Rusya ve Avrasya’da Güvenlik Sorunları ORTADOĞU’DAKİ İSTİKRARSIZLIĞIN TÜRKİYE’NİN İÇ GÜVENLİĞİNE ETKİSİ:PKK’YA VERİLEN DESTEK ÖRNEĞİ J.Yzb.Yusuf AY
Takdim Planı * İç Güvenlik- Dış Güvenlik İlişkisi * Ortadoğu ve İstikrarsızlık * PKK-Suriye İlişkisi * PKK-İran İlişkisi * PKK-Irak İlişkisi * Ortadoğu’daki İstikrarsızlığın PKK’ya Dolaylı Katkıları * Sonuç
İç Güvenlik-Dış Güvenlik İlişkisi İç güvenliğini sağlaya-mayan bir devletin dış güvenliğinden söz edile-mez. İç güvenliği dış güvenlikten ayrı olarak düşünmek mümkün değil-dir. Atatürk’ün Nutuk’ta belirttiği gibi, “İç ve dış siyaset dengeli olmalıdır.”
Ortadoğu ve İstikrarsızlık İSRAİL LÜBNAN MISIR ÜRDÜN IRAK SURİYE İRAN KUVEYT BAHREYN BAE SUUDİ ARABİSTAN UMMAN YEMEN KATAR Mısır, İsrail, Ürdün, Suudi Arabistan, Yemen, Umman, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn, Katar, Kuveyt, Irak, Suriye, Lübnan, İran ve Türkiye
Ortadoğu ve İstikrarsızlık
Ortadoğu ve İstikrarsızlık * İsrail-Filistin Çatışması * İran-Irak Savaşı * 1’inci Körfez Savaşı * 2’nci Körfez Savaşı (Irak’ın İşgali) * Sınır Aşan Sular Konusunda İhtilaflar * Bölgenin Dünyanın En Silahlandırılmış Bölgesi Olması * Ekonomik Geri Kalmışlık * Afganistan, Kafkaslar ve Sudan gibi diğer uzun süren çatışmaların olduğu bölgelere yakınlık = Ortadoğu İstisnalığı
PKK-Suriye İlişkisi PKK’nın nihaî amacı Türkiye’den Marksist-Leninist bir parça kopartmak ve diğer ülkelerdeki, özellikle Irak ve Suriye’deki etnik Kürtlerle birleştirerek Büyük Kürdistan’ı kurmak Suriye’nin örgüte destek vermesi beklenmemelidir. Ancak, Suriye ile örgütün bağları sıkı olmuştur.
PKK-Suriye İlişkisi Bu sıkı ilişkinin temelinde, Suriye’nin; Kendisi için hayati önem taşıyan Fırat’ın sularının paylaşılması, Asi nehri konusu, Türkiye’den toprak (Hatay) talebi, İsrail-Türkiye stratejik işbirliğinin önlenmesi konularında PKK’yı bir koz olarak kullanma taktiği yatmaktadır.
PKK-Suriye İlişkisi Nehir İhtilafın Konusu Çözüm Fırat Nehre Türkiye’nin katkısı %89, Suriye’nin ise %11, ancak Suriye suyun %32’sini kullanmayı talep etmektedir. 1987 protokolü ile, Suriye’ye 500 m3/sn su bırakılmaktadır. Asi Suyun tamamına yakını Lübnan’dan doğmasına rağmen, ancak %19’unu Lübnan’ın %2’sini de Türkiye’nin kullanması, anlaşma görüşmelerinde mansap ülke Türkiye ile konunun resmi olarak tartışılmaması, Suriye’nin Türkiye’yi görmezden gelmesi. Henüz yok.
PKK-Suriye İlişkisi 1970 yılından itibaren Türkiye’deki aşırı sol örgütlere destek verilmesi suretiyle Alevi kökenli ayrılıkçı bir hareket yaratma çabası, 1975 yılında Karakaya Barajının dolması ile beraber, ASALA’ya destek vermesi, 1983’te ASALA’nın etkinliğini kaybetmesi sonucunda 1984 yılında yardımların PKK’ya kaydırılması, Örgüt için kamplar açılması, (Helve, Mahsun Korkmaz) PKK içinde Suriye kökenlilerin oranının %30’un üstüne çıkması.
