TÜRK DİLİNDE HAL KATEGORİSİ I

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
İSMİN HALLERİ 1.YALIN HAL 2.YÖNELME HALİ 3.BULUNMA HALİ 4.AYRILMA HALİ
Advertisements

Biz uygarlıktan,bilimden ve fenden güç alıyor ve ona göre yürüyoruz.
-Yalın Hali -E Hali -İ Hali -De Hali -Den Hali
Hakan Satılmış (Türkçe Öğretmeni) Biz uygarlıktan,bilimden ve fenden güç alıyor ve ona göre yürüyoruz.
İnsanlar; duygu, düşünce ve isteklerini cümlelerle dile getirir. Cümleler ise sözcüklerden oluştuğu için sözcükler, dilin en önemli öğesidir. Sözcükler,
1.Yüklem: Cümlede yapılan işi, oluşu ya da eylemi bildiren kelimeye yüklem denir. Yüklem cümlenin temel öğelerinden biridir. Genellikle cümlenin sonunda.
CÜMLE ÖGELERİ Cümle, bir duyguyu, düşünceyi veya olayı anlatan sözcük ya da sözcükler topluluğudur. Cümlede her sözcüğün bir görevi vardır. Cümlede görevli.
Varlıkların Özelliklerini Belirten Kelimeler (Sıfat – Ön Ad)
Değerli Arkadaşlar, aşağıdaki sorular 7. ve 8. sınıflar için özel hazırlanmış dil bilgisi kitabımızdan yararlanılarak oluşturulmuştur. Kendi okulumuzda.
YAZIM KURALLARI.
COĞRAFYA PROJE ÖDEVİ ÖZGÜR SÖNMEZ 10/A Ulaşım Nedir ?
AHİLİ K Güçlü bir sivil toplum örgütü. ESKİ BİR SİVİL TOPLUM ÖRGÜTÜMÜZ; AHİLİK Bilindiği gibi Türklerin tarih sahnesine çıkışı neredeyse insanlık tarihi.
İSİM GRUBU. Bu konu için önerilen literatür: 1. İSİM TAMLAMASI: Leyla Karahan, Türkçede Söz Dizimi, Akçağ Yayınları, 2008, İYELİK GRUBU VE İSİM.
AD TAKIMI. İki ismin bir araya gelip kaynaşması ile oluşan tamlamalardır. evin çatısı kedinin gözleri.
1 ZAMİRLER Dil, kısa, öz anlatımı sever. Konuşurken, yazarken gereksiz, sevimsiz tekrarlardan kaçınmak için, daha önce anılan bir ismin yerine, onu karşılayacak.
ZAMİRLER.
SES BİLGİSİ MUSTAFA DEMİRCAN.
AKIL (ZİHİN) HARİTASI.
Zihinsel engellilerin sınıflandırılması
Öğretmeye bağlı, gerçekçi anlatım türlerinden biri olan günlükler, bir kişinin önemli ve kayda değer bulduğu olayları, gözlem, izlenim,duygu-düşünce.
SOSYAL GELİŞİM Öğr. Gör. İdris KARA.
MORFEMLER. MORFEM TÜRLERİ Şu örneklere bir göz atalım: Boyacının elleri beyaz. Öğrencilerde hefer olmalı.
Paragraf Nedir? & Herhangi bir yazının bir satırbaşından öteki satırbaşına kadar olan bölümüdür. & Duygu, düşünce, istekleri anlatım tekniklerinden yararlanarak.
TAMLAMALAR.
 Cümlede, eylemin nesne alabilip alamamasına ya da öznenin, eylemde bildirilen işle ilgili olarak gösterdiği özelliğe eylem çatısı denir. Dolayısıyla,
ZARFZARF (BELİRTEÇ) ZARF yer zamanölçüniteliksoru belirteçBir fiilin, bir fiil şeklinin (fiil ismi, sıfat-fiil, zarf-fiil), sıfatın veya kendi türünden.
