İÇİNDEKİLER Nasreddin Hoca Fıkraları Karadeniz Fıkraları

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
TÜRKAN YÜKSEL Tıkır Top.
Advertisements

AMAN BU OYUN HİÇ BİTMESİN... Berber, sokakta oynayan çocuklardan birini çağırdı ve o gelince cebinden biri beş milyonluk, öteki beşyüzbinlik iki banknot.
KIRMIZI BAŞLIKLI KIZ.
Bir süre önce, başka bir kadınla çıkmaya başladım ve bu aslında
BİR ÖYKÜMÜZ VAR.
Baba ve minik oğlu şehrin sıcak(!) bir sokağından arabayla geçerken…
SENİ ÇOK SEVİYORUM ANNE …
Mümkün Olmuyor Ağlamak Ama
SES DÜĞMESİNİ AÇABİLİRSİNİZ
ADLARIN YERİNE KULLANILAN KELİMELER “ADIL”
Anne Mümkün Olmuyor Ağlamak Ama Sol Yanım Acıyor Necdet YILMAZ 2008
Vaktiyle bir Keloğlan varmış… Bütün ailece çiftlikle meşgul olurlarmış
Bu olay, Marmara Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü'nü 1993 yılında bitiren Dilek isimli bir kızın başından geçmiş. (Böyle anlatılıyor, soyadı.
Hayat Kat Kattır. TIKLAMADAN SESLİ İZLEYİNİZ.
Yavrum ve ben.
SLAYTI MUTLAKA SESLİ İZLEYİNİZ… İYİ SEYİRLER…
Çetin Çan çan çikolata. Çetin içti limonata. Osman zil çaldı. Çetin maça çıktı. Maçta çok çalım attı. Kaçma Çetin kaçma.
TIKANDI BABA Seval KEMERTAŞ tarafından düzenlenmiştir.
Kırlangıcın biri, bir adama aşık olmuş
KABUL EDEMEM.
Sevgili günlük, Bugün çok yoruldum. Neden mi bugün hem eğlendik hem öğrendik… Merak mı ediyorsun? Peki anlatayım…
OLAYLARI OLUŞ SIRASINA KOYMA Mustafa BİLGE Yenişehir/MERSİN
Temel, arkadaşıyla yolda giderken elindeki çakısıyla parmağını kesti
Adam ve hayattaki tek arkadası olan köpeği
Bir yaz günü üçgen tek başına parkta oynuyordu.
DiŞ DOKTORU Diş hekiminin odasına giren genç ve güzel kadın:
Baba sabah evden çıkarken çocuklarına; “Bugün size bin kişinin çalışarak hazırladığı bir pasta getireceğim” demiş.
BİR BABANIN ENGELLİ OĞLUNA MEKTUBU
ÇİRKİN ÖRDEK YAVRUSU …
Sarı Yumak ile Kara Yumak arkadaş olmuşlardı
NASREDDİN HOCA ‘ DAN FIKRALAR
Şiddetle itiraz ettim: "Ama ben seni seviyorum!!!"
HAYIR DEMEYİ ÖĞRENELİM Erkan İLGÜN Rehber Öğretmen
BİR ESKİ OTOMOBİL Ben bir otomobilim. Eskimişim. Buraya atmışlar. Çok zaman geçmiş. Kimse almamış. Ben bir otomobilim. Eskimiş.
Tabii canım, Sor bakalım
TIRTILIN DEĞİŞİMİ.
KARAGÖZ İLE HACİVAT MEKTUP HÜSEYİN ÖZDEMİR 6/B 1230.
Türkiye’nin en büyük mail grubu Lütfen slaydı tüm sediklerinizle paylaşınız Hayat paylaştıkça güzeldir.
ÖZEL MÜZEYYEN ÇELEBİOĞLU
İKİ MÜHENDİS İki mühendislik ögrencisi kampus içerisinde yürürken biri diğerine sorar, - Bu muhteşem bisikleti de nereden buldun ? Diğeri cevap verir,
SABIR Değerler Eğitimi.
İBRETLİK BİR HİKAYE.
YA KİMSEYE GÜVENEMESEYDİK
Bremen Mızıkacıları.
TAVŞAN İLE KAPLUMBAĞA Güzel bir ilkbahar günüydü.
BİRAZ DA BİZ ÖLELİM Merve ÖZDEMİR - DEM.
MÜHENDİS DEYİP GEÇME.
SEVGİ ZENGİNLİK BAŞARI
KÜL KEDiSi-SINDRELLA Hazırlayan: Emine KOÇAK- 7/A
DÜRÜSTLÜK BİR ERDEMDİR…
DÜRÜSTLÜK BİR ERDEMDİR
Çıkarma İşlemi-4
Hazırlayan: Görkem Akalın Sınıf ve Numara: 7-C 359
MERHAMET ŞEVKAT FEDAKARLIK
TEMEL telefon açar: "Cemal sen misin. " "Yanlış çevirdiniz
Kalbinizin Sesini Dinleyin. Bu öykü, çiftlikten çiftliğe, yarıştan yarışa koşarak atları terbiye etmeye çalışan gezgin bir at terbiyecisinin genç oğlunun.
CÜMLE TÜRLERİ.
Nasrettin Hoca henüz çocukmuş. Annesi bir gün onu yanına çağırmış:
NASRETTİN HOCA SÖYLER BAKALIM NELER SÖYLER.
DÜZENLİ OLMAK.
Uzak bir ormanın yamacında bir ördek yaşarmış
CANIN KUŞLARI Can, o gün annesine ne kadar çok sıkıldığını anlatıyordu: — Neden oyuncaklarınla oynamıyorsun? diye sordu annesi. — Ama onlar benimle oynamıyorlar.
Tombik ormanda.
Düşünen Hindi Küçük bir papağanın onbeş al-tına satıldığını gören Nasreddin Hoca, bir koşuda evine gidip kümesteki hindisini tutmuş.
GENEL TEKRAR - 6 CÜMLE ÖĞELERİ - VURGU – ARASÖZ FEM DERSHANELERİ
Keloğlan ve Kuyu Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, bir Keloğlan’la ninesi varmış. Bunlar çok yoksul insanlarmış. Keloğlan’ın.
Oğlum ve ben.
Bu olay, Marmara Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü'nü 1993 yılında bitiren Dilek isimli bir kızın başından geçmiş. (Böyle anlatılıyor, soyadı.
Hadi Söyle Bakalım.
Sunum transkripti:

İÇİNDEKİLER Nasreddin Hoca Fıkraları Karadeniz Fıkraları Öğrenci Fıkraları Derleme Fıkralar

EŞEĞİN SÖZÜNE İNANIYORSUN… Bir sabah komşularından biri Hoca’ya: — Efendi, demiş, değirmene gidip geleceğim. Bugün eşeğini bana verir misin? Hoca kestirip atmış: — Evde değil. Tam o sırada ahırdaki eşeğin anırtısı duyulmuş. Komşu: — İşte eşek ahırdaymış Hoca, demiş. Bir eşeği esirgedin benden. Hoca sesini yükseltmiş: — Yahu sen ne biçim adamsın? Ak sakalımla benim sözüme inanmıyorsun da eşeğin sözüne inanıyorsun!

KAZAN DOĞURDU Hoca komşusundan ödünç aldığı kazanı geri verirken, içine bir tencere koyar… -Kazan doğurdu , diyerek komşusuna verir . Komşu bu duruma çok memnun olur.Hoca ,kazanı ikinci defa istediğinde komşusu hemen verir.Geri getirmesini beklemeye başlar. Aradan uzun zaman geçmesine rağmen, kazan gelmeyince Hoca’nın evine gider . Hoca: -Senin kazan öldü ,der. -Olur mu hocam ,hiç kazan ölür mü? der. Hoca da : -Doğurduğuna inanıyorsun da öldüğüne neden inanmıyorsun be adam! der.

