TÜBİTAK DESTEKLİ PROJE PSİKOLOJİK DIŞLANMA VE PSİKOLOJİK AŞIRI KABULÜN DUYGUDURUM VE TEHDİT EDİLEN GEREKSİNİMLER ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ Gonca ÇİFFİLİZ Alp Giray KAYA Hayal YAVUZ Yasemin ABAYHAN Savaş CEYLAN Orhan AYDIN Deniz ŞAHİN TÜBİTAK DESTEKLİ PROJE 109K094
GİRİŞ Psikolojik dışlanma (ostracism) bireyin, çoğu kez herhangi bir açıklama yapılmaksızın, başkaları tarafından yok sayılması ve grup dışında tutulması olarak tanımlanmaktadır. (Williams, 2007) Psikolojik dışlanmaya hedef olma, diğer pek çok canlı türünden farklı olarak, hayatta kalmak için grup içinde yaşamak zorunda olan ve başkaları tarafından kabul edilme ihtiyacı hisseden (Baumeister & Leary, 1995) insanoğlu üzerinde oldukça güçlü etkilere sahiptir. Reddetme ve sosyal dışlanma ile arasındaki temel fark, her iki durumda da bireye karşı grubun ya da diğer kişinin olumsuz da olsa belirgin bir tepki vermesi söz konusudur. Ancak psikolojik dışlanma sürecinde bireye olumsuz dahi olsa herhangi bir şekilde tepki verilmemekte, birey yokmuş gibi davranılmakta ve bireyin adeta sosyal ölümü gerçekleşmektedir (Williams, 2007b). Psikolojik dışlanmada kurbana herhangi bir açıklama yapılmadığı gibi kişinin bu sürece maruz kalma sebepleri de belirsizdir. Dolayısıyla, birey hangi sebepten ötürü psikolojik dışlanmaya maruz kaldığını bilemediği için bu sorunun çözümünde nasıl davranması gerektiği de belirsizdir. Bu belirsizlik bireyin süreçle baş etmesini daha da zorlaştırmaktadır (Williams et al., 2002; Williams, 2007b). Kişinin varlığının yok sayıldığı bu sürecin bireyin duygusal, davranışsal ve bilişsel süreçleri üzerindeki etkilerini gösteren pek çok çalışma mevcuttur.
GİRİŞ Psikolojik dışlanmaya maruz kalmak; Bu davranışların hedefi olan kişinin kişisel özelliklerine, Olayın gerçekleştiği sosyal ortamın özelliklerine, Kaynağın kim olduğuna bağlı olmaksızın acı ve olumsuz duygudurum yaşanmasına neden olmaktadır. (Spoor & Williams, 2006; Boyes, French, 2009; Williams, Shore & Grahe, 1998; Williams, Cheung & Choi, 2000; Zadro, Williams & Richardson, 2004)
GİRİŞ Psikolojik dışlanma insanoğlunun sahip olduğu ait olma, benlik değeri, kontrol, anlamlı varoluş gibi temel güdüler için bir tehdit oluşturmaktadır; Ait olma güdüsü Olumlu bir benlik değerine sahip olma güdüsü Kontrol güdüsü Anlamlı varoluş güdüsü (Williams, Forgas, & von Hippel, 2005; Williams, 1997; 2007) Bireyi ait olduğu/olmak istediği gruptan ayırdığı için ait olma güdüsünü Bireye kendisinin sevilmeye değer biri olmadığını düşündürdüğü için olumlu bir benlik değerine sahip olma güdüsünü; Birey kendi isteğine rağmen grup dışına itildiği için kontrol güdüsünü; Bireye ölümlü bir varlık olduğunu hatırlattığı için anlamlı varoluş güdüsünü tehdit etmektedir Psikolojik dışlanmanın dört temel ihtiyaç üzerindeki etkisi oldukça net bir şekilde görülmektedir. Williams, Cheung ve Choi (2000) tarafından gerçekleştirilen bir çalışmada, Sanal Top Paradigması aracılığıyla psikolojik dışlanmaya maruz kalan katılımcıların kontrol ve kabul koşuluna kıyasla kontrol algılarının daha düşük oldukları ve ait olma ihtiyaçlarının daha çok zedelendiği görülmektedir. Bu araştırma internet üzerinden 62 ülkeden 1486 kişinin katılımı ile gerçekleştirilmiştir. Bu sebeple araştırmacılar, psikolojik dışlanma karşısında dört temel ihtiyacın tehdit edilme durumunun kültürden bağımsız ve evrensel olduğunu varsaymaktadırlar. Yapılan başka çalışmada, deneklere psikolojik dışlanma sürecini yaşadıkları bilgisayar oyununu bir insana karşı değil bilgisayar programına karşı oynadıkları söylenmiş ancak yine de psikolojik dışlanmaya maruz kalan bireylerin dört temel ihtiyaç düzeylerindeki azalmanın kontrol grubundan anlamlı düzeyde farklı olduğu görülmüştür (Zadro, Williams & Richardson; 2004).
GİRİŞ PSİKOLOJİK DIŞLANMA KARŞISINDA GÖSTERİLEN TEPKİLER: 1- Otomatik Tepkiler Fizyolojik uyarılmışlık durumu, olumsuz duygudurum, stres, üzüntü, ve öfke (Lieberman, 2007; Stroud, Tanofsky-Kraff, Wifley, & Salovey, 2000; Zadro, Williams, & Richardson, 2004). 1- Otomatik Tepkiler Dışlanma olayının gerçekleştiği anda verilen bu tepkiler, bireysel ve ortamsal etkenlerden bağımsız olarak herkeste görülen bir tür refleksif tepkilerdir. Fizyolojik uyarılmışlık durumu, olumsuz duygudurum, stres, üzüntü, ve öfke psikolojik dışlanma olayının gerçekleştiği an ve sürede verilen otomatik tepkilerden bazılarıdır (Lieberman, 2007; Stroud, Tanofsky-Kraff, Wifley, & Salovey, 2000; Zadro, Williams, & Richardson, 2004).
