( ) NECİP FAZIL KISAKÜREK

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
1/20 Yazı Türleri “Seçilmiş bir konu üzerinde, yapılan araştırma ve incelemelerin sonucunu bildiren yazılara denir.” Yukarıda hangi türün tanımı yapılmıştır.
Advertisements

SELİM İLERİ.
1) Gazetelerin ya da dergilerin belli sütunlarında gündelik konuları bir görüş ve düşünceye bağlayarak yorumlayan yazlılardır. Bu türde, yazar ele aldığı.
TANZİMAT DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI
METİNLERİN SINIFLANDIRILMASI
CUMHURİYET DÖNEMİNDE ÖĞRETİCİ METİNLER
SERVET-İ FÜNUN DÖNEMİ.
Dİnİ tasavvuFİ Türk şİİRİ İslamiyet‘in temel ilkelerine dayanarak nefsi arıtıp, ahlâkı güzelleştirerek dini yaşama ve bu yolla allah'a ulaşma düşüncesine.
Öykü ( Hikaye ).
GARİP AKIMI (BİRİNCİ YENİ AKIMI)
GARİP AKIMI (I. YENİ).
SERVET-İ FÜNUN EDEBİYATINDA ŞİİR
ÖZELİKLERİ VE TEMSİLCİLERİ
MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİNDE ÖĞRETİCİ METİNLER
Performans Ödevi Ders : Dil ve Anlatım Konu : Makale (Makale Nedir?Makale Çeşitleri Nelerdir ? Makalenin Özellikleri) Öğrenci Bilgileri İsim: Burak.
CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI
EDİP CANSEVER.
YAKUP KADRİ KARAOSMANOĞLU VE YABAN
CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI
OTUZ BEŞ YAŞ ŞAİRİ ( ).
Hazırlayan:Görkem TOPAL Hazırlık-B
HÜSEYİN CAHİT YALÇIN ( )
BİYOGRAFİ Sanatta, bilimde, politikada veya başka alanlarda tanınmış kişilerin yaşamlarını anlatan yazı türüne biyografi (yaşam öyküsü) denir. "Biyografi"
NECİP FAZIL KISAKÜREK.
ORHAN VELİ KANIK MEHMET ALİ SEL.
NAMIK KEMAL.
HÜSEYİN RAHMİ GÜRPINAR ( ) Naturalizm’in temsilcisidir. Ahmet Mithat geleneğini sürdürür. Dili sadedir. Kahramanlarını çevrelerinin.
KOMPOZİSYON TANIMI:  Farklı parçaları, uyumlu ve düzenli şekilde bir araya getirmeye Kompozisyon denir.
Mehmet ÖZ / Türk Dili ve Edebiyatı Öğreetmeni
Servet-İ fünun edebİyatI
Düşünceye Dayalı Ve Konusunu Yaşamdan Alan Yazı Türleri
Garipçiler (1. Yeniçiler) Geleneksel şiir anlayışına tepki olarak doğdu Garip atıl kitapta görüşlerini ortaya koymuştur Şiirde her kurala karşı çıkmışlardır.
Düşünceyi Geliştirme Yolları
Cumhuriyet Döneminde Öykü ( Hikaye )
1 2. YENİ HAREKETİ 1940 Sonrası Şiiri LÜTFİ BAŞDAŞ 12/D 1789 İSMAİL MALAZGİRTLİ 12/D 1694.
GARİPÇİLER(GARİP AKIMI)
ERBAA SINAV DERGİSİ DERSHANESİ. 1. SORU İstanbullu Hoca olarak da anılan Reşit Efendi hangi romanın kahramanıdır?
D İ VAN-I H İ KMET EDEBıYAT PROJE ÖDEVI. DIVAN- ı HIKMET NEDIR ? K ı SACA TAN ı YAL ı M -> Ahmed Yesevi’nin söyledigi “hikmet” adlı siirleri bir araya.
Ahmet Kutsi Tecer.
YAKUP KADRİ KARAOSMANOĞLU ( )
Aruzu ustaca kullandığı , ulusal duyguları ön plana çıkardığı vatan millet konuları şiirleri ile ün yapmıştır. Milli Edebiyat akımının ilkelerini benimseyen.
İBRAHİM ŞİNASİ HAYATI VE ESERLERİ
Selanik’te yaşadığı yıllarda şiire başlamış, sonraları Agah Kemal takma adıyla Servet-i Fünun’u destekleyen yazılar kaleme almıştır. Sonraki yıllarda.
Konu : DÜZYAZI TÜRLERİNDEN MASAL – ANI – HİKAYE - ROMAN
EDİP CANSEVER.
Düşünceyi Geliştirme Yolları
TANZİMAT EDEBİYATI II. DÖNEM
CUMHURİYET DÖNEMİNDE ÖĞRETİCİ METİNLER DENEME. GENEL ÖZELLİKLER 1.Öğretici metinle bakımından Cumhuriyet döneminde büyük ilerlemeler kaydedilmiştir 2.Cumhuriyet.
( ).  1904 yılında İstanbul’da doğmuştur.  Bahriye Mektebi, İstanbul Üniversitesi Felsefe bölümünde öğrenim gördü.  17 yaşında ‘’İstanbul.
ÖMER BEDRETTİN UŞAKLI (d. 1904, Uşak - ö. 23 Şubat 1946, İstanbul)

