FEN VE TEKNOLOJİ DÜNYANIN KATMANLARI
DÜNYA
TAŞ KÜRE 1- YERKABUĞU (LİTOSFER) Buna taş küre de denir. Geosferlerin en incesidir. En fazla sahip olduğumuz bilgiler bu tabakaya aittir. Yerkabuğunun kalınlığı 5- 110 km. arasında değişmektedir. Ortalama 50- 60 km. kabul edilmektedir. Bu kalınlık yer yüzeyinin şekillerine göre değişmektedir. Dağların altında kalın, okyanusların altında incedir. Yerkabuğunun en üst kısmı genellikle silisyum ve alüminyum dan oluştuğu için SİAL olarak adlandırılır. Yoğunluğu 2,67 gr/cm3 olarak kabul edilir. Kalınlığı her yerde aynı değildir. Büyük Okyanusun altında olmadığı tahmin edilmektedir. Siolin altındaki bölge yani yerkabuğunun alt kısmı silisyum ve magnezyumdan meydana geldiği için SİMA adını alır. Simanın oldukça derine uzandığı, amorf olduğu ve ortalama yoğunluğunun 3,27 gr/cm3 olduğu kabul edilmektedir. “Granit Kabuk” olarak adlandırılan Sialin kalınlığı; Niggli tarafından 10- 30 km. Gornod tarafından ise 20 km. olduğu sanılmaktadır. Hipoteze göre daha derinde Gabro ve Bazaltlar bulunur. Bu zorun altında bulunan ergimiş kayaçlardan oluşmuş yapıya MAGMA denir. Alman WEGENER’e göre kıtaları oluşturan sial üzerinde Aysbergler (Buz dağları) gibi yüzmekte olduğunu ve iki yöne hareket etmektedir. A.B.D.de yapılan Ölçümlere göre Atlantik sahilinde kabuğun kalınlığı 30 km. Rock Mountains ( 2000 m.) dağlarında 32-35 km’dir.
HAVA KÜRE Yerkürenin etrafını saran ve onunla birlikte dönen gaz karışımı. Hava küre, Güneş'ten gelen zararlı ışınların yeryüzüne ulaşmasını engeller. Geçmişte de karşılaşmadıkları için, canlıların bu ışınlardan korunacak mekanizmaları gelişmemiş olduğundan, hava küre canlıların yaşamlarını sürdürebilmeleri için önemli bir rol oynamaktadır. Hava kürenin toplam kalınlığı 10 000 km kadardır. Hava küre; troposfer, stratosfer, mezosfer, iyonosfer ve egzosfer katmanlarından oluşmuştur. Troposfer, yer kabuğunun üzerindeki ilk katmandır. İçinde hava olaylarının oluştuğu hareketli bir bölümdür. Yer kabuğundan yukarıya doğru çıkıldıkça basınç ve sıcaklık azalır. Troposferin en son böl gelerinde sıcaklık -55°C'ye kadar düşer. Bu katmanda oluşan yağmur, rüzgâr, yıldırım, şimşek gibi doğa olayları, yer kabuğunun değişmesinde önemli rol oynar. Stratosfer katmanında troposferdeki gibi hava olaylarına rastlanmaz. Stratosferde yükseldikçe basınç düşer, sıcaklık da troposferin tersine artar. Stratosferde sıcaklık mevsimlere göre değişmesine karşın kutup üzerinde -50°C, ekvator üzerindeyse -80°C kadardır. Bu tabakayla mezosfer arasında ozon tabakası bulunur. Bu tabaka, Güneş'ten gelen mor ötesi ışınlarını soğurarak, canlıları Güneş'in zararlı etkilerine karşı korur. Mezosfer (şemosfer), 35-45 km kalınlığında olan katmandır. Bu katman yarı yer çekimi etkisindedir. Sıcaklık mezosferin bitiminde -100°C'ye kadar düşer. İyonosfer, ortalama kalınlığı 250-300 km olan katmandır. Bu katmanda, gaz molekülleri seyrek hâlde bulunur. Bu nedenle bu katmana iyonosfer denir. Bu katman, radyo dalgalarının yayılmasını kolaylaştırdığından haberleşmede yararlanılmaktadır. Egzosfer (dış küre), atmosferin en dış katmanıdır. Bu tabakanın yerden 10 000 km yüksekliğe kadar ulaştığı tahmin edilmektedir.