GİRİŞ PSİKOLOJİK DIŞLANMA KARŞISINDA GÖSTERİLEN TEPKİLER: 2- Kısa Vadede Gösterilen Tepkiler Saldırganlık gibi olumsuz, işbirliği gibi olumlu sosyal davranışlar ya da bilişsel ve duygusal algılarını kapatmak gibi nötr tepkiler (Catanese & Tice, 2005; DeWall, Twenge, Gitter, & Baumeister, 2009; Twenge, 2005; Twenge ve ark., 2001; Williams, 2007; Williams & Sommer, 1997) (Ouwerkerk, Kerr, Galucci & van Lange, 2005) (Twenge, Baumeister, DeWall, Ciarocco, & Bartles, 2007; Twenge, Catanese, & Baumeister, 2003) 2- Kısa Vadede Gösterilen Tepkiler Kısa vadede verilen tepkiler, otomatik tepkilerin ardından ortada gerçek bir dışlanma tehlikesinin bulunduğu değerlendirmesi yapıldığı takdirde ortaya çıkmaya başlar. Gerçek bir dışlanma tehlikesi olduğunu fark etmesi, bireyin dikkatini bu tehdit edici duruma yoğunlaştırmasına ve üstesinden gelmek için bir şeyler yapmaya çalışmasına yol açar (Spoor & Williams, 2007). Araştırmalar bu tehditi algılayan bireylerin ya saldırganlık gibi olumsuz (Catanese & Tice, 2005; DeWall, Twenge, Gitter, & Baumeister, 2009; Twenge, 2005; Twenge ve ark., 2001; Williams, 2007; Williams & Sommer, 1997) ya işbirliği gibi olumlu sosyal davranışlar (Ouwerkerk, Kerr, Galucci & van Lange, 2005) ya da bilişsel ve duygusal algılarını kapatmak gibi nötr tepkiler (Twenge, Baumeister, DeWall, Ciarocco, & Bartles, 2007; Twenge, Catanese, & Baumeister, 2003) sergilediklerini göstermektedir . 6
GİRİŞ PSİKOLOJİK DIŞLANMA KARŞISINDA GÖSTERİLEN TEPKİLER: 3- Uzun Vadede Gösterilen Tepkiler Dışlanmayla başa çıkabilecek bilişsel ve duygusal kaynakların tüketilmesi dolayısıyla, kendi içine çekilme ve dışlanma sürecini kabullenme ile birlikte, çaresiz ve depresif hissetme, değersizlik algısı 3- Uzun Vadede Gösterilen Tepkiler Psikolojik dışlanmanın süreğen bir şekilde devam ettiği, dolayısıyla ihtiyaçların sürekli olarak tehdit edildiği durumlarda verilen tepkilerdir. Uzun vadede birey, dışlanmayla başa çıkabilecek bilişsel ve duygusal kaynaklarını tüketir, birey kendi içine çekilebilir ve dışlanma sürecini kabullenir. Bu bireyler kendilerini çaresiz ve depresif hissedebilir, değersizlik algısına sahip olabilirler. 7
YÖNTEM KATILIMCILAR: Hacettepe Üniversitesi ve İzmir Ekonomi Üniversitesi’nde çeşitli bölümlerde okumakta olan 62 öğrenci (%36 erkek, %64 kadın) Katılımcılar, deney prosedürüne ilişkin eğitimden geçmiş olan anlaşmalı katılımcılarla birlikte deneye alınmış ve seçkisiz olarak deneysel koşullardan birisine atanmışlardır. Hacettepe Üniversitesi ve İzmir Ekonomi Üniversitesi’nde çeşitli bölümlerde okumakta olan 72 öğrenci katılmıştır. Analiz aşamasında, bağımlı değişken ölçeklerini tamamlamamış olan 7 kişi ile uç değerlerde bulunan 3 kişi olmak üzere toplam 10 kişi dışarıda bırakılarak geriye kalan 62 kişiden (%36 erkek, %64 kadın) elde edilen veriler ile analizler yürütülmüştür Katılımcılar anlaşmalı katılımcılarla birlikte deneye alınmış ve seçkisiz olarak deneysel koşullardan birisine atanmışlardır. Anlaşmalı katılımcılar deney prosedürüne yönelik bir anlatımın ardından pilot çalışma sırasında uygulamalı bir eğitimden geçmişlerdir.
YÖNTEM SANAL TOP ÖLÇEĞİ: Hacettepe Üniversitesi Sosyal Psikoloji Laboratuvarı Araştırma Grubu tarafından geliştirilmiştir. İç tutarlık katsayıları; 2 maddeden oluşan Olumlu Duygu boyutu (“mutlu” ve “keyifli”); .90 2 maddeden oluşan Olumsuz Duygu boyutu (“üzüntülü” ve “öfkeli”); .79 --7’li Likert tipi toplam 15 maddelik bir ölçektir. --Psikolojik dışlanma manipülasyonu sırasında ve sonrasında katılımcılar için paravan öykünün gerçekçiliğini arttırmak amaçlı 4 madde --katılımcıların belirli duygular açısından (“mutlu”, “öfkeli”, “üzüntülü” ve “keyifli”) durumlarını belirlemek amaçlı 4 madde --Katılımcıların Sanal Top oyununu oynadıkları grupla ilgili izlenimlerini (“dostça”, “yardımsever”, “adil”, “duyarlı”, “eğlenceli” ve “yaratıcı”) belirlemek amaçlı 6 madde --Katılımcıların aynı grupla yeniden bir araya gelme istekliliklerini bildirmeleri için bir soru
YÖNTEM POZİTİF VE NEGATİF DUYGU ÖLÇEĞİ (POSITIVE AND NEGATIVE AFFECT SCHEDULE - PANAS): Watson, Clark ve Tellegen (1988) tarafından geliştirilmiştir ve Türk kültürüne uyarlama çalışması Gençöz (2000) tarafından gerçekleştirilmiştir. Pozitif Duygu ve Negatif Duygu alt boyutları için hesaplanan iç tutarlık katsayıları orijinal ölçek için sırasıyla .88 ve .87; Türkçe uyarlaması için sırasıyla .83 ve .86’dır. Ölçeğin pozitif ve negatif duyguların belirlenmesini sağlayan 7’li Likert tipi 10’ar maddeden oluşan iki alt boyutu bulunmaktadır.
