EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ FİZİK ÖĞRETMENLİĞİ KONU: BİLİŞSEL KURAM HAZIRLAYAN: MURAT ÜNLÜSOY DANIŞMAN: PROF. DR. ZEKİ KAYA ANKARA 2003
Bilişsel Kuramın Çıkışı XX. yüzyıl başında, Almanya’da bir grup bilim adamı, öğrenmede rol oynayan doğrudan gözlenemeyen bilişsel süreçler üzerinde çalışmaya başlamıştır. Gestalt psikologlarıyla başlayan öğrenmedeki bilişsel süreçlere yönelik çalışmalar, daha sonra Piaget, Bruner, Ausubel gibi psikolog ve eğitimcilerin katkıları ile giderek gelişmiş ve bilişsel kuramlar adı altında toplanmıştır.
Bilişsel Kuramın Çıkış Noktası Bilişsel kurama göre öğrenmenin gerçekleşebilmesi için insanın beyninde ve sinir sisteminde oluşan bir iç sürecin olması gerekmektedir. Duyu organlarımızla alınan uyarımların algılanması, önceki bilgilerle karşılaştırılması, yeni bilgilerin oluşturulması, elde edilen bilgilerin bellenmesi, hatırlanması ile zihinsel ürünlerin kalite ve mantık yönünden değerlendirilmesi zihinsel süreçlerle ilgili faaliyetlerdir. Uyarıcılara anlam verme işine algı denir. Birey algılamadan öğrenemez.
Algılamanın Temel İlkeleri 1. İnsan çevresinde gördüklerini bir bütün olarak algılar. Bütünü oluşturan parçaların, bütünle ve birbiriyle olan ilişkileri algılamada önem taşır. 2.İnsanlar, çevrelerini bir düzen içinde algılar. Nesneler ve olaylar tek başlarına değil, bütün içinde anlamlı hale gelir.
3. Birey davranışını, içinde bulunduğu durumu algılamasına ve kendi amacı doğrultusunda durumu yorumlamasına bağlı olarak şekillendirir. 4. Bütün ile bu bütünü oluşturan parçalar arasında farklılıklar vardır. Bu nedenle bir konu hakkındaki parçaları, ayrı ayrı inceleyerek bütün hakkında bilgi elde edemeyiz.
Algıyı Etkileyen Faktörler 1. Birey çevresindeki olay ve objelere anlam vermeye çalışır. Bu nedenle örgütlü olmayan uyarıcıların hatırlanması ve anlaşılması zordur. 2. Sesler, renkler, objelerin büyüklüğü, zaman gibi kavramlar göreli olarak algılanır. 3. Birbirine benzer uyarıcılar bir bütün olarak algılanır.
Bilgi İşleme Kuramı Bilişsel kuramın en önemli kuramlarından biri bilgi işleme kuramıdır. Bilişsel kuramcılara göre her birey bilgiyi seçerek alır ve şekillendirir. Şekillendirme bireyden bireye farklıdır. Bu farklılığın nedeni her bireyin kendine özgü deneyimi, kültürü ve bilgisi olmasıdır.
1. Öğrencinin o konu hakkındaki ön bilgileri. Her öğrenci kendisine ulaşan bilgileri başlıca dört süzgeçten geçirdiği kabul edilir. 1. Öğrencinin o konu hakkındaki ön bilgileri. 2. Öğretmen ve öğrencinin bildiği o konuyla ilgili ödül, ceza ve karşılıklı beklentileri. 3. Öğrencinin öğrenmeye karşı tutumu. 4. Öğrencinin içinde bulunduğu kültürel yargı ve değerlerin oluşturduğu sosyal çevre.
Bilgi İşlem Süreci Alıcılar ve Duyusal Kayıt: Bilgiler ilk olarak duyusal kayıtta işlenir. Duyusal kayıt çok kısa olup bu sürenin yaklaşık 1/ 4 saniye mertebesinde olduğu sanılmaktadır. Duyusal kayda, alıcılar sürekli açık olduğu için sürekli kayıt yapılır. Öğretmen , öğrencinin duygularını uyarmak için ilgi çekici ifadeler kullanmalı, görsel uyarıcıları ağırlıkta kullanmalı ve karmaşık uyarıcıları basite indirgemelidir.
