TÜRKİYE’NİN AB ÜYELİK SÜRECİNDE GÜMRÜK BİRLİĞİ Ankara, 7 Şubat 2008 T.C.BAŞBAKANLIK DIŞ TİCARET MÜSTEŞARLIĞI AVRUPA BİRLİĞİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ T.B.M.M. AVRUPA BİRLİĞİ UYUM KOMİSYONU
Gümrük Birliği’nin Hukuki Temelleri - 1 Ankara Anlaşması Taraflar arasındaki ticari ve ekonomik ilişkileri aralıksız ve dengeli olarak güçlendirmeyi teşvik etmek amacıyla geçiş döneminde gittikçe gelişen şekilde bir gümrük birliğinin kurulması öngörülmüştür. Son dönemin gümrük birliğine dayalı olması ve bu dönemde Tarafların ekonomi politikaları arasındaki koordinasyonun güçlendirilmesi kararlaştırılmıştır. Katma Protokol Gümrük Birliğinin temel ilkelerinden olan malların serbest dolaşımına, Türkiye ve Topluluk arasında gümrük vergilerinin kademeli olarak kaldırılmasına, Taraflar arasında miktar kısıtlamalarının kaldırılmasına, Ortak Gümrük Tarifesi'nin Türkiye tarafından kabulüne, Ortak Tarım Politikası ve tarım ürünleri ticaretine ilişkin usul ve esaslar belirlenmiştir. Topluluk, 1971 yılından itibaren Türkiye’den yapılan sanayi malları ithalatında uyguladığı gümrük vergilerini ve eş etkili vergileri kaldırmıştır. Buna karşılık Türkiye ise, Topluluk’tan yapılan sanayi malları ithalatında uygulanan gümrük vergileri ve eş etkili vergileri sıfırlamak, üçüncü ülkelerden yapılan ithalatta ise Ortak Gümrük Tarifesi’ne uyum sağlamak amacıyla, 1973’ten itibaren kademeli vergi indirimine başlamıştır.
Gümrük Birliği’nin Hukuki Temelleri - 2 Gümrük Birliğini Kuran 1/95 Sayılı Ortaklık Konseyi Kararı (OKK) 22 yıl süren geçiş dönemi sonrasında imzalanan 1/95 Sayılı OKK ile, Gümrük Birliği'nin son döneminin uygulamaya konmasına dair kurallar belirlenmiştir. 1/95 Sayılı OKK; malların serbest dolaşımına, Taraflar arasında gümrük vergileri ve eş etkili vergiler ile miktar kısıtlamaları ve eş etkili tedbirlerin kaldırılmasına, ticarette teknik engellerin kaldırılmasına, ticaret politikası uygulamalarına, ortak gümrük tarifesi uygulaması ve tercihli ticaret politikalarına, işlenmiş tarım ürünleri ticaretine, Topluluk gümrük koduna uyuma, fikri, ticari ve sınai mülkiyet hakları ile rekabetin korunmasına, ticari korunma araçlarına, Gümrük Birliği Ortak Komitesi (GBOK)’nin kurulması ve işleyişine, danışma ve karar alma usullerine, ihtilafların halli mekanizmasına, korunma önlemlerine ilişkin usul ve esasları belirlemektedir.
Gümrük Birliği’nin Kapsamı (Mal Ticareti) Gümrük Birliğinin temel ilkelerinden birisi olan malların serbest dolaşımı; AKÇT (kömür ve çelik) ürünleri hariç tüm sanayi ürünlerini, işlenmiş tarım ürünlerini (Taraflar birbirlerine sadece ad-valorem muafiyet tanımaktadır, spesifik vergi uygulamasını sürdürmektedir). kapsamaktadır. Tarım ürünleri (Roma Antlaşması II sayılı Ek’inde yer alan temel tarım ürünleri) Gümrük Birliği kapsamı dışındadır. 1/98 sayılı OKK çerçevesinde oluşturulan tercihli düzenleme ile sınırlı sayıda ürün için karşılıklı tavizli pazara giriş imkanı sağlanmıştır. Bu karar kapsamında, bazı istisnalar hariç, AB’ye Türkiye’den yapılan tarım ürünleri ithalatında tek taraflı olarak ad-valorem vergi muafiyeti sağlanmıştır. Taraflar arasında AKÇT (kömür ve çelik) ürünleri ticareti 1996 yılında imzalanan Türkiye-AKÇT Serbest Ticaret Anlaşması kapsamında yürütülmektedir.
