HAZIRLAYAN : FATİME ÖNEL OTİZM HAZIRLAYAN : FATİME ÖNEL
Otizm Nedir Otizm, sosyal ve iletişim becerilerinin oluşmasını etkileyen bir gelişim bozukluğudur. Otizm genellikle yaşamın ilk 2 yılında ortaya çıkar. Otizmli çocuklar genelde öğrenme zorluğu çekerler.
Otizm Nedir 12 yaşın altındaki çocuklarda görülme oranı 10.000'de 2-5'dir. Cinsiyet dağılımı Erkeklerde kızlardan daha sık olarak gözlenir. Erkek çocuklarda kız çocuklarına oranla 3-5 kez daha fazladır.
Otizm Nedir Sosyoekonomik durum İlk çalışmalarda yüksek sosyoekonomik ailelerde daha sık olduğu söylenmekteydi. Ancak son çalışmalarda bir farkın olmadığı, bunun düşük sosyoekonomik ailelerin çocuklarına tanı koymakta gecikildiği belirtilmektedir.
Otizm Nedir Otistik çocukların büyük bir kısmında farklı seviyelerde zeka geriliği görülse de, zeka seviyeleri normal otistik çocuklar da vardır. Ancak genel zeka seviyeleri ne olursa olsun, Otistik çocuklar çevrelerindeki dünyayı algılamakta ortak bir zorluk çekerler.
Tanı ve Klinik Özellikleri Günümüzde, otizmin prenatal başlangıçlı olduğu kabul edilse de tanı konabilmesi ancak 30-36.’ncı aylarda olabilmektedir. Erken tanı koymakla ilgili güçlüklerin, ilk sağlık hizmeti verenlerin, sık rastlanmayan bu bozukluk hakkında yeterince bilgilendirilmemesinden kaynaklanabileceği bildirilmektedir.
Tanı ve Klinik Özellikleri 0-2 yaşı kapsayan bebeklik dönemi ve daha sonra otizmin en belirginleştiği 2-5 yaş dönemine ait otizmin klinik özellikleri ayrı ayrı aşağıda ele alınmıştır. Ancak anlatılacak olan klinik özelliklerin, otizmin yaygın özellikleri olduğu, her çocuğun kendine özsü özellikleri olabileceği unutulmamalıdır.
Bebeklik Dönemi Otizm özellikleri gösteren bebeklerin iki tip davranış biçimi gösterdiği gözlenmiştir. Bunlardan birincisi; sürekli ağlayan, huysuz olarak adlandırılan bebeklerdir. İkincisi ise, sakin, uslu bütün gününü yatakta geçiren bebeklerdir. Acıktıklarında bile ağlamamaları nedeniyle bakımlarının kolay olmasına rağmen, anneden hiçbir ilgi beklememeleri, çevrelerine karşı ilgisizlikleri anne babaları endişelendiren özellikleridir.
Fiziksel Özellikler Bu dönemlerde otizmli çocukların fiziksel gelişimleri yaşıtlarından farklı değildir. Yaygın uyku ve beslenme problemlerine rağmen hemen hepsi sağlıklı bebeklerdir. Fiziksel olarak bir çok beceriyi olağan yaşlarında kazanmaya hazırdırlar; ancak bazı otizmli bebeklerin çevrelerine karşı ilgisizlikleri nedeniyle daha geç yaşlarda oturdukları ve yürüdükleri gözlenmektedir.
Fiziksel Özellikler Normal bir bebek yaşamın ilk 3 ayında, annesine bakar; annesi onunla konuşurken gülümser, agular. Daha ileri aylarda ise her fırsatta kucağa alınmak için kollarını kaldırır, hazırlanır. Tanıdığı kişileri görünce heyecanlanır. İnsanlarla ilişki kurmaktan hoşlanır. Yalnız bırakılınca ağlar, sinirlenir.
Fiziksel Özellikler Otizmli bebeklerde bunların tam aksine, kucağa alınmaya karşı isteksizlik gösterme, kucağa alınınca huzursuzluk gösterme veya uygun beden duruşu göstermeme en belirgin özelliklerdir. Otistik bebekler, genellikle çevreleri ile ilişki kurmaz. İnsanların konuşmalarına tepki vermezler. İnsanlar ile göz kontağı kurmaz, çok uzun süre boş bakışlarla oturabilirler.
Zihinsel Özellikler Otizmli bebek, etrafındaki insanlara olduğu gibi cisimlere karşı da ilgisizdir; uzanıp onları almak ya da yakalamak istemez. Çevresindeki seslere, cisimlere, hayvanlara ilgi göstermez. Otizmli bebeklerdeki bu ilgisizlik ve meraksızlık karşısında, anne babalar, zaman zaman çocukta zihinsel bir problem olduğunu düşünürler.
Konuşma Özellikleri Konuşma özellikleri: Normal bebekler genellikle 1 yaş civarında ilk kelimelerini söylerler. Yaşamın birinci yılında sesler çıkarır, çıkardıkları sesleri farklılaştırır, bu şekilde duygularını, isteklerini ifade ederler. Normal bebeklerde görülen badıldamaların (Ba-ba, ba sesleri, ….) otistik bebeklerde görülmediği belirlenmiştir.
Konuşma Özellikleri Ayrıca diğer kişilerin kendileriyle konuşmasına ya da seslenmesine karşı tepkisiz kaldıkları gözlenmiştir. Bazı otistik çocuklar 0-2 yaş döneminde, tamamen sessiz kalabilir; bazıları ise yaşıtları gibi birkaç kelime öğrenebilir.
