DENGE MODELLERİ / KULLANIMLAR VE DOYUMLAR YAKLAŞIMI”

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
KENDİNİ TANIMAK NEDİR ACABA?
Advertisements

BETİMLEYİCİ ANLATIM Bu tekniği uygulayan yazarın amacı, okuyucunun görmediği bir görüntüyü, olayı, yeri, okuyucunun kafasında canlandırmaktır. Yazar.
ÜNİVERSİTEYE UYUM SÜRECİ
MEDYA Medyayı Tanımak - Medyaya Dair Temel Bilgiler -
TÜKETİCİ DAVRANIŞI NEDİR?
A-BİLİŞSEL GELİŞİM İlk İki Yılda Görülen Bilişsel Gelişim : Bebek doğumunun ilk gününden itibaren çevresini keşfetme çabasına başlar. Keşif çabasında.
SINIF YÖNETİMİ Sınıf; eğitim-öğretim etkinliklerinin
Medya  Medya, her türden sözlü, yazılı, basılı, görsel metin ve imgeleri içeren çok geniş iletişim araçlarını kapsayan bir kavramdır. Bu kavramın içine.
GENEL ve TEKNİK İLETİŞİM
TÜKETİCİ DAVRANIŞI KAVRAMI VE ÖZELLİKLERİ
TÜKETİCİ DAVRANIŞLARI
KİŞİLER ARASI İLETİŞİM -1-
İletişimde Süreç Yaklaşımı
İLETİŞİM.
İLETİŞİM Varlıkların kendi aralarında anlaşmak için oluşturdukları simgeler sistemine denir. Gergin ortamlarda, kişilerin sağlıklı ve olumlu düşünmesi.
Öğretim Teknolojileri ve Materyal Tasarımı 1.Temel Kavramlar
ALGILAMA YÖNETİMİ BÖLÜM 7.
I.BÖLÜM TÜKETİCİ DAVRANIŞLARI KAVRAMI VE PAZARLAMA
MATEMATİK EĞİTİMİ FELSEFESİ
MEDYA Medyayı Tanımak - Kitle İletişimi ve Medya -
MODELLERDEN ÖĞRENME Enver CANER
Öğretim Teknolojileri ve Materyal Tasarımı Öğretimde Görsel-İşitsel Araçlar Görsel Materyallerin Katkıları Dr. Süleyman Sadi SEFEROĞLU Hacettepe Üniversitesi,
Öğretim Teknolojileri ve İletişim Süreci
IX.BÖLÜM YAŞAM TARZI.
4.ÜNİTE C.ETKİLİ İLETİŞİM.
KODLAR Temel Kavramlar.
KURUM İÇİ İLETİŞİM HAZIRLAYAN HAVA GÜLER.
ÖĞRETİM TEKNOLOJİLERİ VE MATERYAL TASARIMI
Sözlükte "iletişim" ne demek?
0-6 YAŞ GELİŞİM DÖNEMİ ÖZELLİKLERİ
-İLETİŞİM- SUNUSU.
ÖĞRETİM TEKNOLOJİLERİ VE MATERYAL GELİŞTİRME
Westley ve maclean kuramı
BİLGİ EDİNME İHTİYACI:
CÜMLEDE DE ’NİN YAZIMI.
KOMPOZİSYON YAZMA GİRİŞ BÖLÜMÜ.
PROBLEM ÇÖZME ÇATIŞMA ÇÖZME KARAR VERME BECERİLERİ
PSİKOLOJİ İLE DİĞER BİLİM DALLARI ARASINDAKİ İLİŞKİ
ÇOCUKLA KALİTELİ ZAMAN GEÇİRMEK
İletişim Süreci ve Türleri
ÖĞR. GÖR. MEHMET AKİF BARIŞ
Pozitif psikoloji İletişim becerileri.
BÖLÜM 5 CİNSİYET. BÖLÜM 5 CİNSİYET CİNSİYET Cinsiyet Üzerindeki Biyolojik, Sosyal ve Bilişsel Etkiler Cinsiyet Kalıp Yargıları, Benzerlikler ve Farklılıklar.
İLETİŞİM KURAMLARI ve HALKLA İLİŞKİLER
HANGİ ANA BAŞLIKLARI İŞLEYECEĞİZ :
KİŞİLERARASI İLETİŞİMDE DİLİN KULLANIMI
KİŞİSEL GELİŞİM & İKY.
İletişim Bilimine Giriş
Yrd.Doç.Dr. Özcan PALAVAN
YETERLİK VE MODÜL TABLOSU
SOSYAL BİLGİLER Kitle iletişim’ in anlamı nedir?
EĞİTİMDE İLETİŞİM SÜRECİ
OLUMLU DÜŞÜNCE NEDİR? Hayatın her alanında, bizi her konuda etkileyen aslında bizim olaylara nasıl baktığımızdır. Şunu unutmamak gerekir ki; meydana.
/ 501 İLETİŞİM Duygu, düşünce yada bilgilerin akla gelebilecek her türlü yolla başkalarına aktarılmasıdır.
BİLİŞSEL GELİŞİM: İYİ SEYİRLER .
BÖLÜM 2 ÖĞRETİM TEKNOLOJİSİ VE İLETİŞİM. BÖLÜM 2 ÖĞRETİM TEKNOLOJİSİ VE İLETİŞİM.
KASTAMONU ÜNİVERSİTESİ
Etkili İletişim Becerileri Hazırlayan =Büşra Kocaman
MODERN YÖNETİM TEORİSİ
Örgüt Nedir? Neden Vardır?
HABERİN NİTELİKLERİ DOĞRULUK
Sosyal Hizmet Etiği Dersine Giriş Etik Nedir Ne Değildir?
IX.BÖLÜM YAŞAM TARZI.
İletişim Nedir? Duygu, düşünce veya bilgilerin akla gelebilecek her türlü yolla başkalarına aktarılmasıdır. Katılımcılardan “iletişim” kavramının tanımın.
ETKİLİ İLETİŞİM VE TOPLUMSAL CİNSİYET
KİŞİLERARASI İLETİŞİM ÇATIŞMASI
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
İletişim nedir Temel İletişim. Bir aklın, başka bir aklı etkileme sanatıdır. İletişim.
Sunum transkripti:

DENGE MODELLERİ / KULLANIMLAR VE DOYUMLAR YAKLAŞIMI” DENGE VE TUTARLILIK MODELLERİ 1950’ler boyunca bir dizi denge ve tutarlılık kuramı geliştirilmiştir. Bu yaklaşımların temel varsayımı, insanların inançlarının ve yargılarının birbiriyle dengeli ve tutarlı olduğudur. Davranışlarımız, hareketlerimiz, eylemlerimiz ile tutumlarımız, görüşlerimiz, ideolojimiz arasında bir tutarlılık ararız. DENGE VE TUTARLILIK MODELLERİ

DENGE MODELLERİ / KULLANIMLAR VE DOYUMLAR YAKLAŞIMI” DENGE VE TUTARLILIK MODELLERİ Örneğin: genellikle bir mesleği seçenler, meslekleri ile ilgili pozitif görüş taşırlar bir kurum veya iş yerindeki mevkiimiz ile iş yerimiz hakkındaki görüşümüz arasında bir ilişki vardır hiyerarşik konumumuz yükseldikçe, nispeten daha pozitif düşünürüz. ("taç giyen baş akıllanır" sözü, bu çerçevede değerlendirilebilir). DENGE VE TUTARLILIK MODELLERİ

DENGE MODELLERİ / KULLANIMLAR VE DOYUMLAR YAKLAŞIMI” 1-LEON FESTİNGER VE “BİLİŞSEL ÇELİŞKİ” KURAMI Profesör Leon Festinger’ın “bilişsel çelişki” kuramı tutarlılık ve denge kuramların ilklerindendir. Kurama göre: insanlar medyadan ya da herhangi bir enformasyon kaynağından kendi tutum ve düşünceleriyle tutarlı olmayan mesajlar aldıklarında yapacakları iki şey vardır: 1- Ya kendi düşünceleriyle tutarlı olan mesajları alırlar; ya da kendi düşünceleriyle çelişen mesajları reddederler. 2- Ya uyumsuzluk konusunun önemini azaltırlar; ya da kendi düşünceleriyle uyumsuz olan mesajları kabul edip, kendi tutum ve davranışlarını, aldıkları bu mesajla uyumlu hale getirirler. DENGE VE TUTARLILIK MODELLERİ