Kısa Süreli Bellek: Kısa süreli bellekteki bilgiler kullanıma hazır olup davranışa hemen dönüşebilir. Kısa süreli bellekteki bilgilerin saklanması uzun süreli belleğe aktarılmasıyla gerçekleşir. Aktarılmazsa bu bilgiler unutulup kaybolur. Kısa süreli bellekteki bilgilerin uzun süreli belleğe aktarılması iki süreçle sağlanır. Bunlar tekrar ve gruplandırmadır. Öğretmen , uyarıcıları gruplandırarak belli bir sıraya göre sunmalıdır. Uyarıcıları yoğun bir şekilde değil de öğrencilerin konuyu izleme hızına göre sunmalıdır. Ayrıca öğrenilen bilgiler belli aralıklarla tekrarlanmalıdır.
Uzun Süreli Bellek: Uzun süreli belleğin kapasitesi ve bilgilerin saklanma süresi sınırsızdır. Bilgilerin uzun süreli belleğe aktarılması için bilgilerin uzun süreli tekrar yapılması ve de yeni bilgilerin eski bilgilerle anlamlı bir şekilde ilişkilendirilmesi gerekir. Öğretmen , öğrenciye yeni bilgiler verirken bu yeni bilgilerle ilişkili önceki bilgileri ipuçları ile öğrenciye hatırlatarak öğrencinin yeni ile eski bilgiler arasında bağ kurmasını sağlamalıdır. Ayrıca öğrencinin bilgiyi tam olarak anlaması için gerekli zaman sağlanmalıdır.
Bilişsel Öğrenme Kuramı Bilişsel öğrenme kısaca ifade edilirse, bireyin uyaranları algılama, anlama, sebep – sonuç ilişkisi içinde yapısallaştırma değerlendirme ve gerektiğinde kullanma sürecine işaret eder. Bu yaklaşımı benimseyen psikologlara göre öğrenmeyi açıklamada aşağıdaki temel görüşler önem kazanmaktadır. 1. Öğrenen, dış dünyanın pasif bir alıcısı değil, onların özümleyicisi ve davranışların aktif oluşturucusudur.
2. Öğrenen, kendi öğrenmesinden sorumluluk taşıyan, verileni olduğu gibi alan değil; verilerin taşıdığı anlamı keşfedendir. 3. Öğrenen, verilen bilgiler arasında, uygun olanları seçen ve işleyendir. 4. Öğrenen, kendisine kazandırılmak istenen bir ilke de olsa , onun anlamını bulmak, diğer ilkelerle ilişkisini kurarak ve daha önce öğrendikleriyle bağdaştırarak ona anlam vermek zorundadır.
Bilişsel Kuramın Öğretim İlkeleri Öğrenmenin anlama, düşünme ve yorumlama gibi iç süreçlerle ilgilenen bilişsel kuramcılara göre öğretimde dikkat edilmesi gereken hususlar aşağıda belirtilmiştir. 1. Yeni öğrenilen bilgiler önceki bilgilerin üzerine bina edilir. 2. Öğrenme bir anlam yükleme çabasıdır.
3. Öğrenmede uygulama sansı tanınmalıdır. 4. Öğretmen bir otorite figürü olmamalıdır. 5. Öğrenme, öğretmen ve öğrencinin karşılıklı etkileşimi ile gerçekleşir.
6. Öğrenme durumunun ya da öğrenme probleminin algılamaya etki eden yönleri çok önemlidir. 7. Öğrenciye öğrenme sonucunda, dönüt verilmesi, öğrencinin öğrenmeye karşı olumlu tutum geliştirmesine ve öğrendiklerini tam olarak öğrenmesine yardım eder.
Piaget ‘in Bilişsel Gelişim Kuramı Bireyin, çevresindeki dünyayı anlama ve kavramasını sağlayan zihinsel etkinliklerdeki gelişme bilişsel gelişim olarak tanımlanır. Piaget bilişsel gelişimi, kalıtım ve çevrenin etkileşiminin bir sonucu olarak görmüş ; bunu etkileyen ilkeleri (1) olgunlaşma, (2) yaşantı, (3) uyum, (4) örgütleme ve (5) dengeleme olarak beş grupta toplamıştır.
Bilişsel Gelişimin Dönemleri Piaget bireyin yetişkin olana kadar geçen süre içerisindeki bilişsel gelişimini inceleyerek aşmalar halinde açıklamaya çalışmıştır. Duyusal Motor Dönemi: 0- 2 yaş arasına rastlar. Bu dönemde çocuklar kendilerini dış dünyadan ayırmaya başlarlar.