Gümrük Birliği Kapsamında Gerçekleştirilen Uyum - 1 1 Ocak 1996 itibariyle: AKÇT (kömür ve çelik) ürünleri hariç tüm sanayi ürünlerindeTaraflar arasında ithalatta uygulanan gümrük vergileri ve eş etkili vergiler kaldırılmıştır. AKÇT (kömür ve çelik) ürünleri hariç tüm sanayi ürünlerinde Taraflar arasında ithalatta uygulanan gümrük vergileri ve eş etkili vergiler kaldırılmıştır. İşlenmiş tarım ürünlerinde Taraflar arasındaki ithalatta ad-valorem vergi muafiyeti uygulanmaya başlanmıştır. Taraflar arasındaki ticarette uygulanan miktar kısıtlamalarına son verilmiştir. Üçüncü ülkelerden yapılan ithalatta Ortak Gümrük Tarifesi uygulanmaya başlanmıştır (otomobil, mobilya, deri eşya, seramik ve porselen eşya gibi hassas ürünlerde 1 Ocak 2001 itibariyle uyum sağlanmıştır), Belirli üçüncü ülkelerden yapılan tekstil ve konfeksiyon ürünleri ithalatında kota ve gözetim uygulanmaya (Bu uygulama 2005 yılı başında sona ermiştir), Çin H.C. menşeli bazı sanayi ürünleri ithalatında miktar kısıtlaması uygulanmaya başlanmıştır.
Gümrük Birliği Kapsamında Gerçekleştirilen Uyum - 2 Ticarette teknik engellerin kaldırılması amacıyla, standartların ve 2/97 sayılı OKK ekinde yer alan Topluluk teknik mevzuatının uyumlaştırılmasına Temmuz 2007 itibariyle başlanmıştır (Uyumlaştırma çalışmaları standartlar konusunda %80’nin üzerinde, teknik mevzuat alanında ise %60’ın üzerinde tamamlanmıştır). Topluluğun üçüncü ülkelerle yaptığı serbest ticaret anlaşmaları ile az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelere karşı uygulamakta olduğu Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi ve diğer otonom rejimler kapsamındaki tavizler gelişen bir şekilde üstlenilmeye başlanmıştır.
Gümrük Birliği Kapsamında Gerçekleştirilen Uyum - 3 Topluluğun serbest ticaret anlaşmalarının (STA) üstlenilmesi bağlamında; Bugüne kadar 22 adet STA imzalanmış, bunlardan 10’u ilgili ülkelerin AB’ye katılımı ile birlikte yürürlükten kaldırılmıştır. Şubat 2008 itibariyle 10 adet STA yürürlükte bulunmaktadır (EFTA, İsrail, Makedonya, Hırvatistan, Bosna-Hersek, Fas, Tunus, Filistin, Suriye, Mısır). Arnavutluk ve Gürcistan ile imzalanan STA’ların onay süreci devam etmektedir. Ürdün, Lübnan, Körfez İşbirliği Ülkeleri, Karadağ, Sırbistan ve Şili ile müzakerelere devam edilmektedir. Güney Afrika Cumhuriyeti, Meksika ve Ukrayna ile istikşafi görüşmeler yapılmıştır. Bütün gayretlerimize rağmen Cezayir ile müzakereler başlatılamamıştır. ASEAN ülkeleri ve Güney Kore nezdindeki müzakere girişimlerimize olumsuz yanıt alınmıştır. Hindistan nezdindeki müzakere talebimize ise henüz yanıt alınmamıştır. AKP ülkeleri ve MERCOSUR nezdindeki girişimlerimiz devam etmektedir.
