AİLE HAYATI,PLANLAMASI VE ANA ÇOCUK SAĞLIĞI Zafer Zengin Özel Fatih Fen Lisesi Biyoloji Zümre Başkanı zaferzengin70@hotmail.com zaferzengin70@gmail.com zaferzengin70@yahoo.com
I.AİLE HAYATI a.AİLE KAVRAMI ve TOPLUMDAKİ yerİ Aile, toplumun temel taşını oluşturan en küçük birimdir. Anne,baba ve çocuklardan oluşur. Aile içinde bulunduğu toplumun özelliklerini taşır. Aile, çekirdek ve geniş aile olarak iki tipe ayrılır. Çekirdek aile anne, baba ve evlenmemiş çocuklardan, geniş aile ise anne, baba, büyük anne, büyük baba, çocuklar, çocukların eşleri ve torunlardan oluşur. Toplumumuzda aile kurumu yasalarla korunmaktadır. Türk Medeni Kanunu ve Anayasamızın 41. maddesi aileyi koruma altına almıştır. Türk Medeni Kanunu 1926 yılında yürürlüğe girmiştir. Bu yasa ile evlenme, boşanma gibi durumlar bazı kurallara bağlanmıştır.
b.AİLE HAYATINA ETKİ EDEN FAKTÖRLER 1)EVLİLİĞE KARAR VERMEDE ETKİSİ OLAN FAKTÖRLER Evliliğe hazır olanlarda yaş, fiziksel, duygusal ve sosyal olgunluk gelişmiş olmalıdır. Evlenmek için 18 yaşını doldurmak gerekir.(Zorunlu hallerde 17 yaşını dolduranlar mahkeme kararıyla evlenebilirler.) Evlilik için eşlerin fiziksel olgunluğunun yanında duygusal olgunluğa da erişmiş olmaları gerekir. Sağlıklı bir evliliğin olması için dikkat edilecek bazı noktalar vardır. Bu noktaların dikkate alınması mutlu ve sağlıklı bir evliliğin temellerinin atılmasında yaş farkları oldukça önemlidir. Sağlıklı bir evliliğin kurulması için evlenecek kişilerin eğitimlerini tamamlamış olması, gelir getiren bir işte çalışması ve askerliğini tamamlaması gibi faktörler göz ardı edilmemelidir. Evliliğe karar verirken eşlerin birbirlerinin ve ailelerinin sosyal konumu, eğitim durumu vb. şeyleri dikkate almaları gerekir. Yakın akrabalar arasında evlilik yapılmamalıdır.
2)AİLE HAYATINA ETKİ EDEN FAKTÖRLER Anne ve babanın birbirlerine karşı olan tutumları Ekonomik durum Dayanışma ve iş bölümü Aile bireyleri arasında kurulmuş birlik ve bütünlük
II.AİLE PLANLAMASI 1)AİLE PLANLAMASININ TANIMI Aile planlaması, ailelerin istedikleri zaman ve bakabilecekleri kadar çocuk sahibi olmaları için verilen hizmetlerin tümüdür. Gelişmiş ülkelerde aileler az sayıda çocuk yaparak onların iyi bir eğitim almasını ve sağlıklı büyümesini amaçlamaktadır. Az gelişmiş ülkelerde ise ailelerin çocuk sayısı çok fazla olduğundan çocuklar sağlıklı gelişememekte ve yeterli eğitim alamamaktadır. Bunun sebebi gelişmiş ülkelerdeki ailelerin aile planlamasının önemini kavramalarıdır. Ülkemizde 1965 yılında çıkarılan 577 sayılı yasa ile aile planlaması çalışmaları başlamıştır.
2)AİLE PLANLAMASININ ANA ÇOCUK SAĞLIĞINA ETKİSİ Çok sayıda doğum yapmak anne ve bebeğin sağlığını bozar. Yapılan araştırmalarda üçüncü bebekten sonraki doğumlarda gebelik ve doğumla ilgili hastalıkların arttığı gözlenmektedir. Çok ve sık doğumun anne sağlığına yaptığı bazı etkiler: *Beslenme bozukluğu ve buna bağlığı kansızlık *Anatomik bozukluklar *Düşük yapma olasılığının fazlalaşması Çok ve sık doğum yapmanın çocuk sağlığına yaptığı bazı etkiler: *Bebeklerin anne karnında yeterince gelişememesi ve buna bağlı olarak sakat doğması *Her bir çocuğa gösterilen ilginin azalması ihtimali ve buna bağlı olarak çocuklarda beslenme ve ruh sağlığının bozulması Aile planlaması hizmetlerinin iyi verildiği toplumlarda erken doğum, düşük ağırlıklı bebek ve bebek ölüm oranları düşüktür.
