TASAVVUF Tuğba Deniz 10-B 535
Tasavvuf Nedir??? İslamiyet’in temel kuralına dayanarak nefsi arıtma ahlakı,güzelleştirerek dini yaşama ve Allah’a ulaşma bilimidir. Evrenin oluşumunu, Tanrı’nın niteliğini “Vahdet-i Vücut “ anlayışı ile açıklayan dini ve felsefi bir akımdır. Tasavvufun pratik hedefi insanı; “insan-ı kamil” derecesine ulaştırmaktır.Kendi görüş, anlayış ve inanışları çerçevesinde tasavvuf , insanı yüceltmek isteyen bir ahlak sistemidir. Tasavvufa göre evrenin varlık nedeni,Allah’ın iradesidir. Allah kendi güzelliğinden,kudretinden bir iz göstermek istediği için evreni yaratmıştır.
Allah’ın kudret ve sınırlarının evrende görünmesi “tecelli” kavramını karşımıza çıkarır. İnsani, içindeki yokluk ögelerinin esiri olduğu an “insan- ı kamil” aşamasına ulaşamaz. Kamil insan, ermiş insandır. Kendi istek ve çabasıyla benliğini ilahi aşkta yok eden kişi fenafillah derecesine ulaşır. Mutasavvıf, bu dünyada bir gezgin gibidir. Dünyadan fazla bir beklentisi yoktur. Bu yüzden yumuşak başlı ve hoşgörülüdür. Tasavvufi felsefe de kaba sofuluğa, korku yer yoktur. Tasavvuf Allah’a sevgiyle, aşkla, içtenlikle yaklaşmayı hedef görür.
Tasavvufta Varlık(Vahdet-i Vücut) İnsanoğlu, var olduğu günden bu yana insan, varlık ve Allah ilişkisine ilgi duyar. Bütün dinler,felsefi sistemler,genellikle bu ilişkiyi çözmeye ve anlatmaya çalışırlar. Tasavvufi düşüncede de varlık konusu önemli bir yer tutar. İslam’ın tevhid ilkesi, tasavvufta “vahdet ve varlık” anlayışını hayatın her safhasına yayma sonucu doğmuştur. Varlığın “Bir” olan “Allah’ın ezeli oluşu, gerek vahiy eseri olan ayetlerin ve gerekse kainat kitabındaki ayetlerin daima “Bir”i anlatması varlıkta birlik” anlayışını pekiştirmektir.
Mutasavvıfları Tanrı’ya ulaşabilmeleri için tekkeye girmeleri,belirli bir mertebeden geçerek fenafillah’a erişmeleri gerekir. Tasavvuf, ruhi ve manevi boyutu öne çıkaran, ,insanın içsel dönüşüm geçirerek tanrıya ulaşmasını amaçlayan bir duyuş, düşünüş ve hayat sistemidir.tasavvufu benimseyen kimselere mutasavvıf, sofi denir Tasavvufun temel niteliği “maddi değerlerden yüz çevirerek katıksız bir dini hayatı gerçekleştirme çabası” bir başka değişle “Züht”tür. Züht döneminin mutasavvıflarına “zahit” denir.
Dini-Tasavvufi Türk Halk Edebiyati Türk edebiyatında tasavvuf konusunu esas alan ve bu düşünceyi işleyen edebiyata tasavvuf edebiyatı denir. XII. Yüzyılda Anadolu’da “Babailik, Mevlevilik, Bektaşilik” gibi tarikatlerle Dini-,Tasavvufi Türk Edebiyatı oluşmuştur. Tasavvuf edebiyatında hece ölçüsünün yanı sıra aruz ölçüsü de kullanılmıştır. Bu edebiyatın temsilcisi olan şairlerin dili genelde açık ve anlaşılır olmakla birlikte ağır bir dil kullananlarda vardır.
Dini-Tasavvufi Halk Edebiyatı şairleri, duygu ve düşüncelerini ilahi, nefes, deme, devriye, nutuk, şathiye gibi türler içinde işlemişlerdir. XII.yüzyıldan itibaren Anadolu’da gelişmeye başlayan Dini-Tasavvufi Türk halk edebiyatının başlıca temsilcilleri, Yunus Emre, Hacı Bektaşı Veli, Hacı Bayram-ı Veli, Kaygusuz Abdal, Pir Sultan Abdal gibi şairlerdir.
Ilahi Nedir? Dini-Tasavvufi Türk şiirinde Tanrı’yı öven manzumelerdir. Dini yönü ağır basar. Tarikata göre çeşitli adlar alır: Mevlevilerde ayin Bektaşilerde nefes Gülşenilerde tabuğ Halvetilerde durak Alevilerde deme
İlahiler yapı olarak Türk halk edebiyatı nazım biçimlerinden “koşma” biçiminde düzenlenir. Hece ölçüsü genellikle 8 kalıbıyla,”aaab, cccb” şeklindeki uyak düzeniyle ifade edilir. Tekkelerde düzenlenen dinsel törenlerde kendine özgü ezgilerle söylenebilir.
TASAVVUF Tasavvuf sekiz merhaleden oluşur Kişi ilkinde cömertlikle buluşur İkincisi rızadır ki, onunla tutuşur Sonrası sabırdır ki, bununla konuşur Dördüncüsü işarettir ki, onunla anlaşır Sonrası kurbettir ki, bununla yaklaşır Altıncısı manadır ki, onunla uzlaşır Sonra aşk gelir ki, kişinin binek atıdır En sonu fakirliktir ki, kulluğun tadıdır Tasavvuf, tövbe, arınma, velayet ve fenadır. İnsanda tasavvuf, gönlünün kitabıdır Allah’ ın o gönül’e hitabıdır Fakirlik ise Muhammed a.s. ın sıfatıdır İlim ile öğrenilmez, yaşanmalıdır. Fakirlik denilince, düşünme maddiyat O benlik fakiridir, yaşıyor ilahi hayat.
TASAVVUF’UN KÖKÜ Tasavvuf kelimesinin hangi kökten geldiği konusu tartışmalıdır. Arınma anlamındaki safa, yün giyinen anlamındaki sufi kökleri en çok itibar edilenlerdir. Zira tasavvuf arınmadır ve tasavvufçular bir fakirlik simgesi olarak yün elbise giyinirler. Tasavvuf af tasası anlamına da gelmektedir.”