TÜRKİYE EKONOMİSİNİN SEKTÖREL DAĞILIMI
Sözsüz İletişimin Özellikleri
Hazırlayan İSMAİL ŞAHİNER. SORU ÇÖZERKEN!!! Önce soru okunur. Daha sonra parça (metin) okunur. Önce soru okunur. Daha sonra parça (metin) okunur.
Çağdaş Türk sanatını konu alan birçok kaynakta, ulusal ve yöresel Türk resminin kurucusu ve öncüsü olarak nitelendirilen Turgut Zaim, 1906 yılında İstanbul`da.
TARİHİ RİSK! TARİH BİLİMİ. Osmanlı Devletinde tarihi olayları kaydetmekle görevlendirilen kimselere verilen ad? Vakanüvis.
SIFAT ( ÖN AD) ÖRNEKLER: * Beyaz tahta * Görgülü kişi
Mustafa Süreyya SEZGİN Mustafa Süreyya SEZGİN HAT SANATI Arap harfleri çevresinde oluşmuş güzel yazı yazma sanatıdır. Bu sanat Arap harflerinin 6. yüzyıl.
FİİLLERDE SORU Fiile "mi" soru eki getirilerek soru çekimi sağlanır.
EĞİTİMDE DRAMA.
İşlev Açısından Kelime Türleri
Metinlerin Sınıflandırması
KEVSER KURNAZ TÜRKÇE ÖĞRETMENLİĞİ 2. SINIF - II. ÖĞRETİM
BİR KAHRAMAN DOĞUYOR / Mustafa Kemal Atatürk’ün Öğrenim Hayatı
MORFEMLER.
SEVİYE: 11. SINIF 1. ÜNİTE KAZANIMLAR: Mantık ve Doğru Düşünme arasındaki ilişkiyi değerlendirir. Akıl ilkelerinin önemini değerlendirir. ÖĞRENME – ÖĞRETME.
SES OLAYLARI.
10. HAFTA TUR181 TÜRK DİLİ l.
BİLGİSAYAR 1 AD: MÜRŞİDE SOYAD: EREN BÖLÜM: TÜRKÇE ÖĞRETMENLİĞİ (İ.Ö)
Adlar (İsimler) Ad soylu sözcükler Fiiller
TÜRKÇE FATMANUR ŞAHİN 6/A 523.
Yazım kuralları konusunun önemli bölümlerinden birisi de –de ve –ki eklerinin yazımıdır. Bu belgede konu ayrıntılı olarak işlenmiştir. ADI: AYDIN SOYADI:
EKLER VE KELİME YAPISI.
Hazırlayan: Eray POLAT Numara:
10. HAFTA TUR181 TÜRK DİLİ l.
Kedi, köpek, tarak, çekiç, anne, dayı, ayak,
Hazırlayan: Eray POLAT Numara:
ZAMİRLER “Sen ve ben ve deniz Bizi anlamayan bir nesle aşina değiliz”
Yazı Sistemleri.
EKLER VE KELİME YAPISI.
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
DİLBİLİM Dil bilimi (linguistic) dille ilgilenir. Dil, insanların fikir alış verişinde bulunma, birbirleriyle iletişim kurma aracıdır. Her dilin kendine.
Okul Öncesi Dönemde Fen Eğitimi
SES BİLGİSİ Ali MUTLU MUTLUCAN.
ANLATMAYA BAĞLI EDEBİ METİNLERDE DİL VE ANLATIM
KİPER’İN DOĞUM GÜNÜ.
KELİME TÜRLERİ FİİLLER.
DİL GELİŞİMİ KURAMLARI - II
ZAMİRLER(ADILLAR) 6.SINIF.
CİHANGİR ÇAĞLAR ZAMİRLER
TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI II DERS XI
Hazırlayan: Eray POLAT Numara:
TÜRKÇE - SES OLAYLARI CİHANGİR ÇAĞLAR.
Zarflar Zarf: Eylemleri, eylemsileri, zarfları, kimi zaman da ekeylemle yargı anlamı kazanmış sözcükleri türlü yönlerden (durum, zaman, yön…) tamamlayan.
SES BİLİMİ VE SES BİLGİSİ
Sunum transkripti:

