KİŞİLİK VE KİŞİSEL FARKLILIKLARIN ANALİZİ BÖLÜM-4
I.Kişilik Nedir? Bireyin; fizyolojik, zihinsel, ruhsal özellikleri hakkındaki bilgisidir. Yani kişilik; insanın kendisinde olup bitenleri değerlendirmesi; ve kendisine tatmin ve çıkar sağlayacak bir duruma geçmeyi istemesidir. İnsanın başkaları açısından; kişiliğinin toplum içinde belirli özelliklere ve rollere sahip olmasıdır.
a)Kişiliği Belirleyen Etkenler Dış görünüm (fiziksel ayrılıklar), Bireyin faaliyet alanındaki rolü/görevi (üstlendiği görev), Zeka, enerji, arzu, ahlak vb. potansiyeli İçinde bulunduğu toplumsal özellikler (kültür, ahlak, din, vb) Bunlardan etkilenme ile tamlaşma yani ‘benlik bütünleşmesi’ karşımıza çıkar. Kişinin özelliklerini ortaya koyan hususların tümünün oluşturduğu sistemdir. Kişilikten söz etmek her insanın bir ve tek olduğunu belirtmektir.
b)Kişilik – Karakter İlişkileri Karakter: İnsanın kişiliğinde bulunan, doğuştan var olan ve çevrenin tesiri ile kuvvetli olarak ortaya çıkan eğilimlerin tümüdür. Kişiliğin ortaya çıkması için insanın ergin yaşa gelmesi, kendini tanıması gerekirken karakter çocuğun dünyaya gelmesiyle kendini belli eder. Karakter, kişilik teşekkül edene kadar onun dışında, Kişilik oluştuktan sonra da onun içinde olan bir kavramdır. Doğuştan kazanılan bazı karakteristik özellikler örneğin; mizaç bireyin organik yapısı, yani sinirlerin, dokuların ve salgı bezlerinin oluşum tarzları, huy ve zeka bireyin yaşamı süresince mevcut olan kişisel nitelikleridir.
c)Kişiliğin Özellikleri; Kişilik- doğuştan var olan ve sonradan edinilen eğilimlerin bütününden meydana gelir, Kişilik bu kazanılan eğilimlerin düzenlenmesidir İnsanın kişisel özelliğini diğerlerinden ayıran bir takım farklılıklar mevcuttur. Kişilik bireylerin eğilimlerini çevreye uydurur. Yani farklı çevrelerde, farklı tutumların ortaya çıkmasına neden olan sosyal uyum kavramıdır. Her kişiliğin doğuştan kazanılmış bir tek karakteri vardır, karakter kişiliğin vazgeçilmez bir unsurudur.
Sigmund Freud’un Kişilik Kuramı KİŞİLİK KURAMLARI Sigmund Freud’un Kişilik Kuramı Freud’a göre kişilik güdüsü ve kişinin en büyük yoksunluğu sevgidir. İnsan bilinçli ve bilinçdışı güçlerle hareket etmektedir. Bilinçdışı davranışlar derinlemesine analiz edilirse (psikanaliz) altında sevgi arayışı yatmaktadır . Sevgi yoksunluğu kişiyi bunalımlara , asosyal davranışa götürür. Freud’a göre; Kişiliğin üç bölümü vardır; Üst Benlik Üst Benlik Benlik (ego) Topluma uydurulduğu kısım Kişiliğin üç bölümü İlkel Benlik-ID Sevgi güdüleri toplanır. (bireyin baskı/etki olmadan tüm istek ve arzularının olduğu yerdir
Üst Benlik: Kişinin üst düzey denetimini sağlar Üst Benlik: Kişinin üst düzey denetimini sağlar. Kişi koşullar uygun olduğu ve etrafta kimse bulunmadığı halde adalet, hakkaniyet ve vicdan ile davranışlarını kontrol eder. Alt benlikte gizli bulunan ve kişiyi yönlendiren güdüler (gizli içgüdüler) yaşam ve ölüm içgüdüleri olarak ikiye ayrılmaktadır.