YÖNTEM İHTİYAÇ TEHDİDİ ÖLÇEĞİ (NEED THREAT SCALE): Van Beest ve Williams (2006) tarafından geliştirilmiştir. Orijinal ölçeğin toplam iç tutarlık katsayısı .92’dir. Ait Olma İhtiyacı Benlik Değeri İhtiyacı Kontrol İhtiyacı Anlamlı Varoluş İhtiyacı Ölçeğin uyarlama çalışması, Hacettepe Üniversitesi Sosyal Psikoloji Laboratuvarı Araştırma Grubu tarafından gerçekleştirilmiştir. Ölçeğin iç tutarlık katsayıları ait olma, benlik değeri, kontrol ve anlamlı varoluş güdüleri alt boyutları için sırasıyla .91, .86, .84 ve .88’dir. Orijinal ölçeğin toplam iç tutarlık katsayısı .92’dir. -- 7’ li likert tipi 20 maddeden oluşmaktadır. --Türkçeye çevirilerinin yapılması ve daha sonra pilot çalışmalarda yapılan görüşmeler aracılığıyla katılımcıların ölçek maddelerinin anlaşılırlığına ilişkin görüşlerinin alınması ve daha sonra ana çalışmanın katılımcılarının ölçeğe vermiş oldukları tepkilerin analiz edilmesi yoluyla gerçekleştirilmiştir. --Faktör toplamıyla korelasyonunun düşük olması dolayısıyla ölçeğin güvenirliğini düşürmesi nedeniyle 15. madde ölçekten çıkarılmıştır.
YÖNTEM SANAL TOP (CYBERBALL) OYUNU: Williams, Cheung ve Choi (2000) tarafından geliştirilmiştir. Oyun boyunca toplam 50 kez top atılmaktadır; Psikolojik dışlanmanın olduğu koşulda, katılımcılar oyunun başında iki ya da üç kez (%5-7) top atabilir, ancak oyunun sonuna kadar top bir daha kendilerine gelmediği için atamazlar Psikolojik aşırı kabul koşulunda katılımcılara diğer oyunculardan daha fazla (%35-37) top gelmektedir; Kontrol koşulunda ise tüm oyunculara eşit oranda top gelmektedir. Katılımcıların uygulanan manipülasyon ile deneyin amacı arasında bağlantı kurmalarını engellemek amacıyla, katılımcılara deneyin zihinsel görselleştirme becerisini incelemeyi amaçladığı ve bu nedenle deneyde görsel imgeler içeren Sanal Top oyununu oynayacakları bilgisi verilir. Katılımcılara bu oyunu laboratuardaki diğer kabinlerde bulunan 3 katılımcıyla birlikte, birbirine bir ağ ile bağlı olan bilgisayarlar aracılığıyla oynayacakları söylenir.
YÖNTEM İŞLEM: Anlaşmalı katılımcılar deney manipülasyonuna doğrudan dâhil olmamaktadırlar, yalnızca oyunun inandırıcılığını arttırmak amacıyla her biri farklı bölümlerde okuduklarını söyleyen ve birbirlerini tanımıyormuş gibi davranan anlaşmalı katılımcılar, gerçek katılımcıyla birlikte tüm deney prosedürlerinden geçirilmektedirler. İlk olarak, deneyin amacına ilişkin, ancak yalnızca paravan öyküyü içeren ilk onam formu tüm katılımcılara verilmiş ve katılımcılardan formu dikkatle okumaları ve deneye katılmayı kabul ediyorlarsa imzalamaları istenmiştir. Katılımcılara zihinde görselleştirme becerilerini incelemeye yönelik bir çalışma yapıldığı ve kablosuz ağ ile bağlı bilgisayarlar aracılığıyla, birbirleriyle “sanal top” adlı bir oyun oynayacakları belirtilmiştir. Sanal top oyunu aracılığıyla, psikolojik dışlanma, psikolojik aşırı kabul veya kontrol koşullarından herhangi biri seçkisiz olarak katılımcıya uygulandıktan araştırmacı odalara girerek katılımcılara ölçekleri dağıtmıştır. Daha sonra katılımcıya deneyin gerçek amacı ile ilgili bir açıklama yapılmış, eğer katılımcı herhangi bir rahatsızlığı olmadığını ve araştırmaya katılımına onay verdiğini ifade ederse kendisine yeniden bir onam formu verilerek imzalaması istenmiştir. Katılımcılar ve anlaşmalı katılımcılar laboratuvara geldiklerinde, bekleme bölümünde oturtulmuşlardır ve öncelikle sırayla okumakta oldukları bölüm ve sınıfları herkesin duyabileceği şekilde sorularak kaydedilmiştir. Aslında anlaşmalı katılımcılar deney manipülasyonuna doğrudan dâhil olmamaktadırlar, yalnızca oyunun inandırıcılığını arttırmak amacıyla her biri farklı bölümlerde okuduklarını söyleyen ve birbirlerini tanımıyormuş gibi davranan anlaşmalı katılımcılar, gerçek katılımcıyla birlikte tüm deney prosedürlerinden geçirilmektedirler. İlk olarak, deneyin amacına ilişkin, ancak yalnızca paravan öyküyü içeren ilk onam formu tüm katılımcılara verilmiş ve katılımcılardan formu dikkatle okumaları ve deneye katılmayı kabul ediyorlarsa imzalamaları istenmiştir. Katılımcılara zihinde görselleştirme becerilerini incelemeye yönelik bir çalışma yapıldığı ve kablosuz ağ ile bağlı bilgisayarlar aracılığıyla, birbirleriyle “sanal top” adlı bir oyun oynayacakları belirtilmiştir. Onam formlarının imzalanmasının ardından varsa katılımcıların deneyle ilgili soruları yanıtlanmış ve her katılımcı her birinde bir bilgisayar bulunan odalara alınarak oyun başlatılmıştır. Sanal top oyunu aracılığıyla, psikolojik dışlanma, psikolojik aşırı kabul veya kontrol koşullarından herhangi biri seçkisiz olarak katılımcıya uygulandıktan sonra ekranda katılımcıların yerlerinde beklemelerine yönelik bir mesaj çıkmıştır ve bu sırada araştırmacı odalara girerek katılımcılara ölçekleri dağıtmıştır. Ölçekleri dolduran anlaşmalı katılımcılar çıktıktan ve gerçek katılımcı da ölçekleri doldurduktan sonra kendisine deneyin gerçek amacı ile ilgili bir açıklama yapılmış ve eğer bir rahatsızlık duyuyorsa bilgilerinin araştırma için kullanılmamasını talep edebileceği ya da herhangi bir yardıma ihtiyacı varsa bunun yerine getirileceği belirtildikten sonra, eğer katılımcı herhangi bir rahatsızlığı olmadığını ve araştırmaya katılımına onay verdiğini ifade ederse kendisine yeniden bir onam formu verilerek imzalaması istenmiştir. Daha sonra araştırmacı tarafından da imzalanmış onam formlarının birer kopyası katılımcıya verilerek kendisine teşekkür edildikten sonra deney tamamlanmıştır.
