D İ L VE ANLATIM. BUKET UZUNER Yumuşak bir erkek sesiydi beni ça ğ ıran. Sonradan çok düşündüm, fakat bu cümlenin hangi dilde söylendi ğ ini çıkartamadım.

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
KELİME TÜRLERİ ZARFLAR.
Advertisements

AMAN BU OYUN HİÇ BİTMESİN... Berber, sokakta oynayan çocuklardan birini çağırdı ve o gelince cebinden biri beş milyonluk, öteki beşyüzbinlik iki banknot.
KIRMIZI BAŞLIKLI KIZ.
Atatürk’ün Çocukluk Anıları
SÖZCÜKte ANLAM.
Orhan Veli Şiirler: Müzik: Ezginin Günlüğü
HABER KİPLERİ.
HANSEL VE GRATEL.
GÖZLERİN(Nazım Hikmet)
AHMET NAFİZ DEMİR * * 2005 a.g.b k.g.b z.g.e a.g.b a.g.b o.l.m a.g.b
PAMUK PRENSES YEDİ CÜCELER
Paris ve sen Yağmur yağıyor Bu sonbahar Eskiden olduğu gibi
Şerife duran bilmeceler
ZAMİRLER.
Köylü ulusun efendisidir.
SÖZCÜKte ANLAM.
Sunuindir.blogspot.com YAPIM EKLERİ
ÜNSÜZ BENZEŞMESİ (ÜNSÜZ SERTLEŞMESİ)
SÖZCÜKTE ANLAM.
TIKANDI BABA Seval KEMERTAŞ tarafından düzenlenmiştir.
ZAMİRLER.
Kırlangıcın biri, bir adama aşık olmuş
DERSİMİZ TÜRKÇE.
YAŞ OTUZBEŞ.
♫ Sesi açıp tıklayınız! ♫ Sesi açıp tıklayınız! diye sordum Yunan Kültür ve Tarih profesörü olan yaşlı hocama. Her zamanki gibi salonda kahkahalar yükseldi.
YARATICI DÜŞÜNME VE YARATICILIK
ZARF (BELİRTEÇ).
SES BİLGİSİ Türkçe Öğretmeni.
Ali Barsal 5N 1K Anne ne çok soru soruyorsun aklım karıştı ya…
Zarflar fiilleri, sıfatları, fiilimsileri veya kendi türünden sözcükleri (zarfları) etkileyen sözcüklerdir. Zarfların diğer ismi de tir. Zarfları beş.
Gerçek Anlam Mecaz Anlam
SLAYT GEÇİŞLERİ İÇİN… LÜTFEN TIKLAYINIZ… SLAYTI MUTLAKA SESLİ İZLEYİNİZ… İYİ SEYİRLER… Sesli İzleyiniz.
YAPI(PLAN).
Etkili İletişime Giriş
türkçe performans ödevi
Anne ayı, “Sarı Yumak, bu gece erken uyumalısın, yarın okula başlıyorsun” dedi. Sonra okul çantasını onun ayak ucuna koydu.
BAĞLAÇLAR Edatlar gibi tek başlarına anlamları olmayan cümle içinde, aynı görevli sözcükleri, söz guruplarını, cümleleri hem biçimce hem de anlamca.
