Para Teorisi ve Politikası
Para Teorisi ve Politikası Merkez bankasının ekonomiye para arz etmesi para politikası, paranın ekonomide yaratacağı etkilerin incelenmesi ise para teorisi olarak bilinmektedir. Para teorisinin ilgilendiği temel konu, ülkedeki para miktarı veya bundaki değişikliklerin ekonomide fiyatlar genel düzeyini ve üretimi nasıl etkileyeceğidir. İktisatçılar geleneksel olarak para arzındaki değişikliklerin iki kanaldan toplam talep üzerinde etkili olacağını öne sürmektedirler. Bunlardan ilkine göre, para miktarındaki değişiklikler faiz oranı üzerinde yarattığı etki aracılığı ile ekonomiyi dolaylı yoldan etkilemektedir. İkincisine göre ise para arzı değişiklikleri ekonomiyi direkt olarak etkilemektedir.
Para ve Ekonomi: Dolaylı Kanal Para arzındaki değişikliklerin üretim üzerindeki etkilerini inceleyebilmek için, para piyasasında dengenin nasıl sağlandığını ve neden değiştiğini kavramamız gerekmektedir. Para politikasının anlaşılmasında ilk adım para talebinin anlaşılmasıdır. Eğer para talebini etkileyen faktörlerin neler olduğu bilinirse, denge gelir düzeyini etkileyebilmek için para politikasının nasıl kullanılabileceği daha kolay anlaşılabilecektir.
Para Talebi Para talebi ekonomik birimlerin ellerinde neden para tutmak istedikleri sorusunun cevabı çerçevesinde incelenebilir. Neden cüzdanınızda nakit bulunduruyorsunuz? Modern bir ekonomide takas söz konusu olmadığı için, ekonomik birimler yani hanehalkları, işletmeler, devlet ve yabancılar günlük işlemlerini yürütebilmek için paraya ihtiyaç duyarlar. Zira, bir değişim aracı olarak para, işlemlerin gerçekleştirilmesinde ekonomik birimlere önemli bir kolaylık sağlamaktadır. Ekonomik birimlerin mal ve hizmetlere harcamak amacıyla tutmak istedikleri para miktarına, işlem amaçlı para talebi adı verilmektedir.
Para Talebi Satın alma işlemlerinizi gerçekleştirebilmek amacıyla cüzdanınızda para bulundurmanızın nedeni, gelir elde etme dönemi ile harcama yapma dönemlerinin genellikle eşleşmemesidir. Eğer herhangi bir malı satın almak istediğiniz zaman çalıştığınız işyerinden gelir elde etmiş olsaydınız, harcamalarınız ve geliriniz dönemsel olarak eşleşmiş olacağı için elinizde para tutmanız gerekmeyebilirdi. Ancak bu tür bir eşleşme çok nadir ortaya çıkabileceği için harcamaların gerçekleştirilebilmesi amacıyla cüzdanda veya vadesiz mevduat hesabında bir miktar para bulundurulması gerekir. Gerçekleştirilecek harcamaların değeri ne kadar yüksek ise bu amaçla elde tutulmak istenen para miktarı da o derece yüksek olacaktır. Harcamaları belirleyen temel faktör gelir olduğundan, işlem amaçlı para talebi gelirle aynı yönde değişe
Para Talebi Harcamaları belirleyen temel faktör gelir olduğundan, işlem amaçlı para talebi gelirle aynı yönde değişecektir. Yani, gelir arttıkça işlem amaçlı para talebi artacak, gelir azaldıkça da azalacaktır. Öte yandan işlem amacıyla elinizde tutacağınız para miktarını belirleyen bir diğer faktör, fiyatlardır. Yani fiyatların arttığı bir ortamda aynı miktar mal ve hizmeti satın alabilmek için daha fazla paraya ihtiyacınız olacaktır. Dolayısıyla fiyatlar ve işlem amaçlı para talebi aynı yönde değişecek, yani fiyatlar arttıkça işlem amaçlı para talebi artacak, fiyatlar düştükçe azalacaktır.
Para Talebi Ekonomik birimler acil durumlarda kullanılmak üzere de ellerinde bir miktar para tutarlar. Beklenmeyen harcamaların karşılanması amacıyla elde tutulmak istenen para miktarına ihtiyat amaçlı para talebi adı verilmektedir. Ekonomik birimler beklenmeyen harcamaların ne zaman ortaya çıkacağını, daha doğru bir deyimle gerçekleşen harcamaların planlanan harcamaları ne zaman aşacağını bilemezler. Bu nedenle de ihtiyat amacıyla ellerinde bir miktar para tutmak isterler. Bu amaçla elde tutulacak para miktarını belirleyen faktör ise gelirdir. Gelir arttıkça ihtiyat amacıyla elde tutulmak istenen para miktarı da artar.
