TİCARET HUKUKU BİLGİSİ Ticaret Sicili
Ticaret Sicili ve Diğer Siciller Türk hukukunda resmi şekilde kayıtların tutulduğu çok sayıda sicil veya kütük mevcuttur. Örneğin tapu sicili, gemi sicili, marka sicili, tasarım sicili, trafik sicili, maden sicili, sigorta acenteleri sicili, dernekler sicili, finansal kiralama sicili, sermaye piyasası araçları sicili, sanayi sicili, esnaf ve sanatkârlar sicili, evlenme kütüğü, mülkiyeti muhafaza sicili gibi. Ticaret sicili de bunlarda olduğu gibi bilinmesinde üçüncü şahıslar yönünden fayda ve hatta gereklilik bulunan, ticari işletmeler ve tacirlerle ilgili bazı işlemlerin kaydedildiği resmi bir sicildir. Ticaret sicili resmi sicil (MK md. 7) niteliğinde olduğu için, bu tür sicillerin temel özelliği olan “SİCİLLERİN İÇİNDEKİLERİN DOĞRU OLMADIĞI KANITLANAMADIĞI MÜDDETÇE DOĞRU KABUL EDİLİR” KURALINA TABİDİR.
Fonksiyonları Ticaret sicili bir deftere verilen isim olmaktan öte ticari işletme ile ilgili bazı konu veya hususiyetlerin alenileşmesine yahut bazı hakların kazanılmasında işlev gören, belirli iş ve işlemlerin kaydedildiği RESMİ NİTELİKTE VE HERKESE AÇIK BİR SİCİLDİR. Ticaret sicili ile ilgili hukuki düzenlemeler esas itibarıyla TTK md. 24-38 hükümlerinde yer almaktadır. TTK md. 24, f. 2 gereği çıkartılması gereken yönetmelik 27.01.2013 tarih ve 28541 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir (TSY).
Ticaret Sicili Teşkilatı Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın gözetiminde olmak üzere sicil işlemleri ticaret ve sanayi veya ticaret odaları bünyesinde kurulacak ticaret sicil memurlukları tarafından gerçekleştirilir. TİCARET VE SANAYİ ODASI VEYA TİCARET ODASI BULUNAN YERLERDE BİR TİCARET SİCİLİ MEMURLUĞU KURULUR. Oda olmayan veya yeterli teşkilatı bulunmayan odaların olduğu yerlerde ticaret sicil işleri Sanayi (Gümrük) ve Ticaret Bakanlığı’nca tespit edilecek o il dâhilindeki yeterli teşkilata sahip odalardan birinin ticaret sicili memurluğu tarafından yürütülür (TTK md. 24, f. 1).
Ticaret Sicili Teşkilatı Ticaret sicili memurluğunun kurulmasında aranacak şartlar ile odalar arasında sicil işlemleri konusunda gerekli işbirliğinin sağlanmasına ilişkin esaslar Sanayi (Gümrük) ve Ticaret Bakanlığınca çıkarılacak bir TEBLİĞLE DÜZENLENİR (TTK md. 26, f. 3). Ticaret sicilinin yönetimi Sanayi (Gümrük) ve Ticaret Bakanlığının uygun görüşü alınarak ilgili oda meclisi tarafından atanan bir sicil memuruna aittir. Sicil memurluğunun iş hacmine göre aynı usulle yeteri kadar yardımcı görevlendirilir (TTK md. 25, f. 1). Ticaret sicil memurluğunun teşkilatı, sicil memur ve yardımcıları ile diğer personelde aranacak şartlar Yönetmelikte düzenlenmiştir (TSY md. 6 vd). Ticaret sicili memuru ve yardımcıları ile diğer personeli, görevleri ile ilgili suçlardan dolayı devlet memuru gibi cezalandırılır ve bunlara karşı işlenmiş suçlar devlet memurlarına karşı işlenmiş sayılır (TTK md. 25, f. 2).