İşlem Öncesi Dönem: 2 – 7 yaş arasına rastlar İşlem Öncesi Dönem: 2 – 7 yaş arasına rastlar. Kavram öncesi ( 2 – 4 ) ve sezgisel dönem ( 4 – 7 ) olmak üzere iki alt döneme ayrılır. Kavram öncesi dönemde çocuklar, karmaşık kavramları ve ilişkileri anlayamazlar. Sezgisel dönemde ise, problem çözme ve akıl yürütme etkinliklerinde bulunurlar, ancak akıl yürütmede mantık yerine sezgilerine dayanırlar Somut İşlemler Dönemi: 7 – 11 yaş arasına rastlar. Bu dönem ilköğretimin birinci kademesini oluşturur. Korunum ilkesi ve bilgileri mantıklı ilişkiler yoluyla düşünme gelişmiştir. Sıralama ve zorca olan sınıflamaları yapabilirler. Dört işlemi kavrayarak somut olaylarla ilgili problem çözebilirler. İşlemleri tersine çevirebilirler.
Soyut İşlemler Dönemi: 11 yaşından itibaren bireyin hayatının geri kalan kısmını içerir. İlköğretimin ikinci kademesini ve sonraki zamanı içerir. Birey bu dönemde soyut düşünerek bununla ilgili işlemler yapabilir. Akıl yürütmede tümevarım ve tümdengelimi kullanabilirler. Ayrıca hipotez oluşturabilirler.
Bilişsel Kuram Açısından Problem Çözme Problem nedir? Problem bireyin olmasını istediği durumun gerçekleşmesini engelleyen etmendir. Problem çözme ise, bireyin olmasını istediği durumu engelleyen etmeni etkisiz hale getirmek için ürettiği çözüm yoludur. Bireyler hedefe ulaştıklarında problemin çözümünü öğrenmiş olurlar.
Sunu açısından iyi tanımlanmış ve iyi tanımlanmamış olmak üzere iki çeşit problemden söz edilir. İyi tanımlanmış problemlere genellikle matematik işlemli sorularda rastlanır. Mesela bir eşitlikteki bilinmeyen ‘ X ‘ in bulunmasının istenmesi buna örnektir. İyi tanımlanmamış problemlere örnek olarak ise bir konu hakkında fikirler üretmemizin, yorumlar yapmamızın veya kompozisyon yazmamızın istenmesi vb. gibi sorular verilebilir. Bu tür sorularda çözüm açıkça belirtilmiş değildir. Bu tür soruların birden çok doğru cevabı olabilir.
Problem aralığı, problem cümlesini, hedefin ifadesini ve problem ifadesinden hedefe giden güçlü yolun ne olduğunu içine alır. Çözüm yollarının uygulanmasına kadar olan faaliyetlerdir Newel ve Simon, problemin çözümünü kolaylaştırmak için, problemin amacının analiz edilmesi ve atılacak her adımın bir hedef olarak tanımlanması gerektiğini belirtmişlerdir. Newel ve Simon ‘un başka bir önerisi de problemi çözmek için problemi alt problemlere ayırmak gerektiğidir.
Problem Çözme Aşamaları Problem çözme 8 aşamadan oluşur. 1. Birey problemle karşılaşarak durumu sorgular. 2. Birey problemle ilgili olan birinci ve ikinci dereceden bilgileri tüm duyu organlarının yardımıyla toplar.
3. Birey problemle ilgili anlamlar geliştirerek ilkeler oluşturur 3. Birey problemle ilgili anlamlar geliştirerek ilkeler oluşturur. Problemi yapısallaştırmaya çalışır. 4. Bu aşamada birey problemi yeniden tanımlar. 5. Birey problemi çözmek için çözüm yolları üretir, işlemler belirler, problemin çözümünü değerlendirmek için ölçüt geliştirir.
6. Birey işlemleri karşılaştırarak en uygun olan işlemi seçer. 7. Birey yapılan tüm işlemleri bütünlük içinde gözden geçirir. Yapılan işlemler yetersiz görülüyorsa başa dönülür. Eğer işlemler yeterli ise, tercih edilen çözüm yolu denenir. 8. Birey başarısız olduysa tekrar başa döner.