İKY VE MİZAÇ İLMİ

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
KENDİNİ TANIMAK NEDİR ACABA?
Advertisements

CANLILAR DÜNYASI CANLILAR DEĞİŞİYOR CANLILARIN ETKİLEŞİMİ
Madde ve Değişim 1.
ENERJİ: Bir cismin iş yapabilme yeteneğine enerji denir
Hazırlayan:Selma Kayaköy
MADDE ve ISI.
MADDENİN ISI ETKİSİ İLE DEĞİŞİMİ
ISI MADDELERİ ETKİLER.
Sıcak Hava Yükselir ve Soğuyup Yağış Bırakır
SU HALDEN HALE GİRER.
SU HALDEN HALE GİRER.
Felsefe Nedir? Aristoteles'in ünlü yapıtı Metafizik
Okullarda Suç ve Şiddeti Önleme
MADDENİN ISI ETKİSİYLE DEĞİŞİMİ
MADDE TANIMI Kütlesi, hacmi ve eylemsizliği olan bütün varlıklar maddedir. Çevremizde gördüğümüz hava, su, toprak, masa her şey maddedir. MADDENİN SINIFLANDIRILMASI.
SAĞLIKLI BÜYÜYELİM Mustafa Kemal Demir.
ISI MADDELERİ ETKİLER LALE GÜNDOĞDU.
FEN VE TEKNOLOJİ DERSİ 5.SINIF DERS SUNUSU
HAL DEĞİŞİMİ.
HATİCE AKKOYUNLU SINIF ÖĞRETMENLİĞİ HATİCE AKKOYUNLU.
Maddenin Tanecikli Yapısı VE Isı
Maddenin tanecikli yapısı
5.Sınıf fen bilgisi dersi sunusu Besin nedir?
ANLAMLARINA GÖRE SÖZCÜKLER.
DOĞAL AFETLER.
MATEMATİK EĞİTİMİ FELSEFESİ
SINIF YÖNETİMİ ÇOCUK EĞİTİMİ “ÇOCUĞUN RUHSAL GELİŞİMİ”
MADDE VE ISI MADDE VE ISI 1. Maddenin Tanecikli Yapısı ve Isı
MADDENİN TANECİKLİ YAPISI
ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME DERSİ
RÜZGAR
HANGİ AYDA DOĞDUNUZ.
Farklılıklara Saygı.
HATALI ANNE BABA TUTUMLARI
ISININ YAYILMA YOLLARI
ISI MADDELERİ ETKİLER.
A K M Y İ.
MADDEYİ TANIYALIM.
MADDENİN TANINMASI VE DEĞİŞİMİ
Isı maddeleri etkiler.
Ders: Fen ve Teknoloji (4
Prof. Dr. M. Ali TOKGÖZ 4. HAFTA
SEVDALILARIN.
SES NEDİR SES NASIL OLUŞUR SES KAYNAKLARI NELERDİR
PSİKOLOJİ İLE DİĞER BİLİM DALLARI ARASINDAKİ İLİŞKİ
İNSANIN PAYLAŞMA VE YARDIMLAŞMA İHTİYACI
Maddenin Yapısı ve Özellikleri
GEZEGENİMİZ DÜNYA.
İnsan İradesi ve Kader İnsanı diğer varlıklardan ayıran en temel özellikler, -akıl -irade AKIL, iyiyi kötüden, güzeli çirkinden, doğruyu yanlıştan ayırt.
Zıt Anlamlı Kelimeleri Tahmin Edelim
MADDEYİ TANIYALIM.
DÜNYAMIZIN KATMANLARI
Okul Yaptırma ve Yaşatma Derneği İlkokulu
Hoş Geldiniz FEYAZ BİLGİ COĞRAFYA ÖĞRETMENİ SULTANBEYLİ KIZ ANADOLU İMAM-HATİP LİSESİ
8 ÜNİTE Dünyamız, ay ve yaşam kaynağı güneş. DÜNYA, GÜNEŞ VE AY'IN ŞEKİLLERİ VE BÜYÜKLÜKLERİ Dünya’nın şekli hakkındaki görüşler Eski Mısırlılar, dünyayı.
RÜZGARLAR.
ADANA İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ
ERGENLİK.
ERGENLİK.
ÇOKLU ZEKA Hazırlayan Figen BERBER.
EMPATİK İLETİŞİM Bireyler arası ilişkilerde gönderilen iletilerin duygusal yönü ve içeriği ile algılanması ve anlaşılması.
ERGENLİK DÖNEMİ ANNE-BABA SORUMLULUKLARI
YAŞ ÖĞRENCİLERİNİN GELİŞİM ÖZELLİKLERİ
SÜRTÜNME KUVVETİ BUĞRA ÇAĞATAY 5/C Cisimle yüzey arasında oluşan ve cismin hareketini zorlaştıran ya da engelleyen kuvvete sürtünme kuvveti denir.
İ BRAH İ M HAL İ L GÜLER 8/E NO:138. MADDE DÖNGÜLERİ  Yaşama birliklerinde ve onun büyütülmüşü olan tabiatta canlılığın aksamadan devam edebilmesi için.
MATEMATİK EĞİTİMİ FELSEFESİ
İKLİM VE HAVA HAREKETLERİ
Ünitemizden Öğrendiklerimiz
►Güneş, yeryüzündeki karaları ve suları ısıtır ►Güneş, yeryüzündeki karaları ve suları ısıtır. Havayı ise yeterince ısıtamaz. ► Havanın bir kısmı.
BİLİNÇALTI SONGÜL ÖNELKE ‘BİR BEN VARDIR BENDEN İÇERİ…’
Sunum transkripti:

