Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Hizmetleri
Uyku geri döndürülebilen bir bilinçsizlik hali olmasının yanında, sadece vücudun dinlenmesini sağlayan bir hareketsizlik hali değil, bütün vücudu yaşama yeniden hazırlayan aktif bir yenilenme dönemidir
Uyku, bireylerin yaşam kalitesini ve sağlığını etkileyen temel ve vazgeçilmez günlük yaşam aktivitelerinden biri olup fizyolojik, psikolojik ve sosyal boyutları olan bir kavramdır
İnsanoğlunun temel gereksinimlerinden biri olan uyku, tüm yaşlarda sağlık ve yaşam kalitesi için önemlidir Uyku fizyolojisi ve patolojisi yenidoğan, bebeklik, okul öncesi, okul çocuğu ve ergenlik dönemlerinde farklılıklar gösterir
Ergenlik dönemi bireyin çocukluktan yetişkinliğe geçiş dönemidir ve bu dönemde bireyde oluşan fiziksel, ruhsal, hormonal değişimlerin yanı sıra uyku fizyolojisinde de değişiklikler meydana gelmektedir
Fiziksel büyümenin ve akademik performansın güçlendirilmesinde uyku temel unsurdur Çocukların gelişimsel fonksiyonlarını başarabilmeleri için yeterli düzeyde uyumaları ve dinlenmeleri gerekmektedir
Uyku çocuğun fiziksel gelişimi ve görevlerini en iyi şekilde gerçekleştirmesinde önemlidir Ergenlik döneminde günlük uyku ihtiyacı saat olup çocuk ve erişkinlerden daha fazladır
Uyku yoksunluğunun, çocuk ve ergenlerin gündüz uykululuğunu ve dikkatsiz davranışlarını arttırdığı görülmüştür Uyku yetersizliğinin çocuğun davranışsal problemlerini etkilediği belirtilmektedir
Ergenlerin uykusu onların düşünme, davranış ve duygu yeteneklerini önemli ölçüde etkiler Günlük etkinlikler, bireysel faktörler ve çevredeki değişiklikler de ergenlerin uyku örüntüleri üzerinde etkindir
Gece geç uyuma ve sabah geç kalkma bu dönemin uyku özelliklerinden olup iki önemli nedeni vardır; a. Akademik ve artan sosyal etkinlikler nedeni ile yeterince uyuyamamak b. Artan yaşla beraber geç yatıp, geç uyanmaya olan eğilimi
Ergenlik stresli bir yaşam dönemidir Okul programı, sosyal etkinlikler ve okul dışı faaliyetler düzensiz uykuya yol açabilmekte ve okul nedeniyle erken kalkmaya devam eden çocuklar diğer etkinlikler nedeniyle giderek daha geç yatmaya başlamaktadırlar
Ergenlerde gece sık uyanma, uyanmayı reddetme, gündüz aşırı uyuma gibi uyku sorunları %10-28 olarak saptanmıştır Ayrıca, hipersomni (gece uyku süresinin aşırı uzaması) ya da gündüz uyuklamalarının artması ve insomnia (uykuya dalmada ya da devam ettirmede zorluk) şeklinde de uyku sorunları görülebilir
Çocuklarda uyku bozuklukları önemli fiziksel ve davranışsal bozukluklara yol açabilmektedir
Mindell ve arkadaşları çocuklarda uyku bozukluklarının %20-30 oranında görüldüğünü, bu bozuklukların %26 oranında uykuya dalma güçlüğü, %16 oranında gece sık uyanma ve %11 gece kabusları şeklinde olduğunu belirtmişlerdir
Korkulu düşler görme (nightmare) çocuğun korkuyla uyanmasına yol açan uzun, korkutucu düşlerdir Okul çağındaki çocuklarda görülme oranı %22 olarak bildirilmektedir Genellikle düşlerin konusu çocuğun fantezileri, hayal ürünü korkutucu nesneler, ürkütücü olaylar, televizyon programları olmaktadır
Uykululuk, kişiyi uyku uyumaya doğru yönlendiren dürtü ya da uyku eğilimi olarak tanımlanmaktadır Aşırı gündüz uykululuğu bir hastalık veya bozukluk değildir, bu daha çok uyku bozukluğunun veya başka bir hastalığın belirtisi olabilir
