TÜRKİYE İLE İMF ARASINDAKİ İLİŞKİLERİN TARİHSEL GELİŞİMİ
INTERNATIONAL MONETARY FUND - IMF Bugün 188 üye ülkesi bulunan IMF, Temmuz 1944´te, ABD´nin New Hampshire Eyaleti´nde bir Birleşmiş Milletler toplantısında, 1930´ların büyük bunalımının tekrarını önleyecek bir ekonomik işbirliği amacıyla kuruldu. IMF resmi olarak ilk kez 1945 Aralık ayında 29 üye tarafından anlaşma maddelerinin imzalanmasıyla ortaya çıktı ve 1 Mart 1947’de fiilen faaliyete geçti. Aynı yıl Fransa, IMF’den ilk borç alan ülke oldu. Bretton Woods Konferansına katılan Türkiye ise, IMF’ye kurucu üye olarak katılmadı. Türkiye, aynı yıl(11 Mart 1947) İsmet İnönü döneminde IMF'ye üye oldu.
İLK STAND-BY 1961’DE 1958'de Adnan Menderes'in başbakanlığı döneminde ilk borç alındı. Özellikle 50'li yılların son döneminde ortaya çıkan ekonomik-siyasi kriz nedeniyle Türkiye IMF'yle stand-by antlaşmasının (koşullu antlaşma) ilk imzasını Cemal Gürsel'in kurduğu 24. hükümet döneminde 1 Ocak 1961'de gerçekleştirdi. Ancak 4 gün sonra hükümet değişti. Gürsel'in yaptığı anlaşmayı İsmet İnönü yürüttü. Bu ilk stand-by anlaşması bir yıl sürdü ve 31 Aralık 1961’de sona erdi
30 Mart 1962’de ikinci anlaşmayı imzalayan İnönü, IMF'den yaklaşık 40 milyon dolar aldı. IMF ile yeni bir düzenlemeye giden Türkiye’nin bu anlaşması bir yıldan da az sürdü ve 31 Aralık 1962’de bitti. 15 Şubat 1963’te üçüncü stand-by’ına giden Türkiye’nin anlaşması yaklaşık dokuz ay sürdü. Dördüncü stand-by anlaşması 15 Şubat 1964 tarihinde başladı, bu anlaşma da 31 Aralık 1964’de bitti. 65'ten 1970'e kadar anlaşmalar sürdü. Türkiye, 1961 yılından, 1970 yılına kadar her yıl, IMF ile bir stand-by gerçekleştirdi. Anlaşmalar genellikle bir yıl dolmadan sona erdi.
1970‘TEN İTİBAREN IMF’SİZ YILLAR Birinci ve ikinci petrol krizi nedeniyle, 1975 yılında 1.8 milyar dolar civarında olan dış ticaret açığı, 1977 yılında 3.4 milyar dolara çıkmış, dolayısıyla Türkiye’nin borç görünümü zayıflamış ve ülkeye kredi kapıları kapanmıştır. 1970’ten, 1978’e kadar IMF’ye sekiz yıllık bir ara verilmiş ve bu süre içinde stand-by anlaşması yapılmamıştır. Ancak 1978 yılından 1980 yılına kadar IMF ile yeniden birer yıllık stand-by anlaşmaları imzalanmıştır.
UZUN SÜRELİ ANLAŞMA 1980’DE Türkiye, 18 Haziran 1980 tarihinde ilk kez, IMF ile en uzun stand-by anlaşmasına Demirel imza attı ve bu anlaşma 17 Haziran 1983’te sona erdi. Demirel birkaç ay sonra 12 Eylül darbesiyle iktidardan uzaklaştırılsa da yerine atanan Bülent Ulusu anlaşmayı sürdürdü. 1983 yılında yeni bir stand-by düzenlemesine giden Türkiye’nin anlaşması süresi bir yıl sürdü.
STAND-BY’A 10 YIL ARA VERİLDİ 1984'te darbe döneminden sonra iktidara gelen Turgut Özal, IMF'siz idare etti. Özal'dan sonraki ANAP iktidarları gibi uzun bir aradan sonra yeniden koltuğa oturan Demirel de IMF'ye yanaşmadı. Serbest piyasa ekonomisinin yaygınlaşarak yerleştiği, yabancı sermayeye kapıların açıldığı ve IMF'siz geçen bu dönem 10 yıl sürdü. Türkiye, 1984’ten 1994’e kadar IMF ile stand-by düzenlemesine gitmedi.
ÇİLLER DÖNEMİNDE 5 NİSAN KARARLARI Stand-by anlaşmasıyla kamuda yükümlülük altına girmek istemeyen hükümetler piyasadan borçlanmaya tercih etti. Yıl 1994 olduğunda ise IMF, krizdeki Türkiye’nin ekonomik tarihine yeni bir stand-by ile girdi. 8 Temmuz 1994’te yapılan stand-by 26 Eylül 1995’te sona erdi. Krizin etkilerini yumuşatmak için yürürlüğe konan bu program paralelinde ünlü “5 Nisan” kararları alındı.
