GERİ VERME (SUÇLULARIN İADESİ)
Tanım Yabancı bir ülkede işlenen veya işlendiği iddia edilen bir suç nedeniyle hakkında ceza kovuşturması başlatılan veya mahkûmiyet kararı verilmiş olan bir yabancının, talep üzerine kovuşturmanın yapılabilmesini veya hükmedilen cezanın infazını sağlamak amacıyla başka bir ülkeye geri gönderilmesine geri verme denilmektedir. Ayrıca, Anayasa’nını 38. maddesi uyarınca, Uluslararası Ceza Divanı’na taraf olmanın gerektirdiği yükümlülükler hariç olmak üzere, vatandaş suç sebebiyle yabancı bir ülkeye geri verilemeyeceği için geri verme, “yabancıların geri verilmesi” olarak da adlandırılmaktadır.
Geri verme uluslararası adli yardımlaşmanın bir türü olduğu için geri vermeye ilişkin şartlar öncelikle devletler arasındaki ikili anlaşmalarla düzenlenmektedir. Ayrıca suçluların geri verilmesine ilişkin olarak Türkiye’nin de taraf olduğu Suçluların İadesine Dair Avrupa Sözleşmesi’nde de geri vermeye ilişkin kurallar yer almaktadır. Geri verme, hiçbir devlet ülkesinin başka ülkelerde suç işlemiş bir şahsa sığınak teşkil etmemesi ve bu gibilerin cezasız kalmaması esasına dayanır. Geri verme ile, ülkelerin karşılıklı menfaatleri korunarak, suçluları cezalandırma konusunda bir dayanışma ve işbirliği sağlanmış olur.
Her ne kadar gerek ikili sözleşmeler ve gerekse Suçluların İadesine Dair Avrupa Sözleşmesi’nde geri vermeye ilişkin kurallar yer alsa da, uygulamada tek düzeliği sağlamak amacıyla geri vermeye ilişkin şartlar iç hukukumuzda da (TCK m. 18) düzenlenmiştir. Türkiye 1957 yılında, Suçluların İadesine Dair Avrupa Sözleşmesi’ne taraf olmuştur. Türkiye’nin bu anlaşmaya taraf olmasıyla birlikte, Türkiye ile bu anlaşmaya taraf olan diğer devletler arasındaki ikili anlaşmalar ilga edilmiş ve SİDAS Hükümleri yürürlüğe girmiştir. (SİDAS, m. 28/1)
Bu bağlamda, TCK m. 18’de yer alan şartlar ile uluslar arası sözleşme hükümleri arasında bir çatışma meydana gelmesi muhtemeldir. Bu türden bir çatışma söz konusu olduğunda, anayasamızın 90/son hükmü uyarınca uluslararası sözleşme hükümleri üstün tutulduğundan öncelikle uluslararası sözleşme hükümlerinin uygulanması gerekmektedir
Kaldı ki bu durum TCK m. 18/4 hükmünde: “… Kaldı ki bu durum TCK m. 18/4 hükmünde: “….geri verme talebi hakkında bu madde ve Türkiye'nin taraf olduğu ilgili uluslararası sözleşme hükümlerine göre karar verir.” denilmekle, geri verme konusunda öncelikle uygulanacak hukuk normunun uluslararası sözleşmeler olduğu açık bir biçimde ortaya konulmuştur.
Geri verme ancak Türkiye’nin egemenlik sahası dışında işlenen suçlar için söz konusu olabilir. Çünkü Türkiye’nin egemenlik alanında işlenen suçlara mutlak surette TÜRK KANUNLARI UYGULANACAK ve fail yabancı olsa dahi hiçbir suretti geri verilmeyecektir. Bu bağlamda, mülkilik, şahsilik ve koruma sistemleri uyarınca Türkiye’nin yargılama yetkisinin bulunduğu durumlarda fail yabancı ülke vatandaşı geri verilmez. Ancak evrensellik sisteminde ya geri ver ya yargıla prensibi geçerli olduğundan, geri verme evrensellik sisteminin uygulandığı fail bakımından uygulanabilir.
Örnek Örn. Alman vatandaşı X’in, Antalya’da İngiliz vatandaşı Y’ye karşı bir suç işlemesi durumunda suçun işlendiği yer Türkiye olduğu için mülkilik sistemi uyarınca Türkiye’nin mutlak yargılama yetkisi vardır ve fail X, ülkesi Almanya’ya geri verilemez. Türkiye’nin buradaki yargılama yetkisini, mutlak yargılama yetkisi olarak tanımlamamızın nedeni, T.C.K.’nın 9. maddesinde yer verilen, “Türkiye'de işlediği suçtan dolayı yabancı ülkede hakkında hüküm verilmiş olan kimse, Türkiye'de yeniden yargılanır” hükmüdür. (Bu yargılamanın yapılabilmesi için Adalet Bakanı ya da mağdur veya suçtan zarar gören kimsenin talebine gerek yoktur.)
