SUNUM.

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
SINAV KAYGISININ NEDENLERİ
Advertisements

NESLİHAN AKÇER PSİKOLOG STRESS & BAŞETME YÖNTEMLERİ
SINAV KAYGISI ve BAŞA ÇIKMA YOLLARI.
ÖFKEYLE BAŞ ETME.
NİÇİN ÖFKE VEYA BU KONFERANS NİYE? ACABA ÖFKELENMEMEYİ ÖĞRENSEK;
SINAV KAYGISI VE BAŞA ÇIKMA YOLLARI.
Verimli İş Hayatının Sırrı : Stres
SUNUM.
STRES YÖNETİMİ.
BİR ÖYKÜMÜZ VAR.
SUNUM. STRATEJİK YÖNETİM Esnaf ve sanatkâr işyerleri sahipleri; bir meslek koluna tabi olup, mesleki yeteneklerini kullanmak suretiyle ailelerini geçindirmek.
SINAV KAYGISI VE BAŞA ÇIKMA YOLLARI
AŞIRI SINAV KAYGISI.
STRESİ ÖNLEME STRESİN TANIMI STRESİN ŞEKİLLERİ STRESİN KAYNAKLARI
Stres ve Stres Yönetimi
İLETİŞİM VE ÇATIŞMA. ÇATIŞMA HER ZAMAN HAYATIMIZDADIR Çocukken hangi oyunu oynayacağımız en büyük sorunumuzdu arkadaşlarımızla… Ailemizle süt içmemek.
SINAV KAYGISI VE BAŞETME YOLLARI
SINAV KAYGISI REHBER ÖĞRETMEN Senem ARIK.
OKUL REHBERLİĞİNDE MESLEK DANIŞMANLIĞI
Mahmut Fehime Güleç İlköğretim Okulu
Yönetimde stres kaynakları ve başa çıkma Dr. Alper Engeler
STRES VE BAŞA ÇIKMA YOLLARI 1.
SINAV KAYGISI VE BAŞETME YOLLARI
SINAV KAYGISI VE BAŞ ETME YOLLARI
SINAV KAYGISI.
SINAV KAYGISI VE BAŞA ÇIKMA YOLLARI.
SINAV KAYGISI.
SINAV KAYGISI SEMİNERİNE HOŞGELDİNİZ
SINAV KAYGISINI NASIL YENERİZ ?
KOCASİNAN REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ
SINAV KAYGISI DENİZLİ REHBERLİK ve ARAŞTIRMA MERKEZİ.
Kaygı Nedir? Nedeni belirsiz korkuya kaygı denir. Kaygıda korkudan farklı olarak fiziksel açıdan tehdit eden bir uyaran söz konusu değildir. Kaygı.
STRES VE STRES TEPKİLERİ
SINAV KAYGISI REHBER ÖĞRETMEN Yunus Emre ERDUĞAN.
SINAV KAYGISI VE BAŞA ÇIKMA YOLLARI.
SINAV KAYGISI.
Sınav Kaygınızı Azaltın
AİLE OLMAK DEĞERLER EĞİTİMİ.
DAVRANIŞ BOZUKLUKLARI
ÖFKE NEDİR? Bireyin haz alma dünyasını engelleyen herhangi bir durum, olay veya kişi ile karşılaştığında oluşan duygudur. İstediğini alamama, haksız davranışlara.
SINAV KAYGISININ NEDENLERİ Zamanı iyi kullanamama Kötü çalışma alışkanlıkları Beklenti düzeyi Görev ve sorumlulukları erteleme Başarısız olma ve değerlendirilme.
DUYGULARIMI KONTROL EDİYORUM
REHBERLİK ÇALIŞMALARI. 01 NİSAN 2012 Saat: 10:00 YAKLAŞIK ADAY ve SİZ.
KONTROL ETMEK YA DA KONTROL EDİLMEK !
Anksiyete ve depresyonla karışan durumlar Prof. Dr. Kültegin Ögel Acıbadem Üniversitesi
SINAV KAYGISI VE BAŞETME YOLLARI
STRES YÖNETİMİ Yrd. Doç. Dr. Özlem BALABAN.
Sınav Nedir ? Sınav bir değerlendirme sürecidir Öğrenilen bilgi ve becerilerin düzeyini belirlemek için yapılan ölçme sistemi değerlendirme Sınavın amacı,
KAYGI NEDİR? Güçlü bir istek ya da dürtünün amacına ulaşamayacak gibi gözüktüğü durumlarda beliren tedirgin edici bir duygu.
SAĞLIKLI YAŞAMIN KORUNMASI Hazırlayan = Yakup Çelik
SINAV KAYGISI VE BAŞA ÇIKMA YOLLARI
SINAV KAYGISI VE BAŞETME YOLLARI
SINAV KAYGISI VE BAŞA ÇIKMA YOLLARI.
SINAV KAYGISI VE BAŞA ÇIKMA YOLLARI.
SINAV KAYGISI VE BAŞA ÇIKMA YOLLARI.
Sınav Kaygısı.
SINAV KAYGISI VE BAŞA ÇIKMA YOLLARI.
STRES YÖNETİMİ
TRAVMATİK OLAYLARDA PSİKOLOJİK DESTEK
 Stresi yönetebilmek için önce yöneteceğimiz şeyin ne olduğunu bilmemiz gerekiyor.
SAĞLIKLI BİR YAŞAM İÇİN ZİHİNSEL,DUYGUSAL VE SOSYAL SAĞLIĞIN ERGEN BİREYLER AÇISINDAN ÖNEMİ.
STRES YÖNETİMİ.
SINAV KAYGISI VE BAŞA ÇIKMA YOLLARI.
STRES YÖNETİMİ.
Sunum transkripti:

SUNUM

STRES NEDİR?

STRES NEDİR? Stres aslında her birimizin –küçük, büyük ayırt etmeden- yaşadığı belli bir olay ya da durum karşısında duygusal ve fiziksel dünyamızın gösterdiği “zorlanıyorum” reaksiyonudur. Stresten arındırılmış bir yaşam söz konusu olamaz. Hatta stres, belli bir ölçüde “yaşamın zorlayıcısı” olarak gereklidir de. Ama duygusal ve fiziksel dünyamız zaman zaman karşılaştığı zor durumun kalıcı olmaya başlaması halinde ciddi bir yıkım sürecine girer. Bu yıkım içsel yıkım şeklinde olabileceği gibi, dışsal yıkım da yani çevremizdekilere (canlı, cansız) zarar verme şeklinde de olabilir.

Stresin, etkisini bir yıkım şeklinde göstermesi durumuna “stres fırtınası” diyebiliriz. Stres fırtınası, önlem alınmadığı takdirde kolaylıkla kalıcı ruhsal ya da fiziksel hastalıklara bizi götürebilir (Panik-atak, anksiyete, tansiyon ilk akla gelen bu türden rahatsızlıklar arasında kolaylıkla sayılabilir).

STRESİN BELİRTİLERİ Stres altındaki kişilerde görülen en temel fiziksel belirtiler: Terleme Ateş yükselmesi Tansiyon artışı Kalp atışlarında hızlanma Ağız kuruluğu Baş ağrısı Baş dönmesi Mide bulantısı Sebepsiz kasılmalar Halsizlik İştahsızlık Boşaltım sistemlerinde bozukluk (kabızlık ya da ishal) Nefes darlığı

Konuşma zorluğu ya da tam tersi fazla konuşma Stres altındaki kişilerde görülen en temel duygusal belirtiler: Sinirlilik hali Duygusal yorgunluk İsteksizlik Konuşma zorluğu ya da tam tersi fazla konuşma Hatalı konuşma (sözcükleri karıştırma) Unutkanlık Çeşitli korkuların belirmesi (yakınlarını kaybetme kaygısı, uçuş korkusu, hastalanma korkusu, ölüm korkusu,…) Cinsellikten uzaklaşma ya da tam tersi aşırı cinsel ilgililik Küfürlü konuşma Başarısızlık hissi Kendini küçük ve yetersiz görme Zaman zaman saldırganlık Duygusal dengesizlik

STRESİN NEDENLERİ Bedenimiz mükemmel bir mekanizmadır. Bu mekanizma kendisine yönelen bir saldırı halinde savunmaya geçer. Ama saldırının geliş kaynağı, etkisi ve yıkımı ölçüsünde bu savunma başarılı olur. Saldırının savuşturulamaması halinde bu mükemmel mekanizma, yara almaya ve parçalanmaya, sistemini oluşturan öğeleri teker teker kaybetmeye başlar. Stres de duygusal ve fiziksel bütünlüğümüze yönelmiş bir saldırıdır. Bu saldırının geliş kaynağı çok çeşitli olabilir.