DERS: i.K.Y. ‘ de Kariyer ve Yetenek Yönetimi DERS ÖĞRETİM ÜYESİ: Doç. Dr. Osman Kürşat Acar HAZIRLAYAN ve SUNAN : ESRA KILIÇ SDÜ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ ve LİDERLİK ABD YÜKSEKLİSANS PROGRAMI

MİZAÇ NEDİR? Temeli anasırı erbaa (4 element) olarak tanımlanan, insan ve çevresini kuşatan her şeyin sıcaklık-soğukluk, ıslaklık- kuruluk değerleri üzerinden değerlendirilen hal durumu keyfiyeti özelliğidir. İnsan hariç her yaratığın mizacı sabittir. İnsan mizacındaki değişkenlikler imtihan vesilesidir. İnsan mizacına etki edenler kısaca gıdalardır. Bu gıdalar görsel, işitsel, kokusal, tensel, ruhsal ve beslenme olarak altı çeşittir. Buradan da anlaşılacağı üzere gördüğümüz manzara ( dağ, ova, nehir, deniz, çöl, bataklık vs ), dinlediğimiz ses ( pop, jaz, klasik, modern, hiphop, musiki, türkü vs), kokladığımız kokular ( gül, parfüm, dağ havası, tezek kokusu vs ), tenimize değenler ( giydiğimiz kıyafetlerin kumaş cinsi, kremler, altın, gümüş, bakır, annenin başımızı okşaması vs ), ruhsal gıdalar ( ibadet, sadaka, iyilik yapmak, kötülük yapmak vs.) ve yediğimiz içtiğimiz her bir şeyin mizacı vardır ve bu nispetle bir beşer olan insana etkileri vardır. Bu etkilere göre insan cüz’i iradesiyle gerekli tedbirleri alır ve dünya ve ahiret hayatını intizam eder.

MİZAÇ İLMİNİN TARİHÇESİ Herhangi bir teknolojik eşya aldığımızda ilk önce kullanma kılavuzuna bakarız o eşyayı hor kullanmamak ve tanımak için. Bir beşer olan insanı da tanımak ve anlamak için yaratıcısının kelamına bakmamız gerekir. Bu ilmin tarihçesi ; ‘’pişmiş çamurdan ( toprak, su, hava, ateş ) inşa edilen Hz. Adem’in as. kendisine üflenen nur ( beşinci element ) ile can bulması ve meleklerin huzurunda imtihan edilerek, ilminin meleklerce de tasnif edilmesi’’ bizim bilmediğimiz bir tarihe kadar inmektedir. Yazılı kaynakçası, Arap, Fars ve Anadolu kültürüne sirayeti takribi olarak 2500 yıl kadar öncesiyle antik Yunan, son edindiğimiz bilgiler ışığında ise M. Ö. 5bin yıllarına kadar uzandığı iddia edilen Doğu Türkistan ( UYGUR ) kökenli bir ilimdir. Mısır kaynaklarında Thot a atfedilen, İdris a.s. ‘ a ait olan Zümrüt Tablet, (Hristiyanlar Hermeticus derler - ibraniler Hanuk derler ), -- Abdülkadir Geylani k.s. Kitab-ı Sırr el Asrar der bu kitaba – bütün var olanların yaratılış sırrı ve her şeyin temeli olarak şerh koyulan 4 elementin tarihte ilk yazılı metnidir.

İbni SİNA’nın ( Avicenna ) El- Kanun Fi’TTIB eserinin ilk cildinde mizaç ilminde detaylı bilgiler sunulmuştur. Yine Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretlerinin « Marifetname» eserinde de mizaca değinilmiştir. Mizaç mahlukatın her birini kapsar. İnsanın mizacı değişken iken diğer mahlukatın mizacı sabittir. Yeryüzü şekillerinin, hayvanların, bitkilerin, taşların, iklimlerin, bölgelerin mizaçları kendilerine hastır. Keza İbni Sina organların, eşyaların dahi mizacı olduğundan bahseder.

İ.K.Y ve MİZAÇ İLMİ İsra Suresi 84. ayeti kerimede ‘ Herkes mizacına göre hareket eder’ buyurulmuştur. İnsan kaynaklarının muhatabı insandır. İnsanı tanımadan doğru analiz, doğru tespit - teşhiş ve hakkaniyetli bir seçim yapılamaz. Bu minvalde ; ‘’Mizaç ilmine vakıf olan kişi; Öğretmense; sınıfındaki öğrencileri hem ilmi hem de mesleki olarak doğru yönlendirir. Evlenecekse ; doğru kişiyi bulma noktasında fayda sağlar. Evlendiyse; eşini ve evini iyi idare eder, mutlu olur. İş verense; ekibini doğru yönetir, müşterilerini iyi analiz eder. İnsan kaynakları yöneticisiyse; işe alınacak en uygun personeli seçer.’’ (Mizaca Giriş1 /Fatih Sinay / kitap arka kapak sözü) Mizaç ilmine vakıf bir İK Yöneticisi bir nevi yetenek avcısı olur.

