YAYGIN GELİŞİMSEL BOZUKLUK VE OTİZM Alican USTA İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Uzman Psikolojik Danışman
Dünya Otizm Farkındalık Ayı 2 Nisan, tüm dünyada otizm konusunda farkındalık yaratmak ve otizm ile ilgili sorunlara çözüm bulmak amacıyla, 2008 yılında Birleşmiş Milletler tarafından “Dünya Otizm Farkındalık Günü” (2nd April World Autism Awareness Day) olarak ilan edilmiştir 2 Nisan’da başlayan “Otizm Farkındalık Ayı” çerçevesinde tüm dünyada otizmle ilgili araştırmaların teşvik edilmesi ve bilinirliğin artırılarak, erken teşhis ve tedavinin yaygınlaştırılması hedefleniyor
Yaygın gelişimsel bozukluklar (YGB), sosyalleşme ve iletişim gibi çoklu temel fonksiyonların gelişmesinde gecikmeler içeren beş bozukluğu içeren bir tanı grubudur. En çok bilinen YGB otizmdir, diğer YGB’ler Rett sendromu, çocukluğun dezintegratif bozukluğu, Asperger sendromu, ve başka türlü adlandırılamayan yaygın gelişimsel bozukluktur . Ebeveynler YGB belirtilerini bebeklikten itibaren farkedebilir ve bozuklukların ortaya çıkışı genellikle üç yaş civarındadır. YGB genellikle yaşam süresi beklentisini etkilemez.
YGB’nin belirtileri aşağıdaki iletişim sorunlarını içerebilir: Dili kullanmada ve anlamada zorluk Kişiler, nesneler ve olaylar ile ilişki kurmakta zorluk Oyuncaklar ve nesnelerle alışık olmadık tarzda oyun oynama Tanıdık çevrede ve rutin davranışlarda değişikliklerde zorlanma Yineleyici vücut hareketleri ve davranış tipleri
Sosyal etkileşim ve iletişim becerilerinde bozukluk ile ilgi ve etkinliklerde sınırlılık içeren gelişimsel beyin bozukluğu olan otizm en karakteristik ve üzerinde en çok çalışılmış olan YGB’dir. Diğer YGB türleri Asperger sendromu, çocukluğun dezintegratif bozukluğu, Rett sendromu, ve başka türlü adlandırılamayan yaygın gelişimsel bozukluktur . YGB’si olan çocukların yetenekleri, zekâları ve davranışları oldukça farklılık gösterir. Bazı çocuklar hiç konuşmaz, bazıları sınırlı kelime hazneleriyle az konuşurlar, bazılarının da dil gelişimi görece normaldir. Yineleyici oyun oynama tarzı ve sınırlı sosyal beceriler oldukça barizdir. Yüksek sesler ve ışık gibi algısal bilgilere sıradışı tepkiler de sıklıkla görülür.
Erken çocukluk dönemi Bazı doktorlar beş yaşın altındaki çocuklara, otizm tanısı koymadan, "geçici" tanı olarak YGB-BTA tanısını koyar. Bunun çeşitli nedenleri bulunmaktadır. Çok küçük çocukların sosyal etkileşimleri ve iletişim becerileri zaten sınırlıdır dolayısıyla da otizmin herhangi bir türünü belirlemek bu yaştaki çocuklar için oldukça zordur. Dile getirilmeyen varsayım çocuk beş yaşına geldiğinde sıradışı davranışlar ya ortadan kalkacağı ya da tanı konulabilecek belirtilere dönüşeceğidir.