Gümrük Birliği Kapsamında Gerçekleştirilen Uyum - 4 Bütün müzakereler anlaşmayla sonuçlandığında Türkiye, Dünya nüfusunun %49’unu, GSYİH’nın %47’sini ve dış ticaretinin %45,5’ini kapsayan geniş bir pazara tavizli giriş imkanı elde edecek ve aynı zamanda pazarını bu ülkelere açmış olacaktır. 1/95 sayılı OKK’da STA’ların Türkiye tarafından üstlenilmesi için 5 yıllık bir geçiş dönemi öngörülmüş olmasına rağmen ilgili ülkelerin isteksizlik göstermeleri nedeniyle bu süre içerisinde bu anlaşmaların üstlenilmesi mümkün olamamıştır. Diğer taraftan, 1/95 sayılı OKK’nın 10 sayılı Ek’inde yer alan Türkiye’nin STA imzalaması gereken ülke sayısı, AB’nin dış ilişkiler politikası kapsamında giderek artmakta ve STA’lar giderek Türkiye için yakalanması zor, hareketli bir hedef haline gelmektedir. Türkiye otonom rejimler çerçevesinde, 2006 yılında Gümrük Birliği kapsamına giren ürünler itibarıyla Topluluk Genelleştirilmiş Tercihler Sistemine uyumu tamamlamıştır (Ermenistan hariç). Ayrıca, otonom rejim kapsamında Bosna-Hersek’e (daha sonra bu karşılıklılık ilkesi çerçevesinde STA’ya dönüştürülmüştür) ve Kosova’ya tek taraflı taviz sağlanmıştır.
Gümrük Birliği Kapsamında Gerçekleştirilen Uyum - 5 Topluluk Gümrük Kodu'nu oluşturan Konsey Yönetmeliği ve bu Yönetmeliğin uygulama hükümlerini belirleyen diğer Yönetmelikler uyumlaştırılarak 1 Ocak 1996 itibarıyla yürürlüğe konulmuştur. Fikri, ticari ve sınai mülkiyet haklarının korunmasına yönelik olarak gerçekleştirilen uyum çalışmaları kapsamında; Rekabet Kanunu yürürlüğe konulmuş ve Rekabet Kurumu oluşturulmuştur. Patent, sınai tasarımlar, coğrafi işaretler ve markaların korunması alanlarında düzenlemeler yapılmıştır. Bu alandaki uluslararası konvansiyonlara katılım sağlanmıştır. Tüketici Haklarının Korunması Yasası yürürlüğe konulmuştur.
Gümrük Birliği Kapsamında Gerçekleştirilen Uyum -6 Adil bir rekabet ortamının oluşturulması ve devlet tekellerinin kaldırılmasına yönelik uyum çalışmaları kapsamında; Devlet tekellerinin özelleştirilmesine hız verilmiş ve adil bir piyasa düzeninin oluşturulması amacıyla Telekomünikasyon Kurumu ve TAPDK gibi belirli sektörlere yönelik üst kurullar oluşturulmuştur. Devlet yardımlarının AB kurallarına göre verilmesine yönelik mevzuat uyumuna ve bu kapsamda Devlet Yardımlarını İzleme ve Denetleme Otoritesinin kurulması çalışmalarına başlanmıştır. 1/95 sayılı OKK’da ticari korunma araçları ile ilgili olarak; Türkiye'nin iç pazarla ilgili rekabet, devlet yardımlarının denetimi ve diğer konulardaki müktesebatı benimsemiş ve etkin biçimde uygulamaya koymuş olması ve dolayısıyla haksız rekabete karşı iç pazardakine denk bir koruma sağlaması koşuluyla, ticari korunma araçlarının Taraflar arasındaki ticarette uygulanmasının askıya alınmasına karar verilebileceği öngörülmüştür. Ticaret politikası önlemlerinin üçüncü ülkelere uygulanması konusunda, Tarafların tedbirlerini koordine etmeleri için çaba göstermeleri öngörülmüştür.