Örnek Irak’ta, içerisinde Türk Vatandaşı K’nın da öldüğü bir bombalı eyleme karışan Irak Vatandaşı N’nin Türkiye’ye kaçması halinde N’nin geri verilmesi mümkün değildir. N’nin bombalı eylemi nedeniyle bir Türk Vatandaşı öldüğü için, N, mağdura göre şahsilik ilkesi uyarınca Türkiye’de yargılanacaktır.
Geri Vermenin Şartları Olumlu Şartlar Talep eden devlet ile, yabancının bulunduğu devlet arasında bir anlaşmanın varlığı Suç teşkil eden bir fiilin varlığı Geri vermenin talep edilmesi Olumsuz Şartlar Geri verilmesi istenen kişinin vatandaş olmaması Suçun düşünce suçu, siyasi suç ya da askeri suç olmaması Suçun Türkiye’nin Yargılama Yetkisine Girmemesi
Uluslararası Anlaşmanın Varlığı Şüpheli, sanık veya mahkumun iadesi için gerekli ilk şart, talep eden ve edilen devletler arasında bir anlaşmanın varlığıdır. Eğer geri verme konusunda bir anlaşma yok ise, talep edilen devlet yabancıyı geri verip vermemekte serbesttir. İkili anlaşmanın bulunmaması halinde, geri verme işlemi tamamen karşılıklı iyi ilişkiler çerçevesinde talep edilebilir.
Suç Teşkil Eden Bir Fiilin Varlığı İadenin mümkün olması için talep edilen şahsın işlemekle itham edildiği veya işlediği için mahkum olduğu bir fiilin varlığı şarttır. Ancak bu fiil: Talep eden ve edilen devletin her ikisine göre de suç olmalıdır. Fiil her iki devlet kanununa göre kovuşturulabilir olmalıdır (affa veya zamanaşımına uğramamış olmalıdır) Zamanaşımı konusunda “iade talebinin gerçekleştiği tarih” esas alınmalıdır. Bu tarih itibariyle fiil zamanaşımına uğramamış olmalıdır. Suç, belli bir ağırlıkta olmalıdır
Her suçtan dolayı geri verme geçerli olmaz Her suçtan dolayı geri verme geçerli olmaz. Geri verme, gerek bu geri verme talebinin değerlendirilmesi ve gerekse geri verme işleminin tamamlanması sırasında ilgili kişinin hürriyetinin kısıtlanması sonucunu doğurur. Nitekim TCK 18/7 hükmü uyarınca, “Geri verme talebinin kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi hâlinde, ayrıca Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu hükümlerine göre tutuklama kararı verilebilir veya diğer koruma tedbirlerine başvurulabilir.” Bu nedenle geri vermeye konu suçun belli bir ağırlıkta olması gerekir. Ancak TCK’da suçun ağırlığına ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır. Bu yönde bir hüküm SİDAS’da bulunmaktadır.
SİDAS’a göre, geri verme talebine konu suçun, en az bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasını gerektirmesi şarttır. Eğer yabancı, mahkum olunan bir cezanın infazı için isteniyor ise, mahkumiyetin en az 4 ay hapis cezasını gerektirmesi şarttır. Suçun kasıtlı bir suç olmasına gerek yoktur; taksirli suç nedeniyle de iade mümkündür. Ayrıca suçun, her iki devlette de aynı adla nitelendirilmesine de gerek yoktur. Örneğin, bir ülkede hırsızlık diğer ülkede dolandırıcılık olarak nitelendirilmiş olabilir.
Talep eden devlette ölüm cezası bulunuyor ise, bu halde geri vermenin geçerli olabilmesi için, geri vermeyi talep eden devletin “ölüm cezasının infaz edilmeyeceğine dair bir güvence” verilmesi gerekmektedir.
Geri Vermenin Talep Edilmiş Olması Sanık veya mahkumu isteyen devlet, onu ülkesinde bulunduğu devletten talep etmiş olmalıdır. Talep olmaksızın geri verme kurumunun işletilebilmesi mümkün değildir. Ancak yabancının bulunduğu devlet, talep edecek devlete bu konuda ihbarda veya icapta bulunabilir. (TCK m. 12/3,b).
Geri Verilmesi İstenen Kişinin Vatandaş Olmaması Anayasa’nın 38. maddesine göre vatandaş Ulusalararası Ceza Divanı dışında- işlediği suç sebebiyle yabancı ülkeye iade edilemez. (SİDAS m. 6/1) Vatandaşlık “iade hakkında karar verilme anına” göre tespit edilir. (SİDAS m. 6/1) TCK’ya göre vatandaşlığın tespiti, “fiilin işlendiği ana göredir”. (TCK m. 6/1,a) Ancak yabancı ülkeye geri verilmese dahi, yabancı ülkede suç işleyen Türk Vatandaşı Türkiye de yargılanabilmektedir. (Faile Göre Şahsilik) Hatta CMK’da bu yönde hükümler vardır. (CMK 14/2)
Eğer faili birden fazla devlet talep ediyor ise, geri vermede takip edilecek sıra şu şekildedir: En ağır suçun işlendiği devlete, Eğer suçlar aynı ağırlıkta ise, failin vatandaşı olduğu devlete, Eğer her iki ülkenin de vatandaşı değil ise, ilk talep eden devlete geri verilir. Ancak geri verilmesi istenen kişi çifte vatandaş ise ve bu vatandaşlıklardan birisi Türk Vatandaşlığı ile fail geri verilmez.