BULGULAR MANİPÜLASYONUN KONTROLÜ: Psikolojik dışlanma değişkeninin başarılı bir biçimde manipüle edilip edilemediğini belirleyebilmek amacı ile katılımcıların oyun sırasında kendilerine atılan top oranı ile ilgili tahminleri karşılaştırılmıştır. Elde edilen bulgular, psikolojik dışlanma değişkenin temel etkisinin anlamlı olduğunu göstermiştir (F(2, 51) = 33.26, p < .001, ² = .57). Psikolojik dışlanma koşulunda yer alan katılımcılar (%8.39), hem psikolojik aşırı kabul koşulunda (%49.53) hem de normal etkileşim koşulunda (%32.82) yer alanlara göre kendilerine daha az oranda top atıldığını bildirmişlerdir. Bunun yanında, psikolojik aşırı kabul koşulunda yer alan katılımcılar normal etkileşim koşulunda yer alanlara göre kendilerine anlamlı olarak daha fazla top geldiğini bildirmişlerdir. Araştırmada, psikolojik dışlanma (psikolojik dışlanma, psikolojik aşırı kabul ve normal etkileşim) değişkeninin başarılı bir biçimde manipüle edilip edilemediğini belirleyebilmek amacı ile katılımcıların oyun sırasında kendilerine atılan top yüzdesi ile ilgili tahminleri karşılaştırılmıştır. Bu amaçla düzenlenen tek değişkenli varyans analizi (ANOVA) psikolojik dışlanma değişkenin temel etkisinin anlamlı olduğunu göstermiştir, F(2, 51) = 33.26, p < .001, ² = .57. Hangi grupların ortalamaları arasında fark olduğunu görebilmek için post hoc analiz yöntemi olarak LSD testi uygulanmıştır. Bu analizin sonuçları Tablo 2’de gösterilmektedir. Buna göre, psikolojik dışlanma koşulunda yer alan katılımcılar (%8.39 top gelme oranı), hem psikolojik aşırı kabul (%49.53) hem normal etkileşim grubunda (%32.82) yer alanlara kıyasla kendilerine daha az oranda top atıldığını bildirmişlerdir. Bunun yanında, psikolojik aşırı kabul koşulunda yer alan katılımcılar normal etkileşim grubunda yer alanlara kıyasla kendilerine anlamlı olarak daha fazla top geldiğini bildirmişlerdir. Bu bulgu, katılımcıların oyun sırasında psikolojik olarak dışlanıp dışlanmadıklarını ya da aşırı kabul gördüklerini doğru biçimde algıladıklarını göstermektedir.
Psikolojik Dışlanma Koşulları Psikolojik Aşırı Kabul Bağımlı Değişken Psikolojik Dışlanma Psikolojik Aşırı Kabul Normal Etkileşim Manipülasyonun Kontrolü Atılan top yüzdesi 8.39 (5.27)a 49.53 (21.39)b 32.82 (14.41)c
BULGULAR PSİKOLOJİK DIŞLANMA VE DUYGU DURUMU: Bu araştırmada incelenen hipotezlerden ilki, psikolojik dışlanmaya maruz kalmanın kısa vadede olumsuz duygu durumda artışa yol açarken, olumlu duygu durumda azalmaya yol açacağıdır. Katılımcıların duygu durumları, hem PANAS kullanılarak hem de Sanal Top Ölçeği’nin katılımcıların oyun sırasında yaşadıkları duyguları ölçen 4 maddeli (mutlu, öfkeli, üzüntülü, keyifli) alt ölçeği kullanılarak belirlenmiştir. Elde edilen bulgular, psikolojik dışlanma değişkeninin duygudurum puanları üzerindeki temel etkisinin anlamlı olduğunu göstermiştir (Wilks’ = .19, F(8, 112) = 3.72, p < .001, ² = .21). Pozitif ve Negatif Duygu Ölçeğinin Pozitif Duygu (PD) ve Negatif Duygu (NG) alt ölçeklerinden elde edilen ortalamalar ile ikinci ölçeğin Olumlu Duygu ve Olumsuz Duygu maddelerinden elde edilen ortalamalar üzerinde çok değişkenli varyans analizi (MANOVA) uygulanmıştır. Analiz sonuçları, psikolojik dışlanma değişkeninin temel etkisinin anlamlı olduğunu göstermiştir, Wilks’ = .19, F(8, 112) = 3.72, p < .001, ² = .21.