Hazırlayan:Ayşe Ulusoy
İBRAHİM ŞİNASİ.
GARİP ŞİİR. Garip Hareketi’nin etkisinin sürdüğü yıllarda şiiri onlar kadar bayağılaştırmak istemeyen, her biri kendine özgü şiir tarzını oluşturmuş aşağıdaki.
TANZİMAT EDEBİYATI’NIN OLUŞUMU
SERVET-İ FÜNUN EDEBİYATI
HÜSEYİN SUAT YALÇIN. ■Hüseyin Cahit Yalçın'ın ağabeyi. Tıbbiye'yi bitirdikten sonra (1886), bir süre Midilli ve İstanbul'da hekimlik yaptı. Uzmanlık.
Edebiyat,sanat,siyaset,ticaret,spor gibi alanlarda başarılı olan; insanlık adına faydalı işlerde bulunan insanların hayatlarının.
EDEBİYAT PERFORMANS ÖDEVİ Adı:Ömer Soyadı:Koca No:284 Sınıf:10/H.
 Divan edebiyatı, Türklerin İslamiyet’i kabulünden sonra meydana gelen yazılı edebiyattır. Arap ve Fars edebiyatı etkisi altında gelişmiştir. Bu etki,
YAHYA KEMAL BEYATLI ( ). Selanik’te yaşadığı yıllarda şiire başlamış, sonraları Agah Kemal takma adıyla Servet-i Fünun’u destekleyen yazılar kaleme.
MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ Meşrutiyet (1908)'ten sonra memlekette başlayan ve o devirde "Türkçülük" adı verilen milliyet hareketi, "edebiyatta millî kaynaklara.
Ahmet Kutsi Tecer 1901 yılında Kudüs'te doğdu. İlköğrenimine Kudüs'te başladı ve Kırklareli'nde devam etti. Lise öğrenimini Kadıköy Sultanisi'nde tamamladıktan.
BİYOGRAFİ Sanatta, bilimde, politikada veya başka alanlarda tanınmış kişilerin yaşamlarını anlatan yazı türüne biyografi (yaşam öyküsü) denir. "Biyografi"
( ) HAYATI Yakup Kadri Karaosmanoğlu, 1889 yılında Mısır’ın Kahire şehrinde doğmuştur. Sanat hayatına Fecriati topluluğunda başlayan sanatçının,
1980 SONRASI MİSTİK DUYARLILIK ŞİİRİ
SOHBET (SÖYLEŞI). SOHBET NEDIR?
Sohbet (Söyleşi).
Öykü ( Hikaye ). Gerçekleşmiş ya da gerçekleşmesi mümkün olayların kişi, zaman ve mekâna bağlı olarak farklı bir kurguyla anlatılmasına "öykü (hikâye)"
Sunum transkripti:

