EGO SAVUNMA MEKANİZMALARI VE NORMALDIŞI DAVRANIŞLAR
EGO SAVUNMA MEKANİZMALARI Savunma mekanizmaları engellenmeyi,çatışmayı,baskıyı ve kaygıyı azaltmak için bireyin stresli durumun nedenleri hakkında kendini kandırma teknikleridir.
Genel Özellikleri Davranışın gerçek işlevinin farkında olunmaz. Bu anlamda bilinçsiz davranışlar olarak görülebilir. Gerçeği olduğundan daha farklı algılarız. Böylece kaygı düzeyimiz azalır. Zor durumları kendimizi yıpratmadan atlatmamıza yardımcı olur. Herkes tarafından kullanılır.
EGO SAVUNMA MEKANİZMALARI Bastırma Yadsıma (İnkar) Neden Bulma Yansıtma Ödünleme Yüceltme Özdeşleşme İçleştirme Yön Değiştirme Boyun Eğme-Duygudaşlık Karşıt Tepki Oluşturma Gerileme Duygusal Soyutlanma Dönüşme Yapma-Bozma Somatizasyon Bölünme Çözülme Kendine Yöneltme Somutlaştırma Yalıtma Saplanma Direnç
BASTIRMA İçgüdüsel dürtülerin insanın isteği dışında bilinç dışında tutulmasına ve bilince çıkmalarının önlenmesine baskı, uygun görülmeyen istek ve anıları bilinçten uzaklaştırma mekanizmasına ise bastırma denir.
Diğer mekanizmalara oranla daha temel,kesin ve ilkeldir Diğer mekanizmalara oranla daha temel,kesin ve ilkeldir. Beklenmedik anda tehlikeyle karşılaşıldığında yaşanan korkuya karşı geliştirilen akut savunma ketlenmesiyle özdeştir. İnsanın temel korunma amacına hizmet eden savunucu ketlemenin doğrudan bir belirtisidir.
Örneğin ; Karşımızdakini öldürme dürtüsünün bastırılmamasının nelere yol açabileceğini düşünmek,bastırmanın önemini göstermektedir. Ölüm olayını hiç düşünmeyişimiz de örnek olabilir.
YADSIMA (İNKAR) Tehdit eden yada acı veren gerçeği kabullenmeyi reddetmektir. Birçok özrümüzü,utanç yada suçluluk duygusu doğurabilen eski deneyimlerimizi yalnız bilinç dışına itmekle kalmayız, bunları biz hiç yaşamamış gibi algılar, kendimize hiç yakıştırmayabiliriz.
Oğlunu trafik kazasında yitiren anne,onun ölüsünü gördüğü,ölüm törenine katıldığı halde bir süre sonra oğlunun ölmediğine kendini inandırmıştı.Sık sık oğlunun arkadaşlarına telefon ederek oğlunun ölmediğini,gizli bir örgütün kaçırdığını,oğlunu bulmak için kendisine yardım etmeleri gerektiğini bildiriyor ve her türlü açıklamaları kesinlikle yadsıyordu.
NEDEN BULMA Gerçeğe uygun olmayan düşünce ve duyguların akla yatan sebeplerle ifade edilmesidir. Anksiyetenin gücünü azaltmak amacıyla ve çoğu kez yadsıma mekanizması ile birlikte kullanılır.İki temel savunma öğesi bulunur : a)Kişinin davranışını haklı göstermesine yardımcı olan öğe b)Ulaşılamayan amaçlara ilişkin düş kırıklığının etkisini yumuşatan öğe
Geçmiş,yaşamakta olduğumuz yada gelecek için tasarladığımız davranışlara mantıklı ve toplumun onayladığı açıklamalar getirme biçiminde işler.
İşlediğini gösteren davranışlar aşağıdaki gibidir : a)İnsanın davranışlarını ve inançlarını haklı gösterecek nedenler araması b)Karşıt nitelikteki kanıtları görmezden gelmesi c)İleri sürdüğü nedenlerin geçerliği sorulduğunda canının sıkılması
Örneğin ; Sınavda kopya çekerken yakalanan öğrenci bu davranışını örtbas etmek için “herkes öğrenciyken kopya çeker” şeklinde kendi davranışını makul göstermeye çalışır.
YANSITMA Kişinin bastırmış olduğu güdüleri, duyguları ya da isteklerini başkasına yüklemesidir. Birey kendi içinde yaşadığı bir dürtüyü başkalarında görür ya da başkalarının bu dürtüleri kendisinde gördüğünü sanır.
Orta yaşlı,esmer,töre duyguları ağır basan bir erkek,karısının kendisinden hoşlanıp hoşlanmadığını merak ediyor ve karısının sarışın erkeklerden hoşlanıp hoşlanmadığından kuşkulanıyordu.Araştırılınca, kendisinin sarışın bir kadından hoşlandığı;fakat göstermek istediği ilgiyi gösteremediği; bu yüzden karısına kızdığı ve ona karşı suçluluk duygusu duyduğu anlaşıldı.
ÖDÜNLEME Kendimizi zayıf gördüğümüz bir alandaki eksikliğimizi,kuvvetli olduğumuz başka bir alandaki başarıyla örtme çabasına ödünleme denir.
Ödünleme mekanizması kişiyi çaresizlik duygularından uzaklaştırmak ve korumak amacındadır. Engellenen ve doyurulamayan istek ve davranışların yarattığı tedirginliği onların yerine geçebilecek diğer istek ve davranışlarla giderme çabası biçiminde işler.
Örneğin ; Kendisini çirkin bulan ve bu nedenle özgüveni eksik olan bir öğrenci bu eksikliği gidermek için derslerine aşırı düşkünlük gösterebilir ve okulda çok çalışkan bir öğrenci haline gelebilir.