Para Talebi Son para talebi türü spekülatif amaçlı para talebidir. Spekülatif amaçlı para talebi, diğer finansal varlıkların değeri konusundaki belirsizlikler nedeniyle elde tutulmak istenen para miktarıdır. Bu tür bir talebin ortaya çıkma nedeni paranın en likit değer muhafaza aracı olmasıdır. Örneğin bir hisse senedi satın almak istiyorsanız ve almayı düşündüğünüz hisse senedinin fiyatının birkaç gün içinde düşmesini bekliyorsanız, hisse senedini satın alıncaya kadar parayı cüzdanda ya da bankadaki vadesiz mevduat hesabında tutarsınız. Zira fiyatında düşme beklenen bir finansal varlık yerine elde para tutulması daha az risk taşımaktadır.
Para Talebi Ekonomik birimler ellerindeki satın alma gücünün bir kısmını nakit olarak, bir kısmını da diğer finansal varlıklar şeklinde tutarlar. İşte spekülatif amaçlı para talebi buradan kaynaklanmaktadır. Faiz oranlarının önümüzdeki günlerde artacağı şeklinde bir beklenti varsa, bugünkü düşük faizden tahvil satın almak rasyonel değildir. Bu nedenle faiz oranlarında beklediğiniz artış gerçekleşinceye kadar elinizde para tutmak daha akılcıdır. Aksine faiz oranlarında bir düşüş beklentiniz varsa, bugünkü yüksek faizden mümkün olduğunca çok tahvil almak rasyonel bir davranış olacaktır. Bu da elinizde tutmak istediğiniz para miktarında bir azalış anlamına gelir. Görüldüğü gibi spekülatif amaçlı para talebi faiz oranıyla ters yönlü değişmektedir. Yani faiz oranının yüksek olduğu bir dönemde elde tutulmak istenen para miktarı düşük olmakta, faiz oranının düşük olduğu bir dönemde ise elde tutulmak istenen para miktarı yüksekolmaktadır.
Faiz Oranı Faiz oranı ve para talebi arasında ters yönlü bir ilişki söz konusudur. Bu ilişkiyi anlamanın bir diğer yolu, faiz oranını elde para tutmanın fırsat maliyeti olarak değerlendirmektir. Örneğin, 1000 liralık bir nakdi cüzdanınızda taşır veya yastık altında tutarsanız faiz geliri elde edemezsiniz. Bir diğer deyişle, söz konusu 1000 lirayı elinizde nakit olarak tuttuğunuz zaman faizden vazgeçiyorsunuz demektir bu da size bir maliyet yükler. Faiz oranının düşük olduğu bir ortamda kaybedilen faiz anlamındaki maliyet de düşük olacaktır. Oysa faiz oranının yüksek olduğu bir ortamda kaybedilen faiz de yüksek olduğu için servetin bir kısmını para olarak elde tutmanın maliyeti de o kadar yüksek olacaktır. Faiz oranı ne kadar yüksek olursa katlanılan fırsat maliyeti de o kadar yüksek olacağı için mümkün olduğunca az para tutulmak istenecektir. Dolayısıyla elde para tutmanın fırsat maliyeti, yani faiz oranı yükseldikçe elde tutulmak istenen para miktarı da azalmaktadır.
Faiz Oranı
Nominal Gelir Para talebi gelire ve fiyatlara yani nominal gelire bağlı olarak değişebilmektedir. Elde tutulmak istenen para miktarı gelirle aynı yönde değişmektedir. Zira gelir arttıkça daha çok harcama yapılmakta, bu işlemin gerçekleştirilebilmesi için de daha fazla miktarda paraya gereksinin duyulmaktadır. Dolayısıyla nominal gelir ne kadar yüksek olursa elde tutulmak istenen para miktarı da o kadar yüksek olacaktır. Nominal gelirdeki artış fiyat artışlarından da kaynaklansa, reel gelir artışından da kaynaklansa bu tespit geçerlidir. Çünkü fiyat artışları da, reel gelir artışları da daha fazla miktarda harcama yapılmasını gerektirmektedir. Ekonomide üretilen mal ve hizmetlerin fiyatı arttığı zaman harcamalar için daha fazla miktarda paranın elde tutulması gerekmektedir. Benzer şekilde, reel gelirin artması da daha fazla mal ve hizmet üretildiği ve satıldığı anlamına geldiği için, bu işlemlerin gerçekleştirilebilmesi daha fazla paranın elde tutulması ile mümkün olabilecektir.
