Onkolog Dr. Haluk Nurbaki'den bir hatıra

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
KELİME TÜRLERİ ZARFLAR.
Advertisements

SLAYTI MUTLAKA SESLİ İZLEYİNİZ… İYİ SEYİRLER…
Onlara sahip olduklarınızın en iyisini veriniz.”
Biz bu oyuna deli olduk! Bir Japon psikoloji profesörü, Isamu Saito oturmuş psikolojinin prensiplerinden faydalanarak kendimizi keşfetme oyunu hazırlamış.
“İnsanoğlu hakkında en çok ney şaşırtır sizi?…”
KÜÇÜK İTFAİYECİ lütfen sesi açıp Tıklayınız..
SLAYTI MUTLAKA SESLİ İZLEYİNİZ… İYİ SEYİRLER…
Bunu okursanız iyi olur
SLAYTI MUTLAKA SESLİ İZLEYİNİZ… İYİ SEYİRLER…
…Bu sunuda anlatılan olaylar gerçekten yaşanmıştır…
Bir süre önce, başka bir kadınla çıkmaya başladım ve bu aslında
SUNUMMAT MATEMATİK SİSTEMİ SAYESİNDE BİR KÂBUS OLMAKTAN ÇIKTI.
Soğanın sırrı Tıklayınız lütfen.
Lütfen sesi açıp Tıklayınız..
AYAKKABICI Ayakkabıcı, yeni getirdigi malları vitrine yerleştirirken, sokaktaki bir çocuk onu izlemekteydi.
Eğer, önüne koyduğun her türlü her türlü yemeği yiyen ve annesinin yaptığı gibi güzel olmasa bile, hiç şikayet etmeyen birini arıyorsan...
ERKEĞİN HANIMI ÜSTÜNDEKİ HAKLARI
DOĞAN CÜCELOĞLU'NUN EĞİTİMİNDEKİ KATILIMCILARLA BİR KONUŞMASINDAN:
ZÜBEYDE HANIM ANAOKULU
KÜLKEDİSİ.
Bu olay, Marmara Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü'nü 1993 yılında bitiren Dilek isimli bir kızın başından geçmiş. (Böyle anlatılıyor, soyadı.
"ALLAH" DEMEK.
BUGÜN HAYAT ÇOK GÜZEL!.
Yavrum ve ben.
STRESE GİRENİN İMANINDAN ŞÜPHE EDERİM!
“ Hayatın Ortağı Olmak …” ''günümüz ergenleri” ile erişkinler arasındaki uzaklık daha da artacaktır. Günümüzün ''ergen dünyası'' nı, bu dünyada geçerli.
KABUL EDEMEM.
SLAYTI MUTLAKA SESLİ İZLEYİNİZ… İYİ SEYİRLER…
FEN VE TEKNOLOJİ VÜCUDUMUZ BİLMECESİNİ ÇÖZELİM TEKRAR.
…Bu sunuda anlatılan olaylar gerçekten yaşanmıştır…
Özlü Sözler Dr.Sibel OK Slayt:AP.
Dünya hayatı doğumla başlar ölümle sona erer.
Sesli İzleyiniz Bekir, on yedi yaşındaydı. Akranları sokaklarda gezip, eğlenirken; okula giderken; Bekir öylece yatıyordu. Lösemiydi hastalığının ismi.
BİR BABANIN ENGELLİ OĞLUNA MEKTUBU
Sarı Yumak ile Kara Yumak arkadaş olmuşlardı
YEŞİM ÇAKIR 8/A 535.
MASALLAR DİYARI Çocuklar masalı dinlemeye hazır mısınız?
Şiddetle itiraz ettim: "Ama ben seni seviyorum!!!"
HAYIR DEMEYİ ÖĞRENELİM Erkan İLGÜN Rehber Öğretmen
Büyük kurbağa, küçük kurbağaya diğer hayvanları tanıtmak istiyordu.
♫ Sesi açıp tıklayınız ! ♫ Sesi açıp tıklayınız ! Copyright © 2008 Tommy's Window. All Rights Reserved.
MÜLAKAT (GÖRÜŞME) Ünlü kişileri çeşitli yönleriyle tanıtmak veya toplumu ilgilendiren önemli bir konuyu aydınlatmak için ünlü kişi yahut uzmanlarla.
KELİME-İ ŞAHADET.
KELİME TÜRLERİ 1. İSİM ( AD ) 7. ÜNLEM 2. SIFAT 8. FİİL
ÖLÜMCÜL HASTALIK... Doğan Cüceloğlu'nun eğitimindeki katılımcılarla bir konuşmasından: Doğan Cüceloğlu: - Arkadaşlar, aranızda ölümcül hastalığı olan var.
“ Ortağı Olmak … ''günümüz ergenleri” ile erişkinler arasındaki uzaklık daha da artacaktır. Günümüzün ''ergen dünyası'' nı, bu dünyada geçerli.
ZİHİNSEL HAZIRLIK Çevrenizdeki insanların sizinle nezaket kurallarına uygun konuşmaları hoşunuza gidiyor mu? Niçin?
SABIR Değerler Eğitimi.
BALONUM OKUMA – ANLAMA.
AĞLATAN TEVEKKÜL Sesli İzleyiniz.
YA Ş ASIN TÜRKÇE ÖĞRENDİM. HAZIRLAYANLAR MEHMET İLHAN ORAL ŞEYHMUS TARKAN AFİF ALTUNKAYA.
SEVGİ ZENGİNLİK BAŞARI
KÜL KEDiSi-SINDRELLA Hazırlayan: Emine KOÇAK- 7/A
DÜRÜSTLÜK BİR ERDEMDİR
Annemin yalnızca bir gözü vardı
3. Sempatik ve Esprili Konuşmak
"Mendelssohn" By space.
CÜMLE TÜRLERİ.
PARA BİRİKTİRİYORUM.
Neyi Öğreneceğiz? Çarpma işleminin,toplama işleminin daha kolay ve daha hızlı bir yolu olduğunu öğreneceğiz.
BİRİKİM YAPACAĞIM.
ANLATIM BOZUKLUKLARI 1. Dün beklenmedik bir sürprizle karşılaştık. Gereksiz S ö zc ü k Kullanımı.
İletişim zor bir süreç midir?
Hazırlayan: Göksel KURT Türkçe Öğretmeni. Göksel KURT Türkçe Öğretmeni2 SIFAT  İsimlerin önüne gelerek onların şeklini, durumunu, rengini, işaret yoluyla.
Çin düşünürü Lao Tzu'nun öyküsü
Bugün neler öğreneceğiz?
Oğlum ve ben.
MELEK-CİN-ŞEYTAN/RAMAZAN-ORUÇ DENEME SINAVI SORULARI
Sunum transkripti:

Onkolog Dr. Haluk Nurbaki'den bir hatıra Tıklayınız

AZRAİLİN GÜZELLİĞİ

Ben, 40 yıllık bir kanser uzmanı olarak, maddeyi aşan, sayısız olayla karşılaştım ve bunları, o olaya şahit olanlarla birlikte belgeleyerek, özel bir arşiv yaptım. Bunlardan 1976 yılında yaşanmış bir olayı size nakletmek istiyorum.

Kanser hastanesinde başhekimken, Serap adında genç bir  hanım hastam vardı. Bu hastam göğüs kanserine yakalanmış ve tedavi için  yurt dışına gitmek istemesine rağmen, bazı formaliteler  sebebiyle o imkanı bulamamıştı.

Serap’ı özel bir ilgiyle bizzat ben tedavi altına aldım ve kısa bir süre sonra da iyileştiğini gördüm. Ancak, Serap'ın da bütün diğer kanserliler gibi ilk 5 yıllık süreyi çok dikkatli geçirmesi gerekiyordu.

Bir iş kadını olan Serap,  4 yıl kadar sonra bir ihale için İzmir'e gitmek istedi. Kış aylarında olduğumuz için uçakla gitmesi şartıyla kabul ettim. Maalesef, bilet bulamamış ve benden habersiz bindiği otobüsün kaza geçirmesi üzerine, 6 saat  kadar mahsur kalmış.

Dönüşünden kısa bir süre sonra kanser, kemik ve akciğerine yayıldı Dönüşünden kısa bir süre sonra kanser, kemik ve akciğerine yayıldı. Serap, bacak kemiklerindeki metastaz nedeniyle yürüyemez hale gelirken, hastalığın akciğerdeki tezahürü sebebiyle de devamlı olarak oksijen cihazı kullanıyor ve söylediği her kelimeden sonra, ağzını o cihaza yapıştırarak nefes almak zorunda kalıyordu.

