BÜYÜK PATLAMA TEORİSİ
BÜYÜK PATLAMA TEORİSİNİN TARİHÇESİ 1910’lu yıllarda Vesto Slipher ve Carl Wilhelm Wirtz o zamanlar spiral nebula (bulutsu) olarak bilinen galaksilerin bizden uzaklaştığını hesapladı. Aynı yıllarda Albert Einstein da, yayınladığı genel görelilik kuramı ile evrenin statik (durgun) bir yapıya sahip olamayacağını, ya genişleyeceğini ya da büzüleceğini bulmuştu.
Hubble Kanununun Sonuçları: 1927 yılında Belçikalı bir papaz olan Georges Lemaitre Einstein alan denklemlerinin statik olmayan bir evrene işaret ettiğini bulmuştur. 1929 yılında Edwin Hubble’ın spiral galaksilerin uzaklıklarını bulması ve Hubble Kanununun ortaya çıkması. Hubble Kanununun Sonuçları: 1) Büyük Patlama Modeli 2) Durağan Evren Modeli
Edwin Hubble Georges Lemaitre
1948’de George Gamow, Büyük Patlama’dan arda kalan bir “kalıntı” ışınımın varlığını teorik olarak öngördü. 1960’lı yıllarda Gamow’un önerdiği bu ışınımın birkaç kelvinlik bir sıcaklığa ve dolayısıyla radyo bölgesine karşılık geleceği bulunmuştu.
BÜYÜK PATLAMA’NIN TEMELLERİ 1-) Einstein’in Özel ve Genel Görelilik Teorisi: Özel Görelilik Kuramı: Eylemsiz referans sistemlerini içeren problemlerle uğraşır. Genel Görelilik Kuramı: Birbirlerine göre ivmeli olan referans sistemlerindeki problemlerle uğraşır. 2-) Kozmolojik Prensip: Büyük ölçeklerde, maddenin evrende dağılımı hemen hemen tekdüze ve homojendir.
Bilim adamları evrenin oluşumu hakkında tarih boyunca değişik fikirler ve teoriler ortaya atmışlardır. Fakat diğer konulardaki anlaşmazlıklara rağmen günümüzde evrenin başlangıcı konusu, bilim adamları arasındaki tam bir fikir birliği ile "Big Bang" adı verilen teoriye dayandırılmaktadır. Yaklaşık 13.7 milyar yıl önce zamanın başlangıcı olarak varsaydığımız büyük patlama ile evren oluşmaya başlamıştır. Bu teori, evrenin “yoktan var edildiğini” ileri sürmektedir.
"Big Bang" teorisi ilk olarak 1922 yılında Alexander Friedmann tarafından ortaya atıldı. Ünlü astronom Edwin Hubble 1929 yılında yaptığı gözlemler sonucunda evrenin devamlı genişlemekte olduğunu ispatladı, bu ispat Big Bang teorisi için çok büyük bir kanıttı. Teorik hesaplamalara göre büyük patlamadan arda kalması gereken radyasyonu araştırmak üzere NASA tarafından 1989 yılında fırlatılan COBE uydusu bu radyasyonu fırlatılışından sekiz dakika sonra belirleyerek "Big Bang" teorisini kesin olarak kanıtladı.
1965’te keşfedilen "kozmik arka plan" Big Bang’ın en açık kanıtlarından biridir. Bu keşiften sonra kozmik arka plan dalgalanmaları COBE (1992) ve WMAP (2003) uzay uydularınca incelenmektedir.
BÜYÜK PATLAMAYI DOĞRULAYAN KANITLAR Kozmik Mikrodalga Fon Işıması Genel Görelilik Entropideki Artış Kararlı Durum Modelinin Çökmesi Evrenin Genişlemesi
EVRENİ OLUŞTURAN PARÇALAR Gökadalar (Galaksiler) Kara Delikler Beyaz Cüceler Kırmızı Devler Yıldızlar Süpernovalar Karanlık Madde
GÖKADALAR (GALAKSİLER) Galaksi; gazlar, yıldızlar, tozlar ve gezegenler içeren en büyük madde topluluğudur. Galaksiler ilk başta yoğun birer gaz bulutu olarak ortaya çıkmışlar ve daha sonra bu gazdan, yoğunlaşma yoluyla yıldızlar meydana gelmiştir.
Kara delikler büyük kütleli yıldızların çökmesiyle oluşur.