3)TOPLUM SAĞLIĞI AÇISINDAN AİLE PLANLAMASI Aile planlaması toplumun, verilen hizmetlerden daha iyi yararlanmasını sağlar. Nüfus artışının fazla olduğu ülkelerde işsizlik, açlık, konut yetersizliği, çevre kirlenmesi gibi sorunlar ortaya çıkar.
AİLE PLANLAMASI İLE İLGİLİ RESMİ KURULUŞLAR Sağlık ocakları Ana çocuk sağlığı ve aile planlaması merkezleri Doğumevleri Hastanelerin kadın hastalıkları ve doğum klinikleri
III.ANA ÇOCUK SAĞLIĞI A.ANA SAĞLIĞI 1)GEBELİK DÖNEMİ Gebelik dönemi ana sağlığı hizmetlerinden yeterince yararlanılması gereken bir dönemdir. Normal bir gebelik 40 (37-42) hafta sürer. Embriyo 8. haftadan sonra fetüs olarak adlandırılır. Gebeliğin 26 haftadan önce sonlanmasına düşük adı verilir. Fetüs plasentaya göbek kordonuyla bağlıdır. Gebelik süresince fetüs ihtiyacı olan besini plasenta aracılığı ile anneden karşılar.
GEBELİK BELİRTİLERİ Özellikle sabahları bulantı ve kusmanın görülmesi İlerleyen aylarda bebek kalp seslerinin duyulması Karın derisinde gebelik çizgilerinin belirmesi Bebek hareketlerinin hissedilmesi
GEBELİK DÖNEMİNDE BAKIM Gebe, düzenli aralıklarla sağlık kuruluşuna giderek gerekli kontrolleri yaptırmalıdır. Sağlık kurumlarında gebenin kan basıncı ölçülür, kütle artışı değerlendirilir. Kalp, böbrek, karaciğer ve sinir sistemi ile ilgili bir hastalığının olup olmadığı araştırılır. Bu dönemde bebeğin sağlığı da incelenir. Bebeğin kalp atışları dinlenir. Anne ile bebek arasında kan uyuşmazlığı varsa gerekli önlemler alınır. Gebelik döneminde anne röntgen ışınlarından uzak durmalıdır. Gebenin özellikle ilk 3 ayda röntgen ışınları almaması ve doktor önerisi dışında ilaç kullanmaması gerekir. Gebelik döneminde normal hareketler dışında ağır ve yorucu hareketlerden kaçınılmalıdır. Gebelik döneminde anne adayı bol ve rahat elbiseler giymelidir. Gebelik döneminde yeterli ve dengeli beslenilmelidir. Ancak çok yemenin de az yemek kadar bebeğe zararlı olduğu da unutulmamalıdır.
GEBELİK DÖNEMİNDE sorunlar İki gebeliği arasında iki yıldan az bir zaman geçmiş dördüncü veya daha sonraki bebeğine hamile bir annenin sağlığı olumsuz etkilenebilir. Kalp, damar,böbrek hastalıkları, tüberküloz gibi süreğen hastalığı olan kadınlarda gebelik hem anne hem de bebek açısından risk taşır. Gebelik boyunca kansızlık, tansiyon yüksekliği gibi durumlar anne ve bebek açısından sorun olabilir. Gebelik döneminde tokzoplazmolis, kızamıkçık vb. hastalıklar geçirilmemelidir. Gebe kalmadan önce anne adayına tokzoplazmolis testi yaptırılmalıdır. Gebelikte anne adayının sigara, alkol ve uyuşturucu maddeler kullanması anne ile birlikte bebeği de olumsuz etkiler. Gebelik esnasında bazı kadınlar toprak, kil,sabun, kömür gibi maddeler yemeye istek duyarlar. Böyle bir durumda hemen doktora başvurulmalıdır.
2)DOĞUM Normal olarak 40 hafta olan gebelik süresince fetüs gelişmesini tamamlar. Gebelik süresi sonucunda vücut bazı hormonlar salgılamaya başlar. Bu hormonlar da doğumu başlatır. Eğer anneye ya da fetüse ait bir sorun nedeniyle doğum normal yoldan gerçekleştirilemiyorsa cerrahi yolla bebek anne karnından alınır. Buna sezaryen ameliyatı denir. Normal olarak 40 hafta süren gebelik süresi 37. haftada ya da daha önce sonlanırsa doğan bebeğe prematüre,41 haftadan sonra sonlanırsa postmatür bebek denir.
