KIZILDERİLİLER. KIZILDERİLİLER 2-4 Temmuz 1999 tarihleri arasında Denizli’de yapılan “Yedinci Türk Dünyası Dostluk Kardeşlik ve İşbirliği Kurultayı”na.

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
ZAMİRLER.
Advertisements

Aşağıdakilerin hangisinde altı çizili sözcük soyut addır?
"HER ŞEYİN KAYNAĞI İNSAN ZEKASIDIR..."
Kedilerin görevleri 1.
EKOSİSTEM İBRAHİM İMANCI FEN VE TEKNOLOJİ ÖĞRETMENİ.
İnsanlara kendimi zorla sevdiremeyeceğimi öğrendim.
Malazgirt savaşından sonra Türklerin Anadolu’ya
Orhan Veli Şiirler: Müzik: Ezginin Günlüğü
“ANNELER GÜNÜ” İÇİN DERS SUNUMU
Aşka Dair.
BİR ÖYKÜMÜZ VAR.
Canlı nedir?Cansız nedir?
LÜTFEN SESLİ İZLEYİNİZ...
Ilk göz ağrım.
Yeryüzünde Yaşam
Müzik: Apache, Tatanka Fotoğraf ve sunum: Ö y k ü c ü Apache’lar Gelmişlerdi…
ORMAN HAFTASI AĞAÇLAR NASIL BÜYÜR ?.
Geliyor Boğaziçi'nden doğru Bir iskeleden kalkan vapurun sesi, Mavi sular üstünde yine Bembeyaz Kızkulesi.
STRESE GİRENİN İMANINDAN ŞÜPHE EDERİM!
Ağlarsam sesimi duyar mısınız
Sevgili günlük, Bugün çok yoruldum. Neden mi bugün hem eğlendik hem öğrendik… Merak mı ediyorsun? Peki anlatayım…
Bu modülle bulutların oluşumu ve bulut çeşitlerini öğreneceksin.
Pes ettim... Daldaki yapraktım yaşamda, Hayat denilen ağacın dallarından, En yalnız olanında bir küçük yaprak, Yalnızdı üzerinde bulunduğum dalım,
Merhaba çocuklar, benim adım Minik. Bende sizler gibi daha küçüğüm. Her geçen gün büyüyeceğiz ama ben büyümekten korkuyorum. Sizinle birkaç arkadaşımı.
Hiç kimse geri dönemez ve parlak geçmişini geri getiremez. Ancak şu andan itibaren herkes yeni bir başlangıç yapabilir ve parlak bir sona ulaşabilir.
Korkmuyorum Seni Sevmekten
MASAL KAHRAMANLARI Oyhan Hasan BILDIRKİ SEVGİYE SUSAMAK.
4. SINIF II. ÜNİTE: TEMİZ OLALIM
ÇİRKİN ÖRDEK YAVRUSU …
ANNELER BABALAR/ÇOCUĞUNUZ SINAVA GİRİYOR …. Çocuklarımızı çok severken kişisel isteklerimizin, beklentilerimizin onlar için belki de aşırı bir yük olacağını.
SÖZCÜKTE ANLAM SORULAR:
ANNECİĞİM.
SBEP ERGENEKON DESTANI
YAPI BİLGİSİ.
Kumluca metem vatanseverlİk
KADIN Bir kadın çocuktur aslında..   Çocuk gibi davranmayı sever.   Erkeğin kendisine bir çocuğa gösterdiği şefkati göstermesini ister. Bir çocuğu.
HAYAT BİLGİSİ PERFORMANS ÖDEVİ NUPELDA YÜKSEKOL 3/A
TÜRKLERİN VE MOĞOLLARIN ESKİ DİNİ
DAYANIŞMA VE YARDIMSEVERLİK
Okul Rehberlik Servisi
Gece yarısı parka bir baykuş geldi.Ağaçları tek tek
DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ
KADER VE EVRENDEKİ YASALAR 1
Kendini tanıyınca; ağaçları, kuşları tanırsın, sonbaharları, altın sarısı yaprakları, uzaktan gelinliği giymiş kızlara benzeyen, karlar düşmüş dağları,
Alıntı. Slaytı kendi akışında ve sesli izleyiniz.
BİRAZ DA BİZ ÖLELİM Merve ÖZDEMİR - DEM.
Bu sabah kalktığında...sana dikkatle baktım...bana konuşmanı umdum....
Şsg y.b.o rehberlik servisi
SEVGİ-SAYGI VE YARDIMLAŞMA
Aileye Karşı SEVGİ VE SAYGI
DEĞERLER EĞİTİMİ SEVGİ VE SAYGI.
İLETİŞİM VE İNSAN İLİŞKİLERİ Hazırlayan ve Sunan: Yusuf URHAN-Psikolojik Danışman BEYŞEHİR ANADOLU ÖĞRETMEN LİSESİ.
Kızılderili Reisi Seattle’ın, kabilesinin yaşadığı toprakları satın almak isteyen ABD başkanı’na
Dünya, Güneş ve Ay.
Bunu okumak sizi herhangi bir borç yükü altına sokmayacaktır.
BENİM ADIM SABAH Bir bebeği koklayınca için ısınıyorsa sevinçten... Bereketli bir tarlada, rastgele bir buğday başağı olmak istiyorsan... Veya bir kum.
Dünya Çocuk Günü.
BİTKİ VE HAYVAN DOSTLARIMIZ
BETİMLEME (TASVİR.
BENİM GÜZEL EVİM.
TÜRKLERİN MÜSLÜMAN OLUŞU
İSİMLER (ADLAR) Varlıkları veya kavramları karşılayan sözcüklerdir.
MUTLUCAN1 AD(isim) AD(isim) Ali MUTLU Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni
OLUMLU DÜŞÜNCE NEDİR? Hayatın her alanında, bizi her konuda etkileyen aslında bizim olaylara nasıl baktığımızdır. Şunu unutmamak gerekir ki; meydana.
DOĞADA NELER OLUYOR Biz insanlar çevreye bakmıyoruz oysa ki baksak çevremizdeki yeşillikleri nasıl pisletiyoruz. Biz insanlar çevreye bakmıyoruz oysa.
AD(İSİM) ÇEŞİTLERİ.
MAVİ GEZEGEN.
KAZA VE KADER.
Bugün neler öğreneceğiz?
7. SINIF 1. ÜNİTE Melek ve Ahiret İnancı.
Sunum transkripti:

KIZILDERİLİLER

2-4 Temmuz 1999 tarihleri arasında Denizli’de yapılan “Yedinci Türk Dünyası Dostluk Kardeşlik ve İşbirliği Kurultayı”na katılan Onayda Kızılderili kabilesi reisi ve Amerika Yerlileri Sosyal İşler Daire Başkanı M. Franklin Keel’in konuşması kurultaya katılan delegeler üzerinde büyük bir etki yarattı. Kızılderililer hakkında geniş bilgi veren Keel, Kızılderililerin (atalarının) Baykal Gölü ve Yenisey-Tuva bölgelerinden Amerika kıtasına, Alaska üzerinden göç ettiklerini ifade etti. Kızılderililer ile Türklerin DNA testlerinin aynı olduğunu ve ayrıca Kızılderili genlerinin Türklerin genleriyle benzeştiğini belirtti. Amerika’da diğer bir Türk nüfusu da Kamçatka Yarımadası’ndan Alaska’ya göçen Saka Türkleridir. M.Ö. 1500 yıllarında Göktürk alfabesi ile yazılmış Saka Beyinin hikâyesini anlatan taş tablet, bu göçü kanıtlamaktadır. Fransız dil bilimcisi Dumesnil ise, Kızılderili dilinde 320 kadar Türkçe kelime tespit etmiştir.

Şef Seattle Çin kayıtlarında da Türkler, kızıl saçlı, bronz tenli ve mavi gözlü olarak anlatılmaktadır. Kızılderililerin dini inancı da Orta Asya’da inanılan Şaman dininin bir uzantısıdır. Bu din; insanı doğanın bir parçası olarak kabul eder ve evrenin tümünün büyük ve tek bir ruh tarafından yönetildiğine inanırdı. Büyük önder Atatürk’te Amerika’da yaşayan Maya uygarlığına ilgi duymuş ve Türk bilim adamlarına bu konu üzerinde araştırma yapmaları için talimat vermiştir. Nedense biz Türkler her zaman Kızılderililere karşı bir sempati duymuşuzdur. Çünkü onların karakter ve yaşama bakışları bizim karakterimize uygundur. Zaten Büyük Mevlana’nın tasavvuf düşüncesi de Kızılderililerin dünya ve din anlayışına yakın bir görüştür. Şimdi bu felsefeyi daha iyi anlamak için, Kızılderili şef Seattle’in , beyaz göçmenleri yerleştirmek üzere kendilerinden toprak isteyen A.B.D. Başkanına 1854 yılında yazmış olduğu mektuba bir göz atalım. Mektubun aslı Amerika, Seattle, Squamish Müzesinde korunmaktadır. Bu mektup, İnsan ve doğa diyalektiğini en güzel biçimde dile getiren metinlerden biri olarak günümüzde çok daha fazla bir değer taşımaktadır.