TÜRK DİLİNDE HAL KATEGORİSİ I Hal, söz öbeğinde veya cümlede ismin kendi dışında kalan sözlerle ilişkisini ifade eden dilbilgisi kategorisidir. Dil­lerde haller yardımcı sözler, ekleme veya yer düzeni yöntemiyle ifade edilir. Haller, söz öbeğinde veya cümlede isimlerin kendisine bağlı olmayan unsurlarla ilişkisini gösterir. Türkçede bağlı olan unsurlar bağlı oldukları unsurlardan genellikle önce gelirler. İsimlerin, kelime gurupları ve cümleler içinde isimlerle, edatlarla ve fiillerle çeşitli ilişkileri olur. Bu ilişkiler kurulurken isimler hep aynı durumda bulunmaz, ilişkinin türüne göre ayrı ayrı hallere girerler.

Onun için Türkçede haller isimlerin daima kendisinden sonra gelen kelimelerle münasebetini gösterir. Türk dilinde isimlerin belirli hallere sokulması öncelikler ekleme yöntemi aracılığıyla gerçekleştirilir. Ekleme yönteminin yanında halleri ifade etmek için yardımcı sözler ve yer düzeni yönteminden de yararlanılır. Demek ki ismin halleri ismin diğer kelimelerle ilişkisi sırasında içinde bulunduğu durumlardır. Türk dilindeki belli başlı haller şöyledir:

YALIN (NOMİNATİF) HAL Cümlede veya söz öbeğinde yüklemin veya yönetici fiilin sözdizimsel ilişki yöntemlerinden uyuma göre uyduğu unsur olan öznenin bulunduğu haldir. Kelime veya kelime gruplarını yalın hale sokmak için kullanılan bir ek bulunmaz. Örnek: Kalem düştü. Çiçekler açtı. Ben kalem ucu aldım. Kitaplarım geldi. Kedimiz süt içti. Bu, sözlerin ek almamış şekli yalın haldedir anlamına gelmez.

İLGİ (GENETİF) HALİ Sözdizimsel ilişki yöntemlerinden uyuşum esasında kurulan söz öbeğinde bağlı olunan unsurun bulunduğu haldir. Uyuşum yöntemine göre kurulan söz öbeği geleneksel Türk dil iblimi çalışmalarında ad tamlaması olarak adlandırılır. Buna göre, esasta ad tamlamasında bağlı olunan unsur olan tamlayan, ilgi halinde bulunur. Bu hal ismin başka bir isimle ilgili olduğunu ifade eden halidir. İlgi hali ismin bir isimle ilgisi olduğunu, kendisinden sonra gelen bir isme tabi bulunduğunu gösterir. İsimin bu hali ekleme ve yer düzeni yöntemleri aracılığıyla gerçekleştirilir.

Ekleme yöntemiyle isim tamlaması kurulacağı zaman ünlü tabanlı sözlere «-nın/-nin/-nun/-nün»; ünsüz tabanlı sözlere «-ın/-in/-un/-ün» eklerinden sesçil bakımdan uygun olanı ad tabanına ulanır. Örnek: sokağın gürültüsü, ev-in yolu, uyku-nun sonu, oda-nın içi

Yer düzeni yöntemine göre ilgi haline sokmada herhangi bir ek bulunmaz Yer düzeni yöntemine göre ilgi haline sokmada herhangi bir ek bulunmaz. Uyuşum yöntemiyle öbek olan, söz öbeğinde veya cümlede bütün olarak görev yapan ve iyelik eki ulanmış olan ismin hemen önündeki söz ilgi halindedir. Örnek: kapı kolu, kalem ucu, tatil dönemi, Uyuşum yöntemine göre ilgi hali ifadesinde bağlı olan unsur genellikle iyelik 3. teklik kişi ekini almış olur.