Mizaç ilmi, teorik ve pratik bir ilimdir. Teorik kısmını idrak edebilmek için önce nispetler bahsini bilmek sonra da aşağıdaki grafikteki sıfır merkezinden yola çıkan dört farklı hal durumunu anlamak gerekir. Tablo 1 : Mizaca Giriş / syf: 318 /Fatih Sinay

Mizaçlar biri itidal ( itidali mutlak ), dördü tekil ( sıcak, soğuk, ıslak, kuru ), dördü de çift ( sıcak ıslak, sıcak kuru, soğuk ıslak, soğuk kuru ) olmak üzere dokuz çeşit ana mizaç vardır. Batılılar özellikle İbni Sina’nın kitabını ele geçirdikten sonra bu mizaç ilmine vakıf olup kendilerine ait bir ilimmiş gibi yeni bir kavram olarak ismini ENEGRAM diye adlandırıp tip 1, tip2 ….. Tip9 şeklinde belirterek eksik ve insan zihninde tam oturmayan tespitlerle sunmuşlardır. Ki bu ana mizaçlara nispetler de dahil edildiğinde insan soyunun tek yumurta ikizleri dahi olsa asla birbirinin benzeri olmadığını fark ederiz. Bu açıdan bir İK yöneticisi muhatabı olduğu insanları deruni bir şekilde algılayıp net analizler yapabilmesi için bu mizaç türlerini bilmesi şarttır. Aksi halde yanlış insan kaynağı seçimi, hatalı kariyer ve yetenek yönetimi ve sıkıntılı bir oryantasyon süreci yönetimi yapmış olur. Nitekim insan bir köle değil Allah’ın nurunu taşıyan eşrefi mahluktur.

İTİDAL NEDİR? «İlmi mizaçta en çok karşımıza çıkan konu itidal, mutedil ve nötr olma durumudur. İtidal kelimesi, aşırı olmamak, dengeli olmak anlamlarına gelir. Mizaç ilminde itidal ise dış etkenleri karşılayan iç kuvvetler ve yapılar anlamına gelir. Yani itidal, hayatın devamlılığının kaliteli bir şekilde olması durumudur. İnsanda itidal olma durumu, yaşadığı coğrafyanın iklim yapısıyla ters orantılıdır. İnsan mizacında iklim etkisine tahammül edecek bir donanım mevcuttur. Oysa hayvan ve bitkilerde böyle değildir. Örneğin çölde olan bir bitki veya hayvanı kutup bölgelerinde göremeyiz. İbn-u Haldun « coğrafya kaderdir.» sözüyle aynı zamanda mizaç ilminin sosyoloji ile alakalı kısmını izah eden bir tanımlama ortay koymuştur. Ancak insanda mizaç değişken olmasına rağmen kavim ve cibilliyet özelliği yani atalarından aldığı yaratılış mirası sabittir.» (Mizaca Giriş 1/ syf : 45, 51/ Fatih Sinay )

ANASIRI ERBAA ( 4 ELEMENT ) İlmi mizaç, doğada bulunan dört element olan toprak, hava, su, ateş tam manasıyla idrak edilmeden anlaşılmaz. İnsanların mizacı kavimsel mizaç, ana mizaç( yaratılıştan gelen ) ve cibilli (ana-babadan geçen) mizaç olarak hepsini barındırır. Kavimsel mizaçları, ana mizaçları ve cibilli mizaçları değişmemekle birlikte insanoğlunun aldığı gıdalar, ( görsel, işitsel, tensel, kokusal, besinsel ve ruhsal ) insanın hal mizacına etki edip değiştirebilir. İnsan vucudunun sıcaklık soğukluk, kuruluk yaşlık oranının değişimi onun hal, davranış ve sağlığına etki eder. Bu minvalde mizacını tanıyan kişi gerekli tedbirleri alarak diyetleri yaparak mizacını mutedil hale getirebilir. Mutedil halde bir mizaca sahip olan kişi sağlıklı bir bireydir.

SOVDAVİ MİZAÇ ( TOPRAK ) Toprak mutlak ağırdır. O durağanlığın sabitenin delilidir. Vazifesi; hangi elementin içine karışmışsa o elementin bir form tutmasını, onu yapılanmasını, dikleşmesini ve elle tutulur gözle görülür bir sertlikte olmasını sağlar. Toprak aynı zamanda bir çökeltidir. Toprağın çökme, istiflenme, katmanlaşma özelliği vardır. Toprak tarihtir, tarihi anlatır. Toprak muhafaza özelliğine sahiptir. Fosiller bu sayede bulunur. Toprak sabit bir element olduğu için diğer elementleri kendine çeker. Toprak sürekli ilgi ve alaka bekler tek başına bırakılırsa verimsizleşir. Topraktan verim almak isteyen biri onu sulamak ve havalandırmak zorundadır. Toprağın derunundakileri elde etmek isteyenler bir madenci gib kazmak, bir arkeolog gibi ince çalışmak, bir rençber gibi emek vermek zorundadır. Toprak tek başına bırakılırsa katılaşır, taş haline gelir, çökelir. Katılaşan toprak kırılgandır. Çorak toprakların üstü çatlaklarla doludur. Toprak sadakattir, muhafazadır.

