AİLE EĞİTİMİ “ENGELLİ BİR ÇOCUĞA SAHİP OLMAK”

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
BEP : Her bir engelli çocuk için yazılı olarak, bireyin bağlı olduğu eğitim kurumunda oluşturulan birim tarafından geliştirilmiş olan ve engelli çocukların,
Advertisements

AİLELERİN EĞİTİM SÜRECİNE KATILIM ÇALIŞMALARI
ÖFKE DUYGUSUNUN TANINMASI VE KONTROL EDİLMESİ
II.BÖLÜM GELİŞİM İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR
ÜNİVERSİTEYE UYUM SÜRECİ
GENÇLERDE ÖZGÜVEN GELİŞİMİ.
ÖZGÜVEN NE DEMEKTİR? Kendine güvenmenin ne anlama geldiği konusunda birçok yanlış görüş vardır ve bunlar özgüven kazanmada insanın önünde engel oluştururlar.Kendi.
ANA BABA VE ERGENLİK.
İÇİMİZDEKİ ÇOCUK DOĞAN CÜCELOĞLU.
Yrd. Doç. Dr. Yasemin ÇAYIR
OKUL ÖNCESİ DÖNEMDE KAYNAŞTIRMA EĞİTİMİ
KİMLİK GELİŞİMİ VE KENDİNİ KABUL
OKUL ÖNCESİ EĞİTİM PROGRAMLARINA AİLE KATILIMININ ÖNEMİ
2.Hafta. Kaynaştırma ve Destek Özel Eğitim Hizmetleri
ERGENLİK DÖNEMİ GELİŞİM ÖZELLİKLERİ ve AİLE İÇİ İLİŞKİLER
AİLE Bir toplumda hukuki temele dayalı evlilik ve akraba bağlılığı (anne, baba, çocuklar, büyükanne ve baba ile yakın akrabalar) oluşmuş, aynı mekanda.
REHBERLİK.
OKUL REHBERLİĞİNDE MESLEK DANIŞMANLIĞI
BEP : Her bir engelli çocuk için yazılı olarak, bireyin bağlı olduğu eğitim kurumunda oluşturulan birim tarafından geliştirilmiş olan ve engelli çocukların,
Aile eğitimi.
TAHSİN YENTUR İLKOKULU
Hazırlayan Psk.Dan.Nazan MUTLU Uzm.Psk.Dan. Sinem TARHAN
ERGENLİK DÖNEMİNDE ARKADAŞ ETKİSİ
ŞAHİNBEY REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ
HAZIRLAYANLAR NURTAÇ ÜNLÜ DERYA DEMİR GÜLŞAH BAŞARAN
Tutum Kişinin herhangi bir olaya ve kişiye karşı olan tutumu onun kişiliği doğrultusunda gerçekleşir. Genellikle ev dışındaki ortamlarda yaşıtları tarafından.
ERKEN ÇOCUKLUK ÖZEL EĞİTİMİ
Erken Eğitim Şeyda Altuntaş
Kişilik Gelişimi.
ENGELLİLER AİLE VE ÇEVRE
ANNE BABA TUTUMLARI Karatay Rehberlik ve Araştırma Merkezi.
EĞİTİMDE AİLENİN ÖNEMİ
Güce Çok Programlı Anadolu Lisesi
OKULÖNCESİNİN ÖNEMİ.
ALAN TERCİHLERİ VE MESLEK SEÇİMİ
ERGENLİK DÖNEMİNDE RİSKLER ve SORUNLAR
“OKUL KORKUSU” SEMİNERİ
REHBERLİK SERVİSİNİN TANIMI VE İLKELERİ