Türkiye Türkçesinde I. kişi zamirleri ilgi haline sokulacağı vakit ek, -im biçimini alır. Türk dilinin tarihi metinlerinde «-nıñ /-niñ/-nuñ/-nüñ;-ıñ/-iñ/-uñ/-üñ» değişkelerine sahip olan ekin I. teklik kişi zamirlerinde –im biçimini alması sık kullanışa bağlı olarak en aza çaba yasası esaslarında gerçekleştiği düşünülmektedir: : ben-iñ > ben-im, biz-iñ> biz-im

BELİRTME (AKKUZATİF) HALİ Söz öbeklerinde veya cümlelerde fiilin doğrudan doğruya etkilediği isimler belirtme halinde bulunurlar. Karşıladığı hareket doğrudan doğruya bir ismi etkileyen fiiller geçişli fiillerdir. Şu halde belirtme hali ismi kendisini etkileyen geçişli bir fiile bağlayan haldir. İsmin geçişli bir fiilin etkisinde olduğunu gösteren bu hal ekleme veya yer düzeni yöntemleri aracılığıyla ifade edilir. Türkiye Türkçesinde ekleme aracılığıyla belirtme hali ifade edileceği vakit «–ı,-i,-u,-ü» eklerinden yararlanılır: Cam-ı kırdı, Suyu içti, Ağac-ı kesti, kitab-ı okudu.

Eski Türkçe dönemine ait metinlerde ekleme yöntemiyle sözler belirtme haline sokulacağı vakit, belirli varlık adlandırmalarında ”-g” ekinin (Atıg kördi), iyelik ekli adlandırmalarda “-n” ekinin (Atımın kördi); zamirler ise “-nı,-ni” ekinin (Bu-nı kördi) kullanıldığı görülür. Belirli isimlerden sonra kullanılan –g, belirtme eki ünsüzle biten isimlerde önüne gelen yardımcı ünlüyü sonradan kendi bünyesine alarak -ıg,-ig şekline geçmiştir: tarıg-çı-lar-ı-g kördi. Batı Türkçesine gelince, sonundaki “g” sesleri düştüğü için belirtme hali görevi esasta yardımcı ses olan “ı/i” ses birimlerine yüklendiği görüşü vardır. Bu ek, Batı Türkçesindesahasını genişleterek iyelik eklerinden ve zamirlerden sonra da kullanılmaya başlamış, böylece genel belirtme eki olma yoluna girmiştir.

İyelik eklerinden sonra gelen –n akkuzatif eki de Batı Türkçesinde son zamanlara kadar yaşamış, Osmanlıcada ve bilhassa Eski Anadolu Türkçesinde geniş ölçüde kullanılmıştır, Çağdaş Türk lehçelerinin birçoğunda III. Kişi iyelik eklerinden sonra hala kullanılmaya devam etmektedir: Göz-i-n açtı; Saçı-n çözdi -nı,-ni belirtme eki ise Türkiye Türkçesi dışında, diğer lehçelerinde zamanla genel belirtme hali ekine dönüşmüştür: Marat-tı kördi, kalpak-nı aldı, suv-nı içti.

Konuşan ve dinleyen için özel olmayıp genel olan bir varlığın adı söz öbeğinde veya cümlede belirtme haline sokulacağı vakit öteden beri yer düzeni yönteminden yararlanılır. Böylesi varlıkların adları cümlede veya söz öbeğinde belirtme halinde kullanılacağı vakit hemen geçişli fiil olan yüklemin yanıdır: Ali kitap okudu, Kedi süt içti, Öğretmen ders anlattı.

YÖNELME (DATİF) HALİ Kelime guruplarında ve cümlede fiilin kendisine doğru yaklaştığını, yöneldiğini ifade etmek için isim yönelme haline sokulur. Türk dilinde isimler yönelme haline ekleme yöntemiyle sokulur. Fiilin istikametini gösteren ve yaklaşma ifade eden yönelme hali daima ekle (-a/-e )yapılır. Su-y-a, Güneş-e, Gökler-e, Gölgesi-n-e, Yönelme hali ekinin çeşitli kullanılış fonksiyonları yaklaşma, istikamet, yer, zaman, karşılaştırma, verme, bildirme, kuvvetlendirme, gaye, hedef, bedel, ilgi, kabul, gereklik, uygunluk, aitlik, vasıf, görüş, değişme, tercih v.s.gibi ifadelerdir.

