Enerji verimliliği
Temiz ve yenilenebilir enerjiler Gelecekte evlerde şarj edilen ve elektrikle , hidrojen gazı ile çalışan otomobiller, verimli çalışan gaz türbinleri, Rüzgar, güneş ve termal enerjileriyle çalışan sistemler , fosil yakıtlı, nükleer yakıtlı enerji sistemlerinin yerini alacak, dünya temiz ve yenilenebilen enerjiye kavuşacaktır.
Güneş enerjisinden yararlanmalıyız
Rüzgar enerjisinden yararlanmalıyız
Elektrik şarj eden otomobil
Suyun Kaynakları Su kaynaklarının ancak 1.76’sı tatlı su olarak Miktar (milyon km³) Toplam Su Miktarına Oranı (%) Denizler 1.340 96.5 Karalar 48 3.5 Karalardaki sular Miktar (milyon km³) Toplam Tatlı Suya Oranı (%) Buzullar 24 1.74 Yer altı suları 23 1.66 Diğerleri (Göl, Akarsu, Atmosfer) 1 0.10 Su kaynaklarının ancak 1.76’sı tatlı su olarak kullanılmaya elverişlidir ( Mitscherlich 1995).
SUYUN FİZİKSEL VE KİMYASAL ENERJİSİNDEN YARARLANMALIYIZ Bunu, onu incitmeden, Doğayı kaybetmeden,yapmalıyız. Onu yeraltında saklayabilmeliyiz, Yeryüzüne yapılan ve elli yılda erozyonla dolan barajlarda hapsetmek , HES’lerle yolunu keserek, doğayı katletmek yerine onu özgür bırakarak yapmalıyız. SU YOLUNU BULUR Üç milyar yıldan beri böyledir (Suyun çevrimi)
Jeotermal enerjiden yararlanmalıyız
Dalga enerjisinden yararlanmalıyız ABD Enerji bakanlığının verilerine Göre; dünyadaki tüm sahillerin Dalga enerjisi toplansa enerji miktarı 2-3 milyon megavatt Oluyor. Buna gel – git enerjisi de eklenirse anlıyoruz ki, denizlerin içlerinde büyük bir Enerji potansiyeli vardır. Ve biz hala fosil yakıt tüketiyoruz.
Dalga enerjisinden yaralanmalıyız
Gel-Git enerjisinden elektrik üretmek
Derin deniz enerjisinden yararlanmalıyız
Derin deniz enerjisini kullanmalıyız Derin deniz suları ile güneşin ısıttığı yüzey suları arasındaki sıcaklık farkı elektrik üretiminde kullanılabilir. Avustralya, endonezya, Güney Amerika derin denizleri bu üretime uygundur. Zira yüzey suları ile dip suları arasındaki ısı farkının 20 santigrat derece olması gerekmektedir.
Hidrojenin ortaya çıkması Hidrojen doğada serbest olarak bulunmaz ama pek çok karmaşık bileşiğin yapısında bulunduğu gibi, suda da bol miktarda bulunur. Pahalı olan suyu eloktrolize edecek elektrik enerjisidir.
Şimdiye kadar neden ortaya çıkmadı? Eskiden beri özelliklerinin bilinmesine karşılık gündeme getirilmemesinin nedeni, gereken koşulların olması durumunda patlamasıdır. Ama gerekli koşullarda doğal gaz da patlar.
Yakıt pilleri Suyun elektrolizinde, suya elektrik akımı vererek onu bileşenleri olan oksijen ve hidrojene ayırıyorsak, yakıt pillerinde de tersini gerçekleştirerek yani oksijen ile hidrojeni birleştirerek elektrik enerjisi elde edilmektedir. H2O 2H + 1/2O2
Yakıt pilleri Yakıt pillerinde su tekrar tekrar elektroliz ve sentez tepkimeleriyle çevrime girerek %65 verimle elektrik elde edilmekte, ve su hidrojen ve oksijene ayrılmaktadır. Yakıt pilleri geleceğin silikon çipleridir.Ve evlerde çift taraflı kullanımı düşülmektedir.