Freud, kişiliği oluşturan üç temel yapıdan söz ediyordu: İd, Ego ve Süper Ego. Bu üç yapıyı arzu, mantık ve vicdan olarak da düşünebiliriz. Eğer ki kimi zamanlarda farklı bir kişiymişçesine hareket ettiğinizi düşünüyorsanız bu dalgalanmalar Freud'a göre farklı kişilik yapılarınızın savaşımından kaynaklanıyor olmalı. İd, ilkel ve doğuştan getirdiğimiz dürtülerimizi kapsıyor. Bedensel ihtiyaçlarımızın ve saldırgan tepkilerimizin id’den kaynaklandığını söyleyebiliriz. Freud'a göre idin arzu ve istekleri tamamen bilinç dışı ve "zevk prensibi"yle işlemekte.
b)Eric Berner’in Kişilik Kuramı Berne de Freud gibi kişiliği 3 kısımda inceler. ( Sevgi yoksunluğu ile Freud’dan ayrılır) Bireyin çocukluk kısmında kişisel istek ve arzuların bulunduğunu ve bunlara erişmek için özgür davrandığı kısımdır. Olgunluk (yetişkinlik)kısmı, insanın çocukluk kısmını disipline eden eğilimleri ortama uygun gelecek biçimde düzenleme görevini yerine getirmektedir. Herkes zaman zaman bilinçli ve bilinçdışı uygun olmayan davranışlar yapabilir, bunlara da HATA denir. Bireysel hatalar örgütlerde normaldir. Atalık (öğüt verici kısım) Olgunluk (yetişkin kısım) Çocukluk (olgun olmayan kısım)
Atalık Yapma: Başkalarına yol gösterme, nasihat etme halidir Atalık Yapma: Başkalarına yol gösterme, nasihat etme halidir. Bu da örgütlerde hataları düzeltmek için önemlidir. c)Carl Jung ve Alfred Adler’in Kişilik Kuramları (Freud’un Öğrencisi) Jung ve Adler sevgi güdüsünün abartıldığını düşünerek; Psikanaliz yerine Analitik Psikoloji’nin temellerini atarlar. Analitik Psikoloji de temel kavramları psikanalize benzemektedir. Jung’a göre kişiliğin önemli parçaları bilinçdışı ve benliktir. Düşünür ayrıca ‘ırk bilinçdışı’ kavramını geliştirmiştir. Bu kavramlar atalardan gelen kalıtımsal davranışlarla ilgilidir. Ancak genlerin karışmasından ötürü bunu bilimsel olarak kabul etmek zordur. Örf, adet, yaşama biçimi, iş ahlakı ve davranışları açısından bu düşünce mantıksal olabilmektedir.
Bugünkü davranışlarımızın nedenleri geçmiş alışkanlıklarımıza bağlanabilir Jung’a göre: Davranışlarımız geçmişten etkilenir ancak geleceğe dönüktür. Dolayısı ile insan geleceğini tayin edecek kişiliğe sahiptir. Adler: Sevginin davranışları yönlendiren güdü olduğuna İtiraz eder. İnsanın gelecekte amaçladığı şeyin onu toplumda güçlü hale getirecek davranışlar olduğunu ileri sürer. Bireyin temel amacı kendini güçlü kılacak davranışlarını göstermek olacaktır. Kendini yeterince güçlü hissetmeyen bireyin toplum da aşağılık kompleksi içinde hareket edeceğini, kendini güçlü kılacak diğer alanlar arayışı içinde bulunarak kapıldığı bu kompleksi telafi edeceğini açıklamaktadır. Örn: matematik dersinde zayıf olan biri sosyal dersinde iyi olmaya çalışır.
Adler kişisel özelliklerden çok toplumsal özelliklere/sosyal İlişkilerin önemine dikkat çeker. d)Karen Horney’in Kişilik Kuramı Horney’e göre ;Kişiliğin temel elemanı ENDİŞE ve KORKU’dur. Her birey endişelerini ve korkularını yenmek amacıyla faaliyette bulunur. Kişiler gerilimden,korkularından kurtulmak için bazı davranış kalıpları (taktikler) geliştirirler. Bunlar da bireyi sinirsel gerilimden kurtarmayı amaçlar ve sosyal İlişkilerini yönlendirirler.
Düşünürün belirlediği taktikler üç ana gruba ayrılır ve şöyle özetlenebilir ; İnsanlara sevgi ve yakınlık ile endişe ve korkularını giderici taktikler, İnsanlardan uzak durmak, onlara karışmamak , endişe ve korkularını giderici taktikler, İnsanlara karşı gelmek, mücadeleye girmek ,güçlü olduğunu gösterme suretiyle endişe ve korkularından sıyrılma taktikleri.
