6183 SAYILI KANUNA GÖRE KAMU ALACAĞININ KORUNMASI HÜKÜMLERİ Osman ÖZTÜRK Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı Gelir İdaresi Grup Müdür V. Ankara, Aralık 2009 / 104
Üç kısımdan oluşmuştur: 6183 Sayılı Kanun 6183 sayılı Kanun, amme alacaklarının takip ve tahsil esaslarını düzenleyen bir usul kanunudur. Üç kısımdan oluşmuştur: Birinci kısımda, Genel Esaslar belirlenmiştir. (Madde 1-53) İkinci kısımda, Cebren Tahsil ve Takibe İlişkin Düzenlemeler yapılmıştır. (Madde 54-101) Üçüncü kısımda Zamanaşımı, Terkin, Yasaklar ve Cezalar ile Son Hükümler yer almaktadır. (Madde 102-118) / 104
Amme Alacağının Korunması (Madde 9-36) Amme alacağının, rızaen veya cebren tahsilinden önce tehlikeye girmesini önlemek, alacaklı amme idaresinin haklarını korumak amacı taşıyan önlemlerdir. Teminat İsteme Şahsi Kefalet Teminat Hükmünde Eşya İhtiyati Haciz İhtiyati Tahakkuk Diğer koruma hükümleri / 104
TEMİNAT İSTEME / 104
Teminat İsteme (Madde 9) Amme alacağının korunması bakımından ilk önlemdir. Amme borçlusunun malvarlığına dahil kıymetleri idarenin talebi üzerine fakat kendi belirlemesi ile borcuna karşılık göstermek suretiyle amme alacağının güvence altına alınması amacına yöneliktir. Teminat 6183 sayılı kanununun 9. maddesine göre istenmektedir. Bu maddede hangi durumlarda teminat istenebileceği belirtilmiştir: V.U.K.’un 344 ücü maddesi uyarınca vergi ziyaı cezasının kesilmesini gerektiren haller ile V.U.K.’un 359 uncu maddesi uyarınca kaçakçılık cezasının kesilmesini gerektiren hallere temas eden bir amme alacağının salınması için gerekli işlemlere başlanılması halinde, vergi incelemesine yetkili memurlarca yapılan ilk hesaplara göre belirtilen tutar üzerinden, tahsil dairelerince teminat istenir. Türkiye’de ikametgahı bulunmayan amme borçlusunun durumunun amme alacağının tahsilinin tehlikede olduğunu göstermesi halinde amme borçları için, tahsil dairelerince teminat istenebilir. / 104
Teminat İsteme (Madde 9) Vergi incelemesine yetkili memurlarca yapılan ilk hesaplara göre belirtilen tutar üzerinden istenecek teminatın, vergi aslı, gecikme faizi ile ceza tutarlarını karşılayacak değerde olması gerekmektedir. Bu aşamada vergi alacağı tahakkuk etmediğinden gecikme faizinin hesabında teminat isteme yazısının düzenlendiği tarih esas alınacaktır. / 104
Teminat İsteme (Madde 9) 6183 sayılı kanunun 9. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenen “Türkiye’de ikametgahı bulunmayan amme borçlusunun durumu, amme alacağının tahsilinin tehlikede olduğunu gösteriyorsa tahsil dairesi kendisinden teminat isteyebilir.” hükmü 6183 sayılı kanun kapsamına giren tüm amme alacakları için geçerlidir. Bu fıkra hükmüne göre teminat istenebilmesinin İlk koşulu, amme borçlusunun Türkiye’de ikametgahının olmamasıdır. İkinci koşul ise, amme borçlusunun durumunun, amme alacağının tahsilinin tehlikede olduğunu gösteriyor olmasıdır. / 104
Teminat İsteme (Madde 9) / 104
Teminat İsteme (Madde 9) Teminat olarak kabul edilebilecek kıymetler 6183 sayılı kanunun 10. maddesinde sayılmıştır. Buna göre aşağıdaki sayılan kıymetler teminat olarak kabul edilebilecektir. / 104
Teminat Olarak Kabul Edilecek Kıymetler (Madde 10) Para Bankalar tarafından verilen süresiz teminat mektupları Hazine Müsteşarlığınca İhraç Edilen Devlet İç Borçlanma Senetleri veya bunlar yerine geçen belgeler Hükümetçe belli edilecek milli esham ve tahvilat Haczedilen menkul ve gayrimenkul mallar Paranın teminat olarak gösterilmesi bir ödeme demektir. Gecikme zammını durdurur. Bankalar Kanunu gereğince belirlenen limitler dahilinde verilen teminat mektupları, nominal değeri ile kabul edilir. Bu belgelerde nominal bedele faiz dahil edilmişse, yalnızca bu senet veya belgedeki ana para teminat olarak kabul edilir. Bu esham ve tahviller en yakın borsa cetvelleri üzerinden % 15 noksanı ile dikkate alınır Amme borçluları veya bunlar lehine üçüncü şahıslar tarafından gösterilen menkul ve gayrimenkul mallar teminat olarak kabul edilir. Bu tür mallar alacaklı amme idaresince haciz varakalarına istinaden haczedilir. / 104
Menkul veya Gayrimenkullerin Teminat Olarak Gösterilmesi (Madde 10) Teminat olarak para, teminat mektubu, tahvil, hisse senedi ve hazine bonoları gibi menkul kıymetler gösterildiğinde bunlar üzerine haciz işlemi uygulanmaz. Vergi dairesi veznesinde saklanılmakla yetinilir. Menkul veya gayrimenkul malların teminat gösterildiği durumlarda ise 10. Maddenin 5 no.lu bendi uyarınca bu kıymetlerin haciz varakalarına istinaden haczedilmeleri gerekmektedir. (Teminat Haczi) Teminat olarak gösterilen menkul mallara 6183 sayılı kanunun 81. Maddesi uyarınca haczi yapan memurca değer takdir edilir. Borçlunun talebi üzerine bilirkişiye değer tespiti yaptırılmak zorunludur. Gayrimenkul malların haczinde değer takdirinin ne şekilde yapılacağı hususunda 6183 sayılı kanunda özel bir hüküm yoktur. Uygulamada tahsil daireleri tapu ve emlak vergisi tarhına esas olan değerleri dikkate almaktadır. Gerek görülmesi halinde, 6183 sayılı kanunun 91. Maddesi uyarınca satış komisyonu vasıtası ile değer takdiri yoluna gidilmesi gerekir. İştirak halinde mülkiyete konu malların teminat gösterilmesi durumunda, teminat iştirak eden diğer mal sahiplerinin rızasıyla kabul edilebilir. / 104