BULGULAR PSİKOLOJİK DIŞLANMA VE DUYGU DURUMU: Pozitif Duygu (PANAS); Psikolojik dışlanma değişkeninin Pozitif Duygu ortalamaları üzerindeki temel etkisi anlamlıdır (F(2, 59) = 4.85, p < .01, ² = .14). Psikolojik dışlanma koşulunda yer alan katılımcılar (X= 2.62, SS=1.96), psikolojik aşırı kabul koşulunda yer alanlara (X=4.37, SS=1.38) ve normal etkileşim grubunda yer alanlara (X=4.15, SS=1.05) göre daha az pozitif duygu durumu bildirmişlerdir. Ancak psikolojik aşırı kabul koşulunda yer alan katılımcıların bildirdikleri pozitif duygu ortalamaları ile normal etkileşim koşulunda yer alan katılımcıların ortalamaları arasında anlamlı bir fark bulunamamıştır. Bu analizi takiben düzenlenen tek yönlü varyans analizine (ANOVA) göre, psikolojik dışlanma değişkeninin PD ortalamaları üzerindeki temel etkisi anlamlıdır, F(2, 59) = 4.85, p < .01, ² = .14. Hangi grupların ortalamaları arasında fark olduğunu görebilmek için post hoc analiz yöntemi olarak LSD testi uygulanmıştır (bkz. Tablo 2). Buna göre, psikolojik dışlanma koşulunda yer alan katılımcılar ( = 3.29, SS = 1.10), psikolojik aşırı kabul koşulunda yer alanlara ( = 4.37, SS = 1.38) ve normal etkileşim grubunda yer alanlara kıyasla daha az pozitif duygu durumu bildirmişlerdir. Bu bulgu hipotezi destekler nitelik taşımaktadır. Ancak psikolojik aşırı kabul koşulunda yer alan katılımcıların bildirdikleri pozitif duygu ortalamaları ile normal etkileşim koşulunda yer alan kayılımcıların ortalamaları arasında anlamlı fark bulunamamıştır.
BULGULAR PSİKOLOJİK DIŞLANMA VE DUYGU DURUMU: Olumlu Duygu (Sanal Top Ölçeği); Psikolojik dışlanma değişkeninin Olumlu Duygu maddelerinin ortalamaları üzerindeki temel etkisi anlamlıdır (F(2, 59)=12.66, p< .001, ² = .30). Psikolojik dışlanma koşulunda yer alan katılımcılar (X=2.62, SS=1.96), psikolojik aşırı kabul koşulunda yer alanlara (X=5.15, SS=1.37) ve normal etkileşim grubunda yer alanlara (X=4.57, SS=1.68) göre daha az olumlu duygudurum bildirmişlerdir. Ancak psikolojik aşırı kabul koşulunda yer alan katılımcıların bildirdikleri olumlu duygu ortalamaları ile normal etkileşim koşulunda yer alan kayılımcıların ortalamaları arasında anlamlı fark bulunamamıştır. Psikolojik dışlanmanın Olumlu Duygu maddelerinden elde edilen ortalamalar üzerindeki etkisinin anlamlı olup olmadığını görmek amacı ile düzenlenen varyans analizi (ANOVA) bu etkinin anlamlı olduğunu göstermiştir, F(2, 59) = 12.66, p < .001, ² = .30. Hangi grupların ortalamaları arasında fark olduğunu görebilmek için post hoc analiz yöntemi olarak LSD testi uygulanmıştır (bkz. Tablo 2). Pozitif Duygu ortalamaları üzerinde yapılan analizlere benzer şekilde, psikolojik dışlanma koşulunda yer alan katılımcılar ( = 2.62, SS = 1.96), psikolojik aşırı kabul koşulunda yer alanlara ( = 5.15, SS = 1.37) ve normal etkileşim grubunda yer alanlara ( = 4.57, SS = 1.68) kıyasla daha az olumlu duygu durumu bildirmişlerdir. Bu bulgu hipotezi destekler nitelik taşımaktadır.
BULGULAR PSİKOLOJİK DIŞLANMA VE DUYGU DURUMU: Negatif Duygu (PANAS); Psikolojik dışlanma değişkeninin Negatif Duygu ortalamaları üzerindeki temel etkisi anlamlıdır (F(2, 59) = 8.52, p < .001, ² = .22). Psikolojik dışlanma koşulunda yer alan katılımcılarkatılımcılar (X=2.60, SS=1.10), psikolojik aşırı kabul koşulunda yer alanlara (X=1.56, SS=0.49) ve normal etkileşim grubunda yer alanlara (X=1.76, SS=0.86) göre daha fazla negatif duygu durumu bildirmişlerdir. Ancak psikolojik aşırı kabul koşulunda yer alan katılımcıların bildirdikleri negatif duygu ortalamaları ile normal etkileşim koşulunda yer alan katılımcıların ortalamaları arasında anlamlı fark bulunamamıştır. Psikolojik dışlanmanın ND ortalamaları üzerindeki temel etkisi anlamlıdır, F(2, 59) = 8.52, p < .001, ² = .22. LSD testi sonuçlarına (bkz. Tablo 2) göre, psikolojik dışlanma koşulunda yer alan katılımcılar ( = 2.60, SS = 1.10), psikolojik aşırı kabul koşulunda yer alanlara ( = 1.56, SS = 0.49) ve normal etkileşim grubunda yer alanlara ( = 1.76, SS = 0.86) kıyasla daha fazla negatif duygu durumu bildirmişlerdir. Ancak psikolojik aşırı kabul koşulunda yer alan katılımcıların bildirdikleri negatif duygu ortalamaları ile normal etkileşim koşulunda yer alan katılımcıların ortalamaları arasında anlamlı fark bulunamamıştır.
