Hazırlayan: Öğr.Gör.FundaYORULMAZ KİŞİLİK ve BENLİK Hazırlayan: Öğr.Gör.FundaYORULMAZ
KİŞİLİK NEDİR? KİŞİLİK: PERSONALİTY Latince’de tiyatro oyuncularının yüzlerine taktıkları maske anlamına gelen “persona” kökünden gelmektedir.
TANIMI Kişinin toplumda oynadığı roldür. Bireysel farklılıkları vurgulamak için kullanılır. Geçmişin, mevcut zamanın ve geleceğin oluşturduğu bir bütündür. Yaşam tarzıdır. İnsanın ilgi alanlarını, tutumlarını, yeteneklerini, konuşma tarzını, dış görünüşünü, çevreyle uyum biçimini kapsayan bir kavramdır. Kişilik, insanın, konuşma, düşünme, hissetme, olaylara ve insanlara bakış şekilleriyle doğuştan getirdiği ve sonradan kazandığı, onu diğer insanlardan ayıran özelliklerin tümünün oluşturduğu bir bütündür.
ÖZELLİKLERİ Doğuştan getirilen + sonradan kazanılan özellikler Sosyal ortam içinde sergilenen davranışların toplamıdır. Bedensel + zihinsel özellikler Davranışların toplamından oluşur ve davranışlara yön verir. Her kişilikte doğuştan getirilen bir mizaç vardır ve bu mizaç kişiliğin vazgeçilmez bir özelliğini oluşturur. Tutarlı ve süreklidir.
KİŞİLİĞİN TEMEL ÖZELLİKLERİ Her insan, başka insanları sevmede etkili olabilen birçok kişilik özelliği sıralayabilir. Yani, başka değişkenlerin eşit olması koşuluyla, dürüst insanları, dürüst olmayanlardan, yardım severleri yardım sevmeyenlerden, nazik olanları, kaba olanlardan hem kolayca ayırt edebiliriz ve hem de daha fazla severiz. N.Anderson’ın 1960 yılında yaptığı araştırmaya göre; üniversite öğrencilerinin en çok ve en az değer verdikleri özellikler şunlardır: Samimiyet Dürüstlük Sadakat Gerçekçilik Güvenilirlik Bağlanılabilirlik Yalancılık Sahtekarlık Dürüst olmama
KİŞİLİĞİ OLUŞTURAN ÖGELER Kalıtımsal yapı faktörleri (göz rengi, ten rengi, boy, yürüyüş, duruş biçimi) Kültürel faktörler Aile faktörü Sosyal yapı ve sosyal sınıf faktörü Çevre ve arkadaş faktörü Kitle iletişim araçları
Kalıtımsal Yapı Faktörleri: İnsanlar kişisel özelliklerinin çoğunu doğuştan getirirler. 2. Kültürel Faktörler: Kalıtımsal olarak sahip olunan özelliklerin toplumun şekil vermesiyle insanların kişilik yapıları oluşur. İnsanlar içinde doğup büyüdükleri toplumun kültürlerinden çok etkilenirler ve bu etkileme neticesinde standart davranışlara sahip olurlar. Aile Faktörü: Kişilik oluşumunda en önemli ve etkili faktör ailedir. Aile içi karşılıklı ilişki biçimi de kişiliğin oluşmasında önemlidir. Anne ve baba ilişkilerinde karşılıklı saygı ve sevgi ön planda ise, çocuklar da saygı ve sevgiyle hareket eder. Anne ve babası otoriter davranan çocukların insan ilişkilerinde sert davrandıkları yapılan araştırmalarla doğrulanmıştır.
4. Sosyal Yapı ve Sosyal Sınıf Faktörleri: Kişilerin gelişmesinde kişilerin ait oldukları sosyal sınıflar ve içinde bulundukları alt kültürler de etkili olmaktadır.bu farklı alt kültürler değişik grupların ve buna bağlı olarak farklı kişilik tiplerinin oluşmasına neden olur. Her toplumun kültürel yapısı birçok alt kültürden meydana gelmiştir. Bu farklı alt kültürler değişik grupların ve buna bağlı olarak farklı kişilik tiplerinin oluşmasına neden olur. Sosyo-ekonomik açıdan iyi durumda olan bir sınıf içinde doğan bir çocuk, büyük ihtimalle geliri, yaşam tarzı, sosyal statüsü yüksek bir meslek sahibi olacak ve bu konumuna göre davranış sergileyecektir.
Kişilikle İlgili Kavramlar Karakter: İnsanın içinde yaşadığı çevrede geçerli olan değer yargılarını ve ahlak kurallarını kullanış biçimidir. (Allport) Ör: İkiyüzlü, dürüst, nankör, bencil…vb. Mizaç (Huy): Bireyin duygusal denge durumunu ifade eden özelliklerin tümüdür. Ör: neşeli mizaç, soğukkanlı mizaç, kızgın mizaç, melankolik mizaç…vb. Yetenek: Bireylerin davranışlarını düzenlemede yararlandıkları zihinsel ve bedensel kapasiteleridir.