En çok rastlanan nedenler: İşyerinde yaşanan huzursuzluklar Aile içi anlaşmazlıklar Aile içi şiddet Boşanma Cinsel taciz Cinsel engellenme Ekonomik geçim zorluğu Ağır eğitim Ağır aile içi sorumluluklar Belirli bir korkuya sebep olan durumun ortaya çıkması Ölüm Aniden ortaya çıkan fiziksel hastalıkların yarattığı korku

STRESİN NEDEN OLDUĞU SORUNLAR Kendisine yönelen saldırı karşısında bedenin kimyasal dengesi, hormonal salgı durumunda değişme olur. Stresin uzun sürmesi ya da saldırının bedence savuşturulamaması durumunda bedenin kimya dengesi bozulmaya başlar. Midede asit düzeyinin yükselmesi, adet döneminde düzensizliklerin ortaya çıkması stresle de alakalı olabilir. Özellikle stres halinde üretilen adrenalin, bedenin kimya dengesini olumsuz yönde etkileyebilir. Özellikle engellenme duygusunun yarattığı stres, deri dökülmeleri, kaşınma, uzun süre banyo yapmama gibi durumlara yol açabilir.

Stres altındaki kişi bir korku yaşamaktadır Stres altındaki kişi bir korku yaşamaktadır. Bu korku onun normal yaşamını sürdürmesine engel olmaktadır. Birçok şeyden kaçar ve normal yaşam sürecini hızla değiştirmeye zorunlu olarak yönelir. Özellikle sosyal yaşamdan kopuş, içe kapanıklık ve kendisi ya da sevdikleri ile ilgili sorumluluklarını yerine getirmekten kaçınmaya başlama stresin neden olabileceği durumlardandır. Zira stres altındaki kişi, kendini “hiçbir yükü taşıyamayacak derecede yorgun” hissetmektedir. Bir şeyleri yapmaya yönelik istek düzeyinde ciddi bir düşüş söz konusudur. Bir şeyleri yapmaya yeltense de başarısız olacağına inanmaktadır.

STRESİ ÇÖZMEK Ne yazık ki birçoğumuz eğer yaşadığımız stres kalıcı hale dönüşmüş ve duygusal ile fizik dünyamıza zarar vermeye başlamışsa fark etmeyiz bile. Bu durumu “ılık suda pişirilen bir kurbağa” ile benzeştirebiliriz. Ilık suda kendini güvende hisseden kurbağa, suyun yavaş yavaş ısınması ile gelecek tehlikeyi fark etmez. Stresinin yıkıcı hale geldiğini hisseden kimilerimiz, çareyi bir tıp adamından/kadınından danışmanlık almada buluruz. Bu aslında oldukça sağlıklı bir yöntemdir. Öte yandan kimilerimiz ise özellikle metafizik alana yoğun bir yönelme gösterir, yaşadığımız bu olumsuzluğun ne zaman sona ereceğini öğrenebilmek için falcılara, astrologlara, dua okuyucularına yöneliriz. Modern insanın stres düzeyinin eskisine oranla çok artmış olmasından dolayıdır ki, alternatif tıp diye tabir edilen tedavi ya da rahatlama yöntemleri, son yıllarda bu sebeple çok yaygınlaşmıştır (Reiki, taşlarla tedavi gibi).

