İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ KRİMİNOLOJİ -I- Yar.Doç.Dr. Tuba TOPÇUOĞLU tuba.topcuoglu@gmail.com 13/20 Kasım 2014 – Kriminolojide Pozitivist Okul İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ
KRİMİNOLOJİNİN TARİHÇESİ Doğaüstü Güçlere Dayalı Perspektif Klasik Okul Pozitivist Okul Biyolojik pozitivizm Psikolojik pozitivizm Sosyolojik pozitivizm
Sosyolojik Suç Teorileri 1. Sosyal Yapı Teorileri: Anomi/gerilim teorileri Sosyal düzensizlik teorileri Kültürel sapma teorisi 2. Sosyal süreç teorileri: Sosyal öğrenme teorisi Sosyal kontrol teorisi Sosyal tepki teorisi
Sosyal yapı teorileri Emile Durkheim’ın teorisi Merton’un anomi teorisi (3) Ekolojik yaklaşım: Chicago Okulu
Emile Durkheim (1858-1917) Suçbilimciler arasında suçun patolojik bir görünümü ortaya koyduğunun savunulduğu bir ortamda o, belli oranda suçluluğun bütün toplumlarda var olduğunu ve bunun da hem normal hem de fonksiyonel olduğunu ifade etmiştir. Suçun hiç olmaması (ilerlemeyi engelleyen çok baskıcı düzen olması) ya da aşırı olması (anomi durumu) sosyal anlamda patolojiktir. 1893’te yayımlanan ‘Toplumsal İşbölümü’ eserinde sanayi gelişimiyle birlikte meydana gelen toplumsal değişim süreçlerini ele aldı.
Emile Durkheim (1858-1917) Mekanik dayanışmanın hakim olduğu erken dönem toplumlarından organik dayanışmanın hakim olduğu sanayileşen topluma geçişle birlikte suçun artışını iki olguya dayandırmıştır: Bu toplumlar, kontrolsüz egoizm durumunu cesaretlendirirler. Özellikle hızlı modernleşmenin olduğu zamanlarda eski kontrol sistemleri yetersizdir ve yeni kontrol sistemleri de yeterince gelişmemiştir (düzen eksikliği) . Sonuç: Toplumda bulunan sosyal kontrollerin çökmesi ve anomi (normsuzluk, kuralsızlık)
Robert K. Merton (1910-2003) Suç davranışını sosyal yapı ile açıklar Toplumun sosyo-kültürel yapısında çok önemli iki unsur yer alır: Kültür tarafından belirlenen ve herkes tarafından kabul edilen amaçlar ve bu amaçlara ulaşmak için izlenecek meşru yollar. Durkheim’a göre anomi kuralsızlık, düzen eksikliği olarak tanımlanırken, Merton’a göre anomi kültürel amaçlar ve bu amaçlara ulaşmada kullanılacak meşru yollar arasındaki uyuşmazlıktan kaynaklanır.
Robert K. Merton (1910-2003) Kişi, amaçlar ile araçlar arasındaki uyuşmazlığın yarattığı gerilimden kurtulmak için alternatif çözüm yolları üretir. Yenilikçi: Amaçları korur, araçları reddeder SUÇ Geri çekilme: Amaçları da araçları da reddeder (örn., uyuşturucu ve alkol bağımlılığı) Şekilcilik: Amaçları reddeder, araçları reddetmez. İsyan: Yeni amaç ve araçlar yaratır (örn., devrimci faaliyet)
Chicago Okulu ve Sosyal Düzensizlik Teorisi Robert Ezra Park (1921) Ernest Burgess (1928) Clifford Shaw ve Henry McKay (1931)
Robert Ezra Park (1921) Chicago okulunun çalışmasına iki önemli düşünce getirmiştir: Şehirlerin gelişimleri rastlantısal değildir, her hangi bir ekolojik sistem gibi belirli bir örüntü izler ve sosyal süreçlerle şekillenirler. Bu sosyal süreçlerin doğasının—suç davranışı gibi— insan davranışları üzerinde etkisi vardır. Dolayısıyla suçu anlamak için şehir hayatının çok iyi incelenmesi gerekir.
Ernest Burgess (1928) Suçun sosyal kökenlerini anlamak için çerçeve oluşturacak bir şehir modeli meydana getirdi. Kentin büyümesinin ekolojik bir açıklamasını yapmaya çalışmıştır. Kentin büyümesini, genişleme sürecinde farklılaşan ve birbirini takip eden iç içe geçmiş eş merkezli daireler ile göstermiştir (eş merkezli çemberler teorisi).