DENGE MODELLERİ / KULLANIMLAR VE DOYUMLAR YAKLAŞIMI” 1-LEON FESTİNGER VE “BİLİŞSEL ÇELİŞKİ” KURAMI Örnek: Yeni bir araba satın alan kişi, başka araba reklamlarına yönelmek yerine, yaptığı seçimi destekleyecek enformasyon aramaya yönelir, bu tür reklamları daha çok okur. İnsanlar bir davranışta bulunduktan sonra, bu davranışı haklılaştırmak için, etraflarında söz söyleyecek birilerini ararlar. Örneğin dersine çok fazla çalışan bir İNEK sınava hazırlanırken, gireceği sınavın ne kadar önemli bir sınav olduğunu etrafındakilere söyleme ihtiyacı duyar. Özel okul/yemeğe çıkarma - Örneklerde alınan kararlar ya da sergilenen davranışların failler tarafından haklılaştırılması durumu söz konusudur. DENGE VE TUTARLILIK MODELLERİ

DENGE MODELLERİ / KULLANIMLAR VE DOYUMLAR YAKLAŞIMI” 1-LEON FESTİNGER VE “BİLİŞSEL ÇELİŞKİ” KURAMI Yemeğe çıkarma örneğini açalım; bireyler, yaptıkları bu işlerden niçin bu denli söz etme ihtiyacı duymaktadırlar? davranışlarına ilişkin ilave haklı-kılımlar (justification) aramaları… kızla akşam yemeğini birlikte yemek için gücünün üstünde para harcıyor. Sonra ertesi gün arkadaşlarına kızın ne kadar güzel olduğunu anlatmaya başlar… NİYE? (justification)…. SORU/SORUN? DENGE VE TUTARLILIK MODELLERİ

DENGE MODELLERİ / KULLANIMLAR VE DOYUMLAR YAKLAŞIMI” 1-LEON FESTİNGER VE “BİLİŞSEL ÇELİŞKİ” KURAMI NİYE? (justification)…. SORU/SORUN? Erkeğim kız hakkındaki istek ve arzuları söz konusu davranışa uygun… Fakat mali durumu hakkındaki bilgisi, yaptığı işe hiç de uygun değil!!!! Erkeğin giriştiği eylem ile mali durumu hakkındaki bilgisi arasındaki ilişki??? uyumsuz (dissonant) bir ilişkidir Erkeğin bilgisi ile davranışı arasındaki uyumsuzluk, epey sıkıntı verici olduğundan, işin giriştiği eyleme uygun düşen yanını abartır ve bu sıkıntıyı küçülterek azaltmaya çalışır. DENGE VE TUTARLILIK MODELLERİ

DENGE MODELLERİ / KULLANIMLAR VE DOYUMLAR YAKLAŞIMI” 1-LEON FESTİNGER VE “BİLİŞSEL ÇELİŞKİ” KURAMI Büyük Yalan: Günde 3 defa diş fırçelarım… kanı ile yapılan davranış arasındaki uyumsuzluk Yeni enformasyon günde üç kere diş fırçalamak zararlıdır.. X markayla tek bir kez fırçalamak yeterlidir Bu tür bir enformasyon karşısında birey kolaylıkla etkilenebilecek ve tutarsızlığına destek arayacaktır… uyumsuzluk (dissonant) ilişki, bu kuramın ana konusudur. Bu yaklaşıma göre izleyiciler medyadan gelen mesajları algılamada “seçici” davranırlar. DENGE VE TUTARLILIK MODELLERİ

DENGE MODELLERİ / KULLANIMLAR VE DOYUMLAR YAKLAŞIMI” 1-LEON FESTİNGER VE “BİLİŞSEL ÇELİŞKİ” KURAMI Algı Seçiciliği Kuramı: Algı seçiciliği kuramında iki alan vardır: Seçici maruz kalma ve Seçici hatırlama 1)Seçici Maruz Kalma: Bazı insanlar, bilerek, bazı TV kanallarını izler, bazı dergi ve gazeteleri okurlar. Bazı insanlar da kendi düşüncelerine karşı olan TV kanallarını izlemez, gazete ve dergileri okumazlar; bunlardan bilinçli olarak kaçınırlar. Bu davranışa “seçici maruz kalma” denir. 2)Seçici Hatırlama: - İnsanlar medyadan edindikleri enformasyon ve düşüncelerden, yalnızca kendi istediklerini hatırlarlar, istemediklerini hatırlamazlar. DENGE VE TUTARLILIK MODELLERİ

DENGE MODELLERİ / KULLANIMLAR VE DOYUMLAR YAKLAŞIMI” 1-LEON FESTİNGER VE “BİLİŞSEL ÇELİŞKİ” KURAMI Festinger; Sahip olduğu bilgiye / tutuma aykırı bir davranışta bulunan kişi “bilişsel çelişki”ye düşer. Çelişkiden kurtulmak için ne yapar? Davranışını değiştirir Tutumunu değiştirir ya da yeni bilgiler edinerek, o konudaki mevcut bilgisini değiştirir Psikolojik savunma mekanizmalarından birisini; örneğin “mantığa bürüme”yi kullanarak, çelişkisinin yarattığı rahatsızlıktan kurtulmaya çalışır DENGE VE TUTARLILIK MODELLERİ

DENGE MODELLERİ / KULLANIMLAR VE DOYUMLAR YAKLAŞIMI” 1-LEON FESTİNGER VE “BİLİŞSEL ÇELİŞKİ” KURAMI Örnek: Siggara içen kişi… Zararlı: bilişsel çelişki.. Rhatsızlığı gidermek, çelişkiden kurtulmak.. “mantığa bürüme”: sigara stresimi azaltıyor Çernobil kazası.. Radyasyonlu çay… İçmeye devam: bilişsel çelişki.. Savunma mekanizması: “acı patlıcanı kırağı çalmaz” E-5’teki travesti-fuhuş… AIDS’e rağmen ilişki: bilişsel çelişki.. Savunma mekanizması: “atın ölümü arpadan olsun” DENGE VE TUTARLILIK MODELLERİ

DENGE MODELLERİ / KULLANIMLAR VE DOYUMLAR YAKLAŞIMI” 1-LEON FESTİNGER VE “BİLİŞSEL ÇELİŞKİ” KURAMI Özetle Bilişsel çelişki kuramına göre Bireylerin sahip oldukları kanaatler, çoğu kez kolaylıkla değiştirmeleri mümkün olmayan kanaatlerdir Bu yüzden de BİREYLER uyumsuzluk azaltımına girişİRLER Bireyler kabul etmeye hazır oldukları yeni görüşlerle karşılaştıklarında, etrafındakilerden sosyal destek ararlar Sonuç olarak bu kuram 1) Tutum değişikliği yerine tutum istikrarını, 2) Enformasyon alma yerine enformasyon aramayı, 3) Gönderici yerine alıcıyı ön plana çıkarır. DENGE VE TUTARLILIK MODELLERİ

DENGE MODELLERİ / KULLANIMLAR VE DOYUMLAR YAKLAŞIMI” 2) THEODOR NEWCOMB’UN “ABX DENGE MODELİ” - ABX Modeli, daha çok kişiler arası iletişim sürecini açıklar. Modele güre kişiler arasında kurulan iletişimsel ilişkilerde, iletişimde bulunan insanların sahip oldukları inanç, tutum ve davranışlar önemli bir yere sahiptir. Bu şekilde bireyler, hem kendi içsel iletişimlerinde, hem de diğer insanlarla olan iletişimlerinde bir denge ararlar. - A ve B, birbiriyle iletişimde bulunan iki farklı kişiyi sembolize eder. - X ise, bu kişilerin iletişim etkinliğinin içeriğini, konusunu oluşturan bir başka kişi, olay, olgu ya da objedir. DENGE VE TUTARLILIK MODELLERİ

DENGE MODELLERİ / KULLANIMLAR VE DOYUMLAR YAKLAŞIMI” 2) THEODOR NEWCOMB’UN “ABX DENGE MODELİ” Eğer A ve B, X’e karşı farklı bir bakış açısı ya da düşünce ya da tutuma sahipse A ve B arasındaki iletişim ilişkisinde bir dengesizlik durumu göze çarpar. Bu iki kişiden birisi diğerine ya da X’e karşı olan tutum ve düşüncesini değiştirebilir. Ya da iletişimde bulunan iki kişi, aralarında bir uzlaşmaya varıncaya kadar bu gerilim durumu devam eder. Örnek Aternatif tıbba inanan birisiyle modern tıp tekniklerine inanan birisi arasındaki düşünce ve inanç farklılığı… DENGE VE TUTARLILIK MODELLERİ

DENGE MODELLERİ / KULLANIMLAR VE DOYUMLAR YAKLAŞIMI” 2) THEODOR NEWCOMB’UN “ABX DENGE MODELİ” Newcomb, daha sonra iletişimin ancak belli koşullar altında meydana gelebileceğini belirtİR VE modeline şu koşulları ekleR KOŞULLAR 1) Bireyler arasında güçlü bir cazibe olduğunda 2) Katılanlardan en az birisi için nesne önemli olduğunda 3) X nesnesi her iki kişinin de ortak ilgi alanı içinde olduğunda DENGE VE TUTARLILIK MODELLERİ