Ticaret Sicili Teşkilatı ODALAR, üyelerinin müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, meslekî faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, mensuplarının birbirleri ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hâkim kılmak üzere meslekî disiplin, ahlâk ve dayanışmayı korumak ve 5174 sayılı Kanunda yazılı hizmetler ile mevzuatla odalara verilen görevleri yerine getirmek amacıyla kurulan, TÜZEL KİŞİLİĞE SAHİP KAMU KURUMU NİTELİĞİNDE MESLEK KURULUŞLARIDIR (5174 sayılı Kanun md. 4). Ticaret sicili memurluğu kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarından olan ticaret ve sanayi odalarının bünyelerinde faaliyet göstermektedirler. Odalar ticaret sicili memurluğu kurulmasına dair Sanayi (Gümrük) ve Ticaret Bakanlığı’na talepte bulunurlar ve Bakanlık talebi odaların sahip olması gereken bazı nitelikler yönünden inceleyerek karar verir (TSY md. 5, f. 2).
Ticaret Sicili Teşkilatı SANAYİ (GÜMRÜK) VE TİCARET BAKANLIĞI TİCARET SİCİL MEMURLUKLARININ FAALİYETLERİNİ HER ZAMAN DENETLEMEYE VE GEREKLİ TEDBİRLERİ ALMAYA YETKİLİDİR. Ticaret sicil memurlukları bu bakanlıkça alınan tedbir ve talimatlara uymakla yükümlüdür (TTK md. 25, f. 3). Sanayi (Gümrük) ve Ticaret Bakanlığı’nın ticaret sicili teşkilatındaki yeri denetim ve gerekli tedbirleri alma şeklindedir. Bakanlığın bu yetkileri idare hukukunda idari vesayet olarak nitelendirilir. Bunun ifade ettiği anlam ise, Bakanlığın sicil memurluğunun işlemlerini inceleme ve gerekirse bozabilme yetkisine sahip olmasıdır.
Ticaret Sicili Teşkilatı Ticaret sicili kayıtlarının elektronik ortamda tutulmasına ilişkin usul ve esaslar yönetmelikte gösterilir. Bu kayıtlar ile tescil ve ilan edilmesi gereken içeriklerin düzenli olarak depolandığı ve elektronik ortamda sunulabilen merkezi ortak veri tabanı, Sanayi (Gümrük) ve Ticaret Bakanlığı ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği nezdinde oluşturulur (TTK md. 24, f. 2). Ticaret sicili kayıt işlemlerinin elektronik ortamda yapılması için toplanması ve işlenmesi gerekli olan kişisel veriler, kişisel verilerin korunması ve bilgi güvenliğinin sağlanmasına ilişkin mevzuata uygun şekilde korunur (TTK md. 24, f. 4).
Ticaret Sicilinin Aleniliği Ticaret sicili alenidir, herkese açıktır. TTK md. 35, f. 2’ye göre, herkes ticaret sicilinin içeriğini ve orada saklanan bütün senet ve belgeleri inceleyebileceği gibi bunların tasdikli suretlerini de isteyebilir. Bir hususun sicilde kayıtlı olup olmadığına dair tasdikname de istenebilir. TTK md. 35, f. 2’de ifade edilen sicilin aleniliği prensibine göre burada ilgilinin üç hakkından söz edilecektir: Sicil kayıt ve belgelerini inceleme hakkı, sicil kayıt ve belgelerinden suret isteme hakkı, tasdikname isteme hakkı.
Ticaret Siciline Kaydı Gereken Hususlar Hangi hususların ticaret siciline kayıt (tescil) edilmesi gerektiği genel bir hükümle toplu bir şekilde belirlenmemiş; TTK ve TSY’nin çeşitli maddelerinde ayrı ayrı tayin edilmiştir. Örneğin ticaret unvanı ve işletme adı (TTK md. 40, md. 41, md. 48, md. 53); acentenin sözleşme yapma yetkisi (TTK md. 107, f. 2); şirketlerin birleşme kararı (TTK md. 152) gibi. Şu halde ticaret hukuku sistemimizde ticari işletme veya tacirle ilgili bütün hususlar kendiliğinden zorunlu olarak ticaret siciline kaydedilmemekte; hangilerinin kaydedileceği tek tek ve ayrıca kanunda gösterilmektedir. Buna göre de, işletme veya tacirle ilgili bir konunun ticaret siciline kaydedilmesi bunun TTK veya TSY tarafından açık bir hükümle istenmesine bağlıdır. Eğer bu vasıflar ortada yoksa işletme veya tacirle ilgili her vakanın sicile kaydına gerek ve ihtiyaç yoktur. Kaydedilse bile sicilin sağladığı imkanlardan yararlanamaz.