Gümrük Birliği Kapsamında Danışma ve Karar Alma Mekanizmaları Danışma ve karar alma mekanizmaları bağlamında; Avrupa Komisyonunca Gümrük Birliği’nin işleyişi ile doğrudan ilgili alanlarda yeni bir mevzuat hazırlandığında ve bu mevzuat hakkında üye devletlerin uzmanlarına danışıldığında, gayri-resmi olarak Türk uzmanlarına da danışılması, Avrupa Komisyonu’nun, söz konusu mevzuatla ilgili önerisini AB Konseyi’ne sunarken Türkiye'ye de örneklerini göndermesi, Konseyin kararından önceki dönemde, Tarafların, herhangi birinin talebi üzerine, Gümrük Birliği Ortak Komitesi bünyesinde danışma toplantıları yapılması, Bilgilendirme ve danışma süreci boyunca, Gümrük Birliği’nin düzgün işleyişi için en uygun kararın alınmasını kolaylaştıracak biçimde, iyi niyetle hareket edilmesi, Avrupa Komisyonu’na yetkisini kullanmada yardımcı olan teknik komitelerin çalışmalarına Türk uzmanların da katılımının sağlanması öngörülmüştür.
Türkiye-AB Ortaklık Organları Avrupa Komisyonu Teknik Komiteleri ORTAKLIK KONSEYİ (Ankara Anlaşması) KARMA PARLAMENTO KOMİSYONU (1/65 sayılı OKK) ORTAKLIK KOMİTESİ (3/64 sayılı OKK) 8 ALT KOMİTE (3/2000 sayılı OKK) GÜMRÜK İŞBİRLİĞİ KOMİTESİ (2/69 sayılı OKK) GÜMRÜK BİRLİĞİ ORTAK KOMİTESİ (1/95 sayılı OKK) Ortak Ticaret Politikası Bilgilendirme Top. (11. GBOK Top ) Teknik Mevzuat Çalışma Grubu (1/2004 sayılı GBOK Kararı
Gümrük Birliği Kapsamında Korunma Tedbirleri Korunma tedbirleri bağlamında; Türkiye’de veya Topluluk’ta ekonominin bir faaliyet sektörünü veya dış mali istikrarı tehlikeye düşürecek ciddi bozukluklar ortaya çıkması veya Türkiye ya da Topluluğun bir bölgesinin ekonomik durumunun bozulması halinde, Tarafların gerekli korunma tedbirlerini alabilmeleri, Bu tedbirlerin belirlenmesinde ortaklığın işleyişini en az aksatacak tedbirlere öncelik verilmesi ve bu tedbirlerin, ortaya çıkan güçlüklerin giderilmesi için gerekli olan ölçüyü hiçbir şekilde aşmaması, Bir Akit Tarafın aldığı korunma tedbiri veya koruyucu tedbirin Gümrük Birliği Kararı’ndan kaynaklanan hak ve yükümlülükler arasında bir dengesizlik yaratması halinde, diğer Akit Tarafın tedbir alan Akit Tarafa karşı yeniden dengeleme tedbirleri alabilmesi, Katma Protokol’ün 60. ve 1/95 sayılı OKK’nın 63. maddelerinde hükme bağlanmıştır.
Gümrük Birliği’nin Uygulanmasında Karşılaşılan Sorunlar-1 Mevzuat hazırlık aşamasında Türkiye’nin görüşüne çoğu zaman başvurulmaması, görüş belirttiğimiz mevzuatlar itibarıyla Türkiye’nin görüş ve endişelerinin yeterince dikkate alınmaması, Türk uzmanların, sınırlı sayıda Teknik Komite toplantılarına katılım sağlayabilmesi, Teknik mevzuat uyumu ve uygulamalarında AB’den yeterli teknik ve mali destek sağlanamaması, STA’ların üstlenilmesinde karşılaşılan sorunların çözümüne yönelik mekanizmaların oluşturulması konusunda, Avrupa Komisyonu’nun gerekli çabayı göstermemesi, Malların serbest dolaşımı ilkesine aykırı olarak, karayolu taşımacılığında kota uygulanması ve Türk işadamlarına yönelik katı vize uygulamaları, Bazı sanayi ve tarım ürünlerinde Türkiye’den yapılan ithalatta tarife dışı engellere başvurulması, Türkiye’nin karşılaşmakta olduğu başlıca sorunlardır.
