Antik Yunan (Grek) Dünyasında Bilim Antik yunan da bilim iki dönemde incelenmektedir. 1. Helenik Dönem MÖ 700-MÖ 323 (Büyük İskender’in ölümü) 2. Helenistik Dönem MÖ 323-MÖ 30 (Romalıların Putolemaios krallığına son vermeleri)
Helenik Dönem Yunan halkının varlığı M.Ö.1000 yılları etrafında Ege Denizi kıyılarında hissedilmeye başlanıyor. Bu halkı oluşturanlar arasında İyonyalılar, Dorlar, Akalar başta geliyordu. Dünyayı irili ufaklı bir sürü doğaüstü kuvvetlerin yönettiğini sanıyorlardı, ilk ortaya koydukları efsaneler son derece güzel masallardan ibaretti. Daha sonra, M.Ö.7. yüzyılda Küçük Asya, Yunanistan, Güney İtalya ve Sicilya'da kurdukları kentlere yerleştiler ve çok geçmeden zengin bir edebiyat oluşturdular.
Helenik Dönem Varlıklar ve olgular doğaüstü nedenlerle değil doğal nedenlerle açıklanmaya çalışılmıştır. Bilim ve felsefe din ve büyüden uzaklaştırılarak aklı bilimsel çalışmalarda kullanmışlardır. Dönemin en önemli kazanımları Astronomi Anatomi Zooloji Deneysel çalışmaların artması
Thales ve Milet Okulu Yunan bilimi, Asya'nın en batı kıyısı olan İyonya'da doğdu. Hakkında bilgi sahibi olduğumuz ilk bilgin Thales'dir. M.Ö.624 hareketli bir ticaret merkezi olan Milet'de yetişen Thales ile başlayan düşünce geleneği bugün bile kaybolmuş değildir. Bu gelenek, mitolojik düşünceden rasyonel düşünceye geçişi simgeler.
Thales (MÖ 621-538) Matematik ve geometriyle uğraştı Geometriye ispat fikrini soktu İlk defa tümdengelim yöntemini geometride kullandı Piramidin boyunu hesapladı Geometride önermeler ortaya attı Çap, daireyi iki eşit parçaya böler İkizkenar üçgenin komşu açıları eşittir İki doğru kesiştiğinde karşıt açılar eşittir İkişer açıları ve birer kenarları eşit olan üçgenler birbirine eşittir
Thales (MÖ 621-538) Felsefeyle uğraştı Her şey canlıdır, tanrılarla doludur Dünya su üzerinde yüzen bir disktir Su her şeyin özüdür. Evreni açıklamaya çalışmıştır ve böylece diğer düşünürlere de bu yolu açmıştır.
Anaksimandros (M.Ö.610-545) Miletli ve Thales’in öğrencisi Anaksimandros‘a göre her şeyin kökeni olan ana madde somut bir şey olarak düşünülmemelidir. Onun bir tek niteliği vardır ki, o da sonsuz ve sınırsız olmasıdır. Anaksimandros‘a göre sonsuz sayıda Dünya vardır ve bunlar sonsuz bir evrenden kopmuştu ve bir gün geri dönüp bu evren ile tekrar birleşeceklerdi.
Anaksimandros (M.Ö.610-545) Yer ve çevresi için de şu açıklamaları vardı; Madde önce parçalara ayrılmış ve bir dönme hareketinin etkisinde kalmıştı. Bunun sonucu ağır maddeler merkeze düşmüş ve yer meydana gelmişti. Ateş ve hava çevrede kalmış ve gök cisimlerini oluşturmuştu. Güneş ve Ay hava ile çevrili ateş halkalarından oluşmaktaydı. Havanın içinde boru şeklinde geçitler vardı ve güneşin ışığı bu geçitlerden geçmekteydi. Dünya kısa bir silindir şeklindeydi. Bütün hayvanlar güneş ışığının etkisi ile denizdeki maddelerden ve insan da balıktan türemişti.
Pyhthagoras (MÖ 532-497) Pisagor teoremi Her geometrik şekil bir doğal sayıya karşılık gelir Evrende belli bir matematiksel orantı vardır Yeryüzü küreseldir
Pyhthagoras (MÖ 532-497) Pisagor gençliğinde Mısır ve Babil ülkelerini ziyaret etmiş. Onu matematik öğrenmeğe ve her şeyin sayılardan ibaret olduğunu açıklamaya iten muhtemelen bu gezi olmuştur Öncelikle sayıların notalarla olan ilişkisini fark etmiş buna istinaden 12, 8 ve 6 sayılarının "armonik dizi" teşkil ettiğini söylemiş ve bu fikri geometriye uygulamış. Ve sonuç olarak 6 yüzü 8 köşesi ve 12 kenarı olduğu için küpün geometrik armoni içinde olduğunu iddia etmiş İkinci gözlemi de dik açılı üçgenlerle ilgiliydi ki hepimiz onu 3,4,5 veya 6,8,10 veya benzeri üçlü düzenlerde en büyük sayının karesinin diğer iki sayının karelerinin toplamına eşit olduğu ifadesi ile hatırlıyoruz. Aslında bu fikri Mısırlılar ve Babilliler’den öğrenmiş olması da çok kuvvetli ihtimaldir.