(1905-1983) NECİP FAZIL KISAKÜREK Şiire Milli Mücadele yıllarında başlamış,ilk şiirlerini Yakup Kadri aracılığıyla Yeni Mecmua’da yayımlamıştır.”Kaldırımlar” adlı şiir kitabı büyük ilgi görmüştür.Bu kitabın ardından uzun süre “Kaldırımlar Şairi” olarak anılmıştır. 1933’ten başlayarak piyes ve hikayeler de yazmış;Garip akımının ortaya çıkışıyla şiirden uzaklaşmıştır.1943’ten sonra din ve siyaset alanlarında çalışmaya başlamıştır.Bu dönemde özgün şiirden kopmuş;mistisizmi islami değerlere bağlayan,dinsel ve toplumsal bir kavga sanatına yönelmiştir.

Modern Türk şiirinin mistik şairidir Modern Türk şiirinin mistik şairidir.Materyalist şiirin karşısına mistik şiirle çıkar.Uzunca bir aradan sonra “Sonsuzluk Kervanı” isimli şiir kitabını yayınlar Şiiri üstün bir algılama sorunu ve mutlak gerçeği,yani Allah’ı arama olunda sonsuz bir uğraş olarak bilinir. Türk şiirinde bir gizem rüzgarı estirmiş,Fazıl Hüsnü Dağarca ile Cahit Sıtkı Tarancı’nın da aralarında bulunduğu birçok şair üzerinde etkili olmuştur.Sağlam bir dil yapısına ve trajik öğelere dayanan mistik eğilimli şiirlerinde çağdaş insanın bunalımlarını işler. Türk şiirinde bir gizem rüzgarı estirmiş,Fazıl Hüsnü Dağarca ile Cahit Sıtkı Tarancı’nın da aralarında bulunduğu birçok şair üzerinde etkili olmuştur.Sağlam bir dil yapısına ve trajik öğelere dayanan mistik eğilimli şiirlerinde çağdaş insanın bunalımlarını işler.

Güçlü bir yazım tekniğinin görüldüğü tiyatro oyunlarında ise daha çok korku ve kaygı psikolojisini izler.Anı,makale,inceleme türü eserlerinde daha çok dinsel ve siyasal konuları ele alır.Tekke şiirimizin verilerini modern Fransız şiiri ölçüleriyle değerlendirmiştir.Şiirlerinde soyut insanın evrendeki yerini araştırmış;madde ve ruh problemlerini,iç alemin duygu ve tutkularını dile getirmiştir. Dinç ve oturmuş bir dille,mazbut ve sağlam bir teknikle yazmıştır.İlk şiirlerinde Halk şiirinin öz ve biçim yapısından yararlandığı,bunlara Batılı modern bir özellik kazandırdığı,sonraları mistik dinsel duyuşlarda karar kıldığı görülür.Heceyi ustalıkla kullanır.

Düz yazıları da olmasına karşın şiirleriyle ün salmıştır. Şiiri duygu ve düşüncelerin tam bir uyuşması olarak görür.Ona göre üstün sanatçı, biçim ve kalıptan yani vezin-uyaktan korkmaz,onları kullanma gücü gösterir. Bütün mesele iç şekli bulmaktır;fakat bu iç şeklin gergefi dış kalıptır. “Çile şairi” olarak bilinir. Sağlam bir dil yapısına ve trajik öğelere dayanan mistik eğilimli şiirlerinde çağdaş insanın bunalımlarını işler. Esrarlı iç alemini sağlam bir teknikle,etkileyeci biçimde dile getirir.

Hırçın karakter yapısı,kalem kavgalarında kendini gösterir Hırçın karakter yapısı,kalem kavgalarında kendini gösterir.Çağdaş insanın dinsel bunalımlarını,oyunlarında işler. Şiirin yanı sıra fıkra,makale,tarih,eleştiri,biyografi,monografi,hikaye türlerinde de yapıtlar vermiştir. ESERLERİ Şiir: Örümcek Ağı,Kaldırımlar,Ben ve Ötesi,Sonsuzluk Kervanı,Çile,Şiirlerim Öykü ve Roman: Birkaç Hikaye,Birkaç Tahlil,Ruh Burkuntularından Hikayeler,Aynadaki Yalan,Kafa Kağıdı