Ticaret Sicilinde İşlemler Ticaret sicilinde işlemler tescil, değişiklik ve silinmedir (TSY md. 28). Bunun yanında geçici tescil de yapılması söz konusudur (TSY md. 40). Tescil, bir vakanın sicile geçirilmesi; değişiklik, tescil edilmiş bir olgudaki değişiklik dolayısıyla sicildeki kayıtların değiştirilmesini veya düzeltilmesini; silinme, tescil edilmiş olan bir olgunun ortadan kalkması veya sona ermesi sebebiyle ona ait kayıtların silinmesini ifade eder (TSY md. 28, f. 2). Geçici tescil çözümü bir mahkeme kararına bağlı bulunan veya müdür tarafından kesin olarak tescilinde duraksanan olguların ilgililerin isteği üzerine geçici olarak sicile geçirilmesidir (TTK md. 32, f. 4; TSY md. 40, f. 1).
Ticaret Sicilinde İşlemler Ticaret sicili işlemleri (tescil, değişiklik, silinme) MERNİS adı verilen ve Merkezi Sicil Kayıt Sistemi üzerinden elektronik ortamda tutulur (TSY md. 13). Bu merkezi kayıt sisteminde sicil esas defteri, gelen evrak defteri, giden evrak defteri, ihtar ve ceza defteri, ticari işletme rehni kaydına mahsus defterler ile Bakanlığın gerekli gördüğü diğer defterler yer alır. Tescil işleminin dayandığı dilekçe, beyanname ve tüm senet ve belgeler ile ilanları içeren gazeteler de sicil dairesinde saklanır (TTK md. 35, f. 1). Sicil kayıtlarının zorunlu olarak bilgisayarda tutulması gerektiğine dair eski düzenleme olan Ticaret Sicili Tüzüğünde herhangi bir hüküm mevcut değildi. Buna karşın Yönetmelik gereği sicil kayıtları bilgisayar ortamında tutulmalıdır. Kanuna göre bu ihtimalde de, işlemlere esas teşkil eden belgeler sicil memurluklarında saklanmalıdır. Zira bir uyuşmazlık halinde de bu belgelere dayanılacaktır.
Sicilde İşlemlerin Yapılışı Ticaret sicilinde tescil işlemi kural olarak ilgilinin istemi (talebi) üzerine yapılır. Açık hüküm bulunması halinde sicil memurunun resen ve ilgili makamın bildirmesi üzerine tescil de yapılabilir (TSY md. 21, f. 1).
İstem Üzerine İşlem Tescil esas itibarıyla istem (talep) üzerine yapılır. Başvuruya yetkili kişilerin kimler oldukları Yönetmelikte incelenmiştir (TSY md. 22). Sicil memuru tarafından resen tescil veya ilgili makamın bildirmesi üzerine tescil istisnaidir. Tescil işlemi dilekçe ile yapılır (TTK md. 29, f. 1). Tescil isteminin yetkili sicil memurluğuna yöneltilmesi lazımdır (TTK md. 28, f. 1). Başvurunun elektronik ortamda yapılması da mümkündür (TSY md. 23, f. 1). Kanunda aksine hüküm olmadıkça tescil isteminin süresi tescili gereken hususun vukuundan itibaren onbeş gündür (TTK md. 30, f. 1). Ticaret sicil memurluğunun yetki çevresi dışında oturanlar için bu müddet bir aydır (TTK md. 30, f. 3).
