4. AKIL VE İMAN: DİNİ İNANCIN TEMELSELLİĞİ Dini inancın rasyonel olması için kanıta dayanması zorunlu mudur? Katı delilciliğin sembol ismi K. Clifford’a göre, yetersiz delille bir şeye inanmak her zaman, her yerde ve herkes için yanlıştır. Alvin Plantinga gibi filozoflar ise delil olmadan da bir inanca sahip olmanın rasyonel olabileceğini ileri sürer. Plantinga’ya göre bir dini inanç «temel inanç» olabilir ve bu takdirde delille ortaya konulması zorunlu olmaz. Peki bir inancın «temel inanç» olması veya olmaması ne anlama gelmektedir?
Klasik Temelselcilik Bilgi felsefesinde temelselcilik, inançlarımızın bir kısmının «temel», diğer kısmının ise «temel olmayan» inançlar olduğunu savunur. Şöyle ki; biz bazı inançlarımızı başka bazı inançlarımıza dayandırırız. Ancak bu böyle sonsuza kadar gitmez. Bir yerde, artık kendileri başka inançlara dayanmak durumunda olmayan temel inançlar alanında bu geriye gidiş durur. Sonuç olarak bizim bazı inançlarımız «temel» inanç iken bazıları bu temel inançlardan çıkarım yoluyla elde edilmiş «türetilmiş» inançlardır.
Klasik Temelselciliğe Göre Temel İnanç Peki klasik temelselciliğe göre neler temel inançtır? Bunların başında doğruluğu kendinden apaçık (self-evident) zorunlu doğrular gelmektedir. Ör. «bütün parçasından büyüktür» ve «2+2=4» gibi doğrular zorunlu olarak doğrudurlar ve başka bir delile ihtiyaç duymazlar, dolayısıyla temel inançlarımızı oluştururlar. Yine doğruluğunu duyularımızla apaçık bir şekilde idrak ettiğimiz (sense-evident) önermeler de temel inanç oluştururlar. Ör. «Şu an elimde bir kalem var» önermesi duyular dışında başka bir delile ihtiyaç duymayan bir «temel inanç» ifadesidir.
Klasik Temelselciliğin Eleştirisi Plantinga, klasik temelselciliğin bu temel inanç anlayışını eleştirmiştir. Ona göre, bu anlayış, aslında temel inanç olan bazı inançları dışarıda bırakmaktadır. Ör. «Dün işe gittim» önermesinin ifade ettiği inanç hafızaya dayalı bir inançtır. Ancak klasik temelselciliğe göre temel bir inanç değildir, çünkü kendiliğinden apaçık olmadığı gibi duyularla da apaçık bir şekilde bilinemez. Plantinga’ya göre bu inanç başka bir inanca dayanmadığı için temel bir inançtır.
Tanrı İnancının Temel İnanç Olması Plantinga’ya göre, evrendeki muhteşemlik ve güzellik karşısında yaşadığı tecrübeden dolayı bir kimse Tanrı’nın onu yarattığı inancına sahip olabilir. Yine böyle bir kimse «Tanrı beni gözetiyor» «Tanrı beni seviyor» «Tanrı bana hitap ediyor» gibi inançlara sahip olabilir ve bu inançlar o kimse için temel inanç olabilir. Nasıl ki «Karşımdaki şahıs sevinçlidir» önermesi bizden başka varlıkların var olduğunu öngörmek durumundaysa aynı şekilde, «Tanrı beni koruyor» şeklindeki inançlar da «Tanrı vardır» önermesini öngörmektedir.
Plantinga’ya Göre Temel İnanç Kriteri Peki Plantinga’nın görüşünü kabul edersek bir inancın temel inanç olup olmaması konusunda nasıl bir kritere sahip oluruz? Ör. Biri «Büyük Kabak her Cadılar Bayramı’nda gelir» inancına sahip olsa ve bu inancının «Tanrı beni koruyor» inancı gibi temel inanç olduğunu iddia etse ona ne diyebiliriz? Bu kişinin «Büyük Kabak»la ilgili inancının temel inanç olmadığını hangi düzlemde öne sürebiliriz. Plantinga bu noktada tepeden inme bir kriter yerine, tümevarımsal bir yol teklif eder. Tek tek örneklerden bir hipotez geliştirilmeli ve bu hipotez örneklerle denetlenmelidir.
