AŞIK MAHZUNi ŞERiF << Çağımızın Pir Sultanı >> İster sövün ister asın Hak'ka şükür kızılbaşım Sevmem ikilik dünyasın Hak'ka şükür kızılbaşım İkrar verdim dönmem geri Bundandır adım serseri İnsan olduğumdan beri Hak'ka şükür kızılbaşım Benden yakın Allah bana Her sözü bismillah bana Kem düşünmek günah bana Hak'ka şükür kızılbaşım Başta kızılbaş Ali'dir Ali'nin yolu uludur Biri de Bektaş Veli'dir Hak'ka şükür kızılbaşım Mahzuni aktım çağladım Hak'ka vardım adım adım Başıma kızıl bağladım Hak'ka şükür kızılbaşım
AŞIK MAHZUNi ŞERiF << Çağımızın Pir Sultanı >> SELDA BAĞCAN: Ne diyeceğimi bilmiyorum bugün. Erken gitti. Onu aramızdan erken alan hayatın acılarına karşı türkü söyledim "yuh" dedik. Kıvırcık Ali: Mahzuni Şerif koskaca bir dağdı. Ama o dağ devrilmedi. Bize ışık tutan bir insandı. Anadolu kültürünün ışığıydı. Bizim babamızdı, pirimizdi. Sadece Alevi Bektaşi Kültürünün ozan değil tüm dünyanın ozanıydı. Çarpık düzenin karşısında oldu. Son yolculuğuna uğurluyoruz. Yeri cennet olsun. Mahzuni Şerif’i türküleriyle yaşatacağız. Çok sevdiğimiz bir ozandı. MAHSUN KIRMIZIGÜL: Babamı kaybetmiş gibiyim. Bir çağın kapandığını söyleyebiliriz. Şimdi 20. yy gerçekten kapandı. SUAVİ: Erdemi rehberimiz. Anısı önderimiz olsun.
AŞIK MAHZUNi ŞERiF << Çağımızın Pir Sultanı >> MÜSLÜM GÜRSES: İnanmıyorum yaaa. Hala da inanmıyorum. En yakınımı kaybettim. Sadece Türkiye'nin değil dünyanın başı sağ olsun. MÜZEYYEN SENAR: Onun türkülerini dinlemek de okumak da ayrı bir zevkti. İlk fırsatta türkülerle anacağım onu sahneden. Boyu bosu küçük görünse de büyük adamdı. Böylesi zor gelir bir daha. SERTAB ERENER: Bir televizyon programında karşılaşmış birlikte türküler okumuştuk. Bakışıyla, duruşuyla insanı yürekten kavrıyordu. İnanılmaz bir karizmaydı. Çok üzüldüm. | ORHAN GENCEBAY: Dünyaya takdim edebileceğimiz, evrensel değerlerimizden birini kaybettik. Çok sarsıcı, çok yıkıcı bir kayıp. Onun gibisi zor gelir. Candan bir dosttu, canımı yaktı gidişi...
AŞIK MAHZUNi ŞERiF << Çağımızın Pir Sultanı >> SEZEN AKSU: Arif Sağ telefon açtı. Stüdyoda çalışırken öğrendim. Oracığa çökmüşüm. Çok büyük kayıp. MAZLUM ÇİMEN : Bana hayatı anlatabilen insanların başındaydı, babamdan sonra gelen biridir. Borçluyum. Değerleri korumaktan bahsetmeyeceğim, değerler, zamanda, yani atmosferde tükenmez bir yer bulur. Bu insanlar yüreğimize aşkı ve insanı gömmeselerdi biz zaten ne kadar rahat, ne kadar sorumsuz yaşardık. İlyas Salman Sevgili dostum üzülmek , üzüldüm demek yetmiyor. Elimizde bir değer vardı, sağlıklı kullanamadık ve onu harcadık. Bizim namusumuza Mahzuni’yi en az seksenbeş yaşına kadar yaşatmak yakışırdı. Nazım Hikmet ne diyor “Elveda dünya merhaba kainat”
AŞIK MAHZUNi ŞERiF << Çağımızın Pir Sultanı >> Benim söylediklerim ne ise ben oyum Mahzuni, sözlü kültürün zengin toplumsal ortamın yetiştirdiği bir sanatçı. O da bu geleneğin büyük ustaları Yunus, Şah Hatayi, Pir Sultan, Kul Hikmet, Köroğlu, Karacaoğlan, Dadaloğlu, gibi ürünlerini sözel yolla topluma ulaştırılıyordu. Gerçi, Mahzuni, bu ürünlerini müzikleriyle birlikte ses kayıt araçları kanallarıyla, radyo ve televizyon yoluyla kayıtlara geçiyordu ama, toplumun algılama biçimi, büyük kesimiyle, bu geleneksel duyma biçimini geçmiyor Mahzuni ürettikleri eserlerle topluma ve dünyaya çok önemli iletiler vermiştir. Önemli olan bu iletiyi algılamak ve bu iletileri topluma sunmaktır. .