Evine  gittiğim  gün, yine güçlükle konuşarak: ''Doktor bey,'' dedi. ''Ben size...dargınım.'‘ ''Niçin?" diye sordum. "Siz dindar bir insanmışsınız. Niçin bana da ALLAH'ı, ölümü, ahireti anlatmıyorsunuz?"

Dini inançlarının çok zayıf olduğunu bildiğim için bu teklifi karşısında oldukça şaşırdım. Onu üzmemeye   çalışarak: "Doktora ulaşmak kolaydır'' dedim. ''Parayı bastırdın mı, istediğine tedavi olursun. Ancak iman tedavisi için gönülden istek duymalısın..."

Konuşmaya mecali olmadığından, "Ben o isteği duyuyorum" manasında başını salladı. Artık ümitsiz bir tıbbi tedavinin yanı sıra, ebedi hayatın ve saadetin reçetesi olan iman derslerimiz başlamış ve dersler "hızlandırılmalı öğretime" dönmüştü. Anlattığım iman hakikatlerini bütün ruhuyla mezcediyor ve arada bir soru soruyordu.

Vefatına bir hafta  kala, "Doktor bey,'' dedi. ''Ben ölürken ne söylemeliyim?" "Senin durumun çok özel" dedim. ''Kelime-i Şahadet sana uzun gelir.O anı fark edince ''Muhammed'' (s.a.v) demen sana yeter." O, haliyle tebessüm ederek yine başını salladı.

Çok  ıstırabı olduğu için, Serap'a sürekli morfin yapıyor ve Onu uyutmaya çalışıyorduk. Ben, bir iş seyahati sebebiyle bir müddet ziyaretine gidemedim. Dönüşümde annesi telefon ederek : "Serap, bir haftadır morfin yaptırmıyor. " Dedi.  "Sabahlara kadar inliyor ve çok ıstırap çekiyor… "

Hemen eve gittim ve iğne yaptırmamasının sebebini sordum Hemen eve gittim ve   iğne yaptırmamasının sebebini sordum. Aldığım cevabı hala unutamıyor ve hatırladıkça ürperiyorum. "Ya morfinin tesiriyle ölüme uykuda yakalanır ve son  nefeste? ‘’ Muhammed " diyemezsem?.

İşte Serap, böyle bir hanımdı İşte Serap, böyle bir   hanımdı. Bu arada benden istihareye yatmamı ve eğer bir kaç gün daha ömrü varsa, son günü  uyanık kalacak şekilde morfin yaptırılmasını rica etti.

Ben hiç adetim olmadığı,   halde Cuma gününe rastlayan o gece, istihareye   yattım ve Serap'ın acizliği hürmetine sandığım, salı gününe kadar yaşayacağına dair işaret  sezdim. Ertesi gün Ona: "Hiç korkma!" dedim. "İğneyi vurdurabilirsin."

Ve Serap bir veda niteliği taşıyan bu görüşmemizde son  sorusunu da sordu: "Doktor bey... Azrail bana nasıl görünecek?“

"Kızım," dedim. "O bir melek değil mi "Kızım," dedim. "O bir melek değil mi? Hiç merak etme, sana yakışıklı bir prens gibi gelecektir."

Salı günü Serap'ın ağırlaştığı haberini alınca hemen eve gittim Salı günü Serap'ın ağırlaştığı haberini alınca hemen eve gittim. Ancak vefatına yetişememiştim. Ailesi tam manasıyla perişandı. Sadece kendisine uzun müddet bakan  dindar bir hanım akrabası ayaktaydı ve beni görünce yanıma gelerek: "Doktor bey, biliyor musunuz, bu evde biraz  önce bir  mucize yaşandı!" dedi

Ve devam etti: …Serap, bir saat kadar önce oksijen cihazını attı ve  "yataktan kalkması imkansız" denmesine rağmen kalkarak abdest   aldı, iki rekat namaz kıldı. Bütün ev halkı hayretten donup kaldık. Ve kelime-i Şahadet getirerek  vefat etmeden biraz önce de: "Doktor bey'e söyleyin, dedi. .

Azrail, O'nun söylediğinden de güzelmiş!.