Menkul veya Gayrimenkullerin Teminat Olarak Gösterilmesi (Madde 10) Teminat olarak gösterilen menkul ve gayrimenkul malların neması borçluya aittir. Kesin haciz uygulanması halinde nemalara tahsil dairesince el konulabilecektir. Bir gayrimenkuldeki teferruat haczedilirken, gayrimenkulün ipotekli olup olmadığının kontrolü gerekir. Gayrimenkul teferruat hariç tutulmak suretiyle ipotek edilmişse bu takdirde teminat olarak verilmek istenen teferruatın menkul mal olarak haczedilmesi, Gayrimenkul teferruat dahil tutulmak suretiyle ipotek edilmişse teminat olarak kabul edilmemesi gerekir. / 104
Teminatın Tamamlanması (Madde 10) Gösterilen teminatın değer kaybetmesi veya borç tutarı arttığında borçludan teminatı tamamlanması talep edilir. Borçlu ilave teminatı göstermediğinde alacağın teminatsız kalan kısmı için ihtiyati haciz yapılır. Amme borçlusu daha önce vermiş olduğu teminatı kısmen veya tamamen aynı değerde kıymetle değiştirilmesini idareden talep edebilir. / 104
Teminatın İadesi (Madde 10) Teminat amme alacağının korunması veya ödenecek safhaya gelmiş amme alacağına yönelik cebri takibatın durdurulması için alınır. Teminat alınmasını gerektiren durumun ortadan kalkması ile iade olunur. Alınmış olan teminatlar ihbarname esasına göre yapılacak tarhiyat üzerine ödemenin yapılması veya yargı yerlerince terkin kararı verilmesi üzerine iade olunur. Yargı aşamasında, ilk derece yargı yerinin terkin kararına karşın idare temyiz yoluna başvurduğunda teminatın iadesi için nihai karar beklenir. (2577/28-1 Maddesi) Teminat, alınmasını gerektiren durum ve borçla sınırlı olarak kullanılır. Mükellefin başka vergi borçlarının olması teminatın bu borç için kullanılması imkanı vermez. / 104
ŞAHSİ KEFALET / 104
Şahsi Kefalet (Madde 11) Teminat sağlayamayan mükellefler, muteber bir şahsı müteselsil kefil ve müşterek borçlu gösterebilirler. Şahsi kefalet, tespit edilecek şartlara uygun olarak, noterden tasdikli sözleşme ile tesis olunur. Alacaklı tahsil dairesi, şahsi kefaleti ve kefil gösterilen kimseyi kabul edip etmemekte serbesttir. Şahsi kefalet asıl olarak Borçlar Kanunu’nda (483-503 maddeleri) düzenlenmiştir. 484 üncü maddede kefillik sözleşmesinin geçerliliği, yazılı biçimde yapılması ve kefilin sorumlu olacağı belli bir miktarın gösterilmesine bağlanmıştır. / 104
TEMİNAT HÜKMÜNDE OLAN EŞYA / 104
Teminat Hükmünde Olan Eşya (Madde 12) Hizmet işletmelerindeki bazı eşya ve malzemeler amme borcuna karşılık teminat hükmünde sayılmıştır. / 104
Teminat Hükmünde Olan Eşya (Madde 12) Kira ile tutulmuş yerlerde, gayrimenkul sahibinin demirbaş olarak kayıtlı eşya ve malzemesi teminat hükmünde değildir. Otel, han ve pansiyonlardaki misafir ve kiracıların kendilerine ait eşyaları teminat hükmünde değildir. Üçüncü şahısların teminat hükmünde olan eşya üzerindeki istihkak iddialarının alacaklı amme idaresinin kanundan doğan teminat hakkını kaldırmayacaktır. İstihkak iddialarında yetkili ve görevli mahkeme, tahsil dairesinin bulunduğu mahaldeki adli mahkemelerdir. / 104
İHTİYATİ HACİZ / 104
İhtiyati Haciz (Madde 13) İleride tahakkuk edecek olan veya tahakkuk etmiş henüz vadesi geçmemiş bulunan ya da vadesi geçtiği halde ödeme emri tebliğ edilmemiş olan amme alacağının tahsil güvenliğini sağlamak üzere yapılan hacze ihtiyati haciz denir. (V.D. İşlem Yönergesi Md 126) 6183 sayılı Kanun uygulamasında ihtiyati haciz, idari bir tasarruf niteliğinde olan icrai bir karara dayanılarak re’sen uygulanır. İcra iflas Kanuna göre uygulanan ihtiyati haciz, yargı kararına dayanılarak icra dairelerince uygulanır. (İcra İflas Kanunu Md.258) İhtiyati haciz kesin (kat’i) haciz hükümlerine göre uygulanır. (6183 s. K. Md. 77, 79, 88) / 104
İhtiyati Haciz (Madde 13) İhtiyati Tahakkuka gerek yoktur. / 104
İhtiyati Haciz (Madde 13) Bir amme borçlusunun değişik safhalarda birden fazla borcunun bulunması halinde, bunlardan biri için ihtiyati haciz nedeninin doğmuş olması diğerleri hakkında yapılacak işlem bakımından özellik teşkil eder. Örnek 1: Borçlunun belli bir ikametgahı yoksa tüm borçları için tedbir kararı alınması gerekir. Örnek 2: Vergi incelemesi sonucu ihtiyati haciz konulacaksa yapılan inceleme sonucunda tarh edilecek vergiler açısından tedbir kararı alınması gerekir. Haciz nedeni belli bir borçla ilgili ise belli bir borçla sınırlı ihtiyati haciz yapılır. / 104
İhtiyati Haciz Kime Yapılır? (Madde 13) Asıl Borçluya (Gerçek ve Tüzel Kişi Mükellefler) Kanuni Temsilcilere Limited Şirket Ortaklarına Şahıs Şirketi Ortaklarına Kefillere, Yabancı Şahıs ve Kurum Temsilcilerine Mirasçılara (Mirası Reddetmemiş Olanlar) / 104
İhtiyati Haciz Kime Yapılır? (Madde 13) Kanuni temsilciler: Anonim şirketlerde yönetim kurulu üyelerinin tümü şirkete ait amme borcunun ödenmesi bakımından kanuni temsilci sayılmakta, (özel belirleme yoksa) bunlar hakkında ihtiyati haciz uygulanabilmektedir. Limited şirket ortakları limited şirket borcundan sorumluluklarına isabet eden kısım için hiçbir şart aranmadan ihtiyati hacze tabidirler. Kanuni temsilci olan şirket müdürü borcun tamamından sorumlu tutulup hakkında ihtiyati haciz uygulanabilmektedir. Eshamlı komandit şirketlerde, dernek ve vakıflarda kanuni temsilciler sorumlulukları ölçüsünde cebri takibata tabi tutulurlar. Küçük ve kısıtlılarda kanuni temsilciler vergi cezası yönünden asıl borçludurlar. Kefil, yabancı kişi ve kurum temsilcileri asıl borçlular gibi cebri takibata tabi tutulurlar. Mirası reddetmemiş mirasçılar, miras hisseleri oranında murisin borçlarından dolayı cebri takibata tabi tutulurlar Şahıs şirketlerinde (kollektif ve adi şirketler) ortaklıkla ilgili borçlardan dolayı şahsi varlıklar üzerine ihtiyati haciz uygulanabilir. / 104