PARAYI VEREN DÜDÜĞÜ ÇALAR Bir gün Nasrettin Hoca pazara giderken çocuklar etrafını sarmışlar. Hepsi birer düdük ısmarlamış, ama para veren olmamış. Hoca çocukların tümüne olumlu cevap vermiş: - Peki, olur... Çocuklardan yalnız biri, elinde para olduğu halde, Hoca'ya şunları söylemiş: - Şu parayla bana bir düdük getirir misin ? Hoca akşama doğru pazardan dönmüş. Yolunu bekleyen çocuklar hemen Hoca'nın etrafını sararak düdüklerini istemişler. Nasrettin Hoca, cebinden bir düdük çıkarıp kendisine para veren çocuğa uzatmış. Ötekileri bağırmaya başlamışlar: - Ya bizim düdükler nerede ? Hoca'nın cevabı kısa ve anlamlı olmuş: - Parayı veren düdüğü çalar.

DÜŞÜNEN HİNDİ Hoca pazarda dolaşırken renkli bir kuşun on iki altına satıldığını görünce şaşıp kalarak yanındakilere sormuş: . — Bu kuş neden bu kadar para ediyor? — Bu papağandır, demişler. Konuşur. Hoca doğru evine gitmiş, hindisini koltuğunun altına alıp pazara getirmiş. — Kaça hindi? diye sormuşlar: — On altın, demiş. Herkes şaşırmış: — Bir hindi on altın eder mi? — Görmüyor musunuz, demiş Hoca, papağanı on iki altına satıyorlar. — Onun marifeti var, insan gibi konuşur. Ya seninki ne yapar? — O konuşursa, demiş Hoca, bu da insanlar gibi düşünür.

YORGAN GİTTİ KAVGA BİTTİ Bir gece yanı sıra Hoca’yla karısı kapının önünden gelen gürültülerle uyanmışlar. Hoca kulak kabartmış, iki kişinin kavga ettiğini anlayınca, üşümemek için yorganı sırtına alıp kapıya doğrulmuş. Karısı: — Vazgeç Efendi, senin neyine gerek, demişse de aldırmamış. — Anlayalım bakalım işin aslı neymiş, diyerek sokağa çıkmış. Kapıdan adımını atar atmaz, “N’oluyor?” demesine vakit kalmadan, kavga eden adamlardan biri sırtındaki yorganı kapıp kaçmış. Öteki de karanlığa karışıp gitmiş. Hoca bir süre arkalarından baktıktan sonra titreyerek içeriye dönmüş. Karısı sormuş: — Efendi, neymiş kavganın sebebi? — Sebebini bilmem, demiş Hoca. Bildiğim tek şey var: Yorgan gitti, kavga bitti!

SIKARKEN Nasrettin Hoca bir gün yolun kenarında kedisini yıkıyormuş SIKARKEN Nasrettin Hoca bir gün yolun kenarında kedisini yıkıyormuş.Yoldan geçen arkadaşı Hocaya: -Hocam kediyi yıkama ölür,demiş. Hoca aldırış etmemiş ve yıkamış .Arkadaşı dönüşte hocayı tekrar yolun kenarında görmüş.Kedi ölmüştü. Adam: -Hocam ben size kediyi yıkamayın ölür demedim mi? demiş . Hoca: -Ben kediyi yıkarken ölmedi ki sıkarken öldü, demiş .

REKLAMLAR Temel ölür.Melekler karşılayıp , “cennete mi cehenneme mi” gitmek istediğini sorarlar.Temel: -Cenneti cörebilirmiyum der. Cenneti gösterirler . Her şey sade ,durgun ,oradaki herkesin canı sıkılıyor.Temel şaşırmış. -Pide cehennemi cöreyim ,der. Cehennemi gösterirler.Gülüş,cümbüş,eğlence .Temel hemen karar verir. -Cehenneme cideyrum. Temel’i , melekler zebanilere teslim eder.Zebaniler alıp ,kaynar kazanların başına götürürler . Temel itiraz eder: Penum cördüğüm cehennem pöyle değildu. Zebani Temel’e gülerek : - Sana reklamlarını seyrettirdiler.