DENGE MODELLERİ / KULLANIMLAR VE DOYUMLAR YAKLAŞIMI” 3) WESTLEY & MACLEAN “ARACILANMIŞ” İLETİŞİM MODELİ Newcomb’un ABX denge modeli (kişiler arası) Westley ve MacLean tarafından kitle iletişim sürecine uyarlanmıştır. modele göre: A; iletişim kaynağını oluşturan bir kitle iletişim kurumudur. Bu kurum, X’i toplumda meydana gelen olay, olgu, eylem veya kişiler hakkındaki görüşlerden birisini seçerek B (izleyici) birimine ileti olarak gönderir. - B (izleyici) X’i (olayı, olguyu ya da eylemi) kendisi de görebilir ve A’ya bir reaksiyon gösterebilir. Örnek - Kitlesel bir “linç olayı”nı (X) sunan bir TV kanalı(A), söz konusu kitlesel linç olayına tanık olan B tarafından da algılanıp tepkiyle karşılanabilir. DENGE VE TUTARLILIK MODELLERİ

DENGE MODELLERİ / KULLANIMLAR VE DOYUMLAR YAKLAŞIMI” 3) WESTLEY & MACLEAN “ARACILANMIŞ” İLETİŞİM MODELİ C: aracı: Modelin ikinci versiyonu C ile sembolize edilen kitle iletişimcisinin kanal rolünü oynadığı bir durum söz konusudur. Buna göre A ve B arasında X’e ilişkin mesajların aktarılmasında C bir faktör olarak araya girer ve nelerin aktarılacağını belirler. Modelin bu versiyonunda, A savunmacı bir rol üstlenir. Politikacı, reklâmcı ya da haber kaynağı olabilir Bazı bilinçli amaçları ve niyetleri olan bir iletişimcidir. C ise, herhangi bir iletişim örgütüdür medya örgütü ya da örgütte çalışan bir kimsedir B ve A’nın gereksinmelerine hizmet eden bir ajan durumundadır DENGE VE TUTARLILIK MODELLERİ

DENGE MODELLERİ / KULLANIMLAR VE DOYUMLAR YAKLAŞIMI” 3) WESTLEY & MACLEAN “ARACILANMIŞ” İLETİŞİM MODELİ A--- bir kaynak (toplumsal bir kaynak) reklamcı, sanayi odası, politikacı, v.s. B--- bir izleyici (toplumun bir üyesi) izleyici C--- ise, mesajı B’ye aktaran bir aracıdır iletişimci Modelin amacı: X veya B arasındaki bağlantının C rolünün tekelinde olmadığını göstermektir. B, A ile doğrudan ilişkilere de sahip olabilir ya da X hakkında doğrudan deneyim sahibi olabilir. ÖrneK: Fiyat yükselmesi ya da hava durumu değişikliği konuları DENGE VE TUTARLILIK MODELLERİ

DENGE MODELLERİ / KULLANIMLAR VE DOYUMLAR YAKLAŞIMI” 4) FRITZ HEIDER’İN DENGE MODELİ Heider;tutarlılık kuramlarının babası 1946-1958 denge modeli”; iki birey ve bir tutum objesi arasındaki ilişki üzerinde odaklaşır. Yani, iki insan arasında üçüncü bir insan ya da nesne hakkında var olabilecek düşünce uygunluğu veya uygunsuzluğunun düzeyiyle ilgilenir. Heider kişiler arası algıyı basite indirger Bir kişinin (k), bir diğer kişi (d) ve bir tutum objesi (o) arasındaki ilişkiyi incelemiş, ancak bu incelemede durum, söz konusu kişinin (k) görüş açısından ele alınmıştır DENGE VE TUTARLILIK MODELLERİ

DENGE MODELLERİ / KULLANIMLAR VE DOYUMLAR YAKLAŞIMI” 4) FRITZ HEIDER’İN DENGE MODELİ Buna göre: - Şayet k-d-o ilişkisinde her üç ilişki de k’ya göre olumluysa ya da ilişkilerden ikisi olumsuz, biri olumluysa k’nın zihninde denge durumu var demektir. + + + + - - Dengeli durum Değişime Direnç Şekil 1 DENGE VE TUTARLILIK MODELLERİ

DENGE MODELLERİ / KULLANIMLAR VE DOYUMLAR YAKLAŞIMI” 4) FRITZ HEIDER’İN DENGE MODELİ Buna göre: - Şayet iki ilişki olumlu, bir ilişki olumsuzsa ya da her üç ilişki de olumsuzsa, k için dengesiz bir durum var demektir. + + - - - - Dengesiz durum Değişime Açıklık Şekil 2 DENGE VE TUTARLILIK MODELLERİ

DENGE MODELLERİ / KULLANIMLAR VE DOYUMLAR YAKLAŞIMI” 4) FRITZ HEIDER’İN DENGE MODELİ Kafa karıştı)) Örneklerle İzah - Bir arkadaşınız, hukuk hocasının iyi bir insan olduğunu düşünüyor ve siz de bu düşünceye katılıyorsanız, bu durumda ilişkiniz dengelidir. - Kadınların da erkekler gibi çok iyi yerlere geldiği konusunda arkadaşınızla anlaşamıyorsanız, siz kadınların da artık ev dışına çıkmasını, sorumluluklar taşımasını, özgür olmalarını ve erkek-kadın arasında ayrım yapılmamasını, arkadaşınız da bunun tam tersini savunuyorsa, bu fikir farklılığı ilişkilerinizde bir dengesizlik yaratacaktır. DENGE VE TUTARLILIK MODELLERİ

DENGE MODELLERİ / KULLANIMLAR VE DOYUMLAR YAKLAŞIMI” 4) FRITZ HEIDER’İN DENGE MODELİ Kafa karıştı)) Örneklerle İzah Ya da bir karı-koca ile eve alınmış bir köpek arasındaki ilişkiyi düşünelim: Şayet, kocaya göre; koca, karısı ve köpek arasında olumlu bir ilişki varsa, ya da karısı ile kendisi arasında olumsuz bir ilişki olduğu halde, her ikisinin de köpeğe karşı sempatik (olumlu) bir yaklaşımı varsa; her üçü arasında dengeli bir ilişki var demektir. Bunun sonunda, köpek, koca ve karısı birlikte yaşamaya devam ederler. Ya da eve alınacak bir mobilya veya çocuk yapıp yapmama konusu da olabilir. DENGE VE TUTARLILIK MODELLERİ

DENGE MODELLERİ / KULLANIMLAR VE DOYUMLAR YAKLAŞIMI” 4) FRITZ HEIDER’İN DENGE MODELİ Heider’in denge modeline göre, İki insanın birbirlerine karşı ya da bir nesneye karşı geliştirdikleri hoşlanma ya da hoşlanmama şeklindeki tutumlarında bazı ilişki kalıpları dengelenecek, bazıları ise dengelenmeyecektir. Denge bulunduğu durumda, iletişime katılanların her biri değişime karşı çıkar. Bir başka deyişle, denge durumunun düzenli olduğu ve dış etkenlere direndiği varsayılır. Dengesizlik ise kişide psikolojik bir gerginlik yaratır. Bu gerginlik, denge halini yeniden sağlayacak bir değişiklik oluşmasıyla ortadan kalkar. DENGE VE TUTARLILIK MODELLERİ

DENGE MODELLERİ / KULLANIMLAR VE DOYUMLAR YAKLAŞIMI” 4) FRITZ HEIDER’İN DENGE MODELİ YÜKLEME TEORİSİ: Attribution Theory Heider’e mal edilİR. Yükleme teorisi, sosyal psikolojinin insanların bir davranışla ilgili olarak, ne zaman ve nasıl "niçin?" sorusunu sorduklarıyla ilgilenen alanıdır. Heider'e göre insanların iki güçlü motivasyonu vardır: Dünyayı tutarlı bir şekilde anlama Çevreyi kontrol etme ihtiyacı. DENGE VE TUTARLILIK MODELLERİ

DENGE MODELLERİ / KULLANIMLAR VE DOYUMLAR YAKLAŞIMI” 4) FRITZ HEIDER’İN DENGE MODELİ YÜKLEME TEORİSİ: Attribution Theory Bu ihtiyaçlardan dolayı, insanlar başkalarının nasıl davranacaklarına yönelik önceden kestirimlerde bulunmak isterler. Yeni kişilerle karşılasan bireylerin birbirlerinin sözlü–sözsüz davranışlarından, giyiniş tarzlarından edindikleri izlenimlerle başlayan bu atfetme (yükleme) süreci, sosyal psikolojinin temel kavramlarından biridir. Fritz Heider (1958), atfetme sürecinin temelinde, insanın kendini ve çevresini anlama isteğinin yattığını söyler. DENGE VE TUTARLILIK MODELLERİ