Psikososyal Gelişim Erik Erikson, Freud’un kuramını ergenlikten sonra yaşlılığa kadar genişleterek sekiz psikososyal gelişim dönemini tanımlamıştır. Gelişimde.
ÖZÜRLÜLÜK(ENGELL İ )NED İ R? Bedensel, zihinsel ve ruhsal özelliklerinden belirli oranda fonksiyon kaybına neden olan organ yokluğu ve bozukluğu sonucu.
EMİRDAĞ ANADOLU LİSESİ EĞİTİM ÖĞRETİM YILI VELİ TOPLANTISI
KİŞİSEL GELİŞİM & İKY.
VE ÇOCUGUN GELİŞİMİNE ETKİLERİ
DUYGUSAL GELİŞİM Duygu: Ansızın şiddet ve yoğunluk düzeyi değişebilen yansıma veya tepki olarak hissedilen içsel yaşantılardır.
DİĞER TUTUMLAR.
YUMAKLICERİT ORTAOKULU REHBERLİK SERVİSİ Hazırlayan: Ayşegül ATA
ÇATALCA ÇOK PROGRAMLI ANADOLU LİSESİ ERGENLİK DÖNEMİ SUNUSU
Öğrenciyi Tanıma Yrd. Doç. Dr. İhsan Sarı.
ERGENLİK DÖNEMİ YAŞ BİLİŞSEL GELİŞİM * * Soyut işlemler dönemidir. * Tartışmaları sever, düşüncelerini ifade etmek isterler. * Mantık üzerinde.
ERGENLİK.
ANA BABA OKULU-II ÖZEL OĞUZ FEN BİLİMLERİ TEMEL LİSESİ.
ÖZEL EĞİTİMDE KAYNAŞTIRMA UYGULAMARI
ÜSTÜNLÜK ARAMA KURAMI - Adler Doğum Sırası En büyük çocuk; tacını yitirmiş kraldır. Yaşamının ilk yıllarında çevresinin ilgi merkezindeyken ve her.
DUYUŞSAL GELİŞİME YÖNELİK ETKİNLİKLER PLANLAMA
ÖZEL EĞİTİMDE AİLE EĞİTİMİ VE REHBERLİĞİ
Engelli çocuğun kardeşlerinin tepkileri
Aile Katılımı Nedir? Çocuğun gelişimi hakkında anne babaları bilgilendirme. Anne babalara duygusal destek sağlama. Çocuklarına öğretmenlik ve rehberlik.
Yrd. Doç. Dr. Tülay KUZLU AYYILDIZ
ERKEN ÇOCUKLUK ÖZEL EĞİTİMİ
ALAN TERCİHLERİ VE MESLEK SEÇİMİ
ENGELLİ ÇOCUĞA SAHİP AİLELERİN TEPKİLERİ
ANA BABA VE ERGENLİK.
ANNE BABA ve ERGEN İLETİŞİMİ
ÇOCUKLUK DÖNEMİNDE YARATICILIK VE SANAT EĞİTİMİ
AİLE EĞİTİMİ “ENGELLİ BİR ÇOCUĞA SAHİP OLMAK”
AİLE Bir toplumda hukuki temele dayalı evlilik ve akraba bağlılığı (anne, baba, çocuklar, büyükanne ve baba ile yakın akrabalar) oluşmuş, aynı mekanda.
II.BÖLÜM GELİŞİM İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR. Kazanımlar Bu üniteyi tamamladığınızda aşağıdaki hedeflere ulaşmanız beklenmektedir: Gelişimle ilişkili olan.
SAĞLIKLI BİR YAŞAM İÇİN ZİHİNSEL,DUYGUSAL VE SOSYAL SAĞLIĞIN ERGEN BİREYLER AÇISINDAN ÖNEMİ.
AİLEDE İLETİŞİM.
TÜRKİYE'DE ERGEN PROFİLİ
Sunum transkripti:

AİLE EĞİTİMİ “ENGELLİ BİR ÇOCUĞA SAHİP OLMAK” Hazırlayan Özel Eğitim Öğretmeni Nuray DUMAN

AİLE NEDİR? İki kişinin oluşturduğu birlikteliktir. Veya aynı çatı altında yaşayan kişilerin oluşturduğu birlikteliktir. Toplumdaki en küçük yapı birimidir. Kadın ve erkeğin yasalar önünde belli bir akitle ve toplumun kabulüyle bir araya gelerek ürünü(çocuğu) oluşturmalarıdır.

Çocuğun Anlamı Nedir? Öncelikle çocuk, kadın ve erkeğin ortak ürünüdür. Döllenmede anneden ve babadan gelen 23 kromozomun birleşmesiyle oluşan bir ürün. Bu özelliği ön planda tutan çiftler için genlerin karışımının sonucu merak konusudur. Bazıları için aile adının kuşaktan kuşağa taşınması önemlidir.

Çocuğun kadın ve erkek için taşıdığı anlamları şöyle sıralayabiliriz. Çocuk annenin ve babanın sağlıklı olduğunun bir göstergesidir. Kadının hamile olmasıyla kendi ailesine eşinin ailesine ve topluma verdiği mesaj, “bakın ben sağlıklı, cinsinin özelliklerini gösteren sağlıklı bir kadınım. Üretiyorum. ”Erkeğin verdiği mesaj da benzeri anlam taşımaktadır.Bu nedenle istendik bebekleri olacak anne ve baba adaylarının yolda yürüyüşleri bile daha farklıdır.

Çocuk bir armağandır. Öncelikle kadının erkeğe verdiği bir armağan daha sonrada eşlerin kendi ailelerine verdiği bir armağandır. Bu nedenle genellikle kadınlar annelerine erkeklerde babalarına ilk kez durumu açıklarlar. Burada çiftin ailelerine ilettiği, ben de sana benziyorum. Ben de anne ya da baba oluyorum. Genellikle bir annenin en büyük isteği kızının da kendisi gibi anne olmasıdır. Bu nedenle özellikle bizim toplumumuzda kız çocukları doğum yaparken yanlarında anneleri bulunur. Çünkü armağanını önce o almak ister.

Çocuk neslin devamıdır Çocuk neslin devamıdır. Özellikle kırsal kesimlerde erkek çocuk ailelerin gelecek nesillerinin güvence altına alındığının bir göstergesi olarak kabul edilir. Erkek çocuğu olanın aile içindeki saygınlığı daha fazla olur. Çocuk eşleri birbirine bağlayan bir bağdır. Bazı bireyler evliliklerini bir arada tutmak için çocuk sahibi olurlar bu akılcı bir yol değildir, çünkü genellikle çoktan bozulmuş olan ilişkiye yeni bir sıkıntı ekler,bundan da en çok etkilenen çocuktur. Ancak toplumumuzda çocuk hala evliliğin kurtarıcısı olarak görülmektedir.

Çocuk ile bazı özlemlerimizi gideririz Çocuk ile bazı özlemlerimizi gideririz. Çocuğumuzun, bizim yapmak isteyip de yapamadığımız isteklerimizi gerçekleştirmesini isteriz. Daha çocuk doğmadan çocuğun geleceği ile ilgili hayaller kurulur. Çocuğun cinsiyetinden başlayıp çocuğun hangi okulları okuyacağı hangi mesleği seçeceğine kadar hayaller kurarız. Hiçbir zaman sahip olmadığımız olanakları çocuklarımıza vermek ve bize davranılmasını istediğimiz biçimde çocuklara davranmak istediğimiz için çocuk sahibi olmuşuzdur.

Çocuk anne ve babanın gelecek sigortasıdır Çocuk anne ve babanın gelecek sigortasıdır. Yaşlılıkta yalnızlıktan korunmak için aileler çocuk isterler. Bazıları içinse çocuk sevgidir.

Eğer annenin hamilelik döneminde her şey yolunda gider, çocuk beklentilere uygun olarak doğarsa aile kendisi için önemli olan anlam gerçekleştiği için olayı kutlar. Kadının, kocası ailesi içindeki statüsü artar. Baba eş, dost ve arkadaşlara doğumu müjdeler. Tüm anlamlar olumlu yönde gerçekleşmiştir.

Engelli Çocuk Karşısında Ailelerin Gösterdiği Tepkiler Ailelerin tepkilerini açıklayan çeşitli modeller vardır. Bunlardan en bilineni “aşama modeli” olarak belirtilen ve ailelerin çeşitli aşamalardan geçerek kabul ve uyum aşamasına geldiğini varsayan modeldir.

Eğer çocukta doğumsal bir yetersizlik varsa, çocuk hamilelik döneminde düşleri kurulan beklentilerin hiçbirini yerine getiremeyecektir. Aile bu durumla karşılaştığında önce ŞOK yaşar. Şok durumları, bireyin beklenmeyen, istenmeyen ancak ani biçimde ortaya çıkan durumlarda gösterdiği tepkidir. Birey bu durumu, trafik kazası, çok sevilen bir yakının ölümü ve engelli çocuğa sahip olduğunu anladığı anda yaşar. Birey gözünü kapatır. Bununla gözünü açtığında her şeyin tekrar eski haline döneceğini düşünür. Ancak gözünü açtığında durum değişmemiştir.Bu zaman yeni bir somatik evre başlar İNKAR.