ŞEF SEATTLE'IN MEKTUBU Yüzyıllardır halkımın üzerine merhamet gözyaşları döken şu sonsuz gökyüzü bir gün değişebilir. Bugün açık gözüken gökyüzü yarın bulutlarla kaplanabilir. Sözlerim, asla yer değiştirmeyen yıldızlar gibidir. Şef Seattle her ne söylerse, Washington'daki büyük Şef ona, güneşin ya da mevsimlerin dönüşüne inandığı ölçüde inanabilir.

Washington'daki büyük Şef bize dostluk ve iyilik dilekleriyle birlikte bizden topraklarımızı satın almak istediğini bildirmiş. Onun, bizim arkadaşlığımıza çok fazla ihtiyacı olmadığını biliyoruz. Merak ediyoruz ki; gökyüzünü ve toprağın sıcaklığını nasıl satın alabilir ya da satabilirsiniz?

Bu toprakların her parçası halkım için kutsaldır Bu toprakların her parçası halkım için kutsaldır. Çam ağaçlarının parıldayan iğneleri, vızıldayan böcekler, beyaz kumsallı sahiller, karanlık ormanlar ve sabahları çayırları örten buğu; halkımın anılarının ve geçirdiği yüzlerce yıllık deneylerin bir parçasıdır.

Ormandaki ağaçların damarlarında dolaşan su, atalarımızın anılarını taşır; biz buna inanırız. Beyazlar için durum böyle değildir. Bir beyaz, öldükten sonra yıldızlar alemine göç ettiği zaman, doğduğu toprakları unutur. Bizim ölülerimiz ise bu toprakları unutmaz. Çünkü Kızılderili, gerçek anasının toprak olduğuna inanır.

Washington'daki Büyük Beyaz Reis bizden toprak almak istediğini yazıyor. Bu bizim için büyük bir fedakarlık olur. Büyük Beyaz Reis, bize rahat yaşayacağımız bir yerin ayrılacağını, bize babalık edeceğini, biz Kızılderililerin ise onun çocukları olacağımızı söylüyor. Bu önerinizi düşüneceğiz. Ama yine de bunun kolay olmayacağını itiraf ederim.

Çünkü bu topraklar bizim için kutsaldır Çünkü bu topraklar bizim için kutsaldır. Nehirlerin ve ırmakların suyu, bizim için sadece akıp giden su değildir; atalarımızın kanıdır aynı zamanda. Bu toprakları size satarsak, bu suların ve toprakların kutsal olduğunu çocuklarınıza öğretmeniz gerekecek. Biz nehirleri ve ırmakları kardeşimiz gibi severiz. Siz de aynı sevgiyi gösterebilecek misiniz kardeşlerimize ?

Biliyorum, beyaz adam bizim gibi düşünmez Biliyorum, beyaz adam bizim gibi düşünmez. Beyazlar için bir parça toprağın diğerinden farkı yoktur. Beyaz adam topraktan istediğini almaya bakar ve sonra yoluna devam eder. Çünkü toprak beyaz adamın dostu değil, düşmanıdır. Beyaz adam topraktan istediğini alınca başka serüvenlere atılır..

Beyaz adam annesi olan toprağa ve kardeşi olan gökyüzüne, alıp satılacak, işlenecek, yağmalanacak bir şey gözüyle bakar. Onun bu ihtirasıdır ki, toprakları çölleştirecek ve her şeyi yiyip bitirecektir.

Beyaz adamın kurduğu kentleri de anlayamayız biz Kızılderililer Beyaz adamın kurduğu kentleri de anlayamayız biz Kızılderililer. Bu kentlerde huzur ve barış yoktur. Beyaz adamın kurduğu kentlerde, bir çiçeğin taç yapraklarının açarken çıkardığı tatlı sesler, bir kelebeğin kanat çırpışları duyulmaz.