İhtiyati Haciz Nedenleri (Madde 13) İhtiyati haciz sebepleri 6183 sayılı kanunun 13. maddesinde sayılmıştır. Dolayısıyla maddede sayılmayan bir nedenden dolayı ihtiyati haciz kararı alınamaz; alınırsa karar sebep unsuru yönünden hukuka aykırı olur. / 104
İhtiyati Haciz Nedenleri (Madde 13) / 104
İhtiyati Haciz Nedenleri (Madde 13) / 104
İhtiyati Haciz Nedenleri (Madde 13) / 104
İhtiyati Haciz Nedenleri (Madde 13) / 104
İhtiyati Haciz Nedenleri (Madde 13) / 104
İhtiyati Haciz Nedenleri (Madde 13) / 104
İhtiyati Haciz Nedenleri (Madde 13) / 104
İhtiyati Haciz Nedenleri (Madde 13) / 104
İhtiyati Haciz Kararının Alınması ve Uygulanması (Madde13) Yetkili Makam 6183 sayılı kanunun 13. maddesindeki yazılı durumların meydana gelmesi durumunda, ihtiyati haciz kararı herhangi bir müddetle kayıtlı olmaksızın ve mahallin en büyük memuru tarafından alınır. Vergi Dairesi Başkanlıklarının kurulduğu yerde bu karar vergi dairesi başkanına aittir. Alacaklı amme idaresinin il özel idaresi olması durumunda bu karar, valiye; belediyelerde ise belediye başkanına aittir. Kanun, ihtiyati haciz kararının geçici önlem olma niteliğini ve sebeplerinin özelliğini dikkate alarak yetki devrine izin vermemiştir. Kamu düzeni ile ilgili olan bu yetkinin yasa izin vermedikçe idari metin ve işlemlerle başka idari makamlara devri mümkün değildir. / 104
İhtiyati Haciz Kararının Alınması ve Uygulanması (Madde13) İhtiyati Haciz Kararının Muhatabı İhtiyati haciz kararının muhatabı kamu borçlusudur. İhtiyati haciz kararının her kamu borçlusu için ayrı ayrı alınması gerekmektedir. Örneğin şirket için alınan ihtiyati haciz kararının ortaklar için uygulanması mümkün değildir. / 104
İhtiyati Haciz Kararının Alınması ve Uygulanması (Madde13) 6183 sayılı kanunun 13. maddesinin ilk fıkrasında ihtiyati haciz kararının derhal uygulanması öngörülmüştür. İhtiyati haciz hiçbir süreyle kayıtlı olmaksızın uygulanacak, borç ödeninceye veya yargı yoluna gidildiğinde Danıştay’dan nihai karar çıkıncaya kadar devam edecektir. Kanun ihtiyati haciz uygulaması için bir zaman sınırı öngörmemiştir. İhtiyati haciz uygulamasının tahakkuk (tarh) zaman aşımını durdurucu veya kesici bir etkisi yoktur. Eğer kamu alacağı bu süre içerisinde ilgilisine usulüne uygun tebliğ edilmezse alacak zaman aşımına uğrar. Dolayısıyla böyle bir alacak için ihtiyati haciz uygulamasının kanuni bir dayanağı kalmaz. Bu nedenle zamanaşımına uğrayan böyle bir alacak için konmuş olan ihtiyati haciz kararının kaldırılması icap eder. / 104
İhtiyati Haciz (Madde 13)
İhtiyati Hacze Karşı Dava Açma (Madde 15) Haklarında ihtiyati haciz uygulanan kişiler dava açabilir. Dava açma süresi haczin tatbiki, gıyapta yapılan hacizlerde haczin tebliği tarihinden itibaren 7 gündür. 2576 sayılı kanunun vergi mahkemelerinin görevlerini düzenleyen 6. maddesine göre; Vergi Mahkemeleri: a) Genel bütçeye, il özel idareleri, belediye ve köylere ait vergi, resim ve harçlar ile benzeri malî yükümler ve bunların zam ve cezaları ile tarifelere ilişkin davaları, b) (a) bendindeki konularda 6183 sayılı Âmme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulanmasına ilişkin davaları, c) Diğer kanunlarla verilen işleri, çözümler. Dolayısıyla, vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerle bunların zam ve cezalarını güvence altına almak amacıyla alınan ihtiyati haciz kararlarının vergi mahkemelerinde idari davaya konu edilmesi gerekir. / 104
İhtiyati Hacze Karşı Dava Açma (Madde 15) Bunlar dışındaki kamu alacaklarını güvence altına almak amacıyla alınan ihtiyati haciz kararlarının ise idare mahkemelerinde idari davaya konu edilmeleri olanaklıdır. Yetkili yargı merci haciz kararını alan mahallin en büyük memurunun bulunduğu yerdeki idare mahkemesi ile ilerde ödeme emri düzenleyecek olan idarenin bulunduğu yerdeki vergi mahkemesidir. Borçlunun huzuru ile yapılan ihtiyati haciz uygulamalarında dava açma süresi, uygulama tarihinden itibaren başlar. İhtiyati haciz uygulamalarının borçlunun gıyabında yapıldığı durumlarda idari dava açma süresi, haczin kamu borçlusuna tebliğ tarihinden itibaren başlar. / 104
İhtiyati Hacze Karşı Dava Açma (Madde 15) Böyle bir borcu bulunmadığını, tarhiyat ihbarnamesinin hatalı olduğunu, borcun zamanaşımına uğradığını, borç tutarının yanlış olduğunu ileri süremez. / 104
İhtiyati Hacze Karşı Dava Açma (Madde 15) 2577 sayılı kanunun 28. maddesine göre; haciz ve ihtiyati haczin iptali yönünde verilen kararların gereklerini yerine getirme zorunluluğu, idare ve vergi mahkemelerince verilen diğer iptal kararlarından farklı olarak, bu kararların kesinleşmesinden sonra doğar. Diğer yandan 2577 sayılı kanunda vergi mahkemelerinin verdiği kararlar nihai karar olarak kabul edilmemekte, duruma göre bölge idare mahkemesi veya Danıştay’a gidilebileceği belirtilmektedir. Dolayısıyla vergi mahkemesinin verdiği kararlar böyle bir durumda kesinlik arz etmemektedir. Böyle bir durumda 2577 sayılı kanunun 28. madde uyarınca idarenin işlem tesis etmesi de nihai kararın verilmesine kadar ertelenmektedir. İhtiyati hacze dava açılmayıp haczin sebep unsuru olan tarhiyata dava açılması ve ilk derece mahkemesince tarhiyatın kısmen veya tamamen kaldırılmasına yönelik karar verilmesi ve bu kararın kesinleşmesi halinde ihtiyati haczin kaldırılması gerekmektedir. Hem tarhiyata hem de ihtiyati hacze dava açıldığı durumlarda yargı organları tarafından tarhiyatın terkinine karar verilmesi ve kararın kesinleşmesi durumunda ihtiyati hacze ilişkin davanın sonucu beklenmeksizin ihtiyati haciz kararı kaldırılır. / 104