Gümrük Birliği’nin Uygulanmasında Karşılaşılan Sorunlar-2 AB’den yapılan ithalatta bazı sanayi ve tarım ürünleri için ithal lisansı talep edilmesinin malların serbest dolaşımına aykırı olduğu, Türkiye’nin AB’den yapılan ithalatta bazı sanayi ve tarım ürünlerine tarife dışı engel uyguladığı, Fikri ve sınai mülkiyet hakları mevzuatının etkin uygulanmasının sağlanması, Türkiye’nin AB’den ithalatta uyguladığı korunma ve gözetim tedbirlerinin Gümrük Birliğinin temel ilkelerine aykırı düştüğü, GKRY ile doğrudan ticaret AB tarafından Gümrük Birliği kapsamında dile getirilen başlıca konulardır.
Gümrük Birliği’nin Ekonomimize Etkileri 2006 yılı itibarıyla dünya nüfusunun %7,4’üne sahip olmasına karşılık, dünya GSYİH’nın %22’sini üreten, AB içi ticaret hariç dünya mal ticaretinin %13,4’ünü, dünya hizmet ticaretinin ise %44,6’sını elinde bulunduran Avrupa Birliği, Türkiye için istikrarlı bir pazar olmuş ve olmaya devam etmektedir. Bu özelliği ile münhasıran global ekonomik kriz dönemlerinde Türk ekonomisinin krizi aşmasında önemli katkısı olmuştur. Gümrük Birliği’ni tavizli imkanlarla AB pazarına girişte önemli bir fırsat olarak gören tekstil, konfeksiyon ve deri mamülleri sektörlerimiz, üretim ve kalite altyapılarını geliştirme yönünde önemli kararlar almışlardır. Gümrük Birliği’nin ilerleyen yıllarında bu değişim diğer bazı sanayi sektörlerine de yayılmış ve Türkiye’nin geleneksel üretim ve ihracat yapısı değişmeye başlamıştır. Bu kapsamda otomotiv, elektrik-elektronik, makine ve demir-çelik sektörleri son yıllarda öne çıkmaya başlamıştır. Gümrük Birliği kapsamında gerçekleştirilen teknik mevzuat ve standartlar konusundaki uyum, üretim ve kalite altyapısının gelişmesine önemli katkı sağlayan diğer bir unsur olmuş ve gerek iç piyasada gerekse uluslararası piyasalarda Türk ürünlerinin rekabet gücünün artmasına vesile olmuştur. Bunlara ilaveten, fikri, ticari ve sınai mülkiyet hakları, tüketicinin korunması, rekabet politikaları ve devlet yardımları alanlarında yapılan mevzuat uyumu sonucu giderek gelişen adil bir rekabet ortamı oluşmaya başlamıştır.
Gümrük Birliği’nin Dış Ticaretimize Etkileri -1 Gümrük Birliği kapsamında AB’nin Türkiye’den tekstil ve konfeksiyon ithalatında uyguladığı kotaların kalkması, buna karşılık bu kotaları kategori bazında azalan şekilde de olsa 2005 yılına kadar üçüncü ülkelere karşı uygulamaya devam etmesi, adı geçen sektörümüz açısından önemli bir kazanç olmuştur. Malların serbest dolaşımı ilkesi çerçevesinde menşe kriteri uygulanmaması, ülkemizi AB pazarında, AB ile tercihli ticaret anlaşması bulunan ülkeler karşısında bile avantajlı duruma getirmiştir. Sanayi ürünlerinde AB’ye karşı gümrük vergilerinin sıfırlanması, üçüncü ülkelere karşı ise çok düşük seviyelerde koruma sağlayan Ortak Gümrük Tarifesi uygulanması, bir yandan pazarımızın zorlu rekabet koşullarına açılmasına neden olsa da diğer yandan üretimimiz ve ihracatımız için gerekli olan yatırım malı, ara malı ve hammaddelerin düşük maliyetlerle ithal edilmesi imkanını sağlamıştır. Gümrük Birliği’nin geride bıraktığımız 12 yıllık döneminde AB ile ticaretimizde ihracatın ithalatı karşılama oranı giderek artmış ve 1996 yılında %50 olan bu oran 2007 yılında %88’e yükselmiştir. Buna karşılık üçüncü ülkelerden yapılan ticarette bu oran 1996’daki %57 seviyesinden, enerji fiyatlarındaki artışın da etkisiyle, 2007’de %46’ya gerilemiştir.