Re’sen İşlem ve İşleme Davet Ticaret sicili memurunun ilgilinin istemi olmadan tescil edilmesi gereken bir konuyu re’sen (kendiliğinden) tescil edebilmesi için TTK veya TSY’de bunu emreden açık bir hükmün bulunması gerekir (TTK md. 27, f. 1). Re’sen tescil istisnaidir. Örneğin TTK md. 34, f. 5 gibi. TTK ve TSY’de gösterilen haller dışında sicil memuru re’sen tescilde bulunamaz; koşulları varsa TTK md. 33’e göre ilgilileri tescile davet edebilir.
İlgili Makamın Bildirmesi Üzerine İşlem Bunun için de re’sen tescilde olduğu gibi TTK veya TSY’nde açık bir hükmün bulunması gerekir (TSY md. 21, f. 1). İlgili makamdan kastedilen esas itibarıyla TTK md. 33, f. 3 uyarınca mahkemenin emri ve TSY md. 136 gereğince iflas idaresidir. İlgili makamın bildirmesi üzerine tescil re’sen tescilde olduğu gibi yalnızca istisnai hallere mahsustur. Örneğin, TTK md. 33 f. 3 gibi.
Sicil Memurunun İnceleme Görevi TTK md. 34 uyarınca sicil memuru kendisine tescil (değişiklik ve silinme) başvurularını kanuna, gerçeğe ve kamu düzenine uygunluk bakımından incelemek zorundadır. Sicil memuru inceleme üzerine tescil isteminin kabulü veya reddine yahut geçici tescile karar verir.
Sicil Memurunun Kararına Karşı Yargı Yolu Ticaret sicili memurunun inceleme neticesinde vereceği kararlar nihai (kesin) değildir. TTK md. 34’ya göre ilgililer yönelttikleri tescil, tadil veya terkin istemleri üzerine sicil memurluğunca verilecek kararlara karşı, kararın tebliğinden itibaren sekiz gün içinde sicilin bulunduğu yerde ticari davalara bakmakla görevli asliye ticaret mahkemesine bir dilekçe ile itiraz edebilirler. Bu itiraz mahkemece evrak üzerinde incelenerek karara bağlanır. Şayet sicil memurunun kararı üçüncü şahısların sicilde kayıtlı bulunan hususlara ilişkin haklarını ihlal ediyorsa itiraz eden üçüncü şahıslar da dinlenir. Gelmezlerse evrak üzerinden karar verilir. Eski düzenlemede mahkemenin kararına karşı ilgililer veya sicil memuru tarafından kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde HMK hükümlerince temyiz yoluna başvurulabileceği (TTK(1957) md. 36, f. 3; TTK(1957) md. 35, f. 4). Kararın temyizinin icrayı durduracağı (TTK(1957) md. 35, f. 4) belirtilirken, yeni kanuna bu konuda hüküm alınmamıştır. Ortaya çıkan sorunlar HMK kapsamında çözülecektir.
Geçici Kayıt Halli bir mahkeme hükmüne bağlı bulunan veya sicil memuru tarafından kesin olarak tescilinde tereddüt edilen hususlar ilgilinin istemi üzerine geçici olarak tescil edilir. Fakat ilgililer üç ay içinde mahkemeye başvurduklarını ya da aralarında anlaştıklarını ispat etmezlerse geçici tescil re’sen silinir. Mahkemeye başvuru halinde kesinleşmiş olan mahkeme kararına göre işlem yapılır (TTK md. 32, f. 4; TSY md. 40). Maddeden çıkan anlama göre geçici kayıt, tescili istenen husus dava konusu ise ve dava devam ediyorsa ya da bir hususun kesin tescili konusunda sicil memuru tereddüt ediyorsa yapılır. Geçici tescili sicil memuru ya kendiliğinden ya da ilgililerin talebi üzerine yapar. Geçici tescil kural olarak üç ay geçerlidir. Süre sonunda re’sen (kendiliğinden) silinir. Geçici tescilin üç aydan daha fazla bir süre geçerli olabilmesi için, geçici tescile neden olan davanın ya da sicil memurunun geçici tescil kararına karşı açılmış davanın henüz sonuca bağlanmamış olması gerekir. Dava üç aylık süre dolmadan sulh veya feragat gibi nedenlerle ya da kendiliğinden biter ve karar kesinleşirse sonuca göre ya geçici kayıt tamamen silinir ya da kesin kayıta (tescile) dönüştürülür.