KİŞİLİK SINIFLARI (Fransız düşünür Le Senne) Düşünür kendinden önce ortaya atılan fikirlerden yararlanarak üç değişken faktörden oluşan kişilik göstergesi saptamıştır: Heyecanlılık durumu, Faallik durumu Etkilerin Sürekliliği durumu Etkilerin sürekliliği durumunu açıklamak biraz yerinde olacaktır. Kişiyi etkileyen durum ve olayların izlenimlerini uzun zaman devam ettirme yada ettirmeme durumudur. Buna göre bireyler iki gruba ayrılmıştır . aa)Birincil grup: Herhangi bir etkiye maruz kalan birey tepkisini derhal o an içinde gösterir. bb)İkincil grup: Herhangi bir etkiye maruz kalan birey tepkisini o anda tamamen göstermez gelecek günlere ve hatta yıllara bırakır
Bu özelliğe göre Le Senne kişilik tablosu… Kişilik Tipi Göstergeler Kombinezonu Hakim Özellik 1 Heyecanlı, gayri faal, birincil Sinirli 2 Heyecanlı, gayri faal,ikincil Duygulu 3 Heyecanlı,faal, birincil Hiddetli 4 Heyecanlı, faal,ikincil Tutuklu 5 Heyecansız, faal, birincil Sıcakkanlı 6 Heyecansız, faal, ikincil Soğukkanlı 7 Heyecansız, gayri faal, birincil Silik 8 Heyecansız, gayri faal, ikincil Duygusuz Örgütlerde çalışan ast ve üstleriniz hakkında bilgi edinmenize yardımcı olur. Kişilik, kişiye verilen görevle de ilgili olduğuna göre , kişiye bu sosyal rolü ile kazandırılan bazı objektif unsurlar onun bilincini etkilemekten geri kalmayacaktır. Örn. Kumanda ettiği personel sayısı ve niteliği, amirlerin tutumu, olumsuz kişisel arzu ve tutumlar.
II- KİŞİSEL FARKLILIKLAR Kişiler hayat görüşü bakımından, diğerlerinden ayrılabilir. Onları harekete geçiren güdüler çeşitlilik ve şiddet bakımından farklılık gösterebilir. Amaçların farklılığı da bu durumu etkiler. Güdülerin tatmininde de ayrılıklar artar çünkü arzu, hırslar, ve ihtiyaçların şiddeti farklıdır. Örn. Birisi sorumluluk alıp mevkisinde yükselmekten mutlu olurken, bazıları bundan korkar. Farklılıklarımızdan dolayı yöneticiler genel politikaların yanında kişisel politikalar da geliştirmeleri gerekir. Her bireye göre değişik yollar izlemek, özendirmek gerekir ve bu kolay iş değildir.
Toplumsal gelenekler ve kişisel farklılıklar Birçok davranışın kökeni bilinçaltı ve akıldışı alanlardan gelir. Davranışları izah ederken sadece bir kimsenin öne sürdüğü somut kavramlara bakarak davranışlarını haklı çıkarmak için giriştikleri çabalarla yetinmemeli ilgili kimsenin kişiliğini bütünü ile ele almalıdır. Kişisel arzular toplumsal geleneklerle çatışma halinde olabiliyor. Bu kişiyi fedakarlıklara iter ve içine işleyerek kişiliğinin parçası olur. Toplumsal gelenekler toplumun iradesini ve yapılması uygun olan şeylerden oluşurlar. Her birey kişiliğinin yanında sağduyuya da sahiptir. İkisi devamlı çatışırlar. Sağduyu arzuların, hırsların toplum tarafından olumsuz karşılanan birçok duyguların frenleyicisidir. Sağduyu aynı zamanda kişiyi günah ve ayıplama duygularıyla cezalandırarak kişi üzerinde disipline sahiptir.
Özet olarak, sağduyu kişisel farklılıkları toplumsal kurallar, ahlak vb. ile düzenleyerek çoğunluğun kabul ettiği geleneklere yaklaştırır. Sağduyu en iyi telkin ile kazandırılır. Örgütlerde saygılı kişiler model gösterilip dürüst davranışlar mutlaka ödüllendirilmelidir.
