T.C İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ PERFORMANS ÖDEVİ HAZIRLAYAN *BEYZA KILINÇ 12-C SBT 965
MUSTAFA KEMAL IN SAMSUN A ÇıKıŞı Mustafa Kemal'in Samsun'a çıkışı, 19 Mayıs 1919 tarihinde 9. Ordu Müfettişi Mustafa Kemal'in Bandırma Vapuru ile yapılan yolculuk sonrası Samsun'a ulaşması olayı. Bu olay Kurtuluş Savaşı'nın fiili başlangıcı olarak kabul edilmektedir. Samsun'da Rum çeteleri ve Türk halkı arasında meydana gelen çatışmaların sonlandırılması için Osmanlı Hükûmeti tarafından Mustafa Kemal görevlendirilmiş ve kendisine 9. Ordu'nun müfettişliği verilmiştir. Bunun üzerine müfettiş görev bölgesine Bandırma Vapuru ile ulaşmış ve bir hafta boyunca Mantıka Palas'ta kalmıştır. Bu süreçte bölgede meydana gelen çatışmaların sebebini araştırmış ve işgalcilere karşı bizzat Türk direniş örgütlerinin kurulmasında etkin rol oynamıştır. Mustafa Kemal, bu bir haftalık süreç sonunda Havza'ya geçmiştir. Havza'da geçirdiği on yedi gün sonunda ise şehirden ayrılarak Amasya'ya hareket etmiştir.
SAMSUN A HAREKET 15 Mayıs 1919 tarihindeki bu görüşmeden sonra kendisi için hazırlanan ve onu Samsun'a götürecek olan Bandırma Vapuru'nun kaptanı İsmail Hakkı Bey'i makamına çağırtarak yolculuk hakkında bilgi almış ve ertesi gün öğle üzeri hareket edeceklerini bildirmiştir. Yolculuk günü vapur, Sirkeci Garı açıklarında İngilizler tarafından aramaya ve kontrole tabi tutulmuş[14] ve Mustafa Kemal, Beşiktaş İskelesi'nden motor ile Kız Kulesi açıklarında vapura binmiştir. Vapur hareket etmeden önce Rauf Bey Mustafa Kemal'e vapurun işgal kuvvetlerine mensup bir torpido tarafından takip edileceğini ve batırılacağını haber aldığını belirtmiş fakat o, yolculuğun plânlandığı gibi süreceğini söylemiştir. Vapur Mustafa Kemal ve 18 askerle beraber 16 Mayıs 1919 tarihinde öğle üzeri İstanbul'dan Samsun'a doğru yola çıkmıştır. Rauf Bey'in belirttiği İngiliz gemisi, Bandırma Vapuru'nu izlemeye başlamış ancak Karadeniz'e açıldıktan sonra fırtınalı havada izlerini kaybetmiştir. Mustafa Kemal, İsmail Hakkı Bey'e karaya yakın bir rota izlemesini ve düşman saldırısı halinde gemiyi en yakın sahile oturtmasını emretmiştir.[15] Sert havada, dalgalı bir denizde yol alan gemi 17 Mayıs günü gece saat civarında İnebolu Limanı'na girmiş, 18 Mayıs 1919 tarihinde öğle üzeri 12.00'de de Sinop Limanı'na yanaşmıştır. Üsteğmen Hikmet Bey sandal ile kıyıya çıkmış ve yolda olduklarını Samsun Tümen Komutanlığı'na telgraf ile bildirmiştir. Bandırma Vapuru, bu telgraftan bir gün sonra da 19 Mayıs 1919'da Samsun'a varmıştır.
Mustafa Kemal ile Samsun'a çıkan askerler şunlardır: Kurmay Albay Kazım Bey — Müfettişlik kurmay başkanı Kurmay Albay Mehmet Arif Bey — Kurmay başkanı yardımcısı Kurmay Binbaşı Hüsrev Bey — Birinci şube müdürü Binbaşı Kemal Bey — Müfettişlik topçu kumandanı Dr. Albay İbrahim Bey — Ordu sıhhiye başkanı Dr. Binbaşı Refik Bey — Sıhhiye başkan yardımcısı Yüzbaşı Cevat Bey — Müfettişlik yaşyaveri Üsteğmen Muzaffer Bey — Müfettişlik ikinci yaveri
HAVZA GENELGESİ Havza Genelgesi, Mayıs 1919 Mustafa Kemal Atatürk'ün Samsun'a çıktıktan sonra ilk resmi tepkisi olması sebebiyle tarihte büyük bir öneme sahiptir. Atatürk, Bu genelgeyle halkın işgallere tepki göstererek milli bilincin uyandırılmasını amaçlamıştır. Ülkenin askeri ve mülki amirlerine hazırladığı genelgeyi telgraf çeken Atatürk, bu genelgenin gerçekleşmesiyle, yurdun değişik yerlerinde mitingler düzenlenmesine ve ülkenin dört bir yanında işgale karşı halkın direnme bilincini yerleştirmiştir.