İhtiyati Haczin Kaldırılması (Madde 16) / 104
İHTİYATİ TAHAKKUK / 104
İhtiyati Tahakkuk (Madde 17) İleride tahakkuk edecek olan amme alacağının daha önceden tahsil güvenliğini sağlamak için yapılan tahakkuka ihtiyati tahakkuk denir. (İ.Y. Md.80) 6183 sayılı kanuna göre ihtiyati tahakkuk sadece vergiden kaynaklanan kamu alacakları için öngörülmüş bir koruma yöntemidir. Diğer kamu alacakları için bu yöntemin uygulanması mümkün bulunmamaktadır. 6183 sayılı kanun 17. maddesinde vergi ve resimlerden bahsedilmiştir. Bu yüzden harçlar ve vergi benzeri yükümlülükler için ihtiyati tahakkuk uygulaması mümkün gözükmemektedir. / 104
İhtiyati Tahakkuk Kapsamı (Madde 17) İhtiyati tahakkuk kapsamına giren vergi ve resimler Gelir Vergisi (Geçici Vergi dahil) Kurumlar Vergisi (Geçici Vergi dahil) Katma Değer Vergisi Damga Vergisi Özel Tüketim Vergisi Özel İletişim Vergisi Şans Oyunları Vergisi Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi Veraset ve İntikal Vergisi Bu vergilerin gecikme faizi ve vergi aslına bağlı vergi cezaları Gelir ve Kurumlar vergisine mahsup edilmek üzere tarh ve tahakkuk ettirilen geçici verginin asıllarının aranılmayacağı durumlarda, maddenin öngördüğü şartların varlığı halinde ihtiyati tahakkuk, bu vergi için hesaplanan gecikme faizi ve bu vergiye bağlı vergi cezaları için uygulanacaktır. / 104
İhtiyati Tahakkuk Nedenleri (Madde 17) / 104
İhtiyati Tahakkuk Nedenleri (Madde 17) / 104
İhtiyati Tahakkuk Nedenleri (Madde 17) / 104
İhtiyati Tahakkuk Nedenleri (Madde 17) / 104
İhtiyati Tahakkuk Nedenleri (Madde 17) / 104
İhtiyati Tahakkuk Nedenleri (Madde 17) / 104
İhtiyati Tahakkuk Nedenleri (Madde 17) / 104
İhtiyati Tahakkukun Uygulanması (Madde 17) İhtiyati Tahakkuk sebeplerin bulunması durumunda, vergi dairesi müdürünün yazılı talebi üzerine, ihtiyati tahakkuk kararı vergi dairesi başkanı, vergi dairesi başkanlığı bulunmayan yerlerde ise defterdar tarafından verilir. / 104
İhtiyati Tahakkukun Neticeleri (Madde 18) İlgili mercilerin yazılı emri üzerine mükellefin ihtiyati tahakkuka konu olacak vergi ve resimler ile bunların zam ve cezalarından miktarı belli olanlar derhal tahakkuk ettirilir. Geçmiş yıllara veya içinde bulunulan yılın geçen aylarına ait olan ve miktarı bilinmeyen vergi ile resimler ve bunlara bağlı alacaklar için takdir komisyonunun takdir kararına göre hareket edilir. Bu şekilde tahakkuk ettirilen vergi, resim, zam ve cezalar kanunlarına göre ödeme zamanları gelmedikçe tahsil olunmazlar; bunlar için ihtiyati haciz uygulanmakla yetinilir. Zira; ihtiyati tahakkukun amacı, kamu alacağının hemen tahsili değil; ödeme zamanına kadar güvence altına alınmasıdır. Vergi, resim ve bunların zam ve cezaları ile ilgili asıl tahakkuk kesinleştiğinde ihtiyati tahakkuk kesinleşen bu tahakkuka ve 19. maddedeki esaslara göre düzeltilir. / 104
İhtiyati Tahakkukun Kesin Tahakkuka Göre Düzeltilmesi (Madde 19) / 104
İhtiyati Tahakkukun Düzeltilmesi Zamanı (Madde 19) / 104
Amme İdaresi ile 3. Şahıslar Arasında Hacze İştirak (Madde 21) / 104
Amme İdaresi ile 3. Şahıslar Arasında Hacze İştirak (Madde 21) Haciz konulan mal alacaklılar arasında aşağıdaki sıraya göre paylaştırılır: / 104
Amme İdaresi ile 3. Şahıslar Arasında Hacze İştirak (Madde 21) Borçlunun iflası, mirasın reddi ve terekenin resmi tasfiyeye tabi tutulması hallerinde amme alacakları imtiyazlı alacak olarak üçüncü sırada yer alacaktır. Üçüncü sırada, bu sıranın önceliğini alan bir alacağın bulunması halinde, amme alacakları da öncelikli alacakla aynı sırada yer alacak ve bu alacaklar tamamen tahsil edilinceye kadar diğer imtiyazlı alacaklara bir pay ayrılmayacaktır. Öncelik hakkı bulunan alacak ile amme alacağı toplamının, bu sıraya tahsis edilen tutardan fazla olması halinde ise tahsis edilen tutarın garameten taksim edileceği tabiidir. Üçüncü sırada yer alan alacaklar arasında önceliğe sahip bir alacağın bulunmaması halinde, amme alacağı ile bu sırada yer alan alacaklar birlikte işleme tabi tutularak garameten taksim suretiyle paylarını alacaklardır. / 104
Amme İdaresi ile 3. Şahıslar Arasında Hacze İştirak (Madde 21) Birinci Sıra: İşçilerin tahakkuk etmiş ihbar ve kıdem tazminatları, işçiler için kurulan yardım sandıkları, tesis veya derneklere olan borçları ve nafaka alacakları İkinci Sıra: Velayet ve vesayet nedeniyle malları borçlunun idaresine bırakılan kimselerin bu ilişki nedeniyle doğmuş olan tüm alacakları Üçüncü Sıra: Özel kanunlarında imtiyazlı olduğu belirtilen alacaklar. Amme alacakları imtiyazlı alacak olarak bu sırada yer alacaktır. (Seri A-1 S.N. Tahsilat G.T) Dördüncü Sıra: İmtiyazlı olmayan diğer bütün alacaklar. / 104
Amme Alacağı Ödenmeden Yapılmayacak İşlemler ile İşlem Yapanların Sorumlulukları / 104