DENGE MODELLERİ / KULLANIMLAR VE DOYUMLAR YAKLAŞIMI” 4) FRITZ HEIDER’İN DENGE MODELİ YÜKLEME TEORİSİ: Attribution Theory Sözsüz İletişim? Sözsüz iletişimin önemli işlevleri vardır Bu işlevler iki ana gruba ayrılabilir. Birincisi; sözsüz iletişim yoluyla birtakım anlamlar iletilebilmesinin mümkün olmasıdır. Örneğin; yakaya takılan rozetle meslek, kişiye yapılan bedensel temasla duygu ya da bir baş hareketiyle onay ifade edilebilir. örneğin ağırbaşlı biçimler, tek renk, bedene sımsıkı oturtulmuş klasik kesimler ciddiyeti ifade eder. - İkinciSİ: sözlü iletişimi desteklemesi, onun akıcılığına katkıda bulunmasıdır. DENGE VE TUTARLILIK MODELLERİ

DENGE MODELLERİ / KULLANIMLAR VE DOYUMLAR YAKLAŞIMI” 4) FRITZ HEIDER’İN DENGE MODELİ YÜKLEME TEORİSİ: Attribution Theory Yükleme yapılırken dikkate alınan noktalardan biri, davranışın toplumsal bir rolün bir parçası olup olmadığıdır. Yani bir itfaiyecinin yangın söndürmesi onun yardımseverliğiyle değil, mesleğiyle açıklanırken, yoldan geçen birinin yangını söndürmeye katkıda bulunması, onun kişilik özellikleriyle ilişkilendirilir. - Başkalarının davranışlarını yorumlarken, onların gerçek kişilik özellikleriyle ilgili önceki beklentilerimizi kullanırız. Yani eğer solcu olduğunu bildiğimiz bir arkadaşımız bir akşam yemeğinde babasının muhafazakâr görüşlerini onaylıyorsa, bunu onun babasıyla tartışmaya girmekten kaçınmasıyla açıklarız, yani bir dışsal yükleme yaparız. DENGE VE TUTARLILIK MODELLERİ

DENGE MODELLERİ / KULLANIMLAR VE DOYUMLAR YAKLAŞIMI” KULLANIMLAR VE DOYUMLAR (USES AND GRAFITICATIONS) YAKLAŞIMI 1970’Lİ yıllar görevselci medya toplumbilimi Kullanımlar ve Doyumlar yaklaşımıyla “insanlar medyadan nasıl yararlanıyorlar?” sorusunu ortaya atıorlar: “kullanıcıların doyumu” Psikolog Elihu Katz’ın araştırmalarına ve çalışmalarına dayanır. (Katz hatırla?hatırlayana ödül) Katz’a göre, insanların toplumsal ve psikolojik kökenli ihtiyaçları vardır. Bu ihtiyaçlar sonucunda insanlar, medyadan ve diğer kaynaklardan bu ihtiyaçlarını gidermek için birtakım beklentiler içine girerler. KULLANIMLAR VE DOYUMLAR

DENGE MODELLERİ / KULLANIMLAR VE DOYUMLAR YAKLAŞIMI” KULLANIMLAR VE DOYUMLAR (USES AND GRAFITICATIONS) YAKLAŞIMI Bu yaklaşıma göre - Medyanın etkisi sınırlıdır, izleyicilerin “seçiciliği” bu etkiye engel oluşturur - Medyanın etkisi doğrudan değildir, çünkü arada başkaları vardır - Medyanın etkisi hemen olamaz, çünkü etkileme süreci zaman alır Bu yaklaşıma göre, bireyler medyaya bakarak “ne düşünmeleri gerektiğine” değil, “ne hakkında düşünmeleri gerektiğine” karar verirler. Burada medya, adeta bir ilan tahtası işlevi görür. Kullanımlar ve doyumlar yaklaşımı, izleyici merkezli olduğundan, iletişim sürecinde izleyiciyi aktif olarak kabul eder. KULLANIMLAR VE DOYUMLAR

DENGE MODELLERİ / KULLANIMLAR VE DOYUMLAR YAKLAŞIMI” KULLANIMLAR VE DOYUMLAR (USES AND GRAFITICATIONS) YAKLAŞIMI Bu yaklaşıma göre - Katz, 1959’da kitle iletişim araçlarının halka ne yaptığından çok, “halkın bu araçlarla ne yaptığına” dikkat edilmesi gerektiğini söyler. - İletişim alanında, kişi kendi enformasyonunun yaratıcısıdır. - Burada enformasyon, “kişinin zaman ve mekân içinde hareket ederken yaşamdan çıkardığı anlam” olarak nitelenir. - Kuramın epistemolojik varsayımı, “gerçeğin çoğul olduğu”na ilişkindir. çünkü -İnsanlar medyayı farklı nedenler ve gereksinimler için kullanırlar. -insanların büyük çoğunluğu özgür iradelerine göre davranır(kurama göre). KULLANIMLAR VE DOYUMLAR

DENGE MODELLERİ / KULLANIMLAR VE DOYUMLAR YAKLAŞIMI” KULLANIMLAR VE DOYUMLAR (USES AND GRAFITICATIONS) YAKLAŞIMI Bu yaklaşıma göre - Kişiler kitle iletişim araçlarından çeşitli doyumlar arayışındadır. Bunlar “dinlenme” “yalnızlığı giderme” “eğlence” “heyecan” “sorunları unutma” KULLANIMLAR VE DOYUMLAR

DENGE MODELLERİ / KULLANIMLAR VE DOYUMLAR YAKLAŞIMI” KULLANIMLAR VE DOYUMLAR (USES AND GRAFITICATIONS) YAKLAŞIMI Yaklaşımın bir diğer adı “ Mesaj alma sğreci modeli” dir. Sebebi İzleyicilerin davranışlarını bireyin ihtiyaç ve ilgileriyle açıklamasıdır Tarihsel açıdan iki farklı döneme ayrılır Klasik dönem Modern dönem KULLANIMLAR VE DOYUMLAR

DENGE MODELLERİ / KULLANIMLAR VE DOYUMLAR YAKLAŞIMI” KULLANIMLAR VE DOYUMLAR (USES AND GRAFITICATIONS) YAKLAŞIMI Klasik Dönem: Bu dönemde Herzog, Suchman ve Berelson’un çalışmaları ön plana çıkmaktadır. Herzog, 1949 yılında, radyoda “Arkası Yarın” programlarını dinleyen bireylerin ne tür doyumlar sağladığı konusunda Suchman, radyoda “klasik müzik” dinleme motivasyonları konusunda Berelson ise, 1945 yılındaki gazete grevi esnasında gazete okuyamayan bireylerin en çok neyi özledikleri konusunda araştırmalar yapmıştır KULLANIMLAR VE DOYUMLAR

DENGE MODELLERİ / KULLANIMLAR VE DOYUMLAR YAKLAŞIMI” KULLANIMLAR VE DOYUMLAR (USES AND GRAFITICATIONS) YAKLAŞIMI Modern Dönem: - Bu dönem içerisinde, insan ihtiyaçlarının sonsuz ve sınırsız olduğu gerçeğinden hareketle, her bireyin farklı ihtiyaç ve beklentileri olduğu, ihtiyaç ve beklentilerini tatmin etmek isteyen bireylerin, genellikle farklı şekillerde medyaya yöneldiği kabul edilmiştir. Bu dönemde geliştirilen varsayım? “etkiye karşı direnen bireyin bilinçli bir seçim yaparak ihtiyaç ve beklentilerini en iyi şekilde karşılayacağına inandığı iletişim araçlarına yöneleceği” dir. KULLANIMLAR VE DOYUMLAR

DENGE MODELLERİ / KULLANIMLAR VE DOYUMLAR YAKLAŞIMI” KULLANIMLAR VE DOYUMLAR (USES AND GRAFITICATIONS) YAKLAŞIMI Okuyucuların gazete okuyarak elde ettiği doyumlar nelerdir? (berelson ve arkadaşlarına göre) Kamu işleri ve yorum için Günlük yaşantı için bir araç olarak Dinlendiriciliği için Sosyal prestij için Sosyal temas için Bir şey okumuş olmak için KULLANIMLAR VE DOYUMLAR

DENGE MODELLERİ / KULLANIMLAR VE DOYUMLAR YAKLAŞIMI” KULLANIMLAR VE DOYUMLAR (USES AND GRAFITICATIONS) YAKLAŞIMI McQuail, Blumler ve Brown ise, elde edilen doyumları 4 gruba ayırmışlardır Vakit Geçirme: Günlük baskılardan, sıkıntılardan ve sorunlardan kaçma. Kişisel İlişki: Arkadaşlık, toplumsal yarar. Kişisel Özdeşlik: Toplumla ilgili olaylar hakkında bilgilenme, değerleri destekleme ve gerçekleri arama. Gözetme: Çevreyi bilip tanıma, olaylar ve tüketim ürünleriyle ilgili bilgi edinme KULLANIMLAR VE DOYUMLAR