Sicil İşlemlerinin İlanı Ticaret sicilinde yer alan kayıtlar ilgili olma şartı aranmaksızın herkes tarafından incelenebildiği gibi ticaret siciline tescil edilen hususlardan bir kısmı ilan da edilir. TTK’da tescile ilişkin eksiklikte olduğu gibi hangi hususların ilan edilmesi gerektiği de toplu bir şekilde gösterilmemiştir. Eski TTK’nın bazı maddelerinde sadece tescilden (örneğin md. 42, f. 4, md. 174, md. 395) bazılarındaysa tescil ve ilandan söz edilmiştir (örneğin md. 148, md. 151, f. 2, md. 192, f. 1). Eski düzenleme açısından ticari işletme ile ilgili her husus tescil edilmediği gibi, tescil edilen her husus da ilan edilmeyeceği ilkesi geçerliydi. Yeni düzenlemede ise tescil edilen hususlar, Kanun veya Yönetmelikte aksine bir hüküm bulunmadıkça ilan olunur (TTK md. 35, f. 3; TSY md. 41, f. 1) hükmü getirilerek, tescil ve ilan arasında bir bağlantı kurulmuş bulunmaktadır.
Sicil İşlemlerinin İlanı Ticaret sicili kayıtları ile ilgili ilanlar Ankara’da yayınlanmakta olan Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi ile yapılır (TTK md. 35, f. 4). İlana tabi tescil ve kayıtlar kural olarak aynen ilan olunacağına ilişkin hüküm (TTK(1957) md. 37, f. 3), kanuna alınmamıştır. Ancak aynı esasın geçerli olduğu kabul edilmelidir.
Sicil İşlemlerinin İlanı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi (TTSG) ile ilgili esasları belirlemek üzere bir tüzük (Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Nizamnamesi) ve bir de yönetmelik (Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Yönetmeliği) çıkarılmıştır. TTSG Müdürlüğüne gönderilen ilanlar geliş tarihinden başlayarak en geç on gün içinde yayımlanır (Yönetmelik md. 9, f. 1).
Ticaret Siciline Tescil ve İlanın Etkisi TTK md. 36’de tescilin etkisinin başladığı an (tarih) düzenlenmiştir. Buna göre, ticaret sicili kayıtları kural olarak bu kayıtların TTSG’nde ilan edildiği günü, ilan aynı nüshada yayınlanmamış ise son kısmının yayınlandığı günü takip eden iş gününden itibaren hüküm ifade eder (TTK md. 36, f. 1). Ticaret sicilinde tescil sicil kayıtlarının konusuna tesiri bakımından iki türlü etkiye sahiptir. Tescil sadece bir hakkın veya bir hukuki durumun doğmuş olduğunu bildirmek ya da bir hakkın, belli bir hukuki durumun ortaya çıkması için yapılır. İlk halde tescil bildirici, ikinci halde ise kurucu etkiye sahiptir.
Kural: Bildirici Etki Ticaret siciline tescil kural olarak bildirici etkiye sahiptir. Örneğin, tacirler ticaret unvanı seçmek, kullanmak ve tescil ettirmek zorundadırlar. Ancak ticari işletmenin ve ticaret unvanının ticaret siciline tescil edilmesi tacir sıfatının kazanılması, ticari işletme sayılma ve ticaret unvanı üzerinde hak sahibi olma bakımından kurucu etkiye sahip değildir. Zira tescil yapılmış olmasa dahi ticari işletme işleten kimse tacir, gerekli özellikleri ve şartları taşıyan işletme ticari işletme sayılır ve ticaret unvanı üzerinde hak sahibi olunur. Bu gibi durumlarda tescil zaten mevcut olan hukuki durumun tespitine ve açıklanmasına hizmet etmektedir.
