II. MAHMUT DEVRİ REFORMLARI SBU 511 YRD. DOÇ. DR. YÜKSEL NİZAMOĞLU YRD. DOÇ. DR. YÜKSEL NİZAMOĞLU
YRD. DOÇ. DR. YÜKSEL NİZAMOĞLU SENED-İ İTTİFAK (1808) Alemdar Mustafa Paşa, devletin otoritesini İstanbul’da tekrar kurdu. Ancak bu devirde, merkezî otorite taşrada tamamıyla etkisizdi. Rumeli ve Anadolu’da âyanlar âdeta bağımsız idareler kurmuşlar ve merkezin otoritesini tanımamaya başlamışlardı. Arnavutluk Tepedelenli Ali Paşa, İşkodra Kara Mahmut Paşa hanedanının yönetimindeydi. Trablus, Cezayir ve Tunus’ta dayılar, Mekke ve Medine’de Vehhabiler, Mısır’da M. Ali Paşa, Çıldır ve D. Anadolu çeşitli emirlerin yönetimi altındaydı. Yozgat’ta Çapanoğulları, Aydın bölgesinde Karaosmanoğulları hakim durumdaydı. YRD. DOÇ. DR. YÜKSEL NİZAMOĞLU
YRD. DOÇ. DR. YÜKSEL NİZAMOĞLU SENED-İ İTTİFAK Alemdar Mustafa Paşa, merkezî otoriteyi taşrada hâkim kılmak için Rumeli ve Anadolu âyanlarını İstanbul’a davet etti. Âyanlar Alemdar’ın şöhret ve gücünden dolayı İstanbul’a geldiler. İstanbul’a kendi askerleriyle birlikte geldiler ve şehir dışında konakladılar. Sadrazam Alemdar Mustafa Paşa başkanlığında bir tarafta âyanlar, diğer tarafta devletin ileri gelenleri arasında 29 Eylül 1808’de Kağıthane’de bir toplantı (meşveret-i amme) yapıldı. Toplantıya katılanlar Padişah’ı ziyaret ettiler. Padişah da ayanlara samur kürk ve hançer hediye etti. Toplantıda varılan kararlar “Sened-i İttifak” adı verilen bir belgede tespit edildi ve bu belge Sadrazam, Şeyhülislâm, vezirler ve ayanlar tarafından imzalanıp mühürlendi (7 Ekim 1808). YRD. DOÇ. DR. YÜKSEL NİZAMOĞLU
YRD. DOÇ. DR. YÜKSEL NİZAMOĞLU SENED-İ İTTİFAK Padişahın emirlerine mutlak surette itaat edilecek. Devlet tarafından asker alınmasına karar verildiğinde ayan yardımcı olacak, engel olanlar olursa ayanlar hep birlikte karşı koyacaklar. Devlet hazinesi için eyaletlerden toplanacak vergilerin korunması sağlanacak. Sadrazamın emirlerine aynen Hükümdar gibi itaat edilecek. Ancak kanunlara aykırı bir emir durumunda hep birlikte karşı konulacak. Ayanların hiçbirisi, kabul edilen şartlara aykırı bir davranışı olmadıkça cezalandırılmayacak, kendileri ve hanedanlarının muhafazasına kefil olunacak. Ayanlar kendi bölgeleri dışına çıkamayacaklar. YRD. DOÇ. DR. YÜKSEL NİZAMOĞLU
YRD. DOÇ. DR. YÜKSEL NİZAMOĞLU SENED-İ İTTİFAK 6) Ocaklardan ve diğerlerinden fitne ve fesat çıkaran olursa ayanlar izin almadan İstanbul’a gelerek Ocağı kaldıracak. 7) Ülkede asayişin sağlanması konusunda alınan kararların uygulanması sağlanacak ve zulme mani olunacak. Uygulanması: Sened-i İttifak, 7 Ekim 1808’de imzalanmıştır. Sened-i İttifakın arkasındaki güç olan Alemdar Mustafa Paşa ise, 15 Kasım 1808’de yeniçeriler tarafından çıkarılan olaylar neticesinde ölmüştür. Böylece Sened-i İttifak etkisini büyük ölçüde yitirmiş, kendisinden bahsedilmez olmuştur. Keza Sened-i İttifakın zeylinde her yeni sadrazam tarafından senedin imzalanması öngörülmüştü. Oysa Sened-i İttifak, Alemdar Mustafa Paşa’nın yerine geçen sadrazamlar tarafından imzalanmamıştır YRD. DOÇ. DR. YÜKSEL NİZAMOĞLU
