeninde bazı psikolojik sorunları vardır. Bu sorunların çoğunluğu daha çok geçmişe dayanır. Örneğin, sevgiden mahrum olarak büyüyen bir kişi o boşluğu doldurabilmek için sürekli bir şeyler yiyebilmektedir. Bazen kişilerin kendileri de, sıkıntıdan devamlı yediklerini söylemektedirler. Gerçekten bu kişilerin meşgale ve uğraşıları sıkıntıdan kurtulmalarına yetmez. Hayatın zevk ve mutluluk verici yönünü pek bulamazlar. İçlerinde sürekli bir boşluk vardır. Kişi bu boşluktan kurtulabilmek için sürekli bir şeyler yiyerek zevk almaya ve böylece hayatı anlamlı kılmaya çalışır.
UYKU ALIŞKANLIĞI İnsanların, ortalama olarak yaşamlarının üçte biri uyku ile geçmektedir ve uyku düzenimiz genel sağlığımızla yakından ilgilidir. Bebekler doğumdan sonraki ilk aylarda eğer karınları toksa, bir sancıları ve ağrıları da yoksa rahatça uyurlar İlk üç ayda günde ortalama 16 saat uyuyan bebekler, 5., 6. aydan itibaren günde ortalama 14 saat uyumaya başlarlar. Bu ortalama uyku süreleri giderek azalır ve iki yaşında 12 saate düşer. Sağlıklı koşullar altında buluğ döneminde 9 saatlik, 30'lu yaşlarda da 7 saatlik ortalama uyku süresi "normal" olarak kabul edilir.
Rahat Bir Uykunun Temininde Etkin Olan Dış Koşullar Sağlıklı uyku kalıplarının kazanılmasında birinci ve en temel unsur, kişinin günlük ritmine uygun saatlerin uyku için kullanılmasıdır. Bunun yanı sıra uykuda etkin olan diğer koşulları şöyle sıralayabiliriz. Uyku sırasındaki gürültü, ışık, oda sıcaklığı, yatağın kalitesi ile uykudan önce alman besinler. Sakin Bir Ortam - Çocuğun uykusu için günlük yaşamın sürdürüldüğü mekânın dışında, sükûnetin temin edilebileceği, ana-babaya ait olmayan ve mümkünse sadece çocuğa ayrılmış bir oda seçilmesi tercih edilir- Gürültünün uykuyu bozduğu, uyanıklığa sebep olduğu veya uyku kalitesini etkilediği bilinmektedir.
TUVALET EĞİTİMİNİN KAZANDIRILMASI Aileler genellikle kendi ebeveynlerinden veya arkadaş çevrelerinden gördükleri bilgilerin doğruluğunu fazla irdelemeden çocuklarının tuvalet eğitimine başlarlar. Oysa tuvalet eğitiminin zamanı ve biçimi doğru seçilmediği takdirde çocuk ve aile için bir sorun kaynağı olur. Kısa sürede doğru ve sağlıklı tuvalet eğitimi verebilmek için çocuğun fizyolojik ve psikolojik gelişimi dikkatlice takip edilmelidir. Uygun Yaş Eğer çocuğunuz 20 aylık olduysa, tuvalet eğitimine başlamak için yeterli olgunluğa ulaştığı düşünülebilir. Ancak, bazı çocuklar bu olgunluğa 18. ayda bazıları 24 ayda ulaşabilirler.
UYGULAMA Çocuğunuzun bezleri bırakıp tuvaleti kullanmaya başlayacağı gün, onun için çok önemli bir gündür. Bütün bu hazırlıklar tamamlandıktan sonra, ona; "Bebek bezlerine artık ihtiyacınız olmadığını" anlatın. Uygulamayı yapacağınız günden en az iki-üç gün önce, "bezlerden ayrılacağınızı" söyleyin. Son gün: "Yarın önemli bir gün. Artık benim çocuğum büyüyor, bezlerini kaldırıyoruz ve annesi, babası ve kardeşi Başar gibi o da bizlerle tuvaleti kullanacak," diye aile içinde konuşun. Uygulamanın olacağı gün kendinizin ve evin sakin bir havada olması için uygun düzenlemeleri yapın. Sabah kalkınca bezlerini açın. Kirli olanların artık son olduğunu söyleyerek çocuğunuzla birlikte temizleneceği yere bırakın. Temiz ve yeni külotunu "Bu artık hep kuru kalacak, diyerek giymesine yardımcı olun.