Tansu Çiller’in imza attığı 5 Nisan kararları kapsamında TL yüzde 39 devalüasyona uğradı. Sıcak para girişini hızlandırmak için Hazine bonosu, tahvil ve repo gelirlerinden alınan yüzde 5’lik vergi oranı kaldırıldı. Serbest bırakılan döviz kurları bankaların inisiyatifine terk edilirken, 24 Ocak’ta Kamu İktisadi Teşebbüsü'ne tanınan zam yapma yetkisi geniş bir şekilde kullanıldı. Özellikle tekel ürünlerine büyük oranlarda zam yapıldı ve ek vergiler getirildi. Akaryakıt vergileri yüzde 10’dan yüzde 25’e çıktı.
1999’a kadar stand-by düzenlemesine gitmeyen Türkiye, 1999-2002 döneminde 17. stand-by düzenlemelerini gerçekleştirdi. 2000 yılına yüksek enflasyon sorununa çare bulamayarak giren Türkiye, 1999’da aldığı stand-by kredisi ile birlikte IMF destekli yeni bir programı da hayata geçirdi. Enflasyon için yüzde 20-25 hedefi açıklanırken, tarımda desteklerin azaltılması, sosyal güvenlik sisteminin açıklarının kapatılması, özelleştirme, bankacılık sisteminin güçlendirilmesi yeniden masadaydı. Özellikle özelleştirme, bütçe yapmanın en önemli enstrümanlarından biri haline geldi.
Alınan önlemlerle finansal yabancı sermaye girişi hızlanırken, enflasyonda iniş beklendiği kadar hızlı olmadı. İthalatın hızla artmasıyla dış açık büyüdü.
2001‘DE IMF‘Lİ YILLAR YENİDEN BAŞLADI 2001'de Bülent Ecevit'in başbakan olduğu üçlü koalisyon döneminde art arda anlaşmalarla IMF'li hayat yeniden başladı. Eski Devlet Bakanı Kemal Derviş'in imzaladığı 18. stand-by düzenlemesine 4 Şubat 2002’de başlayan Türkiye de yaşanan 3 Kasım 2002 seçimlerinin ardından iktidara gelen AK Parti Hükümeti anlaşmayı devam ettirdi.
4 Şubat 2005’te bu anlaşmanın sona ereceği tarihten önce Ocak 2005’te 19. stand-by’ına gidildi. 2000 yılı Kasım ve 2001 Şubat krizinden sonra 2002'de yeniden IMF ile anlaşan Türkiye, 2005'te AK Parti hükümetiyle kesintisiz anlaşmalar sürecini devam ettirdi. AK Parti, 2008 yılında IMF ile stand-by anlaşması yapmama kararı aldı.
67 YILLIK ÜYELİK,52 YILDA 19 ANLAŞMA Türkiye 52 yıldır süren anlaşmalarla IMF'den 50 milyar dolara yakın kredi aldı. Bunun 35 milyar doları son üç anlaşma döneminde alındı. 11 Mart 1947'de üye olduğumuz IMF ile bugüne kadar 19 stand-by anlaşması yapıldı. Ülkedeki siyasi ve ekonomik istikrarın da katkısıyla bu anlaşmalardan sadece son 2 stand-by başarıyla tamamlandı. İlk stand-by anlaşmasından bugüne IMF ile süren ilişkiler boyunca ülkede 37 hükümet yönetimde bulundu.
2002‘DEKİ BORÇ 23,5 MİLYAR DOLAR Türkiye'nin 2002 yılında IMF'ye 16 milyar 246 milyon SDR (yaklaşık 24 milyar dolar) borç stoku bulunuyordu. Söz konusu borç stoku, 2005 yılında 10 milyar 247 milyon SDR'ye, 2008 yılında 5 milyar 534 milyon SDR'ye, 2010 yılında 3 milyar 654 milyon SDR'ye, 2011 yılında da 1 milyar 874 milyon SDR'ye kadar geriledi. Türkiye'nin 28 Ocak 2013 itibariyle IMF'ye 19. stand-by'dan kalan borcu 562,1 milyon SDR (yaklaşık 860 milyon dolar) düzeyindeydi. Söz konusu borç, 14 Mayıs 2013 tarihinde 281 milyon 54 bin 813 SDR'lik (yaklaşık 421 milyon dolar) son taksidin ödenmesinin ardından bitti.
TÜRKİYE BORÇLU DEĞİL ALACAKLI OLACAK IMF'ye olan borcun tamamlanmasının ardından, Türkiye ile IMF arasında yeni bir "kredi" dönemi başladı. Ancak bu kez roller değişti. 2012 yılında Meksika'daki G-20 Los Cabos Liderler Zirvesi'nde alınan karar doğrultusunda Türkiye, IMF'ye kredi açacak. Söz konusu kredi istenildiği zaman çekilebilecek. Böylece, Türkiye IMF'ye Cumhuriyet tarihinde ilk kez borç vermiş olacak.
TÜRKİYE 39 ÜLKEDEN 23’ÜNCÜSÜ OLACAK IMF'nin Türkiye Temsilciliği'nden edinilen bilgiye göre, Türkiye bu yeni dönemde IMF'nin Kriz Kurtarma Fonu'na 5 milyar dolar katkı sağlaması halinde 39 ülke içerisinde en büyük katkıyı sağlayan 23. ülke olacak. 2014-2016 döneminde IMF İcra Direktörlüğü pozisyonunu Türkiye üstlenecek.
HAZIRLAYAN GÖKHAN YEDİREN 2010466084 ZEYNEP ÜSTÜNDAĞ 2012466142