Temel ilkokul 1.sınıfa başlar.İlk gün koşa koşa eve gelir. Annesine: LAZ OLDUĞUN İÇİN Temel ilkokul 1.sınıfa başlar.İlk gün koşa koşa eve gelir. Annesine: - Anne, anne! Öğretmen bugün okulda sayıları öğretti.Herkes 9'a kadar sayabildi.Ben tam 14'e kadar saydım .Laz olduğum için mi? Annesi: - Evet yavrum, laz olduğun için. Temel çok sevinir. İkinci gün okula gider .Yine koşa koşa eve gelir Annesine : -Anne, anne! Öğretmen okulda alfabeyi öğretti. Herkes d'ye kadar öğrendi ben h'ye kadar öğrendim. Laz olduğum için mi? der. Annesi: Temel artık yerinde duramaz.Ertesi gün okuldan acayip mutlu bir şekilde gelir. Annesine : -Anne, anne! Bugün okuldaki arkadaşlarımla boylarımızı karşılaştırdık.Herkesin ki 80-90 cm benim ki 160 cm.; laz olduğum için mi? Der. Annesi: - Hayır yavrum ,onlar 6 yaşında sen ise 16 yaşında olduğun için.

MARANGOZ Marangoz Temel'in başına bir iş kazası gelmiş.Kulağı kopmuş.Hastaneye kaldırmışlar.Kulağını dikecekler.Şiddetle itiraz ediyormuş. - Bu benim kulağum değildur." Merak edip sormuşlar nerden anladın diye. - Benimkinin ardında bir kurşun kalem var idu" demiş..

AVCI TEMEL Dört kişilik avcı grubu, tecrübeli avcı Temel'in önderliğinde ormanda ilerlemektedirler. Karşılarına küçük bir delik çıkar. Temel: -Yatın yere tavşan deliği! Bütün avcılar yere yatarlar. Gerçekten bir müddet sonra delikten tavşan çıkar. Avcılar hemen vururlar.Tekrar yürümeye başlarlar. Bir süre sonra büyük bir delik çıkar karşılarına. -Yatın yere, tilki deliği! Yatarlar. Biraz sonra tilki çıkar onu da vururlar. Tekrar yürürler.Bu defa daha büyük bir delik çıkar. -Yatın yere ayı ini. Yere yatarlar ve çıkan ayıyı vururlar. İyice keyiflenen avcılar yürümeye devam ederler. Kısa bir zaman sonra kocaman bir deliğin başında dururlar. Acemiler hep birden Temel'e bakarlar. Temel:"Uşaklar ne çıkacağunu bilmeyrum. Ama yatın ne çıkarsa bahtumuza!" Ertesi gün gazetelerde: -Dört avcı tren altında can verdi...

SÜMERBANK Temel uçakla Amerika’dan dönüyormuş.Temel’i ajanlar karşılamışlar. Ajan ceketini açıp: -FBI ( Ef Bi Ay) demiş. Temel ‘de ceketini açıp: - Sümerbank, demiş.

KEDİLER Bir ilkokul öğretmeni matematik dersinde ikinci sınıflara çarpmayı öğretiyordu: - Çocuklar! İki kedi ile iki kedi çarpılınca kaç eder? Arka sıralardan bir ses yükseldi: - Sıfır eder öğretmenim! Çocukların bazıları şaşkın şaşkın dönüp baktılar arkadaşlarına . Öğretmen tekrar sordu: - Neden? Çocuk biraz ürkek cevap verdi: - Çarpışınca ölürler de ondan öğretmenim !