Otizm Çocuklarda gelişim ve zeka geriliği ile birlikte giden psikiyatrik bozukluklar ilk defa 1867’de dikkat çekmeye başlamış ve psikoz olarak tanımlanmıştır Otistik bozukluk, ilk defa 1943 yılında 11 rahatsız çocuğun zeka geriliği olan ya da şizofren diğer çocuklarla benzer şekilde davranmadıklarını fark eden psikiyatrist Leo Kanner tarafından Harvard’da tanımlanmıştır Kanner, bu sendromu erken çocukluk otizmi olarak adlandırmıştır
Otizm Sınırları belirsiz olmakla birlikte çocuklarda görülen psikiyatrik bozukluklar içinde en güvenilir tanı konabilen bozukluklardandır Erkeklerde, kızlara göre 3-5 kat daha fazla görülmektedir fakat kızlarda daha ağır seyretmektedir Otizm, bütün sosyo-ekonomik sınıflarda, bütün etnik gruplarda ve ırklarda bulunmaktadır
Otizm Otizmli çocukların yaklaşık %80’inin standart zeka testlerindeki puanı 70’in altındadır Fakat zeka geriliği yaşayan çocuklara nazaran, görsel uzaysal yetenek gerektiren görevlerde daha iyi puan elde ederler
Nedenleri Otizmin nedenleri ile ilgili ilk araştırmalar psikoloji kökenliydi Bu nedenle gelişiminde psikolojik etkenler sorumlu tutuldu, ancak bu görüş son 50 yıl içinde doğrulanmamıştır Psikoloji kökenli dar bakış açısı yerini bir kısmı kalıtsal olan biyolojik etkenlerin önemini destekleyen kanıtlar ve bunlarla ilgili tartışmalara bırakmıştır
Nedenleri Kanner, ilk çalışmalarında otizmli çocukların ana babalarını soğuk, duyarsız, titiz, içe kapanık, sınırlı, uzak ve yüksek düzeyde entelektüel gibi özelliklerle tanımlamıştır Ancak sonraki yıllarda yapılan araştırmalarda duygusal olarak kötü davranmanın, yoksulluğun ya da ihmalin, otizmin patolojik semptomlarına benzeyen davranışların oluşmasına yol açtığını gösteren hiçbir kanıt olmadığı belirtilmiştir
Nedenleri Kalıtım Aile ve ikiz çalışmaları otizmin geçişinde ailesel faktörlerin önemini vurgulamaktadır Otizm riski, kardeşlerin birinde otizm görüldüğü durumlarda, hiç otizm görülmeyen durumlara göre 75 kat daha fazladır Tek yumurta ikizlerinde otizm oranı %60-91 arasında değişmekte iken bu oran çift yumurta ikizlerinde %20’nin altındadır
Nedenleri Doğum Otizmli bireylerde, yüksek oranlarda doğuma ilişkin sorunlar olup, yenidoğan döneminde de daha çok hastalık ve travmalara maruz kaldıkları belirtilmektedir
Nedenleri Nörolojik Faktörler Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRI) ile yapılan bir çalışmada otizmli ve otizmli olmayan genç erkeklerin beyin yapıları karşılaştırılmış, otizmli deneklerin beyinlerinde bir genişleme olduğu gösterilmiştir http://otizm-autism.tr.gg/V%26%23304%3BDEOLAR--.htm
Otizm özelliği gösteren bebeklerin iki tip davranış biçimi gösterdiği gözlenmiştir Birincisi, sürekli ağlayan, huysuz olarak adlandırılan bebeklerdir İkincisi ise, sakin, uslu, bütün gününü yatakta geçiren bebeklerdir
Normalde üç aylık gibi erken bir evrede bebekler bağlılık gösterirler, bu genelde annelerine yöneliktir Otizmli çocuklarda bu ilk bağlılık belirgin bir biçimde gözlemlenmez Anne ya da bakıcılarına doyurulurken gülümsemezler, bakmazlar
Otizmli bebekler tutulmayı ya da kucaklanmayı reddederek ana-babalarının duygulanımına yanıt vermezler Aç ya da altlarının ıslak olduğu durumlar dışında bakıcıları ile çok ender ilişki başlatırlar Neredeyse tümüyle içlerine kapanıktırlar
2-5 yaş dönemi otizm özelliklerinin en belirginleştiği, tanı için oldukça önemli bir dönemdir
Sosyal-Duygusal Özellikleri Bebeklik döneminde gözlenen çevreye ilgisizlik daha belirgin hale gelmiştir Çevresindeki kişilerin ve anne-babanın yüzüne bakmama, hemen hemen her otizmli çocuğun özelliğidir İnsanların yüzüne bakmamaları veya kısa bakışlardan sonra hemen gözlerini kaçırmaları dikkat çekmektedir
Sosyal-Duygusal Özellikleri Çevrelerinde olup bitenlere karşı kayıtsızdırlar Çağırıldıklarında tepki vermez, konuşurken dinlemez gibi görünürler