DENGE MODELLERİ / KULLANIMLAR VE DOYUMLAR YAKLAŞIMI” KULLANIMLAR VE DOYUMLAR (USES AND GRAFITICATIONS) YAKLAŞIMI Yaklaşıma İlişkin Bazı Araştırma Örnekleri Kullanımlar ve Doyumlar yaklaşımına yönelik araştırmaların çoğu 1960’lı ve 70’li yıllarda yapılmıştır. Bazı araştırmacılar ve konuları şunlardır. Schramm, Lyle ve Parker: Çocukların televizyonla ne yaptığını incelemişlerdir. Buldukları sonuçlara göre; Çocuklar, genellikle büyüklerin seyrettiği programları seyretmektedirler ve bunların çoğu fantezi ve eğlence programlarıdır. Okul öncesi dönemde birçok şeyi fantezi programlarından öğrenirler, büyüdükçe basılı iletişim araçlarına yönelirler Çocuğun toplumsal ilişkileri kötüleştikçe, televizyon kullanımı ve fantastik içerik arayışı artar. KULLANIMLAR VE DOYUMLAR

DENGE MODELLERİ / KULLANIMLAR VE DOYUMLAR YAKLAŞIMI” KULLANIMLAR VE DOYUMLAR (USES AND GRAFITICATIONS) YAKLAŞIMI Yaklaşıma İlişkin Bazı Araştırma Örnekleri Johnson Gençler arasında iletişim araçlarının kullanımı ve toplumsal bütünleşme ilişkisini incelemişTİR. Buldukları sonuçlara göre - Yoğun TV izleme ile statü, düş kırıklığı arasında doğrudan bir ilişki BULUNMAKTADIR. - Bu bulgulara göre, toplumsal bütünleşmede başarısızlık hissi, gençleri yetersizlik duygusundan kurtulmak için TV’yi kullanmaya yöneltmektedir KULLANIMLAR VE DOYUMLAR

DENGE MODELLERİ / KULLANIMLAR VE DOYUMLAR YAKLAŞIMI” KULLANIMLAR VE DOYUMLAR (USES AND GRAFITICATIONS) YAKLAŞIMI Yaklaşıma İlişkin Bazı Araştırma Örnekleri Katz ve Peled Savaş gibi durumlarda televizyonun işlevlerini araştırmış Bu durumlarda TV’nin iki önemli işlevi olduğuna işaret etmiştir - “Bilmek gereksinimi” - “gerginlikten kurtulma.” - Gazetelerin ise ek bir enformasyon kaynağı olduğunu ve Radyo ile TV’nin verdiği materyallerin yorumu için kullanıldığını saptamışlardır. KULLANIMLAR VE DOYUMLAR

DENGE MODELLERİ / KULLANIMLAR VE DOYUMLAR YAKLAŞIMI” KULLANIMLAR VE DOYUMLAR (USES AND GRAFITICATIONS) YAKLAŞIMI Yaklaşıma İlişkin Bazı Araştırma Örnekleri 1960’lı yılların ardından yapılan araştırmalarda bu yaklaşıma göre ayrıca televizyon kanallarındaki dizi ve filmler incelenmiştir. bireylerin bunları niçin izlediği tespit edilmeye çalışılmıştır. Araştırmalar sonucunda kadınların dizi ve filmleri çok fazla izlediği, zira bunları kendileri için dünyaya açılan pencereler olarak gördükleri saptanmıştır. Deterjan firmalarının bu tür dizilere bol reklâm vermesi ise, sonradan bu dizilerin “sabun köpüğü” (soap opera) olarak nitelenmesine yol açmıştır. KULLANIMLAR VE DOYUMLAR

DENGE MODELLERİ / KULLANIMLAR VE DOYUMLAR YAKLAŞIMI” KULLANIMLAR VE DOYUMLAR (USES AND GRAFITICATIONS) YAKLAŞIMI Kullanımlar ve Doyumlar yaklaşımına göre bireylerin medyaya yönelme ve medyayı kullanma nedenleri nelerdir? Eğlenmek için Otoriteyi temsil eden kişilerin yüceltilmesini veya aşağılanmasını görmek için Güzelliği yaşamak için Başkalarının tecrübelerinden yararlanmak için Merakı tatmin etmek ve bilgilenmek için KULLANIMLAR VE DOYUMLAR

DENGE MODELLERİ / KULLANIMLAR VE DOYUMLAR YAKLAŞIMI” KULLANIMLAR VE DOYUMLAR (USES AND GRAFITICATIONS) YAKLAŞIMI Kullanımlar ve Doyumlar yaklaşımına göre bireylerin medyaya yönelme ve medyayı kullanma nedenleri? Tanrısal ve ilahi olanla özdeşleşmek için Kafayı dağıtmak ve oyalanmak için Empati için Sorumluluk almaksızın uç heyecanları yaşamak için Taklit edilecek modeller bulmak için Bir kimlik kazanmak için Dünya hakkında bilgi sahibi olmak için KULLANIMLAR VE DOYUMLAR

DENGE MODELLERİ / KULLANIMLAR VE DOYUMLAR YAKLAŞIMI” KULLANIMLAR VE DOYUMLAR (USES AND GRAFITICATIONS) YAKLAŞIMI Kullanımlar ve Doyumlar yaklaşımına göre bireylerin medyaya yönelme ve medyayı kullanma nedenleri? Başkalarının hatalarını görmek için Dünyaya düzen verildiğini görmek için Tarihe tanıklık etmek için Tabuları, günaha girmeksizin ele almak için Hoş olmayan duygulardan kurtularak deşarj olmak için KULLANIMLAR VE DOYUMLAR

DENGE MODELLERİ / KULLANIMLAR VE DOYUMLAR YAKLAŞIMI” KULLANIMLAR VE DOYUMLAR (USES AND GRAFITICATIONS) YAKLAŞIMI Kullanımlar ve Doyumlar yaklaşımına getirilen eleştiriler. Yaklaşım, kişilerin kitle iletişim araçlarını öteki olanaklara tercih edip kullanmalarının toplumsal sonuçlarını açıklamamaktadır. İzleyiciler aktif bir şekilde, iletişim araçlarından doyum ararlar, dolayısıyla kendi etkilerini kendileri meydana getirirler. Ancak burada izleyicinin ne dereceye kadar aktif olduğu ve iletişim sürecindeki öteki öğelerin (iletişim örgütleri, gönderenler) önemi yeterince belirtilmemektedir. KULLANIMLAR VE DOYUMLAR

DENGE MODELLERİ / KULLANIMLAR VE DOYUMLAR YAKLAŞIMI” KULLANIMLAR VE DOYUMLAR (USES AND GRAFITICATIONS) YAKLAŞIMI Kullanımlar ve Doyumlar yaklaşımına getirilen eleştiriler. Aktif izleyici savına göre, izleyici kendi etkisini kendi seçtiği zaman, bu seçimin sonuçlarından kendisi sorumludur. Dolayısıyla kitle iletişim örgütleri ve profesyonelleri üretilen etkilerden sorumlu tutulmazlar. Yaklaşım, kitle iletişimini önemli toplumsal etkilerden soyutlanmış olarak inceler. Bu yaklaşımda, bireyin gereksinimleri ve bunları doyurma ya da tatmin etme yöntemlerini şartlandıran ekonomi-politik çevreyi oluşturan sınıfsal koşullar ve bakış açıları ihmal edilir. KULLANIMLAR VE DOYUMLAR

DENGE MODELLERİ / KULLANIMLAR VE DOYUMLAR YAKLAŞIMI” KULLANIMLAR VE DOYUMLAR (USES AND GRAFITICATIONS) YAKLAŞIMI Kullanımlar ve Doyumlar yaklaşımına getirilen eleştiriler. Bu yaklaşımın gözden kaçırdığı bir başka nokta da, izleyicinin kontrolü elinde tutan asıl güç olmaması; aksine, başka güç ve iktidar yapılanmalarına bağımlı konumda olmasıdır. Ayrıca, izleyiciler için tek mesaj kaynağı medya değildir. Bu yaklaşım, kitle iletişim araçları ile yayılan mesajların nasıl “ortak anlamlar” oluşturduğu ve bu anlamların daha sonra nasıl “ideolojiye dönüştüğü” sorusunu yanıtsız bırakır. KULLANIMLAR VE DOYUMLAR