BEYAZ CÜCELER Beyaz cüceler evrimlerinin son aşamalarında bulunan ve başlangıç kütleleri yaklaşık 7 güneş kütlesinden az olan yıldızlardır.Enerjilerini sağlayan çekirdek tepkimelerinin yakıtı bittikten sonra böyle bir yıldız kararsız hale gelir ve sonunda dış tabakasını uzaya fırlatır. Yıldızın arta kalan kütlesi soğur ve atomları çekirdeklerinin üstüne çöküp elektronları sıkıştırıncaya kadar kütle çekimiyle büzüşür. Sonunda geriye yıldızın orijinal kütlesinin yüzde onunu oluşturan ve genişlemekte olan iyonlaşmış bir gaz kabuğuyla çevrelenmiş karbon bir çekirdek kalır. Gezegenimsi bulutsunun merkezinde sıcak olmakla birlikte hızla soğuyan bir yıldız kalıntısı vardır. Bu yıldız bir beyaz cücedir.
KIRMIZI DEVLER Big Bang'den sonra evrende sadece hidrojen ve helyum atomlarının ortaya çıktığını belirtmiştik. Bir başka işlemin, bu iki gazı daha ağır elementlere çevirmesi gerekmektedir. Bu ağır elementlerin üretim merkezleri, kırmızı devlerdir, yani Güneş'ten ortalama 50 kat daha büyük olan devasa yıldızlar. Kırmızı devler, Güneş tipi normal yıldızlardan çok daha sıcaktırlar ve bu nedenle de normal yıldızların yapamadığı bir şey yaparlar: Helyum atomlarını karbon atomlarına dönüştürürler.
YILDIZLAR Uzayda galaksilerin içinde, nebula olarak adlandırılan, soğuk ve karanlık toz bulutları vardır. Bunlar az sayıdaki helyum atomları ile hidrojen atomlarından meydana gelen seyrek gazlardır. Bu gaz ve toz bulutları, galaksi etrafındaki şok dalgalarının ve gaz bulutlarının kendi çekiminin neden olduğu etki ile büyük bulut ve küreler halinde yoğunlaşarak, sıkışıp ısınırlar. Böylece yıldız taslağı büzülmeyi, merkezdeki basınç ve sıcaklık da artmayı sürdürür (basınçla sıcaklık doğru orantılıdır). Sonunda da yıldız taslağının merkezindeki sıcaklık on milyon dereceye ulaşınca hidrojen yanması başlar ve yıldız oluşur.
SÜPERNOVALR Büyük kütleli yıldızlar tıpkı küçük kütleliler gibi, çekirdeğindeki helyum tükendiğinde dev hatta süper dev bir yıldıza dönüşür. Yüksek kütle çekimi nedeniyle çekirdekteki enerji son damlasına kadar tüketilir. Tüm reaksiyonların sonucunda oluşan demir sıkışarak hiçbir şekilde enerji üretilmez. Yıldızın çekirdeği çöker ve enerji stokları bir anda tükenir. Demir atomlarının çekirdekleri parçalanarak proton ve elektronlara ayrışır. Bu parçacıklar kendi aralarında kaynaşarak nötronları oluşturur. Artık bir süpernova doğmuştur.
KARANLIK MADDE Karanlık madde doğrudan "görülemez“, ışığı ne soğurur, ne yansıtır, ne de yayar. Kısacası, elektromanyetik spektrumun hiçbir bölgesinde gözlemlenmesi söz konusu değildir. Yıldızların gökadalar içinde sergiledikleri, başka şekilde açıklanamayan hareketler, "kara madde" varsayımı ile açıklanmaya çalışılıyor. Karanlık maddenin niteliğinin anlaşılması niçin bu derece büyük önem taşıyor? Çünkü böyle bir bilgi, bizlere evrenin boyutları, biçimi ve geleceği hakkında önemli ipuçları verecektir.
EVRENİN BİLEŞİMİ Atomlar 4% Karanlık Enerji 74% Karanlık Madde 22%
%4 Atomlar: Yıldız ve gezegenlerin yapıtaşları %22 Karanlık Madde: Bu madde atomdan farklı olarak ışığı yansıtmaz veya yaymaz. %74 Karanlık enerji: Anti gravitenin bir çeşididir. Karanlık maddeden farklı olarak evrenin genişlemesinin hızlanmasının nedenidir.
KAYNAKLAR: http://tr.wikipedia.org/wiki/Büyük_Patlama http://www.bigbang.gen.tr http://www.kuantumevreni.com http://www.zamandayolculuk.com/cetinbal www.biltek.tubitak.gov.tr http://www.fizikportali.com http://www.historicalsense.com