Belki bir vahşi olduğum için anlayamıyorum ama, benim ve halkım için önemli olan şeyler oldukça başka. İnsan bir su birikintisinin etrafına toplanmış kurbağaların, ağaçlardaki kuşların ve doğanın seslerini duymadıkça, yaşamın ne değeri olur?

Bir Kızılderiliyim ve anlamıyorum Bir Kızılderiliyim ve anlamıyorum. Biz Kızılderililer, bir su birikintisinin yüzünü yalayan rüzgarın sesini ve kokusunu severiz. Çam ormanının kokusunu taşıyan ve yağmurlarla yıkanıp temizlenmiş meltemleri severiz.

Hava önemlidir bizim için Hava önemlidir bizim için. Ağaçlar, hayvanlar ve insanlar aynı havayı koklar. Beyaz adam için bunun da önemi yoktur. Ancak size bu toprakları satacak olursak, havanın temizliğine önem vermeyi de öğrenmeniz gerekir.

Çocuklarınıza havanın kutsal olduğunu öğretmeniz gerekir Çocuklarınıza havanın kutsal olduğunu öğretmeniz gerekir. Hem nasıl kutsal olmasın ki hava? Atalarımız doğdukları gün ilk nefeslerini onun sayesinde almışlardır. Ölmeden önce son nefeslerini de gene bu havadan almazlar mı? Toprak satmamız için yaptığınız öneriyi inceleyeceğiz. Eğer önerinizi kabul edecek olursak, bizim de bir koşulumuz var; Beyaz adam bu topraklar üzerinde yaşayan bütün canlılara saygı göstersin.

Ben bir vahşiyim ve başka türlü düşünemiyorum Ben bir vahşiyim ve başka türlü düşünemiyorum. Yaylalarda cesetleri kokan binlerce buffala gördüm. Beyaz adam trenle geçerken vurup öldürüyor bu hayvanları sadece eğlenmek için. Dumanlar püskürten bu demir atın bir buffalodan daha değerli olduğuna aklım ermiyor.

Biz sadece yaşayabilmek için avlardık buffaloları Biz sadece yaşayabilmek için avlardık buffaloları. Bütün hayvanları öldürecek olursanız nasıl yaşayabilirsiniz? Canlıların yok edildiği bir dünyada insan ruhu yalnızlık duygusundan ölür gibi geliyor bize. Unutmayın, bugün diğer canlıların başına gelen yarın insanın başına gelir. Çünkü bütün hepsinin arasında bir bağ vardır.

Şu gerçeği iyi biliyoruz: Toprak insana değil, insan toprağa aittir Şu gerçeği iyi biliyoruz: Toprak insana değil, insan toprağa aittir. Ve bu dünyadaki her şey, bir ailenin fertlerini birbirine bağlayan kan gibi, ortaktır ve birbirine bağlıdır. Bu nedenle de dünyanın başına gelen her felaket insanoğlunun da başına gelmiş sayılır.

Bildiğimiz bir gerçek daha var; Sizin Tanrınız bizimkinden başka bir Tanrı değil. Aynı Tanrının yaratıklarıyız. Beyaz adam bir gün bu gerçeği de anlayacak ve kardeş olduğumuzu fark edecektir. Siz Tanrınızın başka olduğunu düşünmekte serbestsiniz.

Ama hepimizi yaratan Tanrı için Kızılderili ile beyazın farkı yoktur Ama hepimizi yaratan Tanrı için Kızılderili ile beyazın farkı yoktur. Ve Kızılderililer gibi Tanrı da toprağa değer verir. Bu toprağa saygısızlık, Tanrının kendisine saygısızlıktır. Beyaz adamı bu topraklara getiren ve Kızılderili’yi boyunduruk altına alma gücünü veren Tanrının adaletini anlayamıyoruz.

Tıpkı buffaloların öldürülüşü, ormanların yakılışı, toprağın kirletilişini anlamadığımız gibi. Bir gün bakacaksınız gökteki kartallar, dağları örten ormanlar yok olmuş, yabani atlar ehlileştirilmiş ve her yer insanoğlunun kokusuyla dolmuş. İşte o gün insanoğlu için yaşamın sonu ve varlığını devam ettirebilme mücadelesinin başlangıcı olacak.