AŞIK MAHZUNi ŞERiF << Çağımızın Pir Sultanı >> Kahramanmaraş'ın Afşin İlçesi. Afşin'in Berçenek Köyü. Köyün sahibi tek kişi, yani bir ağa. Köydeki Zeynel Cırık, ağaya çalışan bir ırgat. Ana Döndü ise ot toplayarak ailenin karnını doyurmaya çalışan cefakar bir kadın. Bunların 1938 yılında bir oğulları oluyor, adını Şerif koyuyorlar. Şerif adı vefat eden büyük amcalarının adını yaşatmak amacıyla yeni doğan oğullarına veriliyor. Büyük Amca Şerif saz yapar, çalar ve şiirler okurmuş.
AŞIK MAHZUNi ŞERiF << Çağımızın Pir Sultanı >> Mahzuni Şerif bu Berçenek’te doğar. Barginekli Ağuçan Türkmenleri'nden olup, nene tarafı Varto / Hormekan Aşireti'nden Razey'e (Irazca hatun) mensuptur. Berçenek'te ilk okul olmadığı için Mahzuni, Elbistan'ın Alembey Köyü'nde, Lütfü Efendi Medresesinde Kur'an eğitimi alır Eski Türkçe okur, yazar. Ancak, 1956 yılında köye gelen ilk okuldan, mezun olduktan sonra 1957’de Mersin Astsubay Okulu'na gider. 1959 yılında Astsubay okulunu iftiharla bitirir. 1960 yılında Ankara Ordu Donatım Teknik Okulu'nu bitirir. Başarısının gereği Kuleli Askeri Lisesi'ni aynı yıllarda hak etmesine karşılık, toplumculuğa ve halk edebiyatına gönül verdiği ve Alevi olduğu için ordudan ihraç edilir.
AŞIK MAHZUNi ŞERiF << Çağımızın Pir Sultanı >> 17 yaşında iken dayısının kızı Emine ile nişanlanır (babsının ve akrabaların isteğiyle) İmam nikahı ile evlendiği birinci karısı Emine'den Züleyha adında bir kızları olur. (Mahzuni bu evliliği bir mektupla bitirir) 1961 yılında Ankara'da İtalyan asıllı Sovina (Suna) isimli bir kızla tanışır ve onunla evlenmeye karar verdim Suna henüz 14 yaşındadır ve yasalara göre evlenmeleri mümkün değildir. Suna'yı kaçırıp, köye götürür Annesi, babası şikayet etmiş... Bir yandan 14 yaşındaki kız kaçırmış bir kişi, bir yandan okul kaçağı, bir yandan da askere gitme çağı gelmiş bir asker kaçağı olarak aranıyor Mahzuni, adını Suna yaptığı Sovina'yı ile olan evliliginden Ferhat, Şirin ve Emrah adlı üç çocuğu olur.
AŞIK MAHZUNi ŞERiF << Çağımızın Pir Sultanı >> Berçenekten yaya geldim / Acı doktor bak bebeğe 1964 yılında dünyaya gelen oğulları Emrah henüz bir kaç aylıkken Mahzuni, Suna ve Emrah'ı Babası Zeynel'e emanet ederek askere gider. Bu arada hastalanan Emrah'ı, o zamanlar iki çocuk Doktorunun bulunduğu Elbistan'a götürürler. Doktor tarafından hiçte iyi karşılanmazlar. Bu olay mektupla askerde bulunan Mahzuni'ye bildirilir.İşte tüm Türkiye'nin tanıdığı ''Acı doktor bak bebeğe / Berçenekten yaya geldim'‘ Türküsü o günkü olaya aitdir. Daha sonra Suna evi terk eder.
AŞIK MAHZUNi ŞERiF << Çağımızın Pir Sultanı >> 1971 yılında Fatma Özdemir ile evlenir. Fatma, Elbistanlı'dır ve uzaktan Mahzuni ile akrabadır. Mahzuni, Fatma'yı beğenir, sever ve ister. Ancak Fatmanin ailesi, çocuklu ve başı belalı bir adama kız vermek istemez. Sonunda Fatma, Mahzuni ile evlenir. Fatma, Mahzuni'nin şiirlerine Fadime olarak girer. Evliliklerinden Derya, Ali, Şeyda ve Yetiş adlı dört çocuklari olur.