İstisna: Kurucu Etki Ticaret siciline yapılan tescil istisnai bazı durumlarda kurucu etkiye sahiptir: Ticaret şirketlerinin tescil işlemi ile tüzel kişilik kazanması (TTK md. 232, md. 317, md. 355, f. 1, md. 588, f. 1, Kooperatifler md. 7); Şirketlerin birleşmesi, bölünmesi ve tür değiştirmesi, tescille birlikte geçerlilik kazanır (TTK md. 153, f. 1; md. 179, f. 4; md. 189, f. 2); Anonim şirketlerde kuruluştan sonra devralma sözleşmesinin geçerliliği tescil edilmesine bağlanmıştır (TTK md. 356). Ticari işletme rehninin tescili (TİRK md. 5, f. 1); Anonim şirket ana sözleşmesini değiştiren genel kurul kararları tescille birlikte geçerlilik kazanır (TTK md. 455); Unvan ve işletme adının Kanunu da yer alan özel düzenlemelerle korunması buların tescil edilmesine bağlıdır (TTK md. 50 ve md. 53);
Olumlu etki Tescili veya hem tescili hem ilanı gereken bir husus tescil ve ilan edilmişse üçüncü şahıslar TTK md. 36, f. 1 gereğince kendilerine karşı hüküm ifade etmeye başlayan kayıtları bilmediklerini ileri süremezler (TTK md. 36, f. 3). Anılan bu hükme göre, kanunen sicile kaydedilmesi gereken bir husus sicile kayıt ve buna bağlı olarak ilan edilmişse, üçüncü şahıslar bu kayıtları bilmediklerini iddia edemezler. Örneğin, ticari mümessilin yetkisinin geri alınması tescil ve ilan edilmişse üçüncü şahısların temsil yetkisinin geri alındığını bilmediklerine dair iddiaları itibar bulmaz. Buna sicilin olumlu (müspet) etkisi denir. Sicilin olumlu etkisi tescili ve ilanı zorunlu olan konular hakkındadır. İlgililer yasal olarak tescil ve ilana tabi olmayan bir olay veya işlemi tescil ve ilan ettirerek ticaret sicilinin olumlu tesirinden yararlanamazlar.
Olumsuz etki Tescili lazım geldiği halde tescil edilmemiş veya tescil edilip de ilanı gerekirken ilan edilmemiş olan bir husus ancak bunu bildikleri ispat edilmek şartıyla üçüncü şahıslara karşı ileri sürülebilir (TTK md. 36, f. 4). Bu hükümde sicile kaydedilmemiş veya kaydedilmiş olup da ilan edilmesi gerekirken ilan edilmemiş bir hususun üçüncü kişilere karşı ileri sürülemeyeceği hükme bağlanmış ve ayrıca tescil ve ilan edilmemiş olan hususları üçüncü şahısların bilmediklerine dair bir karine öngörülmüştür. Eski düzenlemede bunun aksi için üçüncü kişinin bilmesinin ispatı (müspet vukuf) gerekmekteydi. MK md. 3 hükmünden farklı olarak gereken özeni gösterme halinde bilmesi gerekme burada yeterli sayılmıyordu. Böylece tescil yükümlülüğünü yerine getirmeyen kişinin bir nevi cezalandırılması söz konusuydu. Yeni düzenleme ile MK md. 3 ile uyumlu bir hüküm oluşturulmuş ve üçüncü kişilerin bilmesi ve bilmesi gerekmesi halinde, tescil edilmesi gereken ancak edilmeyen hususun üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilmesi olanaklı hale gelmiştir (TT md. 36, f. 4). Buna sicilin olumsuz etkisi adı verilmektedir.
Sicile Güven İlkesinin Geçersizliği TTK, üçüncü kişilerin ticaret sicilindeki kayıtlara güvenerek yaptıkları işlemlerde iyiniyetini korumamıştır. Ticaret sicili bir ilişkinin varlığı veya yokluğu hakkında hukuki değil sadece fiili bir karine oluşturduğu için sicildeki kayıtlara güvenerek bir işlem yapan üçüncü şahıs bu kayıtlara konu teşkil eden olay veya ilişki geçerli olmak koşuluyla hak kazanabilir. Aksi halde sicildeki kayda dayanak teşkil eden hukuki olay veya işlemler gerçek veya geçerli değilse, sadece sicildeki kayda istinat edilerek iyiniyetle dahi olsa bir hak edinilemez. Örneğin, A’ya ait ticari işletme yanlışlıkla B adına tescil edilirse ve bu durumu bilmeyen ve bilebilecek halde bulunmayan Ü sicil kayıtlarına güvenerek B’den ticari işletmeyi satın alırsa ticari işletme üzerinde mülkiyet hakkını elde edemez. Çünkü işletmenin B’ye kaydında hukuki sakatlık bulunduğu için Ü’ye geçiş gerçekleşmez. Bir başka ifadeyle, B işletmenin sahibi olmadığı için Ü’ye geçiş sağlanamamıştır.