TOPRAK MİZAÇLI KİŞİLERİN ÖZELLİKLERİ: Üretken,Muhafazakar ( tutucu ),Sadık, Kırılgan, Koruyan Hafızası kuvvetli,Cazibesi olan, Detaycı, Muhafaza edici ( saklayıcı ) dır. En durağan karakteristik özelliğe sahiptirler. Kendilerine yakın olan kişilere açılırlar. Daha doğrusu en yakınları sovdavilerin ağzından ne koparabilirlerse onu alırlar. Toprak mutlak ağır bir element olması sebebiyle çekim gücüne sahiptir. Bu durum onlarda ayrı bir gizemli yapı özelliği kazandırır. Halk nazarında suskunlar farklı bir büyüleyici özellik sahibi olurlar. Özetle karizmatiktirler. Galebe durumunda veya mizaçlarındaki soğukluk artınca bu çekim gücü onların iç dünyasında alınganlığı artırır. Ağır başlı uzun düşünen az konuşan insanlardır. Sıcak mizaçlılara nispeten daha temkinli ve kaygılı bir yapıya sahiptirler. Muazzam bir hafızaya sahiptirler. Diğer mizaçlara göre daha korkak bir yapıya sahiptirler. Mottoları « beni mi kastettin» dir.

Kara Safra yani Sevda ( sovdavi) Toprak ( sovdavi ) mizaçlıların mesleki potansiyelleri Ağır kanlı serin canlı işlerde, masa başı işlerine yatkındırlar. Aktif değil geri plan işlerine yatkındırlar. Kuralları belirlenmiş risksiz mesleklere yatkındırlar. Memuriyet, plan ve programlara gerektiren meslekler, strateji ile alakalı meslekler, hafıza gerektiren ilim ve meslek dalları, tarih bilimi, edebiyat sanatının bir bölümü, sürreal sanatlar, kütüphanecilik, antikacılık, geçmişe dönük sanat ve bilim dalları en yatkın oldukları mesleklerdir. SOVDAVİLERİN MİZACINDA NUR ELEMENTİ OLMAZSA ; sinsilik, arkadan iş çevirme görülür. Yere bakan yürek yakan, konuşandan değil susandan kork tabirleri sovdaviler için söylenmiştir.

BALGAMİ MİZAÇ ( SU ) Su nisbi ağırdır. Girdiği kabın şeklini alır. Nisbi ağır olması sebebiyle o da toprak gibi durağandır ve hareket için illaki bir dış etkene ihtiyaç duyar. Yerden bir basınç olmazsa bir pınar yerden fışkırmaz. Bir dip kırılma olmazsa tsunami olmaz. Buharlaşma olmazsa su gökyüzüne çıkamaz. Gökyüzünde bile belirli bir basınca sahip olmadan yer yüzüne yağmaz. Su tek başına kendisi hareketli değildir. Bir tahrike, bir uyarıcıya ihtiyacı vardır. Su sukunettir. Su aynı zamanda merkeze doğru bir akışkanlığı vardır. Su, berraktır, şeffaftır. Su; akışkan, yumuşak, naif ve latiftir. Suyun hafızası yoktur. Toprağa yazı yazabilirsiniz fakat suya yazamazsınız. Su aşındırır. Su etkileyici değildir çoğunlukla etkilenendir. Etken değil edilgendir. Su ile fazla haşır neşir olan biri erime yaşar. Su adamı yorar. Dışarıdan bir ısı tahriki olmazsa buharlaşamaz, dışarıdan bir soğumaya maruz kalmadığı sürece donamaz. Fakat aynı zamanda baskıya ve basınca da gelemez. Kapalı bir kabın içinde suyu sıkıştırmaya kalkarsanız, kabını patlatırsınız. Diğer harici durumlarda su hangi engelle karşılaşırsa karşılaşsın mutlaka bir çıkış yolunu bulur. Vazifesi: İçine karıştığı elementin yumuşamasını, formunu gevşetmesini sağlamaktır.