DENGE MODELLERİ / KULLANIMLAR VE DOYUMLAR YAKLAŞIMI” KULLANIMLAR VE ETKİLER KURAMI Kullanımlar ve Doyumlar Yaklaşımı ile Etki Modeli’nin birleşmesiyle de “Kullanımlar ve Etkiler Yaklaşımı” ortaya çıkmıştır. - Kullanımlar ve Etkiler, Sven Windahl’in ürettiği bir iletişim modelidir. Bu kuramın ana savı şudur “İletişim araçlarının farklı kullanım türleri farklı sonuçlar üretir.” - Modele göre, tüketilen kitle iletişim içeriğinin türü, ne miktarda tüketildiği ve nasıl tüketildiği gibi unsurlar, bu içerik tüketiminin sonuçlarını kestirmede önemli rol oynar. KULLANIMLAR VE DOYUMLAR

DENGE MODELLERİ / KULLANIMLAR VE DOYUMLAR YAKLAŞIMI” ENFORMASYON KURAMI (SHANNON & WEAVER MODELİ) “Ana-akım pozitivist kitle iletişim anlayışı”nın temelini oluşturAN bu kuram 1949 yılında geliştirilmiştir. Bu yaklaşım, iletişimi tek yönlü ve doğrusal bir süreç olarak kabul eder. Model, iletişim sürecinin işleyişinde defonksiyonel olan “gürültü” faktörünü iletişim sürecine sokmuştur. Shannon “genel bir iletişim sistemi” şeması önerir. - İletişimin sorunu, “bir noktada seçilmiş olan iletiyi bir başka noktada aynen ya da yaklaşık olarak yeniden üretmek”tir. ENFORMASYO KURAMI KİTLE İLETİŞİME TEKNOLOJİK YAKLAŞIMLAR

DENGE MODELLERİ / KULLANIMLAR VE DOYUMLAR YAKLAŞIMI” ENFORMASYON KURAMI (SHANNON & WEAVER MODELİ) Shannon bir şema önerir ve bu şemaya göre iletişim öğeler zincirine dayanır. Kaynak  İletişim sürecinde yer alan ilk unsurdur; iletilmek üzere mesajları, enformasyon içeren bir iletiyi üretir. Örn: Telefondaki söz. Kodlayıcı ya da verici  İletiyi aktarılır hale getirmek için işaretlere, sinyallere dönüştürür. Kanal  İşaretleri aktarma aracı olarak kullanılır Gürültü Kaynağı (Enterferans) Gürültü, bilgi kaynağının hedefe ulaştırmaya çalıştığı mesajı bozabilir. Bunun sonrasında, verilen-gönderilen-alınan sinyaller arasında bir farklılık doğacak ve iletişim etkinliği başarısız olacaktır ENFORMASYO KURAMI KİTLE İLETİŞİME TEKNOLOJİK YAKLAŞIMLAR

DENGE MODELLERİ / KULLANIMLAR VE DOYUMLAR YAKLAŞIMI” ENFORMASYON KURAMI (SHANNON & WEAVER MODELİ) Bir enformasyon kaynağındaki gürültüye karşı başlıca üç yöntem kullanılır 1) Bir kanaldan aynı mesajın birden fazla gönderilmesi 2-Aynı mesajın gönderilmesi için kanal sayısının arttırılması 3-Alfabedeki bazı karakterlerin veya kelimelerin kullanımının kısıtlanması Örnek: - Askerlik; Komutanların verdikleri emri astlarına tekrarlatmaları gürültüye karşı aldıkları dolaylı bir önlemdir. ENFORMASYO KURAMI KİTLE İLETİŞİME TEKNOLOJİK YAKLAŞIMLAR

DENGE MODELLERİ / KULLANIMLAR VE DOYUMLAR YAKLAŞIMI” ENFORMASYON KURAMI (SHANNON & WEAVER MODELİ) Yine bir müzik parçasının plaktan kasete, kasetten de CD’ye kaydı yapılırsa, müzik parçasının kalitesinin düştüğü görülür. Hele 4. ve 5. kayıttan sonra, müzik aygıtının volümünü yükseltirsek, pek istenmeyen hışırtı ve parazitlerle karşılaşırız. Kod Açıcı  İşaretlerden hareketle iletiyi yeniden oluşturur. Hedef  İletinin gönderildiği kişi ya da nesnedir. ENFORMASYO KURAMI KİTLE İLETİŞİME TEKNOLOJİK YAKLAŞIMLAR

DENGE MODELLERİ / KULLANIMLAR VE DOYUMLAR YAKLAŞIMI” ENFORMASYON KURAMI (SHANNON & WEAVER MODELİ) Kuramı’nın Başlıca Sorunları iletişim sürecinde “teknik”, “anlamsal” ve “etkililik” olmak üzere üç düzeyde sorunlar bulunmaktadır 1- Teknik Sorunlar: İletişim simgelerinin ne kadar kusursuz biçimde aktarılabildiği 2-Anlamsal Sorunlar: Gönderilen simgelerin istenilen anlamları ne kadar kesinlikle iletebildiği 3- Etkililik Sorunları ise; Alınan anlamın davranışı ne kadar etkilediğidir. Teknik sorunlar anlaşılması en kolay sorunlar olarak görüldüğünden, modele göre, kanalın kapasitesi, iletebileceği mesaj sayısıyla değil, bunları iletebilme yeteneğiyle ölçülmektedir. ENFORMASYO KURAMI KİTLE İLETİŞİME TEKNOLOJİK YAKLAŞIMLAR

DENGE MODELLERİ / KULLANIMLAR VE DOYUMLAR YAKLAŞIMI” ENFORMASYON KURAMI (SHANNON & WEAVER MODELİ) Kuramın İletişim Alanına Katkıları Shannon’un bilgi kuramının doğrudan sonucu, “Dijital İletişim Teknolojisi” olmuştur. kuramın pratiğe yansıması sayesinde, compact disk ve bant üzerinde yapılan dijital ses kaydı ortaya çıkmıştır. Ayrıca bilgi işlem, otomasyon ve yapay zekâ uygulamalarına da katkı sağlamıştır. Modelin iletişim ortamına bir diğer katkısı da “belirsizlik-entropi” ve “belirlilik-redundancy” kavramları olmuştur. ENFORMASYO KURAMI KİTLE İLETİŞİME TEKNOLOJİK YAKLAŞIMLAR

DENGE MODELLERİ / KULLANIMLAR VE DOYUMLAR YAKLAŞIMI” ENFORMASYON KURAMI (SHANNON & WEAVER MODELİ) Kuramın İletişim Alanına Katkıları Redundant (Tekrar, Fazlalık) Redundant, “ağdalı ifade kullanımı, fazla söz ve tekrarla anlatma çabası” anlamına gelir. Haberin flaş bölümünde (birinci paragraf) elde edilen bilgilerin ilk enformasyon çevriminden sonra, diğer paragraflarda da enformasyonun redundant (ağdalı ifade, tekrar, fazlalık) yapısı sürdürülür. Haber yazımı kurallarına göre, flaş bölümündeki veriler, diğer paragraflarda “ayrıntılar” içinde tekrarlanır. ENFORMASYO KURAMI KİTLE İLETİŞİME TEKNOLOJİK YAKLAŞIMLAR

DENGE MODELLERİ / KULLANIMLAR VE DOYUMLAR YAKLAŞIMI” ENFORMASYON KURAMI (SHANNON & WEAVER MODELİ) Redundant (Tekrar, Fazlalık) Enformasyon, alıcı konumunda olan kişinin, içinde yaşadığı sistem veya süreç hakkındaki bilgisini arttırır ve içinde bulunduğu belirsizliği azaltır. ÖRNEK Otobüs durağında yağmur altında bekleyenlerden birinin “yağmur yağıyor” şeklindeki iletisinin, aynı yağmurun altında bekleyen diğer insanlar için hiçbir enformasyon değeri yoktur. Aynı şekilde, patronundan maaşına zam yapılmasını isteyen bir çalışanın, patronundan “satışların zaten düştüğü, ülkenin ekonomik durumunun hiç de iyi olmadığı, gelecek günlerin ne getireceğinin belli olmadığı, v.s.” şeklinde bir yanıt alması, çalışan açısından hiçbir enformasyon değeri yoktur. ENFORMASYO KURAMI KİTLE İLETİŞİME TEKNOLOJİK YAKLAŞIMLAR

DENGE MODELLERİ / KULLANIMLAR VE DOYUMLAR YAKLAŞIMI” ENFORMASYON KURAMI (SHANNON & WEAVER MODELİ) Redundant (Tekrar, Fazlalık) ÖRNEK patron, çalışanına sadece “evet / hayır” şeklinde bir yanıt vermekle, çalışanın içinde bulunduğu belirsizliği giderecek bir şey yapmış olacak, bu kısa yanıtın hiç olmazsa bir baytlık bir enformasyon değeri olacaktır. Tekrara dayalı bir iletişim, hiçbir koşulda, “daha fazla iletişim” anlamına gelmemektedir. Daha fazla iletişimin daha iyi olduğu iddiası da nadiren Geçerlidir. ÖRN: - Siyasal reklamda bir aday isminin birçok kez yinelenmesiyle, seçmen desteği kazanılabilir, ama eğer ismi insanların duymaktan gına getirecekleri kadar çok zikredilirse, aksine, destek yitirilebilir. ENFORMASYO KURAMI KİTLE İLETİŞİME TEKNOLOJİK YAKLAŞIMLAR