Gümrük Birliği’nin Dış Ticaretimize Etkileri -2 Gümrük Birliği sonrasında, dış ticaret açığımızda meydana gelen artışın temel nedeni, Gümrük Birliği kapsamındaki liberalizasyondan ziyade iç tüketim ve ihracat amacıyla artan yatırım malı, ara malı, hammadde ve enerji ithal ihtiyacıdır. Bu ihtiyaç daha çok yerli üretimi yeterli olmayan veya hiç üretilmeyen ürünler ile yüksek teknoloji ürünlerinde kendisini daha fazla göstermektedir. Bu bağlamda ithalat ihtiyacı, gelişen sektörlerimizden olan otomotiv, elektrik-elektronik ve demir-çelikte giderek artmaktadır. Bu açığın makul seviyelere çekilmesi ancak, orta ve uzun vadeli, parasal politikalarla desteklenmiş kapsamlı sanayi ve üretim stratejilerinin oluşturulması, araştırma-geliştirmeye yeterli kaynak ayrılması ve tavizli pazara giriş imkanları yaratılması ile mümkün olabilecektir. Gümrük Birliği kapsamında belirli ülkeler ile imzaladığımız STA’ların ticaret yaratıcı ve ticaret saptırıcı etkileri sonucu bu ülkelerle olan ticaret hacmimiz gelişmektedir. Bu ülkeler ile olan ticaretimizde mal çeşitliliği de artış göstermiştir. STA imzaladığımız ülkelerle sadece ticari ilişkilerimiz değil aynı zamanda yatırım ilişkilerimizde de önemli gelişmeler yaşanmaktadır.
Türkiye’nin İhracatında AB’nin Yeri (Milyar Dolar) döneminde, AB'nin Türkiye'nin toplam ihracatı içerisindeki payı %49,7'den %56,4’e yükselmiştir.
AB’nin İthalatında Türkiye’nin Yeri (Milyar Avro) döneminde, Türkiye'nin AB'nin toplam ithalatı içindeki payı %1,7'den %3,6‘ya yükselerek 7. sıraya oturmuştur.
Türkiye’nin İthalatında AB’nin Yeri (Milyar Dolar) döneminde, AB'nin Türkiye'nin toplam ithalatı içerisindeki payı %53‘ten %40,4’e gerilemiştir.
AB’nin İhracatında Türkiye’nin Yeri (Milyar Avro) döneminde, AB'nin toplam ihracatı içerisinde Türkiye'nin payı %2,6'dan %3,9’a yükselerek 5. sıraya oturmuştur.
