8. SINIF 3.ÜNİTE ZEKAT VE SADAKA HAZIRLAYAN TALİP ORHAN 2019
DİN BİREY VE TOPLUM? Toplumumuzda infak kültürünü nasıl geliştirebiliriz? İnsan başkalarına ihtiyaç duymadan yaşayabilir mi?
İslâm’ın Paylaşma ve Yardımlaşmaya Verdiği Önem: Paylaşma duygusu Allah’ın insana doğuştan verdiği fıtri bir duygudur, insanın doğasında vardır. İnsan, bir toplum içinde başkalarıyla beraber yaşar. Toplumsal hayat paylaşma, dayanışma ve yardımlaşmayı gerektirir. Her insanın yeme, içme, barınma, giyinme gibi çeşitli ihtiyaçları vardır. Bunları karşılamak için insan başkalarıyla yardımlaşır. Gerektiğinde, sahip olduğu imkânları çevresindekilerle paylaşır.
İslâm’ın Paylaşma ve Yardımlaşmaya Verdiği Önem: Her toplumda varlıklı insanlar olduğu gibi muhtaç durumda olanlar da vardır. Örneğin, bazı insanlar hastalık, iş bulamama gibi nedenlerle çalışıp geçimlerini sağlayamazlar. Çalıştığı hâlde gereksinimlerini karşılayamayıp geçim sıkıntısı çeken kişiler de vardır. Bu gibi durumlarda, toplumdaki zengin insanlar muhtaçlara el uzatmalı ve onların bu sıkıntıdan kurtulmasına yardımcı olmalıdırlar. Böylece zengin ile yoksul arasında güçlü bir bağ kurularak toplumsal birlik ve beraberlik sağlanır. Zenginlerin ihtiyaç sahiplerine yardım etmeleri, sahip oldukları imkânları onlarla paylaşmaları gerekir. Çünkü yoksulların, zenginlerin malı üzerinde hakları vardır. Bu konuda Allah şöyle buyurur: “Onların (zenginlerin) mallarında, muhtaç ve yoksullar için bir hak vardır.” Zariyat/19
İslâm’ın Paylaşma ve Yardımlaşmaya Verdiği Önem: İslam dini insanların kardeşçe yardımlaşma ve dayanışma içinde yaşamalarını ister. Bu yüzden Hz. Muhammed, Müslümanları bir bedenin organlarına benzetmiştir. Bu organlar arasındaki ilişkinin güçlendirilmesi, bedenin uyumlu çalışmasını sağlar. Bunun gibi toplumun bireyleri arasındaki bağın güçlendirilmesi de toplumsal uyumun sağlanması için önemlidir. Bundan dolayı İslam dini, insanlar arasında yardımlaşma ve dayanışmayı öğütler. Bu paylaşma ve yardımlaşmanın en güzel örneklerinden biri ensar-muhacir kardeşliği olmuştur. Baskılar sonucu bütün mal varlıklarını bırakarak Mekke’den Medine’ye göç etmek zorunda kalan Mekke’li muhacirlere, Medineli Müslümanlar sahip çıkmışlar, bütün imkânlarını onlarla paylaşmışlardır. Bu nedenle Medineli Müslümanlara “yardım edenler” anlamına gelen “ensar” ismi verilmiştir.
İslâm’ın Paylaşma ve Yardımlaşmaya Verdiği Önem: Paylaşmak veya yardım etmek için zengin olmak gerekmez. Dinimiz bollukta ve darlıkta başkalarına yardım etmeyi öğütler. Muhtaçlara yardım etmek, yetimleri koruyup gözetmek, vahyin gelmeye başlamasıyla üzerinde durulan dikkat çekilen değerlerdir. Buna aykırı davrananlar Mâun süresinde eleştirilmiştir. Allah’u Teâlâ Müslümanları infak etmeye (maddi yardım) teşvik etmek için bunları yapanlara karşılığını kat kat vereceğini bildirmiştir. Zekât zengin müslümanlara farz olarak emredilmiş. Müslümanlardan, ihtiyaç fazlası olan mallarını sadaka olarak vermesi paylaşması istenmiştir. Peygamber efendimiz de bu konuda “Komşusu açken tok yatan bizden değildir.” Buyurur.