YRD. DOÇ. DR. YÜKSEL NİZAMOĞLU VAKA-İ HAYRİYE Cevdet Paşa’ya göre Ocağın kaldırılması İstanbul’un fethi gibi bir olaydır. II. Mahmut Ocağın kaldırılmasını “feth-i mübin” olarak değerlendirmiş ve yaptığı konuşmada; “Cenab-ı Hakk’a şükürler olsun ki, bu kulunu büyük ecdadının erişemediği feth-i mübine mazhar kıldı. Sizleri de bu büyük hizmette bulundurdu. Allah hepinizden razı olsun. Sa’yiniz meşkûr olsun…” YRD. DOÇ. DR. YÜKSEL NİZAMOĞLU
YRD. DOÇ. DR. YÜKSEL NİZAMOĞLU VAKA-İ HAYRİYE Yeniçeri Ocağı’nın kaldırılmasıyla ilk kez köklü bir kurumun kaldırılması şeklinde yenilik yapılmıştır. II. Mahmut bundan sonra yapacağı reformlar için elverişli bir ortam elde etmiştir. Bundan sonra yeniliklere tepkiler güç ve kuvvetle değil, ancak sözle olmuştur. Yeniçeri Ocağı’nın yerine Asakir-i Mansure-i Muhammediye adıyla yeni bir ordu kuruldu. Başındaki komutana Serasker deniyordu. Bazı valilere bu ordu için vilayetlerde alay oluşturmaları talimatı verildi. Asker aylıkları artırıldı. Donizetti Paşa İtalya’dan gelerek alay bandolarını geliştirdi. Batı müziğinin gelişmesine katkı yaptı. YRD. DOÇ. DR. YÜKSEL NİZAMOĞLU
MİLLİYETÇİLİK HAREKETLERİ 1804’de ilk milliyetçi isyan olarak Sırp isyanı çıktı. Kara Yorgi liderliğindeki isyan kısa zamanda bastırıldı. 1815 yılında Sırplar ikinci defa Miloş Obronoviç liderliğinde ayaklandılar. Ancak Miloş’un niyeti Sırbistan’ı bir birlik altında toplamaksa da Osmanlı yönetiminden tamamen ayrılmak değildi. 1829 Edirne Antlaşması ile Sırplar özerk oldular. Miloş’un Sırp Prensliği tanındı. Osmanlı garnizonları ve memurları Sırbistan’ı terk edecek, Sırplar vergilerini kendileri toplayarak yıllık olarak vereceklerdi. YRD. DOÇ. DR. YÜKSEL NİZAMOĞLU
MİLLİYETÇİLİK HAREKETLERİ Rumların ilk ayaklanması Aleksandr İpsilanti liderliğinde bir Fener Rum’u tarafından Eflak-Boğdan’da başlatıldı (1820). Halkın Fenerlilere olan tepkisi yüzünden destek olmaması ve Rusların da destek vermemesiyle isyan başarılı olamadı. Fakat buradaki gelişmeler Romen milliyetçiliğinin güçlenmesine zemin hazırladı. Rumlar Tepedelenli isyanından yararlanarak 1821’de Mora’da ayaklandılar. Osmanlı Devleti kuzeyi kontrol altına aldıysa da güneye inemedi ve Mısır Valisi M. Ali Paşa’dan yardım istedi. Vali’nin oğlu İbrahim Paşa kuvvetleri isyanı bastırmayı başardılarsa da Avrupa devletleri isyana müdahale ettiler. İngiliz ve Fransız donanması Osmanlı-Mısır donanmasını Navarin’de yaktılar. Ruslar batıda Edirne’yi, doğuda Erzurum’u aldılar. Osmanlı Devleti 1829 Edirne Antlaşması ile bağımsız bir Yunan devletinin kurulmasını kabul etti. Avrupa kamuoyu Rumlara büyük bir destek verdi. YRD. DOÇ. DR. YÜKSEL NİZAMOĞLU
BATILILAŞMANIN YENİ BOYUTLARI Padişah memurlara fes ve pantolon giyme şartı getirdi. Devlet dairelerine kendi portresini astırdı. YRD. DOÇ. DR. YÜKSEL NİZAMOĞLU
MÜSADERENİN KALDIRILMASI VE SONUÇLARI Osmanlı Devleti’nde genellikle devlet memurlarının malları müsadere ediliyordu. Müsaderenin gerekçesi normal yollarla bu kadar servet kazanılamayacağı düşüncesinden ileri geliyordu. Amaç hazinenin açıklarını kapatmak ve savaş masraflarına katkı yapmaktı. Memurlar, padişahın bendesi sayıldığından servet müsadere yolu ile devlete dönmüş oluyordu. Müsaderenin kaldırılmasıyla yönetici sınıf mal biriktirmeye, konaklarını halka kapatmaya başladılar. Hayır ve sevap amacıyla vakıf yapma düşüncesi önemini kaybetmeye başladı. YRD. DOÇ. DR. YÜKSEL NİZAMOĞLU
