Ballarda Kalıntı Sorunu ve İnsan Sağlığı Açısından Önemi Ali KORKMAZ Alata Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü Erdemli/İÇEL Dr. Ali KORKMAZ Ziraat Yüksek Mühendisi Samsun Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü
Giriş Bir tarım ülkesi olan ülkemizde hemen hemen tüm tarımsal ürünlerde, kullanılan pestisitlere bağlı olarak gıda kirliliği gün geçtikçe ortaya çıkmaktadır. Ballar diğer tarımsal ürünlerden farklı olarak daha denetimsiz koşullarda üretilip pazarlandıkları için bu sorun daha yoğun şekilde kendini hissettirmektedir. Sadece dışsatıma yönelik pazarlanan ballarda sağlık tedbirlerinin alınması, buna karşılık ülke içinde tüketilecek olan ballarda bu olaya dikkat edilmemesi, sorunun ne kadar yaygın yaşandığını göstermektedir.
Giriş Halk tıbbında balın çeşitli hastalıkların tedavisinde kullanılması, sağlıklı olmak amacıyla alınan bir ürün içerisindeki kalıntılar sebebiyle daha büyük sağlık sorunlarına yol açabilmektedir. Hayvansal ürünler içerisinde özgün yeri olan balda kalıntı üzerinde duyarlılıkla durularak net çözümler geliştirilmeli, etkin bir denetim yapılmalıdır. Aksi halde tüketici bilincinin gelişmesine paralel olarak ihraç ballarında olduğu gibi yurtiçinde de tüketicinin kendi balımızdan uzaklaşması kaçınılmaz olacaktır.
Bal nedir Zehir nedir Bal arılarının çiçek nektarlarını, bitkilerin veya bitkiler üzerinde yaşayan bazı canlıların salgılarını topladıktan sonra, kendine özgü maddelerle karıştırarak değişikliğe uğratıp, bal peteklerine depoladıkları tatlı maddedir. Organizmaya yeterli miktarda girdiğinde yaşamsal işlevleri tahrip eden ya da bozan maddelerdir. Vücuda giren herhangi bir madde alınış şekline ve dozajına bağlı olarak da zehir etkisi gösterebilir.
Balın İçeriği Balda %17 su, %41 levüloz, %34 dekstroz, %1.9 sakkaroz, %0.18 kül, %0.3 protein ile birlikte Ca, S, Cl, P, Mg, Cu, I, Fe, Zn mineralleri ve B Komplex, C, E ve K vitaminleri bulunmaktadır.
Balın Yararı Pestisitlerin Zararı Bal, besin ve ilaç değerine sahip olan bir maddedir. Ancak halk tıbbında bazı sindirim sistemi rahatsızlıkları başta olmak üzere, astım, bademcik, arterioskleroz gibi hastalıklar yanında halsizlik gibi enerji gerektiren olaylarda da kullanılmaktadır. Yağ dokuda birikerek kanser yapıcı, karaciğer ve böbrek fonksiyonlarını bozucu etkiler gösterirler. Ölüme neden olmakla birlikte bir kısmı vücutta birikmediği halde sinir hücrelerinde tahribat yapmakta, düşüncede yavaşlama, unutkanlık, sinir kas uyumunda bozukluk ve öğrenme güçlüğü oluşturmaktadırlar.
Balda Kalıntı Kaynakları Tarımsal mücadele ilaçları Genetik olarak değiştirilmiş bitkiler Arı hastalık ve parazit ilaçları Çeşitli sebeplerle kirlenmiş su kaynakları Balmumuna katılan katkı maddeleri Sağlıksız hasat ve depolama Hava kirliliği
Ülkemiz Ballarında Kalıntı Ülkemizde arıcılığın yoğun olarak yapıldığı Çukurova Bölgesinden toplanan bal örneklerinde yapılan kalıntı belirleme çalışmasında 135 adet bal örneğinde yapılan kimyasal analiz sonucunda bölgede üretilen süzme çiçek balı örneklerinde tespit edilen organik fosforlu insektisidlerin rastlanma sıklığı %15.54 oranında olmuş ve bu balları tüketebilecek insanlarda kronik nitelikte de olsa zehirlenme belirtileri görülebileceği saptanmıştır (Filazi ve ark., 1999).