SU ( balgami )MİZAÇLI KİŞİLERİN ÖZELLİKLERİ Kolay ikna edilebilir. Kandırılabilir. Hafızaları zayıftır. İyi bir dinleyicidirler ve anlayışlıdırlar. İç dünyaları dış dünyalarından daha zengindir. İçe açık kişilerdir. Algıladıkları davranışlara karşı yüzeysel tepkiler verirler. Zekaları pratik ve meseleler hakkında en zahmetsiz fikirler sunacak şekilde donanımlıdırlar. Bulundukları sosyal yaşama çabuk uyum sağlarlar. Toplum nasıl davranıyorsa neredeyse hiç sorgulamadan çoğunluğu takip ederler. Mizaçlarındaki soğukluk sebebiyle daha sakin ve durağan yapıya sahiptirler. İşlerinde kısa ve pratik yolu seçerler. Başlarında bir amire ihtiyaç duyarlar. Aynı zamanda o amir tarafından takibata ihtiyacı vardır. Aksi taktirde işler ya yavaşlar ya da durur. 60 metreden suya atlayan kişinin beton etkisine maruz kalması gibi insan ilişkilerinde su mizaçlılara yavaş yavaş alıştıra alıştıra yaklaşmak daha mantıklıdır.

Sesleri ince bir yapıya sahip olan balgamiler kelimelerini bezgin bir şekilde kullanırlar. Mottoları « ben anlamam» dır. Mesleki potansiyelleri: Sayısalcıdırlar, ticarete en yatkın mizaçtır. Problem çözmede uzman bir kafa yapıları vardır. Eylem adamı değil söylem adamıdırlar. Strateji gerektiren işlerde, masa başı işlerinde daha başarılıdırlar. Masa başı işi dahi olsa başlarında bir amire ihtiyaç duyarlar. Kuşatıcı, affedici, anlayışlı, sakin yaratılışlı, sukunet verici ve iyi bir dinleyicidirler. Bu özellikleriyle psikoloji alanında da başarı sağlarlar. En güzel nasihat eden, en güzel dert dinleyen, insanı incitmeyen kanaat önderleri olurlar. Uzlaştırıcı özellikleri vardır. Paylaşımcıdırlar. Demeviler muhtacın ayağına giderken, balgamiler muhtaçlar için başvuru kapısıdır. Nur galebe çalmış balgamilerde infak ve sadaka en güzel hasletlerindendir. MİZAÇLARINDA NUR ELEMENTİ OLMAZSA; « karda yürüyüp izini belli etmeyen» cinsten suça meyillidirler. Masa başında fitne çıkarmaya, adi suçlar yerine planlı suçları yönetmeye meyillidirler.

DEMEVİ MİZAÇ ( HAVA ) Nisbi hafiftir. Hava naiftir, yumuşaktır, kuşatıcıdır. Hava olmazsa olmazdır. Hava almadan ancak 4 dk yaşanır. Hava neyin içine karışmışsa onun yer çekimine olan mukavemetini azaltır. Örn: İçinde hava kabarcığı olan taşlar ve kayalar içleri dolu olan taşlara ve kayalara nispetle daha hafiftir. Ponza taşı gibi. İçine hava üflenmiş bir balon daha naiftir; parmak ucuyla dahi havalandırabilirsiniz. Balonun içinde hava olmazsa yere düşer. İçine hava karışmış olan su, tonlarca ağırlıkta da olsa gökyüzünde tepemizde gezinir durur. Uygun zaman, zemin, basınç ve ısıya denk geldiğinde yağmur olarak yeryüzüne iner. Vazifesi: İçine karıştığı diğer elementlerin yerden yükselmesini sağlamaktır. Toprağın ve suyun olmadığı her yerde illaki hava vardır. Her deliğe girer, her yerden geçer, fakat suya nazaran daha çok edilgendir. Kendisi çabuk etkilenir ama çabuk da durulur. Hava herhangi bir basınç, herhangi bir ısı değişimi ile fırtınaya, tayfuna, boraya, siklona dönüşebilir. Hava elementi suya nispeten daha edilgendir. Etkenlik ve edilgenlikte suya nazaran daha hassastır. Hava olaylarının en bilineni rüzgardır. Rüzgar önüne gelen her engeli mutlaka aşar. Mizacında hava elementi olan kişi, yeri ve zamanı iyi hesaplanmış her engeli aşar veya bir yel değirmeninin pervanesi, bir teknenin yelkeni bile olsa önüne katıp taşır ve aynı zamanda her tekneyi yüküyle taşır.

HAVA (demevi ) MİZAÇLI KİŞİLERİN ÖZELLİKLERİ Liderdirler. Sorun değil çözüm adamıdırlar. Emir alma ve emir vermeyi severler. Mottoları ( ben yaparım ) dır. Yeter ki sevsinler yapamayacakları iş yoktur. Bir işe rahatlıkla odaklanabilirler Sesleri Davudi ses tonundadır. Toplumun her alanında her kesiminde rahatlıkla görev alabilirler. Etki şiddetine göre tepki verirler. Kandırılmaya musaitler. İşlerini ve hayatlarını duyguları ile ayakta tutarlar. Mucitler, öğretmenler, kanaat önderleri, liderler bu mizaç gurubundan çıkar. Baskı ve tahakküm altına girmeyi sevmezler. Böyle bir durum olursa verilen görevi yapmazlar. Rüzgarı durduramazsınız sadece ona yön verebilirsiniz. Feda olmak, fedakarlık demevilerin hayat nizamıdır. Onlar yeter ki sevsin sebep – sonuç aramazlar.