Amme Alacağı Ödenmeden Yapılmayacak İşlemler ile İşlem Yapanların Sorumlulukları (22/A) 6183 sayılı Kanuna 5766 sayılı Kanunun 2 inci maddesiyle eklenen 22/A maddesinde; i) 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamına giren kurumların bu Kanun kapsamında hak sahiplerine yapacakları ödemeler sırasında, ii) Kanun, kararname ve diğer mevzuatla nakdi olarak sağlanan Devlet yardımları, teşvikler ve destekler nedeniyle yapılacak ödemelerde, iii) 492 sayılı Harçlar Kanununa ekli; - (1) sayılı tarifenin "C) Ticaret sicil harçları"ndan sadece "I. Kayıt ve tescil harçları"na, - (2) sayılı tarifede yer alan Noter Harçlarından "I.1" ve "II.1" de yer alan senet, mukavelename ve kağıtlardan alınan harçlara, - (4) sayılı tarifede yer alan Tapu ve Kadastro işlemlerinden alınacak harçlardan "I-Tapu işlemleri"ne ilişkin alınan harçlara, / 104
Amme Alacağı Ödenmeden Yapılmayacak İşlemler ile İşlem Yapanların Sorumlulukları (22/A) - (7) sayılı tarifede yer alan Gemi ve Liman Harçlarına, - (8) sayılı tarifede yer alan İmtiyazname, Ruhsatname ve Diploma Harçlarından "VII-Okul diplomaları"na ilişkin harçlar hariç tarifede düzenlenen diğer tüm harçlara, - (9) sayılı tarifede yer alan Trafik Harçlarına,mevzu işlemler sırasında, iv) 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununda yer alan bina inşaat harcı ve yapı kullanma izin harcına mevzu işlemler sırasında, Maliye Bakanlığı’na bağlı tahsil dairelerine vadesi geçmiş borcun bulunmadığına ilişkin belge aranılması zorunluluğu getirmeye Maliye Bakanlığını yetkili kılmaktadır. / 104
Amme Alacağı Ödenmeden Yapılmayacak İşlemler ile İşlem Yapanların Sorumlulukları (22/A) Madde hükmünün Bakanlığa verdiği yetkiye istinaden; 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamına giren kurumların bu Kanun kapsamında hak sahiplerine 2.000 liranın üzerinde yapacakları ödemeler sırasında, Kanun, kararname ve diğer mevzuatla nakdi olarak sağlanan Devlet yardımları, teşvikler ve destekler nedeniyle kurumların ilgililere yapacakları ödemeler sırasında, Hak sahiplerinin ve ilgililerin Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerine vadesi geçmiş borçlarının bulunmadığına ilişkin vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belge aranılması zorunluluğu getirilmiştir. Ancak, eğitim ve öğretime yönelik olarak öğrenim bursu ve öğrenimle ilgili diğer adlarla ya da 6183 sayılı Kanunun 105 inci maddesinde sayılan tabii afetlere maruz kalanlara verilen Devlet yardımları, teşvikler ve destekler nedeniyle yapılacak ödemelerde bu zorunluluk aranılmayacaktır. / 104
şeklinde belirlenmiştir. Amme Alacağı Ödenmeden Yapılmayacak İşlemler ile İşlem Yapanların Sorumlulukları (22/A) Maddenin verdiği yetkiye istinaden "vadesi geçmiş borç" olarak değerlendirilmek üzere madde kapsamına giren amme alacakları; Tür olarak; yıllık gelir, yıllık kurumlar, katma değer, özel tüketim, özel iletişim ve banka ve sigorta muameleleri vergileri, gelir ve kurumlar vergisine ilişkin tevkifatlar ve geçici vergiler ile bu vergi türlerine ait vergi ziyaı cezaları, gecikme zam ve faizleri, Tutar olarak; kapsama giren amme alacaklarının toplam 1.000,- lirayı aşan tutarı, şeklinde belirlenmiştir. / 104
Amme Alacağı Ödenmeden Yapılmayacak İşlemler ile İşlem Yapanların Sorumlulukları (22/A) Vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belge arama zorunluluğu getirilen kurum ve kuruluşlarca yapılacak ödeme/işlemler sırasında, tahsil dairelerinin verdiği bilgiye istinaden kapsama giren alacak türlerinin toplam tutarının 1.000,- lirayı aşmaması halinde, borcun bulunmadığı kabul edilerek gerekli ödeme/işlemler yapılacaktır. Vadesi geçtiği halde ödenmemiş borç bulunmakla birlikte, yargı mercilerince amme alacağının takibinin durdurulmasına karar verilmesi halinde kapsama giren tür ve tutarda borç bulunmasına rağmen vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belge "ödeme/işlem yapılmasına muvafakat edildiğini" belirten bir ifadeyle tanzim edilerek borçluya verilecektir. Tecil edilmiş amme alacakları, tecil şartlarına uygun olarak ödendiği müddetçe vadesi geçmiş borç olarak dikkate alınmayacaktır. Bu belgeler tanzim edildiği tarihten itibaren 15 gün süre ile geçerli kabul edilecektir. / 104
4734 sayılı Kanun Kapsamında Olan İdareler: Amme Alacağı Ödenmeden Yapılmayacak İşlemler ile İşlem Yapanların Sorumlulukları (22/A) 4734 sayılı Kanun Kapsamında Olan İdareler: - Genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri ile özel bütçeli idareler, il özel idareleri ve belediyeler ile bunlara bağlı; döner sermayeli kuruluşlar, birlikler (meslekî kuruluş şeklinde faaliyet gösterenler ile bunların üst kuruluşları hariç) ve tüzel kişiler. - Kamu iktisadi kuruluşları ile iktisadi devlet teşekküllerinden oluşan kamu iktisadi teşebbüsleri. - Sosyal güvenlik kuruluşları, fonlar, özel kanunlarla kurulmuş ve kendilerine kamu görevi verilmiş tüzel kişiliğe sahip kuruluşlar (meslekî kuruluşlar ve vakıf yüksek öğretim kurumları hariç) ile bağımsız bütçeli kuruluşlar. - Yukarıda belirtilenlerin doğrudan veya dolaylı olarak birlikte ya da ayrı ayrı sermayesinin yarısından fazlasına sahip bulundukları her çeşit kuruluş, müessese, birlik, işletme ve şirketler. - Yapım ihalelerine münhasır olmak üzere, 4603 sayılı Kanun kapsamındaki bankalar. (Ziraat ve Halk Bankası) / 104