*Atatürk'ün milli mücadele fikri etrafında yurttaşlarını birleştirmeyi amaçladığı bu genelgede yer alan içerikleri şu şekilde sıralayabiliriz: *İşgallerin protesto edilmesiyle büyük ve heyecanlı direniş mitingleri düzenlenecektir. *İstanbul Hükümet'inin askeri ve mülki amirlerine telgraflar çekilecektir. İşgale yönelmeye çalışan büyük devletlerin yöneticilerine uyarı telgrafları çekilecektir. *Atatürk'ün İtilaf Devletlerini işgal bahanesi altında tutmak istememesi nedeniyle Hristiyan halkına zarar verilmeyecektir. *Millerin geleceğini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır. *Genelgede yönetim her türlü kontrol ve denetimden uzak kılınacaktır. *Havza Genelgesi'ni önemli kılan etkenlerden biri olarak da milli mücadele döneminde yayımlanan ilk ulusal genelge olmasını sayabiliriz. Ayrıca genelgeden sonra Mustafa Kemal'in 8 Haziran 1919'da İstanbul Hükümeti *Harbiye Nezareti tarafından geri çağrılmasına rağmen emre uymayıp Amasya'ya geçmesi de bu genelgeyi önemli kılan eylemler arasında sayılmaktadır.
AMASYA GENELGESİ Havza'daki çalışmalarını tamamladıktan sonra Mustafa Kemal ve arkadaşları, 12 Haziran 1919'da Amasya'ya geçtiler. Milli Mücadele çalışmalarını sürdüren Mustafa Kemal, Hüseyin Rauf Orbay, Refet Bele ve Ali Fuat Cebesoy birlikte Amasya Genelgesi'ni hazırladılar. Hazırlanan bildiri, Erzurum'da 15. Kolordu Komutanı Kazım Karabekir'e sunuldu. O'nun da onayının alınmasından sonra, bildiri, 22 Haziran 1919'da tüm mülki amir ve askeri komutanlara telgrafla Abdurrahman Rahmi Efendi tarafından ulaştırıldı. Amasya Genelgesi, milli mücadelenin temel gerekçe, amaç ve yöntemini ilk olarak belirtmiş oldu. Amasya Genelgesi'nin yayınlanması İstanbul'da bulunan işgal güçlerinin tepkisini çekmişti. Özellikle İngilizlerin, Mustafa Kemal'i geri getirmek için İstanbul Hükümeti üzerindeki baskıları iyice artmıştı. Mustafa Kemal, İstanbul'a dönmediği için daha sonra görevinden alınacaktır. O sırada İçişleri Bakanı olan ve Milli Mücadele'ye sıcak bakmayan Ali Kemal Bey, bir genelge yayınlayarak, Mustafa Kemal'in iyi bir asker olduğunu, fakat İngiliz baskısı sonucu görevinden alındığını duyurmuştur.
Amasya Genelgesi'nin içeriği şöyledir: 1- Vatanın bütünlüğü, milletin istiklâli tehlikededir. 2- İstanbul Hükümeti, üzerine aldığı sorumluluğu yerine getirememektedir. Bu hal, milletimizi âdeta yok olmuş göstermektedir. 3- Milletin istiklâlini, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır. 4- Milletin içinde bulunduğu bu duruma göre harekete geçmek ve haklarını yüksek sesle cihana işittirmek için her türlü tesir ve denetimden uzak milli bir heyetin varlığı zaruridir. 5- Anadolu'nun her bakımdan emniyetli yeri olan Sivas'ta bir kongre toplanacaktır. 6- Bunun için her ilden milletin güvenini kazanmış üç temsilcinin mümkün olduğu kadar çabuk yetişmek üzere yola çıkarılması gerekmektedir. Bu temsilciler, Müdafaa- i Hukuk, Redd-i İlhak cemiyetleri ve belediyeler tarafından seçilecektir. 7- Her ihtimale karşı, bu meselenin bir milli sır halinde tutulması ve temsilcilerin, lüzum görülen yerlerde, seyahatlerini kendilerini tanıtmadan yapmaları lazımdır. 8- Doğu illeri için, 10 Temmuz'da Erzurum'da bir kongre toplanacaktır. Bu tarihe kadar diğer illerin temsilcileri de Sivas'a gelebilirlerse; Erzurum Kongresi'nin üyeleri, Sivas genel kongresine katılmak üzere hareket edecektir.