HAVA MİZAÇLI KİŞİLERDE NUR ELEMENTİ OLMAZSA; Gaza gelme özellikleri ile suça meyilli olabilirler. Liderlik vasıfları sebebiyle toplumsal suçlara da öncülük edebilirler. Kandırılabilme özellikleri olduğu için iyi bir akıl hocalarına, danışmana, vezire ihtiyaçları vardır. Nur elementi olmadığı zaman ukalalık özellikleri ön plana çıkar. Ahlak, maneviyat ve tefekkürden yoksun kaldıkları müddetçe başkalarının kendileri adına karar almalarına potansiyel teşkil ederler.

( Sarı Safra) SAFRAVİ MİZAÇ ( ATEŞ ) 4 elementten biri olmakla birlikte madde değildir. Toprak, hava, su maddedir. Ateş ise saf enerjidir. Ateş mutlak hafiftir. Hafifliğini örneklendirirsek: ateşi bir mumun üzerinde alev olarak hayal edelim, sürekli yukarı doğru hareket halindedir. Aşağı doğru akan bir alev yoktur. Sürekli yukarı doğru durmaksızın bir yükseliştedir. Vazifesi: Diğer elementlerin belirli ortamlar içerisinde birbirine karışabilmesini veya birbirinden ayrışabilmesini sağlar. Bakırı, altını, alüminyumu vs erimesini ve diğer maddelerle karışmasını sağlayan aynı zamanda ayrışmalarını da sağlayan ateştir. Yine yemek yaparken tereyağı, tarhana ve su tencerenin içinde günlerce beklese ateş olmadan çorba olmaz. Ateş başıboş bırakıldığında yıkıcı bir etkiye sahip olur. Sürekli yukarıya doğru ilerleyen ateşte odaklanma problemi vardır. Tıpkı bir mumun alevinin bir sağa bir sola yalpalanması gibi. Ateş yetersiz kaldığında ısı kaybı olur beklenen olgunlaşma ve pişme olmaz. Ateş haddinden fazla olduğunda ise ne yazık ki yanma ve tahribat olur. Ateşin mizacı sıcak kurudur.

SAFRAVİ ATEŞ MİZAÇLILARIN KİŞİLİK ÖZELLİKLERİ : Mottoları « ben bilirim» dir. Ele avuca sığmazlar, enerjik ve hiperaktiftirler. Kontrol altına alınmaları çok güçtür. İdrakleri çok kuvvetli fakat kontrolsüzdür. Aşırı sıcak yapıları nedeniyle düşünce dünyalarında hercailik denilen tutarsızlıklara sebep olur. Bir işe başladıkları zaman çabuk bıkarlar. İnatçılık ve hatalarını kabul etmeme durumu en belirgin özellikleridir. Etkilenen değil etkileyen bir mizaca sahip olup neredeyse yorulmak bilmeyen tabiri caizse ateş topu gibi insanlardır. Mutedil durumlarda neşeli, enerjik, hayat dolu iken, safraviler galebe durumlarında umursamaz, vurdumduymaz bir karaktere bürünürler ve kaza yapmaya ve sakar olmaya meyillidirler. Çok hızlı ve aceleci konuşurlar, kelimeleri, heceleri, harfleri yutarak konuşurlar.

ATEŞ ( safravi ) MİZAÇLILARIN MESLEKİ POTANSİYELLERİ Bedensel hız gerektiren işlerde çok başarılı olurlar. Kısa süreli operasyonlarda, askeri birliklerde genellikle safraviler seçilir. Hatta bu askeri gruba deliler denmesinin sebebi de ateş mizaçlı olmalarıdır. Hareketlilik ve hızlılık konusunda zirve durumunda olan Safraviler, başlarında kendilerini yönlendiren aklı başında amirler olmadan meslek ve aile düzeni hususunda çok fazla başarılı olamazlar. En dışa dönük mizaçtır. SAFRAVİLERDE NUR ELEMENTİ OLMAZSA İnsanları kıracak şekilde aşırı şakacı olabilirler. İnsanlarla alay etmek ve kendilerine yapılan uyarılara kulak asmamak en çok bu mizaçta görülür. İtidal durumunda ‘’gözünü budaktan sözünü dudaktan sakınmayan’’ safraviler, galebe durumlarında doğru sözlü olmak bahanesiyle insanların ayıplarını direkt yüzlerine vururlar. Ahlak ve maneviyattan nasibini almamış safraviler el çabukluğu gerektiren adi suçlara yatkın olurlar. Mizaçlarındaki hercailik sebebiyle bir işte dikiş tutturama durumu açığa çıkar.

5. ELEMENT NUR Her mizaç bir güldür. Demeviler kırmızı gül, balgamiler beyaz gül, safraviler sarı gül ve sovdaviler ise siyah güldür. Nur elementi bu güllerin dikenini azaltıp goncalarını gümrah eder. Nur emelenti insanı hayvandan ayıran değil insanı insden ayıran özelliktir. Nur elementini güçlü kılan insan mizacındaki kötü hasletleri törpüler güzel hasletleri ahlak edinir.

