Prof. Dr. Kurtman ERSANLI HOŞGÖRÜ VE SEVGİ OCAĞI DERNEĞİ GENEL BAŞKANI HOŞGELDİNİZ Prof. Dr. Kurtman ERSANLI HOŞGÖRÜ VE SEVGİ OCAĞI DERNEĞİ GENEL BAŞKANI
GENÇLİK PSİKOLOJİSİ
Gençlik, özünde biyolojik bir kavramdır. YETİŞKİNLİK ÇOCUKLUK Gençlik, özünde biyolojik bir kavramdır. Özünde biyolojik bir kavram olan gençlik “insan” söz konusu olduğunda toplumsal bir kavram haline dönüşmektedir.
Gençlik deyince akla gelen temel kavram ergenliktir. Ergenlik dönemi buluğ çağı ile başlar. Ergenlik dönemi yetişkinliğe girmekle sona erer ve genç yetişkinlik başlar
BEDENSEL GELİŞİM Bu döneme kadar cinsel bezler kendi içinde gelişimini sürdürürler fakat aktif değildir. Vücudun boy ve ağırlık olarak artışından dolayı ergenin o zamana kadar psikomotor açıdan kazanmış olduğu genel gidişatı tamamen altüst olur, ahenk, ritim, denge ve eşgüdüm bozulacağından, bazı koordinasyon güçlükleri yaşamasına sebep olur.
Ergenlik, hemen hemen her gelişim alanında çok sayıda köklü değişimlerin süratle yaşandığı bir evredir. Bu değişimler, ergenin kendisiyle ve çevresiyle olan ilişkilerini etkilemektedir. Çevresiyle ilişkilerinde kısa süreli bozulmalar olur. Kardeşleriyle arası iyi değildir.
Gençler, inişli-çıkışlı duygular yaşamaktadır. Gençlerin arkadaşları ile olan ilişkileri, anne-babaları ile kuracağı ilişkilerden farklıdır. Ondört-onyedi yaşları arasında ise kendini sever, görünümünden mutlu olduğu için saatlerce aynada kendini seyreder. Yardım almaktan hoşlanmaz. Grup tarafından reddedilmekten korkar.
Gençlikle birlikte sıkı dostluklar kurulmaya başlar. Sırdaş grupları adını verdiğimiz bu gruplar, iki ya da üç kişiyi geçmez ve genellikle tek cinsiyetlidir. Gençler her zamankinden daha çok anlayışa ve desteğe gereksinim duymaktadır. İnançları ve düşünceleri çok ideal olduğu için onlara dokunulmamasını isterler.
Gerçeklerle inandıkları çatıştığında, çabuk üzülür ve öfkelenirler. Bütün duygularını daha açık davranışlarla ve anında ifade edemezler. Duyguların dile getirilmesinde, genç kızların, erkeklere göre daha dengeli ve kontrollü oldukları görülmektedir. Bu dönemdeki gencin başka bir özelliği de sevdiklerini ve sevmediklerini sık sık değiştirmesi, platonik dediğimiz bir nevi aşk yaşamasıdır.
Arkadaşlarıyla yakın ilişkilere giremezse, yalnızlık duygularına kapılabileceği gibi görev ve sorumluluklarından da kaçarak çevresiyle çatışmalar yaşar. Daha önce kazanılmış olan psikomotor düzen bozulduğundan, ergen oldukça beceriksiz duruma düşürmektedir. Böylesi bir durum, ergenin heyecanlanmasına, bozulmasına bu yüzden çok çabuk öfkelenmesine sebep olmakta ve kendi kendine acıma duyguları yaşamaktadır.
Bu yaşın en şiddetli heyecanları gencin cinsel gelişimi ve sosyal ilişkileri ile ilgilidir. Sevilememek, beğenilememek, kabul edilememek korkusu gençte en derin heyecansal bozuklukları meydana getirir. Ergenlik evresinde kıskançlığın kaynağı, karşıt cinse karşı doğan ilgiye kayar. Toplumdaki konumunu yitirme korkusu en baskın olanıdır. Zamanla gencin korkuları azalır, ama geçmişteki korkularının yerini endişe ve üzüntüler alır. Başarısız olma, parasız kalma, iş bulamama, karşı cinslerce beğenilmeme, dostlarını yitirme, ailesine yük olma gibi üzüntüler şartlara bağlı olarak artabilir.
