OSMANLI HUKUKUNDA REAYA (VATANDAŞ)

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
OSMANLI'DA HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ
Advertisements

TÜRKLERDE HUKUK SİSTEMİ
OSMANLI DEVLETİ KÜLTÜR ve MEDENİYET
YARGILAMA TEŞKİLATI VE MAHKEME GÖREVLİLERİ
GENEL OLARAK MAHKEMELER
Tarihte hiçbir zaman mutlak gerçek yoktur...
1.
DİVAN-I MEZALİM Türk-İslam devletlerinde adli teşkilatın temel organlarından biriydi. "Yasama, yürütme ve yargı" görevlerinin yanı sıra "idari, dinî ve.
KLASİK DÖNEM OSMANLI DEVLET TEŞKİLATI
OSMANLIDA DEVLET YÖNETİMİ
Tanzimat Dönemi Osmanlı Adliye Teşkilatı
KLASİK DÖNEM OSMANLI TOPLUM YAPISI
Sofya Manastır İstanbul Selanik Mustafa Kemal’in hayatının ve düşüncelerinin şekillenmesinde dört şehir etkili olmuştur. Bu şehirler.
HUKUKUN DALLARI Doç. Dr. Mustafa ÇEKER.
OSMANLI’DA HUKUK.
1.
OSMANLI DEVLETİ’İNDE HUKUK
Osmanlı devleti’nde taşra ve eyalet yönetimi
KAZANIM: 10. SINIF 2.ÜNİTE 3.KAZANIM
İCRA TEŞKİLATI Doç. Dr. Mustafa ÇEKER Çukurova Üniversitesi
DİVANIHÜMAYUN.
Dönemlere Ayrılma Her dönüm noktası, hem yeni bir gelişmenin başlangıç noktası, hem de bir önceki gelişmenin doruk noktası olmaktadır.
B) TÜRK-İSLAM DEVLETLERİNDE HUKUK
TOPRAKTAN GELEN YAŞAM Erdoğan GÜL.
TÜRKİYE SELÇUKLU LARINDA KÜLTÜRÜ VE UYGARLIĞI
1. GAYRİMÜSLİMLERİN KURUMSAL YAPILANMALARI
DÜNYA GÜCÜ OSMANLI ‘’Anadolu Selçuklu Devleti zamanında ve Osmanlı İmparatorlu- ğu’nun Yükselme döneminde Anadolu’daki zanaatkarlar “lonca” denilen zanaat.
HUKUKTA BİLGİ YÖNETİMİ BBY Türk Yargı Sistemi
DOÇ.DR.ABDULLAH DEMİR ZİRVE ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ
OSMANLI DEVLETİ’NDE EKONOMİK GELİŞMELER VE TOPLUM YAPISI
OSMANLI’DA DİVAN-I HÜMAYUN
ADI:ASLIHAN SOYADI:YAVAŞCI SINIFI: 7/A NO:29 DERS: SOSYAL BİLGİLER
SOSYAL BİLGİLER.
Islahat Fermanı (1856) Islahat Fermanı,
KAMU HUKUKU DEVLETİN YAPISI VE İŞLEYİŞİ. ANAYASA DEVLETİN TEMEL YAPISINI-DİĞER KANUNLARIN UYMALARI GEREKEN ANA ESASLARI-TEMEL HAK VE HÜRRİYETLERİ BELİRLEYEN.
19. YÜZYIL OSMANLI DEVLETİ ISLAHATLARI
SOSYAL VE EKONOMİK YAŞAM
TOKİ TURGUT ÖZAL İMAM HATİP ORTAOKULU
KİŞİLER HUKUKU.
OSMANLI HUKUKUNDA REAYA (VATANDAŞ) PROF.DR.ABDULLAH DEMİR.
MİLLET SİSTEMİ.
TÜRK TARİHİNDE YOLCULUK / OSMANLI’DA TOPLUM VE EKONOMİ
OSMANLI DEVLETİ’NİN KURULUŞU
ATATÜRK’ÜN İLKELERİ.
DEVLETLER HUKUKU PROF.DR.ABDULLAH DEMİR.
Osmanlı’da divan teşkilatı
Türk Medeni Kanununun Kabulü (17 Şubat 1926): Evlenme, boşanma, miras ve aile hukuku ile ilgili kanunlar medeni hukuk kapsamındadır. Avrupa devletlerinde.
Tanzimat Dönemi Osmanlı Adliye Teşkilatı
KURULTAYDAN MECLİSE “Egemenlik” kavramı
Toprak Yönetimi Toprak İslam Hukukuna göre Öşri,Haraci ve Miri arazi olmak üzere üçe ayrılır. 1-Öşür Arazi:Müslümanlara ait olan topraklar.Öşür vergisi.
YARGILAMA TEŞKİLATI VE MAHKEME GÖREVLİLERİ
OSMANLI'DA HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ
IV. HAFTA: GENEL HATLARIYLA OSMANLI TOPLUM YAPISI
TIMAR SİSTEMİ TIMAR SİSTEMİ. Tımar: Osmanlı Devleti'nde kamu arazisi (mirî) dahilinde, yönetimi sipahiye bırakılmış olan verimli topraklara verilen ad.
HUKUKUN KAYNAKLARI Hukukun kaynakları, asıl kaynaklar ve yardımcı kaynaklar olarak ikiye ayrılır. Asıl kaynaklar: Yazılı ve yazısız kaynaklar Yardımcı.
Hıristiyan Mezhepleri
İNSAN HAKLARININ TARİHİ GELİŞİMİ SUNU
TARİH PROJE ÖDEVİ KONU=TANZİMAT FERMANI KONU=TANZİMAT FERMANI HAZIRLAYAN=ABDULLAH İZCİ HAZIRLAYAN=ABDULLAH İZCİ.
TARİH PERFORMANS ÖDEVİ OSMANLI TOPLUM YAPISI. O SMANLı T OPLUM Y APıSı Osmanlı toplum yapısı, Osmanlı Devleti kurulmadan önceki Türk Devletlerinde Türklerin.
HUKUKUN DALLARI Doç. Dr. Mustafa ÇEKER.
OSMANLI’DA HOŞGÖRÜ SUNU
T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ AYAŞ MESLEK YÜKSEKOKULU
Tanzimat Dönemi Osmanlı Adliye Teşkilatı
Osmanlı’da Merkez ve Taşra Hayatı
Osmanlı Devleti’nde Dini Hayat ve Gayr-i Müslimler
OsmanlI’da dİvan teşkİlatI
ANADOLUDA TOPRAK SİSTEMI. Küçük Asya olarak da bilinen Anadolu’nun ortası yüksek bir yayladır. Taş devrinden beri Anadolu’da insanlar yaşamış ve bunlar.
T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ AYAŞ MESLEK YÜKSEKOKULU
OSMANLI HUKUKUNDA REAYA (VATANDAŞ)
OSMANLI KURULUŞ.  Osmanlı Devleti’nin Doğuşu  Malazgirt Savaşı’ndan sonra birçok Türk boyu ile beraber Anadolu’ya gelen Kayılar, Türkiye  Selçuklu.
Sunum transkripti:

OSMANLI HUKUKUNDA REAYA (VATANDAŞ) Doç.Dr.Abdullah Demir Zirve Üniversitesi Hukuk Fakültesi

ASKERÎ VE REAYA Ülke ve egemenlik ile birlikte devletin üçüncü unsuru nüfustur. Osmanlı Devleti’nde nüfus Tanzimat öncesinde askeri ve reaya olarak iki sınıfa ayrılmaktadır. Askeri sınıf, padişah tarafından kendilerine berat verilen ve belirli devlet hizmetlerini yapmakla görevli olan memurlardır. Askeri sınıf, askerler, yöneticiler ve ilmiye mensupları gibi yönetici kesimden oluşmaktadır. Bunların dışında kalan halk ise reâya sınıfını teşkil ediyordu

Askeri sınıfa mensup olanlar bazı vergilerden muaf tutulur ve günümüzdeki idari yargıya benzer şekilde ayrı bir yargılama prosedürüne tabi olurdu Askeriler, ehl-i örf ve ulema olarak iki guruba ayrılmaktaydı. Yöneticiler ve onların emri altında görev yapan memurlara ehl-i örf denilmekteydi. Ehl-i örfün imtiyazları çok olduğu gibi, hata yaptıklarında müsadere, idam gibi siyaset cezalarına çarptırılmaları söz konusu idi Müftü, müderris, kadı, imam gibi eğitim, dini hizmet ve yargı mensupları ise ulema sınıfını oluşturmaktaydı. Ulemaya kolay kolay siyaset cezası verilmezdi. Hata yaptıklarında çoğunlukla azledilir, görevden el çektirilirdi

Osmanlı’da imtiyazlı sınıf olan askeriler dışında kalanlara reaya adı verilmekteydi. Reaya sosyal sınıf olarak şehirliler, köylüler ve göçebeler olarak guruplara ayrılırdı. Köylüler ise sipahilerden kiraladıkları arazilerde çiftçilik yapmakta, gelirlerinin bir kısmını vergi olarak vermekteydi Göçmenler ise yazları yayla denilen serin ve yüksek yerlerde, kışları ise ovalarda yaşayan ve hayvancılıkla geçimlerini sağlayan kimselerdi