İhraç Ballarında Durum İhraç edilen balların yaklaşık %90’ını çam balı oluşturmakta, ancak ihraç balları içerisinde naftalin, nişasta ve antibiyotik kalıntısı ile şeker bulunmasından dolayı Avrupa ülkelerinden geri dönmektedirler. Bu sebeplerden Kasım 1998’den itibaren çiçek balı ihracatında durma söz konusudur. Ayrıca bal ihraç eden firma sayısı 41’den 10’a düşmüş ve 1997-1998 sezonunda 7000 ton ihraç edilen bala karşılık 2000 yılında sadece 3350 ton bal ihraç edilebilmiştir (Kalpaklıoğlu, 2000).
Ülkemizde Bal Tüketimi Bal yoğun olarak besleyici ve tedavi edici amaçla kullanılmakta, ancak gerek kalıntı sorunu gerekse şeker katkılı hileli bal olma endişesinden dolayı tüketiciler tarafından alınırken market yerine doğrudan üreticiden alma yönünde çaba sarf edilmekte ve marketten yapılan alımlarda balın kalitesine büyük bir güvensizlik duyulmaktadır (Kumova ve Korkmaz, 2000).
Kalıntıdan Korunma Yolları Organik bal üretimini geliştirmek Bitki yetiştiricilerinin bilinçlendirilmesi Ulusal Arı Sağlığı Birliğinin kurulması Ruhsatlı ilaç kullanılması Tüketicinin bilinçlendirilmesi ve örgütlenmesi Arıcıların bilinçlendirilmesi ve örgütlenmesi
Kalıntıdan Korunma Örnekleri Organik bal üretimine katkı sağlamak amacıyla ilaç kullanımına örnek olarak mum güvesine karşı naftalin yerine sofra tuzu kullanımı (Kumova ve Korkmaz, 2000), Balda doğal olarak bulunan bir organik asit olması, verilen dozun balda kalıntı bırakmaması ve uygulamadan kısa bir süre sonra doğal sınırlara inmesi nedeniyle insan sağlığını olumsuz düzeyde etkilemediğinden Formik Asit varroa ve kirece karşı önerilmektedir (Kaftanoğlu ve ark, 1992).
Sonuç Yoğun pestisit kullanımının yol açtığı gıda kirlenmeleri içerisinde önemli bir yeri olan balda kalıntı sorunu ülkemiz için hala önemini korumaktadır. Ancak ülkemizde bu sorun balın dışsatımı gündeme geldiğinde kendini göstermektedir. Ülke iç tüketimine sunulma aşamasında herhangi bir kalite kriterine göre değerlendirme yapılmadığından dolayı Bal Kodeksi oluşturulmuş olsa bile pratikte uygulanabilirliği henüz gerçekleştirilmediğinden dolayı kalıntı içeren ballar pazarda yer alabilmektedir.
Sonuç Beslenme amaçlı kullanımı yanında halk tıbbında tedavi edici özelliği bakımından da kullanılan bal bu yapısıyla birlikte hala potansiyel hastalık kaynağı olarak sofralarımızda yerini almaktadır. Dünyada gittikçe yayılan ekolojik tarım bağlamında gündeme gelen organik bal üretimi ülkemiz için de yeni bir olgu olarak gündemdedir.
Sonuç Ancak organik ürünlerdeki fiyat oluşumunun değişkenlik göstermesi bal üretim aşamasında da bir takım sorunların yaşanmasına sebep olacaktır. Zaman içerisinde tüketici bilincinin oluşmasına paralel olarak bu sürecin kısalması ve sorunların çözülerek sağlıklı ürünlerin topluma kazandırılması da uzak bir olasılık değildir.
T e ş e k k ü r l e r . . . samsun1964@hotmail.com