Hazırlayan: İBRAHİM ÇAKIR ZARF(BELİRTEÇ)
ZARF(BELİRTEÇ) Fiillerin, eylemsilerin, sıfatların ya da zarfların anlamlarını durum, zaman, yer-yön, nicelik(miktar) ve soru yönlerinden çeşitli yönlerden niteleyen, ya da pekiştiren sözcüklere zarf denir. NOT: Tek başına sıfat olmadığı gibi, tek başına zarf da yoktur. Zarflar da sıfatlar gibi tek başına isimden başka birşey değildir.
Zarflar fiillerin sıfatlarıdır denebilir. Örnek: Buraya yarın gelirler Zarflar fiillerin sıfatlarıdır denebilir. Örnek: Buraya yarın gelirler. Akşama kadar sohbet ettiler. Küçük, olanları bir bir anlattı Çocuk koşa koşa kapıdan içeri girdi; Nefes nefese konuşuyor.
* Zarfların asıl görevi fiilleri nitelemek olmakla birlikte, zarflar anlam derecesi bakımından sıfatları ve başka zarfları da niteler. Örnek; Göreviniz en doğru cevabı bulmaktır. O çok zor işin altından kalkamaz. Yukarıdaki örneklerde zarflar sıfatları derecelendirmiştir. Aşağıdaki örneklerde ise zarflar başka zarfları nitelemiştir. Örnek; Resmi pek iyi çizememiş. Çok hızlı konuşuyor, Oldukça güzel oynuyorlar.
* Zarflar, adlaşmış sıfat durumundaki sözcükleri de derece yönüyle niteliyebilir. Örnek; Çok uzun boylu olanı getir Daha dar yakalı olanı getir. Pekçok kanadı kırık kuş var . Biraz pantolonu eski gibi.
Zarflar, görevleri bakımından beşe ayrılır. 1) Durum (hal) zarfları 2) Zaman zarfları 3) Yer (yön) zarfları 4) Azlık-çokluk (miktar) zarfı 5) Soru zarfları
1-Durum (hal) Zarfları: Eylemlerin ya da eylemsilerin nasıl yapıldıklarını, ne durumda olduklarını belirten sözcüklerdir. *Durum zarfları fiile sorulan “NASIL” sorusunun cevabıdır. Böyle gelmiş, böyle gider. Çocuk bize öyle anlattı. Adam çekine çekine içeri girdi. Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden. Çocukça seviniyor. Delice gülüyordu.
Niteleme sıfatlarının pek çoğu durum zarfı olarak kullanılabilir * Niteleme sıfatlarının pek çoğu durum zarfı olarak kullanılabilir. İyi insan yolda anlaşır. Sıfat Güzel bir kitap insanı mutlu eder. Sıfat *Aşağıdaki örneklerde ise niteleme sıfatları, durum zarfı olarak kullanılmıştır: İyi söylüyorsun Güzel düşün, iyi hisset. Eğri oturalım, doğru konuşalım. Eli çok kötü yanmış.
İkilemeler de durum zarfı olarak kullanılır. Kalbi küt küt atıyordu *İkilemeler de durum zarfı olarak kullanılır. Kalbi küt küt atıyordu. Karşısındaki adama dik dik baktı. Yatağın üzerine boylu boyunca uzandı.
-Ayrıca bağ-fiiller, deyimler, yansımalar da durum zarfı olarak kullanılır. Koşa koşa geldi. (Bağ-fiil) Düşünmeden konuşuyorsun.(bağ-fiil) Gözü arkada kalarak gitti. (Deyim) Sular gürül gürül akacakmış. (Yansıma) Paldır küldür yerinden kalktı.(yansıma)
2) Zaman Zarfları: Eylemlerin ve eylemsilerin yapılış zamanlarını belirten sözcüklerdir. Eyleme sorulan NE ZAMAN sorusunun cevabıdır. Az önce gitmişti. Yarın gelecekti. Geç anladım, hayatın vefasızlığını
* Türkçedeki belli başlı zaman isimleri şunlardır. Dün, yarın, şimdi, gece, gündüz, demin, geç, erken, akşam, sabah, sabahleyin, geceleyin, sonra, öğle vakti, kışın, yazın, önceden, sonradan, bazen, hemen... Örnek: Biz gitmeden gitmişler Henüz sorular bitmedi... Bugün yola çıkar; yarın varır.
Örnek; Ayda bir bize gelirler. Önceden burada bahçeler vardır Örnek; Ayda bir bize gelirler. Önceden burada bahçeler vardır. Bayramda bütün aile bir araya toplanır. *Zaman anlamı taşıyan bağ-fiiller de zaman zarfı olarak kullanılır. Buraya gelmeden haber veriniz. Bizi karşısında görünce şaşırdı. Yaşadıklarını anlatırken gözleri yaşardı. İstanbul’a geleli iki yıl oldu.