ANNEM İZİN VERMİYOR Öğretmen okulda sormuş: -Kim cennete gitmek istiyor? Herkes parmak kaldırmış.Sadece Ali parmak kaldırmamış. Öğretmeni sormuş: -Ali sen cennete gitmek istemiyor musun? Ali: -İstemez miyim öğretmenim.İstiyorum ama annem bana okuldan çıkınca hiçbir yere gitmeden eve gelmemi söyledi.Onun için kusura bakmayın.Annem göndermiyor.

KARABULUTLAR Öğretmen Hayat Bilgisi dersinde bulutların yeryüzündeki suların buharlaşmasından oluştuğunu uzun uzun anlattıktan sonra ön sıralarda oturan Öğrencilerden birine şu soruyu sordu: -Söyle bakalım oğlum ,karabulutlar neden olur? Çocuk düşündü,yutkundu ,bir şey diyemedi. Onun yanında oturan bir kız öğrenci parmak kaldırarak şu cevabı verdi: -Kirli sulardan olur öğretmenim .

NEDEN ? İlkokula yeni başlayan Volkan, akşam babasına : - Ben bu öğretmende okumak istemiyorum ,dedi. Babası: Neden oğlum? Diye sordu. - Bu öğretmen hiçbir şey bilmiyor. Bu nedir ?Bu nedir?”diye hep bize soruyor.

ELMALAR Öğretmen sınıfta mevsimleri anlatıyordu: Yılda dört mevsim vardır.İlkbaharda her taraf yeşillenir,çiçekler açar. Yaz çok sıcaktır,ekinler toplanır. Sonbahar meyve mevsimidir. Kışın kar yağar… Bir süre ders anlatan öğretmen arka sıradaki Kamil’e seslendi: Söyle bakalım Kamil, elma ne zaman toplanır? Kamil düşünmeden şu cevabı verdi: - Bahçede kimsenin olmadığı zaman öğretmenim…

ANAHTARI BENDE Bir gün deliler hastanesinde doktor ,delilerin iyileşip iyileşmediğini anlamak için duvara bir kapı çizmiş .Deliler bu kapıyı açmaya çalışıyorlarmış.Delilerden biri kıs kıs gülüyormuş.Doktor ,bir delinin iyileştiğini sanarak sevinç ile yanına gitmiş. Deliye sormuş: - Sen neden gülüyorsun ? O da: - Onlar o kapıyı açamazlar . Çünkü kapının anahtarı bende, demiş.

SESLİ ÇUVAL Bir İngiliz, bir Fransız, ve Temel, gemiye kaçak binmişler. Üçü de, ambarda buldukları çuvalın içine saklanmışlar.Gümrük polisi gelip çuvallara teker teker elindeki bıcağı sokmaya başlamış. İngiliz " miyav,miyav" diye ses çıkarınca, polis çuvaldakini "kedi" sanıp öteki çuvala geçmiş. Fransız da " hav,hav " diye ses çıkarınca, onu da köpek sanmış. Ve polis üçüncü çuvala bıcağı batırınca, bu kez Temel ses vermiş : - Patates , Patates !..

MERAKLI DEVE Genç deve annesine sormuş : -"Anne niye bizim ayaklarımız bu kadar büyük?" Anne cevap vermiş: -"Çölde kuma batmamak için." Genç deve tekrar sormuş: -"Peki kipiklerimiz niye bu kadar gür? Anne tekrar cevap vermiş: -"Çölde kum fırtınalarında kum kaçmasın diye." Merakı yatışmamış olan genç deve bir soru daha sormuş: -"Bizim niye hörgüçlerimiz var?" Anne deve sabırla yanıtlamış : -"Çölde çok uzun süre susuz idare edebilmek için suyu hörgüçlerimizde depolarız." Sonunda dayanamayan genç deve sormuş : -"Peki bizim bu hayvanat bahçesinde ne işimiz var?"

DOKTORUN OĞLU Doktorun oğlu babasına sordu: -Babacığım ben büyüdüğüm zaman göz doktoru mu ,dişçi mi olsam dersin? Doktor hemen cevap verdi: -Dişçi ol oğlum ,dişçi ol,insanların iki gözü bulunur ,ama otuz iki dişi vardır.