DENGE MODELLERİ / KULLANIMLAR VE DOYUMLAR YAKLAŞIMI” ENFORMASYON KURAMI (SHANNON & WEAVER MODELİ) Redundant Öğesinin İletişime Katkıları Tekrar, gürültülü bir iletişim kanalının yetersizliklerini ortadan kaldırmaya yardımcı olur. Örneğin, bozuk bir telefon hattında söylediklerimizi yineleriz; radyo ya da telefonda sözcükleri hecelerken, örneğin elmanın E’si, şekerin Ş’si deriz Tekrarı artırmak, anlamsal belirginliği artırır. Tümüyle umulmadık veya beklenilenin tam karşıtı olan bir ileti, sıklıkla farklı biçimlerde birden çok tekrar edilmeyi gerektirir. Ya da özel bir hazırlığı gerektirir: “Şimdi size bir sürprizim var, hiç ummadığınız bir şey…” v.s ENFORMASYO KURAMI KİTLE İLETİŞİME TEKNOLOJİK YAKLAŞIMLAR

DENGE MODELLERİ / KULLANIMLAR VE DOYUMLAR YAKLAŞIMI” ENFORMASYON KURAMI (SHANNON & WEAVER MODELİ) Redundant Öğesinin İletişime Katkıları Tekrar, izleyiciye ilişkin sorunların çözümünde de yardımcı olur. Daha geniş, ayrışık bir izleyici kitlesine ulaşmak istiyorsak yüksek düzeyde tekrara dayalı bir ileti oluşturmalıyız. Nitekim bu yüzden popüler sanat, yüksek sanattan daha çok tekrar içerir. Aynı şekilde, bir sabun reklamında, bir bilgisayar reklamından daha çok tekrar vardır. Kanal seçimi de, iletideki tekrar gereksinimini etkileyebilir. Örneğin konuşma edimi, yazma ediminden daha çok tekrarı gerektirir. Aynı şekilde, dinleyici kendi kendine tekrar yapamazken, okuyucu aynı metni iki defa okuyarak tekrar yapabilir. ENFORMASYO KURAMI KİTLE İLETİŞİME TEKNOLOJİK YAKLAŞIMLAR

DENGE MODELLERİ / KULLANIMLAR VE DOYUMLAR YAKLAŞIMI” ENFORMASYON KURAMI (SHANNON & WEAVER MODELİ) Redundant Öğesinin İletişime Katkıları Shannon ve Weawer, tekrarın, yeniden kodlamanın doğru bir biçimde yapılmasına nasıl yardım ettiğini ve yanlışları belirtmemizde nasıl bir kontrol işlevi gördüğünü gösterirler. Tekrar olmayan bir dilde, bir harfin değişmesi sözcüğün değişmesi anlamına gelebilir. Örnek - İngilizcedeki “comming” sözcüğü, şayet “coming” “Karıştırmak” şeklinde yazılmışsa, anlamı tamamen değişecektir. Üstelik ilk sözcükte bir imla hatası bulgulamak da zordur. Aynı şekilde, Türkçe’deki “benim kanıma göre” deyişi de böyledir. ENFORMASYO KURAMI KİTLE İLETİŞİME TEKNOLOJİK YAKLAŞIMLAR

DENGE MODELLERİ / KULLANIMLAR VE DOYUMLAR YAKLAŞIMI” ENFORMASYON KURAMI (SHANNON & WEAVER MODELİ) Redundant Öğesinin İletişime Katkıları Birine “merhaba” dediğimizde, bu ileti enformasyon bakımından yoksul, tamamen bir fazlalıktır (redundant). Fakat bu fazlalık iletişim kanallarını açık tutar, ilişkiyi devam ettirir. “Merhaba, nasılsınız?” “Bugün hava çok güzel, değil mi?”, “İyi günler” v.b. sözcüklerle kurulan iletişim, içerik bakımından önemsiz bir iletişimdir. Bu tür iletişime “ilişki amaçlı iletişim” denir. - İlişki amaçlı iletişim, bilgi veya fikir değiş tokuşundan çok, bir “atmosfer yaratma” veya “toplumsal bir ilişkiyi sürdürme” amacıyla geliştirilen iletişimdir. ENFORMASYO KURAMI KİTLE İLETİŞİME TEKNOLOJİK YAKLAŞIMLAR

DENGE MODELLERİ / KULLANIMLAR VE DOYUMLAR YAKLAŞIMI” ENFORMASYON KURAMI (SHANNON & WEAVER MODELİ) Entropi (Belirsizlik, Anlam Kaybı) “Doğanın düzenli olanı yıkma, dirimsel bozulmayı ve toplumsal kargaşayı hızlandırma eğilimi.” Entropi, enformasyon toplumu önündeki en temel tehlikedir. Bir sistem içindeki enformasyonun tutarı, onun örgütlenme düzeyinin ölçüsüyken; entropi, onun bozulma düzeyinin ölçüsüdür. Wiener’a göre, kanalda gürültü arttıkça, iletinin bilinme derecesine duyulan gereksinim de artmaktadır. Buradan hareketle diyebiliriz ki, belirsizlik her şeyden önce, bir iletişim sorunudur. ENFORMASYO KURAMI KİTLE İLETİŞİME TEKNOLOJİK YAKLAŞIMLAR

DENGE MODELLERİ / KULLANIMLAR VE DOYUMLAR YAKLAŞIMI” ENFORMASYON KURAMI (SHANNON & WEAVER MODELİ) Entropi (Belirsizlik, Anlam Kaybı) Belirsizliğin en iyi tanımı, “en yüksek düzeyde kestirilemezlik”tir. Normal dışı davranışlar sergileyen kişilerin karakterlerini kestirebilmek neredeyse olanaksızdır. Bu kimseler bizim için iletişim sürecinin entropik yönünü simgelerler. Dolayısıyla onlarla rahat ve sağlıklı iletişim kuramayız. ENFORMASYO KURAMI KİTLE İLETİŞİME TEKNOLOJİK YAKLAŞIMLAR

DENGE MODELLERİ / KULLANIMLAR VE DOYUMLAR YAKLAŞIMI” ENFORMASYON KURAMI (SHANNON & WEAVER MODELİ) Entropi (Belirsizlik, Anlam Kaybı) Örnek Eğer bir deste oyun kâğıdındaki tüm kartları tek tek göstererek kartların ne olduğunu anlatmaya çalışırsak ve deste tümüyle rasgele karıştırılmışsa, her kâğıdın kimliği en yüksek belirsizliği taşıyacaktır. Buna karşılık, şayet kartları belli bir sistemle sıralarsak, her sinyal en yüksek tekrarı taşıyacaktır, çünkü iletiyi alan kişi, oyun kâğıtlarının düzenlenme biçimi ya da yapısını öğrenebilir. ENFORMASYO KURAMI KİTLE İLETİŞİME TEKNOLOJİK YAKLAŞIMLAR

DENGE MODELLERİ / KULLANIMLAR VE DOYUMLAR YAKLAŞIMI” ENFORMASYON KURAMI (SHANNON & WEAVER MODELİ) Entropi (Belirsizlik, Anlam Kaybı) - Bir sanat yapıtı ya da tarzı, var olan uzlaşımları yıkabilir ve dolayısıyla hali hazırdaki izleyicisine belirsiz gelebilir. Ancak, zamanla kendi uzlaşımlarını oluşturabilir ve bu uzlaşımlar daha geniş kitleler tarafından öğrenildikçe ve benimsendikçe tekrara dayalılığını artırabilir. Örnek izlenimci resim tarzı başlangıçta izleyiciden kabul görmemişti, oysa günümüzde çikolata kutularında ve takvim yapraklarında yer alması iyi bir örnek oluşturur. Godot’yu Beklerken’in ilk gösterimleri de bunun tipik örneklerinden biridir: Oyun, başlangıçta, yüksek düzeyde bir entropi (belirsizlik) içerirken, günümüzde görece daha az anlaşılır bir içeriğe sahip olan bir oyun olarak algılanmaktadır. ENFORMASYO KURAMI KİTLE İLETİŞİME TEKNOLOJİK YAKLAŞIMLAR