Bu aşamada birey, çocuğun durumunu reddetmekte, çocuğa bu tanıyı koyan doktorları suçlamaktadır. Çocuğun da olağan dışı bir durum yoktur. Bunun tanısını doktor koymuştur. Doktor yanlış tanı koymuştur. Bu nedenle başka doktorlara gitmek gerekir diyerek doktor doktor dolaşılır. Her doktor durumu teyit etmektedir. Değişen bir durum yoktur. Bu durumun nedenini aramaya başlar bu SUÇLAMA aşamasıdır.

Anne, babayı, daha çok da baba anneyi suçlamaktadır Anne, babayı, daha çok da baba anneyi suçlamaktadır. Çünkü çocuk 266 gün anne tarafından taşınmıştır. Bu suçlama neden benden değil senden, senin ailenden kaynaklanmaktadır görüşüne varan bir tırmanma biçimine dönüşebilir.

Suçlamadan sonra KABUL aşaması yaşanır Suçlamadan sonra KABUL aşaması yaşanır. Bu aşamada aile artık mevcut durumda çocuğa nasıl yararlı olacağı konusunda tutumlar geliştirir. Aile bu aşamaları ne kadar çabuk geçer ve çocuğa gerekli erken müdahaleleri yaparsa, çocuklarda gözlenebilecek olası gelişim geriliklerinin oldukça sınırlı alanlarda kalacağını belirtmek gerekmektedir. Süre uzadıkça gelişimin kritik dönemleri olan 0-2 yaş kaçırılmış olacak ve çocuğun ileriki yaşlarında üstesinden gelemeyeceği olumsuzlukların temeli atılabileceği gerçeğini unutmamak gerekmektedir.

Başka bir model Sürekli Üzüntü modelidir Başka bir model Sürekli Üzüntü modelidir. Bu yaklaşıma göre, aileler gerek aile içi yaşantıları, çocuğun farklılığı, gerekse toplumsal tepkilere bağlı olarak sürekli bir üzüntü ve kaygı içindedirler. Bu doğal bir süreç olarak algılanmakta ve patolojik olarak düşünülmemektedir. Diğer bir model ise “Çaresizlik,Güçsüzlük ve Anlamsızlık” modelidir. Farklı özellikleri olan bir çocuğun anne babada yarattığı duygular, yakın çevrenin (büyükanneler, büyükbabalar, arkadaşlar) tepkileriyle yakından ilişkilidir. Onların durumu olumsuz ve çaresizlik içinde algılaması anne ve babanın da benzer duygular içine girmesine neden olmaktadır.

Tüm bu modeller bize ailelerin yaşadıkları konusunda ipuçları vermektedir. Her ailenin kendine özgü olduğu, yaşadıklarının ve gelişimlerinin de kendilerine özgü olduğu unutulmamalıdır.

Kardeşlerin Duyguları ve Tepkileri Kardeşlerin tepkileri de büyük ölçüde anne babaların tepkileriyle şekillenmektedir. Kardeşler de aileye yeni bir kardeş gelmesinin mutluluğunu çok yoğun yaşamakla birlikte, farklı özelliğe sahip bir kardeş üzüntü ve çeşitli karmaşık duyguları beraberinde getirir. Bilindiği gibi farklı özellikleri olan bir çocuk tüm aileyi etkilemektedir.

KARDEŞ TEPKİLERİ Farketmeme, görmezlikten gelme: Farklı özelliği olan bir kardeşe sahip olmanın getirdiği kızgınlığın doğal sonucu olan bu durum, diğer kardeşin anne babanın çok ilgisini istemesi, çeşitli sosyal baskılar sonucu ortaya çıkabilir. Kıskançlık ve kötü davranma: Ailenin ilgi ve sevgisinin bir ölçüde kendi üzerinden gitmesi, kardeşlerin kıskançlık duyguları yaşamasına neden olabilir. İlgi çekmek amacıyla, çeşitli davranış problemleri yaşayabilir. Kıskançlık duygularının doğal bir sonucu olarak,saldırganlık, ilgilenmeme gibi duygularda yaşanabilir.

Korku: Kardeşler kendilerinin ya da çocuklarının da farklı özelliği olabileceği korkusunu yaşayabilirler.Ayrıca ileride farklı özelliği olan kardeşin tüm sorumluluğunu alma düşüncesi de yaşanan duygular içindedir. Utanma, sıkılma: Farklı özelliğe sahip kardeşten utanma, arkadaşlarına bahsetmeme ve sosyal ilişkileri kısıtlama da yaşanan tepkiler olarak ortaya çıkmaktadır.