Duyusal Uyaranlara Tepkileri İşitsel uyaranlara karşı çok değişik tepkiler görülmektedir. Bazen seslere hiç tepki vermedikleri, bazen de en ufak seslere aşırı duyarlı oldukları gözlemlenmektedir İnsan yüzleri veya çevredeki birçok nesneye bakmamalarına karşın, hareket eden, dönen ya da parlak bazı cisimlere çok uzun süre bakabilirler Acıyı, sıcağı, soğuğu fark etmeme veya aşırı tepkiler verme gözlemlenebilir
Duyusal Uyaranlara Tepkileri Dokunulmak, kucaklanmak istendiklerinde, karşıdakini itmek, ondan kaçmak yaygın olarak görülmektedir İkili ilişkiler veya grup içerisinde sözel ve sözel olmayan ilişkiye girmemeleri iletişimde çarpıcı özellikleridir İletişim kurmaları için zorlandıklarında sadece önermeleri yanıtlayan, duygusal yükü olmayan, mekanik davranışlar sergilerler
Duyusal Uyaranlara Tepkileri Kendi başlarına ya hiç oynamazlar ya da sıralama, döndürme, çevirme, yığma gibi temasın olmadığı oyunlar oynarlar Beslenme ve uyku sorunları da yoğun şekilde gözlemlenmektedir
Konuşma Özellikleri Konuşmaya başlama, çok farklı yaşlarda gerçekleşir, ancak genellikle ilk kelimeleri 5 yaş civarında söylerler Bazı otizmli çocuklar konuşmaya yaşıtlarıyla aynı zamanda başlayıp, sonradan bildikleri kelimeleri kullanmamaya başlayabilirler Bozukluk ne kadar erken başlarsa ve zekâ geriliği ne kadar ağır ise dil gelişimi de o kadar geri olmaktadır
Konuşma Özellikleri Otizme ilişkin konuşma bozuklukları olan söylenen sözcüğü ya da söylenen sözcükleri yineleme, öznenin yanlış kullanımı, monoton, vurgusuz, yüklemsiz konuşma, kelime ve anlam uyuşmazlığı, ters ya da hatalı dilbilgisi kullanımı vardır Anlama yaşla birlikte artar, kendilerinde isteneni anlayabilir ancak istekleri yerine getirmeyebilirler Kelimeler soyutlaşıp, cümleler karmaşıklaştıkça anlamaları güçleşir
Konuşma Özellikleri Ekolali, otizmde çok belirgin bir özelliktir. Çocuk, duyduğu kelimeleri, cümleleri konuşmacının hemen ardından ya da daha sonra taklit eder Otizmli çocuk, “hayır” kelimesini yaşıtları gibi “evet” kelimesinden önce öğrenirler “Evet” kelimesini öğrenmeleri genellikle 8-9, bazen de daha ileri yaşlarda olabilir
Davranış Sorunları Kendini yere atma, tekmeleme, tepinme, ısırma ve şiddetli ağlama gibi davranışlar sıklıkla görülür Çevrelerine ve kendilerine zarar verebilirler Basmakalıp, yineleyici davranışlar (el çırpma, kendi etrafında dönme, sallanma gibi) sergileyebilirler
Duygusal Tepkiler Otizmli çocukların, genellikle çevrelerindeki tehlikelerin farkında olmamaları, anne-babalarını en çok endişelendiren özelliklerinden biridir Duruma uygun olmayan gülme ve ağlama tepkileri nedensiz olarak ortaya çıkabilir Eve misafir gelmesi, odasının farklı bir düzene sokulması, sürekli kullandığı çarşafın değiştirilmesi gibi durumlar, otizmli çocuğun huzursuz olmasına, saatlerce ağlamasına, öfke nöbetleri geçirmesine neden olabilir
Hayal Gücünün Eksikliği Yaratıcı oyun oynama becerisine sahip olmaması yaygın olarak gözlemlenir Bir oyuncakla amacına uygun olarak oynamaz, bir arabanın sadece tekerlekleri dikkatini çekebilir
Otizmli çocuk genellikle her iki elini de aynı ağırlıkta kullanır Parmak izi anomalileri vardır
Otizmli bireylerin 2/3’ünde, çoğunlukla orta ve ağır derecede zeka geriliği vardır Diğerlerinde ise olağandışı üstün yetenekler, özellikle ezber, aritmetik, müzik ve resim becerisi olabilir Fakat bunlar bir bütün oluşturamaz ve ayrı ayrı yetiler halinde görülebilir
Bir çok otizmli çocuğun, konuşmadan önce şarkı söylemeye başladığı görülür; bazıları ise çok iyi enstrüman çalabilir Bazıları sayıları çok çabuk öğrenirler ve zor işlemleri akıldan yapabilirler Gördüğü resimleri çok iyi kopya eden, güzel boyayan, mekanik oyuncakları söküp takabilen, karmaşık yapbozları kolayca tamamlayabilen çocuklara da rastlanmaktadır
Tedavi Genel olarak benimsenen tedavi, özel eğitim ve çocuğun temel yapısal bozukluğunu gidermeyi amaçlayan bilişsel davranışçı tedavi yöntemleridir
Tedavi Her türlü sosyal ortam ve anne-babanın çocuğa yakın ilgisi çok önemlidir Otizmli çocukların bireysel ve grup tedavisi programlarına katılmaları, anne-babaların ise danışmanlık yapılarak izlenmeleri gerekmektedir Otizmde ilaç kullanımı daha çok belirtilere yöneliktir
TEŞEKKÜRLER