3)LOHUSALIK,EMZİKLİLİK dönemİ ve BAKIMI Lohusalık dönemi, doğumdan sonraki 6 hafta anne vücudunda oluşan bazı değişikliklerin normale dönmesi için geçen zamandır. Lohusalık ve emziklilik döneminde de anne beslenmesine dikkat etmelidir. Eğer anne emziklilik döneminde yeterli beslenemezse bu durum annenin sütünün azalmasına ve direncinin düşmesine neden olur. Lohusalık döneminde anne, enfeksiyonlara kolayca yakalanabileceği için kişisel temizliğine özen göstermelidir. Temizliğe dikkat etmemesi halinde halk arasında “al basması” olarak adlandırılan lohusalık humması hastalığına yakalanabilir.
B.ÇOCUK SAĞLIĞI 1)BÜYÜME VE GELİŞME Büyüme, vücut büyüklüğünün, gelişme ise organların işlevlerinin artmasıdır. Çocuğun büyüme ve gelişmesinin normal devam edip etmediği, kütle boy ölçümlerinin izlenmesiyle öğrenilir. Bir çocuğun sağlıklı büyüyüp gelişmesini engelleyen etmenlerden bazıları genetik olabilir(Örn. Down Sendromu). Annenin gebelik dönemini etkileyen bazı faktörler çocuğun sağlığını da doğrudan etkiler. Annenin gebelik sırasında geçirdiği bazı hastalıklar çocuklarda gelişim bozukluğuna sebep olabilir.
ÇOCUKLARDA YAŞLARA GÖRE KAZANILAN ÖZELLİKLER Yeni doğan bebeğin emme yeteneği vardır. Sesleri duyar. Günün büyük bölümünü uyumakla geçirir. 1. ayda elinden tutulup kaldırılırsa başını kontrol edemez. 2. ayda nesneleri izler. 3. ayda kendisi ile konuşana gülümseyebilir. Başını kaldırır, sağa sola çevirir. 4. ayda eline aldığı nesneleri ağzına götürebilir, sallayarak ses çıkarabilir. 6. ayda destekle uzun süre oturabilir. Alt çenede iki orta kesici dişi çıkabilir. 8. ayda desteksiz oturabilir. Üst çenede iki orta kesici dişi çıkabilir. 9. ayda iki heceli sesler çıkarabilir. Anne, baba ,dede diyebilir. 12. ayda yürüyebilir. 18. ayda merdiven çıkabilir. Kaşığı kullanarak yemek yiyebilir. 24. ayda kolayca koşabilir. Duyduklarını tekrarlar. Kısa cümleler kurarak konuşabilir. 36. ayda duyduğu şarkıları tekrar eder. Korku kavramı oluşmuştur. 48.ayda dişlerini fırçalayabilir. Hikaye anlatabilir. Tek başına tuvalete gidebilir. 60. ayda paraları tanır. Kendisi giyinebilir.
2)ÇOCUK BAKIMI Çocuk doğumdan başlayarak düzenli aralıklarla hekim, ebe ya da hemşire tarafından izlenmelidir. Çocuğa her gün günlük banyosu yaptırılmalıdır. Altı sık sık değiştirilerek temizlenmelidir. Açık hava ve güneş ışınları çocuk gelişimini olumlu etkiler. Çocuk zaman zaman açık havaya çıkarılarak güneşlenmesi sağlanmalıdır. Bazı bebeklerde doğuştan kalça çıkıklığı görülür. Bu bebekler tedavi edilmezlerse sakat kalabilirler. Doğuştan kalça çıkığı olan bebeklerde en etkili tedavi, onu kundaklamak yerine kalın ara bezi koyarak kalça kemiklerinin dışarıya doğru açık durmasını engellemektir.