Gencin endişe ve üzüntüye karşı yaptığı tepki, bir köşeye çekilip düşünmektir. Korku kaynaklarına karşı saldırı davranışlarında bulunduğu da görülebilir. Gençlik dönemine girilmesiyle kız ve erkek arasında gizlilik evresinde görülen sataşma karşılıklı ilgiye dönüşür. Genç, anne babasına olan bağımlılığından kurtularak aile dışındaki olgun kimselerle ilişkiler kurmaya öğrenir, toplumsallaşma önem kazanır. Gençlerde grup etkinliklerine karışma, meslek seçimine ilişkin ve evliliğe yönelik tasarılar oluşur.
GENÇLİK DÖNEMİ SORUNLARI Hızlı fiziksel ve ruhsal değişiklikler önemli bir gerilim kaynağı olmaktadır. Pekçoğu bu dönemdeki sorunlarla başarıyla başedebilirken, azınlık bir grup ise bu dönemin sorunlarını halledemez ve ruhsal bozukluk gelişir. Yapılan çeşitli çalışmalarda, gençlerin yaklaşık %10-15' inin önemli bir ruhsal veya psikofizyolojik bozukluk geçirdiğini ortaya koymuştur. Kaygı tepkileri gençlik döneminde çocukluğa göre daha sık görülürler. Gencin ihtiyaçları ve istekleri çocuktan çok farklıdır.
GENÇLİĞİN TEMEL ÖZELLİKLERİ FİZYOLOJİK DEĞİŞİKLİKLER YAŞAR BEDENSEL DEĞİŞİMLER YAŞAR GURUBUNUN VARLIĞI ÖNEMLİDİR EVDEKİLERLE ARASI İYİ DEĞİLDİR GRUBUNUN VARLIĞI ÖNEMLİDİR GENÇ ANİ KARAR VERİR ELEŞTİRİYE KATLANAMAZ DERSLERDE BAŞARISI DÜŞER PLATONİK AŞKLAR YAŞAR İLGİLERİ GELİP GEÇİCİDİR YARDIM ALMAKTAN HOŞLANMAZ ANALİZ YETENEĞİ GELİŞMİŞTİR
GENÇLERİN GEREKSİNİMLERİ Saygı Sevgi Sabır Saydamlık Güven İçtenlik,dürüstlük Empati Etkin dinleme Destek olma Önyargısız olma Yargılayıcı, hesap sorucu bir izlenim yaratmayan bir ortam
ANNE- BABA OLARAK TUTUMLARIMIZ Güvenilir olmak. Gence yardım etmek, destek olmak istediğimizi hissettirmek. İletişim tekniklerini bilmek, Sabırlı ve kararlı olmak Değişim için gereksinim doğurmak. Bazı durumları önemsiz görmek, Yanlış anlamaları önlemek,
Özgüvenini artırıcı geri bildirimlerde bulunmak. Suçlamamak. Kişiliğe değil davranıştan yönelmek. Gence anlaşıldığını hissettirmek. Yeniden konuşma isteğini canlandırmak. Neye kızıldığının anlaşılmasına sağlamak. Gencin davranışlarında görülen değişmeleri takdir etmek.
Başarılı Geçiren Gençler, Gençlik Dönemi Başarılı Geçiren Gençler, Tutarlı bir kimlik geliştirirler, Diğer insanlarla sağlıklı ilişkiler kurabilirler, Yaşamdan zevk alır, Yaratıcı, üretken ve mutlu bir insan olurlar.
Gençlik dönemi başarısız geçiren gençler, Gerek toplumsal gerek bireysel düzeyde sağlıklı, tutarlı bir kişilik oluşturamazlar, Karşı cinsle sevgiye dayanan olumlu ilişkiler kurmakta zorlanırlar.
Prof. Dr. Kurtman ERSANLI HOŞGÖRÜ VE SEVGİ OCAĞI DERNEĞİ Sabrınız ve hoşgörünüz için teşekkürler Prof. Dr. Kurtman ERSANLI HOŞGÖRÜ VE SEVGİ OCAĞI DERNEĞİ GENEL BAŞKANI