Oyun: Tohum,Bir Adam Yaratmak,Künye,Satırbaşı,Namı Diğer Parmaksız Salih,Ahşap Konak,Reis Bey,Para,Abdülhamit Han Monografi-Makale-Fıkra-Anı: Birkaç Hikaye Birkaç Tahlil,Namık Kemal,Çerçeve,Son Devrin Din Mazlumları,Hitabe,İhtilal,Yılanlı Kuyudan,Hac,Babıali,Çöle İnen Nur,İman ve İslam Atlası

CAHİT SITKI TARANCI (1910-1956) Cumhuriyet dönemi şiirimizin öncülerindendir.Estetik ve bireysel şiir görüşüyle hemen bütün şiirlerinde “yalnızlık”,”ölüm” ve “fanilik” konularını işler.Toplumsal yaşantılarını şiirine öz olarak almış;şiirlerinde yaşamanın ve aşkın güzelliğini anlatmıştır.Mutluluk kokan duyguları arasında karamsarlığını,yaşama sevinci ile dolu olduğu anlarda yalnızlık ve ölüm korkusunu duymamak olanaksızdır.

Hecenin kalıplaşmış duraklarını atarak heceye yeni söyleyiş olanakları hazırlamıştır.Şiirde biçime önem verir.Türkçe’yi tüm doğallığı ve sıcaklığıyla şiire aktaran ,”yeni şiiri” hazırlayan şairlerden biridir.Kendine özgü yalın,açık,duru ve içten bir söyleyişi vardır.Cahit Sıtkı,dışarı bakarak kendi içini söyleyen bir şairdir. Şiirin yanı sıra,deneme,makale,mektup,hikaye türlerinde de yazmıştır.Ölçülü-uyaklı da olsa şiirlerinde Türkçe’nin söyleyiş güzelliğini göz ardı etmemiştir. Birçok şiirinde çoklukla dörtlüklerden oluşan nazım biçimlerini ,dokuzlu,onlu,on birli,on dörtlü,hece ölçüsünü,çapraz uyak örgüsünü kullanmış;serbest nazma da yer vermiştir.

Dönemin en çok okunan şairlerindendir Dönemin en çok okunan şairlerindendir.Bir yandan Garip akımından etkilenerek serbest şiiri denemiş,diğer yandan Baudelare,Verlaine gibi Fransız şairlerinin etkisinde kalmıştır.Ama hiçbir akıma bağlanamayan,uyum ve biçimi gözeten,duygulu,içten,kendine özgü bir şiir geliştirmiştir. Ziya Osman Saba ile çocukluk arkadaşıdır.İki şair arasında edebiyatımızı etkileyen yazışmalar Tarancı’nın ölümüne kadar sürmüştür.

ESERLERİ Şiir: Ömrümde Sükut,Otuz Beş Yaş,Düşten Güzel,Bütün Şiirleri Mektup: Ziyaya Mektuplar(edebi mektup) Öykü: Cahit Sıtkı’nın Hikayeciliği ve Hikayeleri Seçme Yazılar: Sonrası

AHMET MUHİP DIRANAS (1909-1980) Bireysel ve estetik şiir görüşüne bağlıdır.Şiirlerinde bir duygululuk,ses biçim güzelliği ve sağlam bir dil yapısı görülür.Ona göre “Şiir kelimelerle dördüncü bir boyut yaratma çabasıdır.Şiirin amacı insandır.”Hece ölçüsünü kullanarak yeni bir şiir kompozisyonu içinde dilimizin özgürlüğüne ulaşır.Şiirlerindeki biçim kaygısıyla,kendine özgü söyleyişiyle özgün duygusallığıyla yazınımızda kendine yer edinmiş bir şairdir.