Kişisel Farklılıkları doğuran nedenler Örgütsel açıdan 4 tanesi önemlidir: Olayların gerçeğine dayanma (Nesnellik=objektivite) Burada davranışlar, kişinin normal davranmasını gerektirecek yerde, içinde bulunduğu durumun gereklerinden doğmaktadır. Bir yönetici astlarını azarlıyorsa, buradaki durumu astın kötü davranışını düzelten usulden çok yöneticinin bir psikolojik gereksiniminin ortaya çıkması olarak açıklamak daha uygundur. Yönetici burada objektif değil, tatminsiz , saldırgan ve içine kapanık olabilir. Dolayısı ile örgütün verimliliği ve gayeleri de etkilenir. Daha çok amirlerinin yanlış tutum ve davranışlarına maruz kalan kimselerde görülür. Objektif olmayan davranış, yetenekleri kaldırıp ve normal kişiliklerin farklılaşmasına neden olur.
b)Girişim Ruhu: Başkaları ile olan ilişkilerde, teşebbüsü ele alma ve duruma hakim olma eğilimi anlamına gelir. Yöneticiler bundan dolayı farklılaşır. (Mali kaynak arayışı- yönetici davranışı). İçinde yaşanılan olaylarda kişileri girişimci olmaya zorlayabilir. c)Hırslı Olma: Hırslı kişinin zihninde daima mevkii ve örgütte ilerleyip yükselme tutkuları vardır. Fazla hırslı kişilere ayrıca ‘Mobile’ denir. Özendirme çalışmaları hırslı kişileri daha çok etkiler. Bazıları da belirlediği haddinden fazla bir yere gelmek istemezler. Hırslı olma ayrıca hızlı karar alma, erken ve iyi düşünmeden alınan kararların sakıncalarını içerir. Kararlar zamanında alınmalı, geç kalıp acele alınan kararlar genelde tutarsızlık gösterir.
d) Toplumculuk (Sociabilite) Kişinin ilişkili olduğu kimselerin tutum ve arzularına karşı olan duyarlılığını ifade eder. Toplumculluğu yüksek kimse kendisini gruptan ayrı hissedemez. Bu özellikteki kimse disiplinlidir, grup yasalarına ve düzenine uyar. Tersi kişiliklerde ise kişi, kendisi dışında hiçbir güç ve otorite tanımaz. Başarısızlığa uğrama ve yalnız kalma ihtimali yüksek olup, bu durumda tatminsiz olurlar. Toplumcul kimselerde grup değeri ön plandadır.
Kişisel Farklılıkların Uygulamadaki Önemi İşe devamlılık kişisel yeteneklerden biri olarak ele alınır. Bunun yanında verimlilik faktörüde diğer önemli bir temel faktördür. Kişiler arasında kapasite farklılıkları mevcutsa, onları farklı değerlendirmek gerekir. Herkese yeteneğine uygun düşen ölçüde davranıldığı zaman üretim artar. Yönetici bu arada kişiler arasında oluşacak çatışma ve çekişmelerin önüne geçmeli maksimum verimlilik sağlanmalıdır. Bunun için yöneticinin farklı yetenekleri keşfedebilir olması gereklidir.
Kişisel Farklılık Alanları İnsanlar; Öğrenme, Unutma, Hatırlama, Düşünme, Fizyolojik Özellikler, Yetenekler, Bilgiler, Çatışma, Heyecan, Duygu, Dikkat, Görme, İşitme, İdrak etme vb. faaliyet, duygu ve süreçler bakımından farklılaşırlar. Bunun yanında benzeştikleri durumlar da ortaya çıkar.
Kişisel Farklılık Alanları Kişisel farklılıkların yönetim psikolojisindeki önemi, belirli amaçları en etkin ve en verimli biçimde gerçekleştirmek için bireysel farklılıklardan nasıl yararlanılacağını araştırmaktır. Bir işte başarının ne ölçüde hangi bireysel özelliklere bağlı bulunduğu anlamak önemlidir. Her bireyin örgütsel etkinlik ve verimlilikleri de aynı değildir. Çünkü her birey her duruma aynı uyumu göstermez. Uyum kavramı zeka ile ilgilidir. Her bireyin yetenekleri farklı iş kollarına uygunluk gösterebiliyor. Eğitim, yetenekler ve zeka işe alımlarda değerlendirilir.