3)ÇOCUK BESLENMESİ Bebek için en iyi besin anne sütüdür. Yeni doğan bebeğe anne sütü dışında hiçbir besin verilmemelidir. Bebek en az 4-6 ay anne sütüyle beslenmelidir. Anne sütünün önemli özellikleri ; *Protein, karbonhidrat, yağ gibi bebeğin ihtiyacı olan maddeleri içerir. *Anne sütünün besleyiciliği diğer sütlerden daha yüksektir. *İçindeki protein ve mineraller inek sütüne oranla bağırsaklarda daha fazla emilir. Bu nedenle anne sütü alan bebeklerde kansızlık daha az görülür. *Anne sütü mikropsuzdur, alerjik değildir. *Anne sütü içinde bebeği enfeksiyonlardan koruyan antikorlar, lökositler vardır. Herhangi bir nedenle anne sütü verilemiyorsa, bebeğin nasıl besleneceği konusunda sağlık personeline danışılmalıdır.
4)AŞILAMA Çocuğun sağlıklı olarak büyüyebilmesi, çeşitli hastalıklara karşı koyabilmesi, vücudun bağışıklık sistemi ile sağlanır. Bağışıklık sisteminin gelişmesi ise aşı ile olur. Yurdumuzda verem(BCG), difteri, boğmaca ,tetanos(karma aşı, DBT), Haemophilus Influenza tip b(Hib), kabakulak, kızamıkçık(KKK), hepatit B ve tetanos ile erişkin tip difteri(Td) aşıları düzenli olarak yapılmaktadır.
5)ÇOCUKLARDA GÖRÜLEN BAZI SAĞLIK SORUNLARI 1.Yüksek Ateş Ateş vücudun bir savunma yöntemidir. Genellikle bulaşıcı bir hastalıkta yükselir. Normalde bebeğin ateşi 37,5 derecenin üstüne çıkmamalıdır. Yüksek ateş küçük ya da büyük olsun herkes için tehlikelidir. Ateş, özellikle 39 derecenin üstüne çıkarsa havale geçirme tehlikesi vardır. Havale sırasında çocuk, bilincini kaybeder. Kollarında ve bacaklarında çırpınma tarzı kasılmalar olur, gözleri bir noktaya dikilir. 2.İshal Çocuğun hangi yaşta olursa normalden daha sulu dışkı yapmasına ishal denir. Bazen dışkı kanlı ve balgamlı olabilir. İshalle kaybedilen su ve tuz çocuğun ölümüne yol açabilir. İshal bir çocuk hemen doktora götürülmelidir. Her ishalli çocuğa ilaç verilmesi gerekmeyebilir. İshal vakaları beslenme yanlışlığından da kaynaklanabilir.
HASTALIKLAR 3.Zatürre Zatürre, akciğer dokusunun iltihaplanmasıdır. Yüksek ateş, öksürük, nezle, solunum hızında artma ve solunum güçlüğü biçiminde ortaya çıkar. Özellikle çocuklarda ve yaşlılarda çok tehlikeli bir hastalıktır. Türkiye’de her yıl 40000 bebek zatürreden ölmektedir. Zatürre tedavisinde geç kalınması ya da tedavinin yetersiz uygulanması durumunda zatürreye bağlı ateş, kalp yetmezliği gibi yan etkileri nedeniyle ölüm görülebilir.
HASTALIKLAR 4.Pamukçuk 5.Doğmalık Hastalıklar Pamukçuk, küçük çocukların ağızlarında oluşan, bir çeşit mantar tarafından meydana getirilen hastalıktır. 5.Doğmalık Hastalıklar Doğmalık hastalıklar bebeğin doğuştan sahip olduğu, kalıtımla geçmiş ya da doğum sırasında oluşmuş bazı hastalıklardır.El ve ayaklarda görülen şekil bozukluğu, yarık damak,yarık dudak benzeri bir bozukluk kalıtsal olabilir.
HASTALIKLAR 6.Akraba Evlilikleri Akraba arasındaki evliliklerde taşıyıcıların bir aile oluşturma olasılığı daha fazladır.Bu nedenle kalıtımla geçen hastalıkların görülme oranı akraba evliliklerinde artar. 7.Kan Uyuşmazlığı Babanın Rh(+), annenin Rh(-) olduğu durumlarda,anne Rh(+) bir bebeğe gebe kalırsa kan uyuşmazlığı meydana gelir. Bu durumda anne kanında bebeğin kanına karşı savunma maddesi olan antikorlar üretilir. Bu durum birtakım sorunlara neden olabilir. 8.Sarılık Sarılık normal olan ve olmayan üzere iki çeşittir. Zamanında doğmuş bebeklerin çoğu normal olarak 2-3 gün sonra sararır. Normal olmayan sarılıklar ise anne ile bebek arasındaki kan uyuşmazlığından veya bazı hastalıklardan ortaya çıkar. Bu çocuklar için tehlikeli olabilir.