Temel İnanç Yanlışlanabilir mi? Plantinga’ya göre, bir inancın temel bir inanç olarak kabul edilmesi o inancın sonsuza kadar temel inanç olarak kalacağı anlamına gelmek zorunda değildir. Ör. yolun ortasında bir su birikintisi gördüğünü söyleyen bir kimseye bunun bir rahatsızlıktan kaynaklandığı kesin olarak gösterilebilirse o kişinin inancı artık temel olmaktan çıkar. Aynı şekilde Tanrı’nın varlığı inancına temel inanç olarak sahip olduğunu iddia eden bir teiste karşı deliller gösterilebilir. Bu durumda teist kendini savunmak durumundadır.
Değerlendirme Peki böyle bir temel inanç anlayışı bizi epistemik göreceliğe/çoğulculuğa götürmez mi? Bu durumda doğruluk sorusu gündemden çıkmaz mı? Plantinga bunun felsefede olağan bir durum olduğunu ve herkesin ittifakla kabul edeceği bir kriter beklenmemesi gerektiğini söyleyerek cevap verir. Bazı eleştirmenlere göre, böylesi bir temel inanç anlayışı, ya temel inançları göreceleştirecektir ya da temel inançların neler olabileceğini baştan sınırlayan bir dogmatizme dönüşecektir.
Değerlendirme Plantinga böyle bir temel inanç anlayışını nihai ve ideal bir epistemik durum olarak önermez, aksine bir başlangıç durumu olarak görür. Esasen burada Plantinga’nın rasyonellikten kastettiği şey, epistemik olarak izin verilebilir olma (ruhsat) halidir. Buna göre bir inancın rasyonel olması onun doğru olmasını teminat altına almaz. Bu yaklaşım fideist olmakla eleştirilmiştir. Ancak belirgin bazı farklılıklara dikkat etmek gerekir. Plantinga inancı akla ve delillendirmeye kapatmaz. Halbuki fideist yaklaşımlar bu konuda kategorik bir tutum içindedir.
Kaynaklar Reçber, M. S. (2013). «Akıl ve İman», Din Felsefesi, Recep Kılıç (ed.), Ankara: Ankuzem, ss. 175-223. Reçber, M. S. (2004). «Plantinga ve Tanrı İnancı’nın Temelselliği», Felsefe Dünyası, S. 39. Peterson M. vdğ. (2003). Akıl ve İnanç: Din Felsefesine Giriş, (çev. Rahim Acar), İstanbul: Küre Yay. Plantinga, A. (2013). «Doğal Teolojiye Yönelik Reformcu İtiraz» Din Felsefesi: Seçme Metinler, ed. Michael Peterson vdğ. İstanbul: Küre, ss. 329-342. Pargetter, R. (2013). «Tecrübe, Uygun Temelsellik ve Tanrı İnancı», Din Felsefesi: Seçme Metinler, ed. Michael Peterson vdğ. İstanbul: Küre, ss. 342-349. Aydın, M. (2002). Din Felsefesi, İzmir: İlahiyat Fakültesi Vakfı Yayınları. Davies, Brian. (2011). Din Felsefesine Giriş, (çev. Fatih Taştan), İstanbul: Paradigma Yay. Evans, C. S. & Manis, R. Z. (2010). Din Felsefesi: İman Üzerine Rasyonel Düşünme, (çev. Ferhat Akdemir), Ankara: Elis Yayınları. Taylan, N. (2015). Düşünce Tarihinde Tanrı Sorunu, İstanbul: Mahya Yay. Yaran, C. S. (2011). Bilgelik Peşinde: Din Felsefesi Yazıları, İstanbul: Ensar Neşriyat. Uslu, F. (2004). Felsefi Açıdan İmanı Temellendirme, Ankara: Ankara Okulu Yayınları. Özcan, H. (1992). Epistemolojik Açıdan İman, İstanbul: Marmara Ün. İlahiyat Vakfı Yayınları.