BAKANLIKLARIN KURULMASI Divan-ı Hümayun 18. yüzyıldan itibaren önemini kaybetti ve III. Selim devrinde yerini Babıali aldı. Babıali, hem sadrazamın konutu, hem de çalışma mekanıydı. Yönetimde merkeziyetçiliğin artması Babıali’nin yoğunluğunu artırmış ve 1836’da Umur-ı Mülkiye Nezareti (Dahiliye Nezareti) ve Hariciye Nezareti oluşturulmuş ve müsteşar tayin edilmiştir. Şeyhülislamlık makamı da dini, ilmi ve adli konulardan sorumlu bir bakanlık haline geldi. Memurlar da dahiliye ve hariciye olarak ikiye ayrıldı. Kabineye Meclis-i Vükela deniyor ve başında Sadrazam bulunuyordu. YRD. DOÇ. DR. YÜKSEL NİZAMOĞLU
MUHTARLIKLARIN KURULMASI Muhtarlık teşkilatı II. Mahmud döneminde kurulmadan önce Osmanlı şehirlerinde mahalle yönetiminden imamlar sorumluydu. Gayri Müslimlerin bulunduğu mahallelerde ise din adamları (haham veya papaz) bu sorumluluğu yerine getiriyordu. Hahamlar hahambaşına, papazlar patrikhaneye bağlıydılar. İmamlar ise padişah beratı ile tayin ediliyor ve beldenin mülki amiri olan kadının temsilcisi olarak görev yapıyorlardı. İmamlar “mahalle sekenesi” adı verilen heyetin başıydı. İmamlar, mülki ve beledi bir amir olan kadının mahalle düzeyinde temsilcisidir. Bu nedenle kadıya karşı sorumludurlar ve kadıya ait bazı işleri üstlenmişlerdir. YRD. DOÇ. DR. YÜKSEL NİZAMOĞLU
MEMURLARA MAAŞ BAĞLANMASI 1838 yılına kadar memurlara hazineden maaş verilmezdi. Merkezdeki memurlar atıyye ve hediyelerle geçimlerini sağlardı. Küçük memurlar ise yaptıkları işlere göre harç ve ilam ücretleriyle geçiniyorlardı. Eyaletteki valilere de maaş verilmiyor, toplanan vergilerin bir kısmı kendilerine ayrılırdı. 1838 yılında memurlara ve hademelere iş sahiplerinden para almak yerine hazineden maaş bağlandı. II. Mahmut maaş tahsisinin nedeni olarak rüşvet illetinin kaldırılmasını gösteriyordu. Ancak memurlar bu sefer de vatandaşların işini yapmadılar. Bahşiş, yeni dönemde rüşvetin adı oldu. YRD. DOÇ. DR. YÜKSEL NİZAMOĞLU
YRD. DOÇ. DR. YÜKSEL NİZAMOĞLU DİĞER YENİLİKLER Bir danışma organı olarak Meclis-i Vala-yı Ahkâm-ı Adliye kuruldu. 1834’de yedek askerlik denebilecek redif teşkilatı kuruldu. 23-32 yaşlarında olan redifler yılda iki defa nisan ve eylülde eğitim amacıyla toplanıyorlardı. Aylıkları düzenli askerin dörtte biri kadardı. Ancak savaş zamanı tam maaş alırlardı. Osmanlı Devleti’nde ilk nüfus sayımı bu dönemde yapıldı. Anadolu ve Rumeli’deki erkek nüfus sayıldı. Vergi tahsilatının düzgün bir şekilde yapılabilmesi için sayım sırasında mülkler de yazıldı. Sayımda Anadolu’da 2.100.000 Müslüman, 400.000 Gayrimüslim, Rumeli’de 800.000 Gayrimüslim ve 500.000 Müslüman erkek sayılmıştı. Posta teşkilatı kuruldu. Karantina usulü uygulandı. II. Mahmut ülkeyi tanımak için gezilere çıktı. Tekirdağ, Çanakkale Boğazı ve Edirne, Gemlik, İzmit ve Rumeli’de bazı yerleri gezmiştir. YRD. DOÇ. DR. YÜKSEL NİZAMOĞLU