ERZURUM KONGRESİ Kongreye çoğunluğu işgal altındaki 5 doğu ili Trabzon, Erzurum, Sivas, Bitlis ve Van'dan gelen 62 delege katılmış; 2 hafta süren kongrede alınan kararlar Kurtuluş Mücadelesi'nde izlenen çizgide önemli ölçüde belirleyici olmuştur. Kongreyi geçici başkan olarak Erzurum delegelerinden Hoca Raif Efendi açmış; yoklamanın ardından yapılan oylamada Mustafa Kemal Paşa kongre başkanlığına getirilmiştir.
ERZURUM KONGRESİ'NİN ÖNEMİ VE ÖZELLİKLERİ 1- Manda ve himaye reddedilerek ilk kez ulusal bağımsızlığın koşulsuz olarak gerçekleştirilmesine karar verilmiştir. 2- İlk kez milli sınırlardan bahsedilmiş ve Mondros Ateşkes Antlaşmasının imzalandığı anda Türk vatanı olan topraklarının parçalanamayacağı açıklanmıştır. 3- Toplanış şekli bakımından bölgesel olmasına karşın aldığı kararlar bakımından milli bir kongredir. 4- İlk defa geçici bir hükümetin kurulacağından bahsedilmiştir. 5- Erzurum Kongresi Sivas kongresine bir ön hazırlık çalışması niteliğindedir. 6- İlk kez başkanlığını Mustafa Kemal'in yaptığı dokuz kişilik bir Temsil Heyeti oluşturuldu. Bu Temsil Heyeti bir hükümet gibi görev yapacaktır. (Temsil Heyeti'nin görevi TBMM'nin açılmasına kadar devam edecektir.)
AMASYA GÖRÜŞMELERİ Ali Rıza Paşa hükümetin Milli Mücadeleye sempati ile bakması sonucunda iki taraf Amasya’da görüşmüştür. Bu görüşmelere Temsil Heyeti’ni temsilen Mustafa Kemal, İstanbul Hükümetini temsilen Bahriye Nazırı Salih Paşa katılmıştır. Yapılan görüşmeler neticesinde şu kararlar alınmıştır Hiçbir vilayet terk edilmeyecek, hiçbir himaye ve manda kabul edilmeyecektir. Türk vatanının bütünlüğü ve istiklali korunacaktır. Azınlıklara siyasi hâkimiyetimizi zedeleyici ve sosyal dengemizi bozucu ayrıcalıklar verilmeyecektir. Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti hukuki bir teşekkül olmak üzere İstanbul hükümeti tarafından tanınacaktır. Osmanlı Meclis-i Mebusan’ı toplanmalıdır. Ancak güvenlik nedeniyle İstanbul dışında toplanmalıdır.
Amasya Görüşmelerinin Önemi ve Sonuçları Milli Mücadele, Temsil Heyeti ve Anadolu ve Rumeli Müdafa-i Hukuk Cemiyeti, İstanbul hükümeti tarafından resmen ve hukuken tanındı. Meclisin açılmasına karar verildi. Ancak anayasaya aykırı olduğu iddia edilerek İstanbul’da toplandı. Salih Paşa Amasya Protokolü’nün kabul edilmemesi durumunda istifa edeceğini belirtmiş fakat istifa etmemiştir. Seçimlerin serbest yapılması sağlanmış, İtilaf Devletleri seçimlere müdahale etmemiştir. Çünkü mecliste aleyhlerinde bir karar alınacağını düşünmemişlerdir. Yasal Uyarı: Yayınlanan yazıların/içeriklerin tüm hakları “tarihyolu.com” aittir. Kaynak gösterilse dahi yazının/içeriğin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan yazının bir bölümü, alıntılanan yazıya/içeriğe aktif link verilerek kullanılabilir.
KAYNAKÇA