KİŞİLİK KURAMLARI FREUDIAN TEORİ (PSİKOANALİTİK KURAM) ALFRED ADLER’İN KİŞİLİK KURAMI TREYT (ÖZELLİK) KURAMI CARL GUSTAV JUNG’UN KİŞİLİK KURAMI
FREUDIAN TEORİ (PSİKOANALİTİK KURAM) Bu kurama göre kişilerin bilinçli olarak fark edemedikleri bir takım bilinç altı etkiler vardır. Kişiliğin üç temel birimi bulunmaktadır: İD SUPEREGO EGO
İD İçgüdüsel olarak ortaya çıkan bilinçsiz davranışların kaynağıdır. Kişiliğin doğuştan gelen yönüdür ve bitmez tükenmez istekleri vardır. İd ilkel dürtülerin (cinsellik ve saldırganlık dürtülerinin) kaynağıdır ve davranışı büyük ölçüde etkilemektedir. Mantıksızdır. Sonuçları düşünmeden hareket eder.
SUPEREGO İd’in karşıtıdır. Toplumsal ve kültürel etkilerin içinde kişinin ne yapması gerektiğini belirler, sansür koyar. Zaman içerisinde kazanılan değer yargılarının benimsenmesidir. Superego ile id devamlı bir çekişme içerisindedir. Bu çekişme ego tarafından dengelenir. Superego kişinin vicdan yönüdür ve kişiyi ayıp, günah gibi yasaklarla sürekli engellemeye çalışır.
EGO İd’in koruyucusu, yöneticisi durumunda olan superego ile id arasında denge kurulmasına yardım eder. Ego’nun başarısız olduğu durumlarda davranış bozukluğu ortaya çıkar. İd’in sonsuz istekleriyle superegonun baskıları arasında denge kurmaya çalışılır.
ALFRED ADLER İnsanın temel dürtüsünün üstünlük elde etmek olduğuna inanır. Yaşamın temel amacının kişinin benliğini en mükemmel duruma getirmek ve çocukluğunda elde ettiği aşağılık duygusundan kurtarmak olduğunu söyler. Satın alınan evler, arabalar benliği mükemmel kılmaya ve başkalarına göre daha az aşağılık duymaya yöneliktir.
TREYT (ÖZELLİK) KURAMI Kişilik, kişinin sahip olduğu özelliklerin belirlediği bir yapıdadır. Kişinin temel özellikleri bilinirse, kişiliği de öğrenebilir. Bu özelliklere sevimlilik, dürüstlük, çekingenlik örnek olarak verilebilir. Bu kuram niceliksel ve uygulamalıdır. Kişiliğin belli psikolojik özelliklere göre ölçülmesine önem verir.
Bu sorulardan bazılarını şöyle sıralayabiliriz: BENLİK İnsanın kendi kişiliğine ilişkin kanılarının bütünü, insanın kendisini tanıma ve değerlendirme şeklidir. Benlik kişiliğin öznel yanıdır. Benlik kavramını daha iyi anlamak için, insanın kendisine sorduğu sorulara yine kendisinin içtenlikle cevap vermesi gerekir. Bu sorulardan bazılarını şöyle sıralayabiliriz:
Ben neyim? İnsanın kendisini tanıması için öncelikle bu soruya cevap araması gerekir. (Ör: Çirkinim, Akılsızım, Güzelim, Akıllıyım) Amaç ve Hedefim Nedir? Bu soru ile kişi toplumsal yaşamdaki statüsü rolü ve saygınlığını tespit etmektedir. Yani benliğinde kendisini nasıl görmek istediğini, kendisine nasıl bir değer biçtiğini belirlemeye çalışmaktadır. Ne yapabilirim? Bu soruyla kişi kendi kapasitesini belirlemeye çalışır. (Ör: İyi koşarım, yüzerim, çok çalışırım,iyi espri yaparım, Kriz durumlarında çözüm üretmekte başarılıyımdır vb.) Doğru ve Yanlış Olanlar Nelerdir? Değer Yargılarım Nedir? İnançlarım Nelerdir? Bu sorulara verilen cevaplarla kişi içinde yaşadığı sosyal çevreden kendisine göre edindiği değerler sistemini tanımaya çalışır.
Benliğin günlük davranışlarımızın ve yaptığımız işlerin üzerinde önemli etkileri vardır. Çünkü benlik içimizde bizi denetleyen, gözetleyen, yargılayan, değerlendiren ve bunların sonucunda nasıl davranmamız gerektiğini belirleyen içsel bir güçtür. İnsanın ruh sağlığı için, benlik tasarımı (ideal benlik) ile gerçek yaşantılar arasında bir dengenin sağlanması gerekir. İnsan ideal benliğe ne kadar uygun hareket ederse, o derece sosyal yaşamında huzurlu olacaktır. İnsanın kendi değer yargıları ve ideallerine göre hareket ve mücadele etmesi, onun hem ruhsal hem de sosyal bakımdan kendisine olan saygısını ve güvenini arttıracaktır. Kısacası daha huzurlu olacaktır. Aksi durumda çeşitli huzursuzluklar söz konusu olacaktır.
