Burası neresi biliyor musunuz? Size tanıdık geliyor mu?…. Bilmesek de, görmesek de, gitmesek de bu müthiş zenginlik Türkiye’nindir. Bol suyu, verimli havzası ve doğal dokusuyla eşsiz bir yer olan DİCLE nehrimiz…

Nice medeniyetlere ev sahipliği yapmış ve bağrında hâlâ görülmemiş zenginlikler taşıyan DİCLE nehrimiz yurdumuzun cennet köşesidir. Bu cennet köşeleri kim kaybetmek ister ki? Siz ister misiniz?

Peki burası neresi biliyor musunuz? Türkülerimize konu olan. Bilmesek de, görmesek de, gitmesek de bu müthiş zenginlik FIRAT nehrimiz ülkemizin Türkiye’nindir. Bol suyu, verimli havzası ve doğal dokusuyla bizimdir. Satın deseler satar mısınız? Her şey para mıdır? …

Peki burası neresi biliyor musunuz? Bilmesek de, görmesek de, gitmesek de bu müthiş zenginlik Türkiye’nindir. Bol suyu, verimli havzası ve doğal dokusuyla Rafting sporlarının yapıldığı ÇORUH Nehrimiz… Doğanın bize sunduğu bu güzellik başkalarına verilir mi? Siz verir misiniz?

Peki burası neresi biliyor musunuz? Bilmesek de, görmesek de, gitmesek de bu müthiş zenginlik Türkiye’nindir. Zenginlikleriyle bol suyuyla, verimli havzası ve doğal dokusuyla MUNZUR Nehrimiz…

Peki burası neresi biliyor musunuz? Bilmesek de, görmesek de, gitmesek de bu müthiş zenginlik Türkiye’nindir. Zenginlikleriyle, bol suyuyla, verimli havzası ve doğal dokusuyla ARAS Nehrimiz…

Peki burası neresi biliyor musunuz? B ir yerlerden gözünüz ısırıyor mu? Bilmesek de, görmesek de, gitmesek de bu müthiş zenginlik Türkiye’nindir. Tamamen Türk Mühendislerince yapılan halen bazı aşamaları devam eden ATATÜRK Barajı…

Peki burası neresi biliyor musunuz? B ir yerlerden gözünüz ısırıyor mu? Bilmesek de, görmesek de, gitmesek de bu müthiş zenginlik Türkiye’nindir. Keban Barajı, Karakaya Barajı, Hirfanlı Barajı ve Çubuk Barajı… Ülkemizin SU zenginliğinin güce dönüşmüş devasa yapıtları.Ve daha inceleri. Çocuklarımızın ve Torunlarımızın emaneti… Kim Kaybetmek ister ki?…

Bilindiği üzere “DÜNYA SU FORMU” ülkemizde İstanbul’da yapıldı. NİYE? NEDEN? NİÇİN? Bu “ TRUVA ATI ” ülkemize niye sokuldu. Bu maddelerin 1.sine göre: Yukarıda fotoğraflarını gördüğümüz ülkemizin en büyük akarsuları olan Çoruh,Munzur,Aras ve özellikle Fırat ile Dicle’nin Dünya Su Formunda, Uluslar arası Konsorsiyumun yönetimine yada AB’ye devredilmesini sağlamak amacıyla bir zemin oluşturulması amaçlanmıştır. Toplantıda şunlar deklâre edildi. 1- Suyun Dünya İnsanlığına yetmediği. 2- Suyun doğanın insanlığa armağan ettiği küresel bir imkan olduğu. 3- Temiz su kullanımının sağlanmasının önemi. Bu toplantıyı kimler düzenledi biliyor musunuz? Ünlü SU şirketlerinin CEO’ları(Yöneticileri)… Bu şirketlerden bazısı ( SUEZ, RTW, VİOLE ) Arkalarında daha kimler yok ki… Maalesef aşağıda belirtilen insancıl kisvelerle yapılan bu toplantının perde arkasında su zengini olan ülkemizin su kaynaklarının satılması ve özelleştirilmesi için kamuoyu oluşturulmasını sağlamaktır. Maalesef bazı medya-yayın organları bizi de arkadan vurarak bu toplantıyı “ insancıl ve masum” olarak jelatin ambalajla önümüze getirip hoş göstermişlerdir. Bu maddelerin 2.sine göre: Türk Sularının küresel kullanıma açılması, su kaynaklarının özelleştirilmesi ve suyun halka “kâr” karşılığında satılmasıdır. Zaten asgari ücretle kursağına az bir şey giren insanımız Sularımız satılınca en doğal hakkı olan suyu alacak parayı bile bulamayacaktır. Bu ne demektir biliyor musunuz? Zenginler suyu rahatlıkla kullanacak fakirlerimizde bakacak… Bu maddelerin 3.süne göre: Suyumuz temiz su adı altında ticarileştirilmek istenmektir. Suyumuz piyasa malına ticari metaya dönüştürülecektir. Su kapitalizmin ve emperyalizmin ticari malı değildir. Su haktır ve halkındır. Su yaşamdır. Bu yaşamın bizden alınmasına müsaade mi edeceğiz…