SU KÜRE Su kürenin asıl ismi hidrosferdir. Hidrosfer dünyamızda bulunan katmanlardan biridir. Hidrosfer katmanı canlılar için vazgeçilmez bir katmandır. Dünyada ki bütün sular hidrosfer yani su kürenin içine girer. Su küreyi en çok denizler ve okyanuslar oluşturur. Dünyanın yüzde yetmiş biri hidrosferden oluşur. Hidrosferin bulunması güney yarımküreyi kuzey yarımküreden daha serin yapar. Çünkü güney yarım kürede yüzde seksen bir kuzey yarım kürede yüzde atmış bir hidrosfer bulunur. Hidrosfer, su küre demektir. Dünya’daki bütün sular hidrosfere girer. Hidrosfer’in %97′sini denizler ve okyanuslar oluşturur. Hidrosfer, canlıların yaşam kaynağıdır. Hidrosferin kalınlığı deniz seviyesine göre +3810 m (Titikaka Gölü) ile -11033 m (Mariana Çukuru) arasında değişir. Ayrıca Hidrosfer sayesinde Güney Yarım Küre , Kuzey Yarım Küre’den serindir. Dünya’nın %71′ini Hidrosfer, %29′unu karalar oluşturur. Bu oran Kuzey Yarım Kürede %61 Hidrosfer, %39 karalar iken, Güney Yarım Kürede %81 Hidrosfer, %19 karalar şeklindedir. Hidrosfer üzerinde birçok okyanus akıntıları yer almaktadır. Bunlardan en bilinenleri Gulf stream okyanus akıntısı ve Labrador okyanus akıntısıdır. Hidrosfer’in Dünya üzerindeki yüzölçümü: 361.000.000 kilometrekaredir. Bunun 350.170.000′ı tuzlu sudur.
AĞIR KÜRE Üzerinde yaşadığımız yer yuvarlağı. Güneş sisteminin gezegenlerdendir. Güneşten uzaklık bakımından üçüncü (Güneşten ortalama uzaklığı 149.481.000 km.), bu sistemdeki büyüklüğü bakımından beşinci (yüzölçümü 509.200.000 kilometrekare) dir. Dünyanın ağırlığı 5.977 trilyon ton, hacmi 1.082.841.310.000 kilometreküp, ekvatordaki çemberi 40.076. 423 metre, ekvatordaki çapı 12.726 kilometredir. Dünyada yaşayan insanların sayısı 2.995.000.000 dur. Dünyanın oluşu : Dünyanın oluşu hakkında birçok teoriler vardır. Bunların en önemlilerinden! biri olan KantLaplace teorisine göre, Dünyanın güneşten kopmuş, yuvarlak ve kızgın ateş; halinde bulunan bir parça olduğu sanılmaktadır. İlkin dünyanın, güneş ve öbür gezegenlerle birlikte bir kütle halinde bulunan bir parça olduğu sanılmaktadır.İlkin dünya, güneş ve öbür gezegenlerle birlikte bir bütün kütle halinde bulunuyordu. Merkezi parlak olan bu kütlenin çevresi gaz ve buhar moleküllerinden yapılmıştı. Bu büyük kütle, çok soğuk olan uzayda dönerken, sahip olduğu ısının bir kısmını çevresine dağıtarak soğumağa başlıyordu. Bu soğumanın etkisi ile, bu kütlenin bazı cisimleri yoğunlaşmağa başlamış, gaz tabakası da, merkez kısmına yaklaşmış ve hacmi küçülmüştür. Böylece merkezin etrafında bir halka meydana gelmiş, yoğunlaşma sebebiyle kütlenin dönme hareketinin hızı artmıştır. Dönme hızı artan bu kütlenin dış yüzeyinin bütün kısımları aynı zamanda soğuyup yoğunlaşmamış, bazı kısımları gaz kitleler halinde konarak çok uzaklara gitmiştir Bu gaz kütleler, esas kütlenin çekim kuvvetinden kurtulamadıkları için bunun çevresinde dönmeğe başlamışlardır. Halkalar koptukça bu kütle (yani güneşin) nin hacmi küçülmesine başlamışlardır. Halkalar koptukça bu azalmıştır. Hızın azalması ile sonradan kopan halkalar, öncekiler kadar büyük olmadıkları gibi, çok uzaklara da gidememişlerdir.