HİDROJENDEN ELDE EDİLEN ENERJİ Yakıt pilinin elektrotlarının birinde bulunan molekül halindeki hidrojen(H2) iki elektronunu vererek yükseltgenir H2- 2e 2H+ Elektron sistem içinde membranda yol alırken, elektron enerjisi elektrik enerjisine dönüşür ve enerjisini kaybetmiş elektronlar diğer elektrotta bulunan sıfır değerli oksijen molekülüne ulaşarak onu eksi iki değerliğe indirger. O2 + 2e2O-. Böylece + değerli hidrojenler, - değerli oksijenlerle sessizce birleşerek suyu olustururlar. 2H +2O H2O + ½ O2 Ayni olay labaratuvarda olsa idi belli bir aktivasyon enerjisiyle iki gaz patlayarak birleşir ve bir de ışık çakardı. Yakıt pillerinde olan su eldesinin çok benzeri her canlı hücrede , yaşamın oksijenle tanıştığından beri zaten olmaktadır. Hücre besinlerinin içinde( karbonhidrat, yağ, protein) bolca bulunan hidrojenin elektronlarının enerjilerini başka bir kimyasal enerji şeklinde Adenozin tri fosfatta(ATP), son iki fosfat bağına yüklemektedirler. Ve hücrenin tanıdığı, harcadığı budur. Bu olaya hücre solunumu denir. C6H12O6(glukoz) +6O2 6CO2 + 6O2 + 38 ATP
Yakıt pili şeması
Yakıt pili ile çalışan otomobil
Açmaza düşmemeliyiz-1 Gelişmekte olan ülkeler, refah düzeylerini yükseltmek için fosil yakıtlarla enerji eldesini ucuz ve karlı saymaktadırlar. Oysa gelişmiş ülkelerin çoğu karbon salınımlarını azaltmış, yenilenebilen enerji sistemlerine geçmişlerdir.
Açmaza düşmemeliyiz-2 Çok uluslu şirketlere kapılarımızı açıp, havamızı, suyumuzu, toprağımızı , yaşamı yağmalayan, bitiren sistemlere , şirketlere geçit vermemeliyiz. Onlar ürettiklerini dünyaya pazarlarken, saldıkları karbonun cezasını bize ödeteceklerdir.
Açmaza düşmemeliyiz-3 Kyoto’ya(1997) imza atan ülkeler, 2012 yılına kadar karbon salınımlarını %5,2 azaltarak 1990 yılı verilerine çekmek zorundadırlar. Aksi takdirde büyük para cezaları ödemek zorunda kalıp, iflas edeceklerdir. Türkiye’de karbon salınımı %5 daha artmıştır.
Açmaza düşmemeliyiz-4 SU HAKTIR SATILAMAZ Gelişme adı altında ülkemizi yağmaya bırakmak en büyük açmazımızdır. Yasa yapıcılar ve siyasetçilerimiz Havamızı,toprağımızı, sularımızı ve canlılarımızı koruyucu yasalarımıza öncelik vermelidirler. SU HAKTIR SATILAMAZ
Afrika’nın kaderi Emperyalizmin yıllardır yağmaladığı Afrika şimdi bitirilişini yaşıyor. İnsanlar açlık, susuzluk ve bunlara bağlı hastalıklardan ölüyorlar.
Dünyada az gelişmiş ülkelerde
Açmaza düşmemeliyiz-5 İlkel yöntemlerle altın, nikel ve daha pek çok madeni ucuza çıkaran şirketler ülkemizden gitmemekte direnmektedirler. Zira kendi ülkelerinde bu konuda yasal duvarlara toslamaktadırlar.
AÇMAZA DÜŞMEMELİYİZ-6 Tonlarca siyanür, sülfirik asit toprağımıza boşaltılmaktadır. Kirlenen, yağmalanan bizim doğal kaynaklarımızdır. Suyumuzdur. Toprağımızdır. Havamızdır Zehirlenen bizim canlılarımızdır. BAŞKA TÜRKİYE YOKTUR
Kazdağlarında: Altına hayır (Çanakkale)
Su Altından değerlidir(Efemçukuru)
İzmir TEMA Vakfı Temsilciliği Gönüllü Egitim Sorumlusu Hazırlayan ve sunan Merih Yücel İzmir TEMA Vakfı Temsilciliği Gönüllü Egitim Sorumlusu