AHLATI ERBAA ( 4 HILT ) humoral patoloji Tablo 1 : Mizaca Giriş / syf: 319 /Fatih Sinay Yunan felsefesinde, Empedokles «evrendeki her varlığın 4 elementten oluştuğunu ve bunların sıcak-soğuk, ıslak ve kuru olduğundan bahsetmiştir. Ondan etkilenen Hipokrat ise insandaki hastalıkların temelinin bu dört elementin hıltının insan vücunda bozulmasıyla oluştuğunu söylemiştir. Hint felsefesinde ise evrendeki her şeyin beş elementten oluştuğunu bunların ‘ Akaşa (boşluk), Vayu ( hava), Agni (ateş), Apa ( su ), Piritivi ( toprak ) olduğunu belirtmişlerdir.

ANASIR VE AHLAT KARŞILAŞTIRMASI Anasır dört element olarak isimlendirilmiştir. Ahlat ise hıltlar anlamına gelir. Anasır ve ahlat arasındaki ortak özellikler idrak edilmeden mizaç ilmi hakkında fikir yürütmek çoğu kez eksik kalır. TOPRAK VE KARA SOVDA BENZERLİĞİ: Toprak mutlak ağırdır. Bu mutlak ağırlık tüm yaratıklarda lif, kabuk, kıl yapısı ve iskelet yapısı ve organların oluşmasında temel teşkil eder. Toprak en sabit en hareketsiz elementtir. Sovda hıltı da aynı özelliğe sahiptir. Mutlak ağır olan toprağın karşılığı olan sovda hıltı, insanda davranış olarak bedensel yavaşlık ve ketumluk olarak ortaya çıkar. Toprak ekip biçilmezse verimsizleşir, kurur ve çatlar, aynı şekilde insan da sağlığına dikkat etmeyip hareketsizleşirse vücudunda kara safra artar, teni kurur ve halsizleşir.

SU VE BALGAM HILTI BENZERLİĞİ: Su nisbi ağırdır. Bu nisbi ağırlık durumu hılt olarak tüm yaratıklarda tüm sıvıları, ayrıca büyüme, sindirim, üreme ve gelişme ile alakalı ıslaklığın gerekliliğinin delilidir. Yerkürenin irili ufaklı su kütleleri her ne şekilde olursa olsun bir toprak katmanının üzerinde yer alır. Balgam hıltı da sert dokuların üzerinde veya çevresinde dolaşır. Su içine karıştığı diğer elementlerin yumuşamasını ve işlenir hale gelmesini sağlarken balgam hıltı da nüfuz ettiği organlarda daha yumuşak ve ıslak bir yapılanma meydana getirir. Balgam hıltı da su elementi gibi ısıya maruz kalınca hareketliliği artar. Balgamiler ısıtılarak topluma kazandırılır. HAVA VE KAN HILTI BENZERLİĞİ: Yapısal ve karakteristik özellik karşılaştırmasında hava elementi ve kan hıltı birebir benzerlik gösterir. Hava elementi, etkisel ve tepkisel özelliğe sahiptir. Hava elementi en hassas basınç değişikliği sebebiyle rüzgar değişimleri olarak etki ve tepki vererek meltem ve tayfun arası farklılık gösterdiği gibi kan hıltı da bedensel kuvvetlerinin en küçük değişiminde bile nabız farklılığı olarak ortaya çıkar. ATEŞ VE SAFRA HILTI BENZERLİĞİ: Sarı safra hıltı da ateş gibi mutlak hafif özelliğe sahip olduğu için kan dolaşımına sahip canlılarda dolaşım sırasında yüzeye en yakın bir seyirde bulunur. Tarlalarda ve ormanlarda yangının hızla yayılması gibi safra hıltı da kontrolsüz beslenme ve aşırı sıcağa maruz kalınması durumunda aynı şekilde insan bedeninde hızlı bir yayılım ve etkiye sebep olur.

GALEBE, FASİD, İSTİANE İnsanda hılt seviyeleri artarsa galebe, azalırsa fasid, birbirine eşit seviyede olursa istiane olarak tanımlanır. Hıltların değişimi beslenme kaynaklı mizaçların değişimidir. Kan hıltı, sıcak ve ıslak gıdaların; balgam hıltı, soğuk ve ıslak gıdaların; safra hıltı, sıcak ve kuru gıdaların; sovda hıltı ise soğuk ve kuru gıdaların aşırı kullanımı ile galebe durumuna gelir. KAN HILTI: Özellikle demevilerde görülür. Kan hıltının galebe olduğu durumlarda mizaçtaki değişim : tahammülsüzlük, sabırsızlıktır ve başta ağrı ve uyku hali, yüksek tansiyon olarak sirayet eder. Belirtiler: Yüz kızarır, göz akları kanlanır. BALGAM HILTI: Özellikle balgamilerde görülür. Balgam hıltının galebe çalmasıyla hareket ve davranışta içe kapanıklık, anlayışta zayıflık, yorgunluk, başta ağrı ve uyku hali olarak gözlemlenir. Genel mizaç durumunda soğuma arttığı için midede ekşime ve bağırsaklarda gaz oluşumu artar. Belirtileri : Yüz beyazlaşır, göz akları soluklaşıp beyaz renk baskın olur.