Nominal Gelir
Para Arzı Bir ekonomide para miktarının kontrol edilmesinden sorumlu kuruluş ilgili ekonominin merkez bankasıdır. Para teorisi bağlamında ülkedeki para miktarının tamamıyla merkez bankası tarafından belirlendiği kabul edilmektedir. Bu varsayım merkez bankasının para arzını istediği düzeyde belirleyebileceği ve para arzının faiz oranından bağımsız olduğu anlamına gelmektedir. Diğer bir deyişle, faiz oranı artsa da azalsa da merkez bankası istemediği sürece para arzını değiştirmeyecektir.
Para Arzı Para arzı fonksiyonu şekilde gösterildiği gibi dikey eksene paralel bir doğrudur. Şekle göre her bir faiz oranı düzeyinde para arzı 600 liradır. Merkez bankası para arzını arttırırsa, dikey para arzı fonksiyonu paralel olarak sağa kayacak, merkez bankası para arzını azalttığı zaman ise paralel olarak sola kayacaktır.
Para Piyasası Dengesi Ekonomide denge faiz oranı ve bara miktarını belirleyebilmek için para talebi ve fara arzı fonksiyonlarının aynı grafikte bir araya getirilmesi yeterlidir. Şekilde para piyasası dengesinin nasıl sağlanacağı gösterilmektedir. Denge, para talebi ve para arzı fonksiyonlarının kesiştiği e noktasında sağlanmaktadır. Şekle göre denge faiz oranı %9 ve denge para miktarı da 600 liradır.
Para Piyasası Dengesi Para piyasası dengesini belirleyen faktörlerin incelenmesi, dengenin neden e noktasında sağlandığının kavranmasına yardımcı olacaktır. Şekle geri dönecek olursak, eğer faiz oranı denge düzeyinin altına inerse, bir talep fazlası ortaya çıkacaktır. Talep fazlasının ortaya çıkması, ekonomik birimlerin merkez bankasının arz ettiğinden daha fazla parayı ellerinde tutmak istedikleri anlamına gelmektedir. Ancak para arzı değişmediği için, para talebinin yüksek olması faiz oranlarının yükselmesi yönünde bir baskı yaratacaktır. Para arzının değişmediği bir ortamda, ekonomik birimler ihtiyaç duydukları ilave parayı, ellerindeki finansal varlıkların bir kısmını paraya dönüştürerek karşılamaya çalışacaklardır. Paraya dönüştürebilecekleri varlıklardan bir tanesi de ellerinde bulunan tahvillerdir. Tahviller ve diğer finansal varlıklar satılarak paraya dönüştürüldükçe faiz oranı artmaya başlar.
Para Piyasası Dengesi
Para Piyasası Dengesi Cari faiz oranının denge düzeyinden yüksek olması durumunda ise bu mekanizma tersine işleyecektir. Cari faiz oranı yüzde 9un üzerinde herhangi bir düzeyde iken, para piyasasında bir arz fazlası ortaya çıkmaktadır. Bu durum ekonomik birimlerin tutmak istediklerinden daha fazla miktarda paraya sahip oldukları anlamına gelmektedir. Dolayısıyla ekonomik birimler ellerinde bulunan paranın fazlalık kısmını diğer finansal varlıklara dönüştürmek isteyecekler ve tahmil alımına yöneleceklerdir. Tahvile olan talepte bir artış ortaya çıkacağı için, tahvil fiyatlarındaki artış faiz oranının düşmesine neden olacaktır. Faiz oranındaki düşme para piyasası dengesinin yeniden sağlanması ile sonuçlanır
Para ve Denge Gelir Düzeyi Para miktarındaki değişiklikler ekonomideki denge GSMH düzeyini de etkilemektedir. Aşağıdaki şekilde para miktarında meydana gelen değişikliklerin denge gelir düzeyi üzerinde nasıl bir etkisi olduğu gösterilmektedir.
Para ve Denge Gelir Düzeyi
Para ve Denge Gelir Düzeyi