Burgess’in Kentsel Büyüme Modeli Merkezi iş bölgesi Geçiş bölgesi İşçi evleri bölgesi İkamet bölgesi Banliyö bölgesi 5 4 3 2 1 Kesik çizgilerle gösterilen alan fabrikalar bölgesidir.
Clifford Shaw ve Henry McKay (1931) Chicago’nun farklı bölgelerindeki suçluluğu inceleyip Burgess’in çemberler teorisini ampirik olarak test etmeye çalıştılar. 1900’den 1933’e kadar olan sürede çocukların mahkeme kayıtlarını kullanarak kentte çocuk suçluluğunun yıllar içinde mekânsal dağılışını haritalandırdılar.
Clifford Shaw ve Henry McKay (1931) Bulgular: Suç oranlarının Chicago şehrinde farklı bir mekânsal dağılımı vardır. Suç oranları merkezden uzaklaştıkça azalmaktadır. Bazı bölgelerde etnik nüfusun yapısı değişse bile suç oranı yüksek kalmaktadır. Çocuk suçluluğunun yüksek olduğu bölgelerde göçmen nüfus oranı yüksek, gelir düzeyi düşüktür. Suç oranlarının yüksek olduğu yerlerde toplumu bir arada tutacak baskın bir değerler sistemi bulunmuyordu.
Clifford Shaw ve Henry McKay (1931) SUÇ Etnik heterojenlik Sağlıklı aile yaşamının olmayışı Düşük ekonomik statü Nüfus hareketliliği Genel sonuç: Suç oluşumunu belirleyen şey, yerleşimlerde yaşayan insanların doğası değil, yaşanılan yerin doğasıdır. Dolayısıyla da suçluluğu anlamak için onların içinde yaşadığı sosyal çevreye bakmak gerekir.
Chicago Okulu’nun Eleştirisi İnsanların suçlu rollerine dahil olma sürecini ve grup olarak suçluluğu açıklamakta başarılı fakat suçluluğun açıklanmasına kısmi yanıt sağlar. Çöküntü bölgelerinde bir suçlu kültürün olduğunu ve buraya yerleşenler tarafından da devam ettirildiğini vurgulamış fakat bu suçlu kültürün nasıl meydana geldiği üzerinde pek durulmamıştır. Kenti tarihten ve toplumun bütünündeki diğer faktörlerden, özellikle de ekonomik faktörlerden kopuk olarak incelemesi en büyük zaafıdır. Grupların, kent içindeki mekansal dağılımını «doğal» bir sosyal süreç olarak görmekte fakat güç ve sınıf üstünlüğünün bu oluşuma ve devamlılığına olan etkisi ve bu yerleşim yerlerine sebebiyet veren büyük ekonomik eşitsizlik göz ardı edilmektedir.
Chicago Okulu’nun Katkıları Kenti derinlemesine bir biçimde ele alarak sosyolojik araştırmaların nesnesi yapmıştır. Geliştirilen kuramlar birçok teoriye temel teşkil etmiştir. İnsanların suç eğiliminin yaşadıkları yer ve birlikte oldukları insanlar ile yakından ilişkili olduğu ortaya konuldu. Kullanılan kişiyi ve kenti inceleme metotlarının (örn., yaşam öyküsü ve olay incelemesi metotları ile suç istatistikleri ve nüfus sayımları gibi resmi sayılardan yararlanılması) kriminolojik yönden çok yararı oldu.
Chicago Okulu’nun Pratikte Etkisi 1930’larda «Chicago Bölge Projesi» isimli proje başlattılar. Amaç: Sosyal olarak geri kalmış bölgelerde yaşayan insanları suçla mücadele konusunda harekete geçirmek, toplumda sosyal kontrol sağlamak ve suç gruplarının, suçlu arkadaşların gençler üzerindeki etkilerini kırarak bu gençlerin toplumla kaynaşmalarını sağlamak. Getirilen çeşitli yaklaşımlar: Bölgenin fiziksel görünümünün geliştirilmesi Gençlerin sosyal aktivitelere yönlendirilmesi Gençlere otorite figürleri ile yaşanan problemlerinde aracılık yapılması Gençlerin eğitim ve normal bir yaşam tarzı için teşvik edilmesi
Yirmibeşoğlu ve Ergun, 2007: İstanbul’da Suç Property crime
Yirmibeşoğlu ve Ergun, 2007: İstanbul’da Suç Personal crime
Yirmibeşoğlu ve Ergun, 2007: İstanbul’da Suç