3) Yer (Yön) Zarfları: Fiilin yapılış yerini, daha doğrusu yönünü belirten sözcüklerdir. Eyleme sorulan NEREYE sorusunun cevabıdır. Beri gel, barışalım. Bu yoldan geri dönülmez. Telaşla içeri girdi; odaya bir göz atıp dışarı çıktı. Yukarı çıkma, aşağı in. Yer(yön)anlamlı sözcüklerin sayısı çok değildir: “İleri, geri, aşağı, yukarı, içeri, dışarı, öte, beri.”
Yer,yön zarfı olan sözcükler çekimsiz olarak kullanıldığında zarftır Yer,yön zarfı olan sözcükler çekimsiz olarak kullanıldığında zarftır. Artık aşagı gel. Canım biraz beri gelir misin ? O senden önce içeri girdi Hep birlikte yukarı çıktın. Çocuk bir anda ileri fırladı. Öfkeyle dışarı fırladı. Sen biraz öte git. Sen biraz geri dur. Bu sözcükler eğer hal ekleri veya bir başka çekim eki alırsa zarf olmaktan çıkar, artık yön bildirmezler. Top aşağıya düştü. İsim Dalgın dalgın dışarıya bakıyor.
Yukarıya biri çıktı. Geride kalan olmasın Aşağıya kim gelecek Yukarıya biri çıktı. Geride kalan olmasın Aşağıya kim gelecek. İçeriyi temizleyin. Koltukları beriye koyun. Biraz öteye git. İleriden sağa dön
Fiile sorulan NE KADAR sorusunun cevabıdır. 4) Azlık-Çokluk (miktar) Zarfları: Fiilleri, sıfatları ve başka zarfları azlık çokluk bakımından niteleyen sözcüklerdir. Fiile sorulan NE KADAR sorusunun cevabıdır. Senin kadar güzel konuşan görmedim Az ye çok yaşa Beş dakika kadar dinlendi. Yemeği fazlaca yemiş. Bugünlerde az uyuyor.
*Azlık çokluk zarflarının sayısı fazla değildir. En, daha, pek, çok, az, biraz, kadar, fazla. Pek az, çok fazla,gayet ,en, epey, epeyce, oldukça, hayli. *“ Örnek; En iyi görünen buydu. Daha güzel konuşan var mı ? Sigarayı çok fazla içiyorsun. Sen fazla okuyorsun. Bugün pek yoruldum. Seninle biraz konuşalım Gayet canlı bakıyor
* İkilemelerde azlık – çokluk zarfı olarak kullanılır. Bursa’da aşağı yukarı tam bir ay kaldık. Ankara’dan ayrılalı şöyle böyle 6 ay oldu. Hakkımda ileri geri konuşma.
Eşitlik zarfı: Kadar ve denli sözcükleriyle yapılır. Nicelik zarfları kendi içinde eşitlik, üstünlük, en üstünlük, ve miktar zarfları diye bölümlenir Eşitlik zarfı: Kadar ve denli sözcükleriyle yapılır. Cennet kadar güzel vatan. Seni bu denli özlemiş. Onun kadar ağlamadı. O denli içlenmiş.
Üstünlük zarfı: DAHA sözcüğü ile yapılır. Sen daha iyi hazırlanmışşın. Ondan daha iyisini görmedim. Yarın daha çok çalışırız. NOT: DAHA sözcüğü HENÜZ anlamında kullanılırsa zaman zarfı olur. Babam daha gelmedi. Onu daha göremedim.
En üstünlük zarfı: EN sözcüğüyle yapılır En iyi görünen buydu. En güzel ses sende. En güzel film sende. En içten konuşma onunki.
Azlık çokluk: Az, azıcık, çok, çokça, pek, pek çok, çok fazla.... Bugün pek yoruldum. Bundan sonra daha fazla çalışmalısın. Burası en çok yirmi milyar eder.
5)Soru Zarfları Eylemlerin, eylemsilerin anlamlarını soru yoluyla belirleyen zarflardır. Eyleme sorulan NASIL, NEDEN, NE ZAMAN, NE KADAR.... Sorularının cevabıdır. Örnek: Bu yağmurda eve nasıl gideceksin ? Msn’de işini ne zaman bitireceksin ? Burada ne kadar beklediniz ? Akşam Facebook’a neden gelmedin ? Bu olanları niye anlatmadın ?
* YAPI BAKIMINDAN ZARFLAR Yapı bakımından zarflar 3’e ayrılır: 1-Basit zarflar 2-Türemiş zarflar 3-Bileşik zarflar
1- Basit zarflar: Ek almamış, kök durumundaki sözcüklerdir: Buraya gece geldi, yarın gidecek. Derslerine çok çalışır. Arkadaşlarımla pek görüşmüyorum. Fazla konuşmana gerek yok Yarın akşam bize gel. Başlıca basit zarflar şunlardır: “Dün, yarın, gece, çok, pek, az, fazla, sık, iyi, hiç, sabah...”
