Uzun Süreli Bellek I
Uzun süreli bellekte depolama, bir yapılandırma sürecidir Uzun süreli bellekte depolama, bir yapılandırma sürecidir. İnsan çevreden aldıkları duyumları ve algılamaları arasında farklılık vardır. Duyumlarımızın çok daha azını yorumlarız. Ancak aynı zamanda, algılama duyumdan fazlasıdır. Tek başına duyum, devam eden olayların yeterli şekilde yorumlanması için kısıtlı bilgi sağlar. İnsanlar genel bir algı oluşturmak ya da belirli bir duruma ilişkin zihinsel bir düzenleme yapmak için duyusal kayıttan gelen bilgileri kullanırlar.
Görsel uyaranda atlama Görsel uyaranlar, gözümüze akışkan bir şekilde gelmez, sekmeler-atlamalar ile gelir. Göz periyodik olarak bir odak noktasından diğerine atlayarak, “anlık durum görüntüleri” alır. Odak noktasındaki bu atlamalar saniyede 4-5 kez olur ve görsel duyum, temel olarak aradaki dinlenme dönemlerinde oluşur. Bir görüntüye ilişkin saniyede 4-5 görüntü almak, bu görüntülerin akışkan değil düzensiz ve değişken olmasına yol açar.
Ancak biz böyle görmüyoruz çünkü zihnimiz görsel duyumları yorumlarken büyük ölçüde “tamamlama” yapıyor.
Kişi bir duyumdan bir anlam çıkarttığında, bu anlam kişiye çok açık görünür. Ve bu açık anlam aynı uyaranla karşılaştığınız her seferinde aynı şekilde algılama eğilimi belirir. Aynı nesneyi, farklı insanlar farklı algılar ve yorumlar. Bunun nedeni yapılandırma süreçlerinin farklı olmasıdır. Sonuçta aynı olaya tanıklık eden farklı insanlar uzun süreli belleklerine farklı şeyler depolarlar.
Uzun süreli Bellekte Depolama Süreçleri Bilginin uzun süreli bellekte depolanmasında ne tür özellikler ortaya çıkmaktadır?
Fok balığı hikayesi Kelimeler değişti Ana temaya katkıda bulunan önemli olaylara odaklanıldı Hikayenin bölümleri değişti, kültüre ve mantığa uygun hale getirecek eklemeler yapıldı Olayları tanımlamanın yanı sıra bir açıklama eğilimi oluştu
Bilgilerin Uzun Süreli Bellekte Depolanmasını Etkileyen 6 Bilişsel Süreç Seçme Tekrarlama Anlamlı öğrenme İçsel örgütleme Detaylandırma Görsel canlandırma
Seçme Edindiğimiz bilginin bir kısmı uzun süreli bellekte otomatik olarak depolanır. Ancak açık bilginin çoğu- nasıl bildiğimizi açıklayabildiğimiz- bilginin çoğu hem dikkat hem de kodlama gerektirir. Kodlama zaman alır. Bu nedenle uzun süreli belleğe kaydedilecek bilgi konusunda oldukça seçici olmak gerekmektedir
Seçim süreci daha çok kısa süreli belleğin ve yürütücü kontrol işlemlerinin biraz da uzun süreli belleğin denetiminde gerçekleşir. Bireylerin bakış açıları, öncelikleri, kendileri için neyin yararlı olacağına ilişkin tahminleri onların ne düşündüklerini ve neye dikkat ettiklerini etkiler.
Seçim yapma konusunda öğrencilerin dışarıdan desteğe de ihtiyaçları olabilir. Bunun için öğretmenler çeşitli stratejiler uygulayabilirler. Ör: önemli olanı belirtmek, defalarca vurgulamak (farklı ifadelerle birkaç kere belirtmek zengin örneklendirme vs) ve eğitim materyallerinde kullanmak gibi.
Tekrarlama Aşağıdakilerden hangisine katılırsınız? a) Yeni edinilen bilgiyi tekrar etmek bilgiyi kısa süreli bellekte süresiz olarak tutar b) Tekrarlama uzun süreli bellekte bilgi depolama yöntemidir (İnsanlar sık tekrarladıkları şeyleri daha az tekrarladıkları şeylerden daha iyi hatırlarlar) (Atkinson ve Shiffin, 1971) c) Sadece tekrar ile bilgi uzun süreli bellekte depolanmaz yeni bilgi mevcut bilgi ile ilişkilenmek (anlamlandırılmak) zorundadır (Klatzky, 1975)
Tek başına tekrarın bilginin uzun süreli belleğe gönderilmesine yol açıp açmadığını inceleyen bir çalışmada (Craik ve Watkins,1973) üniversite öğrencilerinin hem işleyen bellekleri (Kısa süreli bellekleri) hem de uzun süreli bellekleri ayrı ayrı işlerle meşgul edilmiştir.