BULGULAR PSİKOLOJİK DIŞLANMA VE DUYGU DURUMU: Olumsuz Duygu (Sanal Top Ölçeği); Psikolojik dışlanma değişkeninin Olumsuz Duygu maddelerinin ortalamaları üzerindeki temel etkisi anlamlıdır (F(2, 59) = 11.16, p < .001, ² = .27). Psikolojik dışlanma koşulunda yer alan katılımcılar (X=3.40, SS=2.14), psikolojik aşırı kabul koşulunda yer alanlara (X=1.42, SS =0.86) ve normal etkileşim koşulunda yer alanlara (X=1.42, SS=0.86) göre daha fazla olumsuz duygudurum bildirmişlerdir. Psikolojik aşırı kabul ile normal etkileşim koşullarında yer alan katılımcıların bildirdikleri olumsuz duygu ortalamaları arasında ise anlamlı fark yoktur. Benzer şekilde, yürütülen tek yönlü varyans analizi psikolojik dışlanmanın Olumsuz Duygu ortalamaları üzerinde anlamlı etkiye sahip olduğunu göstermiştir, F(2, 59) = 11.16, p < .001, ² = .27. LSD testi sonuçlarına (bkz. Tablo 2) göre, yine psikolojik dışlanma koşulunda yer alan katılımcılar ( = 3.40, SS = 2.14), psikolojik aşırı kabul koşulunda yer alanlara ( = 1.42, SS = 0.86) ve normal etkileşim grubunda yer alanlara ( = 1.69, SS = 1.02) kıyasla daha fazla olumsuz duygu durumu bildirmişlerdir. Yine psikolojik aşırı kabul ile normal etkileşim kolullarında yer alan katılımcıların bildirdikleri olumsuz duygu ortalamaları arasında anlamlı fark yoktur.
Psikolojik Dışlanma Koşulları Psikolojik Aşırı Kabul Bağımlı Değişken Psikolojik Dışlanma Psikolojik Aşırı Kabul Normal Etkileşim Duygu Durumu Pozitif Duygu (PD) 3.29 (1.10)a 4.37 (1.38)b 4.15 (1.05)b Olumlu Duygu 2.62 (1.96)a 5.15 (1.37)b 4.57 (1.68)b Negatif Duygu (ND) 2.60 (1.10)a 1.56 (0.49)b 1.76 (0.86)b Olumsuz Duygu 3.40 (2.14)a 1.42 (0.86)b 1.69 (1.02)b
BULGULAR PSİKOLOJİK DIŞLANMA VE DÖRT TEMEL İHTİYAÇ: Bu araştırmanın ikinci hipotezi, psikolojik dışlanmaya maruz kalmanın dört temel ihtiyacı tehdit edeceği dolayısı ile katılımcıların dört temel ihtiyacının karşılanma düzeylerinin düşmesine yol açacağıdır. Dört temel ihtiyaç (Ait Olma, Benlik Değeri, Kontol ve Anlamlı Varoluş) İhtiyaç Tehdidi Ölçeği ile ölçülmüştür. Elde edilen bulgular, psikolojik dışlanma değişkeninin katılımcıların temel ihtiyaçlarının tehdit edilmesi üzerindeki temel etkisinin anlamlı olduğunu göstermiştir (Wilks’ = .25, F(8, 112) = 14.08, p < .001, ² = .50). Bu araştırmanın son hipotezi, psikolojik dışlanmaya maruz kalmanın dört temel ihtiyaçyü tehdit edeceği dolayısı ile katılımcıların dört temel ihtiyaç düzeylerinin düşmesine yol açacağıdır. Dört temel ihtiyaç İhtiyaç Tehdidi Ölçek’i ile ölçülmüştür. Psikolojik dışlanmanın İhtiyaç Tehdidi Ölçek’inin alt ölçekleri olan Ait Olma, Benlik Değeri, Kontrol ve Anlamlı Varoluş puan ortalamaları üzerindeki etkilerini görmek amacı ile yütülen çok değişkenli varyans analizi (MANOVA) sonuçları, psikolojik dışlanma değişkeninin temel etkisinin anlamlı olduğunu göstermiştir, Wilks’ = .25, F(8, 112) = 14.08, p < .001, ² = .50.
BULGULAR PSİKOLOJİK DIŞLANMA VE DÖRT TEMEL İHTİYAÇ: Ait Olma İhtiyacı; Psikolojik dışlanma değişkeninin Ait Olma İhtiyacının tehdit edilmesi üzerindeki temel etkisi anlamlıdır (F(2, 59) = 71.93, p < .001, ² = .70). Psikolojik dışlanma koşulunda yer alan katılımcılar (X=2.18, SS=1.14), psikolojik aşırı kabul koşulunda yer alanlara (X=5.98, SS=0.85) ve normal etkileşim grubunda yer alanlara (X=5.15, SS=1.18) göre ait olma ihtiyaçlarının daha düşük düzeyde karşılandığını bildirmişlerdir. Ayrıca psikolojik aşırı kabul koşulundaki katılımcılar, normal etkileşim koşulundakilere göre ait olma ihtiyaçlarının daha yüksek düzeyde karşılandığını bildirmişlerdir. Ait Olma alt ölçeğinden elde edilen ortalamalar üzerinde yürütülen tek yönlü varyans analizi (ANOVA), F(2, 59) = 71.93, p < .001, ² = .70. Hangi grupların ortalamaları arasında fark olduğunu görebilmek için post hoc analiz yöntemi olarak LCD testi uygulanmıştır (bkz. Tablo 2). Buna göre, psikolojik dışlanma koşulunda yer alan katılımcılar ( = 2.18, SS = 1.14), psikolojik aşırı kabul koşulunda yer alanlara ( = 5.98, SS = 0.85) ve normal etkileşim grubunda yer alanlara ( = 5.15, SS = 1.18) kıyasla daha düşük ait olma ihtiyacı düzeyi bildirmişlerdir. Ayrıca psikolojik aşırı kabul koşulunda yer alan katılımcıların bildirdikleri ait olma ihtiyacı düzeyi normal etkileşim grubunda yer alanların bildirdiklerinden anlamlı olarak daha yüksektir.