Batı Türkçesinde yönelme hali eki –a,-e’dir Batı Türkçesinde yönelme hali eki –a,-e’dir. Aslında, Eski Türkçede bu ek –KA şeklinde idi. Batı Türkçesine geçerken çekim eklerinin başındaki ünszler düştüğü için yönelme hali eki de -a,-e şekline girmiştir. Yönelme hali eki de esas itibariyle isimleri fiillere bağlayan bir ektir. İsimleri bazı edatlara da bağlar: Eve doğru, Aya karşı, Babama göre Fakat bu edatlar da yönelmeyi kuvvetlendiren ve böylece yine fiile bağlayan bir rol oynarlar.

BULUNMA (LOKATİF) HALİ Kelime gruplarında ve cümlede fiilin kendi içinde gerçekleştiğini ifade etmek için isim bulunma haline girer. Türk dilinde isimler bulunma haline ekleme yöntemiyle sokulur. Bu hal için isimler daima ek alır. Bu halin eki “-da/-de/-ta/-te”dir: Sıra-da oturdu. Okul-da gördü. -DA eki, bulunma ana işlevinin dışında eklendiği ismin anlamı ile kullanıldığı fiile bağlı olarak “yer, zaman, devamlılık, tarz, şekil, sebep, vasıf vb.” ifadeleri de verebilir. Eski Türkçeden günümüze değin bu ekin ses yapısında belirgin bir değişme olmamıştır.

AYRILMA (ABLATİF) HALİ Kelime guruplarında ve cümlede fiilin gösterdiği hareketin kendisinden uzaklaştığını ifade etmek için isim ayrılma halinde bulunur. Türk dilinde isimler ayrılma haline ekleme yöntemiyle sokulur. Ayrılma hali için isim daima ek alır. Bu ek ayrılma hali ekidir. Ayrılma hali eki umumiyetle uzaklaşma ifade eden bir ektir. Bulunduğu yerde fiil yerine isim ve edat da bulunsa genellikle bir uzaklaşma ifade eder. Ayrılma hali eki yönelme ve bulunma ekleri ile birlikte zaman ve mekan içinde işin yer ve istikametini bildirir; bunu bulunma, yaklaşma, uzaklaşma ifade etmek suretiyle yaparlar.

Ayrılma hali eki Eski Türkcede ünsüz uyumuna bağlı olmayarak –tın,-tin,-dın,-din şeklinde dar ünlülüydü. Zamanla, yönelme ve bulunma hali eklerinin örneksenmesinin de etkisiyle olsa gerek ek geniş ünlülü olmuştur. Başındaki ünsüz bakımından ise Batı Türkçesinde ekin uzun zaman ekin yalnız d’li şekilleri mevcut olmuş, t’li şekilleri ancak son zamanlarda ortaya çıkmıştır. Yani ayrılma hali eki Eski Anadolu Türkçesi ile Osmanlıcanın ilk devrelerinde –dan,-den şeklindeydi. Osmanlıcanın sonlarında ünsüz uyumuna bağlanarak bugünkü –dan,-den,-tan,-ten şekillerini almıştır.

Kaynaklar Ergin M. (1982) Türk Dil Bilgisi, İstanbul: Bayrak. Ahanov K. (2008) Dil Bilminin Esasları, çev. Murat Ceritoglu, Ankara: TDK. Karaağaç G. (2012) Türkçenin Dil Bilgisi, İstanbul: Akçağ. Vardar B. vd. (1998) Açıklamalı Dilbilim Yerimleri Sözlüğü, İstanbul: abc. Karaağaç G. (2013) Dil Bilimi Terimleri Sözlüğü, Ankara: TDK. Aksan D. (2015) Her Yönüyle Dil (Ana Çizgileriyle Dilbilim), Ankara: TDK. Eker S. (2010) Çağdaş Türk Dili, Ankara: Grafiker. Hasenov É. (2003) Til Bilimi, Almatı: Sanat. Safiyullina F:S. (2001)Til Gıylimine Kiriş, Kazan: TaRİH.