PKK-Suriye İlişkisi Soğuk savaş döneminde güç dengeleri nedeniyle Türkiye’nin Suriye’ye ciddi bir tepki vermemesi (SSCB-Suriye ilişkileri), 16 Eylül 1998’de dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Atilla ATEŞ’in Hatay Reyhanlı’da Suriye’yi uyarması, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Milli Savunma Bakanı İsmet Sezgin, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu, Başbakan Mesut Yılmaz, Dışişleri Bakanı İsmail Cem’in 1998 Ekim ayında benzer konuşmalar yapmaları, 19-20 Ekim 1998 tarihlerinde Türk ve Suriye heyetlerinin Adana’da bir araya gelmesi ve Adana Mutabakatının imzalanması.
PKK-Suriye İlişkisi Adana Mutabakatı Suriye’ye göre; Öcalan artık Suriye’de değildir, Suriye’deki PKK kampları kapatılmıştır, PKK terörist bir örgüttür, Örgütün Suriye’deki her türlü faaliyeti yasaklanmıştır, Örgüt mensuplarının üçüncü bir ülkeye geçişi için Suriye toprakları kullandırılmayacaktır. Ekim 2007’de Türkiye’yi ziyaret eden Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın PKK konusunda Irak’ın kuzeyine yapılacak bir müdahalede Türkiye’nin yanında olacağını açıklaması.
PKK-İran İlişkisi İran’ın soğuk savaş yıllarındaki dış politikasındaki genel eğilim Türkiye ilişkilerine yansıtılmamış, Türkiye İran için vazgeçilmez bir komşu olmuştur. Bunda, jeopolitikten kaynaklanan geçmişin, en azından Şah dönemi ilişkilerinin etkilerinin olduğu söylenebilir. Ancak Soğuk Savaş’ın bitmesi dış politikada İran’a yeni fırsatlar sunmuş, I. Körfez Savaşı’ndan sonra, Kuzey Irak’ta oluşan belirsizlik ve kargaşa karşısında her iki ülke, önce Irak’ın toprak bütünlüğünün önemli olduğunu savunurken, durumun belirsizliğinin geçen yıllar boyunca devam etmesi iki ülkenin bölgede rekabet içine girmelerine neden olmuştur.
PKK-İran İlişkisi Söz konusu rekabet 1’inci Körfez Savaşından sonra Türkiye’nin KDP, İran’ın KYB ile yakınlaşması ile sonuçlanmış, İran TSK’nın Kuzey Irak harekatlarının asıl amacının Kerkük’teki petrol yataklarını ele geçirmek olduğunu iddia etmiştir. İran’ın PKK’ya verdiği desteğin nedenlerinden biri de Halkın Mücahitleri Hareketinin Türkiye tarafından desteklendiğini savunmasıdır. Bu nedenle PKK’ya verilen desteğe, Türkiye de 1993’ten 1995’e kadar İKDP’ye destek vererek mukabelede bulunmuş, ancak bu İran tarafından PKK’ya verilen destek yanında sönük kalmıştır.
PKK-İran İlişkisi Kelareş ve Makuda kampları,
PKK-İran İlişkisi Lojistik Destek: Kamplar, Örgütün İran sınırını kullanarak Türkiye’ye girişinin engellenmemesi, Örgüte, Türk hava araçlarına karşı kullanılmak üzere, Rus yapısı SAM-7B füzelerinin satılması, Manevi Destek: Abdullah Öcalan’ın 1999’da yakalanmasına en sert tepki, İran içinde yerleşik Kürtlerden gelmiş, protesto gösterileri günlerce sürmüştür.
PKK-İran İlişkisi Günümüzdeki duruma gelince, PKK’nın yakın müttefiki, (İran uzantısı) olan PJAK, İran’da aktif olarak terör eylemleri düzenlemektedir. Amerika’nın PJAK’a örtülü yardımları olduğu, Washington yönetiminin İran’la yaşanan nükleer krizde, Kürt kartını oynayabileceği ve Türk ve İran güvenlik kuvvetlerinin PJAK’a karşı ortak harekât düzenledikleri iddia edilmektedir.