Bilindiği üzere Hükümetimizin 2007 seçim programında ülkemizin su kaynaklarını “özelleştirme-satış planı vardı ve çalışmalar el altından sessizce devreye girdi. Su yaşamdır dedik. Ama biz neler yapıyoruz ülkemizin sularını kan damarlarını insanımızın yaşam hakkını satıyoruz. Su kaynaklarının piyasa ekonomisine devri özelleştirme yoluyla yapılıyor. Nasıl mı? Adım Adım sindire sindire geliyorlar. Kimler mi… Bakın kimler… 1-AB (Avrupa Birliği…) Müzakere sürecinde Avrupa Birliği Su Çerçevesi direktifini dayatan ve Türk Sularının uluslar arası yönetime devrini talep eden AB projeleri… Demiyorlar mı zaten reformlar aksadı duraksama var… Nedir bu reformlar üyelik değil kölelik reform mu. 2-IMF (Ülkelere vereceği kredi de ülke kaynaklarının yönetiminde devlet elinin çekilmesi ve özelleştirmelere hız verilmesi gibi şartların dayatılması.) 3-Dünya Bankası (Su hizmetlerinin ticarileştirilmesi için gerekli yapısal reformların yapılmasını kredi anlaşmalarının ön koşulu olarak dayatması.) 4-Dünya Ticaret Örgütü bünyesindeki GATS (Su Hizmeti Ticareti Genel Anlaşması.) 5-Dünya Su Konseyi 6-Dünya Su Formu ve EWRA Dikkat ederseniz çok uluslu şirketler bu kurumları finanse ediyorlar. Bu kurumlarda onların emrinde gerekli çalışmaları yapıyorlar… Ülkemizden Kimseler yok mu. Hiç olmaz mı? 1-Her şeyi satarak düzeltmeye çalışan ve bu yanlışa devam: HÜKÜMETİMİZ… 2-Özelleştirme sevdalımız TÜSİAD… Akıllı adamlar gibi çıkıp açıklama yapıyorlar.Ne dediklerinin hiç farkında değiller. Geleceği görmüyorlar… Görmüyorlar mı yoksa … 3-Bir takım Türk Şirketleri… Para tatlı gelince. Daha çok isterler.

Hükümetimiz yeni düzenlemesinde maden sahaları olarak “özel koruma bölgeleri, milli parklar, tabiat parkları, tabiat anıtı, tabiatı koruma alanı, tarım, mera, sit alanları, su havzaları, kıyı alanları ve sahil şeritleri, karasuları, turizm bölgelerinde” maden aramalarına Maden Kanununa göre izin vermiştir. Durum çok ciddidir. Neden? Yukarıda suların özelleştirilmek-satılmak istediğini öğrendik.Maden aramalarında izin verilen alanlar içinde su havzaları da vardır. Suyu alan yabancı şirket böyle bir fırsat bulduğunda suyun çevresindeki havzayı maden arayacağım diye almaz mı? Ne de olsa kelepir? Bekler mi hiç… Vah kardeşim vah… Tapu dan alsa kat kat para ödeyecek. Toprağın altını maden aramak için ucuza kapatacağından bir taşla iki kuş vurulacak… Böylelikle toprakta gidecek… Neler gitmedi ki. Geçen yıllar içinde 3000 küsur maden sahası satıldı. Kiralandı. Uzun sürelerle devredildi. Şimdi de su kaynaklarımız (Akarsu, Baraj ve Gölet vb.) satılacak. Devamında su havzaları da elden gidecek… Tapu da satılanlar zaten cabası. Ne kaldı ki başka… Ya Ormanlar, böyle giderse onları da satacaklar… En önemli madenimiz olan BOR üzerinde oyun sinsice devam ediyor. Sonu ne olacak… BUNLARIN HEPSİ HAYAL Mİ SİZCE… BÖYLE OLMAZ MI DİYORSUNUZ… BİRŞEY YAPMAZSAK MAALESEF OLACAK… ATALARIMIZIN SAVAŞARAK ALDIĞI BU TOPRAKLARI KENDİ ELİMİZLE PARA İLE DEĞİŞTİRECEĞİZ… SONUÇ NE Mİ OLACAK… BAKIN NE OLACAK…

SULARIMIZI BİR TARAFTAN SATARAK, BİR TARAFTAN DA KİRLETEREK KAYBEDİYORUZ. Trakya’nın “ERGENE“ nehri, artık öldüğü mahkemece tescillenen nehir… Ceza kesmeye başlamışlar ama tavşan da bayırı aştı artık. Yazları pis kokudan ve sivrisinekten geçilmiyor artık. Hani bu cennet köşeleri kimselere vermeyecektik. Onlara sahip çıkacaktık… Bu mudur sahip çıkmak… Bu mudur onlara değer vermek… Vah kardeşim Vah… Biz neydik ne olduk…