BENLİK Algılanan benlik, İdeal benlik, Özdeğer, Sosyal kimlikler.
Algılanan Benlik 1. Algılanan Benlik: Bireyin kendisini nasıl gördüğü, onun benlik kavramının çok önemli bir boyutunu oluşturur. Algılanan benliğin de üç bileşeni vardır: a) Kişilik özellikleri: Birey benzer durumlarda benzer şekilde davrandığı zaman, hem dışardan bakanlar, hem de kişinin kendisi o davranışla kişilik özellikleri arasında bağ kurar: “Çabuk kızan biriyim; böyle durumlara gelemem.” b) Yetkinlikler: Herkes sahip olduğu yetenek, beceri, yeti ve bilgi düzeyi hakkında bir algıya sahiptir: “Kriz durumlarında çözüm üretmekte başarılıyımdır.” c) Değerler: Birey kararlarını ve eylemlerini değerlerinin yönlendirdiğine inanır ve kendisini bu çerçevede algılar: “Haksızlığa tahammül edemem.”
İdeal Benlik 2. İdeal Benlik: Her bireyin sahip olmak istediği özellikler, yetkinlikler ve değerler vardır. Kişi bu özelliklere gerçekten sahip olduğuna inanmak ve başkalarını da inandırmak ister.
Sosyal Kimlikler 3. Sosyal Kimlikler: İnsanlar ait oldukları ve değer verdikleri gruplar içinde kurdukları sosyal etkileşimler sonucunda sosyal kimlikler geliştirirler. Kişi, arkadaş grubunda başka, spor yaptığı klüpte farklı, çalıştığı dernekte farklı, iş yerinde farklı roller üstlenir; farklı rollerin gerektirdiği sosyal kimliğe uygun davranışları sergiler.
Özdeğer 4. Özdeğer: Özdeğer, ideal benlikle algılanan benlik arasındaki farktır. Algılanan benlik ideal benlikle eşleştiği zaman, özdeğer oldukça yüksektir. Ancak ideal benlikle algılanan benlik arasındaki fark, yapılan işe ve elde edilen sosyal geribildirime bağlı olarak sürekli değişir. Bu nedenle özdeğer, benlik kavramının dinamik bir bileşenidir ve sürekli değişim ve gelişim içindedir.
Benlik algısı Benlik algısı bireyin çevresiyle etkileşimi sonucunda oluşur. Çevreden alınan tepkiler açık seçik ve tutarlı olduğu zaman güçlü bir benlik algısı oluşur. Bulanık, eksik ve tutarsız tepkiler ise zayıf benlik algısına neden olur.
BENLİĞİN GELİŞMESİ Benlik toplumsal yaşantı sonucunda kazanılan bir oluşumdur. Çünkü çocuklar kendi varlıklarının tam olarak farkında değildirler. Ancak sosyalleşme süreci sonucunda kendilerini tanımaya başlarlar. Çocukluk döneminde önemli olan bedensel ihtiyaçlardır. Çocukluktan itibaren insanın yaşadığı sayısız olaylarla beraber benlik de oluşmaya başlar. Çocuk öncelikle çevresindekileri ayırt etmeye başlar, zamanla akranları ve onların dünyalarını keşfeder, daha sonra mahallesini, okulunu ve diğer çevresini tanır ve ona göre davranışlar sergiler. İnsanın benliği aşağıdaki yollarla gelişim kaydeder:
1.Başkalarının Bizi Değerlendirmesi (Ayna Benlik): Kişinin, başkalarının kendisine karşı dışa vurulmuş tutumlarına dayalı olarak oluşturduğu, kendi kendisine ilişkin yargılarının toplamıdır. Diğer insanların bizim hakkımızdaki düşüncelerinin, davranışlarımız üzerindeki etkisi inkar edilemez. 2. Çeşitli Sosyal Roller Üstlenme: Sosyal hayatta insanların birden fazla statüsü vardır. Ör: evde anne-baba-çocuk, iş ortamında işveren-işçi, okulda öğrenci vb. Bu statülerin gereği olan davranışları sergilediğimizde de rollerimizi gerçekleştirmiş oluruz. Bu rollerimizi yerine getirirken birçok insanla sosyal ilişki içinde oluruz ve burada en iyi özelliklerimizi göstermeye çalışırız. Bu şekilde hareket ederken bile gerçek benliğimize ters davranmış olmayız. Çünkü iyi yönlerimizi gösterirken zamanla bunlar benliğimizin bir parçası olur.
3. Diğer İnsanlarla Kıyaslama Yapma: Benliğimizin oluşmasında ve gelişmesinde, kendimizi başka insanlarla kıyaslamanın da rolü vardır. Bu karşılaştırmayı genellikle kendimize denk olarak gördüğümüz kişilerle yaparız. Kıyaslama kendimizi değerlendirmede bize önemli kolaylıklar sağlar. Kıyaslamaya göre belirlediğimiz amaç ve hedeflerimizi değiştirebiliriz.
Kaynak: Tüketici Davranışları Prof.Dr. Yavuz ODABAŞI Yrd.Doç. Gülfidan BARIŞ