Metastatik Gastrik Karsinoid Tümör Olgusunda Tedavi Yönetimi: Olgu Sunumu ALİ SUNAR, SELÇUK ERGEN, YASEMİN B. TEMİ, ERKAN ARPACI, HÜSEYİN ENGİN BÜLENT ECEVİT ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ TIBBİ ONKOLOJİ BİLİM DALI, ZONGULDAK GİRİŞ: Karsinoid tümörlerin yaklaşık 2/3’ü gastrointestinal trakttan, 1/3’ü ise akciğer ve timusta meydana gelirler. Gastrointestinal trakttan kaynaklananlar mide, ince barsak, apendiks ve rektumda ortaya çıkarlar. OLGU: 54 yaşında bayan hasta ocak 2006’da yapılan üst GİS endoskopisinde gastrik polip saptanıp polipektomi ve biyopsi alınmış, sonucu karsinoid tümör olarak gelmiş. Bu nedenle hastaya total gastrektomi yapılmış. Patolojisi karsinoid tümör korpusda lokalize olup mukoza ve submukozada sınırlıdır, lenf nodunun 2 tanesinde karsinoid tümör metastazı mevcuttur şeklinde raporlanmış. Sonrasında takip edilmiş. Eylül 2011’de yapılan oktreotid sintigrafisinde mediasten alt bölümde düşük yoğunlukta patolojik aktivite tutulumu saptandı. PET/CT’de sol akciğer üst lobta hipermetabolik nodüler lezyon ve multipl mediastinal, üst abdominal, bilateral aksiller ve bilateral inguinofemoral alanlarda metastazları temsil ettiği düşündüren hipermetabolik lenfadenomegaliler saptandı. Metastatik kabul edilen hastaya oktreotid LAR başlandı. Yaklaşık 1 yıl octreotid tedavisi ile stabil seyreden hastaya kontrol octreotid sintigrafisinde; Bilateral alt mediastende ve her iki inguinal bölgede patolojik In-111 oktreotid akümülasyonu, toraks tomografisinde ise akciğerdeki nodül sayısında artış olması nedeni ile oktreotid tedavisine interferon alfa-2b eklendi. Bir yıl sonra çekilen sintigrafide mediastinal bölgedeki tutulumların aktivite şiddetinde hafif artış izlendi. Yapılan PET/CT’de akciğerdeki nodül ve lenf nodlarında progresyon olması nedeni ile everolimus başlanmak istendi fakat onay alınamadı bu nedenle 5-FU-streptozosin başlandı. Beş kür sonrasında octreotid sintigrafide mediastende saptanan aktivite tutulumları daha belirgin hale gelmişti. PET/CT’de akciğerdeki nodüllerde ve lenf nodlarında progresyon ayrıca sağ supraklavikular yeni gelişmiş artmış FDG tutulumu gösteren lenf nodları saptandı. kapesitabin-temozolamid tedavisine geçildi. Üç ay sonraki PET/CT; morfometabolik kısmi yanıt ile uyumlu bulgular şeklinde raporlandı. Tedavisine devam ediliyor. SONUÇ: Nonmetastatik gastrik nöroendokrin tümörlerde rezeksiyon genellikle primer tedavidir. Rekürren lokal hastalıkta, tam çıkarılabilen izole metastazlarda seçilmiş hastalarda rezeksiyon düşünülebilir. Karsinoid sendromu olan hastalarda semptom kontrolü, metastatik hastalıkta ise tümör büyümesini engellemek amacı ile octreotid ve lanreotid önerilir. Metastatik hastalıkta everolimus, interferon alfa-2b ve kemoterapi kullanılabilir (kategori 3). Kullanılan kemoterapi ilaçları 5-FU, kapesitabin, dakarbazin, oxaliplatin, streptozosin, ve temozolamid’ten oluşur. Sistemik kemoterapinin sıralaması ile ilgili herhangi bir veri yoktur. Anahtar kelimeler: Metastatik Gastrik Karsinoid Tümör, Oktreotid