Bu çalışmada üniversite öğrencilerinden hem ksb’te bazı kelimeleri tekrar etmeleri, hem de başka kelimeleri ve belirli kriterleri karşılayıp karşılamadıkları konusunda incelemeleri istenmiştir. Sonuç; tekrar sayısı, hatırlama ölçüsünü etkilememiştir. Çünkü bireyler ksb’de tekrar ettikleri kelimeleri usb ile ilişkilendirme fırsatı bulamamışlardır.
Aynı çalışmada kelime ekleme hızı yavaşlatıldığında ise, tekrarlanan kelimeler daha iyi hatırlanmıştır çünkü öğrenciler kısa süreli belleğin kapasitesini ilişki kurmak için kullanabilmişlerdir.
Bilgi, anlamlı hale getirilmeye çalışılmadan ya da anlaşılmaya çalışılmadan depolandığında, aslında diğer bilgilerden kısmen daha ayrı biçimde depolanır. Bu durum ezbere dayalı öğrenme olarak adlandırılır. Ezbere dayalı bilgi kısmen bağımsız –bağlantısız- kodlandığı için geri çağırılması da daha zor olur.
Basit tekrar uzun vadede bilgilerin depolanması için etkisiz bir yöntemdir. Bilgiyi uzun süreli depolamak için daha etkili olan süreçler anlamlı öğrenme, içsel örgütleme, detaylandırma ve görsel canlandırma daha etkilidir.
NAALMKLIEİLREMEL
ANLAMLI ÖĞRENME ANLAMLIKELİMELER
İlişkilendirme denilen süreç, anlama ve kavrama sürecidir. İlişkilendirme, anlamlandırma, anlama ya da kavrama, hem depolamayı hem de geri çağırmayı kolaylaştırır.
İşlem aslında gerçekten basit. Öncelikle farklı gruplar oluşturun İşlem aslında gerçekten basit. Öncelikle farklı gruplar oluşturun. Tabii ki, ne kadar yapılacak şey olduğuna bağlı olarak bir grup da yeterli olabilir. Olanak yetersizliğinden dolayı başka bir yere gitmek zorunda kalırsanız, bu bir sonraki adım, aksi takdirde herşey gayet iyi ayarlanmış. Fazla abartmaman önemli. Yani, bir kerede çok fazla şey yapmaktansa birkaç bir şey yapmak daha iyidir. Kısa vadede bu önemli gibi görünmeyebilir ancak kolaylıkla karmaşık hale gelebilir. Yapacağınız bir hata da pahalıya mal olabilir. İlk etapta tüm süreç karmaşık görünecektir. Ancak kısa zamanda yalnızca hayatın başka bir yüzü haline gelecektir. İleride yeniden gerekli olup olmayacağını öngörmek zor ancak bunu kimse bilemez. İşlem bittikten sonra, materyaller yeniden farklı gruplara ayrılır. Daha sonra uygun yerlerine yerleştirilebilir. Sonuç olarak bir kereden fazla kullanılacak ve bu döngü tekrar edilecektir. Ancak bu da hayatın bir parçasıdır
Sadece sözel olan materyalin değil görsel materyallerin de anlamlı olması hatırlamayı kolaylaştırır. Sayfa 193’e gidiniz
Etiket verilen öğrenciler etiket verilmeyen öğrencilere göre çok daha doğru ve kolay hatırlamışlardır.
Anlamlı Öğrenmede Öz Referans Etkisi: Kişinin bilgiyi kendisi ile ilişkilendirmesi, bu bilginin daha kolay depolanmasına, hatırlanmasına yani öğrenilmesine yol açar.
Rogers, Kuiper ve Kirker (1977) üniversite öğrencilerine bir sıfat listesi göstermiş ve listedeki kelimeler ile ilgili sorular sormuşlardır.
Büyük harfle mi yazılmıştı (doğru hatırlanma yüzdesi: %3) -----------ile kafiyeli mi? (doğru hatırlanma yüzdesi: %7) -----------ile aynı anlamda mı? (doğru hatırlanma yüzdesi: %13) Sizi anlatıyor mu? (doğru hatırlanma yüzdesi:%30)