MÜSLÜMANLAR VE GAYRİMÜSLİMLER Osmanlı Devleti’nde vatandaş anlamına gelen reâyâ, dini olarak Müslüman ve gayrimüslim olmak üzere iki sınıftır. Osmanlı Devleti İslam hukukundaki darülislam ve darülharp sınıflandırmasına uygun olarak bütün Müslümanları kendi vatandaşı olarak kabul etmiştir

Gayrimüslimler Gayrimüslim nüfus, zimmîler ve müste’menler olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Zimmîler, İslam ülkesinde yaşayan gayrimüslim vatandaşlardır. Zimmet anlaşmasına göre gayrimüslim vatandaşlar, can ve mal güvenliğine sahip olmakta, dinlerini istedikleri gibi yaşayabilmekte ve askerlik yapmamaları karşılığında cizye vergisi ödemekteydi

Can ve Mal Özgürlüğü Gayrimüslimler, Müslümanlar’a tanınan can ve mal güvenliğine tam olarak sahiptir. Bir gayrimüslimi kasten öldüren Müslüman kısas olarak öldürülür. Kasten öldürme yoksa diyet cezasına çarptırılır. Gayrimüslimlerin mallarına Müslümanlar tarafından zarar verildiği takdirde tazmin ettirilir ve gerekirse ceza verilir. İslam hukukuna göre had suçu olan şarap içme, gayrimüslimler için suç değildir. Bunun dışındaki had ve kısas suçlarını işledikleri takdirde cezalandırılırlar. Muhsan sayılmadıkları için kendilerine zina cezası verilmez

Din ve Vicdan Özgürlüğü Gayrimüslimler dinlerini öğrenme, öğretme ve yaşama özgürlüğüne sahiptiler. Bir belde sulh yolu ile Müslümanların eline geçti ise orada bulunan gayrimüslimlere ait ibadethanelere dokunulmaz ve yenilerinin yapılmasına da izin verilir. Savaş yoluyla fethedilen beldelerde ise genellikle şehrin en büyük kilisesi camiye çevrilmiş ve diğerleri olduğu gibi bırakılmıştır. Müslümanlar tarafından kurulan şehirlerde ise gayrimüslimlerin yeni ibadethane yapılmasına izin verilmemişse de bazı hukukçulara göre buna izin verilebilir

Hukukî Durumları Mülkîlik prensibine göre Müslümanlar ile birlikte gayrimüslimlere de İslam hukuku kuralları uygulanmış ve davaları şer’iye mahkemelerinde görülmüştür Gayrimüslimler evlenme, boşanma, nesep, velayet, vesayet gibi konularla ilgili ihtilaflarını isterlerse ruhani reislerine götürebilirlerdi. Bunun yanında müste’menlerin Osmanlı tebası Müslüman ve gayrimüslimlerle olan davaları da şer’iye mahkemelerinde incelenmekteydi Osmanlı Devleti’nde ruhban sınıfından bazı kimselere ait davalar da özel yetkili mahkeme olarak Divan-ı Hümayun’da veya şeyhülislamın huzurunda görülmekteydi 1917 tarihli Hukuk-ı Aile Kararnamesi ile cemaat mahkemelerinin görevi şer’iye mahkemesine devredilmiştir

Millet Sistemi Osmanlı Devleti’nde vatandaşlar milliyetlerine göre değil, dinlerine göre guruplandırılmıştı. Rum milleti içerisinde Yunanlılar, Bulgarlar, Romenler, Sırplar, Ruslar, Ortodoks Araplar ve Arnavutlar yer alıyordu. İslam milleti içerisinde de bütün Müslümanlar yer alıyordu. Bu sistem içerisinde her milletin başında bir ruhani reis bulunmakta ve merkez ile bağlantı onun üzerinden sağlanmaktadır Ruhani liderlerin görevi, kilise ve havralara ödenecek vergileri toplamak, dindaşlarının evlenme, boşanma, cenaze, vaftiz, aforoz gibi dini hizmetlerini yerine getirmek, kilise ve havralara ait gelirlerin vergilerini merkeze ödemekti

Müste’menler Müste’menler, yabancı ülke vatandaşı olup ticaret, din, ziyaret gibi amaçlarla Osmanlı ülkesine gelmesine izin verilen gayrimüslimlerdir. Müste’menler, zimmîlerle aynı hukuki durumdadır. İlk kapitülasyon Kanuni devrinde 1535 yılında Fransa teb’asından olan tüccarların kendi aralarındaki hukuk ve ceza davalarının konsolosluk mahkemelerinde görülmesi yönünde verilmiş oldu 19. asrın başlarında yabancı tüccarlar ile Osmanlı vatandaşları arasındaki davalara bakmak üzere karma mahkemeler kuruldu