Söz konusu yöntemlerin faydalı ya da faydasız olabileceği, bu sunumun konusunu teşkil etmemektedir. Önemli olan stresi çözecek yolun doğru seçilebilmesidir. Bu çözümdeki kilit kişi öncelikle “biz”izdir. Yani stresi çözmek konusunda ilk adımı atması ve kararlılık göstermesi gereken kişi bizzat kendimizdir. Peki stresi nasıl çözeceğiz? Tıbbi ya da dilediğimiz bir yöntemi seçerek yardım alabiliriz. Ama bu yardımı alsak da almasak da öncelikle bizi neyin strese soktuğunu tespit etmeye çalışmalıyız. Özellikle “iç sorgulama” bu anlamda faydalı bir yaklaşım olacaktır. Günlük yaşamımızda stres altında yaşadığımız ortamda birkaç gün süre ile mümkün olduğunca kendimizle ve yaşadığımız durumlarla ilgili not tutmaya çalışabiliriz. “Olan neydi?”, “Ne hissettik?”, “Bize nasıl davranıldı?”, “Biz nasıl davranılmasını istiyorduk?”, “Bizi ne mutlu etti?”, “Bizi ne mutsuz etti?”, “Sıkıntılarımız saat kaçta başladı?” yanıtını arayacağımız sorulardan olabilir. Bu sorular sizin durumunuza özgü olarak değişebilir. Sorularınızı kendiniz de oluşturabilirsiniz. Önemli olan, stresinizin “anatomisi”ni çıkarabilmektir.

Notlarınızı oluşturduktan sonra, herkesten uzak birkaç saate ya da birkaç güne ihtiyacınız olacaktır. Notlarınıza bakarak, geriye dönerek durumları çözümlemeye çalışın. “Sizi neyin mutsuz ettiğini”, “sizi mutsuz eden bu durumun sona erebilmesi için olası çözümlerin neler olduğunu”, “çözümlerin bedellerinin ve ödüllerinin neler olabileceğini” düşünün. Bu düşünme egzersizini yaparken olabildiğince gerçekçi olmaya çalışın. Kendinize kızmayın, acımayın, kendinizi şövalye ya da kurban olarak nitelemeyin. Kaldırabileceğinizden daha ağır ya da yapabileceğinizden daha hafif çözümlere hemen heves etmeyin. Böylesi bir iç sorgulamayı yaparken, sadece çevrenizi ve çevrenizdekileri değil, kendinizi de eleştirin. Ama eleştirin, yıkmaya yönelmeyin. “Ne yapsa idiniz durum daha iyi olabilirdi?” ve “bunu neden yapamadınız ya da yapmadınız?”, “bunu nasıl yapabilirsiniz?” sorularına yanıt arayın.

Bu iç sorgulamayı yaparken notlar almayı ihmal etmeyin Bu iç sorgulamayı yaparken notlar almayı ihmal etmeyin. Olabildiğince yazın, kâğıt tüketin. Sorunlarınızı ya da sorgulamanız sırasında başlık haline gelebilen durumlara ait sözcükleri bir kâğıda büyük harflerle yazarak çevrenizdeki duvarlara asın. Unutmayın ki, stresi çözebilmek için mevcut durumun değiştirilmesi gerekir. Mevcut durum bize bağlı sebepler içerebileceği gibi, bize bağlı olmayan ama bizi etkileyen sebepleri de barındırabilir. Örneğin, insanlara sert konuşan birinin, çevresinden aldığı tepkinin sebep olduğu stres, belki kişinin konuşma tarzını değiştirebilmesi ile belli bir vadede çözülebilir. Ama işyerinde yeteneklerinin dışında çalıştırılan bir kişinin stresini yenmesinin belki de en önemli çözümü, mümkünse yeteneklerine uygun bir işe yönelmesidir.

Kuşkusuz stresi yenebilecek her çözüm kolay ve çabuk değildir Kuşkusuz stresi yenebilecek her çözüm kolay ve çabuk değildir. Zaten böyle olsa idi, stresi çözmek de belli bir çaba isteyen bir eylem olmazdı. Stresin çözümü, belli vazgeçişleri ya da belli çabaları gerektirebilir. Bu durumda yapılacak en doğru şey, “neyi gerçekten yapabileceğimizi” ve “bu çözümün bizi mutlu edip etmeyeceğini” kurgulayabilmektir. Yaşamı bu anlamda bir “kumar” olarak algılamaktansa “akıl ile çözümler üreterek problemleri çözme eylemi” olarak görmek daha sağlıklı bir yaklaşım olacaktır.