Sicile Güven İlkesinin Geçersizliği Ticaret sicilindeki bir kayda dayanarak işlem yapanların bu güveni korunmasa da yani sicile güvenin olumlu koruması geçerli değilse de, iyiniyetli şahıslar TTK md. 40’dan yararlanabilirler. Bu maddeye göre gerçeğe aykırı tescili yaptıran şahıs kötüniyetli ise, cezai müeyyidelere tabi olmaktan başka (TTK md. 38, f. 1), tescilden dolayı zarar görenlerin zararını da tazmin etmek zorundadır (TTK md. 38, f. 1). Yani sicildeki kayda güvenerek işlemler yapan üçüncü şahıs, sicile kötüniyetli olarak gerçeğe aykırı kayıt yaptıran bu ilgiliden TTK md. 38, f. 1 uyarınca zararını talep edebilecektir.
Sicilin Tutulmasından Doğan Sorumluluk ve Cezai Müeyyideler Ticaret sicilinden beklenen amacın gerçekleşebilmesi için kanunda kayıt işlemlerinde bulunan ilgililer hakkında hukuki ve cezai müeyyideler; ayrıca sicil memuru ile bağlı bulunduğu sanayi ve ticaret odası hakkında sorumluluklar öngörülmüştür. İlgililerin tabi olacağı hukuki müeyyideler için iki hüküm öngörülmüştür:
Sicilin Tutulmasından Doğan Sorumluluk ve Cezai Müeyyideler Tescil ve kayıt için kötüniyetle gerçeğe aykırı beyanda bulunan ilgili, gerçeğe aykırı tescilden dolayı zarar görenlerin zararını gidermekle yükümlüdür (TTK md. 38, f. 1). Kayıtların 32 nci maddenin üçüncü fıkrası hükümlerine uymadığını öğrendikleri hâlde düzeltilmesini istemeyenler ve tescil olunan bir hususun değişmesi, sona ermesi veya kaldırılması dolayısıyla, kaydın değiştirilmesini veya silinmesini istemeye ya da yeniden tescili gereken bir hususu tescil ettirmeye zorunlu olup da bunu yapmayanlar, bu kusurları nedeniyle üçüncü kişilerin uğradıkları zararları tazmin ile yükümlüdürler (TTK md. 38, f. 2).
Sicilin Tutulmasından Doğan Sorumluluk ve Cezai Müeyyideler İlgililerin tabi olacağı cezai müeyyideler ise şu hallerdir: Ticaret sicil memurunun tescile davetine verilen müddet içinde uymayarak tescil isteminde bulunmayan veya tescilden kaçınma sebeplerini bildirmeyen kimse mahallin en büyük mülki amiri tarafından para cezasına mahkum edilir (TTK md. 33, f. 2; TST md. 36, f. 3). Tescil ve kayıt için bilerek gerçeğe aykırı beyanda bulunanlar, ikibin Türk lirası para cezasıyla cezalandırılır (TTK md. 38, f. 1).
Sicilin Tutulmasından Doğan Sorumluluk ve Cezai Müeyyideler Devletin, sanayi ve ticaret odaları ile ticaret sicil memurunun sorumluluğu hakkında şunlar belirtilebilir: Ticaret sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet ve ilgili oda müteselsilen sorumludur. Devlet ve sicil görevlilerini atamaya yetkili kurum zararın doğmasında kusuru bulunanlara rücu eder (TTK md. 25, f. 2; TSY md. 11, f. 1).