Konuşma Özellikleri Otizmli çocuklarda beslenme problemleri yaygın olarak gözlenir. Bunlardan çoğunun ilk aylarda emmesi zayıftır, altıncı aydan sonra beslenme problemleri artar. Birçok bebek, süt dışında tüm yiyecekleri veya katı gıdaları reddeder; bazıları ise normalin üstünde ve hemen her şeyi yiyebilir.
Otizmin Belirtileri Nelerdir? Otizmli çocukların, etkilenme dereceleri değişse de aşağıdaki ortak belirtiler görülür; A. Sosyal İlişkilerde Güçlük 1. Başkalarıyla göz teması kurmakta zorlanmak 2. Arkadaşlık ilişkileri geliştirememek 3. Pek çok şeyi başkalarıyla birlikte değil de kendi başına yapmayı yeğlemek 4. Çevredeki kişilerin yaptıklarıyla ilgilenmemek; onlar kendisiyle ilgilendiğinde ise kayıtsız kalmak
Otizmin Belirtileri Nelerdir? B. İletişim Zorlukları 1. Dil ve konuşma gelişiminde akranlarının gerisinde olmak ya da hiç konuşmamak 2. Başkalarıyla sohbet başlatmada ve sürdürmede zorlanmak 3. Bazı sözleri tekrar tekrar ve ilişkisiz zamanlarda söylemek 4. Çevresinde bulunan aynı yaşlardaki çocukların oynadığı oyunlara ilgi göstermemek
Otizmin Belirtileri Nelerdir? C. İlgi ve Davranış Takıntıları 1. Bazı sıra dışı konulara karşı aşırı ilgi duymak; örneğin, asansörlerin nasıl çalıştığı 2. Günlük yaşamdaki düzen değişikliklerine katlanamamak; örneğin, eşyaların yerinin değişmesi 3. Sıra dışı beden hareketleri yapmak; örneğin, sallanmak ya da çırpınmak 4. Bazı nesnelerle sıra dışı hareketler yapmak; örneğin, nesneleri döndürmek ya da sıraya dizmek.
Otizmin Tipik Özellikleri Otizmli bir çocuk, Başkalarına karşı ilgisizdir. Göz temasından kaçınır. Başkaları ile kendiliğinden iletişim kurmaz. İsteklerini bir yetişkinin ellerini kullanarak belirtir. Diğer çocuklarla oynamaz.
Otizmin Tipik Özellikleri Sürekli bir konu üzerinde konuşur. Sebepsiz şekilde ağlar, güler ve sebepsiz davranışlarda bulunur. Anlamsız sözleri üst üste tekrarlar. Nesneleri tutup sürekli döndürmekten hoşlanır. Değişikliklerden hoşlanmaz. Yaratıcılık gerektiren oyunları oynayamaz. Bazıları yaratıcılık gerektirmeyen bazı işleri oldukça hızlı ve iyi yapar.
Otizmde Erken Teşhis Eğer çocuğunuz ; Başkalarıyla göz teması kurmuyorsa, İsmini söylediğinizde bakmıyorsa, Söyleneni işitmiyor gibi davranıyorsa, Parmağıyla ile istediği şeyi göstermiyorsa,
Otizmde Erken Teşhis Oyuncaklarla oynamayı bilmiyorsa, Akranlarının oynadığı oyunlara ilgi göstermiyorsa, Bazı sözleri tekrar tekrar ve ilişkisiz ortamlarda söylüyorsa, Konuşmada akranlarının gerisinde kalmışsa,
Otizmde Erken Teşhis Sallanmak, çırpınmak gibi garip hareketleri varsa, Aşırı hareketli, hep kendi bildiğince davranıyorsa, Gözleri bir şeye takılıp kalıyorsa,
Otizmde Erken Teşhis Bazı eşyaları döndürmek, sıraya dizmek gibi sıra dışı hareketler yapıyorsa, Günlük yaşamındaki düzen değişikliklerine aşırı tepki veriyorsa, Otizm açısından değerlendirme yapmak gerekir.
Otizmli Bireyle İletişim Diğer insanlara nasıl davranıyorsanız otizmli bireye de öyle davranın Yardım etmeden önce izin isteyin Fiziksel temas konusunda dikkatli olun
Otizmli Bireyle İletişim Konuşurken ona bakarak konuşun Kelimelerinizi özenle seçin Dikkatli dinleyin Önyargıyla yaklaşmayın
Otizm Hakkında Bilinmesi Gerekenler Otizmi olan bireyler genelde içe dönük, iletişim becerileri eksik bireylerdir. Bu özelliklerini değiştirmek için zorlamaya gitmeden, uygun bir iletişim metoduyla kendilerine yaklaşılmalıdır
Otizm Hakkında Bilinmesi Gerekenler Otizmi olan bazı bireylerin konuşulanları anlama becerisi az gelişmiştir. Bunun için bir şey anlatırken parçalara bölerek anlatmak gerekir. Bir şey söylenildiğinde işitmiyormuş gibi davrandıklarında da, kızmak yerine söylenenler sakin bir şekilde tekrar ifade edilmelidir.
Otizm Hakkında Bilinmesi Gerekenler Otizmi olan kişiler, iletişimde genellikle jestleri kullanırlar. Bunun için onlarla iletişim kurarken jestlere ağırlık verilmelidir. Otizmi olan çocuklardan bazıları sinirlendiklerinde çığlık atabilir, kendilerine bakan kişiye karşı saldırganlık gösterebilirler. Bu durumun çocuğun şımarıklığından kaynaklanmadığı bilinmelidir.
Otizm Hakkında Bilinmesi Gerekenler Genellikle çevrelerindeki düzenin ve kendi alışkanlıklarının değiştirilmesini istemezler. Davranış sorunlarının çoğunun bir değişikliğe karşı tepki olarak ortaya çıktığı bilinmelidir.