İran-Irak Savaşı Dönemi PKK-Irak İlişkisi İran-Irak Savaşı Dönemi 1982: PKK’nın Kuzey Irak’ta KDP kamplarına yerleşmesi, 1983: Örgütün “Silahlı Propaganda” yapmak için, Irak sınırından Türkiye’ye sızmaya başlaması, 1983’te KDP ve PKK’nın “ortak düşmanlarına karşı birlikte hareket etme” kararı alarak “Birlik İlkeleri Antlaşması” imzalaması, Örgütün, savaşın yarattığı kargaşadan yararlanarak Kuzey Irak’a yerleşmesi.
I. Körfez Savaşı Sonrası PKK-Irak İlişkisi I. Körfez Savaşı Sonrası OPC-1, OPC-2 (Çekiç Güç) neticesinde, Irak otoritelerinin Irak’ın kuzeyine müdahale edememesi, yardımların PKK’nın güçlenmesini sağlaması
I. Körfez Savaşı Sonrası PKK-Irak İlişkisi I. Körfez Savaşı Sonrası Irak’tan kitlesel kaçışlar sonucunda PKK’nın Kuzey Irak’ta yeni alanlar ele geçirmesi, krizden faydalanarak sınır bölgesine kayması, KDP’nin Türkiye’den PKK ile mücadele etmek üzere aldığı silahları, PKK’ya satması, 1991 yazından itibaren, Türkiye-Irak sınırındaki karakollara 500 kişiye varan gruplarla ve ağır silahlarla saldırmaya başlaması, 1992-1995 yılları arasında terör olaylarının zirveye çıkması, 1995-2003 yılları arasında ise azalarak devam etmesi.
II. Körfez Savaşı Sonrası PKK-Irak İlişkisi II. Körfez Savaşı Sonrası 01 Mart 2003’te TBMM’nin tezkereyi reddetmesi üzerine Türkiye’nin Kuzey Irak’ta etkinliğini kaybetmesi, ABD’nin önceliğinin PKK değil, Irak’taki rejime destek sağlama olması, Kuzey Irak’taki Kürtlerin elde ettiği otonominin, Türkiye’deki Kürtlerde de ayrılıkçı eğilimi artırması ve PKK saldırılarının yeniden başlaması, 2007 Ekim ayından itibaren, 1992-1995 arasındakilere benzer eylemlerin (Dağlıca, Aktütün saldırıları, Lice’de 10, Hakkari’de 6 askerin patlayıcı madde kullanılması sonucu şehit edilmesi vb.) tekrar başlaması.
Ortadoğu’daki İstikrarsızlığın PKK’ya Dolaylı Katkıları Filistin Kurtuluş Örgütünün birikiminin (ağır silahların kullanımı, sivil itaatsizlik-serhildan) paylaşılması, 1980 sonrası yurt dışına çıkan THKP-C, Dev-Sol gibi örgütlerle işbirliği, “Öğrenen Örgüt” PKK’nın intihar saldırıları, dilekçe eylemleri, el yapımı patlayıcılar, yol kenarına yerleştirilen telli ve telsiz muhabere vasıtaları düzenekli patlayıcılar vb.yi taktik ve tekniklerine ithal etmesi BÖLGENİN ÖRGÜT İÇİN LABORATUVAR İŞLEVİ GÖRMESİ
Sonuç PKK, 1984’teki Şemdinli ve Eruh eylemlerinden bu yana Türkiye’nin en önemli iç güvenlik sorunu olmuştur. Eylemler süreç içinde zaman zaman azalmış ve artmıştır. Bu süreç içinde, Suriye, İran, Irak gibi ülkeler, su sorunu, toprak talebi, rejim muhaliflerinin desteklendiği iddiası vb. nedenlerle örgüte destek vermişler, ya da İran-Irak Savaşı, I. ve II. Körfez Savaşları gibi nedenle örgüt için uygun barınma, silah ve araç temini ortamları yaratmıştır. Ortadoğu’nun FKÖ, Hizbullah gibi örgütlerle anılan bir bölge olması da, PKK’ya taktik ve teknik öğrenme konusunda fırsatlar sunmuştur.
Rusya ve Avrasya’da Güvenlik Sorunları ORTADOĞU’DAKİ İSTİKRARSIZLIĞIN TÜRKİYE’NİN İÇ GÜVENLİĞİNE ETKİSİ:PKK’YA VERİLEN DESTEK ÖRNEĞİ J.Yzb.Yusuf AY