BULGULAR PSİKOLOJİK DIŞLANMA VE DÖRT TEMEL İHTİYAÇ: Benlik Değeri İhtiyacı; Psikolojik dışlanma değişkeninin Benlik Değeri İhtiyacının tehdit edilmesi üzerindeki temel etkisi anlamlıdır (F(2, 59) = 27.41, p < .001, ² = .48). Psikolojik dışlanma koşulunda yer alan katılımcılar (X=3.91, SS=1.50), psikolojik aşırı kabul koşulunda yer alanlara (X=6.70, SS=0.42) ve normal etkileşim grubunda yer alanlara (X=5.74, SS=1.42) göre benlik değeri ihtiyaçlarının daha düşük düzeyde karşılandığını bildirmişlerdir. Ayrıca psikolojik aşırı kabul koşulundaki katılımcılar, normal etkileşim koşulundakilere göre benlik değeri ihtiyaçlarının daha yüksek düzeyde karşılandığını bildirmişlerdir. Benlik Değeri alt ölçeğinden elde edilen ortalamalar üzerinde yürütülen tek yönlü varyans analizi (ANOVA) psikolojik dışlanma değişkeninin temel etkisinin anlamlı olduğunu göstermiştir, F(2, 59) = 27.41, p < .001, ² = .48. Hangi grupların ortalamaları arasında fark olduğunu görebilmek için post hoc analiz yöntemi olarak Dunnett C testi uygulanmıştır (bkz. Tablo 2). Buna göre, psikolojik dışlanma koşulunda yer alan katılımcılar ( = 3.91, SS = 1.50), psikolojik aşırı kabul koşulunda yer alanlara ( = 6.70, SS = 0.42) ve normal etkileşim grubunda yer alanlara ( = 5.74, SS = 1.42) kıyasla daha düşük benlik değeri ihtiyacı düzeyi bildirmişlerdir. Ayrıca psikolojik aşırı kabul koşulunda yer alan katılımcıların bildirdikleri benlik değeri ihtiyacı düzeyi normal etkileşim grubunda yer alanların bildirdiklerinden anlamlı olarak daha yüksektir.
BULGULAR PSİKOLOJİK DIŞLANMA VE DÖRT TEMEL İHTİYAÇ: Kontrol İhtiyacı; Psikolojik dışlanma değişkeninin Kontrol İhtiyacının tehdit edilmesi üzerindeki temel etkisi anlamlıdır (F(2, 59) = 57.06, p < .001, ² = .66). Psikolojik dışlanma koşulunda yer alan katılımcılar (X=2.39, SS=0.70), psikolojik aşırı kabul koşulunda yer alanlara (X=5.60, SS=1.12) ve normal etkileşim grubunda yer alanlara (X=5.00, SS=1.20) psikolojik aşırı kabul koşulunda yer alanlara ve normal etkileşim grubunda yer alanlara göre kontrol ihtiyaçlarının daha düşük düzeyde karşılandığını bildirmişlerdir. Ancak, psikolojik aşırı kabul koşulundaki katılımcılar ile normal etkileşim koşulundakiler arasında kontrol ihtiyaçlarının karşılanması bakımından anlamlı bir fark tespit edilememiştir. Kontrol alt ölçeğinden elde edilen ortalamalar üzerinde yürütülen tek yönlü varyans analizi (ANOVA) psikolojik dışlanma değişkeninin temel etkisinin anlamlı olduğunu göstermiştir, F(2, 59) = 57.06, p < .001, ² = .66. Hangi grupların ortalamaları arasında fark olduğunu görebilmek için post hoc analiz yöntemi olarak LSD testi uygulanmıştır (bkz. Tablo 2). Buna göre, psikolojik dışlanma koşulunda yer alan katılımcılar ( = 2.39, SS = 0.70), psikolojik aşırı kabul koşulunda yer alanlara ( = 5.60, SS = 1.12) ve normal etkileşim grubunda yer alanlara ( = 5.00, SS = 1.20) kıyasla daha düşük kontrol ihtiyacı düzeyi bildirmişlerdir. Ancak psikolojik aşırı kabul koşulunda yer alan katılımcılar ile normal etkileşim grubunda yer alanların bildirdiklerinden kontrol ihtiyacı düzeyi arasındaki fark anlamlı değildir.
BULGULAR PSİKOLOJİK DIŞLANMA VE DÖRT TEMEL İHTİYAÇ: Anlamlı Varoluş İhtiyacı; Psikolojik dışlanma değişkeninin Kontrol İhtiyacının tehdit edilmesi üzerindeki temel etkisi anlamlıdır (F(2, 59) = 40.13, p < .001, ² = .58). Psikolojik dışlanma koşulunda yer alan katılımcılar katılımcılar (X=2.56, SS=1.26), psikolojik aşırı kabul koşulunda yer alanlara (X=5.85, SS=0.86) ve normal etkileşim grubunda yer alanlara (X=5.01, SS=1.47) psikolojik aşırı kabul koşulunda yer alanlara ve normal etkileşim grubunda yer alanlara göre anlamlı varoluş ihtiyaçlarının daha düşük düzeyde karşılandığını bildirmişlerdir. Ancak, psikolojik aşırı kabul koşulundaki katılımcılar ile normal etkileşim koşulundakiler arasında anlamlı varoluş ihtiyaçlarının karşılanması bakımından anlamlı bir fark tespit edilememiştir. Anlamlı Varoluş alt ölçeğinden elde edilen ortalamalar üzerinde yürütülen tek yönlü varyans analizi (ANOVA) psikolojik dışlanma değişkeninin temel etkisinin anlamlı olduğunu göstermiştir, F(2, 59) = 40.13, p < .001, ² = .58. Hangi grupların ortalamaları arasında fark olduğunu görebilmek için post hoc analiz yöntemi olarak LCD testi uygulanmıştır (bkz. Tablo 1). Buna göre, psikolojik dışlanma koşulunda yer alan katılımcılar ( = 2.56, SS = 1.26), psikolojik aşırı kabul koşulunda yer alanlara ( = 5.85, SS = 0.86) ve normal etkileşim grubunda yer alanlara ( = 5.01, SS = 1.47) kıyasla daha düşük anlamlı varoluş ihtiyacı düzeyi bildirmişlerdir. Ayrıca psikolojik aşırı kabul koşulunda yer alan katılımcıların bildirdikleri anlamlı varoluş ihtiyacı düzeyi normal etkileşim grubunda yer alanların bildirdiklerinden anlamlı olarak daha yüksektir.