Diğer taraftan farklı özelliğe sahip bir kardeşi olmanın getirdiği olumlu duygular ve yaşantılar da bulunmaktadır. İnsan ilişkilerine ve farklılıklara duyarlılığın artması, daha toleranslı olma ve sorumluluk duygularının gelişmesi bunlar arasında sayılabilir.

Farklı özelliklere sahibi bir çocuğun ailelerde yol açtığı değişiklikler Her çocuğun doğumu ailede bir çok yeniliğe ve değişikliğe yol açar. Anne babaların, kardeşlerin kişilik özellikleri, birbirlerinden, hayattan, mesleklerinden, yakın çevreden ve toplumdan beklentileri de farklılaşır. Bu farklılıklar aileden aileye değişmekle birlikte, anne babaların kişilik özellikleri, eşlerin birbirlerine ne ölçüde yakın ve destek oldukları, yakın çevrenin ve toplumun tepkileri ve desteği bu değişiklikleri etkilemektedir. Aynı zamanda toplumun ve devletin bu çocuklara ve ailelere sunduğu hizmetlerin ve servislerin niteliği ve niceliği de ailelerde meydana gelen değişiklikleri etkileyen en önemli nedenlerden biridir.

Anne babalar, çocuklarını tanıdıkları ve onlara ilişkin doğru bilgiler edindikleri ölçüde değişim ve gelişimlerini değerlendirebilir ve ileriye dönük beklentiler geliştirebilirler.Tüm beklentiler çocuğun bağımsız yaşam becerilerini geliştirebilmesine, kazanabileceği iş ve meslek becerilerini kazanmasına ve topluma kaynaşmasına dönük olmaktadır. Anne baba için en önemli değişiklik ve gelişimler çocuğun kendine yeter hale gelmesi ve kendini ifade edebilmesidir.

ÇEVRE VE UZMANLARLA İLİŞKİLER Ailenin çevreden ve uzmanlardan aldığı destek, yardım çocuğun yaşıyla birlikte değişmekte şekillenmektedir. Bebeklikte, uygun tıbbi tanı ve tıbbi yardımlar ve ailenin duygularına yoğunlaşırken, erken çocukluk döneminde, çocukların özellikleri, yaşıtlarıyla nasıl kaynaşabilecekleri yönünde yardımlar uygun olmaktadır. İlköğretim döneminde, nasıl bir eğitim ortamı, nasıl ve nerede gibi değişik sistem düzeylerinde arayışlara ve desteklere yol açmaktadır. Ergenlikle birlikte, bağımsız yaşam, arkadaş ilişkileri, kabul görme, farklı özelliği olan ergenin kendini olduğu gibi kabul etmesine yönelik yardımlar, destek ve anlam kazanmakta ve bu yardımlar ailelerce beklenmekte, araştırılmaktadır.

Ailelerin Toplumdan Beklentileri Anne babaların tüm yaşadıkları ile nasıl ve ne ölçüde başa çıktıkları sosyal destek mekanizmalarıyla paralellik göstermektedir.Ailelerin yaşadıkları bu beklenmedik ve karmaşık durumla başa çıkmaları, büyük ölçüde diğer ailelerle ilişkilerine, onlardan aldıkları desteğe ve onlara ne ölçüde yardımcı olduklarına bağlıdır. Ailelerin arkadaşlığa, dostluğa, yalnız olmadıklarını hissetmeye ve duygusal desteğe ihtiyaçları vardır. Bu desteği genişletilmiş aile fertlerinden, yakın çevreden aldıkları gibi psikolojik danışma gruplarında diğer anne ve babalardan da almaktadırlar. Bu gruplar annelerin, babaların, birbirlerine duygusal, sosyal yönden yakınlaşmalarına, yalnız olmadıklarını fark etmelerine yardımcı olur.

Psikolojik Danışma Çalışmaları Geleceği düşünmek ve geleceğe ilişkin olumlu beklentiler içinde olmak, karamsar, karmaşık duyguların, yaşantıların, olumluya yöneldiğinin işaretleridir. Aileleri bu yönde desteklemek, psikolojik danışma gruplarının temel amaçlarındandır. Ayrıca, amaca dönük davranışların belirlenmesi, şekillenmesi, annelerde istendik ve olumlu davranışların gelişmesi içinde çıkış noktası olmaktadır. Ailelerle yapılan psikolojik danışma uygulamaları bireysel veya grupla yapılmaktadır. Grupla psikolojik danışma 8-12 arası anne baba ya da kardeşin bu alanda yetişmiş uzmanla birlikte yürüttükleri çalışmalardır.