SU KAYNAKLARIMIZI SATINCA BİZEDE BU AŞAĞIDAKİ ŞİŞELERLE İDARE ETMEK KALACAK. ZENGİNLERİMİZİN PARASI OLACAK ALMAYA YA FAKİRLERİMİZ NE YAPACAK. VAH KARDEŞİM VAH, NE GÜNLERE GİDİYORUZ. YAKIN DA KİRLENEN HAVAYI DA BİZE SATACAKLAR… SÖYLEMEDİ DEMEYİN… SULARINA SAHİP ÇIKMAYAN İNSANLARIN SONU NE OLUR BİLİYORMUSUNUZ? BAKIN NELER OLACAK… YAKIN DA KİRLENEN HAVAYI DA BİZE SATACAKLAR… SÖYLEMEDİ DEMEYİN… SULARINA SAHİP ÇIKMAYAN İNSANLARIN SONU NE OLUR BİLİYORMUSUNUZ? BAKIN NELER OLACAK…

YENİDEN HATIRLAYALIM. SU HAKTIR. SU HALKINDIR. SU TİCARİLEŞTİRİLEMEZ. SU ÜLKEMİZİN HALKININ ORTAK MALIDIR… O SEBEPLE MİLLETİN YAŞAM KAYNAĞIDIR… BU GİDİŞLE TÜRKİYE’MİZ, BÖYLE MUZ CUMHURİYETİ OLACAK..

BAŞTACI ETTİĞİMİZ AVRUPA BİR BAKIN… NE YAPMIŞTI DAHA DA NELER YAPACAK. İTALYA DA KÜLTÜRÜMÜZÜN ÖNEMLİ YEMEĞİ OLAN KEBAP YASAKLANMIŞTI… BUNU YAPAN ZİHNİYET BARAJLARI SATINCA YUKARIDAKİ YAZIYI DA AYNEN DE YAZAR. NİYE YAPMASINLAR… OLMAZ MI DİYORSUNUZ… BİRŞEY YAPMAZSAK OLACAK… NE YAPABİLİRİZ… ATATÜRK BARAJI SATILINCA ADINI DA BÖYLE DEĞİŞTİRECEKLER…

NE YAPABİLİRİZ… 1- Gazete yazarlarına durumu açıklayan; su kaynaklarının satışını özelleştirilmesini onaylamadığınızı, yanlış bulduğunuzu anlatan bir ya da mektup göndererek anlatabiliriz… 2-Milletvekillerine ve seçilen Belediye başkanlarına bu konuda çalışma yapılıp yapılmadığını, bunun yanlış olduğunu açıklayan bir mektup verebiliriz. Bütün satışların(Toprak maden, su vb.) gözden geçirilip devletçi ve milli politikalarla geriye alınmasını çok önemli ve hayati bulduğunuzu söyleyebiliriz. 3-Bu konuda çevremize usulünce bilgi vererek… Anlatarak… Halkımızı milletimizi uyandırabiliriz. Çevremizdeki bütün partili kardeşlerimize durumu anlatabiliriz. 4-Maden sahaları satıldı. Topraklarda satılıyor. Sularımızda satılsın mı… Bunları her fırsatta seçilecek kişilere anlatabilmeliyiz… 5-Bu zenginlikler ülkemizin, Türk halkınındır. Bu zenginlikler çocuklarımızın ve torunlarınındır. Bunları şimdi satarsak gelecekte onlar köle olarak yaşamlarına devam edecekler… Bunu mu istiyoruz diyebiliriz… 6-Emperyalist güçler savaşarak bizlerden alamadıkları bu toprakları parayla ve uyutarak almaya çalışmaktadırlar. Buna izin mi vereceğiz anlatabiliriz…

Bir Kızılderili Kardeşimizin öngörü yaptığı güzel bir sözü var. (Sanki Ülkemizin Durumunu Anlatıyor.) Topraklarımızı satmamızı isteyen beyaz adam; onu size satmayacağımızı söyleyince, bizlere tüfekle karşılık vereceğinizi biliyorum. Onun açlığı dünyayı saracak ve geride her tarafta çölden başka bir şey kalmayacak! Son ağaç kesildiğinde, son nehir kirlendiğinde ve son balık öldüğünde, o zaman paranın yenmediğini anlayacaksınız… Reis Seattle Vatanını satanlara ve sahip çıkmayanlara ithaf olunur. Vatanının satılmasına izin verenlere duyurulur. Biz satmıyoruz ama sesimizi çıkarmazsak bizde de suç vardır. Suçlu olmayın dik durun açık ve net konuşun… İzin vermeyin… Su kaynaklarımızın özelleştirilmesine ve satışına hayır diyoruz… HAYIR… HAYIR… HAYIR… Kendimiz için değil torunlarımız ve çocuklarımız için yapalım… Nesim UZUNSAHİL