Zekat ve Sadaka "Temizlik, arınmak, bereket, artmak, çoğalmak, iyi ve düzgün olmak" anlamları taşıyan zekât; "Şartlarını taşıyan bir müslümanın, malının belirli bir miktarını, bir yıl sonra Kur'an'da belirtilen yerlere Allah rızası için vermesidir" . Zekat mal ile yapılan yıllık bir ibadettir. Hicretin ikinci yılında oruçtan evvel farz kılınmıştır. Zekat kelimesi Kur'an-ı Kerim'de yaklaşık otuz beş yerde geçmektedir. "Namazı kılın, zekatı hakkıyla verin, rüku edenlerle beraber rüku edin" Bakara /43 Kur’an’da Yüce Allah, Peygamberimize hitaben şöyle buyurmuştur: “Onların mallarından sadaka (zekât) al; bununla onları (günahlardan) temizlersin, onları arıtıp yüceltirsin...” Tevbe/103
Zekat ve Sadaka Ekonomik durumu iyi olan kişi, kendisine verdiği nimetlerden dolayı Allah’a şükreder. Bu şükrünü, sahip olduğu imkânların bir kısmını zekât ve sadaka olarak vermekle gerçekleştirir. Ayrıca zekât, kişiye yoksulların sorunlarıyla ilgilenme bilinci kazandırır. Böylece toplumda zekât veren ile alan kişiler arasında sevgi ve saygı duyguları gelişir. Zengin ile yoksul arasındaki bağ güçlenir. Toplumsal kaynaşma sağlanarak insanlar arasında dayanışma oluşturulur.
Zekat ve Sadaka Farz olmasının şartları 1- Zekat verecek kimse müslüman, akıllı, ergenlik çağına girmiş olmalı, 2- Temel ihtiyacı ve borcundan başka nisap miktarı mala sahip olmalı, Nisap Miktarı (80.18 gr.altın) 3- Zekatı verilecek mal üzerinden bir yıl geçmeli, 4- Zekatı verilecek mal kişinin tam mülkiyetinde olmalıdır. (üzerinde ipotek ve harcamaya engel bir durum olmamalıdır)
Zekat ve Sadaka Zekat kimlere verilir? (Tevbe süresi 60. ayette belirtilir) 1- Fakirler: Dinen zengin olmayanlar yani nisap miktarı mala sahip olmayanlar, 2- Düşkünler: Hiçbir geliri olmayan ihtiyaç sahipleri veya çalışmaya güç yetiremeyenler. 3- Borçlular: Borçlu durumda bulunan ve borcunu ödeyecek parası olmayıp ödemekte sıkıntı çekenler 4- Yolda Kalmışlar: Kendi yaşadığı yerden uzakta kalan ve parasız duruma düşen yolcular. 5- Allah yolunda olanlar: Allah yolunda savaşanlar, Allah rızası için ilim tahsil edenler
Zekat ve Sadaka Zekât kimlere verilmez ? Anaya, babaya, büyükanneye, büyükbabaya, çocuklarına, torunlara, eşe, zenginlere, müslüman olmayanlara verilmez. Kişi bakmakla yükümlü olduğu kimselere zekat veremez. Not: Eve, ev eşyasına, arabaya, mesleği yaparken kullanılan alet makine ve tezgâhlara, zekat düşmez
Zekat ve Sadaka Zekât verilmesi gereken malların nisabı ve oranı (Nisap en düşük zekat malı ölçüsü demektir) Zekat Malı Nisabı Oranı Altın 80,18 -85 gr ( 20 miskal) 1/40 %2,5 Gümüş 561,2 gr. (200 dirhem) 1/40 %2,5 Para Altın nisabı karşılığı 1/40 %2,5 Tahvil-senet Altın nisabı karşılığı 1/40 %2,5 Ticaret Malı Altın nisabı karşılığı 1/40 %2,5 Tarım Bir ton (5 vesk) 1/20 %5 Masrafsız Tarım Bir ton 1/10 %10 Madenler 1/5 %20 Küçükbaş Hayvan 40 koyun veya keçi - - 121 de 2, 201 de 3, 400 de 4 koyun 500 de 5 koyun, her yüz koyunda bir artar, Büyükbaş Hayvan 30 Sığırda bir yaşını bitirmiş buzağı 40 sığırda iki yaşını bitirmiş dana, 60 sığırda bir yaşını bitirmiş iki buzağı…. Devenin nisabı beştir. bir koyun verir, 25 devesi olan bir yaşını bitirmiş deve yavrusu verir. Tarım ürünlerinde üzerinden bir yıl geçme şartı aranmaz. Öşür de denir
Zekatı Nasıl Vermeli, Verirken Nelere Dikkat Etmeliyiz? Malının veya parasının zekâtını verecek kişi bu ibadet için niyet etmelidir. Yaptığı yardımı zekât olarak verdiğinin bilincinde olmalıdır. Zekât verirken yoksul ve muhtaçların onurları zedelenmemelidir. Zekât verilen kişiye hoşgörü ve saygı ile davranılmalı, zekât alan kimse minnet altında bırakılmamalıdır. Zekât ve diğer yardımlar gizli bir şekilde ve gösteriş yapılmadan verilmelidir. Bu konuda Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulmaktadır: “Eğer sadakaları (zekât ve benzeri hayırları) açıktan verirseniz ne güzel. Eğer onu fakirlere gizlice verirseniz, işte bu sizin için daha hayırlıdır. Allah da bu sebeple sizin günahlarınızı örter...”Bakara/271 Başka bir ayette ise “Ey iman edenler!... Başa kakmak ve incitmek suretiyle yaptığınız hayırları boşa çıkarmayın...” Bakara/264 ifadeleri yer almaktadır.