Dönemdeki şairler serbest nazımla şiir yazmalarına karşın o,ölçü ve uyaktan vazgeçmemiş;değişik nazım biçimlerini uygulamasıyla dikkat çekmiştir.En çok kullandığı dörtlüklerden oluşan nazım biçimleri yanında ikilik,üçlük,beşlik,yedilerden oluşanlar;sone,terza-rima biçiminde olanlarda vardır.Uyak örgüleriyle kendisinin düzenlediği biçimlerde göze çarpar. Fransız şiirinin etkileri görülse de biçimsel yenilikleri denemiştir.Söyleyiş ve içerikte tutucu değildir.Dış dünyadan algıladıkları görüntüleri,hüzünlü ve mutsuz duygularıyla yorumlayarak anlatmıştır.Yalın söyleyişinde her zaman açık olmayan yer yer imgeler ve benzetmelerle izlenimci bir özellik görülmektedir.

Bazen yepyeni sözcükler kullanmakta,karşındaki kişiyle konuşan bir anlatım göze çarpmaktadır. Aşk ve mutluluk özlemi,mevsimlerin,gecelerin,bulutların esinleri,çevreden,insanlardan ve nesnelerden gelen duygular,insanın iç dünyası,tarih,metafizik,doğa aşkı,yitirilenler,umut ve umutsuzluklar,şiirlerindeki başlıca temalardır.Bu temaları mecazlı,sembollü,çoğunlukla destansı bir söyleyişle şiirleştirir. Dil ve söyleyişindeki yenilik,insan psikolojisi ve davranışlarını ustaca yansıtmasıyla edebiyatımızda özel bir yeri vardır.Şiirlerinde taze bir duygusallık,ses biçim güzelliği ve sağlam bir dil yapısı görülür.

Baudelaire şiir anlayışıyla Halk şiirini kaynaştırmakta başarılı olmuştur.İnsanı iç dünyasını tarih,metafizik,doğa temalarını,güzelliğe olan aşkını,yaşama sevincini mecazlı,sembollü,genellikle de destansı bir söyleyişle dile getirir. Daha sonraki yıllarda ilk şiirlerindeki Baudelaire etkisinden sıyrılarak,dil ve üsluba ağırlık vermiştir.Şiiri plastik bir söz bütünü haline getirene kadar yoğuran bir şairdir.”Olvido”,”Kar”,Fahriye Abla” bu oluşumun önemli ve yıllardır unutulmayan örnekleridir. Dıranas,Orhan Veli ve arkadaşlarının çıkışından sonra unutulmaya başlayan hece şairleri arasında geçerliliğini yitirmeyen,bir süre sonra da yeniden yüceltilen tek şairdir.

Şiirden başka,tiyatro türünde de yapıtlar vermiştir Şiirden başka,tiyatro türünde de yapıtlar vermiştir.Çevirileri,düzyazıları ve oyunları da büyük ilgi görmüştür. ESERLERİ Şiir: Şiirler,Kırıksaz Oyun: Gölgeler,Çıkmaz,O böyle istemezdi,Oyunlar

FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA (1914-...) İlk şiirlerinde Necip Fazıl Kısakürek etkisinde kalmış,kendi şiir çizgisine yönelişi ”Çocuk ve Allah”,”Daha” kitaplarıyla başlamıştır. İç ve dış gerçeklere bakarak,bilinçaltına yönelerek şiirimize yeni ürperişler getirmiştir.Şiiri devamlı olarak bir yenilenme içindedir. Kurallı biçimlerden kuralsız biçimlere,anlamsız özlerden en yalın anlamlara varan şiir türlerini bir bir dener. Bireysel tutkulara toplumsal gerçekleri bol mecazlarla,hayaller ve simgelerle ortaya koyar.Şiirleri genellikle epik-dramatik,lirik-didaktik ve toplumsal gerçekçilik çerçevesindedir.

Ona göre sanat,hem bir saat gibi içinde bulunduğumuz zamanı,hem de bir pusula gibi gidilmesi gereken yönü işaret etmelidir. Günlük konuşmaların yanında arı dile,hayali kamçılayan çağrışımlara,şiirin güzelliğini yansıtan kompozisyonlara geniş yer verir. Çocuk ve Allah temaları üzerine halka halka genişleyen bir bütünlük görüşünün hakim olduğu ikinci kitabından itibaren şiire yeni olanaklar kazandırmıştır.Şiirlerinde mağara devri insanından modern çağın insanına kadar,insanoğlunun iç ve dış dünyasını,yurt ve dünya insanını çok değişik cepheleriyle işlemiştir. Şiiri “sezgi” ve “us” olmak üzere iki dönemde incelenebilir.Sezgi döneminde kendine has bir şiir dili biçimi yaratmaya çalışmıştır.