Ailelerin Eğitim Sürecine Katılımı Ve Aile Eğitimi Çocukların eğitim ortamındaki gelişiminde kabul edilen en temel ilkelerden biri öğretmenlerin, idarecilerin ve ailelerin bu süreçte hep birlikte yer alması ilkesidir. Çocukların okul ortamında kazandıkları becerilerin ev ortamında pekiştirilmesi ve geliştirilmesi, okul-ev tutarlılığının sağlanması ve ailelerin okul ortamının etkili bir öğesi haline gelebilmesi eğitim sürecinin temel hedeflerindendir.

Aile Katılımının Ve Eğitiminin Temel Gerekçeleri Anne babalar çocuklarıyla iletişim içinde olmalıdırlar. Eğitim sürecinde ve çocukların gelişiminde anne babaların gözlemlerinden ve görüşlerinden yararlanmak çocukların gelişimini kolaylaştırıcı bir anlam taşımaktadır. Annelerin eğitim düzeylerinin düşük olması, çocuğa ev ortamında çeşitli becerilerin kazandırılmasında ve okuldan beklenen akademik katkılarda bulunmalarına engel olmaktadır.Aile katılım programları bu yönden yetişkin eğitimi olarak da algılanmakta ve toplumda anne babaların, özellikle annelerin gelişimine katkı sağlamaktadır.

Ailelerin okulu tanıması, kendilerini okulun bir parçası olarak hissetmeleri, onların okul ve öğrenciler için kaynak aramaları içinde fırsat sağlamaktadır.Ailelerin katılımında bir diğer gerekçede çocukların akademik performanslarının, okulun akademik standartlarının yükselmesine katkısı olmasıdır. Sınıf ve okul ortamı içinde ortak bir kültürün oluşması için ailelerin eğitim sürecine ilişkin bazı etkinlikleri ev ortamına taşımaları ve bunları geliştirmeleri de yararlı olmaktadır.

Ailelerin çocukların gelişimi için en iyi ve etkili yolları, yöntemleri bulmak için çaba harcarlar. Zaman zaman bu ipuçlarını bulmada zorlanırlar. Aile katılımıyla geliştirilmeye çalışılan etkileşimden hem çocuklar hem de aileler yarar görmektedir. Çocukların benlik algısı olumlu yönde etkilenmektedir. Çocukların akademik başarılarının arttığı gözlenmektedir. Ailelerin okula ve eğitim sürecine olumlu tutumlar geliştirmesine yardımcı olmaktadır.

Etkili Aile Programlarının Özellikleri Anne babaların çocuklarının eğitimi, gelişimi ve eğitim yöntemleri ile ilgili olduğunu kabul etmek. Anne babaların becerilerinin ve özelliklerinin farklı olduğunu kabul etmek. Ailelerin ihtiyaçlarına esnek ve yaratıcı programlarla destek vermek. Ailelerle beklentilerini, rollerini ve sorumluluklarını paylaşmak. Anne babaların çocuklarının gelişimine ve eğitim ortamına katkılarını vurgulamak.

Anne babanın çocuklarına ilişkin gözlemlerini, düşüncelerini ve deneyimlerini öğretmenlerle paylaşmak. Anne baba çocuk ilişkisinin çok özel, yakın ve uzun süreli, öğretmen öğrenci ilişkisinin ise daha az özel ve kısa süreli olduğunu hatırlayarak ve bu farkı dikkate alarak, programları buna göre planlamak. Aileleri karar verme sürecine katmak ve kararlardan onları haberdar etmek. Aile katılımının zaman, enerji ve çaba gerektirdiğini kabul etmek. Dikkati sorunlardan çok çözümlere vermek.

Tüm ailelerin eğitim çalışmalarına katıldığını söylemek çok gerçekçi olmamaktadır. Ailelerin zaman azlığı Kendilerinden kaynaklanan duygusal nedenler Okul ortamına ve sistemine ilişkin olumsuz nedenler Aile eğitiminin ve programlarının önemini bilmemek Kendilerine güvensizlik gibi nedenlerle ailelerin bu programlara katılımında güçlüklerle karşılaşılmaktadır.