Aşırı gündüz uykululuğu önemli bir klinik ve halk sağlığı problemidir, yaşam kalitesini önemli oranda düşürmektedir Yüksek gündüz uykululuğu gösteren ergenlerin, daha düşük akademik başarı gösterdikleri tespit edilmiştir
Araştırmalar, ergenlerde okul geceleri, geç yatmalar, düzensiz uyku programları, uyku süresinin az, gündüz uykululuğunun daha fazla, keyifsiz ruh halleri ve davranışsal problemlerin fazla olduğunu göstermektedir
Uyku düzensizliğine neden olan en önemli etmenlerden birisi aile yapısındaki bozukluktur Sosyal ve ailevi problem varlığı yaşayan çocuklarda depresyon ve anksiyeteden dolayı, daha kötü uyku kalitesine eğilim fazladır
Ailede alkol sorunu olan anne veya baba varsa uyku sorunu görülme olasılığının arttığı ve daha fazla oranda gece sık uyanma şeklinde uyku bozukluğu görüldüğü saptanmıştır
Uyku kalitesindeki azalmanın bir diğer belirleyici değişkeni olarak, iştah değişikliği varlığı tespit edilmiştir Aşırı ve ağır yemek, çikolata, kola, çay, kahve, yetersiz protein alımı uyku düzenini bozabilmektedir
Yetişkinlerle karşılaştırıldığında, çocuklar, özellikle de küçük çocuklar kafeine karşı oldukça hassastır Çünkü kafein, halen gelişmekte olan çocuk organizmasında etkisini çok daha hızlı gösterir
Kafein çocuklarda uykusuzluk, uykuya dalmada zorluk, baş ağrısı, konsantrasyon güçlüğü/ bozukluğu, mide sorunları, kalp hızında ve kan basıncında artış gibi sorunlara da neden olmaktadır
Kafeinin uykuyu olumsuz etkilediği, uykuya dalış süresini geciktirdiği, toplam uyku süresini azalttığı, uykunun normal seyrinde değişikliğe yol açtığı ve böylece uykunun kalitesinin düştüğü bilinmektedir
Özellikle gençler sınav dönemlerinde uzun süre uyanık kalabilmek için fazla miktarda kafein almaktadır
Ergenlerin yarıdan fazlasının uyku kalitesinin düşük olduğunu, % 9’unun aşırı uykululuk halinden şikayetçi olduklarını, sosyal ve ailevi problemler, daha önce geçirilmiş uyku bozukluğu ve iştah değişikliğinin uyku kalitesindeki bozulmanın temel belirleyicileri olduğu tespit edilmiştir
Kötü uyku kalitesi, ergenin biyopsikososyal sağlığını, özellikle akran-öğretmen ilişkisini, gün içi aktivitesini ve aile etkileşimini her yönden olumsuz etkilemektedir
Ergenlerin uykuya dalmasını ve uyku bütünlüğünü engelleyecek cep telefonu gibi teknolojik aletlerin kullanımı konusunda eğitilmesi önemlidir Ergenlik döneminde yaşanan uyku bozuklukları uzun ve kısa dönemde birçok soruna yol açmaktadır
Araştırmalar, gece dokuz saat veya daha fazla uyuyan, sabah daha geç saatte okula başlayan ergenlerin okul başarısının, yaş, cinsiyet, stres, din, yeme alışkanlıklarından bağımsız olarak az uyuyan ergenlere göre anlamlı olarak daha yüksek olduğunu göstermiştir
Uyku ve sirkadien ritm hakkında alınan iyi bir eğitim, uyku ritüelleri ve uyku hijyenine uyulması uyku bozukluklarını önleyebilir Yatma zamanı ritüelleri, gevşeme, sakinleşme davranışları desteklenmelidir
Uyku öncesi ritüellerine ve spor yapma alışkanlığına sahip ergenlerin daha rahat uykuya daldığı ve daha az uyku sorunu yaşadığı saptanmıştır Bu alışkanlıkların edindirilmesi konusunda ailelere eğitim verilmesi yararlı olabilmektedir
1. Bülbül S., Kurt G., Ünlü E., Kırlı E. (2010). Adolesanlarda uyku sorunları ve etkileyen faktörler. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Dergisi, 53, Garipağaoğlu M., Kuyrukçu N. (2009). Çocuk Sağlığı ve Kafein. Çocuk Dergisi, 9(3), Şenol V., Soyuer F., Akça R.P., Argün M. (2012). Adolesanlarda Uyku Kalitesi ve Etkileyen Faktörler. Kocatepe Tıp Dergisi, 14,