“Us” dönemi ise güçlü bir Türkçe tutkusuyla dikkat çeker “Us” dönemi ise güçlü bir Türkçe tutkusuyla dikkat çeker.Bu dönemde dilin sadeleştirmesi çabalarına katılmış,evrensel temalara ağırlık vermiştir.1970 sonrasında çoğunlukla çocuk şiirleri yazmıştır.Hem Türkiye’de hem uluslararası düzeyde birçok ödül kazanmış,kitapları birçok dile çevrilmiş,şiirleri birçok ülkede okunmuştur. Dağlarca,eserlerini özü,sayısı ve hacimleri bakımından Tanzimat’tan bu yana şiirimizin en verimli sanatçısıdır.

ESERLERİ Şiir: Havaya Çizilen Dünya ,Çocuk ve Allah,Daha,Çakırın Destanı,Taş Devri,Üç Şehitlerden Destanı,Toprak Ana,Aç Yazı,İstiklal Savaşı-Samsun’dan Ankara’ya,İstiklal Savaşı-İnönüler,Sivaslı Karınca,İstanbul-Fetih Destanı,Anıtkabir,Asu,Delice BöcekBatı Avcısı,Mevlana’da Olmak(gezi) ,Hoo’lar,Özgürlük Alanı,Cezayir Türküsü(Fransızca,İngilizce ve Arapça çevirileriyle birlikte),Aylam,Türk Olmak,Yedi Mehmetler,Çanakkale Destanı,Dışarıdan Gazel,Kazmalama,Yeryağ,Vietnam Savaşımız(İngilizcesiyle),Kubilay Destanı,Vietnam Körü(destan-oyun),Hiroşima(Fransızca,İngilizce çevirileriyle),

Malazgirt Ululaması,Kınalı Kuzu Ağıdı,Gazi Mustafa Kemal Atatürk,Horoz,Hollandalı Dörtlükler,Çukurova Koçaklaması,Nötron Bombası,Yunus Emre’de Olmak,Çıplak,İlk Yapıtla 50 Yıl Sonrakiler,Uzaklarda Giyinmek,Dildeki Bilgisayar

NURULLAH ATAÇ(1898-1957) İstanbul’da doğan Ataç,savaş yıllarında radyoda uzun süre “Evin Saati” adlı programı hazırlayan Dr. Galip Ata’nın kardeşlerinden biridir.Ataç ilkokulu(iptidai)1909 yılında bitirmiş,aynı yıl annesini yitirmiştir.Daha sonra dört yıl Mekteb-i Sultani’de(Galatasaray Lisesi)okumuş,okulda Burhan Asaf(Belge) ve Vedat Nedim(Tör) gibi sonradan yazar olacak arkadaşlar edinmiştir. Birinci Dünya Savaşı’nın başlamasından az önce eğitimini tamamlamak üzere babasının isteğiyle İsviçre’ye gitmiş,ancak oradaki okul yaşamından pek hoşlanmamıştır.

Cenevre’de kaldığı süre içinde Fransızca’sını ilerleten Ataç,bu arada tiyatroya merak salmış,arkadaşlarının sahnelediği Hamlet’te “Balıkçı” rolünü oynamıştır. Kendisini “edebiyatı,sanatı dert edinmiş,gece gündüz edebiyat düşünen bir adam” olarak tanımlıyor.Ataç’ın ilk yazısı 1921 yılında Dergah dergisinde çıkmıştır.Daha sonra tiyatro eleştirileri yazmaya başlamıştır. Ataç’ın bir de Yahya Kemal Beyatlı’nın yönettiği dergah gazetesinde şiir yaşamı vardır.Ancak,kendi sözleriyle “şair olmadığını ve olamayacağını anlatan” Ataç,şiiri bırakıp 1922 yılında Falih rıfkı Atay’ın çağrısıyla akşam gazetesinde yazmaya başlamıştır.Daha sonra doğrudan yazın yapıtlarına,yazın sorunlarına yönelir,eleştiri ve deneme yazmayı uğraş edinir.