Gündüz ve gece bir arada olamaz Gündüz ve gece bir arada olamaz. Kızılderililer her zaman beyazlardan tıpkı sabah sislerinin güneşten kaçtığı gibi kaçmışlardır. Bütün bunlara rağmen, teklifinizi tartışacağız. Ve umuyorum ki, halkım bunu kabul edecek ve Büyük Beyaz Şefin vaat ettiği üzere beraber barış içinde yaşayacağız.

Böylece Ay birkaç kez daha doğacak, bir kaç kış daha geçecek Böylece Ay birkaç kez daha doğacak, bir kaç kış daha geçecek. Bu geniş topraklara yerleşmiş ve mutluluk içinde yaşamış olan neslimiz, daha önce bizden daha güçlü ve daha umut dolu yaşamış insanlarımızın mezarları başında yas tutacaklar. Ama, niye insanlarımın kaderi için yas tutayım ki ?

Tıpkı deniz dalgaları gibi kabileler kabileleri, uluslar ulusları takip ediyor. Bu doğanın düzenidir ve teessüf gerekmez. Yok oluşumuz çok uzak olabilir ama kesinlikle bir gün gerçekleşecek; Son Kızılderili yok olup, kabilemin hatıraları beyazlar için bir tarih olduğunda, bu kıyılar kabilemin görünmez cesetleriyle kaynaşacak.

Çocuklarınızın çocukları kendilerini bir dükkanda, bir yolda, boş bir yerde yalnız olarak düşündüğünde aslında yalnız olmayacaklar. Dünyanın hiçbir yerinde tamamen ıssız bir yer yoktur.

Geceleri, şehir ve kasabalarınızın caddeleri boşalmış gibi görünse de, aslında, bir zamanlar oralarda yaşamış ve bu güzel toprakları gerçekten seven ruhlarla dolu olacaktır. Beyaz adam asla yalnız kalamayacaktır. Beyaz adamın, benim insanlarıma saygı göstermesini sağlamalısınız, çünkü; ölüler güçsüz değildir.

Ölüm mü dedim? !.. Ölüm diye bir şey yoktur ki, sadece dünya değiştirir insan. Şef Seattle, 1854

Şef Seattle; “ Aynı Tanrının çocuklarıyız Şef Seattle; “ Aynı Tanrının çocuklarıyız. Doğadaki canlı ve cansız her şeyle kardeşiz.” diyor. Bir başka konuşmasında da “ Siz topraklarımızın derisini yüzüyorsunuz” demiştir.

Halkının zulüm göreceğini ve yok edileceğini görmüştür. 50. 000 Halkının zulüm göreceğini ve yok edileceğini görmüştür. 50.000.000’nun üzerinde Kızılderili soykırıma uğratıldıktan sonra, bugün Amerika’da ağır şartlar altında yaşayan tüm Kızılderililerin toplam sayısı yaklaşık 2.500.000 kişidir

Bartolomè de Las Casas tarafından 1542'de İspanya Prensi II Bartolomè de Las Casas tarafından 1542'de İspanya Prensi II. Philip'e ithaf edilerek yazılan Kızılderili Katliamı, Amerika kıtasının nasıl ele geçirildiğini eski dünyanın gözlerinin önüne sermiş ve birçok dile tercüme edilmiş çarpıcı bir tarihi eserdir;

“ Sırf eğlence olsun diye, kadın erkek demeden yerli halkın ellerini, burunlarını ve kulaklarını kesip kopardıklarını ve bunun bölgenin değişik yerlerinde defalarca tekrarladığını kendi gözlerimle gördüm. Bazen de insanların üzerine köpek saldıklarına, yerlilerin bu şekilde paramparça edildiğine, çok sayıda evi ve yerleşim merkezini yaktıklarına şahit oldum. Memeden kesilmemiş bebekleri annelerinin göğsünden alarak onları en uzağa fırlatma konusunda birbirleriyle yarıştılar..."

Şef Seattle, o günden bu güne dünya görüşü değişmeyen A. B. D Şef Seattle, o günden bu güne dünya görüşü değişmeyen A.B.D.’nin politikalarının öyle veya böyle eninde sonunda iflas edeceğini de öngörmüştür.