YÜCELTME İlkel dürtülerin asıl amaç ve nesnelerini bırakmaları ve toplum içinde kabul edilen yaratıcı ve yapıcı eylem için kullanılabilir duruma gelmelerine denir. Böylelikle hem kendini tedirgin eden davranıştan kurtulmuş hem de toplumun sevgi ve takdirini kazanarak kendilerine olan güvenini arttırmış insanlardır.
Toplum yararına çalışan derneklerde faal görev alan, menfaat gözetmeden başkalarının yararına koşan insanlar, toplum ile ilişkili meslekler seçen ve çevresindekilerin takdirini kazanan öğretmen, doktor gibi meslek elemanları,bu savunma mekanizmasını farkında olmadan kullanan ve başka insanlara verdikleriyle sonuçta kendilerinide olumlu bir yaşantı içine sokan insanlardır.
Çocuklukta görülen yıkıcı eylemler yetişkinlikte onaylanmayacağından böyle bir insan iyi bir silah uzmanı olarak eğilimini yüceltebilir. Cinselliğe karşı duyulan aşırı merak yetişkinlikte bilimsel araştırmaya dönüşebilir.
ÖZDEŞLEŞME Kişinin başkalarının özellik veya inançlarını kendi kişiliğine katmasıdır. Özdeşleşme yetişkin dönemde kişinin değerini koruma ve artırma amacını güder. Kişinin kendi ülkülerine uygun insanları yada kavramları benimsemesi şeklinde işler.
Örneğin ; Basketbol oynayan bir gencin ünlü basketbolcunun giydiği ayakkabı markasını tercih etmesi, genç kızların mankenlerin şampuanı olarak lanse edilen şampuanlarla saçını yıkaması.
İÇLEŞTİRME Kişinin bir diğer insanın ya da grubun bazı özelliklerini ve inançlarını kendi benliğine katarak kişiliğinin parçası durumuna getirmesidir. İçleştirme terimi daha çok bazı değer yargılarının benimsenmesini tanımlamak amacıyla kullanılır.
Çocuk süperegosunu ana babasının değer yargılarını içleştirerek geliştirir. Önceleri ana babasından aldığı değerler giderek gelişmekte olan kişiliğinin bir parçası durumuna gelir, bir süre sonra bunların ana baba tarafında pekiştirilmesine gerek kalmaz.
Sevilen bir insanın ölümü karşısında duyulan yas, gerçekte ölen kişiye duyulan kızgınlığın içe yöneltilmesidir.Ölen kişinin bizi terk etmiş ve sevgisinden yoksun bırakmış olmasına karşı duyulan kızgınlığın bilinçlenmesi ve dışa vurulması ego tarafından engellendiğinde bu duyguyu kendi içimizde yaşarız.
YÖN DEĞİŞTİRME Belirli bir uyaranın neden olduğu tepkinin açığa vurulması tehlikeli olduğunda tepkinin o uyarandan başkasına yöneltilmesine yada o tepkinin yerine başka bir tepki gösterilmesine yön değiştirme denir. Kişinin yönetmekte güçlük çektiği duyguların yoğun olduğu durumlarda kullanılır ve iki biçimde işler :
a)Yönetiminde güçlük çekilen duygu,ait olduğu obje yada durumla hiç ilgisi olmayan bir obje yada duruma yöneltilir. b)Tehlikeli sayılan duyguların yarattığı tepkinin yerine başka tepki gösterilir. Bir çatışmaya veya bunaltıya neden olabilecek ve benlikçe kabul edilemeyen bir dürtünün asıl yöneleceği nesne yerine başka bir nesneye yöneltilerek çatışma veya bunaltının bir derece azaltılabilmesi yada önlenebilmesi amacındadır.
Örneğin ; Ofisteki müdüre kızan memur,öfkesini evdeki karısına boşaltır. Memurun karısı kocasına ifade edemediği kızgınlığı denetimi altında olan gücünün yettiği çocuklarını azarlayarak ifade eder,çocuk da evdeki kedi yada köpeği tekmeler.
DUYGUDAŞLIK-BOYUN EĞME Kişinin geliştirdiği tutum “eğer insanlar beni severlerse incitemezler” biçimindedir.
Kimi insanda “ boyun eğersem beni incitmezler” anlayışı hakimdir. Bu insanların sevgi bulabilme umutları yoktur. Uysal davranışları sevgi kazanmaktan çok güvenlik sağlayabilmek amacıyla geliştirilmiştir.
KARŞIT TEPKİ OLUŞTURMA İstenmeyen duygu ve düşüncenin tam karşıtı olan bilinçli tutum ve davranışlar geliştirmektir. Suçluluk duygusu yaratan davranışlarının tam karşıtı bir düşünceyi edinerek bireyi koruma amacındadır. İçsel dürtülere engeller koyarak baskı mekanizmasını pekiştirir ve olumsuz dürtüleri bilinçten uzak tutma şeklinde işler.
Örneğin ; İçinde karşı cinse yönelik yoğun dürtüler duyan evli bir erkeğin çevresindekilere ahlaksızlığın ne kadar kötü olduğunu ve herkesin mutlaka eşine sadık kalması gerektiğini söylemesi.
GERİLEME Ağır bir sorunla karşı karşıya kalan bir kişinin bir çocuk gibi davranması ve erişkin bir insan gibi değil de aynı bir çocuk gibi tepkiler vermesidir.
İnsanlar niçin gerileme gösterir?
Ortaya attığı ve savunduğu görüşlerde yenilgiye uğradığında ağlama nöbeti geçiren bir yetişkin çocukken ana babasının yaptığı gibi etrafındakilerin kendisine anlayışlı davranmasını bekleyebilir.