I . BÖLÜM Slaytı SESLİ ve kendi akışında izleyiniz

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
KIRMIZI BAŞLIKLI KIZ.
Advertisements

GÜNEŞİN UYUDUĞU YER
HAYAL BU YA... Bazen sensizliği düşünüyorum gecenin ıssız o iç ürperten zifiri karanlık sessizliğinde Aniden irkiliyor tüm vücudum . Birden yaşlanıyor.
HERKES İÇİN BİRAZ MUTLULUK
OFİSTE EGZERSİZ PROJESİ
…Bu sunuda anlatılan olaylar gerçekten yaşanmıştır…
Geometrik Cisimler ve Şekiller
(Gösteriyi lütfen kendi akışında izleyiniz)
Bir süre önce, başka bir kadınla çıkmaya başladım ve bu aslında
SİNAN AYTULU BUĞDAYIN YOLCULUĞU
SENİ ÇOK SEVİYORUM ANNE …
Mümkün Olmuyor Ağlamak Ama
SES DÜĞMESİNİ AÇABİLİRSİNİZ
Ilk göz ağrım.
BİR KADINI BEKLEMEK ATAOL BEHRAMOĞLU
Anne Mümkün Olmuyor Ağlamak Ama Sol Yanım Acıyor Necdet YILMAZ 2008
ANNE BEN NASIL DOĞDUM? Ooo! Hayır tatlım, sen benim içimde büyüdün. Sonrada…… Anne ben bu yumurtadan mı çıktım?
Kendimizi evlenince, bir bebek sahibi olunca, sonra bir tane daha olunca yaşamın daha güzel olacağına inandırmışızdır. Sonra çocuklarımızın yeterince yetişkin.
ARKADAŞIM BADEM AĞACI ADINI AŞK KOYDUM SENİN.
Bu olay, Marmara Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü'nü 1993 yılında bitiren Dilek isimli bir kızın başından geçmiş. (Böyle anlatılıyor, soyadı.
Hikmet SIRMA.
Şiir, Ali YAŞAR ‘ın DELİ IRMAK isimli kitabından alınmıştır… Ali YAŞAR Lütfen slaytı sesli ve kendi akışında izleyiniz.
Ağlarsam sesimi duyar mısınız
Sevgili günlük, Bugün çok yoruldum. Neden mi bugün hem eğlendik hem öğrendik… Merak mı ediyorsun? Peki anlatayım…
1937. Tarsus. Topçu Alayı tatbikat için dağılmıştı. Çadırlar henüz kurulmuştu ki, şiddetli bir yağmur başladı. Her taraf çamur kesildi.
Pes ettim... Daldaki yapraktım yaşamda, Hayat denilen ağacın dallarından, En yalnız olanında bir küçük yaprak, Yalnızdı üzerinde bulunduğum dalım,
Bir yaz günü üçgen tek başına parkta oynuyordu.
SLAYTI MUTLAKA SESLİ İZLEYİNİZ… İYİ SEYİRLER…
MASAL KAHRAMANLARI Oyhan Hasan BILDIRKİ SEVGİYE SUSAMAK.
…Bu sunuda anlatılan olaylar gerçekten yaşanmıştır…
ZARF (BELİRTEÇ).
AŞKLaRıM.
KALANIN ARDINDAN (sesli) Hep birlikteydik, masmaviydi hava; ne çok seviyordu herkes birbirini. Gitara yeni başlamıştım; çalacaktım ama utanıyordum.
Anne ayı, “Sarı Yumak, bu gece erken uyumalısın, yarın okula başlıyorsun” dedi. Sonra okul çantasını onun ayak ucuna koydu.
Cemal Şimşek HÜZÜN YAĞMURLARI Venüs'ten GELİYORDU.
Sarı Yumak ile Kara Yumak arkadaş olmuşlardı
Söz yürekten çıkarsa, yüreğe gider. Dilden çıkarsa kulağı aşamaz.
Yalnız sana borçluyum bugün dünyada varsam:
ANNECİĞİM.
Şiddetle itiraz ettim: "Ama ben seni seviyorum!!!"
ŞEHİDİM BAYRAKLARI BAYRAK YAPAN,ÜSTÜNDEKİ KANDIR.
SORGUDUR HAYATIM Bu slayt gösterisini SESLİ ve kendi akışında izleyiniz MARVAN OĞUZ.
Bilesin Dedim Hiç sevmedim seni şehir, hiç ama hiç. Ne ışıklarını, ne gökyüzünü, ne yağmurunu, gökkuşağını bile.
Yalnızlık Çemberi Ruhumu Sardı
Boya sandığına saklı düşler
KENDİNİ SEV HAZIRLAYAN : ELİF ÖZDEMİR
Benim adım Balerin Bebek.
Boya sandığına saklı düşler
EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI BAKIRKÖY İLKOKULU
TUTUNMAK Birinci Bölüm.
SLAYTI MUTLAKA SESLİ İZLEYİNİZ… İYİ SEYİRLER…
YA KİMSEYE GÜVENEMESEYDİK
Alıntı. Slaytı kendi akışında ve sesli izleyiniz.
Sesi AçınızAkışına Bırakınız Önümde bir beyaz kağıt, Özlemini yazıyorum satırlara. Yokluğunda yanan bir ağıt, Gözyaşlarını asıyor duvarlara. Bugün.
DERS :ÖĞRETİM TEKNOLOJİLERİ VE MATERYAL GELİŞTİRME KONU :KARIN OLUŞUMU
SeNDeN SoNRa.
MERHAMET ŞEVKAT FEDAKARLIK
FEDAKARLIK.
1937. Tarsus. Topçu Alayı tatbikat için dağılmıştı. Çadırlar henüz kurulmuştu ki, şiddetli bir yağmur başladı. Her taraf çamur kesildi.
BEYAZ BULUT YAĞMUR OLMAK İSTEDİ
BENİM ADIM SABAH Bir bebeği koklayınca için ısınıyorsa sevinçten... Bereketli bir tarlada, rastgele bir buğday başağı olmak istiyorsan... Veya bir kum.
CANIN KUŞLARI Can, o gün annesine ne kadar çok sıkıldığını anlatıyordu: — Neden oyuncaklarınla oynamıyorsun? diye sordu annesi. — Ama onlar benimle oynamıyorlar.
SLAYT GEÇİŞLERİ OTOMATİKTİR… LÜTFEN TIKLAMAYINIZ… SLAYTI MUTLAKA SESLİ İZLEYİNİZ… İYİ SEYİRLER… Sesli İzleyiniz.
Bekle beni… hazırlayan : levent karakaş yazı:alıntı
Türk Kadınlar Birliği ülkemizde her yıl çocukları için büyük fedakarlığa katla­nan annelerden birini yılın annesi seçer. Yılın annesinin kişiliğinde tüm.
Anksiyete ve depresyonla karışan durumlar Prof. Dr. Kültegin Ögel Acıbadem Üniversitesi
Bir zamanlar, birbirine bitişik iki çiftlikte yasayan iki erkek kardeş vardı. Günlerden bir gün bu iki kardeş arasında bir anlaşmazlık baş gösterdi. İki.
Arkamdan Bir Silah Sesi,
BENİ TANIDIN MI? BEN HALA SUYUM
HERKES İÇİN BİRAZ MUTLULUK
Sunum transkripti:

I . BÖLÜM Slaytı SESLİ ve kendi akışında izleyiniz Yıllanmış bir savaşın içinde doğdu bitişinde son buldu ama izleri hala aramızda yaşanıyor… ‘’ Bana Döneceğini Yaz ’’ bir hemşire ve gönüllü bir askerin aşk hikayesidir. Slaytı SESLİ ve kendi akışında izleyiniz İki farklı ülkede iki yıl altı ay yaşandı

BANA DÖNECEĞİNİ YAZ MARVAN OĞUZ

Muhacir kampına gitmeden önce her sabah mutlaka uğrardı mahalleye… Yüreğini eline koyup korkmadan sokak sokak tüm yaralıları ziyaret eder onları tedavi ederdi… Sonra , yağan kurşun yağmuru altında görevli olduğum menzile gelirdi. Onunla göz göze gelirken, onun parıl parıl parıldayan gözleri dolar, yüzünü okşayan tatlı tebessümü ile ‘’ Bugün de kurşun değmedi ‘’ dercesine başı dik mahalleden ayrılırdı…

Sonra… Yılların verdiği deneyimle ve gençliğini feda ettiği o sefaletin kampında taze taze umutlarıyla savaşın tüm şiddetine rağmen görevine devam ederdi. Belki hemşireydi ama çoğu zaman doktor, kimi zaman da öğretmendi. Bir annenin son nefesini tüketmek üzereyken olan bebeğini ellerinden alır kendi sütünü verecek kadar anneliği de biliyordu. Herkesçe onun artık kimliğinden çok kişiliği bilinen ve zaman zaman zor anlarda danışılan yegane birisi olmuştu.