AB ile Dış Ticaretimizin Sektörel Gelişimi İTHALAT İHRACAT
Türkiye’nin AB Üyelik Sürecinde Gümrük Birliği -1 Gümrük Birliği ile doğrudan ilgili başlıca müzakere başlıkları: Malların serbest dolaşımı Dış İlişkiler Gümrük Birliği Ulaştırma Rekabet politikası Vergilendirme Fikri mülkiyet hakları Çevre Kamu alımları İşletme ve sanayi politikası Tüketicinin ve sağlığın korunması
Türkiye’nin AB Üyelik Sürecinde Gümrük Birliği -2 Türkiye-AB Gümrük Birliği kapsamında uyumlaştırmakla yükümlü olduğumuz mevzuat, aynı zamanda bir çok müzakere başlığının da kapsamında yer almaktadır. Bu deneyim, tam üyelik sürecinde Türkiye’yi diğer aday ülkelere kıyasla daha avantajlı kılmaktadır. Geride bıraktığımız 12 yılda ülkemizin Gümrük Birliği ile ilgili müktesebat başlıklarında sağladığı ileri düzeydeki uyum, gerek Tarama Raporları’nda gerek İlerleme Raporlarında Avrupa Komisyonu tarafından dile getirilmiştir. Bununla birlikte, ekonomik ve sosyal açıdan muhtemel olumsuz etkileri nedeniyle, sınırlı sayıda da olsa, Gümrük Birliğikapsamındayerine getiremediğimiz taahhütlerimiz de bulunmaktadır. Bununla birlikte, ekonomik ve sosyal açıdan muhtemel olumsuz etkileri nedeniyle, sınırlı sayıda da olsa, Gümrük Birliği kapsamında yerine getiremediğimiz taahhütlerimiz de bulunmaktadır. Gümrük Birliği çerçevesinde gerçekleştirdiğimiz ileri düzeydeki uyum, ilgili başlıklardaki müzakerelerin kolay yürütülmesi ve kapatılmasına önemli katkı sağlayacak olmakla birlikte, henüz yerine getiremediğimiz taahhütlerimizin müzakereler için açılış kriteri olarak belirlenmesi, bu süreci olumsuz yönde etkilemektedir.
Türkiye’nin AB Üyelik Sürecinde Gümrük Birliği -3 Malların serbest dolaşımı müzakere başlığı kapsamında belirlenen açılış kriterlerinden birisi olan, AB’den kullanılmış eşya ithalatında uygulanan ön izin mekanizmasının kaldırılması, kullanılmış motorlu taşıtlarda ise bu mekanizmanın kaldırılması için takvim belirlenmesi, yerine getirilmesi önemli ekonomik ve sosyal sorunlara yol açabilecek açılış kriterlerine somut bir örnektir. Yeni üyelerden Polonya ve Macaristan’ın bu konuda ortaya çıkan sorunlarla hala baş edememiş olmaları, Türkiye’nin bu konudaki çekincelerinin haklılığını göstermektedir. Gümrük Birliği ile doğrudan ilgili alanlarda tespit edilen açılış kriterlerinin hemen tamamı Gümrük Birliği’nin düzgün işleyişi ile ilgili hususlarda önemli bir istişare organı olan ve eşbaşkanlığı Dış Ticaret Müsteşarlığı tarafından yürütülen Gümrük Birliği Ortak Komitesi bünyesinde ele alınan ve çözüm aranan konulardır. Bu itibarla, söz konusu Komite kapsamında yapılan çalışmalar sonucu elde edilecek olumlu sonuçlar, Türkiye’nin AB üyelik sürecine katkı sağlayacaktır.
Türkiye’nin AB Üyelik Sürecinde Gümrük Birliği -4 Müzakere başlıkları için belirlenen açılış kriterlerinin karşılanmasının, üyelik sürecinin takvimini doğrudan etkileyeceği görülmektedir. Bu itibarla, etki değerlendirme raporlarının hazırlanması dahil, kamu, özel sektör ve üniversite iş birliği ile bu kriterlerin karşılanmasına yönelik çalışmaların en kısa sürede sonuçlandırılması büyük önem arz etmektedir. Bu konudaki çalışmaların,Ek Protokol’le ilgili sorunun çözülmesi ile ilişkilendirmeden yürütülmesinde, fayda görülmektedir. Bu konudaki çalışmaların, Ek Protokol’le ilgili sorunun çözülmesi ile ilişkilendirmeden yürütülmesinde, fayda görülmektedir. Bu kapsamda, koordinatörlük görevi Dış Ticaret Müsteşarlığı tarafından yürütülen Malların Serbest Dolaşımı faslında belirlenen açılış kriterlerinin yerine getirilmesine yönelik çalışmalar, ilgili taraflarla işbirliği içerisinde, 2007 yılı başından bu yana sürdürülmektedir. Bu çalışmalar çerçevesinde 2007 yılı Mayıs ayında hazırlanan Eylem Planı, bazı açılış kriterlerinin karşılanmasındaki zorlukları bir kez daha ortaya koymuştur.