Suçun Düşünce Suçu Askeri Suç, Siyasi Suç Olmaması Suç, düşünce suçu ise, askeri suç veya siyasi suç ise geri verme talebi kabul edilmez. Terör, anarşizm, soykırım ve Devlet Başkanına Suikast suçları ve savaş suçları söz konusu olduğunda geri verme talebi kabul edilebilir. Bu suçlar geri vermeye konu olabilir.
Geri Verme Talebinin Samimi Olması Kişinin, talep eden devlete geri verilmesi hâlinde ırkı, dini, vatandaşlığı, belli bir sosyal gruba mensubiyeti veya siyasî görüşleri nedeniyle kovuşturulacağına veya cezalandırılacağına ya da işkence ve kötü muameleye maruz kalacağına dair kuvvetli şüphe sebepleri varsa, talep kabul edilmez.
Geri Verme Usulü Kişinin bulunduğu yer ağır ceza mahkemesi, geri verme talebi hakkında bu madde ve Türkiye'nin taraf olduğu ilgili uluslararası sözleşme hükümlerine göre karar verir. Geri verme kararına karşı ilgililer, TEMYİZ yoluna başvurulabilir. Ağır Ceza Mahkemesi, geri verme talebinin kabul edilebilir olduğuna karar verirse, bu kararın yerine getirilip getirilmemesi Bakanlar Kurulu’nun takdirine bağlıdır.
Yargıtay 10 CD. ’nin 14. 06. 2006 tarih ve E. 2006/6918, K Yargıtay 10 CD.’nin 14.06.2006 tarih ve E. 2006/6918, K. 2006/8106 Sayılı Kararına Göre “İlgilinin bulunduğu yer Ağır Ceza Mahkemesi’nin “geri verme talebi yerinde olduğu taktirde”, “geri verme talebinin kabul edilebilir” olduğuna karar vermesi gerektiği; Mahkeme’nin, Bakanlar Kurulu’nun takdir yetkisini kısıtlayacak biçimde “iade talebinin kabulüne” karar veremeyeceği” ifade edilmiştir. Bu nedenle, Ağır Ceza Mahkemesi sadece geri verme talebinin kabul edilebilir olup olmadığına karar verebilir. Mahkeme, Bakanlar Kurulu’nun takdir yetkisini kaldıracak bir biçimde “yabancının geri verilmesine” karar veremez.
Bakanlar Kurulu ancak ağır ceza mahkemesince “geri verme talebinin kabul edilebilir” olduğuna karar verilen yabancı hakkında geri verme kararını yerine getirebilir. Mahkemece geri verme talebinin kabul edilebilir bulunmaması halinde Bakanlar Kurulu, geri vermeye karar veremez.
Geri verilmesi istenen kişi hakkında koruma tedbirlerine başvurulmasına, Türkiye'nin taraf olduğu ilgili uluslararası sözleşme hükümlerine göre karar verilebilir. Geri verme talebinin kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi hâlinde, ayrıca Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu hükümlerine göre TUTUKLAMA kararı verilebilir veya diğer koruma tedbirlerine başvurulabilir.
Geri verme hâlinde, kişi ancak geri verme kararına dayanak teşkil eden suçlardan dolayı yargılanabilir veya mahkûm olduğu ceza infaz edilebilir (Geri vermede ihtisas/özellik kuralı). Geri vermede ihtisas/özellik kuralı uyarınca, geri verilmesi istenen yabancı, ancak geri verme talebinde belirtilen suç ya da suçlar sebebiyle yargılanabilir. Geri verme talebinde yer almayan bir suç sebebiyle yargılanamaz. Kaldı ki, geri verme, geri verilmesi istenen kişinin geri verme talebinden önce işlediği suçlar içindir.
Geri Vermede Hususilik Kuralının İstisnaları Ancak, geri veren devlet rıza gösterir ise (bu rızanın da usulüne uygun bir talepte bulunması gerekmektedir) veya geri verilen kişi geri vermeye konu suçtan yargılandıktan sonra 45 gün içerisinde ülkeden ayrılmaz ise veya ülkesinden ayrılıp da tekrar geri dönerse (SİDAS m. 14/a,b) ya da geri verilen kişi, geri verildikten sonra yeni bir suç işlerse hususilik kuralı geçerli olmaz.