ATEŞ KÜRE Ateş küre yer kabuğunun altında yer alan tabakadır. Sıcaklığı ortalama 2000 santigrat derece civarındadır. Bu katman, yer kabuğunun ergimiş maddelerle çok sıkışmış gaz ve buharların bir karışımı olarak göze çarpmaktadır. Büyük bir oranda demir, magnezyum ve kalsiyum içermektedir. Çekirdeğin etrafının ortalama sıcaklığı 3700 derece civarındadır. Yerkabuğuna yakın yerlerdeki sıcaklı ortalama 870 santigrat decedir. Yanardağların oluşmasında etkilidir. Bu tabakadaki yüksek sıcaklık ve basınçtaki erimiş maden, yer kabuğundaki çatlaklardan ya da zayıf noktalardan dışarıya doğru püskürerek büyük zarar verir.
DÜNYA’NIN KATMANLANLARI
YANARDAĞ PATLAMASI
KITA Kıta veya anakara, yeryüzünü oluşturan büyük kara parçaları Kıta'yı tanımlayan tek bir standart yoktur ve bu yüzden farklı kültürler ve bilimler neyin kıta olarak yorumlanacağına ilişkin farklı listelere sahiptirler. Genelde, bir kıta geniş alanlı olmalı, sualtında olmayan topraklardan meydana gelmeli ve önemli jeolojik sınırları olmalıdır. Bazıları en fazla dört ya da beş kıta olduğunu düşünürken, en yaygın kullanımda altı veya yedi kıta sayılır. Ama genelde yedi kıta olarak bilinir. Bazıları Afrika, Avrupa ve Asya'nın birleştiği yeri Avrasya kıtası olarak görür, ancak burası sanıldığı gibi ayrı bir kıta değil sadece o bölgenin takma adıdır.
OKYANUS Okyanuslar kıtaları birbirinden ayıran engin, açık denizlerdir1. Yeryüzünün yaklaşık üçte ikisini (%70) kaplarlar ve bu alanın yaklaşık yarısında su seviyesi 3000 metrenin üzerindedir. Okyanus kelimesi Yunanca “nehir” anlamına gelen “Okeanos”‘dan gelmektedir, Yunanlılar Cebelitarık Boğazı‘ndan gelen güçlü akıntıyı fark etmişler ve bunun bir nehir olduğunu düşünmüşlerdir. Dört milyar yıl önce Dünya yüzeyi suyun sıvı olarak kalmasına olanak tanımayacak kadar sıcaktı. Su,uzayda yok olmak üzere volkanik gazdaki buhar olarak püskürürdü. Yaklaşık 3.85 milyar yıl önce dünya soğuyarak içinde buharında yer aldığı bir volkanik gaz atmosferi oluşturdu. Daha sonra su yoğunlaşmaya başladı ve okyanuslar oluştu. Okyanusların oluşmasından bu yana yağmur toprağa düşmekte ve kayalardaki tuzu denizlere taşımaktadır. Bu nedenle deniz suyu tuzludur. Ortalama olarak okyanus ağırlığının %2.9′unu tuz oluşturur.
KITALAR VE OKYONUSLAR
FASF SALİH VE YASİN
TEŞEKKÜRLER