Kişisel Farklılıkların İstatistiksel Analizi Frekans dağılımı ve dağılım grafikleri: Bir psikolojik testin 200 kişiden oluşan insan grubunda alınan puanlara göre nasıl dağıldığını öğrenmek istediğimiz zaman frekans dağılımını yaparız. Her puan grubuna düşen kişi sayılarına frekans adını veriyoruz. Zeka Puan Gr. Her Gr. İsabet eden Frekansların % insan sayısı dağılımı 50-60 dan az 10 kişi %5 60-70 den az 15 kişi %7.5 70-80 den az 20 kişi %10 80-90 dan az 30 kişi %15 90-100 den az 35 kişi %17,5 100-110 dan az 25 kişi %12.5 110-120 den az 20 kişi %10
Normal dağılım eğrisi: herhangi bir ölçme ile elde edilen neticelerin normal dağılımına göre nasıl bir eğilim gösterdiklerini mukayese etme aracıdır. İki tepeli bir eğriye bimodal (testte 2 ana grup olduğunu gösterir) Dalgalı eğrilere mültimodal dağılımlar denir. b) Merkeze yığışma ölçüleri Mod :ölçmede en yüksek frekansa sahip olan puana Medyan dağılımda tam orta yere isabet eden puan, ortanca Aritmetik Ortalama bir ölçmede verilen tüm puanların toplamının frekans toplamına bölümü sonucu elde edilen ortalama değere aritmetik ortalama denir.
c) Bir değişkenlik ölçüsü olarak dağılımın standart sapması Dağılım eğrisine az çok uygun olarak dağılmış bulunan olaylarda kullanılır. Standart sapma: Bir dağılımdaki puanların aritmetik ortalamadan farklarının karesinin frekanslara bölümüdür. d)Aritmetik Ortalamanın Güvenirliliği Aritmetik ortalamanın güvenirliliğinin hesap edilmesi ancak sondaj olaylarında söz konusu olmaktadır. Aritmetik ortalamanın güvenirliliği standart hata ile ölçülmektedir. e) Korelasyon Katsayısı Örgütsel psikolojide en çok kullanılan yöntemlerden birisi de, korelasyon katsayısı hesap edilerek kişisel farklılıkların kişinin çalışma ve verim gücüne etkisinin araştırılmasına ilişkindir. Böylece kişinin veya grubun bu özelliği ile verim gücü arasındaki ilişki ve derecesi tespit edilmiş olacaktır. İki olay arasında ilişki yoksa korelasyon katsayısı 0 İki olay arasında ilişki biri artarken diğeri de artıyor Korelasyon katsayısı +1 İki olay arasında ilişki biri artarken diğeri de artmaya uygun azalıyorsa Katsayı -1
Yetenek, Verim ve Kişisel Farklılıklar Yetenek: Bir kimsenin üstesinden gelebileceği şeyi veya potansiyel kudretini belirler. Verim: Bir kimsenin halihazırda başarabildiği şeyi ifade eder. Yetenek ve verim arasında fonksiyonel ilişki vardır. Verim, kişinin yeteneğine ve o işi yapma arzusunu arttıran güdüsüne bağlıdır. Verim= Yetenek X Güdüleme Güdüleme katsayısı 0 ila 1 arasında yer alır Kişinin iş yerinde kişisel amaçlarını gerçekleştirecek çıkarı yoksa güd.kats.=0 Kişi tüm arzu ve ihtiyaçlarını karşılıyorsa ve eksiksiz güdüleniyorsa güd.kats=1 (tüm yeteneklerini kullanır) Yetenek de sıfır olursa sonuç yine olumsuz etkilenecektir.
Yetenek, Verim ve Kişisel Farklılıklar Verimliliği iyileştirmek için potansiyel olarak en yetenekli kimseleri en fazla güdülemek gerekmektedir. Çünkü her bireyin kapasitesi aynı değildir. Adalet için Sezar’ın hakkını Sezar’a vermeli. Kişisel Farklılıkların Ortaya Çıkışını Engelleyen Bir Tutum Sınırlandırılmış Üretim Sorunu Sosyal bir hastalığa sebep olur. Yönetimin işçilerin belirsiz ve güvensiz tutumunu ortadan kaldıracak bir politika izlemesidir. İşletmenin amaç ve politikalarını bilmesi, onların kendilerini etkileyecek kararlara katılma olanaklarına kavuşmaları, yönetime güven duygusunu artıracak ve işletme aleyhine oluşacak sosyal tutumları engelleyecektir.
SERPİL ŞAHİN BETÜL AYDIN FİGEN ÖZER ZEHRA KELEŞ GÜL AYDIN MELEK ÇİFTÇİ