Psikolojik Dışlanma Koşulları Psikolojik Aşırı Kabul Bağımlı Değişken Psikolojik Dışlanma Psikolojik Aşırı Kabul Normal Etkileşim Dört Temel İhtiyaç Ait olma 2.18 (1.14)a 5.98 (0.85)b 5.15 (1.18)c Benlik değeri 3.91 (1.50)a 6.70 (0.42)b 5.74 (1.42)c Kontrol 2.39 (0.70)a 5.60 (1.12)b 5.00 (1.20)b Anlamlı varoluş 2.45 (1.11)a 5.85 (0.86)b 5.01 (1.47)b
TARTIŞMA Psikolojik dışlanmaya maruz kalmak, beklendiği üzere duygudurum ve dört temel ihtiyaç üzerinde anlamlı etkilere sahiptir. Olumsuz duygudurumda artış Olumlu duygudurumda düşüş Ait olma, benlik değeri, kontrol ve anlamlı varoluş ihtiyaçlarının tehdit edilmesi Ancak, beklenenden farklı olarak, psikolojik aşırı kabulün normal etkileşim koşulu ile karşılaştırıldığında, duygudurum puanları ile kontrol ve anlamlı varoluş ihtiyaçlarının karşılanması üzerinde olumlu yönde bir etkisinin bulunduğu tespit edilememiştir. Bu bulgular beklendiği gibi, psikolojik dışlanmaya maruz kalmanın duygu durum üzerinde olumsuz etkiye sahip olduğunu göstermektedir. Ancak beklentilerle ters düşecek şekilde psikolojik aşırı kabulün kontrol koşulu ile karşılaştırıldığında, duygu durum üzerinde olumlu etkiye sahip olduğunu gösteren bulgular elde edilememiştir. Yapılan analizler sonucu elde edilen bulgular beklentileri destekler niteliktedir. Bu bulgular, psikolojik dışlanmaya maruz kalmanın, olumsuz duygu durumunda artış, olumlu duygu durumunda düşüş, gruba dair olumlu izlenimlerde azalmaya yol açtığı ve temel ihtiyaçlar için de bir tehdit oluşturduğu şeklinde yorumlanabilir aşırı kabul ve kontrol koşulları arasında sadece benlik değeri ve ait olma ihtiyaçları açısından bir farklılık var, katılımcılar, kendilerine daha fazla top gelmesini gruba daha fazla ait olabildikleri şeklinde yorumlamış olabilirler ve kendilerine daha çok top atılması sayesinde benlik değerlerinin daha olumlu yönde etkilenmesi söz konusu olmuş olabilir. aynı şeyi kontrol ve anlamlı varoluş için yaşamamış olmaları kontrolün kendilerine gelen topları istedikleri gibi atabilmelerine ilişkin ifadelerine bağlı olarak ölçülmesi ve anlamlı varoluşun da oyundaki varlıklarının bir anlam ifade etmesine ilişkin ifadeleri ile bağlantılı ölçülmesi sonucu iki koşulda bu açılardan fazla fark hissedilmiyor olmasına bağlanabilir.
TARTIŞMA Olumsuz bilgilerin, olumlu bilgilere göre daha dikkat dikkat çekici ve belirgin (salient) olduğuna yönelik bulgular düşünüldüğünde, katılımcıya neredeyse hiç top gelmeyen dışlanma koşulunun beklenen olumsuz etikleri ortaya çıkarması, ancak katılımcıya en az diğerleri kadar top gelen kontrol ve aşırı kabul koşullarının birbirine benzer duygudurum ile kontrol anlamlı varoluş algısı ortaya çıkarması kabul edilebilir bir sonuçtur. (Baumeister ve ark., 2001) Manipülasyon kontrolü sonuçlarının, katılımcılar tarafından koşullar arasındaki farkların yeterince anlaşılmış olduğunu göstermesi, ancak bu farkın duygudurum puanlarında ve kontrol ve anlamlı varoluş ihtiyaçlarının karşılanmasında aşırı kabul ile kontrol arasında bir fark olarak ortaya çıkmaması nasıl açıklanabilir? Her ikisi de olumsuz duygu yaratmıyor ve olumlu duyguları birbirinden daha fazla yaratabileceği kadar büyük bir ayrımı içermiyor olabilir. . Katılımcıların kontrol ve anlamlı varoluş ihtiyaçlarına yönelik tehdit algılarının farklılaşması için kontrol ve aşırı kabul koşulları arasındaki farkın yeterli/önemli olmaması (zaten her ikisinde de tehdit edilmemesi ama aynı zamanda birbirinden daha fazla karşılanmanın da söz konusu olamaması) Aşırı kabul ile ilgili literatüre ulaşabilirsek ona da gönderme yapılabilir Bir ihtimal: Cyberostracism: Effects of being ignored over the Internet. Williams, Kipling D.; Cheung, Christopher K. T.; Choi, Wilma Journal of Personality and Social Psychology. Vol 79(5), Nov 2000, 748-762.
TARTIŞMA Ayrıca, dışlanma literatüründe, bu araştırmada aşırı kabul olarak nitelenen koşulun kontrol koşulu yerine kullanıldığı çalışmalar da mevcuttur. Bu açıdan bakıldığında bu iki koşul arasında fark görülmemesi beklenmedik bir sonuç olarak görülmeyebilir. Manipülasyon kontrolü sonuçlarının, katılımcılar tarafından koşullar arasındaki farkların yeterince anlaşılmış olduğunu göstermesi, ancak bu farkın duygudurum puanlarında ve kontrol ve anlamlı varoluş ihtiyaçlarının karşılanmasında aşırı kabul ile kontrol arasında bir fark olarak ortaya çıkmaması nasıl açıklanabilir?
Teşekkürler... 32