STRES SONRASI DÖNEM Eğer stresi çözmek için bulduğumuz çözüm, işe yaradı ise bu durumda çalışmamızı hemen sona erdirmemeliyiz. Zira stresin tekrar aynı şekilde ortaya çıkmaması için post-stres (stres sonrası) dönemde de stresin tekrarlamaması için yapmamız gerekenleri bilmeliyiz. Öncelikle bizi strese götüren şeyden uzaklaşmış isek, ona yaklaşmamak/yaklaşmamaya çalışmak iyi bir önlem olacaktır. Stresimizi yenmek için bir özelliğimizi değiştirmiş isek, bunu devam ettirmek de yine iyi bir önlemdir. Stresten uzaklaşmanın verdiği rehavet ve mutluluk ile “önlemler listesini” bir kenara atmamalıyız.

STRESTEN UZAK DURMAK Stresten uzak durabilmek pek mümkün değilse de, kalıcı hale dönüşen ve başka duygusal ve fiziksel sıkıntılara yol açan yıkıcı stresten uzak durabiliriz. Bu uzak duruşta başlangıç noktamız yine “biz”iz. Kendimizi unutmamalıyız. Sadece başkaları ya da işler için yaşamamalıyız. Yaşamı kendimiz için de yaşamalıyız. “Kendini çocuklarına feda eden anne/baba” ya da “işi için kendisini unutan kişi” tiplemeleri toplumsal düzeyde bir tür “kahraman” mertebesi ile adlandırılırsa da aslında böylesi bir durumda bir “kahraman”dan değil, bir “kurban”dan söz etmek daha uygun olacaktır. Siz kendinizi unutabilirsiniz. Ama beden kendini unutmaz. Siz bedeninize karşı sorumluluğunuzu yerine getirmediğiniz takdirde, bedeniniz de sizinle yapmış olduğu barış anlaşmasını bozacaktır.

KENDİMİZİ NASIL HATIRLAYACAĞIZ? Kendimizi sevmeliyiz. Her kusurumuzu değiştirmemiz gerekmeyebilir. Bazı kusurlarımız bizi biz yapan şeylerdir. Bir diğerine benzemektense biz olabilmek daha sağlıklı bir şeydir. Bir başkasının bizi sevmesi, bizim benzediğimizi sevmesinden daha elle tutulur bir sevinçtir. Kendimize zaman ayırmalıyız. Mutlaka günde belli bir zaman dilimini kendimize ayırmalıyız. Bu zaman diliminde bencil olma hakkımız vardır. Bu zaman dilimini sevdiklerimizle paylaşmaya yeltenmemeliyiz. Ayırdığınız zaman size ait olmalıdır. Bu zaman diliminde sizi ne mutlu ediyorsa onu yapmalısınız. Bu koşma, yürüyüş, kitap okuma, resim yapma, dikiş dikme, bilgisayarda oyun oynama, vs. olabilir. Kısacası seçtiğiniz eylem her ne olursa olsun o eylem sizi mutlu eden eylemdir ve size ait zamanda bu eyleme yönelmenizde hiçbir sakınca yoktur (Tabii söz konusu eylem stresinize de dolaylı olarak katkıda bulunan eylem olmamalıdır).

Stres altında oluşan bağımlılıklarımızla mücadele etmeliyiz Stres altında oluşan bağımlılıklarımızla mücadele etmeliyiz. Stres altında başta sigara, alkol, ilaç kullanımı olmak üzere kimi bağımlılıklara meyil edebiliriz. Aynı şekilde yalan söyleme, gerçeği süsleme, abartı da bu tür bağımlılıklara benzer şekilde gelişir. Bunlar normal doğamızın dışındaki durumlardır ve bunlardan kurtulabilmek de belli bir çaba göstermemizi gerekli kılar. Gülmeyi unutmamalıyız. Gülmek insanı gevşeten, yenileyen bir eylemdir. Beden güldüğünde mutluluk hormonları salgılar. Nükteden, küçük tatlı şakalardan, komik hikâyelerden uzak durmayalım. Kahkaha atmaya utanmayalım. Kahkahanızı sevin. Çünkü bu kahkaha, dünyaya “ben mutluyum” demektedir. Onu susturmayın.