Pyhthagoras (MÖ 570-495) Üçüncü gözlem ise gök cisimlerinin yer çevresindeki yörüngelerini tamamlaması için geçen süreler arasında belirli sayısal bağlantılar bulunduğuydu. Pisagorcuların güzelliğe ve simetriye olan sevgileri, sayılarla uğraşmaları onları evren konusunda bazı önemli görüşlere ulaştırdı. Küre çok mükemmel bir geometriydi bu sebeple Yer küre şeklinde olmalıydı. Bir kere hem simetrisi vardı hem de bir tepsi veya yarım küreden çok daha zarifti Astronominin temeline geometrinin konması bu dönemde başlar
Pisagorculara göre evren Pisagorculara göre evren
Evrenin merkezinde merkezi ateş vardır Gök cisimleri merkezi ateş etrafında dönmektedir. Yeryüzünün karşısında karşı yer vardır
Hipokrates (MÖ 460-377) Tıp bilimin doğuşunda önemli bir yeri vardır. 4 sıvı kuramını geliştirdi Kan, Balgam Kara Safra Sarı safra Dengesi bozulursa hastalık olur Tedavi bozulan dengeyi düzeltmek içindir. Kutsal hastalık yoktur, tüm hastalıklar doğaldır
Platon (MÖ 430-347) Gerçek, asla gözleyemeyeceğimiz ancak aklımızla bilgisine ulaşabileceğimiz bir şeydir Gözlem ve deney, saf kuramsal bilgi için engeldir. Gezegenlerin devinimi en iyi akılla anlaşılabilir, dikkatli gözlemler bu yolda işe yaramazlar
Platon (MÖ 430-347) Evren geometrik ve ahenkli bir bir bütündür Evren küreseldir ve merkezinde yer vardır (~Pisagorcular) Evren bir eksen etrafında 24 saatte bir dönüş yapmaktadır ve diğer gök cisimleri bu dönüşle hareket etmektedir
Aristoteles (MÖ 384-322) Felsefe, fizik, biyoloji ve astronomi ile uğraştı Gerçeği arama, doğayı ve maddeyi açıklama çabası içindeydi, Dörtlü doğa tasarımı, Madde Form Etken Amaç
Aristoteles (MÖ 384-322) Tümevarım- tümdengelim döngüsünü ortaya attı Evren küreseldir ve merkezinde yer vardır Evren ay-üstü ve ay-altı olmak üzere ikiye ayrılır.
Evren küreseldir ve merkezinde yer vardır Evren ay-üstü ve ay-altı olmak üzere ikiye ayrılır.
Fizikte Doğal Hareket (kuvvet cismin kendi ağırlığı) ve Zorunlu hareket kavramlarını ortaya attı Sürekli ZH (kuvvet sürekli uygulanıyorsa) Süreli ZH (hareket başladıktan sonra kuvvet kaldırılıyorsa) Kuvvet olmazsa harekette olmaz, Havaya fırlatılan cisimler hava boşluğunun kuvvetiyle hareket eder Bu yaklaşımlardaki en önemli sorun sadece gözleme dayanmasıdır. Yaklaşımlar Rönesans’a kadar etkisini sürdürmüştür.
Biyolojide, 520 hayvan türünün tanımını yapmış ve davranış yapılarını belirlemiştir, Embriyolojik gözlem ve üremeye ilişkin gözlemler yapmış ve yayınlamıştır, Canlıların oluşumuna yönelik ilk varsayım; Abiyogenez’i (kendiliğinden oluşum) ortaya attı
Eucleides (MÖ 300) Geometrinin öncülerindedir, Elementler adlı kitabında geometrinin 13 farklı konusunda çalışmalar yayınladı, Geometride aksiyomlar, postulatlar ve ispatlar getirerek sistematik bir araştırma alanı olmasında katkı sağlamıştır,
Archimedes (MÖ 287-212) Matematik ve fizikte önemli buluşlar yaptı, Optik alanında çalışmalar yaptı (dev çukur ayna) Bileşik makara sistemlerini (palanga) kullandı, Geometride kürenin alanını ve hacmini hesapladı, İntegral hesabının temellerini attı
Archimedes (MÖ 287-212)
Eşit olmayan kollara asılan ağırlıklar F1.a=F2.b prensibine uyarlar, “Bana yeterince uzun bir çubuk ve bir destek noktası verin dünyayı yerinden oynatayım”
Archimedes prensibi