Amme Alacağı Ödenmeden Yapılmayacak İşlemler ile İşlem Yapanların Sorumlulukları (22/A) Hak sahiplerine 2.000 liranın üzerinde bir tutarda ödeme yapılması gereken hallerde, borçlunun da talebi alınmak suretiyle borç tutarı kadar kısım ilgili tahsil dairelerine bakiyesi de borçluya ödenebilecektir. Ayrıca, borç tutarının yapılacak ödemeden yüksek veya buna eşit olduğu durumlarda da borçlunun talebi üzerine ödenecek tutar ilgili tahsil dairesine aktarılabilecektir. Borçlunun talebi üzerine kesinti yapan kurum; - Genel bütçeli idare ise muhasebe işlem fişinin düzenlendiği tarihte, - Genel bütçe dışında bir idare ise kesilen tutarın tahsil dairesi hesaplarına yatırıldığı tarihte, ödeme yapılmış sayılacağından, ödeme tarihine kadar geçen süre için amme alacağına 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre gecikme zammı hesaplanacaktır. / 104
Amme Alacağı Ödenmeden Yapılmayacak İşlemler ile İşlem Yapanların Sorumlulukları (22/A) Vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belgeyi aramadan ödeme/işlemleri yapan kurum ve kuruluşlara, borçlunun bağlı bulunduğu takibe selahiyetli tahsil dairesince, iki bin lira idari para cezası tatbik edilecektir. / 104
İPTAL DAVALARI / 104
Bazı Tasarruf ve Muameleler Aleyhine İptal Davası Açma (Madde 24-30) İptal Davası: Alacağın ödenmesine engel olmak için borçlunun yaptığı ve alacaklılarına zarar veren bir kısım tasarruf ve muamelelerin hükümsüz sayılmasını sağlayan dava şeklidir. 6183 sayılı Kanunun 24-30 uncu maddelerinde, iptal davasına yönelik düzenlemeler yer almaktadır. / 104
İptal Davasına Konu Olacak Tasarruf ve Muameleler (Madde 24-30) / 104
Bazı Tasarruf ve Muameleler Aleyhine İptal Davası Açma (Madde 24-30) İptal davası için yetkili mahkeme adli yargı yerleridir. Dava alacağın miktarına göre sulh hukuk veya asliye hukuk mahkemesidir. İptal davası amme borçlusunun bu Kanunun 27, 28, 29 ve 30 uncu maddelerindeki tasarruf ve muameleleri yaptığı kişilere karşı açılır.(Md. 25) 6183 sayılı Kanunun 27, 28, 29 ve 30 uncu maddelerinde öngörülen tasarruf ve muamelelerin vukuu tarihinden itibaren 5 yıl geçtikten sonra iptal davası açılması mümkün değildir. (Hak düşürücü süre) Kanunda süreyi kesen veya durduran sebepler ile ilgili olarak herhangi bir belirleme yapılmamıştır. / 104
İvazsız Tasarrufların Hükümsüzlüğü (Madde 27) Asıl borçludan tahsil imkanının bulunmaması Amme alacağı Kesinleşmiş olacak 1-Mal Beyanında Bulunmayan 2-Amme alacağını karşılayacak malı bulunmayan 1-Ödeme müddetinin başladığı tarihten geriye doğru 2 yıl içinde Yapılan bağışlama ve ivazsız tasarruflar iptal davası kapsamındadır. 3-Bildirdiği malı amme alacağını karşılamaya yetmeyen 2-Ödeme süresinin başlamasından sonra yapılan Bağışlama: Bir karşılık beklemeden malının tamamını veya bir kısmını diğer tarafa temlik etmesidir. (Borçlar Kanunu Md. 234) İvazsız Tasarruf: karşılık alınmadan yapılan işlemlerdir. / 104
Bağışlama Sayılan Tasarruflar (Madde 28) / 104
Hükümsüz Sayılan Diğer Tasarruflar (Madde 29) Asıl borçludan tahsil imkanının bulunmaması Amme alacağı Kesinleşmiş olacak 1-Mal Beyanında Bulunmayan 2-Amme alacağını karşılayacak malı bulunmayan 1-Ödeme müddetinin başladığı tarihten geriye doğru 2 yıl içinde Yapılan aşağıdaki tasarruflar iptal davası kapsamındadır. 2-Bildirdiği malı amme alacağını karşılamaya yetmeyen 2-Ödeme süresinin başlamasından sonra yapılan / 104
Hükümsüz Sayılan Diğer Tasarruflar (Madde 29) / 104
Hükümsüz Sayılan Muameleler (Madde 30) Asıl borçludan tahsil imkanının bulunmaması Amme alacağı Kesinleşmiş olacak 1-Amme alacağını karşılayacak malı bulunmayan Amme alacağının tahsiline imkan bırakmamak maksadıyla Yapılan aşağıdaki muameleler iptal davası kapsamındadır. 2-Bildirdiği malı amme alacağını karşılamaya yetmeyen / 104
Hükümsüz Sayılan Muameleler (Madde 30) / 104
Üçüncü Şahısların Hakları ve Mecburiyetleri (Madde 31) / 104
LİMİTED ŞİRKETLERİN AMME BORÇLARI / 104
Limited Şirket Ortaklarının Sorumluluğu (Madde 35) 6183 sayılı Kanunun 35 inci maddesi 5766 sayılı Kanunla yapılan düzenlemelerle; “Limited şirket ortakları şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olurlar ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulurlar. Ortağın şirketteki sermaye payını devretmesi halinde, payı devreden ve devralan şahıslar devir öncesine ait amme alacaklarının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulur. Amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda pay sahiplerinin farklı şahıslar olmaları halinde bu şahıslar, amme alacağının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulur.” şeklini almıştır. / 104
Limited Şirket Ortaklarının Sorumluluğu (Madde 35) Limited şirket borçlarından sorumlu olan gerçek veya tüzel kişi ortaklar, 6183 sayılı Kanunun 3 üncü maddesi uyarınca amme borçlusu olup, bu Kanun hükümlerine göre takip edilecektir. / 104
Limited Şirket Ortaklarının Sorumluluğu (Madde 35) Limited şirket ortaklarının kimliği ve şirketteki sermaye hisselerine ilişkin bilgiler; şirketin Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edilen ana sözleşmesinde, bu sözleşmede yapılan değişikliklerde, pay devrinin tescil ve ilan edilmemiş olduğu hallerde ise pay defterinde yer almaktadır. / 104
Limited Şirket Ortaklarının Sorumluluğu (Madde 35) 6183 sayılı Kanunun 35 inci maddesi uyarınca limited şirket ortakları hakkında takibe geçilebilmesi için, Kanunun 54 ve müteakip maddelerine göre şirket hakkında yapılan takip muameleleri sonucunda amme alacağının şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilememesi veya tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması gerekmektedir. / 104