UYGULAMA Birlikte tuvalete gidin: "Benim vardı yaptım. Bak kardeşinin de gelmiş yapıyor," diye örnekledikten sonra; ‘ Senin de çişin geldi mi?" diye sorun. Cevap "evet" ise, tuvalete oturmasını sağlayın. Cevap "hayır" ise, "Çişin gelince tuvalete tekrar geleceğiz," deyin. Çocuğun odasına dönüp, çekmecesindeki temiz olan bezleri birlikte toplayarak bir torbaya koyun ve "artık kullanmayacağınız bu malzemenin bir işe yaramayacağını" tekrar ederek ortadan kaldırın. O gün, her 45 dakikada bir tuvaleti hatırlatın. Öğle uykusuna yatmadan önce çişini yaptırın. O akşam yemekten sonra yatarken tuvalete gitmesini sağlayın. Bu, muhtemelen yedi buçuk, sekiz buçuk arasında bir saat olacaktır. Daha sonra 11-12 arası kendiniz yatarken onu bir kere daha tuvalete kaldırın. Sabaha karşı üç-dört sıralarında bir daha götürün. Sabaha karşı tuvalete götürme ihtiyacı bu eğitim olgunluğuna gelmiş çocuklar için 1-2 gece ile 6-7 gece arasında devam eder.
Özbakım becerileri Dişlerini fırçalamak, tırnaklarını kesmek gibi alışkanlıkların da küçük yaşlarda kazandırılması önemlidir. Küçük yaşlarda diş fırçalama ile ilgili anne-baba model olmalı, çocuğa mutlaka diş fırçası almalı, diş sağlığının önemi üzerinde durmalıdır. Tırnak kesme konusunda da çocuk bilgilendirilmeli, el temizliğinin kendi sağlığı üzerinde etkileri konusunda bilgi vermeli ve belirli bir süre bu davranışın kazandırılması için anne-baba model olmalıdır. Zira bu davranışların kazandırılmasında kritik dönem geçilirse davranışın kazandırılması çok zor bir hal alacaktır.
Bireysel sorumluluklar Aynı şekilde bireysel sorumlulukların kazandırılması önemlidir. Yatağını uyandığında toplama, okuldan geldiğinde okul kıyafetini dağınık bırakmama, çantasını öylece bırakıp farklı etkinliklere yoğunlaşma gibi davranışlar sergileyen çocuklarımız vardır. Bu gibi sorumlulukların kazandırılması ilerleyen dönemlerde hem anne-baba hem de çocuk açısından önemli etkiler yaratacaktır. Özellikle bu gibi durumlarda anne-baba aşırı koruyucu bir tutum benimseyip çocuğa fazla sorumluluk vermemekte, hatta onun yerine kendileri bu gibi şeyleri yapmayı tercih etmektedir. Sonucunda da özgüveni düşük, kendi başlarına bir şeyler yapamayan, bağımlı insanlar yetişmektedir ve bu kişilerde ilerleyen dönemlerde çok ciddi problemler ortaya çımaktadır.
Temel Alışkanlıkları Kazandırma Sürecinde Kullanılması Gereken Beceriler Sabırlı olmak. Bir davranışın değişmesi ve oluşması zaman alan bir süreçtir, uygulamaları sabırla takip etmeli, aceleci davranmamalısınız. • Tutarlı ve kararlı olmak. Sürekli değişen uygulamalar, hem çocuk da hem de ebeveyn de yılgınlık hissi uyandırabilir. Ayrıca, ebeveynlerin davranışlarında oluşabilecek tutarsızlıklar ve boşluklar çocuklar tarafından kullanabilir. Bu nedenle ebeveynler hem iç tutarlılıklarını sağlamalı hem de kendi aralarındaki iletişimde çocuğun karşısında tek bir ağızdan konuşmalıdır. • Şüpheci, sürekli hatırlatan ya da eleştiren bir iletişim dili kullanmamak. Böyle bir iletişim, çocuğunuzla aranızdaki güven bağını zedeleyebileceği gibi çocuğunuzda yetersizlik ya da başarısızlık hissi uyandırabilir.
Temel Alışkanlıkları Kazandırma Sürecinde Kullanılması Gereken Beceriler Kıyaslamamak. Her çocuk kendi içinde biriciktir, yapabildikleri ve yapamadıkları, hisleri, davranışları ona özeldir. Bu nedenle, çocuğu akranlarıyla ya da aile içindeki bireylerle kıyaslamak onun özgüvenini olumsuz yönde etkileyebilir. Özgüveni düşük olan çocuk, sorumluluk almakta zorlanır. Değişikliklere açık olmak. Alışkanlık kazandırma süreci uzun bir zaman alabilir, bu süreçte çocuğunuzun değişen ihtiyaçlarına göre, değişikliklere açık olmak önemlidir. Örneğin; 3 yaşındaki bir çocuğun uyku ihtiyacı ile 10 yaşındaki çocuğun uyku ihtiyacı aynı değildir. Bu nedenle kurallar ve rutinler çocuğun ihtiyacına göre değiştirilebilmelidir.