SORULAR.
BAĞLAÇ Cümleler veya eşit görev ve türdeki kelimeler arasında anlamca bağ kuran kelimelere bağlama edatı (bağlaç) denir. Bağlaçlar yapım ve çekim eki almaz,
KAFİYE (UYAK) KAFİYE REDİF.
Ses Bilgisi.
1.Soru "Yaşlı adam duvarı tek başına boyuyordu."
TEST SORULARI YAZIM KURALLARI.
Boya sandığına saklı düşler
SES BİLGİSİ.
Benim adım Balerin Bebek.
Boya sandığına saklı düşler
Rüyamda yaratıcı ile bir konuşma geçti aramızda
Sevgiye hasret kalmış,zavallı sürgün yüreğim o gecelerin karanlığında kavrulur da kimseler bilmez. Sevdayı alıp ta mahvedenlere.
Cümlenin Öğeleri Yüklem Özne Tümleç.
BARİS İSELİYUSUF AKDAŞ İLKÖĞRETİM OKULU Hangisini beslerseniz o kazanır...
İBRETLİK BİR HİKAYE.
CÜMLE Bir duyguyu, düşünceyi, isteği, haberi, durumu, olayı vb. ifade etmek için kurulan ve kendi içinde anlam ve yargı bütünlüğü olan sözcüğe veya söz.
DÜRÜSTLÜK BİR ERDEMDİR…
DERS :ÖĞRETİM TEKNOLOJİLERİ VE MATERYAL GELİŞTİRME KONU :KARIN OLUŞUMU
Hazırlayan: Görkem Akalın Sınıf ve Numara: 7-C 359
İKİLEMELER Anlamı güçlendirmek, pekiştirmek ve anlatımı daha etkili hale getirebilmek için oluşturulan sözcük grubuna İkileme denir. Not 1: İkilemeyi.
Duyar, koklar, tadarım. Görür, dokunur, anlarım. Bunları nasıl yaparım?
TAVŞAN VE YILANIN DOSTLUĞU
KURABİYE HIRSIZI.
MEB KAZANIM TESTİ 1 Sözcükte Anlam - 1 (Çok Anlamlılık)
SINIF 4 İSTASYON ÖĞR. Resul RESUL
ZAMİR (ADIL).
BİR KAYISI AĞACI ABDÜLKADİR MERİÇBOYU.
E Hazırlayan;Kapkara1980 Eğitimhane.
SÖZCÜKTE ÇOK ANLAMLILIK. SÖZCÜKTE ÇOK ANLAMLILIK NED İ R? Bir kelimenin birden çok anlam ifade etmesine sözcükte çok anlamlılık denilmektedir. Çok anlamlılık.
ZAMİRLER MERHABA HAZIR MISINIZ? ...Egitimhane.com...
ESKİ ANTAKYA SOKAKLARI, EVLERİ, ÇARŞISI.Hatay/Antakya'nın Tarih Kokan Evleri, Tarihçesi.
Dil Nedir? Dil, insanlar arasında anlaşmayı sağlayan, kendisine özgü yasaları olan ve ancak bu yasalar çerçevesinde gelişen, temeli bilinmeyen zamanlarda.
Sunum transkripti:

D İ L VE ANLATIM

BUKET UZUNER Yumuşak bir erkek sesiydi beni ça ğ ıran. Sonradan çok düşündüm, fakat bu cümlenin hangi dilde söylendi ğ ini çıkartamadım. Anlamını çözdü ğ ünüz, sinir sisteminizi hemen harekete geçiren, fakat hangi dilde söylendi ğ ini çözemedi ğ iniz cümleler olmadı mı hiç? Cümlenin sonunda Madame dendi ğ inden hiç kuşkum yok ama. Hemen dar merdivenleri tırmandım, ikinci katta, siyah bir kapı vardı. Tam kapıyı çalmak üzere elimi uzattım ki, baktım kapı açık. Küçük bir antreydi ilk girdi ğ im mekan. Bir tahta vestiyer, bir şemsiyelik, şapkalık ve küçük ceviz bir komodin vardı. Siyah bir silindir şapka, siyah uzun bir şemsiye ve yakası kürklü bir siyah palto asılıydı burada. (DEVR İ K CÜMLELER)

AHMET HAMD İ Bilmem sizde de böyle midir; yolculuk benim üzerimde daima iyi ve unutturucu bir tesir yapar. Iztıraplarımızın, üzüntülerimizin mekanla, yahut hayatımızın tabii muhiti ile sıkı bir alakası olsa gerek. Bir muharririn dedi ğ i gibi, falan yerde en kesif şiddetinde olan bir acı iki yüz kilometre daha ötede ve başka insanlar içinde biraz daha hafif ve daha kabil-i tahammül oluyor. Bununla beraber acıdan acıya fark var. Ve benimki acıların en büyü ğ ü, evlat acısı idi, üstelik de ya ğ mur ya ğ ıyordu. Oh, size bu ya ğ murlu günlerin bende yaptı ğ ı aksülameli nasıl anlatmalı? Böyle günlerde ben de ğ işir, büsbütün başka adam olurum. Başka bir adam, tam kelimesi de ğ il... Bütün bir mazi, en kötü, en karanlık, en tamir edilmez taraflarıyla içimde canlanır, hortlaklarımla başbaşa kalırım. (YABANCI SÖZCÜKLER)

ORHAN KEMAL Ufak tefek, semiz bir kedi yavrusunu hatırlatan Bobi: -Yuuuuh, dedi. Yuh be. Bunlar benden de aç! O, aç olmaktan çok, açlıktan söz açıp üçün beşin yoluna bakma dümenindeydi. Görüşmecileri gelen tutuklulardan uçlandı ğ ı ekmek, zeytin, peynir, tereya ğ ı, helva, ne bileyim yiyecek, giyece ğ i çabucak paraya çeviriverir, günün birinde dışarı çıkınca geçinebilmek için tutaca ğ ı işe para biriktirirdi.Sürgünler avluda gittikçe ço ğ alıyordu. Başgardiyan bir ara düdü ğ ünü sert sert öttürdü, sonra da ba ğ ırdı: -Buraya gelin bakayım. İ çtima!(ARGO SÖZCÜKLER)

OKTAY AKBAL Sıkıntılı bir düşünceden silkinerek kurtuldum. Gün sona eriyordu. Güneşin son kırıntılarını da, karanlık, teker teker yuttu. Dakikalardan beri içinde bulundu ğ um bu küçük bekleme kulübesi ile üstünde oturdu ğ um tahta kanepe bana gittikçe daha sıkıntı vermeye başlamıştı. Cebimden saatimi çıkardım. Kulübenin içine, pencereden ince bir dal gibi uzanıp kalmış son güneş ışı ğ ının altında, zamanı anlamaya gayret ettim. Zahmetim işe yaramadı, saat durmuştu. Canımın sıkıntısı bir basamak daha yükseldi. Karanlık, pencerelerden dolmaya başladı, kulübeyi a ğ zına kadar doldurdu; hatta kapıdan dışarı bile taştı. İ skele üzerinde, ne bir çımacı, ne de bir memur... Uzaklarda ıslıkla çalınan beylik bir şarkı... Karanlıkta bo ğ uldum. Bu renk de ğ işmezli ğ i bana çekilmez, dayanılmaz gelmeye başladı. İ çime tahlil etmekten korktu ğ um hisler birikti... Aya ğ a kalktım. Birkaç adımda dışarıya çıktım; iskelenin yanındaki rıhtım boyunca dolaşmaya koyuldum.(KISA CÜMLELER)

NEZ İ HE MER İ Ç "Yaktı Gülgunumun başını, yaktı gınalı kaşık gızımı..." diye için için a ğ lıyor: "Nerden ba ğ çalara çıktı nerden ekran buldu. Gülgunumu gendine ba ğ çalarımız bitişik deyi a yavrım göynünüz de mi bitişeceydi.Cevizin altına kilim serer otururlardı. Bostana varanda hep görürdüm, bir gah gah ederdi. Avrat aslanlı çeşme gibi şıkılardı sesi Gülgunumun. Güççük Zeynebi atar atar dutardı hevalara. Hop hop ederdi, gız ona da mı acımadın Allahsız gız. Anasız goydun bebe ğ i. Gavurun tu dedi ğ i. Vay vay ki hep biliridik Gülgunumun Murata yandı ğ ını. Muratın da onun Mecinunu oldu ğ unu hep biliridik. (YÖRESEL SÖYLEY İ ŞLER)