Limited Şirket Ortaklarının Sorumluluğu (Madde 35) 5766 sayılı Kanunla 6183 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinde yapılan değişiklikle; Tahsil edilemeyen amme alacağı terimi; “Amme borçlusunun bu Kanun hükümlerine göre yapılan mal varlığı araştırması sonucunda haczi kabil herhangi bir mal varlığının bulunmaması, haczedilen mal varlığının satılarak paraya çevrilmesine rağmen satış bedelinin amme alacağını karşılamaması gibi nedenlerle tahsil edilemeyen amme alacaklarını,” Tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağı terimi; “Amme borçlusunun haczedilen mal varlığına bu Kanun hükümlerine göre biçilen değerlerin amme alacağını karşılayamayacağının veya hakkında iflas kararı verilen amme borçlusundan aranılan amme alacağının iflas masasından tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması gibi nedenlerle tahsil dairelerince yürütülen takip muamelelerinin herhangi bir aşamasında amme borçlusundan tahsil edilemeyeceği ortaya çıkan amme alacaklarını,” şeklinde tanımlanmıştır. / 104
Limited Şirket Ortaklarının Sorumluluğu (Madde 35) Kanunun 35 inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince, ortağın şirketteki sermaye payını devretmesi halinde, payı devreden ve devralan şahıslar devir öncesine ait olan ve devir tarihi itibarıyla ödenmemiş bulunan amme alacaklarının ödenmesinden hisseleri oranında müteselsilen sorumlu tutulacaktır. Kanunun 35 inci maddesinin üçüncü fıkrası gereğince, amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda pay sahiplerinin farklı şahıslar olmaları halinde bu şahıslar, amme alacağının ödenmesinden hisseleri oranında müteselsilen sorumlu tutulacaktır. / 104
Limited Şirket Ortaklarının Sorumluluğu (Madde 35) Buna göre; limited şirket ortakları hakkında yapılacak takipte aşağıdaki hususlara dikkat edilecektir. Öncelikle şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda şirket ortaklarının kimler olduğu ve bu ortakların sermaye hisseleri; şirket ana sözleşmesi, ana sözleşme değişikliği veya pay defterindeki kayıtlardan tespit edilecektir. Her bir ortağın sermaye hissesine göre takip konusu olan amme alacağından sorumlu olduğu tutar belirlenecektir. Ortağın, hissesini devredip devretmediği araştırılacak, hisse devrinin söz konusu olduğu hallerde, devralan şahsın devir tarihi itibarıyla vadesi geldiği halde ödenmemiş şirket borçlarından sorumlu tutulacağı tutar tespit edilecektir. Ortaklar hakkında takip muamelesine 6183 sayılı Kanunun 55 inci maddesine göre tanzim edilecek ödeme emrinin tebliği suretiyle başlanılacaktır. Teminat isteme, ihtiyati haciz, ihtiyati tahakkuk ve diğer koruma hükümleri, yeterli şartların varlığı halinde amme borçlusu sayılan ortak hakkında da uygulanacaktır. / 104
KANUNİ TEMSİLCİLERİN SORUMLULUĞU / 104
Kanuni Temsilcilerin Sorumluluğu Mük 35 6183 sayılı Kanunun mükerrer 35 inci maddesinde kanuni temsilcilerin sorumlulukları düzenlenmiştir. Madde başlığında yer alan “kanuni temsilciler” ifadesi; tüzel kişilerin, küçüklerin ve kısıtlıların kanuni temsilcilerini, tüzel kişiliği olmayan teşekkülü idare edenleri, yabancı şahıs veya kurumların Türkiye’deki mümessillerini kapsamaktadır. Kanunun 3 üncü maddesinde, amme borçlusu veya borçlu teriminin, amme alacağını ödemek mecburiyetinde olan gerçek ve tüzel kişileri ve bunların kanuni temsilcilerini veya mirasçılarını ve vergi mükelleflerini, vergi sorumlusunu, kefili ve yabancı şahıs ve kurumlar temsilcilerini ifade ettiği hükme bağlanmıştır. Kanunun amme borçlusu saydığı kanuni temsilcilerin kimler olduğu ve sorumluluklarının şekli Türk Medeni Kanunu, Borçlar Kanunu, Türk Ticaret Kanunu ve ilgili diğer mevzuatta belirlenmiştir. Buna göre, ilgili mevzuatta belirlenen tüzel kişiliği haiz kuruluşlar için ayrıca ticaret siciline tescil ve Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edilen ana sözleşmelerinde ve bu sözleşmelerde aynı usulle yapılan değişikliklerde tayin edilen kanuni temsilciler, 6183 sayılı Kanunun mükerrer 35 inci maddesi ile amme alacağının ödenmesinden de sorumlu tutulmuşlardır. / 104
Kanuni Temsilcilerin Sorumluluğu Mük 35 5766 sayılı Kanunun 4 üncü maddesiyle 6183 sayılı Kanunun mükerrer 35 inci maddesine “Amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda kanuni temsilci veya teşekkülü idare edenlerin farklı şahıslar olmaları halinde bu şahıslar, amme alacağının ödenmesinden müteselsilen sorumlu tutulur.” hükmü eklenmiştir. Bu hükme göre, amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda farklı kişilerin kanuni temsilci olması halinde söz konusu kişiler, amme alacağından müteselsilen sorumlu tutularak, Kanunun mükerrer 35 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca takip edilecektir. / 104
Kanuni Temsilcilerin Sorumluluğu Mük 35 Takip işlemlerine, kanuni temsilciler adına 6183 sayılı Kanunun 55 inci maddesine göre düzenlenecek ödeme emri tebliği suretiyle başlanılacaktır. Amme borçlusunun birden fazla kanuni temsilcisi bulunduğu takdirde, ilgili kanunlara göre kanuni temsilcilerin sorumluluk şekline bakılacak ve müşterek ve müteselsil sorumlu olanlar hakkında tahsil edilemeyen veya edilemeyeceği anlaşılan amme alacağının tamamı için her birine ayrı ayrı ödeme emri düzenlenmek suretiyle takibe geçilecektir. Yeterli şartlar oluştuğu takdirde, teminat isteme, ihtiyati haciz, ihtiyati tahakkuk ve diğer korunma hükümlerinin amme borçlusunun yanı sıra amme borçlusu sayılan kanuni temsilciler hakkında da uygulanması cihetine gidilecektir. / 104
YURT DIŞI ÇIKIŞ TAHDİDİ / 104