Gece yarısıydı… Gökyüzünün ağarmış o görüntüsüne ben alışık değildim Gece yarısıydı… Gökyüzünün ağarmış o görüntüsüne ben alışık değildim. Yine bir döngünün başlayacağı, ıslak ıslak görünen mahallenin pencerelerinden belliydi… Ve, Ağıt sesleri birden yayıldı. Yerden bomba kırıntıları, gökyüzünden kurşun şimşekleri ve her yanımızdan zehirli rüzgar esmeye başladı… Sirenler patladı. Canlar ayakların dibine düştü. Ne kadını tanıdım erkekten ne erkeği tanıdım yığılmış cesetlerden… Elimi attığım her yerden elime kollar, bacaklar bazen kesik başlar geldi. Gece karanlığına söz de barışın kanı karışmıştı…

Arkamdan, sırt çantamdan beni çeken bir annenin feryadıyla karşı karşıya kaldım. Ağıt yaktı, yüreğimi yaktı ama hala dimdik ayaktaydı… Kucağındaki bebeğini dağılmış yüreğiyle bana uzattı. Yalvardı, ağladı, dizlerime çöktü… - YAVRUMU KURTAR dedi. Bebeği kucağıma aldığımda yüzü buz gibiydi ama kucağımda bir sıcaklık hissettim. Ancak o zaman bebeğin yaşadığını anladım. Çünkü, bebeğin sıcak kanını göğsümde hissetmiştim. Aklıma, her sabah mahalleyi sokak sokak dolaşan sonra da açlar kampına yaralıları tedavi etmeye giden o hemşire geldi. Bebeği, o hemşireye yetiştirmeliydim…

Cemalla cipe atladık. Yaser de atladı Cemalla cipe atladık. Yaser de atladı. Bebeğin annesi de… Soluk soluğa kaldığımız iki üç sokağı geçince yorgunluğum geçti ama asıl korkularım hala yüreğimi dağlıyordu. Çünkü ; Bebeği kaybetmek istemiyordum… Açlar kampına vardık. Her yerden ölü yada yaralı taşıyan bizim gibi daha çok asker vardı ve kampın o kalabalıklaşmış görüntüsü içinde ben, o hemşireyi bulamam korkusuna girdim. Ama , Bebeğin kanı hala sıcaktı. Bu benim için hiç bitmeyen bir umudun başlangıcıydı…

Cemal sağdan , Yaser soldan , benle bebeğin annesi her yerden , o hemşireyi aramaya daldık. Yüzleri yorgun, bedenleri solgun çok insanın üstünden geçtiğimi hatırlarım… Bebeğin annesi , o çadırda sıra ve kalabalık var, belki ordadır dedi. Hemen o çadıra doğru koştuk. Asker olduğum için hiç sıra görmeden çadırın içine daldım. Hemşire çok yoğundu. Elinin altında bir başka yaralı vardı ve onu soluk soluğa biraz da tedirgin haliyle tedavi ediyordu. Ona seslendim, dinlemedi. Karşısına geçtim, dinlemedi. Tenekeden olan tedavi masasına birkaç kez şiddetlice vurdum, yine dinlemedi. Oracıkta sesimi yükseltmek durumunda kaldım. Bunun üzerine hemşire elindeki ilaç şişesini ve pamuğu masaya koyup bana doğru döndü.

Gözlerimin içine baktı. Kısık ve ağlamaklı bir sesle usulca ; -Sesini yükseltme asker, burda herkesin canı var ve herkesin canı tedavi edilmeye ihtiyacı var… Sırayı görüyorsun, sıran gelince senin de canını tedavi ederiz dedi. Kucağımdaki bir bebek ve yaralı… Kanı akıyor, onu kaybetmek istemiyorum dedim. Bunun üzerine,ordan bir iki kadın daha bebeğin tedavi edilmesi gerektiğini söyleyince hemşire ,bebeği ellerimden aldı. Siz dışarı çıkın dedi.

Hemşireyle ilk karşılaştığım değildi ama ilk konuştuğumdu Hemşireyle ilk karşılaştığım değildi ama ilk konuştuğumdu. Onun dolu dolu gözlerine doya doya baktım. Hazin ve solgun yüzünü , sarı , yarım kınalı , kıvırcık saçlarını okşayasım geldi… O sırada başını kaldırıp çadırın girişine doğru bir an bakınca tekrar onunla göz göze geldik.’’ Bebeği kurtardım ‘’ dercesine gururlu gururlu gülümsedi… İlk kez gözlerim doldu. Bir askerin şartlar ne olursa olsun gözyaşları olmamalı diye bize öğretirlerdi ama ; Bir ülkenin varlığı için canını hiçe sayan milyonlarca insanın gözyaşları olmadan zafer kazanılmaz diye kimse bilmiyordu…

DEVAM EDECEK MARVAN OĞUZ marvanoguz@hotmail.com