Türk edebiyatında modern anlamda deneme türünde ilk ürün veren yazar ve eleştirmendir.Ataç;çeviri,deneme ve eleştirileriyle Cumhuriyet dönemine damgasını vurmuştur. Yeni bir kültür ve dil arayışı içinde,kendi türettiği sözcükleri,devrik tümceleri ve kendine özgü biçimiyle divan şiiri,yeni şiir,eleştiri gibi çeşitli konularda kişisel yönü ağır basan yazılarındaki kuşkucu ve cesur tavrıyla pek çok genç yazarı etkisi altına almıştır. Ataç;Türkçe’nin özleşmesi,edebiyatımızın yenileşmesi için büyük çaba göstermiştir.Kör inançlarla,beylik düşüncelerle savaşmış,duygusallıktan sıyrılarak akılcı bir yöntemle özgür düşüncenin yolunu açmıştır.

Devrik cümleleri çok,yabancı sözcüklerden arınmış kendine özgü bir dili vardır.Yazı diline konuşma dilindeki özellikleri aşılarken gösterişten süsten yapmacık özentiden uzak bir anlatım ı vardır. Eski Türk edebiyatı ile Çağdaş batı edebiyatını incelemiştir.Yeni bir kültür,edebiyat ve dil arayışı içinde olmuştur.Çoğulcu bir düşünce yapısına ulaşmak için Batı hümanizmi ve demokratikleşme sürecini sindirmek gerektiğini savunur.Türkiye’de ulusal benliği koruyan bir Batılaşma modeli uygulanmasını önerir. Eleştirmenin,okura sezinleyemediği güzellikleri tanımasını gerektiğini savunur.Şiir,makale,inceleme,sözlük,söyleşi yazmış,çeviriler yapmıştır.

ESERLERİ Deneme-Eleştiri-İnceleme: Günlerin Getirdiği,Sözden Söze,Karalama Defteri,Ararken,Diyelim,Söz Arasında,Okuruma Mektuplar,Prospero ile Caliban,Günce1-2,Dergilerde,Söyleşiler,Günce Çeviri: Aisopos:Masallar, Lukianos:Seçme Yazılar 1,2,3,Sophokles:Oipidus Kolonos’ta,Plautus:Amphitryon,Balzac:Vandetta,Stendhal:Kırmızı ve Siyah 1,2,Laclos:Tehlikeli Alaklar,Simenon:Kiralık Oda

AHMET KUTSİ TECER(1901-1967) Memleketçi,ulusçu yolunu izleyen şairlerden biridir.Edebiyata şiirle başlamış;şiirleri 1921’den sonra Dergah ve Milli Mecmua gibi dergilerde yayımlanmaya başlanmıştır.Daha sonra Varlık,Oluş,Yücel ve Ankara Halk evi’nin çıkardığı,kısa bir süre de kendisinin yönettiği Ülkü gibi dergilerde bu uğraşını sürdürmüştür. Hececilere bağlanmayarak sanatını tek başın sürdürmüştür.1932’de “şiirler” adlı kitabında topladığı şiirlerinden sonra yazdıkları yalnızca dergilerde kalmıştır.

Şiirlerinde hece ölçüsünü benimsemiş,kimi zaman lirik bir biçimde ve canlı bir dille kişisel duygularını aktarmış,kimi zaman da ulusal duyguları öne çıkaran temalara yönelmiştir. Çoğunluğu dergilerde olmak üzere Halk edebiyatı ve folklor konularında çeşitli incelemeleri de vardır.Samimi ve ince duygulu memleket şiirleri tanınmasında etkili olmuştur.Heceye yeni imkanlar aramıştır.Halka giden halkı bize getiren şairdir.Şiirin saf sesini vermek ister. Zaman zaman da ülke sorunlarına el atar.Sonradan başladığı oyun yazarlığında da yine ulusal duyguları işlemiştir.Ünlü halk ozanımız Aşık Veysel’in keşfedilip Türkiye’ye tanıtılmasında önemli rolü vardır.