AŞIK MAHZUNi ŞERiF << Çağımızın Pir Sultanı >> Mahzuni ordudan ayrıldıktan sonra toplumsal, siyasi konuları ele alan; geleneksel halk şiirini devam ettiren ve diğer yanda protest şiirlerle halkın sorunlarını dile getiren; halk aşığı veya halk ozanlığına başladı. 12 yaşlarında gönül verdiği bu geleneği yaşamı boyunca devam ettirmiştir. Saz çalmayı amcası Aşık Fezali (Pehlül Baba) dan öğrendi.
AŞIK MAHZUNi ŞERiF << Çağımızın Pir Sultanı >> 1971 yılında askeri darbe sonucu Süleyman Demirel hükümeti devrilmiş Nihat Erim başkanlığında bir hükümet kurulmuştu. Bu hükümet sol kesime karşı şiddetli baskı uygulayınca Mahzuni Şerif türküyü patlatmıştı. 'Erim erim eriyesin / Sürüm sürüm sürünesin' diyordu. Ne demek o zaman başbakana böyle türkü yakmak. Hemen tutuklanır ve 10.5 ay cezaya çarptırılır. Mahzuni Hapiste
AŞIK MAHZUNi ŞERiF << Çağımızın Pir Sultanı >> Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının asılmasını protesto için, "Erim Erim eriyesin" diye bir Türküden yargılanırken, Mahkeme Baskanı, "Erim'in plağının çalınmasını" istemi Bütün heyet, gazeteciler ve dinleyiciler herkes orda. Plağı koydular. Hakim, yargılamayı unutmuş, kalemi almış eline tempo tutuyor! Ben de güldüm tabii bu duruma. Gülünce hakim beni azarladı. Savcı da ona katıldı. "Bak, mahkemeyle alay ediyor, gülüyor" dedi. Mahzuni: “O zaman rahmetli Başbakan Nihat Erim'in ifadesi geldi "Bir halk ozanı, Başbakan'ı sevmek mecburiyetinde değildir.“ gibi bir ifadede bulunuyordu. Erim, şikayetçi olsaydı 4 yıl yerdim. Olmadığı için 10.5 ay yattım.
AŞIK MAHZUNi ŞERiF << Çağımızın Pir Sultanı >> Yıl 1972. Mahzuni Şerif, elinde sazı, Sivas'ın Sivrialan Köyü'ne Aşık Veysel'i ziyarete gider. Aşık Veysel'e Mahzuni'nin geldiğini söylerler. Mahzuni içeri girince Veysel Baba ayağa kalkar. Yanındakiler şaşırırlar. Çünkü Aşık Veysel o tarihe kadar kimseyi ayakta karşılamamıştır. Veysel Baba'ya neden Mahzuni'yi ayakta karşıladığını sorarlar. Veysel Baba'nın cevabı çok açıktır: 'Susun, gelen Pir Sultan olsa gerektir!'
AŞIK MAHZUNi ŞERiF << Çağımızın Pir Sultanı >> 1973 yılında halkı suça teşvik etmekten tutuklanır ve Ankara'da Sıkıyönetim Mahkemesi'nde yargılanır. Mahzuni Hapiste
AŞIK MAHZUNi ŞERiF << Çağımızın Pir Sultanı >> 1962 - 1988 sürecinde defalarca saldırıya uğrar, evi yakılır, mahkemelik olur, tutuklanır, hapse atılır, dövülür, dişleri sökülür... 1972 de Gaziantep' deki evi kundaklanır. Ozanmız‘ın tüm ödülleri ve arşivinin yandığı söyleniyor.
AŞIK MAHZUNi ŞERiF << Çağımızın Pir Sultanı >> Mahzuni Şerif, hızla ünlenince daha 1970'lerde başka türkücüler ve pop sanatçıları onun eserlerini okumaya başladılar. Ersen ve Dadaşlar, Edip Akbayram, Cem Karaca, Selda gibi pop sanatçıları, onun tutulan türkülerini okuyarak ünlerine ün katmışlardı. Yeni yetişen birçok ozan da onu taklit ediyordu. Mahzuni, türkülerinin başkaları tarafından okunmasına karşı değildi ama bu insanlardan bazılarının daha da ileri gidip türkülerin sözlerini değiştirerek okumaları ve hatta sahiplenmeye çalışmalarını kabul edemezdi.