DENGE MODELLERİ / KULLANIMLAR VE DOYUMLAR YAKLAŞIMI” ENFORMASYON KURAMI (SHANNON & WEAVER MODELİ) Entropi (Belirsizlik, Anlam Kaybı) Örnek günümüz modern soyut resmi, 60’ların aykırı Fluxus akımı, ressam Malewitch’in “beyaz üstüne beyaz” adlı tablosu, vb. Kafka… O da, yaşadığı çağda temsil ettiği düşünceye, çoğunluğun hazır olmayışı yüzünden, pek anlaşılamamış birisiydi; günümüzde ise, görece daha az belirsiz bir içeriği temsil etmekte Bir sanat ürünü ne kadar popüler ve ne kadar erişilebilir ise,biçim ve içeriğinde de o kadar tekrar bulunacaktır. - Geleneksel halk türküleri ya da bir TV dizisi bu konuda açık örnekler sunar. ENFORMASYO KURAMI KİTLE İLETİŞİME TEKNOLOJİK YAKLAŞIMLAR

DENGE MODELLERİ / KULLANIMLAR VE DOYUMLAR YAKLAŞIMI” ENFORMASYON KURAMI (SHANNON & WEAVER MODELİ) Enformasyon” Kavramı Claude Shannon, enformasyonu “belirsizlik”le eş tutmaktadır Shannon – Weawer, enformasyon terimini teknik anlamda kullanmaktadır. Burada sözü edilen enformasyon, “sinyalin kestirilebilirlik ölçüsüdür. Bir başka deyişle, “enformasyon, göndericisine açık olan seçeneklerin sayısıdır. Sinyalin kendi içeriğiyle ilişkisi yoktur. Sinyal, havadaki ses dalgası, elektrik akımı veya dokunma olabilir. ENFORMASYO KURAMI KİTLE İLETİŞİME TEKNOLOJİK YAKLAŞIMLAR

DENGE MODELLERİ / KULLANIMLAR VE DOYUMLAR YAKLAŞIMI” ENFORMASYON KURAMI (SHANNON & WEAVER MODELİ) Enformasyon” Kavramı - Verilen şifre, iki sinyalden alınabilir örneğin bir el fenerinin bir kez veya iki kez yanıp sönmesi gibi. Bu sinyallerde içerilen enformasyon tek yanıp sönmede “evet”, iki kez yanıp sönmede “hayır” anlamına gelebilir. Ör: Kapı çalma: 2 kez ya da tek. Bu modelde, enformasyonu ölçmek için “binary digit” (ikili sayılar) terimi kullanılır. “Bit”, “binary digit” teriminin sıkıştırılmış halidir; “evet/hayır” seçeneği anlamına gelir. Bu ikili karşıtlıklar bilgisayar dilinin temelidir. ENFORMASYO KURAMI KİTLE İLETİŞİME TEKNOLOJİK YAKLAŞIMLAR

DENGE MODELLERİ / KULLANIMLAR VE DOYUMLAR YAKLAŞIMI” ENFORMASYON KURAMI (SHANNON & WEAVER MODELİ) Enformasyon” Kavramı Sibernetikçiler de karar verme sürecini “evet” ya da “hayır” seçeneklerinden birine dayalı olarak tanımlarlar. Psikologlar, beynimizin de aynı biçimde ikili karşıtlıklar temelinde çalıştığını iddia ederler. Örneğin bir kişinin mesleğini bulmak için ikili soru seçenekleriyle işlem yaparız: Kamu sektörü mü? Özel sektör mü?” “Hizmet sektörü mü? Sanayi sektörü mü?” “Yönetici mi? İşçi mi? v.s.” ENFORMASYO KURAMI KİTLE İLETİŞİME TEKNOLOJİK YAKLAŞIMLAR

DENGE MODELLERİ / KULLANIMLAR VE DOYUMLAR YAKLAŞIMI” ENFORMASYON KURAMI (SHANNON & WEAVER MODELİ) Enformasyon” Kavramı Yine örneğin bir kimsenin yaşını tahmin etmek istediğimizde de, sırasıyla şu soruları ikili bir karşıtlık içinde sorarız. Genç mi yaşlı mı? Ergenlik çağında mı, değil mi? İlkokul çağında mı, ilkokul öncesi çağda mı? Yürümeye başlamış mı, emekliyor mu? - Eğer emekliyorsa, yanıt: Bebek’tir. Buradaki ikili seçenekler sistemi içinde “bebek” sözcüğü 5 bilgi kırıntısı (bit) içermektedir. Çünkü yol boyunca 5 tercih yaptık. ENFORMASYO KURAMI KİTLE İLETİŞİME TEKNOLOJİK YAKLAŞIMLAR

DENGE MODELLERİ / KULLANIMLAR VE DOYUMLAR YAKLAŞIMI” ENFORMASYON KURAMI (SHANNON & WEAVER MODELİ) Araç Shannon ve Weaver modelinde yer alan “araç” 3 kategori şeklinde tasarlanmaktadır 1- Sunumsal Araçlar. 2- Temsili Araçlar. 3- Teknik Araçlar. Sunumsal Araçlar Ses, yüz, beden. Bu araçlar, konuşulan sözlerin, ifadelerin, jest ve mimiklerin “doğal” dilini kullanırlar. İletişimcinin varlığını zorunlu kılarlar. Araç, kişidir. Burada ve şimdi ile sınırlıdır. İletişim “eylemleri” üretirler ENFORMASYO KURAMI KİTLE İLETİŞİME TEKNOLOJİK YAKLAŞIMLAR

DENGE MODELLERİ / KULLANIMLAR VE DOYUMLAR YAKLAŞIMI” ENFORMASYON KURAMI (SHANNON & WEAVER MODELİ) Araç Temsili Araçlar Kitaplar, resimler, fotoğraflar, yazılar, heykel, iç mimari, peyzaj v.s. “Metin” yaratmak için kültürel ve estetik uzlaşımları kullanan araçlardır. Kaydedilen bir metin oluştururlar ve iletişimciden bağımsız olarak var olabilirler. İletişim “ürünleri” üretirler. ENFORMASYO KURAMI KİTLE İLETİŞİME TEKNOLOJİK YAKLAŞIMLAR

DENGE MODELLERİ / KULLANIMLAR VE DOYUMLAR YAKLAŞIMI” ENFORMASYON KURAMI (SHANNON & WEAVER MODELİ) Araç Teknik Araçlar Telefon, radyo, televizyon, teletext. Mühendislik tarafından yaratılan araçlardır. Telefon ve radyo, “aktaran” araçlardır. Televizyon ve teletext, ilk ikisine göre gürültüden daha çok etkilenen araçlardır. ENFORMASYO KURAMI KİTLE İLETİŞİME TEKNOLOJİK YAKLAŞIMLAR

DENGE MODELLERİ / KULLANIMLAR VE DOYUMLAR YAKLAŞIMI” ENFORMASYON KURAMI (SHANNON & WEAVER MODELİ) EZCÜMLE Shannon ve Weaver’a göre, iletişim, bir düşünce veya mekanizmanın bir başkasını etkileyebilmesidir. Enformasyon kavramı, salt “anlam” kavramına ya da tek tek iletilere değil, bütüne uygulanır. Enformasyon, olası iletiler arasında seçme özgürlüğüdür. İletilerin sayısı arttıkça, seçim özgürlüğünde “olasılık” önemli bir rol oynamaya başlar. Modele göre, kodlama ne kadar iyi olursa olsun, kanal çok fazla yüklenirse, yanlışlık ve şaşırma artar, “doğruluk” azalır. Örneğin bir reklâm metninde ya da afişinde verilmek istenen mesajı gizleyen yananlam çokluğu da “çoklu okuma”ya neden olduğu için, mesajın asıl vurgusunu bulanık hale getirebilir. Bir memurun amirine ayaküstü birbirinden bağımsız birçok konuyu arz etmeye çalışması da anlaşılırlığı azaltıcı bir faktördür. ENFORMASYO KURAMI KİTLE İLETİŞİME TEKNOLOJİK YAKLAŞIMLAR

DENGE MODELLERİ / KULLANIMLAR VE DOYUMLAR YAKLAŞIMI” ENFORMASYON KURAMI (SHANNON & WEAVER MODELİ) EZCÜMLE Bazı kanallar, sadece bazı sinyalleri taşıma kapasitesi ile sınırlıdır ve bazı farklı sinyalleri taşıyabilirler. Örneğin telgraf, sadece noktalar, çizgiler ve boşlukların oluşturduğu şifre sistemini taşıyabilir. Buna karşılık, televizyon hem ses, hem de görüntü sinyallerini taşıdığı için daha geniş bir kapasiteye sahiptir. Bu modele göre iletişim, enformasyon yayınıdır. Model, enformasyonu “fiziksel nesne taşıma metaforu” olarak ele alır. İnsan iletişimini mesaj yayınına indirger. ENFORMASYO KURAMI KİTLE İLETİŞİME TEKNOLOJİK YAKLAŞIMLAR