MUAMMA VE LÜGAZ
Bende yok sabr ü sükûn sende vefâdan zerre İki yoktan na çıkar fikr idelim bir kerre
nâbî
Dedemin beline sokduk bir düdük Ana bir velinün adidur didük
cüneyd
Bu bir muammadır içinde yanıt, Cevabı kolaydır ağrıtmaz başı Bu bir muammadır içinde yanıt, Cevabı kolaydır ağrıtmaz başı. Yok, ondan ötesi ayettir kanıt, Hazreti Mevla’dır büyük sırdaşı. Bedeni derleme türüne baştır, Meydana gelişi yavaş yavaştır, Bilinmeyen yönü boyuyla yaştır, Kendinden türedi yol arkadaşı. Ne anası vardır ne de atası, Akıl erdiremez dünya mutası, Aldırır cezayı kendi hatası, Firdevs kapısında kırk idi yaşı. Yaradılış şekli geçer ahenkten, Ne doğu ne batı değildir Frenk’ten Ardılı olanlar değişik renkten, Tutmuşlar dünyada toprağı taşı. Vuslatî diyor ki göğsü imanlı, Soyundan gelenin bir eli kanlı, Ölümü tatmıştır o da bir canlı, Cevabı buldun ya bırak telaşı.
Hz. Adem
Ol nedür kim bir ayak üzre durur Gâh kalkar geh yatar gâh oturur
çadır
Ol ne ejderdir kim iki başı var Kuyruğu bir cisim iki çün zülfikar Kuyruğun olsa eline bir kişi Ol zaman elinle ateşle yakar
maşa
Bir gümüşden kal'a gördüm zabt olubdur anda ab Geldi zerrin top ile feth eyledi afitab
buz
Ol nedir kim üç birâder her zamân Birbiri ardınca olmuştur revân Yılda bir kerre gelirler âleme Makdemiyle kesb-i feyz eyler cihân Kimseler görmüş değildir yüzlerin İsmi vardır cismi ammâ ki nihân
cemre
Âşığa hoş gelirmiş yâr hanesi Kudretullah şehrinin dürdânesi Muammaya cevap bulun bakalım Oğlunun karnında yatar annesi
Oğlunun karnında yatarmış annesi İnsanın muammaya gelir gülesi Düşünüp de buldum ben neticeyi Cevabım şudur ki İPEK BÖCEĞİ
O nedir ki hayatta çok insanın yoldaşı O nedir ki hayatta çok insanın yoldaşı? Ortasında durulmaz, bir sonu var bir başı. Canı olsa yorulur, gelir çok uzun yoldan; O kadar tecrübeli, ancak o anlar haldan. Kıymetini bilene bitimsizdir hikmeti, Bir seyahat hastası, değişkendir zimmeti. Zamanını harcatan bir ilaçtır kurduna, Vefasız dost tutanın yük sayılır sırtına. Çeşidini sorarsan, nice nice türü var; Yıllandıkça antika, her bilimde yeri var. İçi dolu kapkara, sanki boncuk dizimi; Kendisini verirken alır iki gözümü. Cehalete aydınlık, ışık demek insana; Açlığını gideren doyar elli lisana. Vulatî der çözdünüz, çok kolay bilmecedir; Son ipucu vereyim, beş harf iki hecedir.
KİTAP
Tren gelir is diye Makinist vurur tan diye Kömürcü küreği kaybetmiş Kondüktör bağırır bul diye
Kaf dağından gelecek yay kaşlı, servi boylu Mim dudaklı sevgiliyi bekliyoruz
kıyam
muamma Belli kurallara göre düzenlenip çözülebilen ve yanıtı tanrının sıfatlarından biri ya da bir insan adı olan Divan Edebiyatı ürünü manzum bilmecelerdir. Muamma beyit, kıta gibi küçük nazım biçimleriyle yazılır. Ama mesnevi parçalarıyla yazılmış muammalara da rastlanır. Ali Şir Nevai, Fuzuli, Nebi, Kınalızade Ali Efendi, Sümbülzade Vehbi ve Fitnat Hanım’ın yazdığı çok sayıda muamma vardır. Edirneli Emri Çelebi ise 600'den fazla muammasıyla bu alanın en ünlü şairidir.
LüGAZ Herhangi bir nesnenin ya da varlığın özellikleri anlatılarak yazılan manzum bilmecedir. Muamma ile birlikte çok kullanılan bir söz oyunudur. Muamma’dan farkı konusunun daha geniş olmasıdır. Çoğunlukla soru biçiminde düzenlenir. En önemli özelliği içinde çözüme ilişkin ipuçlarının bulunmasıdır. Eğlendirici ve öğretici olanların yanı sıra öğretici ve dinsel lügazlar da vardır. Lügazlar yazarlarının imzasını taşıdığından halk edebiyatındaki bilmeceden ayrılır. Bütün lügazlar, "Bir acayip nesne gördüm", "Ol nedir kimdir" ya da "Nedir ol kim" gibi kalıplaşmış sözlerle başlar.