2-Türemiş zarflar: İsim ya da fiil köklerinin bazı ekleri almasıyla oluşan zarflardır. Örnek: Sabırlı davrandı. Sabahleyin yola çıkacaklar. Buralar kışın soğuk olur. Saçlarını koparırcasına çekti.
3) Bileşik Zarflar: Birden fazla sözcüğün bir araya gelip zarf görevinde kullanılmasıyla oluşan bileşik sözcüklerdir. Örnek: Bugün çok yoruldu. Biraz dinlenseniz. Çok fazla dikkat çekiyorsun Birdenbire karşıma çıktı Pek az konuşur Bileşik zarfların çeşitlerine örnek verirsek: “Biraz, Bugün, böyle, şöyle, birdenbire...”
Senin yokluğunda vazgeçtim Geceleri mutluluk hayalleri kurmaktan. Gözyaşıyla kalkıp acıyla savurdum kendimi odadan odaya. Kalbimin içini dışarı dökmek istedim. Ama yapadım, kıyamadım, en masum, en güzel acılarımı ayak altına almaya. Sen nasıl seversin kalbine ne zaman söz geçirirsin bilemiyorum. Ama ben seni kalbimin daha önce hiç kimseyle paylaşılmamış kısmında En açılmaz kilitlerinin vurulduğu yerde saklıyorum. Ve koşarak gidiyorum ölüme, yüreğim avucumda. Çünkü sen, hiçbir zaman benim olmayacaksin Kabirde geçireceğim günler dışında.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ‘’ güzel ‘’ kelimesi ötekilerden farklı görevde kullanılmıştır? a) Yaz kış yeşilliğini yitirmeyen çam korusu penceremden ne güzel görünür. b) Uzaklardan gelen o tatlı, güzel sesin etkisiyle bir an durakladı. c) Güldüğü zaman, ışıltıyla parlayan güzel dişleri ortaya çıkıyordu. d) Sarışın, mavi gözlü çocuğun güzel bir yüzü vardı. e) O iyi insanlar, o güzel atlara bindiler, çekip gittiler.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ‘’ iyice ‘’ sözcüğü ötekilerden farklı görevde kullanılmıştır? a) Nihayet bir şirkette iyice bir iş bulabilmiş. b) Arkadaşları onun iyice bir öğrenci olduğunu söylüyor. c) Ayşe yarınki sınav için iyice hazırlanmış. d) Fazla tanımıyorum ama iyice bir insana benziyor. e) İyice bir film ama dereceye gireceğini sanmıyorum.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yer-yön belirteci, tamlayan olduğu için adlaşmıştır. a) Dışarının gürültüsü hepimizi rahatsız etti. b) Kapının önünde oturmuş, geleni geçeni izliyor. c) Bizi oyalamak için yalandan bir kavga çıkardılar. d) Aklına başına alsın, yalandan dolandan vazgeçsin! e) İyiyi kötüden, doğruyu yalandan ayırt etmesini bil!
‘’ Sabaha kadar mışıl mışıl uyumuştu ‘’ Sabaha kadar mışıl mışıl uyumuştu.’’ cümlesindeki ‘’ mışıl mışıl ‘’ ikilemesiyle görev yönünden özdeş olan öge aşağıdakilerden hangisinde vardır? a) Radyoda adım adım Anadolu’yu tanıtan bir program izledik. b) Masaya saçak saçak bir örtü örtmüşlerdi. c) Onlarla sesimizi hiç yükseltmeden ağır ağır konuştuk. d) İç cebinden deste deste paraları çıkarıp attı. e) Değişik renklerden demet demet güller hazırladı.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ‘’ üstünlük ‘’ bildiren bir zarf vardır? a) Yol yapım çalışmaları devam ediyor. b) Burada göç, daha çok büyük merkezlere doğrudur. c) Kentlere doğru büyük bir nüfüs hareketi görülmektedir. d) Burası, nüfüs bakımından ikinci büyük kentimiz. e) Nüfüs planlamasıyla ilgili büyük sorunlarımız var.
Aşağıdakilerin hangisinde zarf kullanılmamıştır A) onlara konuyu anlatmanın zamanı geldi. B) Sizi burada çok bekledik. C) Birçok soruyu doğru cevapladım. D) Gezdiğimiz yerler çok güzeldi. E) Kimse beni neden ziyaret etmiyor.
Aşağıdaki pekiştirilmiş sözcüklerin hangisi türü yönüyle farklıdır. A) Hep gezmek istemişimdir yemyeşil ovalarda. B) O, her zaman tertemiz giyinir. C) Upuzun yollar vardı yürümesi gereken D) Ormanda bata çıka ilerliyorduk. E) Akşam vakti sokaklar bomboşdu.