SAFRA HILTI: Özelllikle safravilerde görülür. Safra hıltının artmasıyla hareket ve davranışta ani parlama, dengesiz tepkiler, düşüncenin dağınık olması odaklanma sorunu ve uyda azalma hali gözlemlenir. Belirtileri: yüz sararır, göz altları sarı renk olur, ciltte kurumalar ve döküntüler başlar. SOVDA HILTI: Özellikle sovdavilerde görülür. Sovda hıltının galebe çalmasıyla seslere ve kokulara karşı aşırı hassasiyet, uykuda azalma hali, uzlete çekilme insanlardan uzaklaşma hali, insanları kendinden uzaklaştırma hali gözlemlenir. Belirtileri : Yüz kararıp matlaşır, göz aklarında gri renk baskın olur, eklem yerlerinde kararmalar olur.

Tablo 3 : Alıntı / Fatih Sinay whatsapp eğitim grubu

SONUÇ : «Mizaç hem ahlak felsefesinin bir sorunu hem de beden felsefesinin bir sorunu ise fizyolojiden bağımsız düşünülmemelidir çünkü mizaç bir etiğin, beden felsefesinin ve fizyolojinin bir kavram ve sorunudur. Diğer bir deyişle, fizyoloji mizaçla ilgilidir; mizaç ahlakla ilgilidir; ahlak bedenle ilgilidir; beden fizyoloji, mizaç ve ahlak ile ilgilidir. O halde fizyoloji, mizaç, ahlak ve beden arasındaki ilişkiyi gösterebilirsek, eğitim anlayışımızı buna göre yeniden yapılandırabiliriz.» (Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi. Ağu2019, Cilt. 12 Sayı 65, s p. Yazar (lar): BİLGİN, Önder

SUNUM KAYNAKÇASI: MİZACA GİRİŞ / Mizaç Mütalaları 1 / Araştırmacı – Yazar Fatih Sinay İbn-i Sina / Kanun Fi’ttıb / 1. cilt / Çvrn : Prof. Dr. Esin Kahya / Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı Tablo 1 : Mizaca Giriş / syf: 318 /Fatih Sinay Tablo 1 : Mizaca Giriş / syf: 319 /Fatih Sinay Tablo 3 : Alıntı / Fatih Sinay whatsapp eğitim grubu Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi. Ağu2019, Cilt. 12 Sayı 65, s p. Yazar (lar): BİLGİN, Önder Yüzler Hali Söyler- Mustafa Bin Bali / Büyüyen Ay y.y. / Dr. Ramazan Sarıçiçek Not: Mizaç konusuyla ilgili her türlü bilgi, belge ve tecrübelerini paylaşan, vaktin hangi saati olursa olsun sorularıma geri dönüş yapan mizaç uzmanı Fatih Sinay hocama teşekkürü bir borç bilirim. Saygılarımla..

ARAŞTIRILAN KAYNAKLAR : you/ appiness_and_Job_Satisfaction_in_University_Employees &btnG=#d=gs_qabs&u=%23p%3D5FIeQfV6_AoJ dt=0,5#d=gs_qabs&u=%23p%3DxrACtwzuUEkJ &btnG=#d=gs_qabs&u=%23p%3DFclgcyeDJ-IJ appiness_and_Job_Satisfaction_in_University_Employees &btnG=#d=gs_qabs&u=%23p%3D5FIeQfV6_AoJ dt=0,5#d=gs_qabs&u=%23p%3DxrACtwzuUEkJ &btnG=#d=gs_qabs&u=%23p%3DFclgcyeDJ-IJ

dt=0,5#d=gs_qabs&u=%23p%3Dnz-Y98shBp4J s_qabs&u=%23p%3D3DfXcYQwby4J s_qabs&u=%23p%3DMqBq3ZTjto8J s_qabs&u=%23p%3DMNRUlG9VCkwJ s_qabs&u=%23p%3D1cYnqenKKCsJ s_qabs&u=%23p%3DjZmbUEnz6qsJ s_qabs&u=%23p%3DNJaU9lW4gr0J s_qabs&u=%23p%3DRaCRIrbM_Q4J

_and_Job_Satisfaction_in_University_Employees %3DHZ_YV2RHNS4J dt=0,5#d=gs_qabs&u=%23p%3DjlNbBZMdolkJ C%D9%87+%D9%85%D8%B2%D8%A7%D8%AC&btnG=#d=gs_qabs&u=%23p%3Dc7WxmzR25FYJ er&jrnl= &AN= &h=OdWyTEaLVWvPtFteknklxmM%2b61APRiooE7l%2fUbQe syu3JGXkJaYl%2fXKyfE3gjDjaWDKKQyzIg1qz2b6dSYmNnw%3d%3d&crl=c&resultNs=AdminWebA uth&resultLocal=ErrCrlNotAuth&crlhashurl=login.aspx%3fdirect%3dtrue%26profile%3dehost%2 6scope%3dsite%26authtype%3dcrawler%26jrnl%3d %26AN%3d