Zekatı Nasıl Vermeli, Verirken Nelere Dikkat Etmeliyiz? Zekât, malın iyisinden veya ortalamasından verilmelidir. Allah, infak edilen malların kötülerinden verilmemesini vurgulamaktadır. ”Ey iman edenler! Kazandıklarınızın temizlerinden ve sizin için yerden çıkardıklarımızdan infak edin; göz yummadan alamayacağınız âdi, bayağı şeyleri vermeye kalkmayın…” Bakara/267 Zekat ve sadakaların öncelikle yakınlara verilmesi tavsiye edilmiştir.
Toplumsal Dayanışma İbadeti Olarak Sadaka Kelime anlamı olarak sadaka, doğru söylemek ve verdiği sözde durmak demektir. Terim olarak, bir Müslümanın Allah’ın sevgisini kazanmak amacıyla yaptığı maddi ve manevi yardımların tamamı için kullanılır. Sadaka vermek sünnettir. Sadaka yalnızca maddi yardımlarla sınırlı değildir. Hasta ve yaşlı insanları ziyaret etmek, onların hâl ve hatırını sormak; caddede, iş yerinde, oturduğumuz sokakta karşılaştığımız insanlara selam vererek güler yüz göstermek de dinimize göre sadaka olarak değerlendirilir. Peygamberimiz bu konuda; “İnsanlara güler yüz göstermen senin için sadakadır. İyiliği öğütlemen ve kötülüğe engel olmaya çalışman sadakadır. Gözü görmeyen birine yardımcı olman sadakadır.” buyurmuştur. Sadaka vermek için zengin olma şartı aranmaz. Herkes maddi imkânları ölçüsünde sadaka verebilir. Sadakanın belirli bir miktarı ve zamanı yoktur.
Toplumsal Dayanışma İbadeti Olarak Sadaka Fıtır sadakası ramazan ayına mahsus sadakadır. Halk arasında fitre diye bilinen fıtır sadakası Ramazan orucunu tutup bayrama ulaşmanın bir şükrü olarak; dinen zengin olup Ramazan ayının sonuna yetişen müslümanın, ihtiyaç sahibi olanlara vermesi vacip olan bir sadakadır. Bu sadaka, ailedeki her birey için verilir. Verilen para, bir kişinin bir günlük yiyecek ihtiyaçlarını karşılayacak miktarda olmalıdır. Caiz olma zamanı ramazan bayramının birinci günü olmakla birlikte bayram ihtiyaçlarının karşılanması için daha önce de verilebilir. Yol, köprü, çeşme, okul, cami gibi insanların sürekli faydalanacağı eserler yaptırmaya sadaka-i cariye (sürekli sadaka) denir. Peygamber efendimiz sadaka-i cariye verenlerin o eser kullanıldığı sürece amel defterinin kapanmayacağını haber vermiştir.
Zekat ve Sadakanın Bireysel ve Toplumsal Faydaları 1- İnsanın paylaşma ve yardımlaşma duygusunu geliştirir, cimriliği yok eder. Fedakarlık yapma bilinci kazandırır. (Bireysel) 2- Allah'a karşı malın bir şükrü olup, malı ve mal sahibini manevi kirlerden temizler. (Bireysel) 3- Mala bereket kazandırarak çoğalmasını temin eder, (Bireysel) 4- Fakirleri çalışmaya teşvik eder. İddia edildiği gibi fakirleri her zaman bedavadan geçindirmek maksadını taşımaz, (Bireysel) 5- Sosyal güvenlik ve sosyal sigortadır. Zekât, sınıf kavgalarını yok eder. Fakirlerin, mal ve servet sahiplerine karşı körüklenen kıskançlık duygularını yok eder. Toplumdaki fertlerin birbirine karşılıklı sevgi, saygı ile bağlanmasını sağlar. (Toplumsal) 6- Yatırıma zemin hazırlar, kalkınmanın çok önemli bir itici gücü olur. Zekat alan kişi aldığı zekatla alışveriş yaparak ihtiyaçlarını giderir. Bu durum ekonominin canlanmasını sağlar. (Toplumsal) 7- Sosyal adaletsizliği ve gelir dengesizliğini ortadan kaldırır. (Toplumsal) Toplumsal kurumlarımızı, adet ve geleneklerimizi de etkileyerek infak kültürünün oluşmasını sağlar. (Toplumsal) 8-
NELER ÖĞRENDİK? İslam dininin paylaşma ve yardımlaşmaya verdiği önemi açıklayınız.? Zekât ve sadaka arasında ne fark vardır? Açıklayınız. İnfak kültürünün toplumumuzdaki yansımalarına örnekler veriniz?
HASAN POLATKAN ORTAOKULU TEŞEKKÜRLER HASAN POLATKAN ORTAOKULU 2019