Sinirlendiğimizde sinirimizi yenmesini öğrenmeliyiz Sinirlendiğimizde sinirimizi yenmesini öğrenmeliyiz. Sinirlendiğimiz bir anda ilk elde sinirimizi boşaltmak yerine ya da dişlerimizi sıkmak yerine, karşımızdaki kişiye içimizden geçen kötü şeyleri söylemek yerine “bu sözlerin beni yaralıyor” diyebilmek, emin olun daha faydalıdır. Karşımızdaki kişinin bize yaptığının bizde hissettirdiklerini rahatlıkla söyleyebildiğimizde karşımızdaki kişinin sinirini bile kontrol edebiliriz. Özür dilemekten ya da barışmaktan çekinmeyelim. Bazen bir özür, bir çiçek, bir tebessüm ve de en önemlisi bir “seni seviyorum” seslenişi her şeyi çok hızlı bir şekilde çözer. İnsanları olduğu gibi kabul etmeye çalışalım. İnsanları değiştirmek kolay değildir. Eğer bazı durumlarda karşımızdakini olduğu gibi kabul eder ve onu olamayacağına değiştirmeye zorlamaktan vazgeçersek, hem kendimiz hem de onun için faydalı bir şey yapmış oluruz.

Spor aktivitelerine katılalım Spor aktivitelerine katılalım. Düzenli spor yapmak, bedeni fizik olarak bir şeyle meşgul etmek, hem fiziksel hem de duygusal olarak faydalıdır. Ama aşırı spor aktivitesinin de stresle alakası olduğunu göz ardı etmeyelim. Dünyadan kopmayalım. Dünya değişirken köşemizde kalamayız. Değişen renklerle birlikte büyümeliyiz. Okumaktan, dinlemekten, öğrenmekten, vazgeçemeyiz. Yeni öğrendiğimiz şeyler bizi yeniler. Öğrendiğimiz yeni şeyleri paylaşalım, tartışalım. Düşünce dünyamızdaki yoksulluk, gelişmemizin, sorunları çözmeyi öğrenebilmemizin önündeki en temel engeldir. Düzenli ve dengeli beslenmeye çalışmalıyız. Bedenimizin stresle mücadelesinde kimyasal dengesini koruyabilmek ve ona bu mücadelede gerekli olan enerjiyi verebilmek adına doğru şeyleri yemeliyiz. Bu açıdan sağlıklı ve dengeli beslenme önemlidir. Aşırı yağlı ya da aşırı şekerli yiyecekler, bedenin fiziksel dengesini, metabolizmasını bozabilir.

STRESLE İLGİLİ ÖZLÜ SÖZLER Elmasla kömür arasındaki tek fark elmasa daha fazla baskı uygulanmış olmasıdır. Anonim Gemi limanda güvendedir. Ama, gemiler bunun için yapılmamıştır ki… G. HOPPER

Herkes kızabilir, bu kolaydır. Ancak; Doğru insana, Doğru ölçüde, Doğru zamanda ve Doğru şekilde kızmak, İŞTE BU KOLAY DEĞİLDİR. ARİSTO Her şeye homurdanmaya alışmış bir kimse, fırsat kapıyı çalınca bile gürültüden yakınır. CONICENDES Başarı; istediğini elde etmektir. Mutluluk ise; elde ettiğini sevmektir. LA FONTAINE MUTLU YAŞAMANIZ DİLEĞİYLE…

Hazırlamış olduğumuz sunumları www. istesob Hazırlamış olduğumuz sunumları www.istesob.org web adresinden “Mesleki Eğitim” bölümüne girerek bilgisayarınıza indirebilirsiniz.

TEŞEKKÜR EDERİZ İSTESOB EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ Eğitim Müdürü: Metin İÇTEM Eğitim Müd. Asistanı: Ahmet Z. GÜNDOĞDU