ESERLERİ Şiir: Şiirler,Tüm Şiirleri Oyun: Köşebaşı,Koçyiğit Köroğlu,Bir Pazar Günü,Satılık Ev,Yazılan Bozulmadan İnceleme:Köylü Temsilleri,Sivas Halk Şairleri Bayramı

MİTHAT CEMAL KUNTAY(1885-1956) Yazmaya şiirle başlamış,çeşitli dergilerde yayınlanan ve aruzu ustaca kullandığı,ulusal duyguları ön plana çıkardığı,vatan ve millet konularında aruzla yazdığı epik-lirik şiirleriyle tanınmıştır. Şiirlerinde aruz,geleneksel nazım biçimleri ve uyaklar dışında,sözcüklerin yinelenmesi ve aliterasyonlarla uyum sağlamaya çalışır.Klasik şiirimizden kalma kimi deyişleri kullanılır. Yalın bir dil kullandığı “Kemal “,”Yirmi Sekiz Kanun-u Evvel”gibi oyunlarında yurt sevgisi konusunu işlemiştir.Meşrutiyet dönemini konu alan araştırmalarıyla adını iyice duyurmuş,tarihsel bir nitelik taşıyan ve roman dalında tek yapıtı olan Üç İstanbul romanıyla da yazınsal değerini arttırmıştır.

ESERLERİ Şiir: Türk’ün Şehnamesinden Antoloji: Nefais-i Edebiye Oyun: Kemal,Yirmi Sekiz Kanun-ı Evvel Roman: Üç İstanbul Biyografi: İstiklal Şairi Mehmet Akif,Namık Kemal,Sarıklı İhtilalci Ali Süavi İnceleme ve Araştırma: Hitabet ve Münazara Dersleri,Hitabet Dersleri

KEMALETTİN KAMU(1901-1948) Türk Dil Kurumu Terim Kolu Başkanlığı yapmıştır.Hakimiyet-i Milliye ve Yeni Gün gazetelerinde yazılar yazar.Atatürk ve İnönü’nün çeşitli gezlerine katılır.İlk şiirleri Bütün Mecmua’da yayınlanır.Kurtuluş Savaşı sırasındaki şiirleriyle dikkat çeker. Hece ölçüsü kullandığı şiirleriyle Milli Edebiyat Akımına bağlı bir şiir olarak bilinir.İlk şiirlerinde vatan sevgisi,milli mücadele,sonraki şiirlerinde aşk,gurbet,yalnızlık gibi konuları işlemiştir. Gösterişli olmayan bir kahramanlığı,ince bir içlenmeyle acıyla aktarır.İlk şiirlerinde aruzu kullanmasına karşın daha sonra hece ölçüsüyle Milli Edebiyat akımına bağlı yurt sevgisi,aşk,ulusal kurtuluş,heyecanını yansıtan şiirler yazmıştır.

Yazdıklarının hepsinin birbirinden değerli ürünler olduğunu söylemek ne yazık ki mümkün değildir.Bazı şiirlerini zayıf olduğunu kendisi de bilir.Bu yüzden yaşadığı dönemde pek çok şiiri yayınlanmamıştır.Kamu;incedir,kırık gönüllü,incinmelerin ve gurbetin şairidir.Ne var ki;yaradılışına uygun olmayan bir döneme rastlamıştır yaşamı… Savaşlardan ,işgallerden,bir de politikadan uzak yaşasaydı,Türk şiirindeki yeri bugünkünden çok farklı olurdu.

ESERLERİ Şiir:Gurbet,Gurbet Geceleri,Gurbette Renkler,Kimsesizler,Bingöl Çobanları,Güz,İzmir’e Tahassür,Hazan Yolcusunda,İrşat,Söğüt Şiirleri ölümünden sonra Rifat Necdet Evrimer tarafından “Kemalettin Kamu,Hayatı,Şahsiyeti ve Şiirleri”adlı kitapta toplanmıştır.