AŞIK MAHZUNi ŞERiF << Çağımızın Pir Sultanı >> 1980 askeri darbesinden sonra da Mahzuni topun ağzındaki isimlerden oldu. Mahzuni Baba, bu tarihlerden sonra bir yandan türkü biçiminde yenilikler yarattı. Domdom Kurşunu gibi çok popüler olan eserler verdi. Diger yandan kendisini yaratan Alevi geleneğine daha derinden bir dönüş yaptı. O, artık 12 İmamlar için Düvaz i imam söylüyor; Hacı Bektaş Veli'den yardım dileniyordu. Bu arada, insanın özüne doğru yolculuk yapıyordu. Toplumun içindeki bozuk / yabancılaşmış insan tiplerini ele alarak taşlamalar yazıyordu. Gündelik yaşamda gördüğü kötü insanları tiplemeler halinde hicvediyordu. Fırıldak Adam, Zevzek bu tiplemelerdendir. Cahil ama çıkarcı kurnazları, tek tabanca ile devrimcilik yapacağını zanneden maceracıları yerden yere vuruyordu.
AŞIK MAHZUNi ŞERiF << Çağımızın Pir Sultanı >> Ustaları... Mahzuni baba derki... Geçmişteki ozanları, yaşayan ozanları bir bir inceledim. Kendime yol gösterici, eylem kılavuzu olarak seçtiğim Pir Sultan oldu. Ses olarak da etkilendiğim Davut Sulari' dir. Toprak çocuğuyuz, toprağa karşı büyük bir özlemimiz vardır. Bunu da en iyi dile getiren Veysel Baba idi. Belirli bir derecede onun da etkisinde kaldım. Sulari' den etkilendiğim sese, Aşık Veysel mülayimliğini kattım. Düşünce felsefemi de yukarda belirttiğim gibi Pir Sultandan aldım... Ve şunu anladım: O güne kadar halk ozanlığı sürekli olarak istismar edilmişti. Halk şiiri geleneği gül, bülbül, çiçek, edebiyatı ile uyutma perhizi olarak kullanılmıştı. İlk amacım bugüne kadar gelen bu kalıpları kırıp, yıkmak oldu. Olaylardan ve halk yaşamından aldığım gerçekleri konu olarak işledim... Ve bugüne kadar böyle geldik....
AŞIK MAHZUNi ŞERiF << Çağımızın Pir Sultanı >> 'Hem Kızılbaş hem Alevi'yim' (Bu yazıyı dernegimizin sayfasında bulabilirsiniz) Mahzuni Şerif, Şubat 2001 tarihli Kızıldalı dergisi'ne 'Hem Kızılbaş hem Alevi'yim' başlıklı bir yazı yazmıştı. İşte o yazıda İstanbul DGM suç unsuru bulmuş ve Mahzuni yargılanmaya başlanmıştı. Mahzuni, suçlanan yazısında şunları söylüyor: - Ben Allah adına insana secde etmeyi yeğlemekteyim. Bir Alevi çocuğu değil bir Hıristiyan, bir Musevi de olsam böyle düşünmekteyim. İnsan aleminin sevgisinde, gönlünde, bütünlüğünde ve doğanın her güzelliğinde beni yaradanı arayıp keyfime göre isimlendirdim. Ona gül dedim, bülbül dedim, çiçek dedim, Ali dedim, Veli dedim; ağzıma ve gözüme güzel gelen her şeye onun adını verdim. Bana bunu haram edecek her yasaya, her bilirkişiye, her dinsel nasa rest çekmekteyim.
AŞIK MAHZUNi ŞERiF << Çağımızın Pir Sultanı >> ..... Türkiye Alevileri'nin yolunun gerçek Ali'ci yol olduğunu savunmak ve yaymak isterim. Çünkü Ali'nin başlattığı halkçı hareket Atatürk'ün noktaladığı Cumhuriyet'in mayasını hazırlamıştır. 1989-1991 yılları arasında 'Halk Ozanları Derneği' genel başkanlığını yapmıştır.
AŞIK MAHZUNi ŞERiF << Çağımızın Pir Sultanı >> Mahzuni, MESAM üyesi olduktan sonra ancak son birkaç yılda türkülerinden para kazanmaya başlamıştı. Evli, sekiz çocuk, dört torun sahibi olan Değerli Ozanımız Almanyanın Köln Şehrinde 2002 Mayıs ayında hayata gözlerini yumdu. Bu acı ana kadar O, devletin düzenini yıkmak suçundan, hala yargılanıyordu. Son projesi, Kuran'ı türkü halinde söylemek idi. Bunu açıkladığında Diyanet İşleri sert bir yüzle karşı çıkmıştı ama Mahzuni bir tasavvuf insanı olarak Diyanet'i de ezip geçebilecekti... Çünkü o çağımızın Pir Sultanı idi.....
AŞIK MAHZUNi ŞERiF << Çağımızın Pir Sultanı >> Şu an son ikamatgahı olan Hacı Bektaş Veli Külliyesi'nin yakınındaki Çilehane adı verilen bölgede huzur içinde yatıyor