Yurtdışına Çıkması Sakıncalı Görülen Mükelleflerin İlgili Kuruluşlara Bildirilmesi (6183-36/A mad.) Yurt dışı çıkış tahdidi uygulaması amme alacaklarının tahsil güvenliğini sağlamak üzere 6183 sayılı Kanunun amme alacaklarının korunması ile ilgili hükümleri içerisinde yeni bir müessese olarak 5766 sayılı Kanunla 36/A maddesi olarak düzenlenmiştir. Yurt dışı çıkış tahdidi, Devlete ait olup, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu ile 4458 sayılı Gümrük Kanunu kapsamına giren amme alacakları ile bu alacaklara ilişkin zam ve cezalar için uygulanabilecektir. Dolayısıyla, Devlete ait olmakla birlikte anılan kanunlar kapsamında olmayan amme alacakları ile il özel idareleri ve belediyelere ait amme alacakları için yurt dışı çıkış tahdidi uygulanmayacaktır. / 104
Yurtdışına Çıkması Sakıncalı Görülen Mükelleflerin İlgili Kuruluşlara Bildirilmesi (6183-36/A mad.) Yurt dışı çıkış tahdidi, 6183 sayılı Kanunun 36/A maddesi kapsamında borçları bulunan ve Kanunun 3 üncü maddesinde sayılan borçluların uyruğuna bakılmaksızın gerçek kişiler hakkında uygulanacaktır. Anılan maddede “Amme borçlusuyla birlikte amme alacağının ödenmesinden sorumlu olan ve bu Kanuna göre amme borçlusu sayılan kişiler hakkında da bu maddede yer alan esaslara göre yurt dışı çıkış tahdidi uygulanır.” hükmüne yer verilmiştir. Bu hükme göre, tüzel kişilerin borçları nedeniyle bu kişilikleri temsile yetkili bulunan kişilere kanuni temsilci sıfatlarıyla takibe başlanılmak üzere ödeme emri tebliğ edilmeden önce yurt dışı çıkış tahdidi tatbik edilmeyecektir. Öte yandan, amme borçlusundan aranılan alacağın ödenmesinden sorumlu olan diğer amme borçluları hakkında da yurt dışı çıkış tahdidi ödeme emri tebliği esasına bağlı olarak tatbik edilebilecektir. / 104
Yurtdışına Çıkması Sakıncalı Görülen Mükelleflerin İlgili Kuruluşlara Bildirilmesi (6183-36/A mad.) Amme borçlusu hakkında yurt dışı çıkış tahdidi uygulanabilmesi için, ödeme emri tebliğ tarihini takip eden 7 gün içerisinde amme alacaklarının ödenmemiş olması gerekmektedir. Dolayısıyla vadesinde ödenmemiş amme alacağı için borçluya ödeme emri tebliğ edilmeden yurt dışı çıkış tahdidi tatbik edilmeyecektir. 6183 sayılı Kanun hükümleri uyarınca hakkında ihtiyati haciz kararı alınmış olanlar hakkında da yurtdışı çıkış tahdidi uygulanacaktır. Kanuni temsilci, ortak gibi amme borçlusuyla birlikte amme alacağının ödenmesinden sorumlu olan şahıslar hakkında da ihtiyati haciz kararı alınmış ise bu kişiler hakkında ödeme emri tebliğ edilip edilmediğine bakılmaksızın yurt dışı çıkış tahdidi uygulanabilecektir. / 104
Yurt Dışına Çıkış Yasağı Konulmasını Gerektiren Vergi Borcunun Tespiti (6183-36/A Mad.) 29.06.2008 tarihinden itibaren Yurt dışına çıkış yasağı konulmasını gerektiren borç tutarı 100 bin Türk Lirasıdır. Bu miktarın tespitinde; kesinleştiği halde ödenmemiş alacaklardan ödeme emri tebliğ edilmiş olanlar ile varsa ihtiyati tahakkuk ve ihtiyati haciz uygulamasına konu amme alacaklarının toplamı dikkate alınacaktır. Bu miktarın altında borcu bulunan şahıslar hakkında tahsil dairelerince yurt dışına çıkış yasağı uygulanmayacaktır. / 104
Yurt Dışına Çıkış Yasağı Konulmasını Gerektiren Vergi Borcunun Tespiti (6183-36/A Mad.) Miktarın Tespitinde Dikkate Alınmayacak Borçlar Tarhiyat safhasında olan veya tarhiyata ilişkin olarak yaratılan ihtilaflar nedeniyle kesinleşmemiş olan amme alacakları, 6183 sayılı Kanunun 48. maddesi uyarınca tecil edilmiş ya da sair nedenlerle teminat altına alınmış alacaklar, İlgili mevzuat gereğince istenilen belgelerin borçlu tarafından tam ve eksiksiz olarak tahsil dairesine ibraz edilmiş olması koşuluyla nakden veya mahsuben iadesi talep edilen borç miktarı, Cebri takip sonucu haczedilen malların değeri kadar borç miktarı, 6183 sayılı Kanunun 75 nci maddesi uyarınca aciz halinde olduğu tespit edilen borçlular ile haklarında iflas kararı veya iflas erteleme kararı bulunan tüzel kişilerin borçlarından sorumlu olan kişiler hakkında şahsi iflas kararları bulunmuyorsa yurtdışına çıkış yasağı uygulanmayacaktır. / 104
Yurt Dışına Çıkış Yasağı Uygulanması Gerekenlerle İlgili Bildirimler Amme borçlusu hakkında uygulanan yurt dışı çıkış tahdidi; Borcun ödenmesi, Amme alacağına karşılık teminat alınması, Alacağın tecil edilmesi, Borçlunun aciz halinin tespit edilmesi, Yargı mercilerince amme alacağının takibinin durdurulmasına karar verilmesi, Takibin kanunen durdurulması gereken diğer hallerin bulunması, durumlarında alacaklı tahsil dairesinin talebi üzerine ilgili makamlarca kaldırılacaktır. / 104
Yurt Dışına Çıkış Yasağı Uygulanması Gerekenlerle İlgili Bildirimler Yurt dışı çıkış tahdidine muhatap olan borçluların hastalık, iş bağlantısı ve benzeri zaruri nedenlerden dolayı tahsil dairelerine yapacakları müracaat üzerine durumları tahsil dairesince değerlendirilecek ve borçluların karşılaştıkları olumsuz sonuçlarının önlenmesi açısından uygun görülmesi halinde tatbik edilen tahditler kaldırılabilecektir. Bu şekilde yurt dışı çıkış tahdidinin kaldırılmış olması yeniden tatbikine engel teşkil etmemektedir. / 104
Yurt Dışına Çıkış Yasağı Uygulanması Gerekenlerle İlgili Bildirimler (İ.Y. Md. 125) Yurt dışına çıkış yasağının, tüzel kişiliğin borçlarından dolayı birden fazla kanuni temsilcisi hakkında uygulanmış olması halinde, yasağın kaldırılması için en az bir kanuni temsilci hakkında bu yasağın devam ettirilmesi gerekmektedir. / 104
Teşekkür Ederiz.